uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

30 Ocak 2012 Pazartesi

Ara Bölüm 5 Şubat 2010 ( Tekirdağ Polis Arama Kurtarma İstasyonuna Gitmeye Çalışan Siviller. )

Edirne ve Tekirdağ da Zombilerin görüldüğü 5 gün olmuştu. İnsanların bazıları zombiye dönüşürken bazıları da evlerinde mahsur kalmıştı.
Altınova Mahallesinde 5 katlı bir apartman. Bütün apartman sakinleri teras katında apartmanında sahibi olan yöneticinin evinde toplanmışlardı. Teras katında toplananların içinde;
Yeni evli bir çift ve yanlarındaki on dört aylık bebekleri.   Oğulları tarafından terk edilmiş yalnız yaşayan yetmiş bir yaşındaki Emine Teyze.  9 ve 11 yaşında iki oğlana sahip İzmir den tayini çıkıp da bu yaz Tekirdağ’a yerleşmiş memur bir aile. Üniversite öğrencileri Pelin, Damla ve Sibel. Yıllardır aynı apartmanda oturan esnaf Rasim, eşi, iki oğlu ve kızı. Yeni evli olan özel şirkette çalışan Nedim, Nedim in eşi;  Serdar ve Annesi, 2 kızı olan Ahmet bey ve eşi. Teras katında ise Apartman yöneticisi Kazım Bey ve 3 oğlu ile toplanmışlardı. Toplam da 28 kişilerdi.
Zombi istilasının 5. Günü geride kalmıştı. Yorgunlardı. Günlerdir uyuyamıyorlar ellerindeki kuru erzakları olmasına rağmen doğal gaz boru hattından çıkan patlama sonucu doğal gazları çalışmıyordu.  O yüzden yemek yapamıyorlar sadece su meyve suyu gibi şeyler içerek karınlarını doyurmaya çalışıyorlardı.  Apartman yöneticisi Kazım Bey duruma müdahale etmişti. Herkesi terasta topladı.
Kazım Bey : Arkadaşlar bu et yiyen canavarların geldiğinden beri beş gün oldu. Doğal gazında çalışmaması ile birlikte aç kaldık. Yakında açlıktan öleceğiz. Bu kötü gidişata bir dur demenin vakti geldi.
Ahmet Bey : Doğru söylüyorsunuz da Kazım Bey dışarıya çıkan karşı apartmandakilerin sonunu gördük.
Nedim : Kazım Bey Haklı burada oturup da açlıktan ölmeyi bekleyemeyiz.
Rasim : Nasıl çıkacağız buradan ve nereye gideceğiz ?
Kazım Bey :  Buradan yalnızca 19 km uzaklıkta olan Tekirdağ Polis Arama Kurtarma İstasyonu var. Oraya gidebiliriz. Yardım isteyebiliriz
Ahmet Bey : Doğru söylüyorsunuz ama oraya nasıl gideceğiz.
Nedim : Garajdaki arabalar ile gidebiliriz
Ahmet Bey : Garajın kapısını kim açacak ?
Nedim : Ben açarım apartmanın sığınağından garaja gireriz. Oradan da çıkarız.
Kazım Bey : Nedim kardeşim doğru söylüyor.
Emine Teyze : Evladım siz gidin ben gelemem. Gelmeye de gücüm yok. Ben burada başımın cağresine bakarım.

Herkes oradaki herkes biliyordu ki yaşlı kadın bir kaç gün içinde ölecekti ama yanlarında götürdüklerinde daha büyük bir risk alacaklardı. O yüzden yaşlı kadını yanlarına bile almayı teklif dahi etmediler. yaşlı kadını orada bırakacaklardı. 27 kişi Tekirdağ Arama ve Kurtarma Polis istasyonuna doğru yola çıkmaya hazırlardı.
Geride bıraktıkları yaşlı kadını umursamadılar bile. Arabalara bindiler. Nedim garajın kapısını açtı ve hızlıca garajdan çıkmışlardı. Zombiler bunları fark etti. Öndeki arabada bulunanlardan Kazım arabayı kullanıyor Nedim de yanında oturuyordu. Zombileri birer ikişer ezerek yollarına devam ederlerken Kazım arabanın kontrolünü kaybedip bir duvara çarptı. Sarsıntının etkisi ile Kazım başını direksiyona vurmuştu. Arabanın arka tarafında ise Üniversite öğrencileri Pelin, Damla ve Sibel ve Nedim in eşi vardı. Kazım zombilerin üstlerine doğru geldiğini görünce arabadan var gücüyle çıkıp kaçmaya başladı. Nedim ise kendine geldi ve oda arkadaki kızları bırakıp var gücüyle oda kaçmaya başladı. Korkudan eşini bile bırakmıştı. Zombiler ise her taraftaydı. Bu sırada arka tarafta oturan kızlar arabadan çıktılar. Damla panik yaparak ara sokaklardan birine kaçmıştı bir aparman dairesinin girişine saklandı. Kapı kapalıydı. Üzerindeki montu çıkarttı Damla Eline sardı ve apartman ın giriş kapısının camını zorda olsa kırdı. Kapı kilitli değildi. Kapının mandalını açarak içeriye girdi.  Apartmanın üst katındaki dairelere doğru merdivenlerden yavaş yavaş çıkmaya başladı. Korka korka titreye titreye yukarı doğru çıkıyordu. Bir evin çelik kapısının biraz aralıklı olduğunu fark etti. Kapıyı sağ eliyle hafifçe itti. Kapı biraz gıcırdamıştı kapının gıcırdaması ile birlikte daha da ürktü. İçeriye girdi evin ve kapıyı hafifçe ses yapmadan kapattı. Mutfağa girdi. Mutfaktaki çekmeceleri karıştırdı eline orada bulunan bir bıçak aldı. İki eliyle bıçağı sıkıca tutuyor ve bıçağı biraz ileride tutuyordu. Bütün odalara tek tek giriyordu. Oturma odasına girdi kimse yoktu. Salona girdi kimse yoktu. Yatak odasına doğru ilerledi. Elleri titriyordu bıçağın ucuyla kapıyı açtı sırtı buna dönük yaşlı bir kadın vardı içeride Damla teyze korkma diye seslendi yaşlı kadın hiç olalı olmuyordu. Damla teyze beni duyabiliyor musun ? dedi. yaşlı kadın gene oralı olmuyordu. Damla çok korkuyordu oradan kaçıp kurtulmak istiyordu. Yaşlı teyzeye bir kez daha seslendi ve sonra eliyle dokundu yaşlı teyze damlanın dokunmasıyla sırtı dönük bir şekilde oturduğu yerden yere doğru düştü kadın günler önce belkide açlıktan yada bakımsızlıktan ölmüştü. Damla koşarak odadan çıktı. Evin kapısını açtı dışarı doğru adım attığında yaklaşık 1 80 boyunda bir zombi Damlayı yakaladı. Damlanın kurtarın beni feryadını duyacak kişi yoktu. Son duyacak kişide günler önce ölmüştü.  
Pelin o sırada Sibel e Damla nereye gitti diye sordu ?
Sibel bilmiyorum arkamızdan geliyordu bilmiyorum diyordu.
Nedim'in eşi de çağresiz bir şekilde Sibel ve Pelin i takip ediyordu. Grup tamamen dağılmıştı. Ara sokaklardan geçiyorlar zombiler peşlerinden geliyordu. Nedim ve Kazım çoktan gözden kaybolmuşlardı.
Koşuyorlardı arkalarına bile bakmadan bu sırada Sibel in ayağı takılıp düştü. Sibel Pelin diye bağırdı. Bana yardım et diye ağlıyordu. Pelin bir an duraksadı arkasına doğru baktı. Sibel i oradan kaldırmak için geri döndü. Zombiler ise bu sırada Sibel e iyice yaklaşmışlardı. Pelin üzgünüm diyerek kaçmaya devam etti. Sibel ise ağlıyordu. Sibel bileğini burkmuştu. Ayağa zar zor kalktı. Seke seke yürüyordu fakat zombiler bir dakika içinde onu yakaladılar. 20-30 kişilik zombi grubu Sibel i yemeye başlamıştı. Sibel in sadece kendi sonunu görebileceği kadar vakti oldu.
Pelin ile Nedim in eşi nereye gittiklerini bile bilmeden koşuyorlardı. Nereye gittiklerini bile bilmeden koşmaya devam ettiler.
Bu sırada Yeni evli çift Soner - Soner in Eşi on dört aylık bebekleri Esnaf Rasim - Rasim in Eşi ve kızı Soner in arabasıyla gidiyorlardı. Soner ara caddelerden birine doğru girdi. Yolun ortasında duran kapısı açık arabanın kapısına vurdu. Arabanın kapısı kopmuştu. Soner de arabanın direksiyon hakimiyetini kaybetti kaldırıma çıktı oradan da bir direğe vurup anca durmuştu. Soner Herkes iyi mi diye sordu ? Eşi iyiyiz diye cevap verebildi. Bir anda Rasim in eşinin olduğu taraftaki cam zombi tarafından parçalandı. Zombi Rasim in eşini arabanın içinde boynundan ısırıyordu. Rasim in kızı ise zombiye vuruyordu ama zombi aldırış etmiyordu. Rasim arabadan indi ve zombi yi eşini ısırmasını bırakması için hızlıca geriye doğru çekti. Soner arabadan indi eşinin olduğu taraftaki kapıyı açtı ve çocuğunu kucağına aldı. Bebek ağlıyordu. Bebeğin ağlama sesi bütün zombilerin dikkatini çekmişti. Zombiler o yöne doğru hareketlenmeye başladı.  Bebeğini kucağına aldığı gibi Soner koşmaya başladı eşi de peşinden geliyordu. Rasim Zombiyi eşinin üzerinden çekti. Zombi yere düşmüştü. Kapıyı açıp eşinin yarasına bakmak istedi. Rasim in eşi çok kötü yaralanmıştı. Şah damarından aldığı bir kaç ısırık darbesiyle şoka girmişti bile. Rasim Eşinin yaralarını elliyle bastırıyordu. Rasim in kızı ise durmadan ağlıyor bağırıyor zombilerin dikkatini o tarafa çekiyordu. Tam o sırada yere düşen zombi ayağa kalktı. Rasim i ısırmaya başlamıştı. Rasim aldığı ısırıklar ile birlikte yere düştü zombi Rasim mi dişleriyle parçalayarak yiyordu. Rasim daha ölmemiş acı içinde bağrı-yordu. Rasim in kızı Annesinin tarafından uzatmış kafasını baba diye ağlamaya başladı o kadar çok korkmuştu ki Rasim in kızı Annesinin ölüp te zombiye dönüştüğünü Annesinin onu ısırdığında anlayacaktı..
Soner bebeği kucağında koşmaya devam ediyordu eşi arkasından bağırıyordu Soner beni de bekle diye. Soner kaçmaya koşmaya devam ediyordu. Soğuk havada kanter içinde kalmıştı. O sırada Soner in eşi zombiler tarafından yakalandı. Soner yardım et diye bağırıyordu Soner in eşi. Soner bir an arkasına baktı ama çocuğunun annesi için artık çok geçti. Soner eşinin gözleri önünde canlı canlı yenilmesini izliyordu. Soner şoka girmişti. Hareket etmiyor kıpırdamıyordu. Zombilerin Soner i ve kucağında tuttuğu 14 aylık bebeği farketmeleri uzun sürmedi. Zombiler Soner i ve çocuğu da acımasız ve merhametsizce parçalayarak yemişlerdi. Soner den eşinden ve 14 aylık bebekten geriye sadece bir kaç kemik parçası ve kuru kafa kalmıştı.
Pelin ile Nedim in eşi Aslı koşmaya devam ediyorlardı. Pelin bu böyle olmayacak bir araba bulmalıyız dedi. Kapısı açık bir arabaya doğru koştular Aslı arabaya bindi. fakat Allah ım anahtarlar yok. Pelin tabi olmaz burası Türkiye ! Aslı tam arabadan inecek iken arabanın arka koltuğundan aniden bir zombi fırladı ve Aslı yı ısırmaya başladı. Aslı Pelin e yardım et diye yalvarıyordu. Fakat Pelin arkasına bile bakmadan oradan koşar adımla uzaklaştı. Saatlerce koştu Pelin, artık koşmaya gücü kalmamıştı. Bu arada yanında siyah renkte bir araba durdu. Arabanın camından birisi ısırıldın mı? diye sordu. Pelin hayır diyebildi. Atla o zaman dedi esrarengiz kişi.
Pelin hiç tereddüt etmeden esrarengiz kişinin arabasına atladı. Benim Adım Emre. Benim Adımda Pelin.
Emre : Ne işin var burada ?
Pelin : Komşularımla birlikte Arama kurtarma polis istasyonuna gidiyorduk olaylar ters gitti.
Emre : Anlıyorum senden başka kurtulan var mı ?
Pelin : Vardır sanırım kalabalıktık baya her birimiz farklı yöne dağıldı.
Emre : Şu Arama kurtarma polis istasyonuna bakalım o zaman
Pelin : İyi olur . Asker misin sen ?
Emre : Hayır değilim. Avcıyım avlanırdım bu şeyler çıkmadan önce. Şimdi av mıyım avcı mıyım bilmiyorum.
Pelin : Anlıyorum. Sen nasıl geldin buraya ?
Emre : Bu şeyler ortaya çıkmadan önce arkadaşlarımla avlanıyorduk dağlarda. Bunlar çıktıktan sonra insanlarımıza yardım edelim dedik. Şehre indik savaşmaya başladık bir tek arkadaşlarımdan ben kaldım.
Pelin : Çok üzüldüm başın sağ olsun.
Emre : Dostlar Sağ olsun.

Arama kurtarma istasyonuna vardılar. Emre Pelin'e sen burada kal. Ben bir etrafa göz atayım ondan sonra haber veririm dedi. Hayır dedi Pelin ben yalnız kalmak istemiyorum seninle geleceğim.Emre itiraz etmedi.
İçeriye girdiklerinde hayatta kalanlar onları karşıladılar. Nedim Eşini sordu. Pelin ise Nedim e senin yüzünden öldü korkak herif diye bağırdı. Yönetici Kazım Bey de yere doğru bakıyordu. Emre olmasaydı bende ölmüştüm diye Pelin ağlıyordu.
Dışarıdaki helikopteri uçuracak biri var mı diye sordu Emre.
Kimseden yanıt gelmemişti. Oda güzel diyerek Emre kendini teselli ediyordu. Herkes yorgundu zaten uyumak istiyorlardı uyuya kalmışlardı. 6 şubat sabahı dışarıda helikopter sesi duydu Emre. Koşarak bahçeye doğru çıktı ama helikopter bunlara doğru gelmiyor gidiyordu.  Emre telsizin olduğu yere gitti. Saatlerce yardım istedi. Telsizin diğer ucundan sadece cızırtı geliyordu. Emre kafasını telsizden aşağıya koydu kimse gelmeyecek diyordu.
Bütün gün telsizin başından ayrılmadan bekliyordu. Polis istasyonunda bir kaç  bisküvi buldular paylaşıp yediler.
Ertesi gün çoktan olmuştu. Genç bir çocuk bir araba geliyor dedi. Nedim ve diğer bir kaç kişi polislerden kalan üniformaları giymişlerdi. Nedim : Belki bizi kurtarmaya geliyorlar.
Kazım : Evet Evet ben haklıydım bizi kurtarmaya geliyorlar diyordu. Araç iyice yaklaştı. Emre bu sırada dürbünle arabayı gözetledi. Araba hummer marka bir jeepti. Kapısında ise bir şekil gözüne ilişti. Bu şekilli daha öncede görmüştü. 4 Yıl önce arkadaşları ile memleketi adana da çıktığı bir avda uyuşturucu yetiştiren bir köye yapılan baskında aynı amblemi görmüştü birden irkildi.
Emre : Bunlar bizim için buraya gelmiyorlar diyebildi sadece.
Kazım : Nasıl yani.
Emre : Bunlar Türkiye nin en acımasız askerleri gazetelerde çıktı Adrenalin askerleri bunlar. Hepimizin güvenliği için ne alacaklar ise kimse itiraz etmesin alsınlar ve gitsinler yoksa burada hepinizi öldürürler.
Nedim : O kadar da kolay değil bu iş !
Pelin : Zombilerden korkup kaçan biri için iddialı bir laf.  
Nedim : Kapat çeneni.
Pelin : Asıl sen kapat !
Kazım : Tartışmayı kesin artık. Herkes geldiklerini fark etmemiş gibi yapacak Gençler gerçekten polis rolünü üstlenecek pilotumuzun öldüğünü söyleyin. Kızım sende geldiklerinde kapıdan içeri girdiklerini görür görmez çığlık at.
Emre : Bizi almazlar sözümü dinleyin.
Serdar : Gelecekleri varsa görecekleri de var ! Kim ki onlar bize ne yapabilirler. Alt tarafı insanlar.
Nedim : Geliyorlar asansör yukarı doğru çıkıyor herkes nişan alsın.
Asansörün kapısı açıldığında küçük kız bağırmıştı.
Asansör de 2 adam gördüler. Kapıdan da aniden iki adam çıkmıştı.
Karşılıklı birbirlerine silah tutuyorlardı. Silahlar sonunda indirildi.

Nedim : Burada ne işiniz var . Ordunun gittiği çok uzun zaman oldu.
Asit : Buradaki uydu resimlerine bakmaya gerdik ve dışarıdaki helikopter için buradayız bunları alıp gideceğiz dedi.
Nedim : Biz burada ne bok yiyeceğiz dışarıdaki helikopter bizim buradan kaçmamız için tek yol.
Ölüm Meleği : İçinizde o kanatlı kuşu kullanacak biri var mı ?
Kazım : Vardı.. Fakat hastalandı ve öldü.
Ölüm Meleği : Peki o kanatlı kuşu nasıl uçuracaksınız ? Uç bebeğim diye okşayacak mısınız ? yada helikoptere oral sex mi yapacaksınız uçması için ?
Serdar : Doğru konuş ! burada aileler var. Kaçmak için tek şansımızı sizi vermeyeceğiz.
Ölüm Meleği : Peki vermeyin bakalım.
Nedim : Uydu resimlerini yada her neyse onları alın ve defolun gidin buradan.
Ölüm Meleği : Bu kadar asabi olma. Asabiyet seni erken yaşta öldürtür. Kaç gündür buradasınız ?
Serdar : Bir kaç gündür.

Bu arada 2 asker ( Asit ve Mustafa ) uydu bağlantısını kendi bilgisayar bağlantısına aktarmaya çalışıyordu. Uydu kodelerini bir cd ye kaydediyorlardı. Ölüm Meleği : İşiniz ne zaman bitiyor ? Mustafa yarım saate kadar diye cevap verdi.
Ölüm Meleği : Cebinden sigarasını çıkarttı. Bir dalını kendi ağzına koyarken öbür dalını da Tuncay a doğru fırlattı.
Askerler sigara içerlerken günlerdir sigara içmeyen Nedim ve Kazım imrenerek onlara doğru bakıyordu.

Kazım : Siz peki asker misiniz diye sordu ?
Ölüm Meleği : Evet askeriz. Ama bu lanet şeyler geldiğinde unutulduk. Eskiden Devlet Millet için çalışırdık şimdi ise sadece Hayatta kalmaya çalışıyoruz kendi başımıza. Artık Hükümet devlet millet için değil yalnızca hayatta kalmak için savaşıyor ve onun için uğraşıyoruz.
Serdar : Nerede kalıyorsunuz ? Saklandığınız bir yeriniz olmalı ..
Ölüm Meleği Sigarasından bir duman aldı. Polis Memurunun gözlerinin içine bakıp sırıttı. Ve
Ölüm Meleği : Biz fare değiliz saklanalım. Saklandığımız bir yer yok. Asla da olmadı. Savaşıyoruz çarpışıyoruz.

Ahmet Bey in büyük kızı annesine onlara söylemeliyiz dedi kısık bir sesle.
Ahmet Bey in Eşi çocuğuna sus bebeğim dedi. Ölüm Meleği bu konuşulanları duymuştu.
Ölüm Meleği ona doğru baktı. Neyi söylemelisin ? Aslında babanın ve buradaki herkesin  polis olmadığını ve buraya da yeni geldiğiniz ve günlerdir aç olduğunuzu mu söyleyecektin bana ? burada sıkışıp kaldığınızı. Korkak baban ve arkadaşlarının zombiler bizi ısırırlar diye göt korkusundan kafalarını pencereden dışarıya bile çıkaramadığını mı ?  Tuncay bu olanlara gülerken Ölüm Meleği tekrardan bağırdı ? Bitti mi işiniz beyler.. Kahveden adam mı çağırayım !
Asit : Bitmek üzere efendim.
Apartman sakinleri gerçekten de çok şaşırmıştı bu tutuma.
Nedim birden hışımla Ölüm Meleğinin üstüne yürüyerek yumruk atmaya çalıştı. Ölüm Meleği Nedim in Elini Kaptı arkaya doğru çevirdi ve duvara yapıştırdı. Kazım ve 3 oğlu Ahmet Bey ve Serdar Ölüm Meleğinin üstüne gelmeye çalıştılar Tuncay hiç tavsiye etmem beyler diyerek onları tehdit etti.  Kazım ve 3 oğlu Ahmet Bey ve Serdar oturdukları yerden ayağa kalkmış bir vaziyette kıpırdatmadan kaldılar. Birbirlerine bakıyorlardı.
Ölüm Meleği : Burada askerde polis te devlette biziz ! O yüzden ihtiyacımız olan her şeyi alıp gideceğiz. Sizden de izin istemiyorum hiç bir şekilde. Burada kalmanıza izin veriyorum! Bu yeterli !
Ahmet Bey in Eşi : Lütfen bizi de yanınızda götürün .
Ölüm Meleği Nedim i diğerlerinin olduğu yere doğru hızlıca fırlattı. Kimseyi alamayız yanımızda götüremeyiz ! Siz dışarıdaki zombiler için konuşan ve kaçan hamburgerler bizim içinde bizi yavaşlatmaktan başka bir şey değilsiniz.
Bir avuç hırsız, kadınlar ve çocuklar sizi yanımda götürüp de çocuk bakıcılığımı yapacağım diyerek sözlerini tamamladı.
Beyler hazır mısınız diye Mustafa ve Asitte tekrar seslendi.
Asit tamamdır son kontroller diye cevap verdi.
Ölüm Meleği : Asit Mustafa siz hummera . Helikopter pistine çıkartın Jeepi.  Hadi Tuncay gidiyoruz .
Ve tam o sırada Nedim belindeki silahı çıkartı. Helikopteri almanıza izin veremem diyerek Tuncay ve Ölüm Meleğinin Üzerine doğrultu silahı. Diğer üç dört adam da silahlarına davranmışlar Tuncay ve Ölüm Meleği nin üzerlerine silahlarını cevirmişlerdi. Ya bizi de götürürsünüz yada helikopter burada kalır diye cevabını yeniledi.
Ölüm Meleği : Adın nedir diye sordu ?
Nedim : Ne önemi var ki ?
Ölüm Meleği tekrarladı adın nedir ?
Ahmet Bey in Eşi onun adı Nedim dedi.
Ölüm Meleği : Çocuğun var mı nedim ?
Polis Memuru : Evet var.
Ölüm Meleği : Sana neden ismini sordum biliyor musun nedim ?
Polis Memuru : Neden dedi ?
Ölüm Meleği : Öldüreceğim insanların genelde isimlerini bilmeden vururum derken silahını çıkardı ve Nedimi diz kapağından vurdu.
Nedim in canı aldığı kurşun dan dolayı çok canı yanmış acı içinde yerde kıvranırken iki eliylede bacağını tutuyordu. Bu sırada İzmir den tekirdağ taşınan memur ailesinin küçük çocuğunu Mustafa rehin almış ve minik çocuğun kafasına silahı dayayıp etraftakilere seslendi Apartman sakinleri bu düştükleri duruma gerçekten çok şaşırmışlardı. Dışarıdaki zombilerden daha acımasız bir grup vardı karşılarında.

Mustafa : Beyler bayanlar bu çocuk kimin bilmiyorum ama üçe kadar sayacağım eğer silahlarınızı yere bırakıp arkanızı dönmezseniz bu çocuğun beynini duvardan temizlemeniz için epey bir vaktiniz olur .
O arada Memur un hanımı oğlum diyerek hamle yapmak isterken  Eşi onu tutarak sakinleştirmeye çalışıyordu.
Kazım ise alın istediklerinizi ve gidin diye çıkıştı. Kazım ve 3 oğlu Ahmet Bey ve Serdar silahlarını yere koymuşlardı.
Ölüm Meleği : Mustafa çocuğu arabaya götür. Helikopter pistine geldiğinde çocuğu teslim edersin. Beyler Bayanlar eğer ki arkamdan ateş etmeye kalkarsanız buradaki herkesi ayağından bacağından vururum topal olarak ömrünü geçirir. Burayı da cayır cayır yakarım.
Mustafa tamam dercesine kafasını salladı.
Mustafa çocuğun kolundan çekerek asansöre doğru ilerledi.
Tuncay ile Ölüm Meleği ise helikopter pistine doğru gidiyorlardı.
Helikoptere yakıt koymaya başladı Tuncay. Askerler aralarında konuşuyorlardı. Apartman sakinleri ise korku dolu gözlerle onlara bakıyordu. Serdar ın Annesi o Helikopter bizim tek şansımız diyebildi. Nedim e bakan yoktu şu anda acı içinde yerde kıvranıyordu. Apartman sakinlerinin gözleri önünde helikopter havalandı. İki Asker ise jeep in yanında çocukla birlikte duruyorlardı. Çocuğu ailesine doğru yolladılar. Çocuk var gücüyle annesine doğru koştu.
Serdar ise silah ını kontrol etti. Olanlara çok sinirlenmişti. Bunca insan bunun için mi öldü dercesine kapıdan fırladı ve Ölüm Meleği ile Mustafa nın üzerine ateş ediyordu. İlk defa silah kullandığı bes belliydi. Serdar küfürler ediyor ve silahını arabaya doğru nişan alarak gelişi güzel ateş ediyordu. Küfürler ediyor bağırıyor helikopter tek çıkış yolumuz du diye haykırıyordu.  Bizi de yanınızda götürseydiniz ya diyordu.
Ölüm Meleği : Artık önemi yok çocuk ! bir ölüyü yanımızda taşıyamayız.

Üçüncü kurşunu dördüncü kurşunu beş altı yedi sekiz dokuz on on bir el silah sesi duyuldu. Çocuk peş peşe ateş ediyordu.
Ölüm Meleği sayıyordu. 12 dedi 13 dedi ve 14.
Serdar son kez silahın tetiğine dokundu fakat boştu. Tekrar tekrar bastı fakat gene de boştu.  Serdar ın ateş ettiği askerlerden bir tanesi saklandığı yerden çıkarak tek bir kurşunla Serdar ı vurdu. Serdar ın vucudu ağırlaştı ve yere doğru düştü. Hafiften yağmur yağıyordu. Serdar artık o yağmuru bile çok yavaş hissediyordu. Son gücüyle annesine doğru baktı ve son nefesini Annesinin gözleri önünde verdi. Kazım bey in oğulları Mustafa ve Ölüm Meleğine doğru ateş etmeye başladılar. Emre ise yapmayın hepinizi öldürecekler diye uyardı ama kimse dinlemiyordu. Karşılarındaki adamlar arabayı çalıştırıp karşı ateşe geçtiler. Kazım Bey i omuzundan vurdular. Bir oğlu da karın boşluğuna kurşun isabet etmişti. O sırada Emre zombilerin geldiğini anladı. Pelin e otoparka in ve orada bir yere saklan. Askerler geçerken önlerine atla seni alırlar dedi. Pelin ise sen ne yapacaksın ben bakarım başımın çağresine diyerek Pelin i asansöre bindirdi. Kendisi ise helikopter pistine uzanan yerin çatısına doğru tırmandı. Zombiler ilk Nedim i yakaladılar. Nedim i canlı canlı yiyorlardı. Sonra Kazım ı yakaladılar. Kazım ın oğullarını. Serdar ın annesini . Serdar ın cansız bedenini. ilk olarak 9 yaşındaki erkek çocuğunu sonra ise abisini annesini ve babasını. Rasim in iki oğlunu. Ahmet bey i de yakaladılar kızlarının ve eşinin zombiler tarafından yenildiğini görmeden parçalara ayrıldı.
Ölüm Meleği ve Mustafa Oradan giderlerken Zombiler apartman sakinlerini yemeye devam ediyorlardı. Ufacık ufacık çocuklar zombilere yem oldular..
O Sırada Apartman Emine Teyze Evinde uyuya kalmıştı. Her zaman olduğu gibi sallanan sandalyesinden dışarıyı izliyordu. Sandalyeden eli bir anda boşluğa doğru düştü. Emine Teyze Açlığa ve İlaçlarını kullanamadığı için kalp yetmezliğinden evinde ölmüştü..

29 Ocak 2012 Pazar

13 Şubat 2010 Sabah : AVM George A. Romeo Üstad'a saygı ( 5. Bölüm )

Hapishanenin avlusunda Psko Soldiers basketbol maçı yapıyordu. Çocuklar kadar şenlerdi. Bir kaç günlük ağır stressin sonunda eğleniyorlardı. Dünya nın bu kaos ortamında bile eğlenecek bir şey buluyorlardı. Bunun için eğitilmişlerdi çünkü. 
Pelin İle Fulya yaşıt olduklarından Hapishane avlusunda yürüyorlar sohbet ediyorlardı. Birbirlerine hikayelerini anlatıyorlardı. Bir kaç günde İyi arkadaş dost olmuşlardı.  
Pelin : Mustafa nasıl biri Fulya. 
Fulya : Pek bilmiyorum. Bir nevi asker oda. 
Pelin : Bana yardım etmeselerdi şimdi ölmüştüm. 
Fulya : Zaten sorunda bu yardım etmelerine şaşırdım. Kendilerini koruyorlar burada sadece. Babam bizi korusun diye tuttu burada hepsini. Hepsi eski mahkum bunların. Bu olaylar zombi olayları olmasaydı hala içerideydiler. Ama şimdi hapishanenin kontrolünü yavaş yavaş Babam onlara kaptırıyor. Bunu görebiliyorum.
Pelin : Hadi ya neden içerdelermiş peki ? 
Fulya : Tam bilmiyorum dosyalarını okumadım. Ama işlerinde profesyonel oldukları kesin. Arkadaşlarını öldü daha geçen gün. Şu an şu duruma bakar mısın nasıl eğleniyorlar.   
Pelin : Mustafa iyi biri ama. 
Fulya : Sıradan askerden farkı yok. Bildiğin et yığını. Düşünmez üstlerinden emirler gelir uygularlar. Başarır yada başaramaz. Hepsi bu. Abartmamak lazım bence. 
Pelin : Aslında haklısın. Bildiğin et yığını. Liderleri kim bunların ? 
Fulya : Aslında bir liderleri yok. Fakat Ölüm Meleği ne diyorsa o oluyor burada. 
Pelin : Ölüm Meleği nasıl biri tanıyor musun ? 
Fulya : Babamın demesiyle yetenekli bir katil. Lakabını da buradan alıyor. Faşistin te ki. Emirleri uygulayan katil işte.  
Pelin : Sağ omuzu üstündeki rakamlar ne peki ?  
Fulya : Bilmiyorum Vallaha canım. Babam onlarla konuşmamızı pek istemiyor. Zaten biz istesek de onlar bizimle konuşmuyorlar. Sorma fırsatım olmadı. Benimde dikkatimi çekti. Üşüdüm hadi içeri girerim canım. 


Asit : Beyler bu maç sayısı. Kazanan kızı alır ...  Asit hızlı hareketlerle potaya doğru yaklaşırken Tuncay 'a pas verdi.  Tuncay sayıyı yaptı. Kazanan Taraf : Sansar Tuncay Ve Asit oldu. Tuncay son sayıyı attığı için NBA şampiyonu olmuşçasına seviniyor tuhaf sevinçler yaşıyordu. 
Ölüm Meleği : Ateş in omuzuna kolunu attı ve kafasını hafifçe sıktı. Budamı gol değil diyerek Ateş in saçlarını elleriyle dağıttı. Hadi beyler duşlara diye seslendi o ara Mustafa.. 
Duştan sonra güzelce bir kahvaltı yaptılar ekip olarak. Kahvaltı yaparlarken birbirleri ile şakalaşıyorları çocuklar gibi şenlerdi. Cuma nın ölümünün psikolojisini üstlerinden attıkları gözleniyordu. O sırada Ateş cebinden bir cep telefonu çıkarttı. Bir yeri arıyordu. Serseri Ferit : Cep telefonları çalışıyor mu ? Allah Allah dedi. 
Asit : Neden çalışmasın ? Zombiler telekomu yemediler ya. Gülüşmeler yaşandı. İnternet bile çalışıyor Ferit. Ferit şaşkındı. Ateş Kantindeki ses yüzünden avluya çıktı. 
Aradığı kişi sonunda cep telefonunu açmıştı.  Alo Alo Alo.. 
Ateş : Merhaba Berna . Uzun zaman oldu ben Ateş. 
Bir süre karşı taraftan ses gelmedi. 
Berna : Merhaba .. 
Ateş : İyi olup olmadığını merak ettim ? 
Berna : İyi miyim kötü müyüm hiç bilmiyorum.  Aslında bakarsan bu olup bitenlere de anlam veremiyorum ve inanamıyorum. Nasıl hayatta kaldığıma da inanamıyorum. Gözümün önünde komşularımı yediler. Sonrada beni yemeye çalıştılar. Bu insanlar çıldırmış. 
Ateş : Her şey düzelecek. Güvenli bir yerdeysen sakın dışarı çıkma. 
Berna : Sen nasılsın ? En son hapse girdiğini duydum. 
Ateş : Evet hapse girmiştim. Fakat zombi olayları patlak verince ben ve abim olmak üzere bir kaç asker başımızın çağ resine baktık. Şu anda da güvenli bir yerdeyim. 
Sen neredesin ? 
Berna : Ateş korkuyorum. Bayrampaşa da bir alışveriş merkezinde yanımda 6 kişiyle sıkışıp kaldık. İçeri girmeleri an meselesi. Etraf zombilerle kaynıyor ve çok korkuyorum. 
Ateş : Berna tam olarak neredesin ? 
Berna : Bayrampaşa AVM deyim. 
Ateş : Yanındaki insanlardan ısırılan var mı ? Varsa hemen onu öldürmelisin. 
Berna : Yok buradaki herkes temiz. 
Ateş : Anlıyorum. 
Berna : Çok korkuyorum Ateş. Camları kepenkleri kırıp içeri girip beni yakalayacaklar ve yiyecekler diye. Çok korkuyorum. 
Ateş : Merak etme Berna seni kurtaracağım. Telefonun açık olsun benden haber bekle. 
Berna : Sakın kendini benim için tehlikeye atma .. sakın
Ateş : Tamam merak etme sen. Seni kurtaracağım. 




2 Yıl Önce İstanbul : 


Berna istanbul üniversitesinde hukuk okuyordu. Ateşle bir arkadaş ortamında tanışmışlardı. Ateş Asker olduğu için sürekli operasyonlardaydı. Fakat geri kalan vaktini ise Berna ile geçiriyordu. Bir operasyondan erken gelmişti. Berna ya sürpriz yapmak için gizlice eve girdi. Ateş in elinde papatyalar güller vardı. Yatak odasından sesler geliyordu. Gece yarısıydı. Ateş sessizce yatak odasına girdi. Bir tane adam Berna nın üstünde gidip geliyordu. Bir anda cebinden sigarasını çıkarttı Ateş. Sigarasını yaktı. Çakmağından çıkan ses ve ışıkla yatakta Berna ile sevişen adam sıçramışlardı. Ödleri koptu.  
Ateş : Rahatınızı bozdum kusura bakmayın. 
Berna : Açıklayabilirim. 
Ateş : Sanki Fransız sineması çeviriyoruz. Neyi açıklayacaksın. Yazık gerçekten çok yazık.
Ateş birlikte çekildikleri resmi aldı arkasını döndü. O sırada adam ve berna üstlerini giyiyorlardı. 
Berna : Çok yalnız kaldım Ateş. Çok yalnız kaldım. 
Ateş : Kendine o zaman bir köpek alsaydın ! 
Berna : Çok üzgünüm seni kırmak istemedim.. Seni hala .. 


Ateş Kapıyı açtığı gibi evden çıkıp kapatması bir olmuştu. Hayatındaki tek ilişki bir kaç yıl sürmüş ve kapıyı çekmesiyle de son bulmuştu. Hayat böyleydi. Berna nın kendisine değiştiği adamın suratını bile görmemişti. Kimin uğruna kalbinin kırıldığını bile bilmiyordu. 2 yıl boyunca hatta şu kaos ta bile aklına geliyordu. O adamın kendinden ne üstün özelliği olabilirdi. Sahip olduğu tek aile tek sıcak yuva Berna ve Ölüm Meleği ydi.  Onunla gerçekten ufacık dünyasında mutluydu. Fakat kendini kandırmış sonunda aldatılan kırılan ve üzülen kendi olmuştu. İnsanın dostu gene kendisiydi. 


13 Şubat 2010 


Ateş hızlıca Ölüm Meleği nin yanına gitti. Abi bir dakika senle özel bir şey konuşabilir miyiz ? 
Ölüm Meleği : Tab ikide. Konuşabiliriz.


Ölüm Meleği Kardeşinin telaşlı ve mutsuz olduğunu anlamıştı. Dolaptan 6 lı bira kutusunu aldı. Gel dışarıda konuşalım dedi. 
Biralardan tekini Ateş'e diğerini de kendi alırken kalan dört taneyi ise yere bırakmıştı. 


Ateş : Abi bunca zaman senden hiç bir şey istemedim. 
Ölüm Meleği : İşte bende bundan korkuyorum. 23 Senedir hiç bir şey istemezsin bir kere istersin ağızımıza sıçarsın.  
Ateş : Abi senden bir şey istiyorum tek bir şey. Sana benimle gel diyemem. Gel demeye de hakkım yok. Ama gelmeni istiyorum. Burada tek güvendiğim sensin. Berna Bayrampaşa AVM de mahsur kalmış ne yazık ki. Onu oradan kurtarmamız gerekiyor. Zombiler her an camları kırıp içeri girebilirler. Yanında 6 kişi daha varmış. Sessizce bu işi halledebiliriz. Hem oradan erzaklar, sigara ve alkolde alabiliriz. Biliyorsun son kullanım tarihleri geçmeye başladı buradaki erzakların.. 
Ölüm Meleği : Gidip görünce kurtarınca ne olacak O kaltak sana I see Dead People mı ? diyecek. Sende onu teselli mi edeceksin. Seni terk eden seni boynuzlayan kaltak için Ayhan Işık mı olmak istiyorsun ? İste senin için canımı vereyim. Ama bir sürtük için kardeşimin ölmesine izin veremem. Ateş gitmiyorsun. Konuda burada kapandı. 
Ateş : Hayır kapanmadı Ölüm Meleği ! Sen daha düne kadar insanları kurtarmak için canını feda ederdin gözü kapalı.  Şimdi sana ne oldu böyle ? Seni tanımazsam senin zombilerden korktuğunu sanacağım. Sen Ninjitsu felsefesiyle büyüdün. Ninjitsuda hepimizden yetenekliydin. Askeri lisedeyken ben herkese tek tek sorarlardı komutanlarımız ileride ne olmak istiyorsun hedefin ne diye. Herkes büyük komutanların ismini saydı. Ben ise sen demiştim ! Ama benim kahramanım bu değil. Çok değiştin abi çok. Artık silkelen. 
Ölüm Meleği : Ben bu devletin milletin hayatta kalması için senelerce dünyanın bir ucundan diğer ucuna savaştım Ateş. Kendim öldürdüğüm asker sayısıyla ellerimin arasından kayıp giden şehit olan insan sayısı aynıydı belki de. Hepsinde vatan sağ olsun dendi. Vatan. 
Bütün pis işlerde bizi kullandılar. Bize her şeyi öğrettiler. Hayatta kalmayı. Sağ olsunlar. Ama bütün pis işlerinde bizi kullandılar. Sonrada istenmeyen evlat da biz olduk ? Neydi suçumuz vatanımıza hizmet etmek. Bizi tecavüzcülerle hırsızlarla kalpazanlarla aynı yere attılar Ateş ? Biz vatan için çarpıştık. Vatan için arkadaşlarımızı dostlarımızı feda ettik. Gençliğimizi feda ettik. Sen kaç kere hayatında parkta salıncakta sallandın ? Kaç kere kız arkadaşınla sinemaya gittin ? 
Biz gençliğimizi feda ettik Ateş. Kullanıldık harcanıldık farkında mısın ? Biliyorsun Senin için ölürüm öldürürüm. 
Ateş : Abi lütfen oradaki insanları kurtarmalıyız. 
Ölüm Meleği : Bu bir film değil Ateş. Burada Sadri Alışık oynamıyor. Seni aldatan seni üzen bir sürtük için abini feda edeceksen seninleyim ! 
Ateş : Seni dünya yansa feda etmem. Yanıyorda zaten ! Sorun o kız değil. Sorun oradaki insanlar abi. Onları kurtarmalıyız sende artık ne olduğunun farkına varmalısın. Yeter bu kadar kendine acıdığın ! Kendi hatalarını başkalarını sorumlu tuttuğun. O tekirdağ da polis istasyonunda ölenler mi ? gençliğimizi çaldı.  
Yada o AVM de sıkışıp kalmış bir avuç zavallı insan mı bunların sorumlusu ? 
Lütfen abi benimle misin değil misin ? 
Ölüm Meleği : Seninleyim Allah 'ın belası. Yaradan insanlara kızdı beni yarattı. Seni niye yarattı diye düşünüyordum hep. Seni de Bana kızdığı için yarattı! 


Ateş abisinin son sözüne sırıtmıştı. Koşar adımlar ile içeriye girdi. Asit'te döndü ve uydudan çekilmiş son resimleri istedi. EDS kayıtlarına bakmasını istedi. Hayırdır dedi Asit bir yeremi gideceksin. 
Ateş : Evet abimle birlikte bayrampaşa AVM ye gideceğiz. Orada kurtarılmayı bekleyen insanlar var. Bir anda kantinin içinde sessizlik oldu. 
Mustafa : Kim kim gidiyoruz ? 
Ateş : Bu benim meselem . Abim ve ben sadece. 
Tuncay : Senin benim var mı Ateş ? 
Ateş : Yok Tuncay Özür dilerim. Ama birinizin daha benim yüzünden ölmesini kaldıramam sizde beni anlayın. Gideceğimiz yer AVM orada sıkışabiliriz. Hava desteğine ihtiyacımız olabilir . Sen burada lazımsın. 
Ölüm Meleği : Arkadaşlar Bana burada lazımsınız siz. Tuncay hava desteği. Asit : Yol durumu . Mustafa Sansar ve Ferit Eğer AVM De işler ters giderse kara desteği verecek kişiler. Helikopteri Tuncay kullanacak kim onun yanında aşağı da bizi koruyacak. Kim Helikopterden zombilere ateş edecek ? Pamuk prenses mi ? Yedi cüceler mi? 
Kızlar lütfen duygusal olmayın. Ateş le ben hallederiz. Lütfen anlayış gösterin. Eğer ki ihtiyacımız olursa helikopterden AVM nin terasına inersiniz söz veriyorum. 
Asit etkisi güçlü C-4 zaman ayarlı patlayıcılar istiyorum senden. 
Asit : Anlaşıldı patron. Hallederiz. 
Ölüm Meleği : Herkese anlayışlı ve olgun davrandığı için  bana olan güveni ve yanımda olmak istemenizden dolayı teşekkür ediyorum arkadaşlar.  Ateş gerekli olanlar hazırlanınca yola çıkıyoruz. Ben duş alıp biraz dinlenmek istiyorum. Bana haber verirsiniz. 


14 Şubat 2010 Sabah 04:30 
Her şey hazırdı Asit patlayıcıları yapmak için 12 saate yakın bir süredir çalışıyordu. Ateş O sıra arabalara silahları yüklüyordu. Arabaların benzinlerini doldurmuştu. Ölüm Meleği hala uyuyordu odasında. Ve saatler 05:00 i gösteriyordu artık. Her şey hazırlanmıştı. Asit patlayıcıları dikkatli bir şekilde Ateşin arabasına yükledi. Ölüm Meleği uyanmıştı. Duş aldı. Üzerini değiştirdi. Hep yanında taşıdığı iki tabancasını kontrol etti. Şarjörleri Kamuflajındaki ceplere tek tek koydu. Otomatik tüfeği ve onun şarjörleri zaten arabasındaydı. 
Avluya çıktılar Asit patlayıcıları anlattı. Dikkatli bir şekilde dinlediler. nasıl kurulacağını nasıl aktivite olacağını. Her şeyi öğrenmişlerdi. Yol güzergahları belliydi. İki araba önlü arkalı gideceklerdi. Yola çıktılar. Önden Ateş . Ateş ide Ölüm Meleği takip ediyordu.
Ölüm Meleği Arabanın içinde Mozart - Requiem dinliyordu. Ağzında sigarası ile Ateş i takip ediyordu. Ellerini bırakıp İşaret parmakları ile işaretler yapıyordu dinlerken. Gerçekten de eğleniyor gibiydi.  
Yaklaşık 1 saat 47 dakika kadar yol gittiler. Ara sokaklar dan geçiyorlardı genelde. Bayrampaşa AVM ye gelmek üzerelerdi. Telsizle Ölüm Meleği : Ateş şu kızı ara hangi kapı daha müsaitse dikkat çekmeden oradan girelim yada otoparkına girelim dedi. Ateş Berna ya telefon etti. Berna daha telefon sesi ikinci kere bile çalmadan telefonunu açtı. Otoparkı kapattıklarını fakat en iyi yolun otoparktan girmek olduğunu söyledi. Otoparkı açacaklardı. Fakat otoparkın ön tarafında 9-10 tane zombi vardı. Zombiler Aptal aptal bir sağ yürüyorlar bir sola yürüyorlar volta atıyor daha çok nöbet tutuyor gibiydiler. Bir kaç tanesi otoparkın kapısının kapatılmasına rağmen kapıyı elleriyle tırmalamaya çalışıyordu. 
Fakat AVM nin ön girişinde sağında solunda sayıları 10 binleri bulan zombi sürüsü de vardı. Berna bu konularda Ateşi uyardı. Ateş Telefonumuz açık kalsın benim uyarımla kapıyı içinizden en hızlı koşan açsın ve otopark alanında ondan başka hiç kimsede olmasın. Açtığı gibi kapıları kapıdan uzaklaşsın kesinlikle kapıyı bize  açmaya çalışmasın biz kapıyı zorlar gireriz dedi. Berna dikkat et lütfen diye tekrar uyardı. Ateş Ölüm Meleğine olayı anlattı. Ateşin arabasında C4 patlayıcılar olduğu için Ölüm Meleği nin öne geçmesine izin verdi. Ateş kapıyı açın diye talimat verdi. Kapının kilidini açmışlardı. Fakat kapı yukarıdan aşağıya doğru kepenk sistemiyle manuel çalışan bir kapıydı. Üç tane yer kilidi tutuyordu kapıyı. ve üç kilidi de açtı içlerinden en cesuru. Sonrada hızlıca kapıdan uzaklaşmıştı. Kapıda bulunan zombiler kapıyı açan adamın kokusunu almış olacaklar ki kapıya doğru yöneldiler iç güdü sel olarak canlı insan etinin kokusunu alan zombiler  hırçınlaşmış ve agresifleşmişti. 
Ölüm Meleği Otoparka doğru dönüş yaptı. Allah kahretsin Ateş ! Bu kapı sürgülü bir kapı. Umarım bu piç kuruları giriş kapısını değil de çıkış kapısını açmışlardır. Ben o zaman hepsini öldürmek zorunda kalırım. Der demez arabayı durdurdu. Arabayla garaj kapısı arasında yaklaşık 5 metre kadar bir mesafe vardı. Arabanın içinde oturuyordu Ölüm Meleği. Bu sırada onu fark eden bir zombi Ölüm Meleğinin içinde bulunduğu arabaya doğru gelmeye başladı. Ölüm Meleği Şarjörünü çıkartıp kontrol etti silahını hazırladı. Zombiler Ölüm Meleğini fark etmişlerdi. O sırada Ölüm Meleği kapıyı sert bir şekilde açtı. Kapıya çarpan zombi yere düşmüştü. Zombi düşer düşmez Ölüm Meleği Arabadan hızlıca indi ve zombinin kafasına bir el ateş etti. Zombi yerde titriyordu. Hem Otoparkın kapısını açmak için Kapıya doğru yürüyordu hemde zombileri yürürken vuruyordu. Kapının önündekilerin hepsini kafalarına ateş ederek etkisiz hale getirmişti. Kapıyı tek başına açtı. Bu sırada silah seslerini duyan diğer zombiler sesin olduğu yere doğru hareket etmeye başlamışlardı. Ateş meraklı gözlerle arabasından çıkmış olan biteni izliyordu. Ölüm Meleği sorun yok diye baş parmağını kaldırıp diğer parmaklarını yumruk yaptı. Ölüm Meleği Arabaya doğru koşar adımlarla gitti. Arabayı çalıştırdı ve içeri girdi. Arkasından ise hemen Ateş içeri girmişti. Ölüm Meleği Koştuğu gibi kapıyı kapattı. Yerde bulunan kilitlerle kapıyı kilitledi. 
Ateş arabadan inmişti. Berna koşarak Ateş'in boynuna sarıldı ve ağlamaya başladı. 
Diğer AVM de mahsur kalan insanlar ise meraklı gözlerle gelen iki askere bakıyorlardı. Ölüm Meleği Arabasının kapısını kapattı. Göz ucuyla Ateş ile Bernanın sarılmalarına baktı. Cebinden çıkardığı sigarayı yaktı ve bir kaç duman aldı. 
Berna : Çok korktum .
Ateş : Geçti artık. 
Berna : Abi sende hoş geldin. 
Ölüm Meleği : İşaret parmağı ve orta parmağını birleştirip kaşına götürdü ve Berna ya doğru parmaklarını kaşından yukarı doğru çapraz bir şekilde kaldırdı. Bir nevi askeri selamlama yöntemlerinden biriydi. 
Ölüm Meleği : Berna sen bize sanırım yedi kişiyiz demiştin ? burada 30 kişiden fazla insan var. Sayı saymayı unutmadın değil mi ? Bir gün Şeytan çıkıp Affet Allah 'ım kadınlara uydum diyecek. İnan bana Ateş diyecek. 
Berna : Evet yedi kişiydik. Diğer arkadaşlar dün geldiler. Onları da içeri almak zorunda kaldık bir kaçımız hatta bu yüzden yaralandı. Hatta ölebilirdi..
Ölüm Meleği : Zaten bütün siktiri boktan zombi filmlerinde zombi hikayelerinde AVM ye kaçıyor insanlar ne bok varsa burada ?  
Ateş : Tamam berna sorun yok.


Hepsiyle selamlaşıp tokalaştılar. Berna ile Ateş sevgiliyken ; Ateş'i aldattığı adamda oradaydı. Berna bu nişanlım Kenan dedi. Ateş : Evet biliyorum ismen bilmesem de daha öncede karşılaşmıştık. Kenan : Hoş geldiniz ne kadar teşekkür etsek azdır diyebildi. 
Ölüm Meleği : Teşekkürü Berna yı becererek ettin zaten . 
Ateş : Ölüm Meleği !  
Polis Görevlisi : Arkadaşlar burası rahat değil Üst katlarda bir yere geçelim ne yapıp ne yapmayacağımızı konuşalım. 
Ölüm Meleği : Ateş Tilki yuvasına haber verdin mi ?  
Ateş : Orası nere ? 
Ölüm Meleği : Silivri Ateş Silivri. 
Ateş : Evet verdim Tilki yuvasına haber. 
  


Ölüm Meleği Bu kadar insanı nasıl koruyacaklarını hiç bilmiyordu. Hiç bilmiyordu. AVM de sıkışıp kalmış grup çok tuhaftı. 4 tane polis memuru ; 5 tane AVM güvenliği bir tanesinin karısı oğlu gelini ve kızı da vardı ; Bir tane eski manken yeni oyuncu bir bayan ve iki tane kız arkadaşı ; Bir bankacı ve eşi ; bir tane emekli asker karısı çocuğu ve gelini ve torunu ; 9 tane üniversite öğrencisi 4 ü erkek 5 i kız ; bir diş doktoru ve ailesi ; bir emekli öğretmen eşi ve torunu ve Berna , Kenan ve Kenanın kız kardeşi olmak üzere Toplamda 41 kişi vardı. Hepsinin gözünde bu iki adam herkesi buradan kurtaracaktı. Gözlerindeki o beklentiyi görebiliyordu Ateş ve Ölüm Meleği.  
Bu rakam Ölüm Meleğini korkutuyordu. Çünkü bu 41 kişi domino taşı gibiydi. Üzerlerine düşebilirdi.


Üst katların birinde bir cafe ye oturdular. Ölüm Meleği bir sigara daha yaktı. Umarım beni sigara öldürür diye düşündü içinden. Ayakta duran Üniversite öğrencilerinden birine senin adın ne diye seslendi. Üniversite öğrencisi Ben mi dedi. Aslında yanındakine seslenmişti. Fakat evet sen diye karşılık verdi. Adım Osman. Osman bana Alışveriş merkezinden bir şişe viski ve bardak getirir misin susasım dedi. Osman tabi abi getiririm diyerek koşar adımlarla oradan uzaklaştı. Kendi aralarında konuşuyorlardı bu saatte ne içkisi diye. 


Ateş : Arkadaşlar bizim arabalarım maksimum 7 şer kişi alır. Oda çok zorlarsan. Size eder 14 kişi. Otoparkta başka arabası olan var mı ? 
Polis Memuru 1 : Evet bizim arabalarımız var. 
Ateş : Harika. Olmadı diğerlerini de çalarız. Sorun değil. 
Emekli Asker : Evladım bizim 30 kişilik panel vanımız var. Oğlum okul servisi çekiyor. 
Ateş : O bizim için daha iyi. Ne kadar az arabayla çıkarsak dışarıdaki zombi sürüsünün hedefini azaltır. 
Emekli Öğretmen : Dışarıda bir sürü o zombi dediklerinizden var dışarı çıkmak intihar. Biz burada kalacağız. Yardımın gelmesini beklemeliyiz. 
Berna : Camlar artık çatladı. Ön taraftaki kepenklerde tutmayacak artık. İçeri girmeleri an meselesi. Buradan çıkıp kurtulmalıyız. 
Diş Doktoru : Giriş katındaki merdivenleri kapatırsak ve üst katlara girmeleri engelleyebiliriz. Malzememiz var. Güvenli bir şekilde yaşarız dışarı çıkmak riskli. 
Kesinlikle bir kaç gün sonra yardım gelecek ve bizi bulacaklar. 


Tartışmalar almış başını gitmişti. Bu sırada Ölüm Meleğinin istediği viski şişeler gelmişti. Teşekkür ederim osman dedi. Ama tartışmaya devam ediyorlardı. 
Ölüm Meleği konuşulanları umursamıyordu bile. Viskiyi açtı. Ateş 'e ve kendine birer bardak viski koydu. Tekrar bir sigara yaktı. Dinliyordu olan biteni. 


Polis Memuru 1 : Evet Berna haklı. Eğer o şeyler içeri girerlerse hepimizi yok ederler. Burada kısılıp kalırız. 
Eski Manken : Burada mı kalacağız yoksa başka bir yere mi gideceğiz bilmiyorum ama o zombileri benden uzak tutun.  Kötü kokuyorlar ve hepsi iğrenç yaratıklar. 
Ölüm Meleği : Emekli Öğretmenin torununa bakarak Çocuğun nesi var dedi ? 
Emekli Öğretmen : Sanane. 
Emekli Öğretmenin Eşi : Üşüttü sanırım ateşi var çok hasta dedi. 
Emekli Öğretmen : Berna bizi bu ikisi mi  kurtaracak saat daha öğlen olmamış kafayı çekiyorlar. Biz bir tim bekledik gele gele iki tane sarhoş geldi. 
Ölüm Meleği : Birincisi Ben burada herkesi kurtaracağım diye bir vaatte bulunmadım bu bir. İkincisi o sanane lafını sana tane tane şimdi yedirmiyorsam eşinin ve torununun gözleri önünde küçük düşmeni istememedendir bu iki. Üçüncüsü kafana bir delik açtığım zaman ne kadar sarhoş ne kadar ayık olduğumu anlayabilecek kapasitede olursun bu üç. Dördüncüsü Torunun ve karın kafandan dağılan et parçalarını toplayacak bolca zamanları olur ve canları sıkılmaz sevindirici yanı bu. buda dört. 
Ateş : Abi sakin ol. 
Polis Memuru 3 : Silahını göstererek herkes sakin olsun dedi. 
Kenan ın Kız kardeşi : Ateş bizi buradan nasıl çıkarmayı düşünüyorsunuz ? yada nasıl çıkmayı. Aşağıya geldiğiniz otoparkın oraya bakarsanız dahi yüzlerce zombi toplanmış silah sesine. Buradan çıkabilecek miyiz.
Ateş : Deneyeceğiz. 
Emekli Öğretmen : Deneyecek miyiz ? Bizim hayatımız sizin için deneme tahtası mı ? 
Ateş : Size bir kaç saat müsaade. Bizimle gelmek isteyenleriniz varsa başımızla beraber. yok kalmak isteyenleriniz varsa da sizleri de zorlayamam kendi aranızda konuşun ve anlaşın. Ona göre bizde planımızı yapalım. Biz buraya kapris çekmeye laf yemeye gelmedik. 
Diş Doktoru : Siz çıkacaksınız fakat çıktığınız kapıyı kim kapatacak ? zombiler içeri dolacaklar ve burada kalanları da yiyecekler. 
Berna : Zaten abi bir kaç gün içinde o cam daha fazla dayanmayacak ve içeri dolacaklar ve hepimizi yemeye başlayacaklar. Camlar dün çatladı. 
Diş Doktoru : Yardım gelecek yardımı beklemeliyiz. 


Cafe den Ölüm Meleği ve Ateş dışarı doğru çıkıyorlardı. Topluluğun sesleri kulaklarına kadar geliyordu. 
Ateş : Abi bir planın var mı ?
Ölüm Meleği :Evet var sakın ölme. 
Ölüm Meleği : Muhtemelen şu öğretmenin torunu enfeksiyon kapmış. Bir kaç saat içinde zombiye dönüşecek farkında mısın ? 
Ateş : Evet fark ettim yüzü bembeyaz ve solgundu. Neden uyarmıyoruz ?
Ölüm Meleği : Uyarırsak bir kaç kişiyi öldürmek zorunda kalacağımız için. Kız gitsin bir kişiyi öldürsün biz iki ölü insanı etkisiz hale getirelim. 
Ateş : Saçmalama Abi ben içeri uyarmaya gidiyorum. 
Ölüm Meleği : Gitte gör öğretmen ve eşi sana nasıl çemkirecekler. Pişman olacaksın. 
Ateş : Olmam abi. Merak etme. 


Ateş tekrardan bulundukları yere girdi. 
Ateş : Kızın nesi var ? 
Emekli Öğretmen : Sadece üşütmüş hepsi bu. 
Ateş : Bir zombi tarafından ısırıldığını düşünüyoruz ? 
Emekli Öğretmen Hanımı : Hafif bir ısırık çok büyük değil. 
Emekli Öğretmen : Kapat çeneni hanım ! 
Ateş : Üzgünüm ki kız bir kaç saat sonra zombiye dönüşecek ve buradaki bir çok insanı ısıracak. 
Emekli Öğretmen : Nereden biliyorsun ! O benim oğlum ve gelinimden kalan tek hatıra. Zombiler oğlumu ve kızımı yediler ! Ona elinizi dahi süremezsiniz. 
Ateş : Amcacım lütfen dışarıdaki zombi dediğimiz kişilerde böyle hastalığı kaptılar. 
Emekli Öğretmen : Onlar öldü. Öldükleri için ve günahları çok olduğu için tekrardan dirildiler. 
Emekli Öğretmen Hanımı : Kızım şiii sen uyu iyileş güzelim. Sana demiyorlar. 
Ateş : Çok geç olmadan o ufak kızı susturmalıyız. Yoksa içimizden bir kaç kişiyi öldürecektir. Benim ufak bir kızın ölümüyle ne alakam olabilir nasıl bir çıkarım olabilir ben sizleri düşünüyorum. 
Emekli Öğretmen : Dışarıda kiler zina yapıyorlardı. Allah ın emirlerine karşı geldikleri için zehirlendiler. Ama benim torunum melek gibi. O Zombi olmayacak. Yalnızca üşüttü.
Polislerden teki emekli öğretmenin yanında duruyordu o sırada ise dışarıdan Ölüm Meleği içeride olup biteni izliyordu. Emekli Öğretmen polis memurunun belinde duran silahı aldı. Silahı Ateş'in üstüne doğru doğrultu. Herkes ayağa kalkmıştı. Emekli öğretmenin eşi yapma bey diyordu. Emekli Öğretmen ise hanımına sen kapa çeneni diye bağırdı. Ateş ellerini sağa ve sola doğru açtı. Sakin ol. Sakin ol ki kimseye bir zarar gelmesin. 
Ölüm Meleği Cafe den içeri doğru girdi. Emekli Öğretmen bir anda silahını ona doğru doğrulttu. Bir Ateş'e doğru doğrultuyor bir Ölüm Meleğine doğru doğrultuyor. Adam öldürmek cesaret işiydi. Cesaretini toplasa belki de ateş edecekti. Can almak kolay bir iş değildi. 
Ölüm Meleği : Hangimizi öldüreceğine karar ver. 
Emekli Öğretmen : Siz ikiniz buraya gelmeden önce her şey çok güzeldi. 
Ölüm Meleği : O kız zaten ısırıldığı andan itibaren öldü. Bunu o kalın kafana sok. Yoksa senden daha öğretici silahımdan çıkacak mermiyle öğreteceğim bunu sana. 
Dışarıda gördüğün bir zombinin ortalama öldürdüğü insandan daha fazla insan öldürdüm ben. Sana yemin ediyorum Orospu çocuğu ! kardeşime ateş etmeye bile teşebbüs edersen seni öldürürüm. O silahın sahibini de öldürürüm. 
Polis Memuru : Benim ne suçum var ! 
Ölüm Meleği : Kardeşim senin silahından çıkan mermiyle vurulmuş olacak. 
Ateş : Kimse kimseyi öldürmeyecek. Amca o silahı lütfen yere bırak. 
Emekli Öğretmen : Silahı Ölüm Meleğinin üzerine doğrultu. Silahın horozunu baş parmağıyla çekti.Silahı iki eliyle sıkıca kavrıyordu. 
Ölüm Meleği : Kararı verdin demek. O Mermi beni öldürmezse seni bir zombinin ısırmasını sağlayacağım sonra sen zombiye dönüşünü izleyeceğim ve AVM nin en yüksek yerinden seni aşağıya doğru sarkıtacağım. Üstüne de bir tabela yazacağım. Bu salak beni ısırmak yerine bana ateş etmeye çalıştı. 
Emekli Öğretmen  Ölüm Meleğinin laflarına iyice sinirlenmişti. Soğuk soğuk terliyordu. 
Ateş : Ben ve Ölüm Meleği dışında herkes dışarı çıksın Amcanın problemi bizimle. Hızlıca dışarı çıkın hemen. 
Emekli Öğretmen : Hiç kimse dışarı filan çıkmıyor diye bağırdı. 
O sırada Emekli Öğretmenin Torunu . Kucağında olan babaannesinin boynundan ısırmaya başlamıştı. Kadın bütün gücüyle bağırıyordu. 7-8 Yaşlarındaki çocuk kadının boynunu ısırıyordu. Emekli Öğretmen eşini torunundan kurtarmaya çalışıyordu. 
Ölüm Meleği : Uzak dur ondan seni lanet olası. Diye silahını çıkarttı. O sırada Emekli Öğretmen Ölüm Meleğine doğru bir el ateş etti. O benim torunum ne olursa olsun diye bağırdı. Emekli Öğretmenin torunu bir anda babaannesini bırakıp hızlıca dedesinin kolunu ısırmaya başladı. Emekli Öğretmen acı içinde barınıyordu. Bu acıyla birlikte etrafa rast gele ateş etmeye başladı Emekli Öğretmen. Herkes yere yatmıştı. Emekli Öğretmenin torunu Emekli Öğretmeni yemeye devam ediyordu. Emekli Öğretmen bu arada rast gele ateş etmeye devam etti. Emekli Öğretmenin torunu dedesinin şah damarını yakaladı ve orayı da ısırdı. Her yere kan fışkırıyordu. İnsanlar İçeride bulunan kapıdan kaçıp gidiyorlardı. Emekli öğretmenide ısırarak öldürmüştü torunu. Emekli Öğretmenin Torunu Tekrardan ayağa kalktı ve ona 2 metre mesafede olan ve bu olaylar karşısında donup kalan mankenin üstüne doğru gelmeye başladı. Manken çığlık atıyordu. O sırada bir el silah sesi duyuldu ve küçük kızın alnının ortası parçalanmıştı. Küçük kızın cansız bedeni Mankenin üstüne doğru düştü. Manken çığlık atması bir an kesildi. Ellerini yukarı doğru kaldırdı elleri titriyordu ve tekrardan bağırmaya başladı. Ölüm Meleği koştu ve ufak kızın cansız bedenini üstünden aldı mankenin. 
Manken Ölüm Meleğine sarıldı. O sırada diş doktoru ve oğlu kapıya yöneldiler. Fakat Zombiye dönüşen babaanne diş doktorunu ısırmaya başladı. Zombiye dönüşen emekli öğretmende diş doktorunun diğer bacağını ısırıyordu. Oğlu donup kalmıştı. Bu sırada Babaanne oğlun uda ısırdı diş doktorunun. Bağrışmalar yaşanıyordu. Ölüm Meleği Mankeni kenara doğru eliyle itti. Sol elindeki silahıyla önce babaanneye sonra ise emekli öğretmene ateş etti. Bu sırada Ateş sivilleri cafe den çıkarttığı için bu olaylara müdahale edememişti. Ölüm Meleği Silahı diş doktoruna doğru yöneltti. Diş doktorunun iki ayağı da kanıyordu. Üzgünüm doktor. Senide öldürmem gerekiyor şahsi bir şey yok derken ateş etti. Doktor bir kum çuvalı gibi geriye doğru düştü. Bu sırada olayları gören diş doktorunun hanımı ise Ölüm Meleği nin üstüne geldi yapma diye yalvarıyordu. Oğlumu öldürme daha ufacık bir çocuk o diye yalvarıyordu.  Ölüm Meleği gözleri mavi , saçları sarı olan bu çocuğun gözlerinin içine baktı. 
Ölüm Meleği Korkma çocuk yalnızca cennete gideceksin. 
Diş Doktorunun Eşi : Yalvarırım sana ne olur yapma. 


Tek bir el silah sesi daha duyuldu. Silahtan çıkan mermi Çocuğun alnından girmiş kafa tasından çıkmıştı. Çocuğun kafasından çıkan beyin parçaları duvara yapışmıştı. Etrafta kandan ve et parçalarından başka hiç bir şey yoktu. Bir zombiye dönüşecek kişiyi öldürmemelerinin cezasını 4 sivil çekmişti. Ama 4 sivilin dışında O annenin acısı ise daha fazlaydı. Kana bulanmış çocuğuna sarılmıştı. Çocuk hareket etmiyordu. Kadın Oğlum oğlum diye ağlıyordu. 
Ölüm Meleği dışarı çıktı. Elindeki silahla. Kafenin kapısının az ilersin de korkmuş kalabalık Ölüm Meleğine doğru bakıyordu. Ölüm Meleği onlara doğru baktı. İki adım daha attı. Bir elinde silahı bir elinde viski şişesi vardı. Silahı beline tekrar koydu. Cebinden sigarasını çıkarttı ve çakmağını ateşleyip bir duman aldı. O sırada genç anne Ölüm Meleği ne doğru geldi ve katil diye bağırdı. Katil çocuk katili diye bağırıyordu. Ölüm Meleği kadının gözlerinin içine bakıp hareketsizce duruyordu. Berna kadına doğru geldi ve sarıldı. Kadın hüngür hüngür ağlıyordu. 
Ölüm Meleği cam'a doğru yaslandı ve yavaşça dizlerini bükerek oturdu sigarasını içiyor viskinin kapağını açtı ve şişeden viskiyi yudumluyordu. Ateş yanına geldi. 


Ateş : Daha önce gördüklerimizde bir ısırık 72 saatten önce zombiye çevirmiyordu. Bu seferki farklılık neydi ? 
Ölüm Meleği : Bilmiyorum. Belki o küçük kız babaannesini ve dedesini ısırarak öldürmesiydi. Şah damarlarından ısırdı ikisini de kan kaybından en fazla 30 saniye içinde ölürler.  Adamla kadın ölünce enfeksiyon daha da hızlanmıştı. Ama bilemiyorum. Açıklaması yok sanırım. 
Ateş : Sanırım haklısın. İkisini de boyunlarından ısırdığı için direk öldüler ve zombi olarak kalktılar. 
Ölüm  Meleği : Bilmiyorum Ateş. Bilmiyorum. Tek bildiğim daha demin 5 kişiyi vurduğumdur. 
Ateş : Doğru olanı yaptın. 
Ölüm Meleği : Bilmiyorum Ateş. Dışarıda bizi avlayanlar mı ? daha acımasız yoksa ben mi hiç bilmiyorum. Av mıyım Av cımıyım işte bunu bilince tamam sanırım. 
Ateş : Abi planımız nedir ?  Napıyoruz. 
Ölüm Meleği : Hava kararıyor organize olamayız. İnsanlar da büyük şok yaşadılar. Sabah ın ilk ışıklarında buradan gidiyoruz Ateş. Gelsinler yada gelmesinler umurumda bile değiller. Herkesi daha düzgün bir yere topla ben planı anlatacağım. Şu kocasını ve oğlunu öldürdüğüm kadını ise dışarda tut. Ağlayarak insanların kafasını bulandırır. 
Hatta ona sakinleştirici vur. sabaha kadar uyusun. 
Ateş : Tamam Abi. 


Ölüm Meleği bir sigara daha yaktı. Şişeyi yarılamıştı.  O sırada Ateş kalabalığın kadını teselli ettiği yere doğru gidiyordu. 
Emekli Albay ya doğru yürüdü. 
Ateş: Albay'ım eğer müsaitseniz bir şey konuşmak istiyorum 
Albay : Tab ikide. 
Ateş : Olanlar için ne diyeceğimi bilemiyorum ama insan kaybettiğimiz için üzgünüm amacımız sizden birilerini vurmak değil sizi kurtarmaktı. 
Albay : Olanlardan siz sorumlu değilsiniz. Belki de siz olmasanız hepimiz ölecektik. Teşekkür ederim size. Kim ailesinden birisi zombi de olsa onu öldürmeye de kalksa nasıl olsun ki onu vursun. 
Ateş : Haklısınız. Abim im bir planı var hepinizi toplayıp anlatmak istiyor fakat ağlayan kadın haricinde ona bir sakinleştirici yapalım ve o uyusun. Acılı bir anne kadar tehlikeli hiç bir şey yoktur. Hepimizin güvenliği için. 
Albay : Anlıyorum Tab ikide sinema salonunda konuşabiliriz. 
Ateş : Albayım o zaman herkesi sinemada toplar mısınız. Gördüğüm kadarıyla bu gruba liderlik eden sizsiniz. 
Albay : Söylerim herkese. 


Ateş Diş doktorunun eşine eczaneden aldığı bir sakinleştirici iğneyi damarından enjekte etti. Ve etrafta bulunan üniversite öğrencilerine hanım efendiyi uygun bir yere yatıralım herkes sinema salonuna. Hanım efendinin başında bir kişi kalsın dedi. Yüksek dozdaki sakinleştirici iğne etkisini göstermişti. Ve diş doktorunun eşi uyumaya başlamıştı. Herkes sinema salonunda toplandı. Ön taraflarda tek sıra halinde oturdular. 
Ölüm Meleği ve Ateş İse ayaktaydılar. 


Ölüm Meleği : Burada buluşmamızın sebebi. Buradan çıkmak için plan yapacağız. Varsa daha farklı planı olanlar bizimle paylaşsınlar . Ayrıca buradan gitmek istemeyenler varsa aramızdan şimdi ayrılsın ki tartışma yaşamayalım. 
Ölüm Meleğinin Bu sözlerinden sonra kimse ayrılmıyordu. Burada kalma fikrine sıcak bakanlar bile hareketsiz birbirlerine bakıyorlardı. 
Ateş : Son kez soruyoruz arkadaşlar buradan ayrılmamak isteyen var mı ?
Herkes yok sizinle gelmek istiyoruz dediler. 
Ateş : Güzel. 
Ölüm Meleği : Beyler Bayanlar : Öncelikle şunu bilmenizi istiyorum Küçükken kağıdın köşesine çizdiğin ;  resim dersinde yaptığın resmin köşesine çizdiğin güneş biz değiliz. O kadar umutlanmayın. Bu iki adam buradan bizi kurtaracak diye kurtulmadan da sevinmeyin. Buradaki insanları görebiliyorum. Polisler dahil. En büyük psikopatlığınız küçük bir çocukken annenizin size doğru fırlattığı terliğe kafa atmaktan öte geçmeyen insanlar topluluğusunuz. Acı ama gerçek. 
Neyse konumuza geri dönelim. 
Arkadaşlar AVM nin her tarafında zombiler var. Zombileri bir tarafa çekmemiz gerekiyor. Zombiler ne seviyor et. O yüzden  markette bulunan bütün etleri dışarı doğru atacağız. Bu etler zombilerin en azından bir kısmını bir tarafa doğru çekecek. Evet benim vurduğum insanları da parçalayacağız ve zombiler yesin diye aşağıya atacağız. Bunu yaptıktan sonra : 
Yanımızda getirdiğimiz zaman ayarlı bombaları zombilerin bulunduğu yere doğru dikkatlice bırakacağız ip yardımıyla sarkıtıp. çıkacağımız kapıya da bunlardan bir kaç tane koyacağız. 
Erzak dolu bir Tırdan söz etti Berna bize o otopark tamı ? 
Berna : Evet abi otoparkta. 
Ölüm Meleği : Harika O tırı kim kullanmak istiyor ? Yada şunu söyleyeyim Tır kullanacak biri var mı ? Ehliyeti olup olmaması fark etmez o tırı kullanacak biri var mı ? 
Albay ın Oğlu : Ben kullanırım.  
Ölüm Meleği : Güzel. Senin servis çekeceğin arabayı kim kullanacak ? 
Albay ın Oğlu : Babam kullanır. 
Ölüm Meleği : Anlaştık o zaman. Bombaların zamanını ayarlayacağız. Bombalar patladıktan sonra Önce arabayla ben çıkacağım garajın içinden ve hemen arkamdan servis arabası gelecek. onun arkasından Ateş in kullandığı araba en arkadan da tır gelecek. Benim kullandığım arabayı takip edeceksiniz. Sorusu olan var mı ? 
Polis Memuru 1 : Ne zaman etleri toplayıp atacağız  ? Etleri kimler toplayacak ? 
Ateş : Erkekler etleri toplayacak. Kadınlar ise daha tırdaki erzakları kontrol edecek. Varsa eğer eksik onları ayarlayacak. Akşam herkes işini bitirdikten sonra eğlenmeden uyusun. Yarın hepimiz için büyük bir gün olacak. 


Herkes işlerini halletmek için görev dağılımı yapmıştı kendi arasında. Ateş ise Silivriye telsizle haber verdi. Ölüm Meleği ise Eline bir tane market arabası almıştı. Bir Spor mağazasına girdi. tişörtler atletler çoraplar iç çamaşırlarını aldı oradan sonra bot aldı kendine ve ekip arkadaşların ayakkabı numaralarına göre. Postal giyiyorlardı hareket kabiliyetlerini birazda olsa postallar kısıtlıyordu. Botlar nispeten daha hafifti. Montları da unutmadı. Kayak malzemesi satan dükkana girdi ve oradan içlik aldı. Gözlük dükkanından gözlük aldı. Saat aldı bütün arkadaşlarına. Parfümeriye girdi Parfümeriden kaliteli ne kadar Erkek parfümü varsa topladı. Kaliteli olup olmadığını reyondaki fiyatlardan anlıyordu. Kıyafet işini halletmişti. Ateş in Arabasının arka tarafını açtı  Bombaları arka koltuğa koydu ve aldığı eşyaların hepsini Ateş'in arabasının arka tarafına ayırt etmeden koydu. Ondan sonra ise çakmak sigara alkol satan AVM içinde bulunan büfeye geldi. Büfede bulunan en iyi sigaraların hepsini aldı. Puroları aldı. Tahta kutusu olan kaliteli puroları da almayı unutmadı tabi. içkileri aradı sonra orada yoktu. İçkilerin AVM nin büyük marketinde olacağını düşündü. Oradan en son çakmakları aldı. market arabasıyla büyük marketin yolunu tuttu. Hayatında hiç bu kadar eğlenmemişti. Kadınların şaşkın bakışlarında büyük markete girdi. Orada bulunan sigaraları da aldı.
Sonra kadınlardan birine alkol reyonunu sordu. Alkol reyonuna doğru ıslık çalarak gitti. Kadınlar kendi aralarında ne kadar rahat daha iki saat önce 5 kişiyi vurdu bunlardan 2 si çocuktu ama umurunda değil. Manken ise arkadaşlarına hoş çocuk ama diyerek güldü. Kadınların kendi aralarında söylediklerini duymamazlıktan geldi Ölüm Meleği. Gerçekten de keyfi çok yerindeydi. Alkol reyonunu ulaştı. Bir bira açtı kendisine ve rafları dikkatlice incelemeye başladı. Raflarda bulunan bütün viskilerin markalarına bakmazsızın alıyordu. O sırada manken yanına geldi : 
Esin : Merhaba bugün için teşekkür ederim. Hayatımı kurtardın sen olmasan orada ölecektim. 
Ölüm Meleği : Önemli değil. Benim yerimde kim olsa aynısını yapardı.  ( kendi dediğine kendide inanmamıştı ) 
Esin : Yapmazdı herkes canının derdinde . Bu arada benim adım Esin. 
Ölüm Meleği : Memnun Oldum Esin. Bana da Ölüm Meleği derler. 
Esin : Evet duydum. Kardeşin sana o isimle seslenmişti. Tuhaf bir isim. 
Ölüm Meleği : Evet tuhaf. Ama insan nelere alışmıyor ki. Buna da alışıyorsun bir müddet sonra kendi ismini unutuyorsun. 
Esin : Sanırım haklısın. 


Esin çok güzel ve etkileyici bir kızdı. Fakat Ölüm Meleği yüzüne bile bakmıyordu. Tek ilgisini çeken raflarda bulunan viskilerdi. Esin bu duruma biraz sinirlenmişti. Bu güne kadar hiç bir erkek onun yüzüne bakmadan konuşmamıştı.          


Esin : Bu kadar sigarayı ve alkolü napıcaksın ? 
Ölüm Meleği : İçeceğiz. 
Esin :  O Şeyler seni öldürmese bile bu kadar alkol ve sigara seni öldüreceğinin farkında mısın ? 
Ölüm Meleği : Ölümü dert etmek romantiklerin işi. Ölümü ben gözümde bu kadar çok büyütmem. Sadece öleceğimi biliyorum. Gençken yaşlılığı . Yaşlandığımızda ise gençliğimizi özleriz. O yüzden gençliğimi özlememek için yaşıyorum. 
Esin : Tamam canım sana kolay gelsin. Bugün için tekrar teşekkür ederim. Bir şeye ihtiyacın olursa seslenmen yeterli. 
Ölüm Meleği : Görüşürüz. 


Esin oradan ayrılırken Ölüm Meleği hala içki reyonunda viskileri alıyordu. Küçük şişelerdeki otel odalarında satılan viskileri gördü. Hepsini ayırt etmeden aldı. 
Ölüm Meleği Arabasına gitti. Arabasının bagajı açtı aldığı içki şişelerini önce bir kartona kartonu iyice sıkıştırdı içkilerle ondan sonra ağzını bantlayıp arabanın bagajına özenle koydu. Sigaralı da karton karton yerleştirdi. Sonra arabasının torpidosuna küçük içki şişelerini koydu. 
Saatine baktı. Saat Akşam 9 a geliyordu. Bir şeyler yemek istedi. Yukarıya çıktı. Ateş 'i Gördü. 
Ölüm Meleği : Nasıl gidiyor ? 
Ateş : Bitmek üzere. Sen neler yaptın ? 
Ölüm Meleği : Alışveriş yaptım. Senin arabanın arkasında da var. C4 leri arka koltuğa koydum haberin olsun. 
Ateş : Tamam abi iyi yapmışsın. 
Ölüm Meleği : Ben acıktım moruk sen daha acıkmadın mı ? 
Ateş : Acımda abi napacağız ne yiyeceğiz ? 
Ölüm Meleği : Bilmiyorum ki şurada lokantalar var oralardan makarna filan mı yapsak ta yesek ne dersin ? 
Ateş : Olabilir abi . 
Ölüm Meleği : Başka fikrin varsa alabilirim. 
Ateş : Ne bileyim abi. Alt tarafı yemek yani. 


Bu konuşmaları duyan Esin ben size yemek hazırlarım dedi. Ateş ise bıyık altından gülüyordu. Ölüm Meleği rahatsız olma biz çaresine bakarız dedi. Fakat Esin öyle bir şey söz konusu değil bugün hayatımı kurtaran kahramana yemek hazırlamak vazifem dedi. Marketten bir şeyler alıp hemen hazırlarım ve sizi çağırırım diyerek hızla markete doğru yöneldi. 
Ateş gülüyordu. ve Abisinin taklidini yaptı. Rahatsız olma biz çaresine bakarız .. ve gülmeye devam etti. 
Ölüm Meleği : Kapa çeneni


Ateş gülmeye devam ediyordu. 


Bu arada Ateş ve Ölüm Meleğinin yanına Berna Nişanlısı Kenan ve Kenan ın kız kardeşi geldi. 


Berna : Selam 
Ateş : Selam bir şey mi oldu ? 
Kenan : Hayır sadece bugün hayatımızı kurtardığınız için teşekkür ederiz. Minnettarız. 
Ateş : Abartılacak bir şey yok. Rutin bir gündü. 
Ölüm Meleği : 5 İnsanın ikisi çocuk olan 5 Kişiyi öldürdüğüm için mi minnettarsınız . Bunun için mi teşekkür ediyorsunuz ? 
Kenan : Hayır beni yanlış anladınız. 


Berna ortamı yumuşatmak adına.  Kenan 'ın kız kardeşini Ölüm Meleği ve Ateş ile tanıştırdı. Kenan'ın kız kardeşi çok güzel bir kızdı. Adı ise Arzuydu. 18 yaşına yeni girmiş bu kız. Minicik bir eteği çizmesi ve askılı bir body siyle çok seksi görünüyordu. 


Berna : Ateş planınız tutacak mı ? 
Ateş : Tutmak zorunda başka çaremiz yok. Bundan daha iyi bir planda olamaz. Sadece 7 kişi olsaydınız inan bana çok daha kolay olurdu. Ama kalabalık bir grubu korumak gerçekten çok zor. 
Kenan : Beni , Berna yı ve kardeşimi koruyun yeter. Size çok yüklü para veririm. Ne kadar istiyorsanız ? Yeter ki bizi koruyun ve kurtarın. 
Ateş  tebessüm etti. Hatta gülmemek için kendini zor tuttu. 
Ölüm Meleği Kenan ın yakasına yapıştı. 
Ölüm Meleği : Biz paralı askere mi ? benziyoruz ? 
Kenan : Hayır. 
Ölüm Meleği : Sevdiklerinin canına kaç para biçiyorsun peki ? 
Kenan : Siz söyleyeceksiniz ?
Ölüm Meleği : Ben ve kardeşim buraya para için gelmedik ! Sen paranı zombilere ver belki seni yemezler. 
Arzu : Kusura bakmayın abim bazen saçmalıyor. Gerçekten de saçmalıyor. Paranın artık hükmü olmadığını bilmiyor. Onun adına sizden özür dilerim. Bu zamana kadar her işini para ile halletti. Hatta buraya gelmemize yardım eden insanlara daha para verdi. O yüzden böyle davranıyor.  
Ölüm Meleği Arzu'nun bu laflarından sonra Kenan 'ı bıraktı. 
Arzu : Tekrar teşekkür ederim. Bizi kurtaracağınız için minnettarız size. Sakıncası yoksa ben yarın seninle gelmek istiyorum Ölüm Meleği . 
Kenan : Hayır Arzu beraber gideceğiz. 
Arzu : Beni zombilerden koruyacak tek adamın Ölüm Meleği olduğunu düşünüyorum. O yüzden onunla gideceğim. 


Kenan Arzunun bu laflarından sonra sinirlenmişti. Kravatını düzelti. Ses tonunu yükselterek


Kenan : Ne halin varsa gör.  Ben karışmıyorum. 


Bu arada Esin yemekler hazır gelin diye seslendi. Ölüm Meleği restoranda doğru yönelirken Ateş Berna Kenan ve Arzu yu da yemeğe davet etti. Restoranda doğru yürürlerken Arzu Ateş 'e abin hep böyle midir diye sordu ? Ateş : Yalnızca bütün gün diye cevap verdi  Ateş. ve aralarında gülüştüler. 
Ölüm Meleği Markette gidip içecek bir şeyler almak istediğini söyledi. Ne içeceksin diye karşılık geldi Esinden. Bira diye cevap verdi Ölüm Meleği. Ben onu düşündüm ve senin için aldım. Bu akşam üstü markettin içinde içtiğin biralardan. Harikasın Esin diye cevap verdi Ölüm Meleği. Esin'in iki arkadaşı da masadaydı. Esin'in iki arkadaşının Esmer olanın adı : Nihal Kumral olanının adı ise Kübra ydı. 
Yemekler sohbet eşliğinde yendi. Nihal kahve yaptı. Kahvelerde içilmişti. Saat akşam 10:30 olmuştu. 
Esin : Ölüm Meleği Sakıncası yoksa yarın bizde seninle gelmek istiyoruz. 
Ölüm Meleği : Yarın olsun da dağıtımları yapalım ona göre bakalım Esin. Yemek için çok teşekkür ederim. Artık yatmalıyım yarın hepimiz için uzun bir gün olacak. Elinize sağlık uzun zaman sonra yediğim en güzel yemek oldu. 
Esin : Afiyet olsun. 
Ateş te elinize sağlık dedikten sonra masadan ayrıldı. 
Ateş hızla koşarak Ölüm Meleği ni yakaladı. 
Ateş : Kızlar seni paylaşamıyor ne iş ? diyerek güldü. 
Ölüm Meleği : Kapa çeneni. Sadece korkuyorlar ve onları koruyacak birine ihtiyaçları var hepsi bu. Kadınlar erkekten anlıyor. Hep sana neden demiyorlar . Sende bir sorun olduğunu anladılar sanırım. 
Ateş : Nerede yatacağız ? 
Ölüm Meleği : Arabada yatacağız nerede yatalım başka dışarıda yatıp zombiler içeri girerlerse yem mi olalım onlara ? 
Ateş : Aynen haklısın. 
Ölüm Meleği : Tilki yuvasıyla da irtibat kur. Dönüş yolumuzda bir sıkıntı var mıymış öğreniver. 
Ateş : Tamamdır abi. 


Ölüm Meleği ve Ateş otoparkta bulunan arabaların içine oturdular. Ölüm Meleği biraz daha alkol alıp sigara içiyordu. Bugün öldürdüğü 5 kişi geliyordu aklına sürekli. Ateş in arabasına doğru baktı. Ateş in yanında Berna vardı ikisi sohbet ediyorlardı. Ölüm Meleği camını kapattı ve uyumaya çalıştı. O sırada arabasının yan kapısı açıldı. Silahını o tarafa doğru doğrultu. Gelen kişi Arzuydu.
Arzu : Sakıncası yoksa bende burada uyuyabilir miyim ? Korkuyorum. 
Ölüm Meleği : Tabiki de. 


Arzu Ölüm Meleği ni tanımak amaçlı sorular soruyordu. O sırada Berna nın Ateş in arabasından çıktığını gördü Arzu. Berna Arzu yu görememişti. Çünkü Ölüm Meleğinin Arabasının camları dışarıdan içeriyi göstermiyordu. Arzu Allah Allah Berna nın Ateş in arabasında ne işi var dedi kendine ama fazlada kurcalamadı. Uyuya kaldı. Ölüm Meleği de uyumuştu. 


Ateş in arabasında  yaşananlar : 
Ateş Silivri ile telsizle görüştükten sonra uyuma pozisyonu aldı o sırada Berna kapıyı açtı. Yanına oturdu. 
Berna : Bugün olanlar için teşekkür ederim. 
Ateş : Sorun değil Berna . 
Berna : Biliyorum bunu senden istemeye hakkım yoktu. 
Ateş : Sende herkes gibi bir askerden yardım isteyebilirsin sorun değil. 
Berna : Seni asla unutmadım. Seni hala çok seviyorum. 
Ateş : Berna Berna Berna ! Değiştirir misin kanalı sevmiyorum ben bu şarkıyı. 


Berna Ateş in dudaklarına doğru baktı. Ellerini Ateşin baldırlarından yukarı doğru ilerletiyordu. Ateş bir ara duraksadı ve Berna Ateş 'in dudaklarını öpmek için hamle yaptı.    
Berna Ateş in dudaklarını öpüyordu. Ateşte ona karşılık veriyordu. Arabanın içinde öpüşmeye başladılar. Öpüşürlerken Berna Ateş'i okşuyordu. Ateş Berna yı ileri doğru itti. kendini de geri çekti. 
Ateş : Napıyorsun sen kendine gel ! 
Berna : Özür Dilerim diyerek arabadan indi. Koşar adımlarla oradan uzaklaştı. 


Ateş o olaydan sonra Abisinden aldığı küçük viskileri fondip yaparak beş tanesini hızlı bir şekilde içti. Ateş bir süre sonra alkolün verdiği etkiyle sızmıştı. 
Gün ağırdı. Hafiften aydınlanıyordu gün. Ateş arabasının ön koltuğunda uyuyordu. Uyurken bir an gözlerini açtı ve karşısında Berna yı gördü. Sen daha burada mısın ? dedi Berna ya. Berna elleriyle Ateş'in boğazına yapıştı. Ağzından ve burnundan kanlar geliyordu Berna nın. Berna zombiye dönmüştü. Isırmak için hamle yattı Ateş'e doğru. Ateş Berna yı engelleyemiyordu. Berna bir zombiye göre çok güçlüydü. Berna Ateş in boynundan ısırdı. Arabanın içi tam anlamıyla kan olmuştu. Ateş bağırıyordu o sıra. 
Ateş sıçrayarak uyandı. Terlemişti. Bu sırada Abisinin sesi geliyordu. Abisi yangın borularından tekine tutunmuş barfiks çekiyordu.  Ateş arabanın içinde hala titriyordu. Rüyanın etkisinden kurtulamamıştı. Sağ eli titriyordu hala. Arabanın içinden çıkamıyordu. Gördüğü rüyadan çok etkilenmişti. Boynu ve vücudu kas katı olmuştu. 


O sırada Üst kattaki mağazaların tekinde .. 


Berna ile Kenan öpüşüyorlardı. Kenan Berna nın üstündeydi. Berna yı bir yandan öpüyor bir yandan okşuyordu. Berna nın boynunda dudakları geziyordu Kenan'ın. Kenan Berna yı bir çırpıda kucağına aldı üstündekilerini çıkarttı. Berna'nın göğüslerini emiyordu Kenan. Berna kendinden geçmişti ve inliyordu zevkten. Kenanın sırtını tırmalıyordu. Kenan Bernayı tekrar yere yatırdı. Kenan üstündekilerin hepsini çıkarttı. Bernanın kilo dunu çıkarttı. Bernanın eteği duruyordu. Berna ya oral sex yapıyordu Kenan. Kenan Berna'nın en çok oral sexi sevdiğini biliyordu. Berna deli oluyordu oral sexe. Berna inliyordu. Berna inlerken Kenanın saçlarını tutuyor ve çekiyordu. Hadi artık gir içime diyordu Berna. Kenan Berna nın içine girdi. Üzerinde gidip gelmeye başladı. Berna yla sevişen Kenan dı. Fakat Berna Ateş i hayal ediyordu. Üstündeki adam Kenan değil onun için Ateş ti. Titreye titreye Berna defalarca orgazm olmuştu. Zombilerin istilasından sonra 7. kez sevişiyorlardı fakat Berna hiç birinde orgazm olmamıştı. Berna nın orgazm olması Kenan ıda memnun etti. Üstlerini giyinmeye koyuldular. Herkes yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı. Yakalanabilirlerdi. Üstlerini başlarını düzeltip mağazadan dışarı doğru çıktılar. Bu sırada ileride kafede oturan Polis memurları Albayı ve üniversite öğrencilerini gördüler. Onların yanına doğru yürüdüler. 
Albay : Arkadaşlar  artık askerleri uyandırsak mı gün ağırdı. Saat 6 bucuğa geliyor. 
Kenan : Ben uyandırırım abi. 
Berna : Bende seninle geleyim aşkım. 
Kenan  : Tamam aşkım gel. Canım Arzu nerede gördün mü ? 
Berna : Yok canım görmedim dün akşamdan beri. 
Kenan : Allah Allah çok tuhaf.. Nereye kayboldu ki ? 
Berna : Biliyorsun canım kardeşini bir yerlerde uyuya kalmıştır gene. 




Ölüm Meleği barfiks çekiyor. Arabasında Arzu mışıl mışıl belki günler sonra ilk kez deliksiz uyuyor. Ateş ise arabadan Ölüm Meleği ne doğru bakıyordu. Ölüm Meleği 99 100 sonra baştan diyip 1 2 3 4 diye devam ediyordu. O sırada Ölüm Meleğinin bağırıp ta saydığı sayılardan Arzu uyandı. Arzu üstünü başını düzelti. Arabanın içinden Ölüm Meleğine doğru gülümseyerek baktı. Ölüm Meleği barfiks çekmeye devam ediyordu. Altında sadece bir pantolon ve üstünde hiç bir şey yoktu. Kasları ortaya çıkıyordu kendini her yukarıya attığında. Arzu ise arabanın içinden onu izliyordu. 
Otoparka birileri geliyordu sesleri duyulmuştu. Kenan ile Berna el ele tutuşup otoparka geldiler.
Berna : Günaydın . 
Ölüm Meleği : Doksan Dokuz Günaydın 100 
Arzu arabadan indi . O sırada Kenan Arzu nun arabadan indiğini gördü. Arzu nun  kolundan tuttu  
Kenan : Ne işin var burada senin ? 
Arzu : Sanane. Sana mı ? soracağım. 
Kenan : Ne işin var burada senin dedim . 
Arzu : Seni ilgilendirmez ne işim olup olmadığı. Çok merak ettiysen söyleyeyim Ölüm Meleğinin yanında uyudum. 
Kenan : Neden başka bir yer yok mu ? 
Arzu : Var yada yok. Onun yanından başka hiç bir yer güvenli değil. 
Ölüm Meleği Barfiks çekmeye devam ediyordu. Olaylara hiç karışmıyordu. 
Kenan : Seninle sonra hesaplaşacaz küçük hanım. 
Berna : Kenan lütfen. Sadece uyumuş burada bunda kötü bir şey yok. Belki sohbet etmek için gelmiştir. Hemen peşin peşin yargılama. 
Arzu : Berna bunu abime anlatamazsın ki. Hemen adamın koynuna soktu bizi. 
Ölüm Meleği Barfiks çekmeye devam ediyordu. Bu sırada Ateş arabadan indi ve günaydın dedi. 
Ölüm Meleği : Günaydın kardeşim Yetmiş bir Yetmiş iki diye devam ediyordu. 
Ateş : Abi ne zamandır oradasın. Yaklaşık bir saattir. Abi artık in enerjiye ihtiyacın olacak. Bugün sporu sahada yapacağız. 
Ölüm Meleği : Aynen moruk. Seksen iki Seksen üç. 
Ateş : Hadi abi acıktım bir çay içelim. 
Ölüm Meleği : Seksen dokuz doksan Tamam Ateş. 14 Yaşında ay başı gelmiş kız çocuğu gibi mızmızlanma bana. Yüz. Hadi artık gidebiliriz. Hadi mızmız Kenan sizde gelin bırakın kavga etmeyi. 
Kenan : Üstüne bir şey giymeyi düşünmüyor musun ? 
Ölüm Meleği Kenan a ters ters baktı. 
Ölüm Meleği : Arzu burada duş alınacak bir yer var mı ?
Arzu : Var ama soğuk akıyor. İkinci Kattaki tuvaletleri duşa cevirdik. 
Ölüm Meleği : Harika. Ateş sen suyu ısıt geliyorum ben duş alıp. 
Ölüm Meleği Kıyafetlerini aldı. Arabasında duran havlusunu aldı. Bir tane kendine ayırdığı parfümü aldı ve duşa doğru gitti. Soğuk suda güzelce yıkandı. İyice rahatlamıştı. Sonra güzelce kurulandı ve havluyu orada bıraktı. Parfümünü sıktı ve üstünü giydi. Kahvaltı salonuna doğru yürüdü. 
Herkes orada toplanmıştı. Günaydın dedi masada oturanlara bir kaç kişi günaydın diye cevap verdi. Öyle bir iştahla yiyordu ki Ölüm Meleği. Ateş ise atıştırıyordu sadece. 
Kahvaltı bitmişti. 
Ölüm Meleği : Arkadaşlar Kardeşimle ben biraz yalnız konuşacağız sonra planımızı harekete geçireceğiz. 
Ateş : Aynen arkadaşlar. Birazdan geri döneriz. 
Ölüm Meleği ve Ateş dışarı çıktılar. Terastan zombilere baktılar. 
Ölüm Meleği : Yaklaşık 10-15 bin civarında zombi var. Etrafımızı sarmışlar. 
Ateş : Evet görüyorum abi. 
Ölüm Meleği : Bana bir konuda söz ver .
Ateş : Tabiki de abi. 
Ölüm Meleği : İşler kötü giderse geride ben dahi kalsam kahramanlık yapmaya çalışmayacaksın. Basacaksın ve gideceksin. 
Ateş : İşler kötü de gitse iyide gitse seni bırakmam. 
Ölüm Meleği : Söz ver bana Ateş ! 
Ateş : Peki abi dediğin gibi olsun. 
Ölüm Meleği : Senin Arabanla kimler geliyor ? 
Ateş : Bilmiyorum ki abi. Sanırım Kenan'ı Berna Arzu ve şu çocuğu ile kocasını kaybeden kadın Derya. 
Ölüm Meleği : O kadına dikkat et Ateş. Travma yaşıyor. Bana nasıl baktığını gördün mü ? Katilmişim gibi bakıyor. Bu bakışlara bir türlü alışamadım. 
Ateş : Onu da anlamaya çalış abi. 
Ölüm Meleği : Anladığım için hayatta zaten Ateş rahat ol. 


Ölüm Meleği ve Ateş Tekrardan kalabalığın içine döndüler. 36 Kişi Heyecanla ve merakla ne diyeceklerini bekliyorlardı. 
Ateş Söze başladı: 


Ateş : Arkadaşlar hepimiz dikkatli olacağız. Öncelikli hedefimiz hepinizi sağ sağlam buradan götürmektir. Fakat işler ters giderse benim arabamda bulunanlardan bahsediyorum kimse geri dönüp de kahramanlık yapmaya kalkmasın. Yolunuza devam edin. Bu Abim içinde geçerli. Tır ı kullanacak arkadaş içinde geçerli. Transpoteri kullanacak Albayım içinde geçerli. Buradan çıktıktan sonra hepimiz Ölüm Meleğinin Arabasını takip edecek. Ölüm Meleği geride kalırsa öne ben geçeceğim. Bende geride kalırsam geri kalanlar Silivri Askeri Ceza Evine doğru yola koyulacaklar. Hepinizde GPS var. Araçlara bindiğinizde lütfen ayarlayın gene de. Şimdi arkadaşlar ikinci kattan hazırladığımız et parçalarını aşağıya doğru atacağız rast gele. Erkekler toplantı bittikten sonra bunları ayarlasınlar. Abim ve bende C-4 Patlayıcılarını yukarıdan aşağıya iple sarkıtıp zombilerin arasına yerleştireceğiz. Patlayıcılar 10 Dakikaya ayarlı olacak. Ve uzaktan kumandalı da bir kaç patlayıcımız var. Et parçalarını attıktan sonra herkes otoparkta toplansın arkadaşlar. Herkes otoparkta hazır bulunsunlar. Etlerin aşağıya atılma saati 08:50 dir. Saat 09:10 da Abim ve biz bombaları koyacağız. 10 dakika sonrada burası cehenneme dönecek. Anlaşılmayan bir şey yok sanırım. Güzel. Ölüm Meleği sende bir şeyler demek istersin sanırım.  


Ölüm Meleği : Ateş inde dediği gibi bu çok ciddi bir durumdur. Umarım Ateş in dediklerini herkes anlamıştır. Isırılan birisi olursa farz i misal ya hemen orada öldürün. Öldüremiyor sanız da arabadan indirin. Yok Annemmiş yok sevgilim miş yok teyzemmiş bilmem ben. Hepinizin güvenliği için bu. Benimde hoşuma gitmiyor. 
Bunu yapmayan her kim olursa olsun o ısırılan insan gittiğimiz yere vardığımızda zombiye dönüşmemiş olsa bile bundan sorumlu sizi tutarım ve askeri mahkemede ölüm cezasıyla yargılarım her birinizi. Bu da anlaşılmıştır umarım. AVM nin yolunu kullanacağız. Dışarıda zombilerle sıcak temasınız olabilir. Tanıdığınız insanlar zombi de olmuş olabilir. Yok ben fikret amcayı gördüm dur bir sarılayım yok ağlayayım sende mi zombi oldun diye sorayım el sallıyayım kafamı camdan dışarı çıkartıp ona sesleneyim gibi çılgınlıklar yapmayacağınızı biliyorum. Ama ben gene de uyarmak istedim. Saat en geç 09:10 da herkes Otoparkta hazır bulunsun. Arabalara binmiş olsunlar. Arabalarınız Benzin mazot seviyelerine bakmıştınız sanırım dün gece tekrar kontrol edin sonra yolda kalmayalım. Kapılarınız ve camlarınız kapalı olacak. Camdan dışarıya bakmayın kesinlikle. Örtüyle örtün camlarınızı.  Tekrar söylüyorum Saat 09:10 da herkes otoparkta hazır bulunsun. Sonradan gelmeyin. Yok heyecandan çişim geldi yok orkitim kaydı yok zombilere güzel gözükmek için makyaj yaptım gibi bir bahaneniz olmasın. Saat şu anda 08:30 Herkesin hazır olması için 40 Dakikası var. Bu zaman yeterlidir. Umarım her şey istediğimiz gibi gider.  Allah yardımcımız olsun. 


Ölüm Meleği AVM nin terasına çıktı. Bir sigara yaktı. Ateş yanına geldi bir sigarada o yaktı. Konuşmadan yan yana duruyorlar ve sigara içiyorlardı. Birer sigara daha içtiler peş peşe.  Kadınlar bu arada eşyaları ile birlikte Otoparka inmişlerdi. Eşyalarını Tır ın kasasında kalan az bir bölmeye koydular.  Neyse ki sığmıştı. 
Ölüm Meleği : Hadi artık patlayıcıları alda gel dedi. 
Bu sırada erkekler AVM nin birinci katındaki camlardan bazılarını kırıp etleri ölülerin üstüne doğru atıyorlardı. Zombiler birbirlerini eziyorlar kendi aralarında kavga ediyorlardı etleri kapabilmek için. 
Patlayıcılar gelmişti. Patlayıcılara ip bağladılar. AVM nin dört bir yanına dışarıdan ip yardımıyla koydular. Çıkacakları otoparkın kapısının önüne de 3 tane koymuşlardı. Diğerleri zaman ayarlı Otoparka koydukları ise uzaktan kumandalı patlayıcılardı.   
Zaman ayarlı patlayıcıların patlamasına 5 dakika kalmıştı. Ateş işe Ölüm Meleği de Otoparktaki yerlerini almışlardı. 
Patlamaya son dört dakika dedi telsizle Ateş Ölüm Meleğine. Ölüm Meleği Sürgülü olan kapıya yöneldi ve kilitlerini açtı. Kapıdan gelen tırmalama sesleri sinir bozucuydu. 
Arabasının kapısını açtı ve oturdu. 
Ve o sırada 
Arzu : Selam dedi. 
Ölüm Meleği gülerek : Selam Arzu nasılsın diye karşılık verdi. 
Arzu : iyiyim dedi. 
Arkada da Esin ve arkadaşları oturuyordu. Ölüm Meleği Esin'e dönerek Selam Esin dedi.
Esin sinirli bir ses tonuyla selam diye karşılık verdi. Belli ki Arzu nunda aynı arabada gelmesi Esini kıskandırmıştı. 
Ateş in arabasında ise Kenan önde Derya ile Berna da arkada oturuyordu. 
Ateş telsizle patlamaya son 3 dakika dedi.  
Ölüm Meleği Elinde uzaktan kumandayı tutuyordu. Elleri Buz gibi soğuktu. 
Ateş patlamaya son iki dakika dedi. 
Patlamaya son bir dakika. 
Araçlarda bulunan herkes nefesini tutmuş heyecanlı bir şekilde bekliyorlardı. 
Araçlarını çalıştırdılar. 
O sırada Ölüm Meleği arabasını çalıştırdıktan sonra sıkı tutunun dedi. Ateş Sıcak temas başlıyor dikkatli ol der demez. Elindeki kumandanın düğmesine bastı. Bir anda patlama sesleri geldi. AVM Otoparkı da sallanmış tavandan sıvalar tozlar yerlere düşmüştü. Garajın önünde ortalık kan gölüydü. Sağa sola dağılan et parçaları ve bir duman bulutu vardı. Ölüm Meleği koşarak AVM otoparkının kapısını açmaya gitti. Kapıyı tek başına var gücüyle yukarı doğru kaldırdı. Kapı bir anda açıldı. Dışarıdaki toz bulutları bir anda içeri doğru dolmaya başladı. Ölüm Meleği koşarak arabaya atladı. Ateş Sıcak  temas başlıyor . Hadi gidelim dedi ve arabanın gazına yüklendi. Arabasıyla dışarıya çıkıp sağ tarafa doğru yönlendi. Arkasından çıkan transporter ve tır dan sonra Ateş te AVM nin otoparkından çıktı ve bir anda patlama sesleri peş peşe yükseldi. Arabalar bile patlamanın etkisiyle sallanıyorlardı. Etraf toz duman et ve kan parçacıklarından başka hiç bir şey gözükmüyordu. AVM yanıyordu. Basıncın etkisiyle AVM nin camlar kırılmıştı. Patlamalarla birlikte etrafa yayılan el bacak vücut kafa parçaları arabalara kadar gelmişti. AVM nin etrafını saran zombiler in patlamadan kurtulanları daha kendilerine gelemeden bizimkiler çoktan cevre yoluna çıkmışlardı. 
Ölüm Meleği : Çok kolay oldu lan bu ! 
Ateş : Aynen abi hiç bu kadar kolay beklemiyordum. 
Ölüm Meleği : Dilini ısır moruk başımıza yolda bir şey gelmesin. 


Bu sırada Arzu Ölüm Meleğine sarılıp yanağına bir öpücük kondurdu teşekkür ederim canım dedi. 
Ölüm Meleği : Rica ederim . Telsizi eline aldı. 
Ölüm Meleği :  Ölüm Meleğinden Tilki Yuvasına cevap ver tamam .
Sansar : Efendim Komutanım  Ben Sansar tamam. 
Ölüm Meleği : Sansar güzergahımızda bir engel var mı ? baktınız mı uydudan tamam. 
Sansar : Şu anda hiç bir şey gözükmüyor. Asit son verilere bakıyor şu anda. Kameraları inceliyor. 


Asit koşturarak telsiz odasına girdi. Sansar çabuk Ölüm Meleği ve Ateş i uyarmalıyız. 
Sansar Şu anda Ölüm Meleği ile konuşuyorum 
Asit : Çabuk telsizi bana ver. 
Asit : Komutanım ben Asit. 
Ölüm Meleği : Efendim Asit. 
Asit : Komutanım yaklaşık 1 kilometre sonra muhtemelen şu an 500 metre kalmıştır önünüzde engel var arabayı durdursanız iyi olur.  


Ölüm Meleği bu laftan sonra arabayı durdurdu. ve arkadakilerde arabayı durdurdular. 
Ölüm Meleği : Ne oldu Asit  ?
Asit : Komutanım anlatmaya pek vaktim yok fakat üç yüz dört yüz tane zombi otoyolda. Kaçmaya çalışan bir grup genci kıstırdılar ve hepsini vahşice yiyorlar. 
Ölüm Meleği : Lanet olsun. Zaten tek şeritten gidiyoruz Her yerde araba var. 
Asit : Komutanım geri dönmek zorundasınız o yoldan geçebilmeniz pek mümkün değil. Yada elinizde bomba kaldıysa onları kullanın komutanım. 
Ölüm Meleği : Kaldı mı kalmadı mı bilmiyorum. Ateş bizi dinliyor musun ? 
Ateş : Evet dinliyorum. 
Ölüm Meleği : Bomba kaldı mı hiç ? 
Ateş : Evet bir tane var. 
Ölüm Meleği : Seni seviyorum Allah 'ım. Asit hatta kal hemen geri dönüş yapacağım sana. Bayanlar. Lütfen arkada ki araca binin. Ben geri gelmeden de araçlarınızdan çıkmayın. Ateş o ara yürüyerek Ölüm Meleğinin yanına geldi. Ölüm Meleğinin yanına oturdu. 
Ateş : Hadi gidelim ? 
Ölüm Meleği : Sen nereye geliyorsun hayırdır ? 
Ateş : Tartışacak vaktimiz yok. 
Ölüm Meleği : İnadını sikeyim Ateş . İnadını .. 
Ölüm Meleği Hızlı bir şekilde yola çıktı. zombileri gördüğü andan itibaren yavaşladı. Ateş bombayı 10 saniye ye ayarlamıştı. Ateş bombayı zombilerin arasına doğru fırlattı. ve Ölüm Meleği geri vitese takıp hızlıca geriye doğru kaçarken Ateş Silahını çıkartmış zombilere ateş ediyordu. Bu sırada bomba patladı. Arabanın camına Ateş in koluna her yere zombi parçaları gelmişti ve büyük bir toz bulutu ile birlikte arabalar arabaların üstüne çıkmış. Arabalarda yanıyordu. Toz bulutu artık yavaş ca son bulmaya başlamıştı. O sırada ikinci patlama bir arabadan geldi. zombiler etrafa yayılmış parçalanmıştı. Geri kalan üç beş zombiyide Ateş vurarak etkisiz hale getirmişti. 
Ateş Berna yı aradı ve hadi gelin yol temiz dedi. Biz yavaştan ilerliyoruz bize yetişin. Yanan arabaların yanından geçerken hızlı geçin patlama olabilir dedi. 
Ölüm Meleği ile Ateş arabayla geçerken zombilerden arda kalan yerlerde hareketsizce yatıyorlardı.  


Ölüm Meleği : Bu sefer başardık sanırım.
Ateş : Sanırım. 
Ölüm Meleği : Yolumuza devam edelim. Siktir et amına koyayım kurtulduk ya. 


O sırada Mortem İstanbul Anadolu Yakası Üstü : 


Askeri üst komutanı odasında oturuyordu. Her şey yerli yerindeydi. Üstlerinden emirler bekliyordu. O sırada içeriye bir asker girdi. Komutana baş selamı verdi. 
Asker : Rahatsız ettiğim için özür dilerim Komutanım saat 09:10 da Avrupa yakasında vericilerimiz bir patlama olduğunu belirledi. 
Komutan :  Bu gayet normal ? Neden bana söylüyorsun ki ? 
Asker : Komutanım normal bir patlama değil. Bayrampaşa daki AVM de meydana gelen C4 patlayıcıların kullanıldığı bir patlama. 
Komutan : Kimler yapmış peki ? yağmacılar mı terör örgütü mü ? 
Asker : MOBS kameralarımıza takılan iki asker ve yanlarında 30 a yakın sivil var. 
Komutan : Asker mi ? 
Asker : Komutanım Kamuflajlılar. Rütbeleri var. Bizim üniformalardan giyiyorlar. 


Komutan hayretler içinde ayağa kalktı. Subaylara hemen haber ver görüntü odasında toplansınlar  Çabuk şu görüntüleri görmek istiyorum! hemen görüntü odasının yolunu tuttu. Masalarda oturan askerler ayağa kalkarlarken oturun ve bana şu görüntüleri gösterin dedi. Binbaşı ve kurmayları görüntü odasındaydı. 
Karşılarında bulunan dev ekrana görüntüler geldi. 
Binbaşı : Yüzleri alındı mı ? ikisinin de 
Asker : Alındı komutanım. 
Binbaşı : Kim Olduklarını bulabildiniz mi?   
Görüntüler ekrana geldi. Ölüm Meleği nin hapishane kaydındaki resmi altında sicil numarası bulunuyordu. 


Asker : Askerin Adı : Jandarma Komando Teğmen Emrah Eniz 1983 İzmit Gölcük doğumlu Kod Adı : Ölüm Meleği Baba adı Muzaffer Anne adı : Resmiye.  
Boy : 193 Kilo : 91  
1991 Yılında Annesi ile Babasını kaybetmiş. Akrabaları bakmadığı için çocuk esirgeme kurumuna verilmiş. Oradan da Adrenalin Askeri olmak için seçilmiş. 
Bosna Hersek te bir operasyon sırasında emre itaatsizlik yüzünden 16 Asker şehit olmuş. Silivri Adrenalin Ceza Evinde Ölüme mahkum edilmiş.  
Bugüne kadar bir çok sıcak temas operasyonu. Avrupa da Amerika da Afrika da suikastlar gerçekleştirmiş.  Ninjitsu da  yetenekli ve çok atletik. Sicili son olaya kadar başarılarla dolu. Genç yaşta Teğmenliğe kadar yükselmiş. Her türlü silahı kullanmakta usta. Yakın dövüş ustası. Karşısındaki kim olursa olsun öldürmek yada ölmek için eğitilmiş bir asker. 


Asker : Diğer askerin Adı : Jandarma Komando  Onbaşı Ateş Eniz. 1987 İzmit Gölcük doğumlu. Kod Adı : Ateş  Baba adı Muzaffer Anne adı : Resmiye.  Boy : 184 Kilo : 77  
1991 Yılında Annesi ile Babasını kaybetmiş. Akrabaları bakmadığı için çocuk esirgeme kurumuna verilmiş. Oradan da Adrenalin Askeri olmak için seçilmiş. 
Güney Doğuda bir uyuşturucu operasyonundan dönerken çantasında eroin bulunmuş. Silivri Adrenalin Ceza Evinde 10 yılla mahkum edilmiş.  
Bugüne kadar bir çok gizli operasyona katılmış. Özellikle Kuzey Irak ta Terör örgütünün bir kolunu çökertmiş. En büyük başarısı bu. Sicili son olaya kadar Temiz. Her türlü silahı kullanmakta usta. Saklanma ve kamuflaj ustası. 


Üst Teğmen Nilay : Neden ayakta kalmalarına şaşmamalı. 
Binbaşı : Bunların başına bir şey gelmeseydi Adrenalinden seçilecek iki kişiden biriydi. Dosyaları bu olaylardan önce bana gelmişti. Kendileriyle de tanışmıştım. Gayet düzgün ve iyi askerlerdi. Nerede saklandıklarını bulabildiniz mi ?
Asker : MOBS Kameraları ve uydu görüntülerinde izlerini kaybettik efendim. 
Binbaşı : Nerede saklandıklarını bulun bana.
Asker : Emredersiniz. 
Binbaşı : Sicili 10 tane çok temiz bunları tanımayan asker bulun bana hemen ! 
Üst Teğmen Nilay : Emredersiniz efendim. 
Binbaşı : Umarım ayağıma dolaşmazsınız ! 




Ateş Ölüm Meleği ve diğer sivillerin bulunduğu araç tampon bölgeye gelmişti. Hapishane müdürü camdan bakıyordu. Ölüm Meleği gitmiş İyilik Meleği gelmiş dedi. Genç ve güzel eşi Anlamadım canım dedi. Yok bir şey hayatım sana demedim diyerek yanına iki tane gardiyan alıp avluya doğru yöneldi. 
İlk kapı kapatıldıktan sonra ikinci kapı açıldı. İçeriye girdiler. 
Patlamalardan dolayı üstleri başları kapkara olmuştu Ölüm Meleği ve Ateş in. 
Psko Soldiers e bakarak 
Ölüm Meleği : Kızlar ben geldim. Hanginiz beni öpmek istiyor. 
Tuncay : Mustafa öpsün abazalık dan duvarları delmeye başladı.
Mustafa : Siktir lan. 
Ölüm Meleği hepsine tek tek sarılıyordu. Ateş ise tokalaşmakla yetindi.  
Ölüm Meleği : Tuncay Mustafa Sansar İnsanlara kalacak yerler gösterin. Nazik olun. Ferit tırı erzak tarafına doğru çek. Bir çok erzak var içinde. Asit Sen olmasan başaramazdık sağ ol. 
Asit : Rica ederim patron işimiz bu. Bir şeye ihtiyacınız var mı ? 
Ölüm Meleği : Önce yıkanmaya sonra güzel bir kafa çekmeye ihtiyacım var. Bu gece alem yapıyoruz lan ibneler.
Tuncay : Her türlü moruk. Fark etmez. 
Ölüm Meleği : Beyler duydunuz mu bu gece alem yapıyoruz. Eğleniyoruz. Asit seninle şu bagajdaki şeyleri alalım birlikte. 
Asit : Tamam patron. 
Ölüm Meleği : İçkileri ve sigaraları mutfağa geri kalanları odama taşıyoruz. Herkesin hediyesini akşam vereceğim. Size hediye aldım ulen. 
Bu sırada Hapishane Müdürü Geldi. 
Hapishane Müdürü : oo Ölüm Bey hoş geldiniz. Ölüm Meleği olmuş iyilik meleği. 
Ölüm Meleği : Bir tır dolusu erzak getirdim Onlarla ilgilen gardiyanlarınla birlikte. 
Hapishane Müdürü sesini çıkartamadan gardiyanlarla birlikte tırın yanına doğru gidiyorlardı. 
Ölüm Meleği İle Asit. Alkol ve sigaraları mutfağa bıraktılar. Karton karton sigara gelmişti. Nereden bakarsan bak bu sigara bize üç ay rahat rahat yeter iyi oldu. İki aylık daha sigara stokumuz vardı. Bu demek oluyor ki ekstra bir şey çıkmazsa 
Ölüm Meleği : Taşakları yayıp yatacaz demek oluyor 
Alkol kartonunu da tutup dikkatli ce koydular. Viskiler tıka basa doluydu. Asit bunları görünce daha da keyiflendi. Reis harbiden büyüksün. 
Sonra eşyaları Ölüm Meleğinin Hem ofis hemde yattığı odaya koydular. 
Asit : Neyse komutanım siz dinlenin akşam yemeğe sizi uyandırırım. 


Bu sırada aşağıda bir bağrışma başladı. Kadın kız çığlıkları erkek bağrışmaları küfürler havalarda uçuyordu. Ölüm Meleği ile Asit Acaba diyip Silahlarını bellerinden çıkartıp koşarak avluya doğru indiler. Gördükleri manzara şaşırtıcıydı. 
Serseri Ferit AVM De güvenlik görevlisi olarak çalışan adamı ve büyük oğlunu öldüresiye dövüyordu. Ona müdahale etmeye çalışan etraftaki insanlara bile yumruk sallıyordu. 
Asit ve Ölüm Meleği yürüyerek yanlarına doğru geldiler. Biraz olsun içleri rahatlamıştı. Zombi olmadığını görünce ve Ferit tin sopa yiyen değil sopa atan tarafta olduğunu. 
Yerde yatan AVM de güvenlik görevlisi olarak çalışan adam bağırıyordu yapma oğlum diye. Ferit kaburgasına bir tekme attı. O arada Tuncay yüzünü buruşturmuştu o adamın yerinde olmak istemiyordu.Güvenlik görevlisinin hanımı da yapma ferit oğlum diye ağlıyordu.  Sonra yerde yatan adamın oğluna vurmaya devam ediyordu. Ferit tam bir vahşiydi. Ferit güvenlik görevlisinin oğlunu boğmaya başladı. 
Ölüm Meleği : Ferit bırak . 
Ferit : Bırakamam. 
Ölüm Meleği : Sana bırak dedim. 
Ferit : Öldürmeden kimseyi bırakmam. 
Ölüm Meleği : Emrimi son kez söylüyorum bırak . 
Ferit : Bırakmıyordu. 
Ölüm Meleği Feritin yüzüne doğru bir tekme attı. Ferit yerde yuvarlandı. Ayağa kalktı. Ferit dik dik Ölüm Meleğine bakıyordu. Psko Soldiers beyler yapmayın ayıp oluyor gibi laflar geliyordu. 
Ölüm Meleği : Bana da mı ? saldıracaksın. Hadi asker saldır. 
Ferit üstüne doğru hamle yaptı Ölüm Meleğinin bir kaç tane de yumruk savurdu. Ferit in savurduğu yumruklar Ölüm Meleğine gelmemişti bile. Ölüm Meleği savuşturdu ve avucunun içiyle Ferit i ileriye doğru itti. 
Ölüm Meleği : Öyle yumruk atıyorsun ki . Sanki karısını sikerken tokatlayan adam ın tokatları gibi yumrukların. Daha iyisini de yapabilirsin hadi serseri Ferit. 
Ferit iyice sinirlendi ve Ölüm Meleğinin üstüne doğru atladı. Ölüm Meleği kenara çekildi ve çelme taktı. Ferit kuma yapıştı. 
Ferit : Daha üç gündür tanıdığın insanlar için bana vuruyorsun. 
Ölüm Meleği : Sana o üç gündür tanıdığım insanlar için değil sözümü yere düşürdüğün için vuruyorum Ferit. Ölüm Meleği silahını çıkarttı. Yerde yatan AVM görevlisine ve oğlunun kafalarına teğet geçecek şekilde iki el ateş etti. Kurşunlar kafalarını sıyırmıştı. Öldür de öldüreyim. Öl de öleyim Ferit. Ama bana sözümü yere koyma. Sözümü ikiletme. Ne suçları var bu yaşlı adam ile oğlunun ? 
Ferit hiç bir şey demeden oradan uzaklaştı. 
Ölüm Meleği : Sansar Mustafa alın bu ikisini bir hücreye kilitleyin yaralarını da pansuman yapın. Ferit sakinleşince konuşuruz. Ferit bunları dışarıda görürse elleri ile boğar tekrardan. 
Ferit arkasını dönmüş uzaklaşıyordu.