uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

17 Kasım 2012 Cumartesi

41. Bölüm Zombilerin Dünyası Son


Ölüm Meleği'nin ve Doktor Deniz'in bulunduğu hummer'in telsizi öttü.

Ölüm Meleği : Neden rahatsız ediliyorum.

Asit : Komutanım. Ateş'in arabasını ve Ateş'in askerlerinin olduğu arabayı arkamda göremiyorum.

Ölüm Meleği : Lanet olsun. Navigasyondan yerlerine bak.

Asit : Baktım efendim. Şu an bizden tamamen ters istikametteler.

Ölüm Meleği : Ne yapmaya çalışıyor bu çocuk. Lanet olsun. Döndür arabayı Asit.

Asit : Emredersiniz Komutanım.



Beş adrenalin askeri , Mustafa Sansar Ferit ve Cumali ,  Ateş, Tuğba , Ali Arda , Cehennem ve Kabil   fark ettirmeden Mirza ve Sebastian'ın peşine düşmüşlerdi. Patika yoldan hızlı bir şekilde ilerleyerek önlerini kestiler Mirza ve Sebastian'ın..

Sebastian ve Mirza Arabadan indi..

Mirza : Sebastian sakin ol. Konuşarak halletmeye çalışacağız.

Sebastian : Adamlar önümüzü kesiyorlar sen hala konuşmaktan bahsediyorsun. Adamlar bizi öldürmeye geldi Mirza.

Mirza : Bizi öldürmek o kadar kolay değil. Niyetlerini bir anlayalım.


Ateş Arabadan indi.


Ateş : iki hastalıklı beynin bu dünyada yaşaması fazla.

Sebastian : Ne o yalnız niye gelmedin öyleyse.

Ferit : Kes lan sesini paçoz.

Mirza : Hiç tavsiye etmem. Ateş. Adamlarını da al buradan uzaklaş. Bu durumu da unutalım.

Ateş : Sen kendini ne sanıyorsun kral mı ? Nesiniz siz ?

Mustafa : Ne konuşturuyoruz bunları öldürelim geçsin.

Cumali : Derilerini yüzelim.

Sebastian : Yok çarmıha gerin bizi.

Sansar : Ölüm Meleği böyle bir emir vermedi bekleyelim.

Mirza : Evinize dönün. Evinizi tekrar görmek istiyorsanız evinize dönün. Sizleri bir daha öldürmek istemiyorum. Sizleri öldürmek istemiyorum. Lütfen. Sevdiklerinizi bir daha görebilmek istiyorsanız evinize dönün. Ölüm Meleği'nin hatırı var.

Ateş : Biraz daha yalvarırsan canını bağışlarım.

Sebastian : Artık pes bu ne cesaret ? Sen kimsin lan. Ateş olsan sigaramı yakamazsın ! Abini nasıl dövdüğümü anlatmadı sanırım sana.

Ateş : Sen kimsin kide Abime el kaldırıyorsun.

Sebastian : San Sebastian'ım. Alfa-Star komutanı.

Mirza : Ateş git buradan. Hiç birinize bir şey olmasın. Lütfen.

Ateş : Ne olacaksa olacak lan. Hükmünüzü kestim sizin.

Mirza : Hüküm Allah'ındır Ateş.

Sebastian : Lan siz klonlar. Siz hangi cesaretle bu aptal'ın peşine takıldınız.

Ateş : Kes lan. Babası belli olmayan şereften yoksun it.

Sebastian : Sen ve ben tek'e tek. Herkesin ölmesine gerek yok.

Ateş : Sizin kahpeliklerinize defalarca şahit oldum ben. O Yüzden gene kahpelik yapacaksınız. Silahsız dövüşeceğiz. Çıplak elle. Var mısınız yok musunuz ? yoksa sizi tarayıp geçeceğiz. Zıhlı arabada olmanızda başka bir şans tabi. Size bir şans veriyorum.

Sebastian : Şerefim ve Namusum üzerine yemin ederim ki. Silah kullanmayacağım Ateş. Senin canını öyle bir acıtacağım ki. Seni öldürmeyeceğim. Seni sakat bırakacağım. Dilim tutulsaydı da bu sözleri söylemeseydim diye pişmanlık içinde hayatını sürdüreceksin.

Mirza : Şerefim ve Namusum üzerine yemin ederim ki. Silah kullanmayacağım. Hepiniz sabah'ı göremeyeceksiniz.

Ateş : Bende arkadaşlarım ve kendi adıma Şerefim ve Namusum üzerine yemin ederim ki. Silah kullanmayacağım.

Mirza : Sebastian ..

Sebastian : Mirza ..

Mirza : Şu hoşlanmadığın kızı sen öldür.

Sebastian : Lanet olsun.. Şu kadınları öldürmediğin için bir gün ölüp gideceğiz. Beni öldüreceksin.

Mirza : Adrenalin askerlerini ve diğer klonları ben öldürürüm. Güç iğnesi almadan çıkamazlar karşımıza. Dikkatli ol.

Sebastian : Ne alırlarsa alsınlar. Bu gün ölecekler Mirza.

Mirza : Sakın sen ölme Sebastian. Sakın ölme..

Sebastian : Sende Mirza ..



Mirza ve Sebastian sırt sırta ortada beklerken daire yapmıştı Ateş ve ekibi. Adrenalin askerlerinden teki Mirza'ya saldırdı. Mirza Adrenalin askerinin burnuna avucunun içi ile vurduğu gibi yere düşürdü. Diğer adrenalin askeri ise Sebastian'a saldırırken Sebastian'ın yumruğu askerin kalbine gelmişti. Asker nefessiz kaldığı için bir an durdu Sebastian da askerin boynunu kırıverdi. Diğer asker gene Sebastian'a saldırdı. Asker'in kolunu tuttuğu gibi Sebastian , Asker'in kolunu kırdı. Asker yere düştü bir daha kalkamamak üzere. Kalan iki adrenalin askerinden teki Mirza'ya bir yumruk savurdu. Mirza Asker'in elini avucu ile yakaladı ve çevirdi. Asker'in bileğini çat diye kırdı Mirza ve elleri ile boğazını kopardı Asker'in. Asker'in kanları Mirza'ya Sebastian'a kadar gelmişti.

Sebastian : Lanet olsun biraz temiz öldür.

Mirza : Korkup geri çekilmelerini istiyorum. Çünkü onları öldürmek istemiyorum.

Sebastian : Ok yaydan çıktı Kanka. Öldüreceğiz.

Diğer Adrenalin Askeride Sebastian tarafından can vermişti.

Sebastian : Ateş Ateş Ateş.. Kaybediyorsun..

Ateş : Kaybettiğim bir şey yok Sebastian. Daha yeni başlıyoruz.


Sansar  hariç diğerleri Mustafa Ferit ve Cumali ,  Ateş, Tuğba , Ali Arda , Cehennem ve Kabil  ;  Sebastian ve Mirza'ya saldırmaya başladılar.  Mustafa Sebastian'a bir yumruk attı. Sebastian Mustafa'nın yumruğunu engelledi ve ayağının tabanı ile Mustafa'nın karnına doğru vurdu. Mustafa yere düşmüştü. Cumali Mirza'nın suratına doğru bir tekme savurdu. Mirza kolu ile tekmeyi engellerken en direk yumruğunu Cumali'nin suratına vurarak Cumaliyi yere düşürmüştü. Ferit Mirza'nın üzerine doğru koşarak geldi. Ferit'in yumruğunu engelledi Mirza. Ferit başka bir yumruk daha attı. Ama onuda engelledi Mirza. Ali Arda'da birden Mirza'ya saldırdı.  Mirza Ferit'e bir sol kroşe vurdu ve Ali Arda'nın suratına Mirza dirseğini patlattı. Sebasitan'a seri yumruklar ile vurmaya başladı Ateş. Sebastian korunuyordu. Sebastian ilk açığında Ateş'in karın boşluğuna vurduğu yumruk ile Ateş'in canını yakmıştı. Aldığı yumruk darbesi ile sağ tarafa doğru yatan Ateş. Sebastian zıplayarak Ateş'in suratına vurduğu yumruk ile Ateş'i bir anda yere düşürmüştü. Ateş yerde yatarken, Sebastian tekmeliyordu Ateş'i. Cehennem uçarak Sebastian'ın üzerine atladı. Sebastian yere düştü üstünde ise Cehennem vardı. Cehennem yumruklamaya başladı Sebastian'ı. O sırada Mirza koşarak geldi ve Cehennem'in suratını ayakkabısının ön tarafı ile bir tekme atarak Cehennemi Sebastian'ın üzerinden aldı. Cehennem Mirza dan aldığı tekme ile uçarak yere düşmüştü. Mirza elini uzattığı Sebastian'ı hızlıca yerden kaldırdı. Tuğba ve Kabil Mirza'ya doğru saldırdılar. Kabil'in yumrukları ve Tuğba'nın tekmelerinden korunuyordu Mirza. Hiç bir darbe almadı. Arkadan Gelen Cumali ise Mirza'nın karın boşluğuna doğru vurdu.  Mirza hızlı bir hareketle önce geri döndü ve Cumali'yi bir yumrukta yere serdi. O Sırada Tuğba'nın attığı tekmeyi fark eden Mirza eğildi ve Tuğba'nın tekmesinden korundu. Kabil'e doğru bir yumruk atan Mirza. Kabil'ide un çuvalı gibi yere serdi. Tuğba'yı ise elleri ile iterek kendinden uzaklaştırdı.

Mustafa ve Ferit Sebastian'ın yanına gelmişlerdi. Ve Sebastian'a saldırdılar. Sebastian ise Mustafa'ya attığı kafa ile Mustafa'nın burnunu kırmıştı. Ferit'in ise suratına vurduğu kombine yumruklar ile Ferit'ide sersemletmişti.


Sebastian ve Mirza Ezici üstünlükleri ile dövüş devam ediyordu. Sansar ise Ölüm Meleği olmadığı için saldırmıyordu. Doktor Bey bir hatamı yapmıştı. Klonlar Ateş'e bağlıydılar oysaki. Ama Sansar 'ın bağlılığı Ölüm Meleği'neydi. Mustafa Ferit ve Cumali ,  Ateş, Tuğba , Ali Arda , Cehennem ve Kabil  ise Yerden kalkamıyorlardı.

Mirza : Bunlar vazgeçmeyecekler.

Sebastian : Evet vazgeçmeyecekler..

Mirza : Hiç birinizin ölmesine gerek yok Ateş. Al adamlarını git. Lütfen.

Ateş : Sen öleceksin Köpek !


Ateş bir anda Mirza'ya koşarak gelirken. Sebastian Mirza'dan destek alarak Ateş'in suratına tekmeyi patlattı. Ateş iki metre sol tarafa doğru ayakları yerden kesilmiş şekilde uçtu ve yere düştü. Mustafa yerde duruyor ve burnu kırıldığı için ayağa kalkamıyordu. Dengede duramıyordu. Sebastian Mustafa'nın saçından tuttu. Kafasını kaldırdı Mustafa'nın. Mustafa'nın suratı kan içindeydi.

Sebastian '' Hey Ateş '' diye bağırdı. Herkes dona kalmıştı. Ateş Sebastian'a doğru baktı. Sebastian Mustafa 'nın boynunu sanki bir kuşun boynunu kırar gibi basit bir şekilde kırdı ve Mustafa'nın kafasını yavaşça bıraktı. Mustafa sağ tarafa düşmüştü. Ferit Ali Arda ve Cumali Mirza'ya saldırmaya başladılar. Mirza hepsinden korunurken Mirza Ali Arda'nın boğazına bir yumruk attı. Ali Arda dizlerinin üstüne doğru çökmüş iki eliyle boğazını tutuyordu. Ali Arda geçici olarak nefes alamıyordu. Mirza Ferit'in yumruğunu avucu ile tuttu. Mirza Ferit'in yumruğunu avucunda sıkmaya başladı. Ferit acıdan dizlerinin üstüne doğru çökmeye başlamıştı. Ferit'in yumruğundan çatırdamalar geliyordu. Cumali Mirza'ya Vurmaya çalışırken Mirza Cumali'nin yakasından tutarak kendine doğru çekti ve bir kafa attı. Cumali yere yapışmıştı tekrardan. Ferit'in canı çok yanıyordu. Mirza Ferit'in yumruğunu bıraktığı gibi Ferit'in boynunu bir anda kırıverdi. Ferit'in cansız bedeni birden sol tarafa doğru yıkılıverdi.

Dövüş bütün hızı ile sürerken Mirza ve Sebastian ikilisi daha şimdiden beş adrenalin askerini ve Mustafa ile Ferit'i öldürmüşlerdi. Cumali ,  Ateş, Tuğba , Ali Arda , Cehennem ve Kabil  altı kişi kalmışlardı.

Ayağa kalkıyorlardı yavaş yavaş Cumali ,  Ateş, Tuğba , Ali Arda , Cehennem ve Kabil . Mustafa ve Ferit'inde ölmesi öz güvenlerini bir hayli sarsmıştı. Fakat artık bu işin geri dönüşü yoktu. Kaçamazlardı. Ateş Sebastian'a saldırdı. Sebastian Ateş'in yumruklarını engelledi ve Ateş'in bacaklarının arasına dizi ile vurdu. Ateş bacaklarının arasını tutuyordu. Eğilmiş vaziyetteki Ateş'e sol kroşe vuran Sebastian; Ateş'i sakız gibi yere serdi. Tuğba da Sebastian'a saldırmak istedi. Sebastian var gücü ile bir yumruk attı Tuğba'ya ve Tuğba ne olduğunu bile anlamadan yere düşmüştü. Cumali Seri yumruklar ile Mirza'ya vuruyordu. Ama Mirza iyi korunuyordu. Ali Arda da Mirza'ya vurmaya başladı. İkisinden de iyi korunuyordu Mirza. Cehennem arkadan yaklaştı ve Mirza'ya sarıldı. Mirza kollarını hareket ettiremiyordu. Mirza birden sıçradı ve önündeki Ali Arda ile Cumali'ye tekme atarak sersemletti. Tekrar sıçradı ve arkaya doğru yüklendi. Mirza ve Cehennem birlikte yere düştüler. Mirza Cehennem'in üstünden kalktı ve Cehennem'in kalkmasına fırsat vermeden Cehennem'in saçlarından tutarak yerde sürüklemeye başladı. Cehennem'in canı yanıyordu. Ama engelde olamıyordu. Mirza Cehennem'in boynundan tuttu. Cehennem altında çırpınıyordu. Cehennem başına geleceği sezmişti. Mirza boynunu kıracaktı. Cehennem '' Yapma '' dedi. Mirza Cehennem'i bıraktı. Mirza bir diz atarak Cehennemi bayıltdı.

Sebastian'a saldıran Ali Arda'ya, karşılık vermeye başladı Sebastian. Ali Arda'nın suratını bir boksör gibi yumrukluyordu Sebastian. Ali Arda Sebastian'ın karşısında çaresizdi. Artık bilincini kaybetmek üzereydi Ali Arda. Sebastian Ali Arda'nın boynunu kırması ile Ali Arda'nında hayatı Sebastian'ın ellerinde son buluyordu.

Geriye Sadece  Ateş, Tuğba , Cumali, Cehennem ve Kabil kalmıştı.

Sebastian : Sizi amatörler. Bizi öldürebileceğinizi hayal etmek bile güzel. Hayali bile güzel. Bu hayale inanmakta güzel.




Sebastian yerde yatan Ateş'in saçlarından sürüklemeye başladı..  Tuğba , Cumali, Cehennem ve Kabil çaresiz bir şekilde olaya bakıyorlardı. Sebastian üzerine geldi Ateş'in.. Ateş'i yumruklamaya başladı. Ateş'i yumrukluyordu.

Mirza '' Sebastian yeter hadi gidelim '' dedi.
Sebastian '' Sen karışma Mirza '' diye cevap verdi.

Sebastian bayılmak üzere olan bilincini kaybetmekte olan Ateş'in boğazını sıkmaya başladı. Ateş Sebastian'ın altında boğuluyordu. Ateş'in ayakları oynuyordu. Ateş artık can veriyordu.

Mirza '' Sebastian yeter dedim ! Bırak Çocuğu abisinin hatırı var. O daha çocuk '' diyerek biraz Sebastian'a doğru yaklaştı.
Sebastian '' Alfa-Star kanunu hatırlatırım. Kurallarımıza sadık kal Mirza '' diyerek çıkıştı.

Bu sırada aldıkları darbelerden dolayı yerde kıvranan Tuğba , Cumali, Cehennem ve Kabil ise olayı izliyorlardı. O sırada silah sesi duyuldu. Silahlar peş peşe patlıyordu. İlk kurşun sırtına girmiş ve sırtından kan fışkırmıştı Sebastian'ın.. Sonra bir kurşun daha saplandı Sebastian'ın sırtına. Sonra başka bir kurşun daha. Sonra başka bir tane. Sonra başka bir kurşun daha. Sonra başka bir tane daha. Sebastian her kurşunla birlikte sanki bir canı gidiyordu. Altıncı kurşunla birlikte Sebastian Ateş'in üzerine düştü. Mirza dona kalmıştı. Mirza Sebastian'ın yüz üstü yatışını gördü. Mirza 'nın gözleri dolmuştu. Mirza'nın kulakları dikildi.. Kurşun'u sıkan'ı görmek için arkasını döndü. Silah ona doğru tutuluyordu bu sefer. Mirza hareketsiz olarak Sebastian'a doğru yürüdü. Üzerindeki asker ceketini çıkartdı Sebastian'ın üzerini örtü. Ortaya doğru geldi. Göğüs kaslarının arasında sallanan Asker künyesi geceyi aydınlatıyordu.

ÖLÜM YILDIZI : SAN SEBASTİAN'IN DURUMU KRİTİK SEVİYE.. Ölüm Yıldızı , Mirza'dan Onay Bekliyor..
ÖLÜM YILDIZI : SAN SEBASTİAN'IN DURUMU KRİTİK SEVİYE.. Ölüm Yıldızı , Mirza'dan Onay Bekliyor..
ÖLÜM YILDIZI : SAN SEBASTİAN'IN DURUMU KRİTİK SEVİYE.. Ölüm Yıldızı , Mirza'dan Onay Bekliyor..

Mirza : Adrenalin'in hangi yasası bu ? Arkadan silahsız birini vurmak ?

Ölüm Meleği : O benim kardeşim.. Kardeş'im hatalı olabilir ama onu öldürmek zorunda değildi.

Mirza : O silah elindeyken aklın varsa beni de öldür.

Ölüm Meleği : Buradan gidiyoruz Mirza.

Mirza : Gitmenize izin vereceğimi kim söyledi ? Siz San Sebastian'ı vurduktan sonra yaşayabileceğinizi hayal ediyor musunuz ? Bir gün bile yatağınızda rahat uyuyabileceğinizi hayal edebiliyor musunuz ?

Ölüm Meleği : O senin kadar benimde arkadaşımdı. Ama sen bırak demene bile aldırmadan bırakmadı. Öldürmeye çalıştığı kişi kanımdan birisi. Hangi arkadaşlıkta var bu ? Zorlaştırma Mirza.

Mirza : Ölüm Meleği Seni tanıyan ne kadar insan varsa. Sana selam veren ne kadar insan varsa. Hepsini öldüreceğim.

Ölüm Meleği : İnsan arkadaşın'ın kardeşi hatalı bile olsa öldürmeye kalkmaz. O daha çocuk Mirza.

Mirza : Ben seni Sebastian'a sıktığın kurşunun daha fazlasından kurtardım Ölüm Meleği.


Mirza sağ eline aldığı bıçağın ucunu yavaşça açıyordu..


Ölüm Meleği : Eğer sen olsaydın Kardeş'imi boğan senide öldürürdüm Mirza. Kardeşimden kıymetli değilsiniz.

Mirza : Sen ve diğerleri Sebastian'dan kıymetli misiniz gözümde ? Sana o ismi bile biz verdik Ölüm Meleği.

Mirza aniden bıçağı Ölüm Meleği'nin avucunda tuttuğu silah'a doğru fırlattı. Ölüm Meleği'nin eline saplanmıştı bıçak ve silah'ı yere düşürdü. Mirza ani bir hareketle ve hızlı bir şekilde Ölüm Meleği'ne doğru koşarak geldi. Yanında duran Asit'e bir tekme atarak havaya sıçrayan Mirza . Ölüm Meleği'ne havada ters uçar tekme ile suratına vurarak yere yapıştırdı. Tuncay Mirza'ya vurmak istedi. Mirza daha hızlı davrandı. Tuncay'ın yakasından tuttuğu gibi kaldırdı ve yere doğru çarptı Mirza. Karga'ya bir yumruk atan Mirza Karga yere düşmeden Mirza Asbest'in bacaklarının arasına vurduğu tekme ile Asbest yere doğru eğildi. Mirza Asbesti tuttuğu gibi kafasını ağaca doğru vurdu. Hepsi yerdeyken Tuğba , Cumali, Cehennem ve Kabil de ayağa kalkmaya başlamışlardı. Ateş hala yerde baygındı. Doktor Deniz arabadan olanı biteni şaşkınlıkla izliyordu.

Mirza : Şerefiniz var ise dövüşürsünüz. Yüreğinizde gram şeref var ise.  Benim şerefim var silah'ıma bile davranmadan sizin karşınızdayım.

Asit : Mirza buna gerek yok. Olan oldu artık.

Mirza : Asit karışmak istemiyorsan kenarda dur.

Sansar : Mirza Sebastian'ın ölüsünden hiç mi ? Ders almadın.

Mirza : Dersi aldım. Dersi iade ediyorum işte size. Sansar Don Klone.

Sansar Mirza'ya doğru saldırdı. Mirza ayağının tabanı ile Sansar'ın karnına vurdu. Sansar aldığı darbe ile hafif eğildi. Mirza Sansar'ın saçından tuttuğu gibi kafasının arkası ile Sansar'ın suratına bütün gücü ile kafa attı. Sansar yere yığıldı. Asit Mirza'ya saldırdı. Mirza Asit'in yumruklarını engelledi. Asit'i yakaladı ve havaya kaldırdı sonra ise Sansar'ın üzerine doğru fırlattı. Tuncay koşarak Mirza'nın üzerine doğru geldi. Mirza'yı yumruklamaya başladı. Mirza korunuyordu. Tuncay'ı avucunun içi ile ileriye doğru itti. Mirza Tuncay'ın diz kapağına tekme attı, Tuncay'ın bir dizi yere doğru çöktü. Mirza döner tekmeyi Tuncay'ın suratında yapıştırmıştı. Cumali Kabil ve Tuğba geldiler. Mirza'ya vurmaya başladılar. Mirza hepsinden korunuyordu. Cumali'nin boğazına bir yumruk attı. Kabil'in suratına patlattığı yumruk ile Kabil'i yere düşürdü. Tuğba'yı ise avucu ile itmekle yetindi. Cumali boğazını tutarken Mirza Cumali'nin kalbine vurdu. Sonra göğüs kafesine bir yumruk attı Mirza. Cumali'ye son vurduğu yer gene kalbi olmuştu Mirza'nın. Cumali'nin kalbi durdu. Cumali yerde kalp krizi geçiriyordu. Mirza ise başında bekliyordu. Karga koşarak geldi Cumali'yi kurtarmak için. Karga Mirza'ya yumruk atmak istedi. Mirza sağ tarafa doğru çekildi ve Karga'nın sol dirseği Mirza'nın önündeydi Karga'nın sol dirseğini tuttuğu gibi Mirza, Karga'nın dirseğini kırıverdi sonra Karga'nın kafasını koltuğunun altına sıkıştırdı Mirza. Mirza Karga'nin kafası ile birlikte kolunu yukarıya doğru kaldırdı sonra ise Karga'nın boynunu kırıverdi. Karga'nın öldüğünü gören Asbest Mirza'ya doğru koştu. Mirza Asbest'in yumruklarından kaçtı. Mirza Asbest'in gözlerine parmaklarını soktu. Asbest gözlerini tutarken Mirza avucunun içi ile Asbest'in kulaklarına vurdu. Ne olduğunu anlamayan Asbest acıdan bağırırken Mirza 'nın boğazına tüm gücü ile vurması ile nefes alamamaya başlayan Asbest Önce dizlerinin üzerine çöktü sonra ise yere doğru yıkıldı.

Geriye sadece Ölüm Meleği , Ateş , Asit , Tuncay Sansar Tuğba Kabil ve Cehennem kalmıştı. Cehennem ise hala yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Ölüm Meleği ayağa kalktı yavaş yavaş. Aldığı tekme onu sersemletmişti. Kendine gelmiş ve ayağa kalkıyordu. Doktor Deniz arabadan çıktı.

Doktor Deniz : Mirza yetmedimi ? Bu kadar ölüm. Sebastian geri gelecek mi ? Kral Mirza. Bırak bizi gidelim.

Mirza : Sebastian geri gelmeyecek. Ama sizinle cehennemde karşılaşacak. İntikamını da alacak.

Ölüm Meleği : Arabaya gir Deniz.

Doktor Deniz : Hayır. Sizi öldürecek.

Ölüm Meleği : Hiç bir şey yapamaz.


Ölüm Meleği koşarak sıçradı ve Mirza'ya uçar tekme attı. Mirza kolları ile karşı koymaya çalışsa da Ölüm Meleği'nin güçlü tekmesine ile birlikte geriye doğru gitmişti. Mirza'nın üstüne Ölüm Meleği Seri yumruklar ile geldi. Mirza Ölüm Meleği'nden korunmaya çalışıyordu. Ölüm Meleği yumruklarını Mirza'nın üzerine birer ikişer vuruyordu. Mirza ise kendini korumaya çalışıyordu. Fakat Ölüm Meleği seri bir şekilde yumruklarını vuruyordu. İyi yakalamıştı Mirza'yı. Mirza kendini korumaya çalışıyordu. Ölüm Meleği'nin bir hatasını arıyordu. Fakat Ölüm Meleği aralıksız ve hata yapmadan saldırıyordu Mirza'ya. Ölüm Meleği Mirza'ya bir tekme attı. Mirza geriye doğru gitmişti. Sonra Mirza'nın karnına doğru bir tekme daha attı Ölüm Meleği. Mirza Ölüm Meleği'nin seri tekmelerine karşı sendeledi fakat düşmedi. Sansar'da koşarak geldi ve Mirza'nın ensesine bir yumruk attı. Mirza bu sefer öne doğru gitmişti. Asit ise Mirza'nın suratına bütün gücü ile bir tekme attı. Ölüm Meleği 'nin yumruğu ile Mirza yere düştü ve kaşı patladı. Mirza yerden kalkmaya çalışırken Kabil Mirza'nın suratına bir tekme attı. Mirza tekrardan yere yapıştı. Mirza yerde yatıyordu.

Ölüm Meleği : Mirza hadi kalk. Dövüşeceksen adam gibi dövüşeceksin. Milletin boynunu kafasını kalbini kırarak değil. Adamlar seninle dövüşmeye geldi. Hepsini öldürdün.

Mirza :  Ölüler Konuşmaz Ölüm Meleği. Ölüler Konuşmaz.  

Mirza yerden kalkmaya çalışırken Tuğba'dan da bir tekme geldi. Mirza tekrardan yere yapıştı.

Ölüm Meleği : Yeter mi Mirza ?  Başarısız oldun bizi öldüremedin. Bu iş burada bitti. Sana zarar vermek istemiyorum.

Mirza : Ben daha gonk sesini duymadım. Hocanın selasını da duymadım. Ölene kadar deneyeceğim Ölüm Meleği.

Ölüm Meleği adamlarına sakın öldürmeyin gibisine bir işaret verdi.

Mirza yerden kalkmaya çalışırken bu sefer Ateş bir yumruk attı. Mirza tekrar yere yapıştı. Mirza'yı tekmelemeye başladı Ateş. Mirza yerde suratını kapatmış bir şekilde yatıyor ve Ateş Tuğba ve Sansar ise Mirza'yı tekmeliyordu. Mirza iyice hırpalanmıştı. Suratından ve vücudundan kanlar akıyordu. Ölüm Meleği'nin işareti ile vurmayı bıraktılar.

Ölüm Meleği : Yeter mi Mirza ?  Başarısız oldun bizi öldüremedin. Bu iş burada bitti. Seni öldürmek istemiyorum.

Mirza : Ben daha gonk sesini duymadım. Hocanın selasını da duymadım. Ölene kadar deneyeceğim Ölüm Meleği. Aklın varsa beni öldür. Beni sakın yaşatma.

Ölüm Meleği : Sen de Sebastian'da benim arkadaşımsınız ama bazı çizgileri geçmeyeceksin Mirza. Sonra boğulursun.

Mirza : Yerde yatanlara bakılırsa. Kimin nerede olduğu belli Ölüm Meleği. Erkeklik silahsız bir adamı hemde sırtından vurmaksa sen erkek kal. Ben etek giyerim.

Ölüm Meleği : Vazgeç artık bizi yenemezsin. Sizden daha akıllı ve birbirimize daha bağlıyız.

Mirza : Sen benim San Sebastian'ımı öldürdün. Kardeşimi arkadaşımı öldürdün. Ölene kadar deneyeceğim Ölüm Meleği. Sizi öldürmeyi deneyeceğim. Başarılı olmayacağımı bilsem bile deneyeceğim.

Ölüm Meleği : Sen kaç tane abi kardeş baba oğul öldürdün ? Kim senden intikam almaya çalıştı.

Mirza : Gücü yeten olursa intikam almasına açığızdır biz Ölüm Meleği. Dünyada bütün kıtalarda adam öldürdüm. Ama sırtından kimseyi vurmadım bu zamana kadar.


Mirza yerden kalkmaya çalışıyordu fakat izin vermiyorlardı Mirza'nın kalkmasına. Mirza ısrarla yerden kalkmaya çalışıyor fakat her defasında aldığı bir yumruk yada tekme ile tekrar kendini yerde buluyordu. Ölüm Meleği , Ateş , Asit , Tuncay Sansar Tuğba Kabil ve Cehennem Mirza'yı ortalarına almışlardı. Ölüm Meleği ikna etmeye çalışıyordu fakat Mirza dinlemiyordu. Tuğba topuklu ayakkabıları ile Mirza'nın avucunun içine basıyordu. Mirza'nın canı yansa da hiç acıdan dolayı bağırmıyordu. Unuttukları tek şey Mirza'nın hızlıca vücudunun yenilenmesiydi.

Tuğba '' Abimi öldürdüğünde bu kadar zevk almış mıydın ? '' diye bağırdı Mirza'ya.

Mirza aslında toparlanmıştı. Ama genede yerde taklit yapıyordu. Mirza avcılar içinde en uyanık olanıydı belki de. Yerde yatıyor ve en ufak darbede kendini tekrar yere bırakıyordu. Kendinin kaybettiğini düşmanlarına inandırmayı iyi başarıyordu. Ölüm Meleği haricindeki Tüm Psko Soldiers Mirza'nın düştüğüne inanmışlardı. Mirza ile dalga geçmeye başlamışlardı artık.

Yerde yatarken Mirza'ya Kabil bir yumruk attı.

Kabil '' Senin ait olduğun yer işte bu çamur '' diye başında bağırdı.

Mirza konuşmuyordu onlarla. Tuğba'nın topuğu hala Mirza'nın avucuna basıyordu. Mirza avucundaki topuklu ayakkabının topuğunu kırdı ve Kabil'in gözüne batırdı. Tuğba'nın çelik topuğunun kırılması ile birlikte kendini yerde buldu. Kabil ise kendi etrafında dönüyor ve Gözüm gözüm diye bağırıyordu.

Mirza ani hareketle yerden kalktı. Ateş Mirza'ya yumruk atmak istedi. Mirza Ateş'in bacak arasına bir tekme attı. Ateş canı yandığı için eğildi. Cehennem koşarak geldi ve Mirza'ya tekme attı. Mirza tekmenin geldiğini hissettiği an eğildi. Sonra ani hareketle kalktı. Cehennem'in ayağını omuzuna almıştı. Cehennem'in ayağını diz kapağından kırıverdi. Cehennem diz kapağını tutuyor ve yerde sürünüyor acı içinde bağırıyordu. Ateş , Asit , Tuncay Sansar Mirza'ya tam saldıracakları anda Ölüm Meleği'nin '' Yeter '' sesi ile durdular.

Ölüm Meleği : Asit yerde yatan adamlarını Sansar ile birlikte arabaya koyun. Tuncay Ateş'i ve Deniz'ide buradan al ve uzaklaş.

Asit : Hiç bir yere gitmiyorum Komutanım.

Sansar : Özür dilerim Komutanım. Sizi bırakamam.

Doktor Deniz : Hayır Aşkım. Mirza seni öldürür.

Ölüm Meleği : Hepimizin ölmesinden ise Benim ölmem daha hayırlı.

Ateş : Ölecek isek hep beraber öleceğiz.


Ateş Mirza'ya saldırdı. Mirza Ateş'i tuttuğu gibi kaldırdı ve ağaçlığa doğru fırlattı. Ateş'in sırtına bir ağaç gelmişti. Ateş acı içinde yerde kıvranıyordu.  Ölüm Meleği yere düşen silahı aldı. Silah'ı kafasına dayadı. '' Gitmezseniz Allah'a ant içerim ki kafamı uçuracağım '' diyerek arkadaşlarını tehdit etti. ve ses tonuda gayet ciddiydi.  Doktor Deniz '' Çok ciddi toparlanın gidiyoruz. Mirza ile dövüşür ise kurtulma şansı var '' diyerek ağlamaklı bir ses tonu ile seslendi. Mirza'ya doğru baktı Doktor Deniz. '' Eğer Aşkımı öldürürsen seni yaşatmam '' diyerek Mirza'yı tehdit etti. Mirza ise hiç oralı bile olmadı söylediğine Doktor Deniz'in. Ateş , Asit , Tuncay Sansar Kabil Cehennem ve Tuğba çaresiz bir şekilde arabalara bindiler. Ateş '' Tamam senin dediğin gibi olsun ama ileride seni bekliyoruz '' diyerek abisine haber verdi.
Mirza ortada bekliyordu. Arabalar hareketlendi ve gitmeye başladı.

Ölüm Meleği : Hangimiz ölürsek diğerimizin ölüsüne saygı gösterecek Mirza !

Mirza : Ölüler ile Öldürenler arasında pazarlık olmaz. Herkesin ölüsüne saygı duyduğumu bildiğin halde neden boş muhabbet yapıyorsun ?

Ölüm Meleği : İstediğin gibi tek'e tek dövüşeceğiz.

Mirza : Benim böyle bir isteğim olmadı. Sen diğerlerini de toprağın altına sokacağımdan korkup böyle bir hamle yaptın. Konuşma dövüş Asker.


Ölüm Meleği Mirza'nın etrafında dönerek yürüyordu. Saldıracak An için bekliyordu. Mirza'nın da bu gece pek bir acelesi yoktu. Ölüm Meleği aniden bir tekme attı Mirza'nın suratına doğru. Mirza tekmeyi eğilerek savuşturdu. Ölüm Meleği Mirza'ya yumruk atmak istedi. Ölüm Meleği Sol yumruğu ile vurmaya çalıştı. Mirza sağ tarafa çekildi ve Ölüm Meleği'nin suratına bir yumruk patlattı. Ölüm Meleği aldığı darbe ile kaş'ı açılmıştı. Ölüm Meleği 'nin kaşı açılmamışçasına bir tekme savurdu. Mirza geriye doğru çekildi Mirza'yı tekme sıyırarak geçmişti. Mirza ayağının tabanı ile Ölüm Meleği'nin göğsüne attığı tekme ile Ölüm Meleği'ni sırt üstü yere serdi. Ölüm Meleği yavaşça yerden kalkarken avucuna yerden aldığı kumları Mirza'nın suratına doğru attı. Mirza geçici körlük yaşarken Ölüm Meleği Mirza'nın dizlerinin eklem yerine sağ ayağı ile vurarak Mirza'yı yere düşürdü. Mirza yerden kalkmaya çalışırken Ölüm Meleği Mirza'nın suratına bir tekme vurdu. Mirza aldığı darbe ile yerde yuvarlanmıştı. Ölüm Meleği Mirza'nın toparlanmasını bile beklemeden koştu ve Mirza'nın suratına bir tekme daha atmak istedi. Mirza , Ölüm Meleği'nin ayağını yakaladığı gibi ayağını ters çevirerek, Ölüm Meleği'ni yere düşürdü. İkisi birden yerden aynı anda kalktılar. Mirza Ölüm Meleğine doğru koştu tam hamle yapacağı sırada durdu. Ölüm Meleği bir an şaşırdı ve sol yumruğunu hareket ettiren Mirza Sağ ayağı ile Ölüm Meleği'nin suratına ani bir tekme attı. Sonra havaya sıçrayan Mirza Sol ayağı ile Ölüm Meleği'nin kafasına doğru bir tekme daha attı. Ölüm Meleği ne olduğunu bile anlayamamıştı. Ölüm Meleği'nin karşısında çok iyi bir arkadaş çok iyi bir dost ve aynı zamanda kötü bir düşman vardı. Mirza asla vazgeçmezdi. Ölüm Meleği Mirza ile kainatta hiç kimsenin baş edemeyeceğini çok iyi biliyordu fakat genede ailesini Mirza'nın şerrinden korumak için kendini feda ediyordu. Ölüm Meleği yavaş yavaş ayağa kalktı. Mirza Ölüm Meleği'nin etrafında daireler çizerek bir boksör gibi dans etmeye başladı. Etrafında daireler çiziyor ayak oyunları ile Ölüm Meleği'ni şaşırtıyordu. Mirza'nın yumrukları sağlı sollu Ölüm Meleği'nin vücudunda patlamaya başladı. Mirza'nın yumrukları Ölüm Meleği'nin üzerine yağmur gibi geliyordu. Ölüm Meleği her ne kadar kendini korumaya çalışsa da Mirza'dan kurtulamıyordu. Mirza Ölüm Meleği'ni çok kötü sıkıştırmıştı. Yılların dostları artık düşman olmuş ve birbirlerini kıyasıya dövüyorlar hatta öldürüyorlardı. Ölüm Meleği bir fırsatını yakaladı ve Mirza'nın sol diz kapağına tekmeyi patlattı. Sonra Mirza'ya vurmaya başladı. Ölüm Meleği Mirza'ya yumrukları peşi sıra vuruyordu. Ölüm Meleği sonra Mirza'ya bir kafa attı. Ama kendi kafası Mirza'nın kinden daha fazla acımıştı. Mirza bir tekme atmak istedi Ölüm Meleği Mirza'nın sol ayağını yakaladı. Mirza sıçradı ve sağ ayağı ile Ölüm Meleği'nin çenesine tekmeyi fırlattı. Havadayken Mirza takla attı ve yere iki ayağının üstüne düşmüştü. Ölüm Meleği ise arkaya doğru sendeledi. Mirza koşarak geldi ve Ölüm Meleği'nin iki omuzuna birden birer yumruk attı. Eklemlerine aldığı yumruk darbeleri ile Ölüm Meleği'i kollarını kaldıramıyordu artık. Mirza Ölüm Meleği'nin kafası koltuk altına aldı. Karnına doğru diz atmaya başladı Mirza. Mirza bir dakika kadar diz darbelerini sürdürdü. Mirza Ölüm Meleği'nin suratına bütün gücü ile yumruk attı Ölüm Meleği yere yığılmıştı.

Mirza Ölüm Meleği'nin önünde ileri geri yürüyor ve '' Ayağa Kalk '' diyordu. Ölüm Meleği ise sonunun geldiğini anlamıştı. O kadar yorgundu ki ayağa kalkamıyordu bile. Ölüm Meleği son gücü ile ayağa kalktı. Mirza 'ya gelişi güzel bir yumruk salladı. Mirza yumruğu kesti ve avucunun içi ile Ölüm Meleği'nin burnunu kırıverdi. Ölüm Meleği tekrar yere düştü. Mirza Ölüm Meleği'ne '' Ayağa Kalk ve Dövüş Asker '' diye bağırıyordu. Mirza'nın hiç kimse bu kadar acı çektirerek öldürdüğüne şahit olmamıştı o ana kadar. Ölüm Meleği zar zor da olsa ayağa kalktı. Mirza Ölüm Meleği'ne Bir sağ kroşe sonra bir sol kroşe ve aparkat ile yere tekrar serdi.
Yerde yatan Ölüm Meleği'nin yanına doğru geldi Mirza. Mirza boğazını eliyle kavradı Ölüm Meleği'nin. Gözlerinin içine bakarken tek eliyle boğmaya başladı Mirza Ölüm Meleği'ni. Ölüm Meleği karşı bile koyamıyordu. Ölüm Meleği'nin gözleri kararmaya başlamıştı. Mirza tek eliyle boğuyordu Ölüm Meleği'ni yavaş yavaş öldürüyordu Meleği.. Meleği'n ayakları titremeye ve can çekişmeye başlaması iki dakika sürmüştü. Ölüm Meleği'nin gözlerinden hayatı film şeridi gibi geçmeye başladı.

Birinci kurşun sesi duyuldu .. Mirza'nın sırtından kurşun girer girmez kanlar fışkırmıştı..

İkinci kurşun sesi duyuldu .. Mirza'nın sırtına bir kurşun daha girdi.

Üçüncü kurşun sesi duyuldu .. Mirza'nın sırtının sol tarafından bir kurşun daha girdi

Dördüncü kurşun sesi duyuldu .. Mirza sırtına bir kurşun daha yedi.

Mirza artık Ölüm Meleği'nin boğazını sıkmayı bırakmıştı. Ölüm Meleği boğazını tutarak öksürüyordu.

Mirza ayağa kalkmaya çalıştı sendeledi. Beşinci kurşun sesi duyuldu..

Altıncı kurşun sesi duyuldu.. Mirza yere doğru düşmeye başladı...

Yedinci kurşun sesi duyulduğunda Mirza yere düştü..


Ölüm Meleği kısık bir ses ile '' Mirza '' diye var gücü ile bağırdı.. Mirza'ya ateş eden Doktor Deniz'di. Ölüm Meleği'nin askerleri giderken Doktor Deniz orada saklanmış. Ölüm Meleği'nin Mirza tarafından düşürdüğü silah'ı alıp Sevdiği adam'ı kurtarmak için Mirza'yı kurşun yağmuruna tutmuştu. Mirza sürüne sürüne Biraz ilerdeki Sebastian'ın yanına doğru gidiyordu. Sebastian'ın tam yanına kadar geldi. Süründüğü yerler kan içinde kalmıştı. Ellerine kadar kan vardı. Sırtında kurşun deliklerinden kanlar çıkıyordu. Cebinden güç bela sigara ve çakmak çıkartı. Sigara'yı yaktı. Yüzü koyun yatıyordu.Sanki her şeye inat ölmek istercesine sırt üstü yatmaya başladı. Sebastian'a doğru baktı.

Sebastian '' Öldürdün mü hepsini kanka Aldın mı intikamı mı ? '' diye kısık bir ses ile seslendi. Mirza Sebastian'ın öldüğünü düşünüyordu oysaki. Mirza '' Evet Öldürdüm hepsini aldım intikamını kanka '' dedi ve devam etti '' Neden yerde hareketsizce yattın. ben yanına geldiğimde '' diye sordu Mirza. Sebastian ise '' Eğer benim ölmediğimi düşünseydin onları öldürmez vakit kaybetmeden beni hastaneye götürürdün o yüzden kanka '' diye cevap verdi. Sebastian'ın sesi çok az duyuluyordu. Doktor Deniz ağlıyordu. Sebastian '' Hakkını ödeyemem senin. Hakkını helal et bana '' dedi güç bela. Mirza ise '' Helal olsun sonuna kadar San Sebastian '' diye cevap verdi. Sebastian '' Geldik bir fırtına , gidiyoruz bir fırtına kankaaaaa '' dedi. Mirza ise '' Adam seni süzgeçe çevirdi kanka sırtını bir görsen delik deşik makarna süzgeci sebo '' dedi ve elini tuttu Mirza.. Sebastian '' Güç bela gülümsedi, Pislik Serseri bu komikti '' derin bir nefes aldı "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü" dedi ve gözlerini kapatarak sağ tarafa doğru yattı.



Mirza '' Sebo .. Sebo .. Lan Sebo '' diyerek kaldı.. Ölüm Meleği toparlanarak koştu ve Mirza'nın baş ucuna geldi. Ölüm Meleği '' Özür Dilerim kardeşim sizi asla incitmek istemedim '' dedi pişmanlık kokan ses tonu ile. Mirza ise gülümsedi '' Hayatımda ilk defa yalan söyledim '' diyebildi. Ölüm Meleği '' Sakın ölme seni hastaneye götüreceğim '' diyerek ayağa kalktı. Mirza '' Önemli değil Ölüm Meleği , Canın sağ olsun '' diyebildi ses tonu artık kısılmaya başlamıştı. Ölüm Meleği '' Beni vicdan azabından öldüreceksiniz '' dedi .. Mirza ise '' Abartılacak bir şey yok alt tarafı cehennem'e gidiyoruz ve şimdiden o sıcaklığı hissedebiliyorum '' diyordu.. Ölüm Meleği '' Hakkınızı helal edin kardeşlerim çok üzgünüm '' dedi ağlamaklı ses tonu ile. Mirza '' Ölüm Meleği'nin kulağına bir şey söyledi '' ve güldü '' Önemli değil Hakkım sana helaldir Ölüm Meleği '' hayat doğar yaşar ölürsün bu kadar basit bir asker için. Görüyorum öldürdüğüm insanlar karşımda beni bekliyorlar ''


Mirza derin bir nefes aldı vücudu titrerken  "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü" dedi ve gözlerini kapattı.
Ölüm Meleği poposunun üstüne oturmuştu. Yüzü gözü şişmiş. Kan pıhtıları suratındaydı. Ölüm Meleği Mirza'nın künyesini yavaşça boynundan aldı.. Ayağa kalktı ve birden yere düşerek bayılmıştı..

ÖLÜM YILDIZI : Mirza Kral'ın DURUMU KRİTİK  SEVİYE.. Ölüm Yıldızı Beyefendi'den Onay Bekliyor..
ÖLÜM YILDIZI : Mirza Kral'ın DURUMU KRİTİK  SEVİYE.. Ölüm Yıldızı Beyefendi'den Onay Bekliyor..
ÖLÜM YILDIZI : Mirza Kral'ın DURUMU KRİTİK  SEVİYE.. Ölüm Yıldızı Beyefendi'den Onay Bekliyor..

Ölüm Yıldız'ı Sebastian'ın durumu kritik seviyeye inince nerede olduğunu hemen Ankara'ya bildirmişti. Beyefendi de Askeri helikopteri bir anda Sebastian'ın bulunduğu konuma doğru götürdü.

Hemşire:Doktor bey acil durum iki tane yaralı üssümüze giriş yapmak üzere ! Alfa Star'dan Mirza ve Sebastian. Beyefendinin kesin emri var. İkiside kurtarılacak.

Doktor aniden ayağa fırladı üssün alt katına giden merdivenlere doğru yola koyuldu.Ortamda bir panik havası hakimdi. Hazırlık odasına girdi.Ellerini yıkarken hemşireye sordu:

--Durumumuz nedir hemşire hanım?

--İki yaralımız var.birincisi erkek 27 yaşında silahla yaralama.Sırt bölgesinde 7 tane kurşun giriş deliği var.2 si sağ taraf 10.kot altından girmiş.3 tanesi T8-T10 arası omurlara saplanmış. 2si ise sol 4-5 kot arasında.Diğer yaralı 29 yaşında erkek aynı şekilde  sırt bölgesinden kurşunlanmış.6 tane kurşun giriş deliği var.

--Tamam hemşire hanım.Doktor Zuhal ve Doktor İsmail neredeler?

--Ameliyathanedeler sizi bekliyorlar efendim..

Doktor endişeliydi dalgın dalgın ellerini 3 kez yıkadı.Havaya kaldırdı ve döner kapıdan içeri girdi.Hemşire kurulama bezlerini uzattı. Ellerini kurulayan doktor bezleri yere attı.Sonra hemşirenin uzattığı ameliyat önlüğüne kollarını geçirdi.Kendi etrafında dönerek önlüğü giydi ve hemşire bağladı.En son olarak da açılan eldivenlere tek tek geçirdi ellerini.Artık hazırdı.

Önünde iki masada iki hasta vardı.Birbirlerinden 2 metre uzaktaydılar.Beyefendi için ikisi de çok önemli olmalıydılar ki doktor aynı anda ikisinin de ameliyatını yönetecekti.Normalde böyle bir iş yapılmazdı ama bu sefer durum başkaydı.

--Anestezi tamam mı?

--Evet doktor bey.

--Evet Zuhal hanım siz bu hastayı İsmail bey sizde diğer hastayı boyayın. Artık başlıyoruz..



  İki hasta da hazırlandıktan sonra Mirza'nın başına gitti doktor.kurşun giriş deliklerine baktı.Gerçekten kötü yerlerden girmişti.

--Diğer hastada ne durumdayız İsmail bey?

--Hocam kurşunların 2si sol scapula altına 2 si sağ böğür yumuşak dokusuna saplanmış.2 side sağ 3-5. kotlar arasında.Sağ akciğerde hemothorax var.Göğüs tüpü takıp direne edeceğim sonrada da   kurşunları çıkaracağım.

--Tamam İsmail bey tansiyon nabız ne durumda?

--Tansiyon 90/50 nabız 125/dk hocam.

--Tamam İsmail bey başlayın.

--Zuhal hanım biz ne durumdayız?

--Hocam akciğerlerde bir zedelenme göremiyorum ancak omurlardaki kurşunlar omuriliği ciddi anlamda zedelemiş durumda.Sağ böbrekte ciddi hasar mevcut.Tansiyon 80/40 nabız 130/dk.

  Ameliyatlar eş zamanlı olarak devam ediyordu. İsmail göğüs tüpünü takmış.takmış ciğer etrafındaki kanı boşaltırken diğer hastadaki kurşunlar çıkartılmaya çalışılıyordu.Bir anda İsmail bey:


 ---Hocam tansiyon 70/40 nabız 135/dk.Hastanın solunumu düzensizleşti.


  Doktor bey hastanın başına gelmişti.hastanın göğsü çok çabuk inip kalkıyor,nokta nokta kanamalar baş gösteriyordu.Hasta tam anlamıyla boğuluyordu.

  İsmail bey masif pulmoner emboli bu.Hemen testereyi hazırlayın göğsü açacağız.Gelen testere ile göğüs keniği açılan hastada pıhtının kaynağını arıyorlardı.Bulup çıkarabilirlerse hasta yaşayabilirdi.yoksa kısa bir süre sonra kalbini de etkileyecekti.


--Doktor bey hasta VF a girdi.

--Defibrilatörü getirin.

  Defibrilatör hemen gelmişti.Şarj edildi ve ‘Taaak’. Hasta dönmedi. 300 jul.. ‘Taaak’ yine dönmedi. 360 jul..’Taaaak’ yine dönmedi.Döndürmek için uğraşırlarken diğer hastanın gözlerinden birer damla yaş aktı.

--İsmail bey Alfa-Star Komutanı Sebastian . ölüm saati 03.48.Hastayı morga alabiliriz.. Diğer hastada ne durumdayız Zuhal?


O sırada Zeynep sıçrayarak uyanmıştı. Rüyasında Mirza ve o çocuktular. Çocuk esirgeme kurumunun bahçesinde koşup oynuyorlardı. Bu kez Zeynep ebeydi. Mirza saklanmıştı.Zeynep her yere bakıyordu Mirza yı bulabilmek için ama bulamıyordu.”Nerdesin?” diye sesleniyordu ama cevap gelmiyordu. Mirza dan en ufak bir iz yoktu. Birden bulutlar bastırdı. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.O sırada uyandı Zeynep. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Hemen pencereye doğru yürüdü. Midesi bulanıyordu.Zeynep hissediyordu bir yerlerde Mirza nın başına bir şey gelmişti.Ağlamaya başladı. Çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu. Hemen dışarı çıktı. Boş avluda bir oraya bir buraya doğru yürüyor, bir yandan da delicesine ağlıyordu.

Bir an kalbine bir acı saplandı. Nefes alamadı o an. Gecenin karanlığında dizlerinin üstüne çöktü. Gözlerini kapattı.. Sanki Mirza gelmiş onun yanağından okşuyordu ve “Elveda” diyordu. Zeynep ise sadece ağlayabiliyordu. Kalbi o kadar ağrıyordu ki… Ağzından “Mirza” kelimesi dökülebildi sadece.. Ve gecenin karanlığında kendinden geçip oracıkta yığılmış, bayılmıştı Zeynep…


--Doktor bey septum rüptüre oldu.Hastayı kaybediyoruz.

---Hemen kalp akciğer makinasını getirin çabuk..


O sırada o koşuşturmanın içinde hastanın gözünden son kez bir damla yaş düştü. Son kez gözlerinin önüne Zeynep’in güzel hayali gelmişti. Evet Zeynep , o güzel kız, koynunda yatıyordu.Mirza ise saçlarını okşuyordu.Zeynep mışıl mışıl uyurken onu izliyordu. Hayatındaki en mutlu andı o.Belki de insan olduğunu hatırladığı en önemli an… Ve birden tüm hayaller karardı. Geriye sadece siyah, simsiyah bir boşluk kalmıştı…


-- Alfa-Star Askeri Mirza Kral Ölüm saati 04.32. Morga alalım..

2 saat sonra:

Doktor uzun beyaz bir koridorda, loş ışıkların arasından geçerek büyük bir odanın kapısına geldi.Seyfo açtı kapıyı. ”Buyurun Doktor bey “ diyerek aldı içeri.


Beyefendi: Doktor nedir durum?

Doktor:Efendim yaralılar bize ulaştıklarında çok kan kaybetmişlerdi. 6 kurşunla yaralanmış Sebastian bir ciğeri etrafında kan toplanmıştı.Onu boşaltmaya çalıştık. Boşaltırken akciğer ana atardamarlarından birinde pıhtı oluştu. Hemen müdahale etmemize rağmen hastanın kalbi durdu.Geri döndürme çabalarımız ise sonuçsuz kaldı.Ölüm saati 03.48. Diğer hastamız Mirza ise 7 kurşunla  yaralanmıştı.3 kurşun ciğerlerine kritik bölgelere saplanmıştı. Yaşaması pek mümkün görünmüyordu. Kurşunlardan biri kalbe arka duvardan girmiş. Kurşunu çıkarıp duvar tamirini yaparken 2 odacığı birleştiren kas tabakasında yırtık oluştu. Kalp ritmi düzensizleşti ve tamir için kalp akciğer makinasına bağlanma sırasında kalbi durdu. Ölüm saati 04.32.


Beyefendi: Peki neredeler şimdi?


Doktor: Morg dalar efendim…


Beyefendi: Peki doktor çıkabilirsin…    

Doktor : Başınız sağ olsun.

Beyefendi : İçlerini kapatın. Cenaze töreni için hazırlayın. Sonrada bana haber verin.

Doktor : Emredersiniz.

Beyefendi : Üstlerinden bir şey çıktı mı ?

Doktor : Evet efendim. Sebastian'ın künyesi ile Mirza ile birlikte çekilmiş oldukları üç resim. Mirza'da ise bir adet bıçak bir kızın resmi çıktı. Kızın resminin arkasında '' Benim bu dünyaya gelişim senin uğruna '' diye yazıyor.

Beyefendi : Anlıyorum.

Doktor : Size ilaçlarınızı getireyim mi ? Çok seviyordunuz sanırım Mirza ve Sebastian'ı.

Beyefendi : Evet çok seviyordum.

Doktor dışarı çıktıktan sonra. Masanın üzerine bir şişe viski çıkardı. Beyefendinin elleri titriyordu. Beyefendi titreyen elleri ile bir bardak viskiyi doldurdu. ve içti.

1989 Senesi İzmit çocuk esirgeme kurumu

Beyefendi : Ben liderleri arıyorum. Kuru kafa bunların hepsi. Hepsi değersiz.

Adrenalin Komutanı : Peki efendim. Araştırmalarımız devam ediyor.

Beyefendi : Şuradaki çocuk ne yapıyor ?

Adrenalin Komutanı : Bilmiyorum.

Beyefendi : İsmi ne bu çocuğun.

Adrenalin Komutanı : Bilmiyorum ilk kez fark ettim.

Beyefendi : Sen burada bekle..

Adrenalin Komutanı : Emredersiniz.

Beyefendi Çocuğa yaklaştı. Çocuk oralı bile olmadı. Beyefendi çocuğa doğru yaklaştı ve eğildi.


Beyefendi : Bende oynayabilir miyim ?

Mirza : Hayır.

Beyefendi : Neden ?

Mirza : Arkadaşım ile oynuyoruz.Onla oynayacağım söz verdim ona. Seni burada görürse üzülür. Özür dilerim bayım.

Beyefendi : Bende aranıza katılmak istiyorum ama.

Mirza : Özür dilerim bayım. Katılamazsınız.

Beyefendi : Arkadaşınızdan izin alsam katılabilir miyim peki ?

Mirza : Hayır.

Beyefendi : Neden ?

Mirza : Özür dilerim bayım. Duymadınız sanırım. Size hayır dedim.

Beyefendi : Benim çok param var. Çocuğum yok. Sen benim oğlum olur musun ?

Mirza : Bayım sizin çocuğunuz olmam. Aslında ben hiç çocuk da olmadım. Oğlunuz hiç olmam.

Beyefendi : Neden olmazsın. Benim çok param var.

Mirza : Paranız sizin olsun. Buradaki bütün çocuklar birbirlerini öldürürler bir aile için. Arkadaşımı burada bırakıp da sizinle gelemem ben.

Beyefendi : Ama yalnız bir kişiyi alabilirim.

Mirza : Arkadaşımı alın götürün. Çok uslu çocuktur. Ben yaramazın pis'in terbiyesizin önden gideniyim. Bakma böyle konuştuğuma ben çok fenayım. Ağzımdan küfür eksik olmaz benim.

Beyefendi : Arkadaşını alıp götürsem onu gerçekten sevsen babası olsam annesi olsa. sıcak yatağı olsa bunun karşılığında bana ne verirsin ?

Mirza : Canımı veririm. Size başkada verecek bir şeyim şu an yok. Alacak mısınız arkadaşımı ?

Beyefendi : Hayır. Seni sevmedim. Arkadaşını da sevmem büyük ihtimal ile.

Mirza : Bizde sana muhtaç değiliz bayım. Elimiz ayağımız tutuyor elbet bir gün buradan çıkarız. Bir gün hayat bizede güler.

Beyefendi : Senin adın ne ?

Mirza : Adım Mirza. Soyadım Kral.

Beyefendi : Kim koymuş bu ismi sana ?

Mirza : Bilmem. Hiç merak etmedim.

Beyefendi : Bu isim çok büyük bir isim.

Mirza : Nereden anladın ?

Beyefendi : Anlarım ben. İyi günler dilerim Mirza Kral. Bu ismi hiç unutmayacağım.

Mirza : İyi günler bayım.


Beyefendi Mirza'nın yanından ayrıldı.. Adrenalin Komutanına doğru yürüdü.

Beyefendi : Böyle bir çocuğu sen gözden nasıl kaçırırsın.

Adrenalin Komutanı : Ne var ki bu çocukta.

Beyefendi : Çocuk tam bir obsesif kompulsif..

Adrenalin Komutanı : Özür dilerim efendim ama yani ?

Beyefendi : Yani sadık. Arkadaşıda böyledir. Bunlara iğneler yapılsın derhal.

Adrenalin Komutanı : Emredersiniz.




Şu an.. Beyefendi'nin gözünde Mirza ve Sebastian ile ilgili anılar geliyordu. Beyefendi çok üzülmüştü. Evladı gibi severdi ikisinide. Kırmızı telefon'u kaldırdı Beyefendi.

Beyefendi : Efendim size üzücü bir haberim var.

Beyefendi : Mirza ve Sebastian'ı kaybettik. Ne yapmamı istersiniz.

Beyefendi : Anlıyorum efendim.

Beyefendi : Riskli olmaz mı ?

Beyefendi : Haklısınız.

Beyefendi telefonu kapattı. Masanın altından kırmızı düğmeye bastı. Seyfo kapıyı çaldı ve içeriye girdi. Emredin dedi.

Beyefendi : Argo geldi mi ?

Seyfo : Geldi efendim.

Beyefendi : Bana 6 Adam bul. En az dört tanesi iyi helikopter kullanan olsun. Adrenalinden.

Seyfo : Emredersiniz. Mirza ve Sebastian için ne yapmamı istersiniz.

Beyefendi : Onlara cenaze töreni yapacağız yarın hak ettikleri gibi. Varmıydı hiç sevdikleri sevenleri ?

Seyfo : Mirza'nın Zeynep diye bir sevdiği kız vardı. Doktor Mehmet'in kızı.

Beyefendi : Tamam. Bizzat gidip baş sağlığı dileyeceğiz. Yarın için not al.

Seyfo : Emredersiniz.

Beyefendi : Ben morga iniyorum..

Seyfo : Benimde gelmemi ister misiniz.

Beyefendi : Yok Doktor'u çağır oraya.

Seyfo : Emredersiniz.

Beyefendi yavaş adımlar ile morga doğru yürüdü. Asansör'ün kapısını bir asker açtı. Asansör'e bindi. -5 tuşuna bastı ve Asansör hareket etti. Asansörden indi ve yürümeye başladı. Morga gitmek istemiyordu. Morga vardı. Mirza ve Sebastian ın cansız bedenlerini son kez gördü. Onlarla konustu. Doktor'a yarın için talimatlar verip oradan ayrıldı..


O Sırada ...

Nilay : Gir içeri..

Asker : Efendim rahatsız ettim bu  saatte ama Mirza ve Sebastian..

Nilay : Evet sonuç ?

Asker : İkiside ölmüş Efendim.

Nilay : Bu güzel oldu. Tufan'ı çağırın.

Asker : Emredersiniz efendim..

Nilay : Tufan anlat

Tufan : Evet doğru Mirza ve Sebastian öldüler.

Nilay : Şimdi ne olacak peki ?

Tufan : Bilmiyorum.

Nilay : Mirza ve Sebastian'ın klonları yapılabilir mi ?

Tufan : Hayır yapılamaz. Gelecekte görmüyorum ikisinide.

Nilay : Harika. Çıkabilirsin.


Nilay yürüdü ve Barut'un yanına geldi. Barut'a Sevgilim sana çok güzel bir haberim var diyerek Barut'un dudaklarından öptü..


Ertesi gün Adrenalin İstanbul Üssü


Ölüm Meleği yatakta yatıyordu '' Hayır '' diye bağırarak uyandı. Başında bekleyen Doktor Deniz Ölüm Meleği'nin yanına geldi. Ellerini tuttu.  Doktor Deniz '' Geçti aşkım '' diyerek Ölüm Meleği'ni öptü. Ölüm Meleği '' Geçen hiç bir şey yok '' diyerek cevap verdi ve yataktan kalkmak istedi. Fakat vücudundaki ağrılar buna müsaade etmedi. Doktor Deniz'in yardımı ile tekrardan yatağa yattı. Ölüm Meleği '' Mirza ve Sebastian'ın cesetlerini aldınız dimi oradan ? '' diye sordu. Doktor Deniz ise '' Hayır almadık birileri geliyordu hemen uzaklaştık '' diyerek yanıtladı. Ölüm Meleği ses ve gür bir ton ile '' Bana Ateş'i çağır '' diye bağırdı Doktor Deniz'e. Doktor Deniz '' Bana bağırma. Git kendin çağır '' diye cevap verdi. Bu arada Asit Sansar ve Tuncay odadan içeriye girdi.

Sansar : Komutanım nasılsınız ?

Ölüm Meleği : İyi değilim.

Asit : Bugün Cenaze töreni yapılacakmış. Mirza ve Sebastian için.

Ölüm Meleği : Nerede ?

Asit : Adrenalin üslerinden birinde. Tam bir bilgi gelmedi daha.

Ölüm Meleği : Nerede olduğunu öğrenin.

Sansar : Bizde mi katılacağız efendim.

Ölüm Meleği : Hem adamları öbür dünyaya yolla. hemde cenazelerine katıl.

Asit : Argo ve ekibi Türkiye'de. Sebastian ve Mirza'nın öldürülmesinin üzerine gideceklerdir.

Ölüm Meleği : Bekleyip göreceğiz. Sansar Tuncay'a söyle helikopteri hazırlasın. Diğer Adrenalin üssüne gidiyoruz.

Sansar : Emredersiniz Efendim.

Doktor Deniz : Hayır bu halde gidemezsin.

Ölüm Meleği : Gitmem gerekiyor..


2 saat sonra


Tuncay helikopteri indirdi.


Ölüm Meleği helikopterden indi. Adrenalin askerleri karşıladılar. Ölüm Meleği '' Doktor Mehmet'i görmek istediğini belirti '' Biraz sonra ise Doktor Mehmet çıktı ve Ölüm Meleği'ne doğru geldi.

Doktor Mehmet : Geçmiş olsun.

Ölüm Meleği : Teşekkür Ederim Doktor Bey. Kızınız ile görüşecektim.

Doktor Mehmet : Bir problem mi var ?

Ölüm Meleği : Mirza öldü.

Doktor Mehmet : Evet bu sabah haberini aldım. İnanılır gibi değil. Mirza ve Sebastian çok yazık..

Ölüm Meleği : Mirza'dan kızınıza bir emanet var.

Doktor Mehmet : Nasıl oldu bilmiyorum ama öldüğünü hissetti. Şu an tam doğru bir zaman değil.

Ölüm Meleği : Anlıyorum..

Zeynep : Ne getirdin ki bana ?

Doktor Mehmet : Zeynep kızım senin yatakta olman gerekmiyor mu ?

Zeynep : Karışma sen baba.

Ölüm Meleği'ne doğru yaklaştı Zeynep. Hemen iki adım gerisinde ise Mirza'nın adamı Kodes vardı.

Zeynep : Nasıl öldü anlat !

Ölüm Meleği : Sırtından vuruldu.

Zeynep : Nasıl vuruldu sırtından ?

Ölüm Meleği : Eve gidiyorduk. Pusuya düştük ve bir anda taradılar. Mirza ve Sebastian ikisi ve hatta benim adamlarım can verdi.

Argo : Sen nasıl kurtuldun o zaman ?

Ölüm Meleği : Sen kimsin

Argo : Ben mi kimin. Alfa-Star B komutanı Argo.

Ölüm Meleği : Yani ?

Argo : Yanisi şu. Korkak gibi kaçtığın yerde canını verecek kişiyim.

Ölüm Meleği : Kim olursan ol. Senin boğazını keserim.

Argo : Ben Mirza veya Sebastian değilim.

Ölüm Meleği : Onlar kadar kalitelide değilsin.

Beyefendi : İkinizde kesin.

Argo ve ekibi bir anda dizlerinin üzerine çöktüler Beyefendiyi karşılarında görünce.

Beyefendi : Zeynep kızım. Ben Mirza'nın komutanıyım.

Zeynep : Memnun oldum.

Beyefendi : Güçlü bir askerdi. Türkiye için çok büyük bir kayıp . Cebinden senin resmin çıktı sadece.

Zeynep ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Resim'e kan gelmişti. Kırışmıştı çok. Zeynep resmin arkasına baktı. Ölüm Meleği ise Mirza'nın asker künyesini Zeynep'in yanındaki koruması Kodes'e verdi.

Zeynep : Beyefendi Mezarı nerede ?

Beyefendi : Klonlama olmasın diyerekten mezarını kimse bilmeyecek.

Zeynep : Anlıyorum.

Beyefendi : Başka bir şeye ihtiyacınız var mı ? Zeynep kızım.

Zeynep : Vatan sağ olsun.

Beyefendi : Seyfo gidiyoruz. Alfa-Star 'ıda al gel.

Seyfo : Emredersiniz efendim.

Ölüm Meleği : Beyefendi !

Beyefendi : Ölüm Meleği.

Ölüm Meleği : Görüşme talep ediyorum sizden.

Beyefendi : En kısa zamanda seni makamıma çağıracağım.

Ölüm Meleği : Teşekkür ederim.



Ankara - ( Bir Kaç Saat Sonra )


Beyefendi : Argo nasılsın ?

Argo : Sağ olun Efendim.

Beyefendi : Argo Türkiye'nin güvenliğine seni veriyorum. Zombileri temizlemeye başlamalısın.

Argo : Emredersiniz. Mühür siz demi efendim ?

Beyefendi : Değil.

Argo : Mirza ve Sebastian'ın üzerinden çıkmadı mı ?

Beyefendi : Çıkmadı. Onuda aramalara başla.

Argo : Emredersiniz. Ölüm Meleği ve ekibinde olabilir mi ?

Beyefendi : Olabilir. Şu ara üstlerine gitme. Sonra sıkıştırırsın.

Argo : Emredersiniz.

Beyefendi : Bir kaç gün dinlen sonra detayları Seyfo sana bildirir. Çıkabilirsin.

Argo : Emredersiniz.

Argo baş selamını verdi ve kapıdan dışarıya çıktı.

Beyefendi : Seyfo

Seyfo : Emredin.

Beyefendi : Gemi yola çıktımı ?

Seyfo : Evet efendim Akdeniz açıklarında tam gaz gidiyor.

Beyefendi : O gemi dahada hızlı gidebiliyor demi Seyfo ?

Seyfo : Emredersiniz efendim.

Beyefendi : Mirza ve Sebastian'ı kim öldürdü sence Seyfo.

Seyfo : Bence onları öldüren Barut.

Beyefendi : Zaman'ı geldiğinde Barut'un üzerine Argo'yu sal. Argo neler yapıyor görelim.

Seyfo : Emredersiniz. Bu arada Ölüm Meleği sizi görmek için burada.

Beyefendi : Al içeriye.

Ölüm Meleği baş selamı yaparak içeri girdi. Beyefendi oturması için koltuk gösterdi. Ölüm Meleği oturdu.

Ölüm Meleği : Efendim sizden emekliliğimi istemeye geldim.

Beyefendi : Bizim hayatımızda emeklilik sadece ölümde olur.

Ölüm Meleği : Bir ada var egede. o adayı zombilerden temizleyip orada yeni bir Türkiye'nin temellerini atmak istiyorum.

Beyefendi : Peki.. Sen nasıl istersen. Ama sana ihtiyacımız olduğunda geri döneceksin. Sen bize lazımsın. Senin yanına birde tim vereceğim. Onlarıda kontrol etmeni istiyorum. 100 tanede sivil adayı temizledikten sonra.

Ölüm Meleği : Teşekkür ederim efendim.

Beyefendi : Çıkabilirsin.

Ölüm Meleği : Emredersiniz.

Ölüm Meleği Beyefendinin odasının kapısını açtı.

Beyefendi : Ölüm Meleği .

Ölüm Meleği : Efendim.

Beyefendi : Mirza ve Sebastian'ı sen mi öldürdün ?

Ölüm Meleği : Hayır.

Beyefendi : Peki .


Ölüm Meleği Adrenalin üssüne geri döndü. Sinirli bir şekilde Ateş'in odasına gitti. Kapıyı açtı. Ateş'in yakasına yapıştı.

Ölüm Meleği : Neden yaptın bunu ? Neden saldırdın onlara. Hangi tarafın büyük olduğunu göstermek için mi ? Kaç tane adam öldü. Ne uğruna.

Ateş : Abi çok üzgünüm ama beni bir dinle.

Ölüm Meleği : Mirza'yı mı öldürebildin. Yoksa Sebastian'ımı öldürebildin. Senin yüzünden ellerime arkadaş kan'ı bulaştı. Kalleş bir insanım. Aynaya bakmaya bile utanıyorum. Yüzüm kızarıyor.

Ateş : Abi ikisi için çok üzgünüm. Ama beni bir dinle.

Ölüm Meleği : Senin neyini dinleyeyim ulan. Mirza ve Sebastian 'ın yerine ölenin sen olmasını dilerdim.

Ateş : Abi bende öyle isterdim. Al canımı o zaman.

Ölüm Meleği : Lanet olsun ama kardeşimsin.

Ateş : Abi bak dinle sadece. Buraya cephane alıp Deniz Abla'yı kurtarmak için geldiğimizde. Berna'yı da görmek istedim. Odada Berna yoktu. Yatağın üzerinde bir mektup ve zarf vardı. Mektubu okudum. Mektup'ta şu numarayı ara yazıyordu. Hemen aradım. Karşımdaki Nilay'dı.

Ateş : Berna nerede ?

Nilay : Sakin ol Ateş. Karın ve karnındaki çocuk benim yanımda ve iyi.

Ateş : Sen nasıl olurda buraya girip böyle bir şeye cesaret edebilirsin ?

Nilay : Adrenalin'in içinde seninde adamların olsa sende buna cesaret edebilirsin.

Ateş : Seni öldüreceğim sürtük.

Nilay : Hayır öldürmeyeceksin. Ben senden bir iyilik isteyeceğim. İkimizinden istediği bir şeyi yapacaksın. Bunu yaptıktan sonra da ikimizde mutlu olacağız aynı zamanda Berna'ya kavuşacaksın. Birde Ortalığı ayağa kaldırırsan. Yada abine bu istediğimi söylersen bir daha Berna'yı göremezsin.

Nilay : İstediğim şey çok basit ..


Ateş : Tam Olarak böyle oldu abi.

Ölüm Meleği : Lanet olsun Ateş. Neden bana söylemedin. Mirza ve Sebastian ile kurtarırdık Berna'yı.

Ateş : Güvenemedim abi.

Ölüm Meleği : Senin bu aptallığın bize neye mal oldu biliyor musun ?

Ateş : Farkındayım ve çok üzgünüm.

Ölüm Meleği : Lanet olsun sana. Abinede lanet olsun. Senden utanıyorum. Kendimden de utanıyorum. En kısa zamanda buradan da gidiyorum. Artık bir abin yok senin. Sana son ağabeyliği yaptım ben. Ben ekibimi de alıp gidiyorum buradan sen burada kal. Kendi cehennem'inde yan.

Ateş : Abi Berna'nın hayatı söz konusuydu.

Ölüm Meleği : Benimde şerefim söz konusuydu. Dün gece yerin dibine girseydim senden bu kadar utanmazdım.

Ateş : Bıraksaydın da öldürseydi o zaman Sebastian beni.

Ölüm Meleği : Lanet olsun sanada kendime de. Senden de kendimden de utanıyorum.


Ölüm Meleği Ateş'in odasından çıktı Doktor Deniz ile kaldığı odanın koridor'una döndüğünde onu Sansar karşıladı.

Ölüm Meleği : Sansar durumumuz nedir ?

Sansar : Komutanım. Durumumuz da bir değişiklik yok.

Ölüm Meleği : Adamları topla gidiyoruz.

Sansar : Nereye Komutanım ?

Ölüm Meleği : Sen ne zamandır benim emirlerimi sorguluyorsun ?

Sansar : Emredersiniz Komutanım. Ama Askerler nereye gideceklerini bilmek isteyecektir.

Ölüm Meleği : 12. Adaya.

Sansar : Emredersiniz komutanım.

Ölüm Meleği : Gemiyle gideceğiz. Alabildiğiniz kadar tır tır erzak alın. Sigara ve her şeyi alın. Unutma hiç bir şeyi. Ekin ekmek içinde bir şeyler al. Bir Alışveriş merkezini soyun işte. Her şeyi benden beklemeyin. Ev yapmak içinde gerekli olan her şeyide alın. Düzinelerce ev gerekecek.

Sansar : Emredersiniz komutanım. Komutanım birde şey.

Ölüm Meleği : Ney Sansar ney.

Sansar : Kabil'in gözü çıktı ve tek gözü kör oldu. Cehennem'in de ayağı kırıldı ve sakat kaldı.

Ölüm Meleği : Ne yapalım Sansar ? Doktor muyuz biz.

Sansar : Emredersiniz komutanım.




Mirza ve Sebastian'ın ölümünden tam olarak iki hafta geçmişti. Ankara Beyefendi'nin odasına Seyfo geldi. Beyefendi kafasını kaldırdı. Seyfo '' Paket yerine ulaşmış '' dedi. Beyefendi ise '' Aktifleştirin '' diye talimat verdi. Geceye dolunay hakimdi. Zombilerin Çığlıkları bir rüzgar gibi her tarafa ulaşıyordu. Ölü Olmanın verdiği çığlık. Ölüm Yıldız'ı kapanmıştı. Alfa-Star B İstanbul üssünde yeni görevlerini ve yeni talimatlarını bekliyorlardı. Nilay ve Barut ise elleri iyice güçlenmişti. Mirza ve Sebastian gibi azılı iki düşmandan kurtulmuşlar ve dünyayı ele geçirmenin planını yapıyorlardı.

Karanlıkta bir at koşuyordu. Simsiyahtı bu at. Yabani Mustanglara benziyordu. At Dolunay'ın yükseldiği yöne doğru koşuyordu. At tam tepeye vardığında şaha kalktı. Atın o görüntüsü görülmeye değerdi. Zeynep bir anda uykusundan uyandı. Elinde tuttuğu Mirza'nın künyesi avucunun içini kesmişti. Mirza ve Zeynep'in çocukluklarından kalan resim yere düşmüş param parça olmuştu. Zeynep ayağa kalktı. Çıplak ayakları ile kırık camlara basarak yere düşen resmi aldı. Sonra ayağa kalktı. Duvarında asılı Alfa-Star Mirza yazan asker kıyafetini öptü kokladı ve sarıldı. Ağlamaya başladı.. Ağlıyordu. Ağlaması durdu. Penceresine damla damla yağmur yağmaya başladı.. Mirza'nın sesini duyuyordu '' Senin aşkından , Yandım, Ateş oldum, Kül oldum , Buhar oldum , Bulut oldum, Sonra yağmur oldum.. Pencerene damla damla , damladım.. Sen pencereni açtın.. O yağmur damlası pencerenden kayıp gitti, Tıpkı sevdamız gibi, Tıpkı benim gibi.. Bizim aşkımız sonsuz'a dek yaşayacak çünkü Zeynep bizim aşkımız yarım kalacak '' diye Mirza'nın sesini duydu.. Pencere'ye doğru yürüdü. Pencereden dışarıya baktı. Karanlık ve Yağmur'dan başka hiç bir şey göremiyordu. Şimşek çaktı. O ışıltıda Zeynep Mirza'nın Pencerenin altında onun cam'ına doğru baktığını gördü. Pijamaları ile birlikte koşarak aşağıya doğru indi. Mirza'nın durduğu yere doğru koştu. Hiç bir şey yoktu. Sonra Mirza'yı karşısında gördü. Mirza ona bakıyordu. Mirza gülümsedi Zeynep'e. Zeynep Mirza'ya doğru koştu. Bir anda Doktor Mehmet kızını yakaladı. Zeynep ağlıyor '' Mirza buradaydı tam karşımdaydı ve bana bakıyordu Baba. Mirza burada '' diye ağlıyordu. İçi çıkarcasına ağlıyordu. Doktor Mehmet Kızını sakinleştirmeye çalışıyordu. Fakat Zeynep tatmin olmuyordu. Sonra Zeynep sakinleşti. Etrafına baktı. Hiç kimse yoktu Babasından başka. Babası üzerindeki paltoyu Zeynep'e verdi. Birlikte lojmana girdiler. Şimşek ve gök gürültüsü devam ediyordu.  

Ölüm Meleği - Asit - Sansar - Tuncay - Kabil - Cehennem - Puma ve Kolera - Tuğba - Doktor Deniz in başını çektiği 250 kişilik grup 12. ada denilen bölgeyi temizlemiş ve kendilerine yeni bir hayat kurmaya başlamışlardı. Her şey güzel gidiyordu. Doktor Deniz ve Ölüm Meleği evlenmeye karar vermişlerdi. Zombilerin Dünyası 'na bahar gelmişti. Ölüm Meleği evleniyor diye küs kardeşi Ateş ve kucaklarında çocukları ile birlikte Berna ve Doktor Bey ve Doktor Bey'in hanımıda gelmişti. Ölüm Meleği ve Doktor Deniz'in en mutlu günleriydi. İçkiler içiliyordu. Herkes çok mutluydu.
Birden helikopter sesi gelmeye başladı. Ölüm Meleği durdu. Kafasını kaldırdı. Ölüm Meleği Apachi tipli helikopteri gördü. Helikopter bir anda Herkesi taramaya başladılar. Önce Doktor Deniz karnından vuruldu. Sonra Asit , sonra Tuncay , sonra Sansar herkes'i bir bir tarıyordu helikopterler. Helikopterler çocuk yaşlı kadın kız demeden tarıyorlar herkesi öldürüyorlardı.
Ölüm Meleği'nin bütün tanıdıkları ölüyordu birer birer. Ateş vuruldu. Ateş'in vücuduna düzüneler ce kurşun girmişti. Helikopterden tarayan adam'ı gördü Ölüm Meleği çığlıklarla uyandı. Helikopterden ateş eden Sebastian'dı. Oda karanlık Doktor Deniz'de çığlığına uyanmıştı. Doktor Deniz '' Ne oldu aşkım kabus mu gördün '' diye uykulu bir sesle seslendi. Ölüm Meleği '' Evet aşkım sen yat '' dedi ve Doktor Deniz'i öptü. Sonra yatakta sağ tarafına döndü Ölüm Meleği gözlerini kapattı sonra birden gözlerini açtı. Gölgede bir adam otur bacak bacak üstüne atmış onu seyrediyordu. Yataktan fırladı. '' Üzerini giyin Asker konuşacağız '' sesini duydu. Adam'ın suratını göremiyordu. Karanlıkta oturan adam Ölüm Meleği'ne kıyafetlerini attı. Ölüm Meleği ve Adam dışarıya çıktılar. Ölüm Meleği derme çatma evinden çıktı arkasından ise Adam geliyordu. Adam bir anda Ölüm Meleği'nin dışarıya çıkartır çıkartmaz. Dizine vurdu ve Ölüm Meleği'ni diz çöktürttü.

Asit - Sansar - Tuncay - Kabil - Cehennem - Tuğba ve Ateş elleri arkadan bağlanmış gözleri kapalı ve diz çökmüş şekilde duruyorlardı. Başlarında duran Kar maskeli adam kurbanlık koyun gibi hepsinin boğazını sıra ile kesmeye başladı. Kestiği yere düşüyordu. Ölüm Meleği dizlerinin üzerinden kalkıp koşmaya çalıştı. Hayır diye bağırıyordu. Ölüm Meleği koşarken Arkasında duran adam Ölüm Meleği'ni yere düşürdü ve üzerine bastı. Ölüm Meleği'ni yüz üstü düşüren adam '' İzle '' dedi. Ölüm Meleği '' Bağırıyordu '' . Kar maskeli adam hepsini Ölüm Meleği'nin gözleri önünde kesti. Ölüm Meleği yerde ağlıyorken üzerindeki adam da kalktı ve diğer kar maskeli adam'ın yanına doğru yürüdü. Birlikte omuz omuza duruyorlardı. Kar maskelerini çıkartı. Ölüm Meleği '' Olamaz bu imkansız '' demekle yetindi ve ayağa kalktı. Kar Maskeli Adamlardan teki '' Doktor Deniz'i yalnız bıraktın '' diyerek güldü. Ölüm Meleği '' Olamaz '' diyerek içeriye doğru koştu. Doktor Deniz kanlar içinde hareketsiz bir şekilde yatıyordu.. Ölüm Meleği odadaki otomatik silah'ı alarak dışarıya çıkarken ateş etmeye başladı.  Koşarak çıktı. Evden çıkar çıkmaz sırtına bir kurşun yedi. Kurşunla birlikte yere düştü. Sonra bir kurşun daha. Sonra bir tane daha. Yere yığıldı Ölüm Meleği. İki adam Ölüm Meleği'ni sırt üstü yatırdılar. Ölüm Meleği '' Siz gerçek değilsiniz '' diyebildi. Sebastian '' Eğer biz gerçek değil isek neden canın bu kadar çok yanıyor '' dedi. Mirza ise '' Ölümü öldüremezsin melek '' dedikten sonra Mirza ve Sebastian Ölüm Meleği'ni ellerindeki silahlar ile taradılar.. Ölüm Meleği'nin cansız bedeni ada'nın ortasında yatıyordu. Gözleri açıktı. Yağmur damlaları Ölüm Meleği'nin vücudundan akan kanı temizliyordu. Ölüm Meleği'nin gözleri açık bir şekilde canını teslim etmişti. Ölüm Meleği ve omuz omuza çarpıştığı arkadaşları ve uğruna arkadaşlarını öldürdüğü kardeşinin cansız bedenleri yerde yatıyordu. Etraf kan gölüne dönmüştü.


HAYIRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR



Ölüm Meleği yatağından sıçradı. Doktor Deniz hemen uyandı ve ışığı açtı. Ölüm Meleği'nin elleri titriyordu. Masada duran içki şişesini aldı ve kapağını açtı. Masadaki çekmeceden ilaçlarını çıkardı ve içki ile birlikte yuttu. Banyoya gitti. Banyodaki aynada suratına baktı. Kendinden nefret ediyordu. Suratını görmeye tahammülü yoktu. Ne zaman suratını görse utanıyordu. Kendinden nefret ediyordu artık. Aynaya bir yumruk attı. Ayna ortadan kırıldı.


Zombilerin Dünyası 41. Bölüm Son..

Bu zamana kadar beni takip eden bütün okuyuculara teşekkürlerimi iletirim. Ben yazarken çok eğlendim. Umarım sizde benimle birlikte güzel vakit geçirmişsinizdir.
 41. Bölümde Ameliyat Sahnesini ve ( Özel Bölüm 1 Ben hiç bir şey yapmadım yalnızca katil'im ) bölümünü yazan biriciğime'de teşekkürlerimi iletirim. İyi ki varsın. İyi ki yanımdasın.  Her bölüm sana adanmıştır..
17.08.1999 Gölcük Depreminde hayatını kaybeden herkesin anısına.. Aslında bizler kaybettiklerimiziz.. Sonsuz'a Dek Gölcük ..

16 Kasım 2012 Cuma

10. Özel Bölüm Siz gerçek değilsiniz.



İstanbul Emniyet Müdürlüğü - Nezarethanesine Mirza konmuştu. Mirza karanlık güneş görmeyen hücresine geri dönmüştü. Tek kişilik yataktan daha ufak yatağa oturdu. Savcının onu çağıracağı zamanı bekliyordu. Bu bir psikolojik savaştı. Mirza nın konuşmayacağını bilen Savcı. Mirza yı yorarak konuşturmak istiyordu. Her saat başı tepesindeki spot lamba bir anda yanıyor ve Mirza nın hücresi ışıl ışıl yanıyordu. Sonra Sol şarkıları çalınıyordu. Komünist şarkıları dinletiyorlardı sürekli Mirza'ya. Her yarım saatte bir hücresine su atılıyordu. İşkenceler tekrar başlamıştı Mirza için. Mirza ise sadece kendi duyabileceği bir ses ile '' Bana Zarlar Hileli '' Diyordu her defasında. ve bağırıyordu : '' Hangi Çılgın Bana Zincir Vuracak Şaşarım '' Diye bağırıyordu !!


odalarda ışıksızım
katıksızım, viraneyim..
seni sensiz duvarlara yazan benim divaneyim
kanım aksınki..
terk etmem seni,peşindeyim yar
ellerimsin gözlerimsin inanmazsın yar
ben perişan günlerim dar anlamazsın yar
bir ömür bu zindanlarda
ellerimsin gözlerimsin mahkumum sana

davalı ben davacı ben
yorgunum bu celselerden
dargınım sana

posta posta hatıralar voltalarda yar
ben perişan günlerim dar anlamazsın yar

odalarda ışıksızım..


17 Şubat 2008

Mirza Birim Ekibi tarafından yakalanmıştı. Üç günlük özel hücrenin ardından Savcı'nın karşısına oturtmuşlardı Mirza'yı. Mirza umursamaz tavırları ile insanları hasta ediyordu. Savcı gerçekten de işini çok iyi biliyordu.


Savcı : Mirza Kral 1983 Kavaklı Doğumlu.

Mirza : Efendim

Savcı : Anlat .

Mirza : Neyi ?

Savcı : Anlat dedim sana uğraştırma beni.

Mirza : Uğraştırmıyorum ? Neyi anlatayım.

Savcı : Kendini çok güçlü hissediyorsun demi ? Soyadın gibi kendini Kral sanıyor sun demi ?

Mirza : Ellerimdeki kelepçelere ve etraftaki onlarca adama bakarsan şu an kendini Kral sanacak bir durumda değilim.

Savcı : Hadi Aslanım. Bu adamları öldürme emrini kimden aldın.

Mirza : Canım istedi.

Savcı : Adrenalin TiM'inden Alfa-Star'a geçmişin ve sonra 5 yıllık süreç yok hayatında. 16 yaşından 21 yaşına kadar Ülkede varlığın bile yok. Sonra bir anda gelip herkesi öldürmek mi istedin ?

Mirza : Evet aynen öyle oldu.

Savcı : Hangi örgüt için çalışıyorsun.

Mirza : İzmit adına çalışırım ben.

Savcı : Bu adamları öldürme emrini kimden aldın ?

Mirza : Senden aldım unuttun mu ? Burada bunca adam varken bunu sorman saçma.

Savcı : Lan orospu çocuğu !!

Mirza :

Savcı : Hadi aslan'ım onca sene devletin için hizmet etmişsin. Söyle bu adamları öldürme emrini kimden aldın ?

Mirza : Ne aslan'ı kendini Fatih Terim beni de Hasan Şaş mı sanıyorsun sen ?

Savcı : Çok kötü canını yakarım .

Mirza : Sıkıldım tehditlerinden. Ne yapacaksan yap konuşmuyorum işte görmüyor musun ?

Savcı : Ezin !

Mirza'yı savcının adamları ellerindeki elektrikli coplarla dövmeye başladılar. Her tarafına vuruyorlar bir yandan da elektrik veriyorlardı. Yarım saat aralıksız dövdüler Mirza'yı. Mirza'nın elleri ve ayakları zincire bağlanmıştı. Kötü bir şekilde dövüldü. Savcı Mirza'yı döven adamlara durun dedi.

Savcı : Şimdi konuşmaya başlayacak mısın ?

Mirza ağzında dolan kanı yere tükürdü. Savcıya doğru baktı.

Mirza : Sen kimin adına çalışıyorsun ?

Savcı : Akıllanmayacak bu. Ezin Kırın kafasını !

Mirza'yı o gece elektrikli coplarla dövmeye devam ettiler.

Dört Gün Sonra ..

Savcı : Mirza

Mirza : Savcı'm

Savcı : Artık seninle kanka olduk.

Mirza : Buradan çıkınca ilk yapacağım şey ne biliyor musun ?

Savcı : Nedir ?

Mirza : Seni ve aileni canlı canlı yakacağım. Bana vuran herkesi canlı canlı yakacağım. Hem kendilerini hem ailelerini.

Savcı : Buradan nasıl çıkacağını düşünüyorsun ? Burada olduğunu bilen dışarıda tek bir Allah'ın kulu yok.

Mirza : Allah'ın kulu olmaya bilir. Ama Allah var. Her şeyi görür. Ölüm Var Savcı'm. Ben sizin yerinizde olsam beni hemen öldürürüm.

Savcı : Ben daha yeni eğlenmeye başlıyorum ama. Sana bu emirleri kim verdi ? Şu resimlere bak bir. Hangisi ?

Mirza :  Şuradaki..

Savcı : Lan orospu çocuğu o benim babamın fotoğrafı.

Mirza : Yanındaki de Annen mi ?

Savcı : Anlaşıldı sen adam olmayacaksın. Ezin.



Üç Gün Sonra  ..

Savcı : Normal şartlarda senin kadar dayak yiyen. Elektrik verilen. Tazikli suya maruz kalan. Karanlık odalarda uykusuz aç bırakılan bir adamın şimdiye ya konuşması gerekirdi. Ya da ölmesi.

Mirza : Anormal şartlarda ne olması gerekiyordu ?

Savcı : Mirza senin bir karakterin var. Senin bir duruşun var. Anlıyorum. Buradan seni kurtaracaklarını sanıyorsun bununda farkındayım. İsrail ajanları seni istiyor. Amerikan ajanları seni istiyor. Terör örgütü kelleni istiyor. Seni bir ceza evine koyarsak yüzde kaç yaşama şansın.

Mirza : Sen söyle yüzde kaç ?

Savcı : Yüzde 1 bile değil. Direk şişlerler seni.

Mirza : Atın ceza evine o zaman. Orada şişlesinler beni. Ben kaybedeceğimi düşüneceğim hiç bir masaya oturmam.

Savcı : Sen burada eziyet çekerken dışarıda sana bu işleri yaptıranlar elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar.

Mirza : Ne güzel işte. Onlar gezsin diye ben buradayım.

Savcı : Mirza söyle ve bu eziyet bitsin.

Mirza : Hangi eziyet ? Ben memnunum konukseverliğinizden sizleri de sevmeye başladım.

Savcı : Ezin ..



Ertesi gün ..

Savcı : Bu resimdeki adamlar eski Asala'nın en önemli adamları  ? Bunları neden öldürdün.

Mirza : Şunun tipini sevmedim. Diğerinin karısı çok çirkindi adamı kurtarmak istedim. Diğerinin ise gözünün üstünde kaşı vardı.

Savcı : Peki onların yanındakileri neden öldürdün.

Mirza : Çok gençtim. Hepsi bu. Gençtim.

Savcı : Ezin ..


Ertesi Gün ..

Mirza : Savcı'm bugün çok şıksınız ?

Savcı : Teşekkür ederim Mirza'cım sende çok şıksın. Bugün gene konumuz şu cinayetler.

Mirza : Hangi cinayetler.

Savcı : Mesela şu papaz'ı ve zangoç'u neden öldürdün.

Mirza : Ha şu papaz mı ?

Savcı : Ulan başka öldürdüğün papazlarda mı var ?

Mirza : Dünya üzerindeki bütün kıtalarda adam öldürdüm ama bir din adamı öldürdüğümü hatırlamıyorum.

Savcı : İtiraf ediyorsun yani adam öldürdüğünü.

Mirza : Orada durunca ben buradan konuşunca sana itiraf ediyorum gibi mi geliyor sesim ? Ben sadece hava atmak ve sizleri korkutmak için söyledim. Pek etkili olmadı sanırım.

Savcı : Olmadı.

Mirza : Hiç olmazsa denedim.

Savcı : Ezin .. Denemişmiş.


Ertesi Gün  ..

Savcı : Bugün nasılsın Mirza ?

Mirza : İyiyim. Akşam yemekleri kusmuk gibi. İnsan hakları yok mu ? burada.

Savcı : Varda insanlara var.

Mirza : Biz neyiz hayvan mıyız ?

Savcı : Senin köpek olduğunu düşünüyorum. Sahibinin seni terk ettiği bir köpek.

Mirza : Gardiyanlar Ezin.

Savcı : Kafana çok mu darbe aldın ? Gardiyanlar seni dinlerlermi ?

Mirza : Gardiyanların sahibini merak ettim.

Savcı : Ezin !


Ertesi Gün...

Savcı : Nasılsın Mirza cım ? Yorgun gibisin. Elektrik mi verdiler sana gece ?

Mirza : Evet verdiler.

Savcı : Konuşmamakta kararlı mısın ?

Mirza : Konuşacağım.

Savcı : Ha şöyle.

Mirza : Elektrik verirlerken bana neden lambalar sönüyor ? efekt mi bu ?

Savcı : Ezin .. İki katı elektrik bayılıp ayıltın ve tekrar elektrik verin.

Mirza : Eğlence başlasın.


Ertesi Gün ..

Savcı : Çok merak ediyorum Mirza. Hepsini bir kenara bırakıyorum. Bu kayıt dışı .

Mirza : Neyi ?

Savcı : Onca adamı öldürürken Merhamet etmek aklının ucundan geçmedi mi ?

Mirza : Merhamet ?

Savcı : Evet Merhamet.

Mirza : Düşünsene savcım. Hiç bir yaptığım şeyi ispat edemeyeceksin. Hiç birini. Mahkemede sana gülümseyeceğim. Ve bu bebek yüzümle masum olduğumun kararı verilecek. Bir kaç programa katılıp bana neler yaptığını Tüm Türkiye'ye para karşılığında değil zevk için anlatacağım. Sonra devlet'im bana diyecek ki şunu yap. Bende onlara diyeceğim ki bir şartla. Bana cezaevinde işkence yapanların hepsinin adresini verin. Onlarda Devletin bekası için bunu kabul edecekler. Bir gün gene böyle benim gibi bir adama işkence yapıp evine doğru yürürken çocukların evinin olduğu lojmanın parkında oynamadığını göreceksin. Bir anlam veremeyeceksin. Sonra kapının ziline basacaksın. Kapıyı sana kimse açmayacak. O an kafandan bin türlü şey geçecek ama ben aklına gelmeyeceğim.

Savcı : Senin yaptığını kanıtlayamazsam burada kafana sıkar gene de seni dışarı çıkartmam.

Mirza : Sık sana kafama. Ben çok güzel ölürüm. Sık kafama

Savcı : Ezin şunu. Üç Katı daha fazla elektrik verin sonra falakaya yatırın en sonda ingiliz çarmıhına gerin.

Mirza : isa mıyım ben ?

Savcı : Hala konuşturuyor musunuz şunu ? Ezin !


Bir aydan fazla bir süre böyle geçti. Savcı sordu Mirza cevapladı. Mirza'ya akıl almaz işkenceler yaptılar. İnsanların aklına gelmeyecekleri işkenceleri yaptılar. Gardiyanlar bahse girmişlerdi. Daha ne kadar yaşayacak diye. Ama Mirza yaşamaya devam etti. Mirza devam etti. Savcı sordu Mirza cevapladı. Savcı gardiyanlara emretti. Gardiyanlar yaptı. Mirza'nın suratı defalarca patladı. Defalarca kanı aktı. Defalarca elektrik verildi Mirza'ya. Zincirle ayaklarından asıldı saatlerce. Kollarından asıldı. Aç ve susuz bırakıldı. Kendi bokunun içinde yattı.. Kendi idrarının içinde yattı. Ama genede Mirza'yı konuşturmayı başaramadılar. Mirza konuşmuyordu. Zeynep'in bütün Mirza'yı bulma çabaları sonuçsuz kalmıştı. Savcılıktan red cevabı alınıyor ve Mirza'nın nerede tutulduğunu dahi bilmiyordu Mirza nın yeri gizliydi. Sebastian'ın sabrı tükenmek üzereydi.

Savcı artık Mirza'yı konuşturamayacağını anlamıştı. Mirza'yı bir kaç gün rahat bıraktı. Savcı Adrenalin Askerlerinden Ünlü Sorgulayıcı Kerim'i çağırmak zorunda kalmıştı. Kerim Mirza ile odaya girdi. Mirza'nın elleri arkadan zincirle bağlıydı. Herkes dışarı çıksın diye emir verdi Kerim.  Gardiyanlar dışarı çıktılar.

Kerim : Mirza Kral.. Bu dünya gerçekten çok küçük.

Mirza : Bu ne şimdi şaka mı? Dünya'nın neresi küçük ?

Kerim : Kes sesini lan.

Mirza : Ben Mirza'yım. Haddini bil.

Kerim : Savcı seni ezmiş günlerce. Bana gösterdiğin cengaverliği ona gösterseydin ya ?

Mirza : Devletin Savcısını mı öldüreceğim. Devletim'e savaş mı ? Açacağım. Hiç sanmıyorum.

Kerim : Korkak köpek. Benim köpeğim olursan buradan çıkartırım seni.

Mirza : Tutturmuşsunuz bir köpek. Bana köpek deme.

Kerim : Dersem ne olur.

Mirza : Eğer bana bir daha köpek dersen. Boğazını parçalarım.

Kerim : Ellerin arkadan bağlı ayakların bağlı bunu nasıl yapacakmışsın ? Kaç kişiyle.

Mirza : Burada sen ve benden başka kim var ? Ben siz miyim işimi başkalarına yapayım.

Kerim : Köpeksin Mirza !

Mirza'nın başına dikilmişti Kerim. Mirza oturduğu sandalyeden hızlıca kalkarak Kerim'in boğazını ısırdı. Kerim'in Boğazını parçaladı Mirza. Kerim'in cansız bedeni yere düştü. Mirza'da üstüne düştü. Boğazından akan kanlar Mirza'nın üstüne bulaşmıştı. Ağzı yüzü kan olmuştu Mirza'nın. İçeriye giren gardiyanlar şok olmuşlardı. Mirza'nın gözlerindeki ateş gardiyanlarıda korkutmuştu. Gardiyanlar Mirza'ya hiç bir şey demeden hücresine götürdüler sadece. Ve savcıya haber verdiler. Savcı bu durumdan dolayı şok olmuştu.  Savcı artık Mirza'ya ne soru sordu nede başka bir şey. Hücresinde tutuyor ne yapacağını bilmiyordu. O sırada bakanlıktan gelen telefon ile Savcı rahatlamıştı. Mirza'nın tutulduğu yere Doktor ve DxN Tim'i gelmişti.


Savcı : Mehmet Bey Mirza'yı neden istiyorsunuz ?

Doktor Bey : Hükümetten onaylı. Mirza hükümetin adamı. Ve onu alacağız.

Savcı : Ama konuşturamadık.

Doktor Bey : Canını alsan bile konuşmayacak. Bırak da hafızasını silelim. Yoksa hepinizi öldürecek. Buradan da eninde sonunda çıkacak.

Savcı : Silebilcekmisiniz ?

Doktor Bey : Evet Özel Asker eğitimlerinde kullandığımız bir program var. Onu test ederken hafızasını da sileceğiz. Hiç bir şeyi hatırlamayacak size söz veriyorum.

Savcı : Eğer Mirza serbest bırakılmaz ise her tarafı kan gölüne çevireceğiz diye yazmışlar. Her tarafta bombalar patlayacakmış. Özelliklede okullarda. Bunu nasıl engelleyeceksiniz.

Doktor Bey : Biz Mirza'yı aldıktan sonra onlara göstereceğiz Mirza'yı zaten. O yüzden okullara filan bomba koymaya gerek kalmayacak.

Savcı : Bana boş bir tehdit olarak geldi.

Doktor Bey : Size öyle gelmiş. İnanın bana yaparlar.

Savcı : Abartıyorsunuz.

Doktor Bey : Sen Türkiye'nin gerçek askerlerini içeride tutabileceğini mi ? sanıyorsun. Seni sonunda bulacaklarını bilmen gerekir.

Savcı : Al senindir Mirza.. Getir belgeleri imzalayayım.


Doktor Bey ve DxN Tim'i Mirza'yı alarak götürdüler.



6 Ay sonra.. 10 Ekim 2008

Sebastian arabasındaki kızlarla birlikte gene evine doğru arabayla gidiyordu. Ormanlık alanda bir yandan içerken bir yandan ise yanında oturan sarışın hatun ile oynaşıyordu. Birden sağ dikiz aynasına baktı. Her tarafı kirden gözükmeyen üzeri çıplak altında sadece askeri kamuflaj pantolonu ve asker botları ile birlikte künyesi olan, saçları uzamış sakalları uzamış Mirza'yı gördü. Arabayı hemen durdurdu. Yanındaki kız kafasını torpidoya çarptı. Kız '' Dikkat etsene aptal '' diyerek Sebastian'a bağırdı. Sebastian ise arabadan kızı dışarıya attı. Arabanın geri vitesine taktı ve Mirza'nın yanına geldi. Kapıyı açtı. Mirza yürümeye devam ediyordu. Oralı bile olmuyordu. Sebastian Mirza'yı durdurdu.


Sebastian : Mirza Dostum..

Mirza : Sebastian senmisin ?

Sebastian : Evet benim.. Bu halin ne ?? Sana ne yaptılar ?

Mirza : Hatırlamıyorum. En son yakalanmıştım. Gözümü açtığımda buradaydım.

Sebastian : Eve gidelim..

Sebastian Mirza'yı aldığı gibi eve gittiler. Mirza tedirgindi. Mirza kendi odasındaki yatakta uyuya kaldı. Kabuslar üzerine kabuslar görüyordu. Kerim'in kanını içtiğini görüyordu sürekli. Kesik kesik ama net olmayan görüntüler görüyordu. Acıyı , Kokuyu , Korkuyu hissettiğini görüyordu. Yataktan sıçrayarak uyandı. Banyoya gitti. Yüzüne bakıyordu. Sakalları ve saçı çok uzamıştı Sanki 6 aydır değilde yıllardır kesmiyor gibiydi. Yüzü ona yabancı geliyordu. Hatırlamak istiyor fakat hatırlayamıyordu. Mirza kendini toparlamaya çalışıyor fakat toparlayamıyordu bir türlü zihnini. Eskiye dahir ne varsa silinmişti. Üç dört şey'i hissediyordu. Onun dışında bütün hissettiği şeyler alınmış gibiydi. Ruh gibiydi. Sebastian Mirza'ya iyi gelsin diye gece dışarı çıkartıyordu ama Mirza bir türlü kendine gelemiyordu. Mirza toparlayamıyordu. Geçmişte tanıdığı herkesin suratını çok net hatırlıyor fakat hiç birine ne bir sevgi nede bir nefret beslemiyordu. Sebastian önce Mirza'yı kuaföre götürdü. Mirza 'nın saçlarını üç numaraya vurdu kuaför. Sonra ise sakal traşı oldu. Suratındaki bebeksi ifade gitsin diyede bıyık ve çember sakal denilen faullerden aşağıya doğru düz inen ve çenenin tamamını kaplayan sakalı ile tekrardan kendi haline gelmişti. Mirza 'nın yanaklarında ve boynundaki kılları tamamen kestirmişti.

O Gece Şişli De Bar ..

Mirza ve Sebastian o gece yalnız gitmişlerdi. Bar'ın en kuytu köşesindeki karanlık yere oturdular. Mirza ve Sebastian Bar'ın dans pistindeki kızlara dans edenlere bakıyorlar ve bir yandan da viskilerini içiyorlardı. Mirza sigara üstüne sigara yakıyordu. Sebastian 'ın yanına bir kız oturdu Sinem gelmişti. Mirza'nın yanına gelen ise Zeynep'ti. Mirza Zeynep'e doğru baktı. Gözlerine baktı. Hiç bir şey demeden duruyordu. Sanki yüzyıllardır Zeynep'i görmemişti. Zeynep'i kaybetmiş gibi baktı. Zeynep ise Mirza'ya sarıldı. Mirza sıcaklığı hissetti. Zaman dursa orada Zeynep ile Mirza'yı bıraksalar ömürleri boyunca sarılıp oturacaklardı sanki. Mirza Zeynep'in kokusunu ciğerlerine çekiyordu. Bar kapanıyordu artık. Şişli'deki bar'dan arabalarının yanına doğru yürümeye başladılar. Mirza ve Zeynep el ele tutuşuyorlardı. Ağır ağır yürüyorlardı. Karşıdan gelen üç tane sarhoş tan bir tanesi Zeynep'e kasti olarak çarptı. Zeynep'in canı yanmıştı. Sarhoş '' Önüne baksana Orospu '' diye bağırdı Zeynep'e. Mirza Zeynep'e burada kal dedi. Zeynep ise '' Hayır Mirza yapma '' dediyse de dinletemedi. Tanıdığı Mirza değildi o an Zeynep'in. Ses tonu bile değişmişti. Mirza '' Zeynep sana ne diyorsam onu yap '' diye emretti ilk kez. Zeynep bir şey diyemedi ve kaldı yerinde. Mirza hiç konuşmadan Zeynep'e küfür eden adamı yakaladı ve duvar'a vurmaya başladı. Diğer sarhoş iki adam Mirza'ya saldırmak istediler. Mirza ya bıçak çektiler. Sarhoşlardan teki Mirza'ya bıçağı ile saldırdı. Mirza sağ tarafa çekildi ve adam'ın bileğini kırıverdi. Adam bağırırken öbürü saldırdı öbürününde boynunu oracıkta kırıverdi. Bileği kırılan adam yerde acılar içinde kıvranıyorken. Zeynep'e küfür eden adam ise yerde yatıyordu. Adam'a doğru eğildi ve adam'ın dilini kesiverdi. Adam'ın dilini eline aldı orada duran bir köpeğin önüne attı. Bileğini kırdığı adam'a doğru geldi. Zeynep '' Mirza yapma '' diye ağlıyor ve bağırıyordu. Bir anda durdu Mirza. Etrafına baktı. Sebastian hızlı birşekilde arabaya bindirdi Mirza'yı ve Zeynep'i sonra oradan uzaklaştılar..

Sebastian : Kanka sen aklını mı ? Kaçırdın. Adam'ın tekinin boynunu kırdın. Diğer ininde dilini kopardın. Sen delirdin mi ?

Mirza : Gerçek olmadığını düşünüyordum.

Sebastian : Burası gerçek hayat Mirza. Burada birini öldürürsen ölür. Burası atari salonu değil.

Mirza : Gerçek olmadığını düşünüyordum.

Zeynep : Aşkım sana ne yaptılar. Neden öyle düşünüyordun.

Mirza : Gerçek olmadığını düşünüyordum.

Sinem : Sebastian bebeğim korkuyorum.

Sebastian : Bende korkuyorum. Mirza sana ne yaptılar.

Mirza : Bilmiyorum.

Sebastian : Baban'a gösterelim yarın sabah Zeynep.

Zeynep : Ne sabah'ı . Çağırıyorum hemen gelsin.


Bir saat sonra Sebastian'ın evi.. Mirza ve Zeynep'in babası baş başa kalmışlardı.


Doktor Mehmet : Mirza merhaba

Mirza : Merhaba Doktor Bey. Nasılsınız ?

Doktor Mehmet : Sağol. Sen nasılsın ?

Mirza : Teşekkür ederim Doktor Bey. İyi değilim.

Doktor Mehmet : Hiç bir şey hatırlamadığını ve bu dünyanın gerçek olmadığını düşünüyormuşsun.

Mirza : Hiç bir şey hatırlamıyorum.

Doktor Mehmet : Benim hakkımda ne düşünüyorsun ?

Mirza : Hiç bir şey. Sizi uzun zamandır tanıyorum.

Doktor Mehmet : Sebastian hakkında ?

Mirza : Canımı veririm Sebastian'ın kılına zarar verdirtmem.

Doktor Mehmet : Zeynep hakkında.

Mirza : Damarımdan akan kan o benim.

Doktor Mehmet : Başka birisi hakkında ne hissediyorsun.

Mirza : Herkes için aynı şeyi hissediyorum. Tanımadıklarım hakkında da tanıdıklarım hakkında da .

Doktor Mehmet : Nedir bunlar ?

Mirza : Hiç bir şey.

Doktor Mehmet : Bu dünya sence gerçek değil mi ?

Mirza : Gerçek olmadığını sanıyordum. Fakat Zeynep'in kokusunu aldım. Gerçek bu dünya.

Doktor Mehmet : Bu ne demek ?

Mirza : Bilmiyorum.

Doktor Mehmet : Kabuslar görüyor musun ?

Mirza : Evet.

Doktor Mehmet : Anlatırmısın ?

Mirza : Evet

Doktor Mehmet : Dinliyorum

Mirza : Güneşli güzel bir gün. İki çocuk oyun oynuyorlar. Kız'ın saçları örülü. Önce sek sek oynuyorlar. Kız çok başarılı sek sekte. Çocuk sadece izliyor. Sıra çocuğa geliyor ama çocuk başarılı değil. Kız gülüyor çocuğa. Çocuk ta kendi haline sadece tebessüm ediyor. Birlikte yakar top oynuyorlar. Kız topu atıyor ve çocuğu vuruyor.

Kız salıncağa binmek istiyor. Kız salıncağa oturuyor ve çocuk sallıyor.

Saklambaç oynuyorlar. Çocuk yumuyor ve kız saklanıyor. Çocuk onu her yerde arıyor. Kız koşarak geliyor ve sobeliyor. Çocuk gene yumuyor.. Kız gene saklanıyor.. Çocuk gene yumuyor .. Kız gene saklanıyor.. Çocuk gene yumuyor.

Hava o kadar güneşliki o kadar güzel ki ..

Bir anda kara kara yağmur bulutları hızlıca gökyüzünü kaplıyor. Bütün dünyayı karanlık hükmediyor bir anda. Her taraf zifiri karanlık. Göz gözü görmüyor..

Çakan şimşekler bir anda havayı aydınlatıyor.. Bir salıncak var sadece..    Şimşek ve gök gürültüsü çok korkunç bir şekilde bağırıyor. Gök gürültüsünden yerler sallanıyor.

Asker kamuflajlı pantolon giymiş ayağında asker botları olan saçları üç numara boynunda asker künyesi sallanan ve belden yukarısı çıplak bir asker elinde kürek ile bir mezarı kapatmaya başlıyor..  Küreğe alabileceği kadar toprağı alıyor ve mezardan içeriye atıyor.

Yağmur kara toprağı çamur haline getirmeye ve yerlerde su birikintisi olmaya başlamıştı bile.

Asker sağanak yağan yağmura aldırmadan mezarı kapatmaya devam ediyor.


Doktor Mehmet : Başka ?

Mirza : Bu kadar. Her gece aynı rüya.

Doktor Mehmet : Sana şimdi bir kaç test yapacağım.

Mirza : Tabi.

Doktor Mehmet : Şu bıçağı etine batıracağım acıdığı zaman söyle.

Mirza : Tabi.

Doktor Mehmet : Hissediyor musun ?

Mirza : Hayır.

Doktor Mehmet : Şimdi ?

Mirza : Hayır.

Doktor Mehmet :  Şu an

Mirza : Hayır

Doktor Mehmet : Peki şimdi ?

Mirza : Hayır.

Doktor Mehmet : Acıyı hissetmiyorsun yani.

Mirza : Evet.

Doktor Mehmet : Sana bir kaç sakinleştirici ve iğne yazacağım. Düzenli kullanmanı istiyorum. Sonra tekrardan geleceğim.

Mirza : Teşekkür ederim Doktor Bey. Çok naziksiniz.

Doktor Mehmet : Senden bir şey rica edebilir miyim ?

Mirza : Evet.

Doktor Mehmet : Ben bir babayım Mirza. Zeynep'i ne kadar sevdiğimi ona ne kadar değer verdiğimi biliyorsun ?

Mirza : Evet hatırlıyorum. ve Biliyorum.

Doktor Mehmet : Ben bir gün ölürsem bile Zeynep'i canının son damlasına kadar korurmusun ?

Mirza : Buna şüpheniz olmasın.

Doktor Mehmet : Bana söz verirmisin ?

Mirza : Veririm.

Doktor Mehmet : Kendinden koruyabilir misin ?

Mirza : Anlamadım Doktor Bey.

Doktor Mehmet : Şu anda gerçeği ve hayali karıştırıyorsun Mirza. halüsinasyon görüyorsun.

Mirza : Ne demek istiyorsunuz ?

Doktor Mehmet : Mirza seninle erkek erkeğe konuşacağım. Sen kızımı çok seviyorsun.

Mirza : Evet onu çok seviyorum. Onu sevdikten sonra başka hiç bir şeyi sevmedim.

Doktor Mehmet : Onun iyiliği için ondan uzak dur o zaman.

Mirza : O bensiz daha mı ? iyi olacak.

Doktor Mehmet : Evet daha iyi olacak. Sen yokken sürekli ağlıyor. Sonra geliyorsun. Bir kaç hafta sonra gene yok oluyorsun. Daha şiddetli ağlıyor odasından çıkmıyor yemek yemiyor. Sonra ise tam düzeliyor tekrar sen geliyorsun. Tekrar dünyasını alt üst ediyorsun. Sen yakışıklı bir çocuksun. Allah vergisi bir çekiciliğin var. Başka kızlarda senden hoşlanabilir. Duruşun bakışın gözlerin her tarafın karizma.

Mirza : Doktor Bey Bana mı ? Asılıyorsunuz ?

Doktor Mehmet : Hayır. Sen Zeynep'ten başka birilerinide bulabilirsin. Onda ısrar etmene gerek yok. Olmuyor işte. Kavuşamıyorsunuz. bugün buradasın yarın gene yoksun. Geleceğin yok senin. Ölüm haberin gelecek bir gün kapıya ve o gün Zeynep aklını kaybeder. Tek tesellisi ölmeyeceğini düşünmesi. Ona göre sen tek başına bir ordusun. Onun kahramanısın. Onun için yaptıklarında inkar edilmez. Depremde olanlar mesela. Senin kanın RH (-) AB Hiç kimseden kan alamıyorsun ama bir özelliğinde herkese kan vermen. Bir milyonda bir gözüküyor bu. 90 milyonluk ülkede 90 kişide var biri sen biri Sebastian zaten. Kanın damarlında akıyor Zeynep'in ve senden vazgeçemiyor. Sen ondan vazgeç. başkalarını bul.

Mirza : Ben Zeynep'i hayalimde bile aldatmadım Doktor.

Doktor Mehmet : Onu daha ne kadar üzeceksin ? Bırak askerliği ve gel bizimle yaşa o zaman.

Mirza : Ben bıraktığım gün Zeynep'i yaşatmazlar. Benim varlığım onu yaşatıyor. Sizide yaşatmazlar. Bana selam veren hiç kimseyi yaşatmazlar.

Doktor Mehmet : Bunlar boş laflar. Takıntından dolayı bırakamıyorsun.

Mirza : Belki haklısınız.

Doktor Mehmet : Kızımıda sevmiyorsun. Sadece takıntılısın bu konuda.

Mirza : Belki yanılıyorsunuz.

Doktor Mehmet : Senden bir baba olarak yalvarıyorum. Kızımdan uzak dur.

Mirza : Lütfen Doktor Bey. Sizi çocukluğumdan beri tanırım. Size karşı hiç bir saygısızlığım olmadı. Sizinde benim sevgime saygısızlığınız olmasın. Dediğinizde haklısınız ve kafam çok karışık düşünmem için bana lütfen zaman verin.

Doktor Mehmet : Peki Mirza.



Doktor Mehmet Mirza'nın odasından çıktı. Zeynep'i de alıp götürmek istedi fakat Zeynep gelmedi. Doktor Bey evden çıktı. Arabasına bindi Cep telefonu ile birisini aradı '' Beyefendi Hiç Bir Şey Hatırlamıyor '' dedi ve telefonunu kapattı. Zeynep ve Mirza o gece hiç bir cinsellik olmadan sarılıp birlikte uyudular. Aslında Zeynep uyudu. Mirza ise Zeynep'i seyretti. Günler günleri kovaladı. Mirza birazda olsa kendine gelmiş ve daha iyi hissediyordu. Bir ay geçmişti aradan.

Sebastian : Mirza bugün Adrenalin Ceza Evine gidelim mi ?

Mirza : Neden ?

Sebastian : Ölüm Meleği yakalanmıştı ya. Onu ziyaret edelim.

Mirza : Tamam olur.


Mirza ve Sebastian birlikte Adrenalin ceza evine gittiler. Görüşme odasında Ölüm Meleği'ni bekliyorlardı. Ölüm Meleği geldi ve ikisine birden sarıldı.

Ölüm Meleği : Eski dostlar sizi görmek ne kadar güzel.

Mirza : Senide bu durumda görmek pek güzel değil.

Ölüm Meleği : Kader utansın. Alfa-Star'a devam mı ?

Sebastian : Hiç olmadığı kadar devam. Hız kazandık daha fazla çalışmalarımıza biliyorsun Dünya'nın son geldiği noktayı.

Ölüm Meleği : Söylenti gibi. Zombiler.

Sebastian : Zombiler Türkiye'yede gelecek eninde sonunda.

Ölüm Meleği : Ve sizden Zengin ve seçilmiş halkı korumanız istenecek.

Sebastian : Görev kutsaldır. Seçme hakkımız yok Ölüm Meleği.

Mirza : Seni buradan çıkarmalıyız Ölüm Meleği.

Ölüm Meleği : Burada keyfim yerinde. Sıkılırsam size söylerim çıkartırsınız. Genede çok sağ olun.

Mirza : Bir şeye ihtiyacın var mı ?

Ölüm Meleği : Birbirinize sahip çıkın yeter.

Sebastian : Senide aramızda görmek istiyoruz. Fakat hepinizi çıkartamayız sende biliyorsun. Belki yanında bir kişi daha.

Ölüm Meleği : Arkadaşlarımı satamam.

Sebastian : Yapma Ölüm Meleği hepiniz burada çürüyüp gideceksiniz.

Ölüm Meleği : Kardeşimde burada. Onu asla bırakamam burada tek başına.

Sebastian : iyi ya oda gelsin.

Ölüm Meleği : Sağ kolum Sansar ve Asit burada.

Sebastian : Çok dik kafalısın farkında mısın ?

Ölüm Meleği : Hatırlar mısınız Yetimhaneye yeni gelmiştim kardeşimle. Sen ve Mirza diğer çocuklar tarafından hor görülüyordunuz. Tuvalet yıkatıyorlardı size. Yerleri paspaslatıyorlardı. Yaşları sizden büyük oldukları için bütün pis işleri siz yapıyordunuz. Bir kere bile karşı koymadınız hep dediklerini yaptınız. Diyordum ki kendi kendime neden karşı koymuyorlar. Neden saldırmıyorlar.

Sebastian : Neden saldırmıyorduk biliyor musun ? Neden karşı koymuyorduk.

Ölüm Meleği : Daha yeni yeni anlıyorum.

Sebastian : Eğer öldürseydik birilerini orada ıslah evine girip birbirimizden ayrı kalacaktık. O yüzden hiç birine karşı koymuyorduk. Birbirimizi koruyorduk sadece. Hala bazı geceler o anlar gelir ve uyuyamam bilir misin ? hırsımdan.

Ölüm Meleği : Beni hayatım boyunca çok kolladınız. 14 Yaşımda simitçi bile oldum ben. Hatırlarmısınız o geceyi. O adamın hayali bir gün olsun gözlerimin önünden gitmedi.

Sebastian : Unut dostum bunları.

Ölüm Meleği : Mirza sen iyi misin ?

Mirza : Siz gerçek değilsiniz.

Sebastian : Gene başladık..

Mirza : Buradaki hiç bir şey gerçek değil. Çıkartın beni buradan .

Sebastian : Biz çıkalım Ölüm Meleği sonra gene görüşürüz.

Ölüm Meleği : Ne oldu Mirza'ya Mirza'nın nesi var ?

Sebastian : Uzun hikaye tekrar geldiğimde anlatırım. Gardiyana sana vermesi için 100 karton sigara ve para bıraktık. Alırsın. Görüşürüz.

Ölüm Meleği : 100 Karton mu ?

Sebastian : Geceler uzun Teğmen..

Ölüm Meleği : Hadi sen çıkart Mirza'yı.

Mirza : Burada hiç bir şey gerçek değil.



Sebastian Mirza'yı güç bela dışarıya çıkartı. Arabaya bindirdi ve oradan uzaklaştırdı..

Sebastian : Kanka senin neyin var ?

Mirza : Hiç bir şeyim yok.

Sebastian : Neden böyle yapıyorsun o zaman bir anda vodoo büyücüsü gibi '' Siz gerçek değilsiniz '' diyorsun.

Mirza : Bilmiyorum.

Sebastian : Zeynep'in babasının yazdığı ilaçları kullanıyor musun ?

Mirza : Evet kullanıyorum.

Sebastian : Harika.

Mirza : Nesi harika. İlaçların tadı berbat..

Biraz gittikten sonra önlerini arkalarını ve her taraflarını yüzleri kar maskeli adamlar sardı. Makam arabasının içinden takım elbiseli bir adam indi.

Yıldırım :  Ben Sadık Çakıroğlu'nun yakın koruması Yıldırım. Mirza Kral senmisin ?

Mirza : Evet benim.

Yıldırım :  Sadık Bey sizinle görüşmek istiyor.

Sebastian : Hangi konuda.

Yıldırım : Seni ilgilendirmez Asker.

Mirza : Gidelim o zaman.

Sebastian  Sadık Çakıroğlu 'da kim Mirza ?

Mirza : Cüneyt'in Babası.

Sebastian : Bende geliyorum.

Mirza : Sen beni evde bekle ben gelirim.

Sebastian : Mirza olmaz öyle şey.

Mirza : Dediğimi yap Sebastian. Alfa-Star'dan birine bir şey yapabilirlerse. Sende onlara her şeyi yapabilirsin.

Sebastian : Sen öldükten sonra.

Mirza : Bana bir şey olmaz. Rahat ol.



Mirza  Sadık Çakıroğlu 'nun yakın koruması Yıldırım ile Çakıroğlu Holding'in binasına girdi.  Sadık Çakıroğlu ve Oğlu Mirza'yı bekliyordu.

Sadık Çakıroğlu : Mirza

Mirza : Efendim.

Sadık Çakıroğlu : Ben Sadık Çakıroğlu

Mirza : Memnun oldum Sadık Bey. Bende Mirza Kral.

Sadık Çakıroğlu : Senin sülaleni tanıyorum ben Mirza. Kendini tanıtmana gerek yok.

Mirza : Peki Sadık Bey. Lütfen beni neden buraya çağırdınızı bilmek istiyorum.

Sadık Çakıroğlu :Konu Zeynep. Zeynep'ten uzak duracaksın. Hem senin hem de Zeynep'in iyiliği için. Zeynep'e öyle bir şey yapacaksın ki. Zeynep senden nefret edecek.

Mirza : Bu kadar öz güveni anca filmlerde görüyorum ben.

Sadık Çakıroğlu : Ben senle dalga geçmiyorum. Seni guatalamada bir tuvaletin bekçisi yaparım.

Mirza : Maaş'ı ne kadar olacak ?

Sadık Çakıroğlu : Maaşı yok.

Mirza : SSK var mı ?

Sadık Çakıroğlu : KES SESİNİ ! ! Zeynep'ten vazgeçersen 1 milyon dolar veririm sana. Hayatın kurtulur.

Mirza : Senin oğlun ve sen vazgeç Zeynep'ten 10 Milyon dolar sana. Paranıza para katarsınız ?

Sadık Çakıroğlu : Sen deli misin ?

Mirza : Sence ?

Sadık Çakıroğlu : Hayatında bütün yaptığın katliamları bir bir biliyorum. Ve bunların hepsini Zeynep'e anlatırım.

Mirza : Çok korktum.

Sadık Çakıroğlu : Seni öldürürüm.

Mirza : Karşınızda Titriyorum.

Sadık Çakıroğlu : Birazdan Zeynep'e bir kargo gelecek. Zeynep'e bütün yaptıkların belge belge anlatılacak.

Mirza : Korkmalımıyım ?

Sadık Çakıroğlu : Hiç kaybetmedin demi ?

Mirza : Hiç.

Sadık Çakıroğlu : Hiç Yenilmedin de ?

Mirza : Hiç.

Sadık Çakıroğlu : Sana yenilgiyi ben yaşatacağım.

Mirza : Tadarım..



Mirza Sadık Çakıroğlu'nun yanından ayrıldı. Aradan bir kaç gün geçmişti.  Bir hışımla Zeynep Sebastian ve Mirza'nın kaldığı yere geldi.

Zeynep : Bunlar ne Mirza.

Mirza : Neyler ?

Zeynep : Bu belgeler ne. İçinde yazanlar doğru mu ?

Mirza : Ne yazıyormuş içinde ?

Zeynep : Kadınların çocukların katili Mirza.

Mirza : Dünyada çok adam öldürdüğüm doğru. Ama kadınlara ve Çocuklara el kaldırmadım.

Zeynep : Beş yıl neden içeriye attılar seni amerikada o zaman ?

Mirza : Uzun hikaye.

Zeynep : Benim vaktim var.

Mirza : Hatırlamıyorum.

Zeynep : Yalan söylüyorsun.

Mirza : Evet yalan söylüyorum.

Zeynep : Ben senden beni sevmen dışında hiç bir şey istemedim. Benim için işlediğin onca cinayet. Senden nefret ediyorum Mirza. Kendimi teselli ediyordum. Asker görevi vardır diye. Ama benim hayatımı kurtarmak için söndürdüğün yedi hayat ne olacak Mirza. Keşke ölseydim. Keşke..

Mirza : Ben mükemmel değilim; Ve olmak zorunda da değilim

Zeynep : Sen cevapları ezberliyorsun ama, hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz

Mirza : Sormasında zaten istemiyorum.

Zeynep : İnsan, yaşamında eksik olanı, her şey sanıyor.. Senide ben her şey sandım. Lanet olsun sana.

Mirza : Kararına saygı duyuyorum.

Zeynep : bir an her şey kusursuz .. ama sonra .. yeniden gidiyorsun .. ve tekrar kabus başlıyor.

Mirza : Çok gençtim hepsi bu.

Zeynep : Ben kimsenin varlığı için doğmadım,  yokluğunda da ölecek değilim. Lanet olsun sana. Çok gençmiş.

Mirza : Benim elimde kan var. Arkamda onca ölü var diye aşkı bilmediğimi mi ? Düşünüyorsun. Seni sevmediğimi mi ? sanıyorsun. Evet ben bir katil'im. 14 yaşımdan hatta daha öncesinden beri katildim. Evet Ben Katil'im Zeynep. Bunu sen biliyordun.

Zeynep : Ben senin katil olduğunu bilmiyordum.

Mirza : bir yol olsaydı keşke.. başka bir seçeneğim olsaydı keşke.

Zeynep : Senden nefret ediyorum.

Mirza : Bir insan birisini seviyorsa... Olduğu gibi sever olmasını istediği gibi değil..

Zeynep : Sen bumusun ?

Mirza : Evet ben buyum. Üzgünüm Zeynep.

Zeynep : Her şey yalanmıydı yani. Benim için vazgeçemezmisin bunlardan geride bırakamazmısın ?

Mirza : Bir insan birisini seviyorsa... Olduğu gibi sever olmasını istediği gibi değil.. Benim seni sevdiğim gibi.

Zeynep : Eğer beni sevseydin bunlara katlanırdın. Her şeye göğüs gererdin. Çaba gösterirdin.

Mirza : ve artık unut beni, git bir adam bul evlen!

Zeynep : Son sözün bumu Mirza ?

Mirza : Üzgünüm.

Zeynep : Üzgünsün. Anlıyorum.. Alasmardık Mirza ..

Mirza : Hoşçakal  Zeynep.



Zeynep o kapıdan çıktı ve bir daha geri dönmeyesicine arkasını döndü ve gitti. Mirza arkasından sessizce baktı. Mirza gidişini seyretti Zeynep'in. Zeynep Sadık Bey'in oğlu Cüneyt ile evlenmeye karar verdi. Düğün hazırlıkları çoktan başlamıştı bile.

1 Eylül 2009 İstanbul

Zeynep evleniyordu. Düğün başlamıştı bile. Cüneyt çok mutluydu. Birbirinden şık davetliler göz kamaştırıyordu. Gelin ve Damat yüzüklerini birbirlerine davetlilerin alkışları içinde taktılar. Herkes çok mutluydu o akşam. Birisi hariç. Hep kapıda gelmesini beklediği adam Mirza o gece gelmemişti. Saatler geçmişti. Gelin ve Damat evlenmişlerdi. Şampanyalar içildi. Kadehler kaldırıldı. Bütün herkes oradaydı bir tek Zeynep'in istediği adam gelmemişti. Zeynep Mirza'nın beyaz atıyla gelip onu oradan kaçıracağını düşünmüştü. Çocukluğundaki tek hayali beyaz atlı prensi Mirza'ydı. Her zaman sığınıp korunduğu. Ama Mirza o gece gelmedi. Zeynep ve Cüneyt balayı için istanbul'un en ünlü otel'inde gerdeğe gireceklerdi. Korumalar eşliğinde Zeynep ve Cüneyt kral dairelerinden içeriye girdiler. Bir anda yatakta oturan Mirza'yı görünce şok oldu Zeynep 'te Cüneyt e. Mirza elinde silah ile bekliyordu.

Zeynep : Çık dışarıya.

Cüneyt : Zeynep'i duydun çık dışarıya.

Mirza : Cüneyt bize iki dakika izin verirmisin ?

Cüneyt : Hayır.

Mirza : Cüneyt Eğer bize iki dakika izin vermezsen seni pencereden aşağıya kafa üstü atarım.

Zeynep : Tamam. Cüneyt sen beni dışarıda beklermisin.

Cüneyt : Sana zarar verirse bu ?

Zeynep : O bana zarar vermez.

Cüneyt odalarından dışarıya çıkmıştı.


Mirza : Zeynep beni iyi dinle. Büyük bir gümbürtü kopuyor Dünyada. Zombiler Amerikayı ele geçirdi. Bütün dedikodular doğru. Bizde onları durdurmak için Amerikaya gidiyoruz 3 Eylül sabah'ı. Sana bir mühür vereceğim. Bunu yanından ayırma. Bu mühür ben olmasam bile sana Alfa-Star askerlerini ve diğer askerlerin saygı duymasını sağlayacak ve seni koruyacakları mühürdür. Şu çantadakilerde çok önemli. Mavi sıvı Güç İğnesidir. 1 Hafta yemek ihtiyacını karşılayacak kadar kimyasal vardır içinde. Şu gördüklerin Zombi Panzehirleriymiş Ne işe yarıyor bilmiyorum. Ama sanırım zombileri öldürmeye yarıyor. Bir nevi zehir. Ayrıca sana bir araba yaptım. Bu arabanın arka bagajında silahlar var. Hepsini nasıl kullanıldığını sana ben öğrettim. Zamanı gelince kullanacağını biliyorum Zeynep. Sana öğrettiğim her şeyi hatırlıyorsun değil mi ?

Zeynep : Evet hatırlıyorum.

Mirza : Güzel. Bu mührü sakın kaybetme.

Zeynep : Kaybetmem.

Mirza : Buda benim kan'ımdan yapılmış bir aşı. Eğer hastalanırsan kendine yavaş yavaş kat. Yada kendini güçsüz hissedersen.

Zeynep : Bütün bunlar ne için Mirza ?

Mirza : Bütün bunlar senin hayatta kalman için. Amerikadan geri gelememe ihtimalim var. Virüs'ün tüm dünyaya yayılma ihtimali var.  Ölüm Yıldız'ına gitmiştik hatırlıyor musun ?

Zeynep : Evet.

Mirza : Kullanıcı girişin yapıldı. Şifren Doğum günün. Orada sevdiklerinle istediğin kadar kalabilirsin.

Zeynep : Sana ne olacak ?

Mirza : Zeynep Ben bir askerim. Ülkem için savaşırım.

Zeynep : Amerika senin ülken değil.

Mirza : Emri verenler Benim ülkem.

Zeynep : Gitme ..

Mirza : Gitmek zorundayım. Sana mutluluklar Zeynep.

Zeynep : Sana inat evlendim ben.

Mirza : Sana mutluluklar Zeynep. Kendine iyi bak olur mu.

Zeynep : Gitme..

Mirza : Gitmek zorundayım. Sebastian'ı ve arkadaşlarımı yalnız bırakamam .

Zeynep : Git ve Öl..

Mirza : Başın sağ olsun şimdiden o zaman.. Hadi Alasmardık.



Zeynep bir daha karanlıkta kaybolurken Mirza çekti ve gitti. Mirza giderken Tilki'yi ve Kodes'i Zeynep'e koruma olarak bırakmıştı. Zeynep'inde bundan haberi vardı. Zeynep Cüneyt ile evliydi fakat ayrı yataklarda yatıyorlardı. Hiç aynı yatakta yatmadılar. Cüneyt'in eli hiç bir zaman Zeynep'in eline değmedi. Zeynep bir anlaşma yapmıştı Cüneyt ile. Seninle evlenirim fakat bana asla dokunmayacaksın diye. Cüneyt ise bunu kabul etmişti. Cüneyt Zeynep'e verdiği sözü her zaman tuttu. Zafer kazanmıştı.

Bir gün Sonra İzmir.

Sebastian : Nasılsın Mirza ? Hallettin mi ?

Mirza : Evet hallettim.

Sebastian : Nasılsın ?

Mirza : Sence.

Sebastian : Nasılsın ?

Mirza : Gazı kaçmış ısınmış kutu kola gibiyim Sebastian.

Sebastian : O kadar mı kötü ?

Mirza : Evet o kadar kötü. Biliyor musun ?

Sebastian : Neyi.

Mirza : Ben bir kaç şey hatırladım.

Sebastian : Ne onlar ?

Mirza : Benim tutuklu kaldığım yerde Sende vardın Sebastian.

Sebastian : Bu imkansız.

Mirza : İmkanlı..



1 Ekim 2008

Doktor Hanım ( Hipnoz ) : Burada yaşadıklarınızı unutacaksınız. Burada her şeyi unutacaksınız. Burada yaşadığınız tecrübeleri bilinç altınızda olacak ve zamanı geldiği zaman kullanacaksınız. O Zamana kadar unutacaksınız. 10 dan geriye doğru benimle birlikte sayıp tekrarlıyorsunuz.

Doktor Hanım  : 10 Burayla ilgili hiç bir şey hatırlamayacağım.

Mirza : 10 Burayla ilgili hiç bir şey hatırlamayacağım.

Sebastian : 10 Burayla ilgili hiç bir şey hatırlamayacağım.

Doktor Hanım : 9 Buradaki hiç bir insanı hatırlamayacağım.

Mirza : 9 Buradaki hiç bir insanı hatırlamayacağım.

Sebastian : 9 Buradaki hiç bir insanı hatırlamayacağım.

Doktor Hanım : 8 Burada öğrendiklerimi hayatımın her köşesinde kullanmayacağım. Bilinç altımda gizli öğreti olarak kalacak.

Mirza : 8 Burada öğrendiklerimi hayatımın her köşesinde kullanmayacağım. Bilinç altımda gizli öğreti olarak kalacak.

Sebastian : 8 Burada öğrendiklerimi hayatımın her köşesinde kullanmayacağım. Bilinç altımda gizli öğreti olarak kalacak.

Doktor Hanım : 7 Bilinç altımda gizli öğreti olarak kalacak.

Mirza : 7 Bilinç altımda gizli öğreti olarak kalacak.

Sebastian : 7 Bilinç altımda gizli öğreti olarak kalacak.

Doktor Hanım : 6 Beyefendi'nin emirlerine itaat edeceğiz.

Mirza : 6 Beyefendi'nin emirlerine itaat edeceğiz.

Sebastian :  6 Beyefendi'nin emirlerine itaat edeceğiz.

Doktor Hanım : 5

Mirza : 5

Sebastian :  5

Doktor Hanım : 4

Mirza :4

Sebastian : 4

Doktor Hanım : 3

Mirza : 3

Sebastian : 3

Doktor Hanım : 2

Mirza :2

Sebastian : 2

Doktor Hanım :1

Mirza :1

Sebastian : 1

Doktor Hanım :0

Mirza :0

Sebastian : 0

Doktor Hanım : Uyanın..