uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

28 Nisan 2012 Cumartesi

20. Bölüm Altın Vuruş




1996 Yılı  İzmit
Zeynep in Annesi : Kızımızın bu doğum günü muhteşem olacak. Bütün komşular çatlayacaklar.
Doktor Bey : Zeynep artık genç kız oluyor.
Zeynep in Annesi : Hediyesini görünce gözlerine inanamayacak.
Doktor Bey : Çok aradık o hediyeyi.
Zeynep in Annesi : Kızımız artık 15 yaşına giriyor. Davetiyeler tamam mı canım ?
Doktor Bey : Evet hepsi tamam ve adreslere gönderildi.
Zeynep in Annesi : Açılışta piyano çalacak kızımız. Sonra dev bir pastayı keseceğiz. En sonra davetlilerle biz otururken kızımız ve arkadaşları havuz kenarında eğlenecekler.
Doktor Bey : Her şeyi tasarladık çok özendik. Gerçekten umarım her şey çok güzel gider.
Zeynep in Annesi : Kesinlikle her şey çok güzel gidecek.
Zeynep bir anda odadan içeri girer.
Doktor Bey : Güzel kızım benim.
Zeynep hem annesini hem babasını öpüp aralarına oturur.
Zeynep : Nasılsınız ?
Zeynep in Annesi : Senin doğum gününü planlıyoruz.
Zeynep : Umarım bu sene hava çok güzel olur.
Zeynep in Annesi : Bu sene her şey mükemmel gidecek.
Zeynep : Onuda çağırdınız mı ?
Zeynep in Annesi : Hayır Zeynep. Artık çocuk değilsin. Seçkin bir ailenin seçkin bir evladısın. Kimsesiz bir çocuk ile arkadaşlık etmen ne kadar doğru. Etrafta kiler ne der ?
Zeynep : Umurumda değil. Etrafın ne diyeceği. Eğer o gelmez ise doğum günümü unutun.
Zeynep in Annesi : O Senin hiç dengin mi ?
Zeynep : Evet beni koruyan kollayan dertlerimi dinleyen bana sevgi gösteren herkes benim dengim.
Zeynep in Annesi : Kahretsin. Ne yapmak istiyorsan onu yap. Sende bir şey desene ?
Doktor Bey : Gayet düzgün bir çocuk. Kızımız ne yaptığını biliyor. Ona karışamayız genç kız oldu artık.
Zeynep in Doğum Günü ..
Evlerinin havuzlu bahçesinde Zeynep in bütün arkadaşları gelmişti. Zeynep in gözleri ise onu arıyordu.
Zeynep in Annesi : Hadi artık Zeynep ciğim misafirlerimize bir piyano ziyafeti verirmisin.
Zeynep : O gelmeden başlamam
Zeynep in Annesi : Saçmala bütün misafirler seni bekliyor.
Zeynep : Off ya tamam anne.
Zeynep piyanonun başına istemeye istemeye oturdu. Piyanoyu çalmaya başladı. Zeynep piyano yu çaldığı andan itibaren havuz kenarlarında havayı fişekler patlamaya başladı. Davetlilerin meraklı bakışları altında Zeynep piyano ile bütün hünerlerini sergiliyordu. Aklı başka yerde ' Neden Gelmedi ' diye düşünüyordu.
Gözleri ile kapının açılmasını bekliyordu. Kapı açılmıyor Zeynep in gülen yüzü soluyordu.
Şarkı bitti.
Zeynep : Gelmeyecek gelmeyecek gelmeyecek işte diyebiliyordu.. içinden..
Zeynep in yüzü iyice asılmıştı. 
Zeynep : Baba o geldi mi? 
Doktor Bey : Gelmedi kızım. En azından ben görmedim. 
Zeynep : Ona aylar öncesinden söylemiştim ben.. Gelmesi gerekiyordu.. 
Doktor Bey : Bilmiyorum kızım başına bir şey gelmiş olmasın. En son ne zaman konuştunuz ? 
Zeynep : Bir ay önce konuştuk Baba. 
Doktor Bey : Çocuğun başına bir şey mi geldi acaba ? Bak bende telaşlandım şimdi. 
Zeynep in Annesi : Ne konuşuyorsunuz Baba kız fısır fısır. Hadi Zeynep Pastanı kes. 

Zeynep in doğum gününden 20 gün önce .. İzmit Çocuk Esirgeme Kurumu :  
Doktor Bey : Bu çocuğun bütün evraklarını tamamlayın. 
Komutan : Doktor Bey Emin misiniz ? Bu çocuktan asker filan olmaz. 
Doktor Bey : Bu çocuğun bütün eğitimini küçük yaştan bu yana ben veriyorum ve ben takip ediyorum. Sizden ricam ona bir şans vermeniz. Ayrıca üzerinde çalıştığım bir kaç kas yükleyici ve kemik geliştirici iğnemi ilk ona ejektör ettim. Yaşıtlarına göre üç kat daha kaslı daha uzun daha dayanıklı kemiklere sahip ve çok daha hızlı. Son derece zeki kurnaz ve mükemmel bir avcı. 
Komutan : Çocuk çok takıntılı. Bu bizim için büyük sorun. İleride böyle bir silah sorun olabilir. 
Doktor Bey : Hazreti İsayı aramıyorsunuz. 
Komutan : Çocuk askeri bir birliğe katılmak istemiyor. Evet bu dediklerinize harfiyen katılıyorum. Şu an 13 yaşında ama 18 yaşındaki bir çocuktan bile daha zeki daha kurnaz daha hızlı daha dayanıklı. Fakat kızınızı bırakıp gitmek istemiyor. Savaşmak istemiyor kimseyle. 
Doktor Bey : Savaşmak istememesi çok normal. Büyük bir merhameti karşısındakine saygısı var. 
Komutan : Çocuk esirgeme kurumundan kurtulmak istemeyen gördüğüm tek çocuk. Kızınızı bırakıp da başka yerde yaşamak istemiyor. Siz ikna edebilirseniz ve Siz eğer ki kefilseniz. Sorun yok alıyoruz. 

Çocuğu Doktor Bey yanına çağırdı. 
Doktor Bey : Kızlar nelerden hoşlanıyor sanırım buldum. 
Çocuk :  Nelerden Doktor Bey 
Doktor Bey : Yakışıklı genç askerlerden. 
Çocuk : Sahi mi ? 
Doktor Bey : Evet sahi. 
Çocuk : Tüh ben o şansı kaçırdım. 
Doktor Bey : Neden kaçırmışsın ? 
Çocuk : Bir hafta önce bir kaç asker geldi. Bana bebek yüzlü katil diye hitap ediyorlardı. 
Doktor Bey : Sonra ? 
Çocuk : Bir hanım efendi. Beni teste soktu. Bana 250 soruluk çok affedersiniz ama saçma sapan sorular ile dolu bir testi yaptırdı. Sonra ise saatlerce benden konuştuk. 
Doktor Bey : Sonra ? 
Çocuk : Çok sıkıldım hayatımdaki en kötü gündü. Sonra bana döndü ve dedi. Bebek yüzlü katil.  
Doktor Bey : Halt etmiş o. Ne anlar erkekten. 
Çocuk : Ben katil değilim Doktor Bey. 
Doktor Bey : Biliyorum. 
Çocuk : Zeynep in doğum günü var 20 gün sonra. Oraya kesin ve kesin gideceğimi söyledim. Gitmeme izin verirlerse asker olabileceğimi de ekledim. Onlar ise bana hayır 18 yaşına kadar hiç bir yere gidemeyeceğimi söylediler. Bende asker olmak istemediğimi söyledim. Verilen bir söz Asker olmaktan da zengin olmaktan da damarımdan akan kandan da çok daha önemli. Sonra beni günlerce aç bırakıp bir hücreye kapattılar. 
Doktor Bey : Sahi mi ? 
Çocuk : Ben yalan söylemem. Sonra da beni bizimle geleceksin diye dövdüler. Bende gelmeyeceğimi söyledim. 
Doktor Bey : Ama kızlar askerlerden hoşlanıyorlar. 
Çocuk : Hiç bir kız benden hoşlanmasın buna razıyım. Ama verdiğim sözden asla geriye dönmem ben. 
Doktor Bey : Seni akıllı çocuk.. Eğer istersen komutanlarla bir kere daha konuşup seni askeri birliğe almalarını sağlayabilirim. 
Çocuk : Teşekkür ederim. Kızınıza söz verdim Doktor Bey. O sözü tutamayacak isem Asker olmanın bir anlamı yok. 
Doktor Bey : O sözünü de tutacaksın. Gel komutanın yanına gidelim. 

Doktor Bey : Bebek yüzlü katil asker olmak istiyor ama tek bir şartı var
Komutan : Neymiş o . 
Doktor Bey : 20 gün sonra benim kızımın doğum günü var ona davetli. Orada olmak istiyor. Kızıma söz vermiş. Hayatta en büyük şey onur ve verilen söz diyor. 
Komutan : Aferin. Tamam gidebilir. 
Çocuk : Affedersiniz ama gitmeme o gün izin vermezseniz işte o zaman bebek yüzlü katil olurum..  Lütfen verdiğiniz sözde durun. 
Komutan : Söz asker sözü sana.. 
Çocuk : Anlaştık o zaman. Teşekkür ederim Doktor Bey.. Ben müsaadeniz ile hazırlanayım.  
Komutan : Hadi bakalım fırla. 

Bebek yüzlü katil koşar adımlar ile eşyalarını toplamaya gidiyordu. 

Komutan : İşte bundan söz ediyorum .
Doktor Bey : 20 gün sonra ona verdiğiniz sözü lütfen tutun. Size arkadaş dost tavsiyesi. 
Komutan : Prosedürler böyle değil biliyorsunuz. 
Doktor Bey : Siz bilirsiniz.  

20 Gün Sonra Zeynep in doğum günü partisi : 

Pasta kesilmişti.  Zeynep in ailesi ve ailesinin dostları dışarıya kahve içmeye giderlerken Zeynep ve arkadaşları ise Zeynep lerin evinde havuzun etrafında eğleniyorlardı. Zeynep o sıra hediyelerini açıyordu. Aklı çocukta olan Zeynep'in yüzü asıktı.
Dans müziği çalmaya başladı. 
Cüneyt : Hadi dans edelim Zeynep. 
Zeynep : Hiç havamda değilim başka bir zaman Cüneyt. 
Cüneyt : Olur mu hiç. Hadi bu senin partin. Kırma beni. 

Cüneyt ve Zeynep dans'a kalkmışlardı. 

Zeynep in en yakın iki arkadaşı Neslihan ve Derya ise aralarında konuşuyorlardı o sırada. 
Derya : Cüneyti görüyor musun ? Zeynep in etrafında pervane oluyor. 
Neslihan : Zeynep te istemem yan cebime koy yapıyor.. 
Derya : Tabi öyle yapacak güzelim. İstanbul un en büyük inşaat firması veliahttı seninle ilgileniyor. Balıklama atlarsan çantada keklik olursun. 

Zeynep Cüneyt ile dans ederken birden kapı açıldı. İçeriye üç numara saçları ve siyah takım elbisesi ile bebek yüzlü katil girdi. Zeynep in gözleri bir anda ondaydı. Cüneyt ile dans ediyordu fakat Bebek yüzlü katil den gözlerini alamıyordu. Bir aydır görmüyordu özlemişti. 
Çocuk içeriye doğru herkesin bakışlarında yürümeye devam etti. Elindeki çiçeği ile Zeynep e doğru bakıyordu. 
Dans bitmişti. Zeynep hızlıca çocuğa doğru koştu ve boynuna sarıldı. Seni çok merak ettim neredesin diyebildi. 
Çocuk : Özür dilerim sanırım piyano ile yaptığın o güzel gösteriyi kaçırdım. Şu iki kulağımın duyabileceği en güzel ses parmaklarından ve ağızından çıkanlar .. 
Zeynep : Önemli değil. Sana bant kaydını gönderirim dinlersin. Sen neden geç kaldın. Yoksa izin vermediler mi ? sana. 
Çocuk : Kışlada bir sorun çıktı o yüzden geç kaldım. 
Zeynep : Ne sorunu çıktı ? Ne kışlası 
Çocuk : Önemli bir şey değil. Ben Adrenalin Timine girdim Zeynep haberin yok mu?
Zeynep : Hayır. 
Çocuk : Sana bir aydır yedi mektup yazdım. Kapıdan içeri girdiğimde seni o çocukla dans ederken gördüğümde mektuplarıma bu yüzden cevap vermediğini düşündüm. 
Zeynep : Mektup filan gelmedi bana. Ah anne ! ben sana göstereceğim ! 
Çocuk : Önemli değil. Takma kafana. 
Zeynep : Her şeyi duymak istiyorum. Subay mı oluyorsun yoksa.. 
Çocuk : Bilmem .. 
Zeynep : Aferim benim yakışıklı meleğime.. Beni kıskandın mı ? o çocukla dans ederken görünce ? 
Çocuk cevap vermedi. 
Zeynep : Beni kıskandın mı ? 
Çocuk gene cevap vermedi. 
Zeynep : Çok mu zor kıskandım demek. 
Çocuk : Hayır çok zor değil. Kıskanmak nasıl bir duygu bilmiyorum. Ama o an hissettiğim kıskanmak ise evet kıskandım. 
Zeynep : Ne hissettin. 
Çocuk : Dans ettiğin çocuğun canını almak. 
Zeynep : Saçmalama canım. Okuldan bir arkadaşım o benim.  Benim şövalyem sensin bir kere yakışıklı.      
Zeynep çocuğun elini tutmak istedi. Çocuğun elinden akan kanı fark etti. 
Zeynep : Sen yaralısın. Ne oldu sana.. 
Çocuk : Kışlada ufak bir sorun çıktı dedim ya. O yüzden yaralandım. 

O sırada Doktor Bey ve eşi eve geldiler. Doktor Bey Çocuk ve kızına doğru yürüdü.. 

Doktor Bey : Hazır mısın ?
Çocuk : Evet sanırım hazırım. 
Zeynep : Ne oluyor ? Baba. Neye hazır mı ? 
Doktor Bey : Boş ver Kızım. Kışladan bekliyorlar onu. Ben bırakıp geleceğim. 
Zeynep : Gitme .. 
Çocuk : Geri geleceğim.. 

Zeynep i geride bırakıp Çocuk ve Zeynep in babası yürüdüler. 

Doktor Bey : Neden yaptın. 
Çocuk : Bana bir söz vermişti. 
Doktor Bey : Sana söz verdi  diye ölmesi öldürmen mi gerekiyordu. 
Çocuk : Sadece bana söz vermişti. Bedelini canıyla ödedi. 

1996 Yılında Sat Komandosu nun ölümü basit bir tinerci cinayeti diyerek üzeri örtülmüştü..  Tinerci sat komandosundan sigara istiyor. Komando sigarayı vermiyor ve tinerci bıçakladı diyerek olay kapatıldı. Çocuk 6 ay boyunca tek başına bir hücreye hapsedildi. Bütün gününü sınav mekik ve sanal dövüş ha raketleri yaparak geçirdi. 
Lağım kadar pis olan bu yerde dayanmak o yaştaki bir çocuk için yeterince zordu.. 



Günümüz İstanbul 
Düğüne 4 Saat Kala ..
Sebastian ile Mirza odalarında oturmuşlar bira içiyorlardı.
Sebastian : Bu adrenalin kız takımını katlettik. Fakat sanırım onlar bilmiyorlar.
Mirza : Evet bilmiyorlar bunu bende fark ettim.
Sebastian : Peki neden böyle büyük bir katliam yaptık masum insanların günahına girdik.
Mirza : Adrenalin'e DxN e göz dağı vermemiz için bazen yaşı da yakıyoruz biliyorsun.
Sebastian : Doktor Deniz in bilgisi var mı sence.
Mirza : Göreceğiz. Bekleyeceğiz. Bakacağız. Bu bir savaş Sebastian. Güçlü olanlar ayakta kalacak.
Sebastian : Burada mı kalacağız ?
Mirza : Hayır Adrenalin dişi mahkumlarına bir ziyarete gidelim. İzmir mortem üstü ile alakalı bir durum söz konusu mu bir bakalım.
Sebastian : Onların suçu var mı sence ?
Mirza : Bir yerden başlamamız lazım. Ayakta durmak için.
Sebastian : Hepsi gidiyorlar mı ?
Mirza : Ölüm Meleği hariç hepsi gidiyor.
Sebastian : O neden gitmiyor. Gitsin işte. Sevgilisi ile yaşayıp giderler.
Mirza : Sen fare olsan kedinin inine gider miydin ?
Sebastian : Ben eğer fare olsam. Kedinin benimle oynamasına izin verirdim.
Mirza : Kedi ve Fare oyunundayız. Kedi zaten bizimle oynuyor. Uygun zamanda uygun yerde. Kedi rehavete düşünce saldıracağız Sebastian.
Sebastian : Buradan ne zaman ayrılıyoruz.
Mirza : Düğünden hemen sonra sen hazırlıklara başla. Jeeplerden tekini erzak silah cephane ve benzin ile doldur. Gerekli hazırlıkları yap .
Sebastian : Tamam kanka.


Düğüne Bir Saat Kala .. 

Düğüne 1 Saat kala ... 

Bütün düğün hazırlıkları bitmişti. Doktor Deniz ve Ölüm Meleği Şahit olacaktı. Kenan odasından olan biteni izliyordu.. Ellerini yumruk yapmış. Dişlerini sıkıyor ve kendi kendine Eğlenin bakalım eğlenin.. Ben de sizinle eğleneceğim diye içinden geçiriyordu.. 


Mirza : Sebastian tüm hazırlıklar tamam mı ? 
Sebastian : Tamam kanka her şey hazır. Gidebiliriz ne zaman istersen. 
Mirza : Doktor Deniz i bulmaya gidiyorum. 
Sebastian : Ben buralardayım. 
Mirza : Durdur şu nikahı nikah memuru sebo .. 
Sebastian : Sen ve kötü şakaların.. 

Mirza Doktor Deniz'e doğru yürüyordu. 

Mirza : Doktor Deniz. Nasılsınız ? 
Doktor Deniz : İyidir Mirza Sen ? 
Mirza : İzmir Mortem Üstüyle bir alakanız var mı ? 
Doktor Deniz : Hayır Mirza. 
Mirza : Lütfen bana doğruyu söyleyin. 
Doktor Deniz : Doğruyu söylüyorum sana. 
Mirza : Orada çok değerli dört arkadaşımı kaybettim. 
Doktor Deniz : Duydum çok üzüldüm başın sağ olsun. 
Mirza : Size tekrar sormak istiyorum. Sizin bu konular ile ilginiz var mı ? 
Doktor Deniz : Ben bir doktorum. Mirza. Ve araştırmacıyım. 
Mirza : Peki. Şimdi yanında getirdiğiniz 4 adamınızın da Sebastian canını alacak. Ben ne çektiysem sizde çekmelisiniz. 
Doktor Deniz : Acını hafifletecek mi ? 
Mirza : Acımı hafifletmeyecek. Fakat siz benim acıma ortak olacaksınız. Ne hissettiğimi anlayacaksınız. 
Doktor Deniz : Lütfen Mirza..  Eğer ki adamlarımdan bir tanesi sana veya Sebastian a zarar vermek isterlerse ilk onları ben öldürürüm. Sana garanti ederim. Ama onların suçu günahı yok. Beni öldürsün Sebastian. 
Mirza : Sizi Ölüm Meleği nden başka kimse öldüremez. Siz onunsunuz. Teşekkür ederim içten cevaplarınız için. 
Doktor Deniz : İnanmana sevindim. 

Ölüm Meleği : Ne konuşuyordunuz Doktor Zombi ile ? 
Mirza : Havadan ve sudan Genellikle Alfa-Star dan.. 
Ölüm Meleği : Planınız nedir Sebastian ı toparlanırken gördüm. 
Mirza : Planımız şu . Biz artık buradan gidiyoruz. Bizi misafir ettin. Birlikte güzel vakitte geçirdik. Ama misafirlik bir kaç gündü bizim için bitti. 
Ölüm Meleği : Hepsi gidiyorlar bir ben kalacağım. 
Mirza : Biliyorum. Sende onlar ile gitmeni istiyorum. 
Ölüm Meleği : Mirza ne demek bu şimdi. 
Mirza : Dostum . Hala Doktor Deniz i çok seviyorsun. Bir daha bulmuşken kaybetme. Geçmişte aranızda ne yaşandıysa yaşandı. Yaşandı ve bitti. Artık kavuşun. 
Ölüm Meleği : Ben sizinle geliyorum dostlarım. 
Mirza : Hayır Ölüm Meleği .. Gelmiyorsun. Kardeşinin ve arkadaşlarının yanında kal. Sen onlara aitsin. Ve DxN de mutlu mesut yaşa. 
Ölüm Meleği : Sizinleyim dedim konu kapandı Mirza. 

Tuncay : Kanka seninle iki dakika konuşabilir miyiz ?
Ölüm Meleği : Tabi konuşabiliriz. 
Asit : Biz senden ayrılmak istemiyoruz. 
Ölüm Meleği : Asit bu konuyu konuşmuştuk. 
Asit : Olabilir biz senden ayrılmak istemiyoruz. 
Ölüm Meleği : Tuncay ? 
Tuncay : Evet adamım senden ayrılmak istemiyoruz. Ne yapacağız biz koca bir gemide ? 
Ölüm Meleği : Sivilleri taşıyın da bakarız duruma göre. 
Tuncay : Tamam Asit kalıyoruz. 
Asit : Teşekkürler Patron. 
Ölüm Meleği : Bakarız dedim.. 

Ateş : Hadi düğün başlamak üzere ..  Hala ne konuşuyorsunuz fısır fısır.. 




Sebastian Ateş ve Berna nın nikahını kıymıştı. Zombi terörünün başladığından bu yanaki en normal ve insani olay buydu. Herkes ama herkes eğleniyorlardı. Alkol su gibi gidiyor ve hapishane avlusunda gençler başta olmak üzere herkes dans ediyordu. 

Ölüm Meleği ve Doktor Deniz Dans ediyorlardı. Ölüm Meleği nin boynuna sarılmıştı Doktor Deniz. 
Doktor Deniz : Ne güzel eski günlerdeki gibi. 
Ölüm Meleği : Evet eski günler eski dünya eski insanlar.. 
Doktor Deniz : Mirza ve Sebastian ile kalmak istediğine eminmisin ? 
Ölüm Meleği : Evet eminim. 
Doktor Deniz : Onları bana tercih ediyorsun. 
Ölüm Meleği : Tercihlik sırası yok. Onların yanında kendimi daha güvende hissediyorum. 
Doktor Deniz : Ben burada boşuna nefesimi harcıyorum. Ne yapmak istiyorsan onu yap. Zombi Meleği ! 
Ölüm Meleği : Olur Doktor Zombi. 

Berna ve Ateş : 

Ateş : Çok güzel oldun.
Berna : Evet gerçekten çok güzel bir gece. Ve buradan ayrılmakta cabası her şey mükemmel. çok mutluyum Allah bozmasın mutluluğumuzu. 
Ateş : Daha da güzel olacak her şey. Çok daha güzel olacak.. 

Dilara ve Tuncay 

Dilara : Aşkım biz de evlenelim mi ? 
Tuncay : Olur evlenelim canım.
Dilara : Ama ben bir teklif almadım.
Tuncay : Hallederiz. her türlü. 
Dilara : Off Tuncay.. 
Tuncay : Ne dedim şimdi ben .. Aşk olsun..
Dilara : Aşk yok mu zaten.. 
Tuncay : Dilara şimdi sana bir şey söyleyeceğim. 
Dilara : Tabi aşkım. Dinliyorum. 
Tuncay : Sen DxN gemisine gidiyorsun. Ben ise burada Ölüm Meleği ile kalıyorum. 
Dilara : Şaka mı bu ? Şaka mı ? yapıyorsun. 
Tuncay : Son derece ciddiyim Dilara. 
Dilara : Lanet olsun sana Tuncay .. Beni onun için mi bırakıyorsun ? Başka bir bahane bulamadın mı ? 
Tuncay : Bahane değil gerçek Dilara. Özür Dilerim. 


Kenan kontrol odasındaydı. Kendine kalan 3 hummerdan bir tanesini ayarlamış. İçine erzaklarını silahlar koymuştu. Kız kardeşi Arzu ile oradan kaçacaktı. 
Yüksek sesten zombiler delirmişti. Adrenalin bayan mahkumları asıldıkları yerde zombiye dönmüş ve onlar da cağ resiz bir şekilde sesten etkilenmelerine rağmen sadece elleri hareket ediyordu. 
Kenan şifreyi girdi. Şifreyi kız kardeşi arzu dan almıştı. Dış kapının açılmasını talimat vermişti. Kapının hız ayarını yaparken de en yavaşta açılsın diye ayarlamıştı. Sayıları 5000 den fazla olan zombiler birden ilk kapıdan içeriye doğru girdiler. Kenan yakalanmamak için son derece dikkatli davranıyordu.  

Son Kapıyı da açtı..  Onunda açılma süresini en hızlıya ayarlamıştı. Yaklaşık 10 saniyede 2. Kapıda açıldı.  

Zombiler içeriye doğru girmeye başladılar. Zombileri fark eden küçük bir kız çığlık attı.  Müziğin sesinden küçük kızın çığlığı pek duyulmadı. Zombiler bir kaç sivili yemeye parçalamaya başladılar. Ölüm Meleği Silah ıyla önce müzik çaları vurdu. Bu arada Kenan ın kullandığı Jeep Zombileri ve sivilleri eze eze dışarıya çıkmıştı. Kenan ve kardeşi kaçıyorlardı. 
Kenan : Hepinizin canı cehenneme. 
Arzu : Abi bunu neden yaptık. 
Kenan : Sus senide atarım şimdi dışarıya kes sesini. 
Arzu : Nereye gidiyoruz. 
Kenan : Gidecek bir yer buluruz. 

Mirza : Sebastian !! ( Diye Var Gücüyle Bağırdı ) 
Sebastian ; Koşarak silahları aldı ve Mirza yada getirdi. 

Ölüm Meleği : Doktor Deniz 'e Hemen gitmelisiniz . Asit Tuncay !  Helikopteri çalıştırın ben sizi koruyorum. 
Doktor Deniz : Sende gel . Mirza ve Sebastian bu zombiler ile savaşır. 
Ölüm Meleği : Pınar ı istemiyor muydun . Ateş Berna Helikoptere . 
Doktor Deniz : Helikopteri çalıştırın çabuk alabildiğiniz kadar sivil alın özellikle ısırılmamış bayanları alın. 

Mirza : Sebastian Alfa-Star Işığı ( Diye var gücüyle tekrar bağırdı ) 
Sebastian : El bombasını çıkardığı gibi peş peşe atmaya başladı. Patlamaların biri başlıyor biri bitiyordu. 

Hapishane Müdürü helikoptere doğru koşarken ayağı takılarak yere düştü ve zombiler hapishane müdürünün üzerine çullandılar. Hapishane Müdürünün Eşi kocasını kurtarmak isterken oda zombiler tarafından ısırılmaya başlamıştı. Asit helikopterleri koruyor ve yaklaşan zombileri vuruyor sivilleri helikoptere bindiriyordu. Diğer helikopterde ise Doktor Deniz in adamı vardı. Damla Annesinin ve babasının zombiler tarafından ısırıldığını görünce helikopterden birden dışarıya doğru koştu. Zombiler ile babasını ayırmak istediği anda zombiler tarafından ısırılmaya başlandı. 
Zombiler hapishane müdürünün gözlerini oydular. Bir zombi dilini ısırarak kopardı. Başka bir zombi kulağını yiyordu. Etrafa kan fışkırıyordu. Barsaklarını bile yiyorlardı zombiler. Hapishane müdürünün her tarafında bir zombi ve zombiler hapishane müdürünün etlerini ısırıp ısırıp kopartıyorlar ve sonrada yiyorlardı. Hapishane müdürünün son sözleri Allah belanızı versin olmuştu. 
Damla nın ilk kolundan ısırdı bir zombi. Başka bir zombi ise boynundan ısırmaya başlamıştı. O güzel saçlarında ölülerin elleri geziyordu. Damla nın ölmesi hapishane müdürü kadar uzun ve işkence dolu olmadı. Çünkü Asit Damla nın zombiler tarafından ısırıldığını görünce o güzel kızı kendi elinden çıkan silah ile öldürmüştü. Ne tesadüftür ki Fulya ile kardeşi Damla Aynı adama aşık olmuşlar. Ve aynı adam tarafından vurulmuşlardı. 
Dilara Tuncay a kızmış ve odasına doğru gitmişti sesi duyduğunda avluya koştu ve avluda gördüklerine inanamadı. Bu görüntü ile sinir krizi geçirmeye başlamıştı. Dilara nın kuzeni Buket ise Bir kaç zombi tarafından etrafı sarılmış ve yenmeye başlanmıştı. Zombilerden teki Buket in göğüs uclarını ısırarak kopardı. Başka bir zombi ise Buketin karnında bulunan piercingi ısırıp kopardı. Buket in kaderi de sevdiği adam Sansar ile aynı olmuştu. 
Manken Esin Helikoptere doğru koşmaya çalışıyordu. Ama daracık süper mini eteği ve topuklu ayakkabısı ona müsaade etmiyordu. Bileğini burktu. Bir zombi sağ tarafından Esin in üzerine atladı. Esinin kafası kaldırıma çarptı. Esinin boynu kırılıp oracıkta ölmüştü. Esin in ölmesini bile sorun etmeyen zombi Esin i yemeye başladı. 

Doktor Deniz Bağışıklığı olan Pınar ı kız kardeşini ve erkek kardeşini DxN helikopterine bindirdi. Adamına Havalan dedi.  Helikopteri kullanan Dilek 
Dilek : Ama efendim siz olmadan kalkmam imkansız lütfen gelin dedi. 
Doktor Deniz : Ben Psko Soldiers ile giderim Siz beni düşünmeyin Pınar ve kardeşleri daha önemli. Bu bir emirdir 
Dilek : Emredersiniz.  Sezin Melda ve Esra Siz Doktor Deniz ile kalın. 

Dilek ve helikopterdeki 14 kişi DxN üstüne doğru havalandılar. 

Asit Elindeki silah ile bir çok zombiyi tek atışta yere seriyor ve zombiler bir daha kıpırdamıyorlardı. Berna helikopterde bekliyor. Helikopterin tüfeğini ise Ateş kullanıyordu. Mirza Sebastian ve Ölüm Meleği onlardan 15 metre kadar uzaktalardı. 

Bir den kapıdan hızlı haraket eden zombiler belirdi. 

Sebastian : Bu zombiler koşuyor kanka.. 
Mirza : Bizde koşuyoruz. Gazete sür manşeti gibi konuştun. Times gazetesi kesinlikle bunu haber yapardı. 
Ölüm Meleği : Bunlar nereden çıktı şimdi. 
Mirza : Teknoloji gelişti Zombi Meleği.. 
Doktor Deniz : Olamaz..  Ama ben .. 

Kapıdan giren 400 e yakın zombi çok hızlı hareket ediyor ve Sivillerin üzerlerine yağmur gibi çöküyorlardı. 

Mirza : Sebastian 8 de 5 .. 

Sebastian  Mirza dan aldığı emir ile Bir arabanın üzerine çıktı. Ve oradan zombilere ateş etmeye devam ediyordu. 

Mirza ise üzerine koşarak gelen zombilerin üzerilerine doğru koşmaya başladı. 
Bir zombi ile karşı karşıya koşuyorlardı. Tam Mirza yı zombi boğazlayacakken. Mirza öne doğru sıçrayarak zombinin diz kapağına pis burunla tekme attı. Sonra da diğer ayağı ile öbür diz kapağına pis vurunla gene vurdu. Zombinin diz kapakları kırılmıştı. Zombi yerde Mirza ya doğru sürünerek gelirken Mirza ayağını kaldırdı ve Tabanıyla Zombinin beynini ezdi. 

Ölüm Meleği : Üzerine gelen zombi nin direk boynunu kırdı. Öbürüne ise bir sol kroşe vurup yere serdi. Sonrada ateş etti. Diğer gelen zombinin ise kafasını kopardı. Ölüm Meleği Sebastian ve Mirza ön safta büyük bir direnç gösteriyorlardı. 

Doktor Deniz in Askerlerinden Sezin Zombilere yakalandı. Ve zombiler Senini olabildiğince hızlı yemeye parçalamaya başlamışlardı.  Doktor Deniz Sezin in daha fazla acı çekmesini önlemek için belinden çıkardığı silah ile sezin i öldürdü. 

Ölüm Meleği Sebastian ve Mirza nın etrafını yavaş yavaş sarmaya başlamıştı zombiler. 

Ölüm Meleği : Gidin diye bağırdı. 
Asit : Seni almadan gitmeyeceğiz ! 
Doktor Deniz : Gel artık etrafta kimse kalmadı. Kurtarılacak kimse de yok gel artık ! 

Ölüm Meleği : Mirza Sebastian Başaramayız hepsini öldürmeyi geldikçe geliyorlar. 
Mirza : Alfa-Star Osmanlı taktiği ! 

Ölüm Meleği Mirza Ve Sebastian geri çekiliyorlardı. Sebastian ı arkadan yakalayan Zombi Sebastian ı ısırmaya çalışıyordu. Sebastianın Sırtından tam ısıracakken Ölüm Meleği Zombi nin boynunu kırdı. 

Bu sırada sağ kalan herkes helikoptere binmiş Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian ı bekliyorlardı. Melda helikopterin en ucunda oturuyordu. Yan taraftan gelen Zombi meldanın boynundan ısırarak meldayı helikopterden aşağıya doğru düşürdü. Bunu gören Berna hadi gidiyoruz hadi hadi hadi diye bağırdı. Ve Tuncay havalandı. 

Helikoper semaya yükselirken .. Ölüm Meleği Mirza Ve Sebastian ı kuşatan zombiler cemberi iyice daraltmışlardı. 
Asit : Tuncay aşağıya in ! 
Tuncay : Nereye ineyim. 
Ateş : Nereye inersen in kurtarmamız gerekiyor abimi. 
Tuncay : İneceğim bir yer yok. Her yer zombi kaynıyor. Aşağıya inmeden ölürüz. 

Zombiler Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian ın üzerlerine doğru geriyorlar çember iyice daralmış ve kuşatılmışlardı. 

Ateş in abisinden yana son görüntüsü ise ortada Mirza Sebastian Ve Ölüm Meleği . Etraflarında yüzlerce zombi ve çemberin tamamen kapandığı. Her yerin zombi olduğu ve zombiler oluşturdukları çemberin en ortasından bir et kapabilmek için birbirlerini ezecekleri olacaktı.. 

Bu cehennemden sağ çıkmayı başaran Asit , Ateş , Tuncay, Doktor Deniz ve Berna DxN üstüne doğru yola koyuldular.. 
Asit in gözünden akan bir kaç damla yaş ağzı kanla dolu bir zombinin gözüne gelmiş ve zombi helikoptere doğru bakmıştı. 
Doktor Deniz kendini zor tutuyordu. Hem bayılmamak için hem ağlamamak için. Asit gördüklerine gözlerini inandıramıyordu. Olamaz olamaz nasıl olur Ölüm Meleği Ölemez diyordu. Zombiler ellerindeki etleri et parçalarını ve kemikleri yerken Tuncay Asit ve Ateş . Ölüm Meleği Olmadan Yeni bir yaşama doğru yola koyuluyorlardı.. 

24 Nisan 2012 Salı

19. Bölüm Son' a Doğru






Düğünden 48 saat önce..

Ölüm Meleği : Bayanları çağır da bir konuşalım büyük yemekhane de Asit. 
Asit : Tamamdır patron.. 

33 tane bayanın hepsi birden geldiler. 

Ölüm Meleği : Buyrun oturun karnınız açtır. 
Leyla : Evet çok açız günlerdir suyla yaşıyoruz. Teşekkür ederiz. 

33 tane bayanın hepsi yemeklere saldırdılar. 

Mirza ve Sebastian en arka masada yan yana oturuyorlardı. Mirza sigarası ile oynuyor. Sebastian ise sigarasını içiyordu. Asit Ölüm Meleği Tuncay da bir başka masadaydı. Ateş ise o an orada yoktu. Doktor Deniz ve ekibi de farklı bir köşede oturmuşlardı.  Yemeklerini bitirmişlerdi bayanlar. 
Ölüm Meleği : Anlatın bakalım sizi dinlemek istiyorum. Zombi salgınının başladığı iki ayı geçti nasıl bu kadar iyi organize olup ta ayakta kaldınız. Sizleri dinlemek isterim. 
Asit : Öncelikle tanıtalım size kendimizi : Yanımda oturan Üst teğmen Ölüm Meleği. Bugün zaten tanıştınız kendisi ile. Usta helikopter pilotumuz Tuncay. ve bende Asit.
Şu arkada gördüğünüz bir araba kadar iri boynunda barkod dövmesi olan Mirza. Arkadaşınızın bugün silah çektiği de diyebiliriz. Yanındaki arkadaş ise Sebastian. Onlar Alfa-Star dan geriye kalan son iki asker. Biz ise eski adrenalin askerleriyiz. Doktor Deniz ve etrafında oturanlar ise DxN şirketin den.. Virüs ün tedavisini arayan şirket. yada virüsü yayan her neyse. 
  
Bütün kızlar susarken adının Leyla olduğunu söyleyen kız konuşmaya başladı. 

Leyla : Biz üniversitede avcılarda yurtta kalıyorduk. Salgının ilk görülen yerlerden bir taneside avcılar oldu. O an yurttaydık ve yurt'un demir parmaklıkları zombiler geçemediler. Sonra içimizden bir kaç tanesi zombiye dönüştü. Onlar diğer arkadaşlarımızı dönüştürdüler. Yurt un içinde büyük bir arbede yaşandı. Kendi arkadaşlarımız canlarımız beraber uyuduğumuz insanlar sanki içlerine şeytan girmiş bizi ısırmak parçalamak istiyorlardı. 
Asit : Zor olmuştur onlarla mücadele etmek. 
Ayşe : Evet kesinlikle çok zor oldu. 250 mevcudumuz vardı. hemen hemen 200 tane arkadaşımız zombiye döndü. 
Asit : Onları etkisiz hale getirmek te zor olmuştur. 
Burçak : Evet kesinlikle zor oldu. Zaten ölü olan bedenlerine karşı koymak. Onlar sizi ısırmak parçalamak istiyorlar ama siz onlara karşı koymaya çalışıyorsunuz. İşte bu hiç iyi bir şey değil. 
Asit : O duyguyu iyi bilirim. Zordur. 
Burçak : Kesinlikle çok zor.. Çok zor.. 
Asit : Sonra da buraya mı geldiniz ? 
Leyla : Hayır zombiye dönüşen arkadaşlarımızı etkisizi hale getirdikten sonra.. Yurda erzakımız vardı bize yetecek kadar o yüzden yardım gelene kadar yurda kalmayı tercih ettik. 
Asit : Evet en güzel seçim bu bencede.. 
Leyla : Televizyonda hep yardım gelecek sizi kurtaracağız gibi anonslar geçiyordu. Dün sabah birden buranın da kurtarılmış bölge olduğu gösterildi televizyonda. Bize de çok yakındı. 50 arkadaşımızla yola çıktık 33 tanemiz şu an karşınızda. 
Asit : Anlıyorum. Başınız sağ olsun. Çok üzüldük inanın. Size kalacak yer ve temiz kıyafet ayarlayalım. Bundan sonra burada bizlerle kalırsınız. Yada Doktor Deniz Hanım ile birlikte DxN üstüne buradan daha güvenli bir yerdir oraya da gidebilirsiniz. 
Burçak : Peki ya siz de gelecek misiniz ? 
Asit : Biz burayı korumaya devam edeceğiz. Sizin gibi yardım isteyen insanlar buraya gelebilirler. Televizyonda yayınlanmaya başladığına göre. 
Burçak : Çok asker gördüm. Babam da askerdi. Şu an öldü mü kaldımı bilmiyorum ailem. 

Burçak bir anda ağlamaya başladı.. 

Asit : Sakin ol lütfen umarım ailen güvendedir. 
Ayşe : Siz iyi askerlersiniz. iyi eğitim almışsınız. Sizinle kalmayı çok isteriz. 
Asit : Emin olun ki DxN buradan çok daha güvenli ve daha iyi eğitimli askerler ile dolu. Bana güvenin. 
Ayşe : Bizi kurtardığınız için minnettarız. 
Asit : istanbul üniversitesinde ne bölümü okuyordunuz bayanlar belki burada bize yardımınız dokunur. 
Ayşe : Bazı arkadaşlarım ile ben 20 kişi kadar Fen edebiyat fakültesinde çeşitli bölümlerde okuyoruz. Diğer arkadaşlarımızda mühendislik fakültesindeler. Makine ve inşaat ağırlıklı. 
Burçak : Ailem acaba kurtulmuş mudur ? 
Mirza :  Ölüm Meleği ! 

Bir anda bütün yemekhane suskunluk içindedir. 

Ölüm Meleği : Efendim Mirza .. 
Mirza : Sebastian yalancıyı sikseler bunlara ne olmaz dı ? 
Sebastian : Kucaktan inmezlerdi kanka.. Yalancıyı sikseler bunların alayı kucaktan inmezlerdi. 
Mirza : Sıkılmadınız mı bu tiyatrodan ! 
Ölüm Meleği : Sıkıldık tabi. 
Leyla : Neyden bahsediyorsunuz anlamadık ? 
Asit : Bayanlar bayanlar bayanlar.. Siz bizce tahmin ettiğiniz kadar geri zekalımıyız ? 
Ayşe : Neyden bahsediyorsunuz anlamadık. 
Tuncay : Hala salağa yatıyorlar. 
Ölüm Meleği : Eğer ki bize doğru yu söylemezseniz hiç biriniz buradan sağ çıkmayacak bayanlar.. 
Asit : Yalnızca doğruyu.. 
Leyla : Yemin ederim ki doğruyu söylüyoruz.
Ayşe : Size yalan söyleyip te elimize ne geçecek. 
Mirza : Sebastian şu sarışının el parmaklarını kır.
Sebastian : Zevkle kanka. 

Sebastian ayağa kalktı. Sarışın kızın yanına doğru geldi ve sarışın kıza bir yumruk attı. Sarışın kız Sebastian a saldırmak istedi. Diğer kızlarda ayağa kalkmışlardı. Sebastian Kızın parmaklarını geri ye doğru çevirmeye başladı. Sarışın kız parmaklarım diye bağırıyordu. Sebastian kızın her parmağını büktüğünde çatır diye bir ses geliyordu.
Sebastian : Mirza bütün pis işleri ben yapıyorum. 
Mirza : Kadınlara el kaldırmıyorum biliyorsun. Allah razı olsun. 
Asit belinden çıkardığı iki silah ile ayakta olan kızların hepsinin bacaklarından vurmaya başladı.
14. kurşuna gelmişti. 
Leyla : Durun. Lütfen durun. 
Sebastian : Söyledikleriniz de tek bir yalan olur sa eğer sizi hapishane nin duvarlarından zombilere sarkıtırım. Mirza kadınlara el kaldırmaz ama onları zombilere akşam yemeği yapar. Dersinize hazırlanıp gelmişsinizdir eminim. 
Mirza ya silah doğrultan iki kız kardeşini kaybeden sevda söze atıldı. 
Sevda : Biz Adrenalin grubundanız. Adrenalin eski mahkumlarız. 
Sebastian : Birinci çinko.. 
Sevda : Üç gün önce takım elbiseli dört adam geldi. Sizleri tarif ettiler. Sizleri yok edersek tekrardan Adrenalin e geri dönmemiz için tek bir şans olacağını söylediler. Aramızdan bazılarımız karşı çıktı onlar bizimle gelmedi. Biz ise bir plan yapıp buraya geldik. Zaten sonrasını da biliyorsunuz. 
Sebastian aniden belindeki silah ı çıkardı ve sevda yı kafasından vurdu. 
Doktor Deniz : Sebastian ne yaptın sen ? kız doğruları anlatıyordu. 
Ölüm Meleği : Sebastian ! 
Sebastian : Mirza ya silah doğrultan birinin bu dünya da yada öbür dünya da yaşama hakkı yok ! Uzatmaları oynuyordu konuştu yeterince ve onun için oyun bitti. Geri kalanlardan bir tanesi anlatsın burada sürtük mü yok ! 
Leyla :  Yemin ederiz doğruları söylüyoruz. 
Mirza : Adrenalin Ruleti.. 
Sebastian 6 lı magnumu çıkarttı. Bütün kızlar şaşkınlık içerisinde bakıyorlardı. Sebastian sanki bir ressam gibi mermileri silahtan çıkartıp tek tek yerine koymaya başladı. 
Mirza : Bay Sebastian ve silah ı ile tanışın. Şimdi size bir soru daha soracağız. İlk altınıza soracağız. Gördüğünüz gibi silah 6 mermi alıyor. Soruyu bir kez birine soracak Bay Sebastian ve sonra tetiği çekecek. Umarım anlamışsınızdır. Sebastian acımak yok Merhamet hiç yok. Ölümsüzdür bunların aşkları. Adrenalin imi daha çok seviyorlar yoksa kurşunları mı ? göreceğiz. 
Sebastian : Siz ilk 6 bayan şöyle gelin duvara yaslanın. 
Ayşe : Lütfen bize zarar vermeyin. 
Sebastian : izmir deki mortem üstüne süikasti siz mi düzenlediniz ? 
1. Bayan : Hayır. Bizim o konuda bir bilgimiz yok. 

Sebastian duvara yasladığı kadının kafasına silah ının namlusunu dayadı. ve tetiği çekti.. Bir anda kurşun sesi ile birlikte kadının beyninden çıkan parçalar yemekhanenin duvarına saçılmıştı. 

Sebastian : izmir deki mortem üstüne süikasti siz mi düzenlediniz ? 
2. Bayan : Lütfen o konuda bizim bir bilgimiz yok. Biz düzenlemedik. İlk düzenlediğimiz yerde de içine ettik. Neden yalan söyleyelim size. 
Sebastian : Sizleri dünyadan silmem için tek bir neden zaten var. Siz söyleyin ki biz de silmeyelim sizi. 


Sebastian sözlerini tamamlar tamamlamaz tetiği çekti. Kadının beyni duvardaydı.. 

Sebastian : izmir deki mortem üstüne süikasti siz mi düzenlediniz ?
3. Bayan : Lütfen sana yalvarıyorum ölmek için çok gencim. 

Sebastian tekrar tetiği çekti ve kızın beynini patlatmıştı. 

Mirza : Sıkıldım artık. 
Sebastian : Bende sıkıldım.. 
Mirza : Sebastian hepsinin gözlerini dağla. Dişlerini dök. Sonra zombilerin arasına at bunları. 
Sebastian : Tamam kanka. 
Ölüm Meleği : Durun ! 
Sebastian : Durdum ? 
Ölüm Meleği : Bu kadar vahşete gerek var  mı ? Tek bir soruda ben soracağım sizlere ? 
Leyla : Tabi. Lütfen bizi öldürmeyin işe yarayabiliriz. Ne istiyorsanız yaparız. 
Ölüm Meleği : Eğer sorduğum soruya doğru cevap verirseniz sizi öldürmeyeceğim 
Leyla : Biliyorsam söyleyeceğim. Çünkü burada bizi sadece doğrular kurtarmıyor. ama genede ben doğruları söyleyeceğim 
Ölüm Meleği : Doktor Deniz mi gönderdi sizi ? 
Doktor Deniz : Sen ne diyorsun ? hayatımda ilk defa gördüm bunları. 
Leyla : Tanımıyoruz bu bayanı biz. Bizi istanbul mortem üstünden gelenler buraya yolladılar. 
Ölüm Meleği : Tamam Sebastian hepsi senindir ne yapmak istiyorsan onu yap. Asit Tuncay ve Ateş Sebastian a yardım edin. Hepsini zombilere atın yesinler bunları. 
Leyla : Durun ! Lütfen. Söz vermiştiniz. 
Ölüm Meleği : Ben kendi adıma söz verdim. Diğerleri adına değil. 
Mirza : Devam . Sebastian. Dosta Düşman da görsün ne olduğumuzu.
Sebastian : Zaten bilmiyorlar mı ? 
Mirza : Zombiler geldiğinden beri kafaları karıştı sanırım. Hatırlatalım Sebastian. 
Sebastian : Hatırlanmak güzeldir. 

Ateş, Tuncay Sebastian ve Asit Kadınların gözlerini oymuş ve sonra teker teker hepsini hapishanenin duvarlarından zombilere doğru atmışlardı. Kadınların içinden ayırdıkları on tanesini de iple bağlayıp ellerini hapishane duvarından aşağıya doğru sarkıtmışlar ve o şekilde bırakmışlardı. Oraya gelen 33 kadının hepsini zombilere yemek yapan Psko Soldiers ve Alfa-Star ın tek bir mesajı vardı. Acımak yok.. 

Ertesi Akşam Küçük Yemekhane : 

Ölüm Meleği : Asit ve Tuncay Ne kadar zamandır birbirimizi tanırız ? 
Asit : Kendimi bildim bileli sizin yanınızdayım. 
Tuncay : 15 Yıl oldu sanırım.. 
Ölüm Meleği : Asit Damla yı seviyor musun ? 
Asit : Sevmiyorum. 
Ölüm Meleği : Ya sen Tuncay Dilara yı seviyor musun ? 
Tuncay : Bilmem adamım.. 
Ölüm Meleği : Lanet serseriler. Ateş bir karar vermiş. Doktor Deniz ile birlikte DxN üstüne gidecek. Kararını vermesinin sebebi Berna nın hamile olması. 
Tuncay : Ney Berna hamile mi . Ölüm Meleği Amca oluyor wow.. Bu ne sürpriz.. 
Ölüm Meleği : Konu benim amca olmam Ateş in baba olması değil. 
Asit : Sizi dinliyorum. 
Ölüm Meleği : DxN e güvenmiyorum. Doktor Deniz e güveniyorum fakat o bir kişi DxN Köklü bir şirket. O yüzdendir ki. Düğünden sonra sizinde Ateş ile birlikte gitmenizi istiyorum. 
Asit : Beni öldürün ama sizi bırakmamı istemeyin. 
Tuncay : Fark etmez de ne alaka Kanka ? Biz burada seninle kalmak istiyoruz. DxN in canı cehenneme. 
Ölüm Meleği : Asit DxN daha güvenli Damla ile birlikte daha güvende yaşayabilirsiniz. 
Asit : Ben güvende yaşamak istemiyorum. Sizin yanınızda ölmek istiyorum. 
Ölüm Meleği : Asit ve Tuncay . Ateş daha çok genç ve daha çok temiz. Harcanmasını istemiyorum. 
Tuncay : İkna et ve burada kalsın. 
Ölüm Meleği : Hayatta ilk defa aile olma fırsatı eline geçmiş. Onun istediği hayatı yaşamasını istiyorum. Benim düşündüğüm hayatı değil. 
Tuncay : Sonuçta o bir asker. 
Ölüm Meleği : Sonuçta o iyi bir asker değil. Sadece ve sadece savaşmayı öğrenmiş biri. Bizim gibi değil o. 
Tuncay : Biz nasılmışız ki ? 
Ölüm Meleği : Mustafa, Sansar, Cumali ve Ferit. 
Asit : Allah rahmet eylesin.. 
Ölüm Meleği : Mustafa ; Savaşmayı öğrenmiş iyi bir askerdi. Fakat zaafı aşktı. Sansar gördüğüm takımımın en iyi çavuşuydu. Zaafı psikopatlığı ve kendine olan güveniydi. Cumali ; Gördüğüm en iyi görev adamlarından biriydi. Zaafı dikkatsizliğiydi. Ferit : En psikopat askerdi şu iki gözümün gördüğü en psikopat askeri geç en psikopat canlıydı. Karın deşen jack gibiydi. İşte dediğim gibi Ateş inde zaafı bir aile. Tek ihtiyacı olan şey bir aile. Bizimle burada savaşmak değil. Aklı hep Berna da ve çocuğunda olacak ve bize bir faydası olmayacak. Sonu ise Mustafa Sansar Cumali ve Ferit gibi olacak. 
Asit : Bizimde zaaflarımız var. 
Ölüm Meleği : Evet var herkesin zaafları var fakat ikinizin zaafları sizi öldürecek kadar güçlü değil. O yüzden sizden ricam Ateş i korumanız. 
Asit : Özür dilerim ama ben sizin yanınızda kalacağım. 
Tuncay : Kusura bakma kanka ama çocuk korumak veya çocuk bakıcılığı yapmak için biraz fazla genç ve yakışıklıyım. 
Ölüm Meleği : Sizi Ateş i korumanız için DxN e gönderiyorum bu bir emirdir. Sizi çağırdığımda tekrar geleceksiniz. 
Asit : Çağıracak mısınız ?  
Ölüm Meleği : En kısa zamanda.. 
Asit : Peki ya Mirza ve Sebastian ? 
Ölüm Meleği : Onlar benle iken korkmanıza gerek yok. Beni öldüreceklerse bile yüz yüze bire bir savaşırlar en azından benle. Zaafları onurlarıdır. 
Asit : O yönde sormadım. Sizinle mi hareket edecekler. 
Ölüm Meleği : İsterlerse evet. 
Asit : Sizi pek dinleyen ikili değiller. 
Ölüm Meleği : Beni dinlemiyorlarmış gibi gözükebilirler fakat beni dinlerler. Emin olun beni dinlerler. 

Düğüne 1 Saat kala ... 

Bütün düğün hazırlıkları bitmişti. Doktor Deniz ve Ölüm Meleği Şahit olacaktı. Kenan odasından olan biteni izliyordu.. Ellerini yumruk yapmış. Dişlerini sıkıyor ve kendi kendine Eğlenin bakalım eğlenin.. Ben de sizinle eğleneceğim diye içinden geçiriyordu.. 







yağmur fırtına kar tipi.. 


--


15 Nisan 2012 Pazar

18. Bölüm Sanki Dışarı da Ateş'li Fıstıklar Şehri Var








Çocuk ve Zeynep in arkadaşlıkları devam ediyordu. Çocuk Zeynep e çok bağlanmıştı, Babası Zeynep'i ne zaman çocuk esirgeme kurumuna getirse; Zeynep'in içi kıpır kıpır ediyordu. Zeynep çok yaramaz ve şımarık bir çocuktu fakat babası Zeynep in yaramazlık yapmaması için tek bildiği laf bir daha seni oraya götürmem oluyor bunu duyan Zeynep ise hemen susuyordu.
Çocuk ve Zeynep ilk okula başlamıştı; Zeynep özel bır koleje gederken çocuk ise esirgeme kurumunda bulunan okula gidiyordu. Çocuk ile Zeynep in arkadaşlığı devam ediyordu. Birbirlerine mektuplar yazıyorlar. Çocuk her aksam uyumadan Zeynep'e mutlaka bir mektup yazıyor onları biriktiriyor sonra zeynep geldiğinde çocuk hepsini birden Zeynep'e veriyordu Zeynep eve gidiyor ve çocuğun yazdığı bütün mektupların hepsini aynı gun içinde okuyordu Çocuk Zeynep'e seni seviyorumlu aşk mektupları yazmıyordu elbette o gun neler yaptığından bahsediyordu bazen yazacak bır şey bulamadığında ise şiir yazıyordu saçma sapan çocukça şiirler yasam tum hızıyla devam ediyor yıllar birbirini kovalıyordu.
Çocuk bazen saçma sapan konuşurdu. Tabiri caizle saçmalardı. Sadece Zeynep gülsün diye. Çocuk başarılı bir öğrenciydi. Matematik Fen derslerinde özellikle iyiydi.Çocuğun ani cevap verme özelliği öğretmenlerinin dikkatini çekiyordu. Söylediği cevap yanlışta olsa çocuk gene de söylemekten çekinmiyordu.
Çocuk en çok yaz aylarını sevmiyordu. Bir çocuk düşünün ki Kışı sonbahar ve ilk baharı sevip te yazları sevmesin. Yazları sevmemesinin tek bir sebebi vardı : Zeynep okullar kapanınca bütün yazı tatil köylerinde , Otellerde veya yazlıklarında geçiriyordu. Çocuk Zeynep i 3 ay boyunca hiç göremiyor hiç haber alamıyordu. Zeynep bütün yaz eğlenip denizin tadını çıkartırken çocuk ise bütün yazı çocuk esirgeme kurumunda çalışarak geçiriyor ve yazın bitmesini bekliyordu.
Okulların açılması ile birlikte Zeynep babası ile mutlaka çocuk esirgeme kurumuna geliyordu.Zeynep yaz boyu yaşadıklarını çocuğa anlatıyor çocuk ise onu dinlemekle yetiniyordu. Çocuğun bilmediği şeylerdi Zeynep in anlattıkları. Çocuğa saçma geliyordu fakat çocuk genede dinliyordu bıkmadan usanmadan. Çocuğun ise anlatacak hiç bir şeyi yoktu. Çocuk bütün yazı meslek edinme kurslarında harcadığı için Çocuğun anlattığı amele muhabbetleri de Zeynep e saçma geliyordu ama Çocuğun da anlattıkları Zeynep e saçma geliyordu. Çocuk yazları ağır sanayi olan gemi üretim tersanesinde çalışıyordu ufak yaşına rağmen bir kaç arkadaşı ile birlikte ağır sanayindeydi. O ağır iş çocuğu çok yoruyordu fakat Zeynep in yokluğu çocuğu daha da çok yoruyordu. Çocuk Ağır sanayide çalıştığı için yaşıtlarına göre daha kaslı ve daha iriydi.
27 Mart 2010 ( Günümüz )
Aniden radarlar alarmlar ötmeye başladı. Asit yataktan hızlıca fırladı. Yatağın diğer yanında yatan Pelin ise Asit in kalktığını fark etti kafasını kaldırdı ve tekrardan yattı. Asit pantolonunu ve gömleğini apar topar giydi ve ayakkabılarını da giyerek hızlıca odadan çıkarak koşmaya başlamıştı.  Asit odasından fırlayarak kontrol odasına doğru koşmaya başladı. Asit güvenlik kameralarını ve radarları incelemeye başlamıştı. Bu etrafta sayıları yüzleri bulan zombilerin gelişi olmadığını biliyordu. Alarm hassasiyetini ona göre kurmuştu çünkü. Beyaz bir kamyonet üzerlerine doğru geliyordu. Beyaz kamyonetin kaputundan dumanlar çıkıyor belli ki motorunda bir sorun vardı. Beyaz kamyonet saatte yaklaşık 5-10 kilometre hızla hareket ediyordu. Çok yavaş ilerliyordu.
Asit içinden ' Lanet Olsun İstanbuldaki bütün zombileri arkalarından bize doğru getiriyorlar! ! ' Allah Kahretsin diye mırıldandı.
Asit kontrol odasında ve kameralar yardımıyla nereden geldiğini bulmaya çalışıyordu. Sesi duyan Ölüm Meleği de Asit in yanına gelmişti.
Ölüm Meleği : Asit neden ötüyor bunlar ?
Asit : Patron büyük bir sorunumuz var .
Ölüm Meleği : Zaten olmasa şaşardım.
Asit : Patron bir tane kamyonet geliyor içinde büyük ihtimal ile siviller var. Kamyonet arızalı ve çok yavaş geliyor. Arkasına zombi ordusunu takarak bize doğru gelmekte.
Ölüm Meleği : Kaç dakika sonra burada olur.
Asit : En fazla 20 dakika . Durdurmamıza imkan yok. Arkalarından da zaten yüzlerce zombi takip ediyor. Belki de binlercesi. Aradaki mesafe çok kısa.
Ölüm Meleği : Kendileri ölmemek için bizi mi öldürmeye çalışıyorlar.
Asit : Sanırım öyle patron.
Ölüm Meleği : Bu radarlar beş kilometre de çalışmıyor muydu ?
Asit : Evet öyleydi ama Zombiler yerimizi bulduğundan sonra kilometre mesafesini düşürdüm. Çünkü her şeye çalmaya başlayacak ve sesi duyan zombiler yerimizi bulacaktı.
Ölüm Meleği : İyi yapmışında bu Lanet olasıca kamyonet nereden çıktı. Çocukları uyandır. Mirza ve Sebastian da dahil olmak üzere. Ufak yemekhanede bir plan yapalım.
Asit : Anlaşıldı patron.
10 dakika sonra ufak yemekhane :
Ölüm Meleği : Beyler büyük bir sorunumuz var.
Ateş : Olmasa şaşardım abi. Gene ne oldu ?
Ölüm Meleği : Beyler beyaz bir kamyonet içinde kaç sivil olduğunu veya ısırıldıklarını bilmediğimiz bir kamyonet dolusu insan bu tarafa geliyor.
Sebastian : Belki de zombiler araba kullanmayı öğrenmişlerdir ? Olamaz mı ?
Ölüm Meleği : Hiç komik değil Sebastian.
Asit : Beyler kısaca özetlemek gerekir ise ; Kamyonet bozuk saatte beş kilometre hızla geliyorlar. Arkalarında ise bir dünya zombi ye iz bırakıyorlar ve zombiler de kamyoneti takip ediyor. Kamyonette kiler bunun farkında mı değil mi bilmiyorum ama bu demektir ki kamyonet buraya ulaştığında zombiler de ulaşacak. O yüzden büyük bir problemimiz var.
Tuncay : Beyler buraya gelmeden onları durdurmalıyız.
Asit : Artık çok geç Tuncay 10 Dakikaya buradalar buda demek oluyor ki 1 kilometre den az kaldı. Kamyonetin içindekilerini öldürürsek zombiler gene de yolu takip edecekler. Kamyonetin içindekilerini kurtarırsak gene takip edecekler.
Ateş : İki ucu boklu değnek.
Asit : Aynen Öyle..
Ölüm Meleği : Kamyonetin içindekiler kim bilmiyoruz. Ne olduklarını bilmiyoruz. Bizi sikmeye gelen sapıklar mı ? Yoksa sapkınlar mı ? Onuda bilmiyoruz. Zombi bile olabilirler. Onu da bilmiyoruz. Bu bir belirsizlik. Ve ben belirsizlikten hiç hoşlanmam.
Ateş : Kurtaracak mıyız ? Öldürecek miyiz ? Ne yapacak isek çabuk yapalım.

O sırada dışarıdan kamyonetin korna sesi duyulmuştu. Bir kaç sivil bağırıyordu.
Lütfen yardım edin. Kapıları açın.
Lütfen..
İçimizden kimse ısırılmadı.
Biz zombi değiliz
Peşimizdeler.
Lütfen kapıları açın
Lütfen bize yardım edin
Lütfen bizi içeri alın
Kimse yok mu ?
Dışarıdan bağrışmalar yardım çığlıkları gelirken herkez şok olmuştu. Mirza ise sigarası ile oynuyordu.
Asit : Beyler dışarıdakileri orada bırakamayız. Zombiler etraflarını sarmaya başlamıştır. Kapıları açarsak ta zombiler peşlerinden içeri girecek ve ortalık kan gövdeyi götürecek. 100 tane olsa başa çıkarız. 500  tane olsa gene başa çıkarız ama dışarıda binlercesi var.
Ölüm Meleği : Aklındaki nedir ?
Asit : Adamlara megafonla seslenelim ileriye gitsinler. İlerideki büyük top sahasına. Oraya kamyonla yada arabayla gidip hepsini kurtarmayı öneriyorum. Belki içlerinden bir kaçı bize yardımı olabilir.
Ateş : Bir avuç korkan sivilin ne yardımı olacak ?
Asit : Adamsız kaldık. Ve günden güne gücümüzü ve hakimiyetimizi hapishanede yitiriyoruz Ateş. Yeni gelecek 10 hayat bile bu hakimiyetimizi tekrar kazandırabilir. İnsanlar bizden kurtulmak istiyorlar.
Ateş : Bende buradan kurtulmak istiyorum artık.
Lütfen yardım edin. Kapıları açın.
Lütfen..
İçimizden kimse ısırılmadı.
Biz zombi değiliz
Peşimizdeler.
Lütfen kapıları açın
Lütfen bize yardım edin
Lütfen bizi içeri alın
Kimse yok mu ?
Ölüm Meleği : Lanet olsun .. Asit haklı beyler. Tuncay ne durumda kanatlı kuşun ?
Tuncay : İyi durumda moruk uçuyor hiç yoksa.
Ölüm Meleği : Sivilleri yukarıdan helikopter ile alsak mı ?
Tuncay : Her türlü fark etmez adamım.
Asit: Birimiz helikopterden aşağıya doğru kamyonete iner kamyonetin çatısını keser ve hepsini yukarıya doğru alır.
Ateş : Kulağa harika bir fikir gibi geliyor.
Ölüm Meleği : Evet harika bir fikir . Sanırım gene içimizden birini daha kaybetme riski ile karşı karşıyayız.
Asit : Evet bir rüzgar bile zombilerin üstüne indirebilir helikopterden aşağı sarkacak adamı.
Sebastian : Tam bir cendere tam.. Bunlara ileriye park edin diyelim ve roket atarla havaya uçuralım.
Ölüm Meleği : Zombilere insan ızgara yedirelim diyorsun ?
Sebastian : Tam olarak öyle demiyorum ama öyle olsun.
Ölüm Meleği : Kamyonetin içinde çocuklarda olabilir.
Sebastian : Yapma Kanka sen çocukları sevmezsin.
Ölüm Meleği : Saçmalama çocuklara bayılırım ben !
Sebastian : Bana tanıdığın bir tane çocuğun ismini söylesene..
Ölüm Meleği : Kapat çeneni.
Ateş : Deniz abla nın getirdiği ısırılmayan kıyafetlerden giyeriz ve öyle ineriz aşağıya.
Ölüm Meleği : Tamamdır. Tuncay Kanatlı kuşu hazırla. Ateş bir tane testere bul. Kamyonetin tavanını kesmek için.
Asit : Kim inecek kamyonetten aşağıya.
Ölüm Meleği : Ben inerim.
Asit : Hafif ve çevik birisi olması lazım. Ben inerim patron.
Ateş : Asit haklı abi.
Ölüm Meleği : Peki öyleyse. Asit Ateş ve Tuncay Helikoptere. Mirza Sebastian ve Ben de karadan destek verelim size. Asit Anonsu geç sen şimdi. İlerideki boş arazide beklesinler bizi.

Lütfen yardım edin. Kapıları açın.
Lütfen..
İçimizden kimse ısırılmadı.
Biz zombi değiliz
Peşimizdeler.
Lütfen kapıları açın
Lütfen bize yardım edin
Lütfen bizi içeri alın
Kimse yok mu ?
Asit : Lütfen dışarıda yardım bekleyen arkadaşlar. Lütfen İlerideki boş araziye doğru gidiniz. Sizi oradan helikopter ile alacağız.
Tekrar ediyorum.
Lütfen dışarıda yardım bekleyen arkadaşlar. Lütfen İlerideki boş araziye doğru gidiniz. Sizi oradan helikopter ile alacağız.
Tekrar ediyorum. Lütfen talimatlara uyun.
Lütfen dışarıda yardım bekleyen arkadaşlar. Lütfen İlerideki boş araziye doğru gidiniz. Sizi oradan helikopter ile alacağız.
Yardım gelecektir. Lütfen bizi orada bekleyin.
Kamyonetin içindekiler çaresiz bir şekilde boş araziye doğru yöneldiler.
Ölüm Meleği : Tuncay ne durumdasınız ?
Tuncay : Hazırız kalkıyoruz ..
Ölüm Meleği : Biz arabayla arkanızdan geleceğiz.
Tuncay : Geride kim kalıyor.
Ölüm Meleği : Sebastian kalıyor.
Asit : Sivilleri helikoptere aldıktan sonra biz üste dönüyoruz. Ölüm Meleği ve Mirza ise dışarıdaki zombileri dağıtıyorlar.
Ölüm Meleği : Evet hepsi Asit tin anlattığı gibi basit ve kolay. Dikkatli olun. Sebastian yerini koru.
Helikopter bir anda hapishaneden kalktı. Ve doğruca sivillerin bulunduğu boş araziye doğru gitmeye başladı. Hapishane çevresindeki zombiler helikopterin sesine ve helikoptere şaşkın şaşkın bakarken bir anda Ölüm Meleği nin kullandığı Hummer Jeep Hapishaneden hızlıca çıkış  yaptı. Zombiler ne olduğunu bile anlamadan Mirza ve Ölüm Meleği de hapishaneden çıkmıştı.
Zombiler boş arazide bulunan kamyonetin etrafını sarmaya başlamışlardı. Tuncay helikopteri olabildiğince aşağı doğru indirdi. Helikopterin sesi kulakları sağır ediyordu sanki. Asit helikopterin ip merdiveni ile aşağı doğru hızlıca inerek omuzuna astığı benzinli testere ile Kamyonetin tavanını kesmeye başladı. Kamyonetin içindekiler yüzlerini kapatmış bekliyorlardı. Asit kamyonetin tavanını kesmeye çalışırken kamyoneti takip eden zombiler ise; kamyoneti sarmaya başlamışlardı. Sayıları 100 150 yi bulan zombiler kamyoneti sarmışlar ve kamyoneti sallamaya başlamışlardı bile. Bir kaç tanesi kamyonete tırmanmaya çalışıyorlardı. Bir kaç tanesi de kamyonetin kaputuna tırmanmış ve oradan da Asit te doğru gelmeye çalışıyordu. Asit ise hiç istifini bozmadan tavanı kesmeye çalışıyordu.
Bu sırada Ölüm Meleği ve Mirza da hummer la hemen kamyonetin yanına yanaştılar.
Mirza arabadan hızlıca inerek ellindeki Samuray kılıcıyla Zombilerin kafalarını uçurmaya başladı. Ölüm Meleği Şaşkın bir şekilde bakarak ;
Ölüm Meleği : O  hattori hanzo kılıcını nereden buldun ?
Mirza : Deniz yenge verdi.
Ölüm Meleği : Deniz 'e yenge demekten vazgeç. Sana bir tane de ben alacağım o kılıçlardan.
Mirza : Neden Deniz yengemiz değil mi ?
Ölüm Meleği : Eskiden di o..

Mirza Elindeki kılıçla Zombilerin kafalarını uçuruyordu. Yaklaşık 150 kiloluk biz zombi Mirza ya saldırmaya çalıştı. Mirza nın giydiği özel kıyafet ile kendine güveni daha da artmış gözüküyordu. Elindeki kılıçla zombinin kafasını kesti. Kamyonete doğru koştu ve kamyonetin üzerine çıktı. Mirza kamyonetin etrafını saran 100 - 150 arasında sayıları değişen zombileri elindeki kılıçla kesmeye doğramaya başladı. Ortalık kan gölüydü. Asit ise artık kamyonetin çatısında bir delik açmayı başarmıştı. Kamyonetin çatısına Mirza sertçe bir tekme attı ve çatı aşağıya doğru düştü. Mirza kafasını çatıdan aşağıya doğru sarkıttı. Wowww...
Asit : Ne oldu Mirza ?
Mirza : Sanki dışarıda ateşli fıstıklar şehri var.
Asit : Bu lafı Ölüm Meleği söyler hep.
Mirza : O nereden öğrendi sanıyorsun.
Ölüm Meleği; Mirza nın Kamyonetin etrafında kestiği zombilerin azalmasını fırsat bilerek Jeep i kamyonete sıfır yanaştırdı.

Asit içeriye doğru kafasını uzattı.
Asit : Mirza harbiden de haklısın. Dışarıda ateşli fıstıklar şehri kesinlikle var..
Asit : Bayanlar helikoptere çıkacaksınız hepinizi tek seferde almamız mümkün değil ama gene de kurtaracağız. Dikkatli ve yavaş bir şekilde birer birer helikoptere doğru tırmanın.
Tuncay : Ateş şu taraftan 100 lerce zombi geliyor . Geri püskürt !
Ateş : Tamamdır.
Ateş helikopterden zombilerin üzerine otomatik tüfek ile yaylım ateşine başladı. Bu pizza yemek kadar keyifli be adamım.
Tuncay : Helikopteri uçurmak gibi desene. Sanki orgazm oluyorsun.
Ateş : Kesinlikle öyle..
Ateş kamyonet'e ve hummer'aa gelmeye çalışan zombileri püskürtüyor. Kamyonetin içinden çıkanlar ise tek tek helikoptere doğru tırmanıyorlardı.
Tuncay : Helikopterin kapasitesi doldu. Gidip tekrar geleceğiz Asit. Ölüm Meleği. Mirza . Anlaşıldı mı ?
Mirza : Tamamdır.
Asit : Tamam.
Ölüm Meleği : Bekliyoruz.
Tuncay ve Ateş Helikoptere tırmanan siviller ile birlikte hapishane nin yolunu tuttu. ve tekrardan geri dönmeleri 3 dakikayı bulmuştu. Tuncay gene helikopteri ip gibi havada asılı tutmayı başarıyordu.
Ölüm Meleği : Bu tuncay harbiden de yetenekli bir pilot. Nasıl başarıyor bunu uçurmayı anlamıyorum.
Tuncay : Eksik olma kanka.
Mirza : Telsizden Ölüm Meleği Tuncay a kur yapıyor .. Deniz Yenge kıskanmasın bak..
Ölüm Meleği : Mirza...
Tuncay ve Ateş İkinci parti sivilleri de alıp tekrardan üste götürdüler. Üçüncü kez tekrardan geldiler. Her götürdüklerinde 10 sivili yanlarında götürüyorlardı.
Mirza : Kamyonetin içi ne bereketliymiş arkadaş.
Ölüm Meleği : Acele etmez isek etrafımızı iyice saracaklar. Asit kaç kişi daha kaldı.
Asit : Yaklaşık 15 kişi daha var.
Ölüm Meleği : Kamyonet kamyonet değil sanki .
Mirza : Sex treni ..
Tuncay : Bırakın şimdi sexi treni de.. Etrafınızı iyice sarıyorlar onlara çare bulun. İleride binlerce bir zombi grubu var. Çok yaklaştılar size.
Ölüm Meleği : Acele edin o zaman.
Asit : Acele edin . Hızlıca tırmanmaya devam edin.
Tekrar Tuncay ve Ateş üçüncü kez sivilleri alıp tekrardan hapishaneye götürdüler.
O sırada zombiler iyice sarmıştı etraflarını. Ölüm Meleği Jeep in içindeydi. Mirza ve Asit ise kamyonetin üzerine çıkmaya çalışan zombileri püskürtmeye çalışıyorlardı. Ölüm Meleği Jeep le birlikte biraz uzaklaştı. Ve Arabayı zombilerin üzerine döndürür döndürmez zombilere ateş etmeye başladı. Her ateş edişinde bir zombi yere düşüyordu. Silah seslerini duyan etraftaki zombiler de Kamyonetin ve Jeep in olduğu tarafa doğru gelmeye başlamışlardı. Helikopter tekrar geldi. Yüzlerce zombi kamyoneti çevirmiş ve kamyoneti sallıyordu. Kamyonetin kaputundan tırmanmaya bile başlamışlardı. Tırmanan bir zombiye Mirza bir tekme attı. Zombi aldığı darbe ile geldiği yere doğru uçtu. Mirza kamyonetin kaput kısmından gelen zombileri karşılıyordu. Başka bir zombinin önce kolunu kesti Mirza . Sonrada kafasını kesti. Bu sırada kamyonet iyice sallanıyordu. Zombiler kamyoneti devirmek istiyorlar gibiydi. Helikoptere binmeye çalışan 17 yaşındaki Tuğba birden dengesini kaybederek zombilerin içine doğru düştü ve zombiler onu parçalamaya yemeye başladılar. Tuğba nın ablası kardeşim diyerek kardeşini zombilerden kurtarma ümidi ile Asit in hemen yanından zombilerin içine doğru atladı. Asit sadece dur yapma diyebildi. Ve Tuğba dan sonra ablası da Zombilere yemek olmuştu. Mirza belinden silahını çıkartarak zombilerin parçaladığı iki kıza birden nişan alarak iki sininde kafasından vurdu.
Mirza : Sabah Kahvaltınızı mahvettiğim için özür dilerim arkadaşlar..
Asit : Mirza hadi gidiyoruz ..
Mirza : Sende tırmanmaya başla ben buradakileri oyalarım sonra bende gelirim.
Asit : Eminmisin ?
Mirza : Mirza yım..
Asitte helikoptere doğru tırmanmaya başladı. Beşik gibi sallanan kamyonet artık devrilmek üzereydi. Bir zombi Mirza nın ayağına yapıştı. Mirza nın ayağına öyle bir yapıştı ki zombi Mirza yı aşağıya doğru çekmeye çalışıyordu. Mirza diğer dizi ile zombinin kafasını ezdi. Zombinin dişleri arabanın tavanında kalmıştı. Beşik gibi sallanan kamyonetin üstünde dengesini yitirmemek için yere arabanın tavanına sağlam basmaya çalışıyordu. Mirza arabanın önüne doğru koşarak arabanın kaputuna sağ ayağı ile basarak birden öne attı kendini ve yukarıya doğru sıçradı  Havada takla atarak yüzünü arabaya doğru çevirdi. Bu sırada araba çoktan devrilmiş ve yana doğru yatmıştı. Mirza elindeki kılıçla birlikte üzerine gelen zombileri birer birer avlıyordu. Ölüm Meleği arabayı Mirza ya doğru sürdü. Mirza nın yanına yaklaşan bir zombi ye çarptı ve Mirza nın yanında durdu.
Ölüm Meleği : Hadi atla..
Mirza : Daha yeni eğlenmeye başlamıştım.
Ölüm Meleği : Sonra devam edersin..
Mirza Arabaya atladığı gibi Ölüm Meleği hızlıca gaza bastı. Helikopterin arkasından onlarda hapishaneye girmişlerdi. Üstü başı kandı Mirza nın.
Ölüm Meleği : Bugün iyi bir iş çıkardın Aferim.
Mirza : Sanırım.. Daha da iyi olabilirdi.
Ölüm Meleği ve Mirza hapishane den içeriye doğru girdiler.
Siviller ise helikopterden inmişler hepsi bekliyorlardı. Ölüm Meleği arabadan indi ve sivillerin yanına doğru yürümeye başladı.

Sevda : Tuğba ve ablası Tuğçe yi nasıl kurtaramazsınız ? Siz ne biçim askersiniz ?
Sebastian : Woww ateşli piliçleri severim..
Mirza : Üzgünüm arkadaşlarınızı kaybettiğiniz için.
Sevda : Onlar arkadaşım değil kardeşlerimdi.
Sebastian : Olabilir.

Sevda bir anda belindeki silah ı çekerek Mirza nın üzerine doğrultu.
Sevda : Televizyonda burası güvenli bir yer dendi. Nasıl güvenli burası.
Ateş : Siz gelmeden önce yeterince güvenliydi.
Ölüm Meleği : Televizyon da mı ?
Sevda : Evet televizyonda Trt 1 de güvenli yerler ve konumlarında burasıda vardı. Hiç zombi olmadığı söyleniyordu !
Asit : Bu nasıl olur..
Sebastian : Televizyon filan bilmem ben Eğer o tetiği çekersen ve o kurşun Mirza ya saplanır ise Hepinizi diri diri toprağa gömerim.
Sevda : Kes sesini. Ben kardeşlerimin intikamını alayım da sen ne yaparsan yap bana.
Sebastian : Benim için bir zevk olacak bu hanım efendi.
Mirza : Üzgünüm kardeşlerini kaybettiğin için ama bazen insan çaresiz kalabiliyor. Ve bazen insanın elinde olmayan sebeplerden dolayı sevdiklerini kaybedebiliyor. Böyle bir dünya da ne son kaybeden sensin yada artık hiç bir şey kaybetmeyeceksin. Şu anda dünya nın her yerinde insanlar Annelerini babalarını kardeşlerini arkadaşlarını kaybediyorlar.
Sevda : Hayır üzgün değilsin. Tanımadığın insanlar öldü diye neden üzgün olacaksın.
Mirza : Pardon siz beni yanlış anladınız. Ben kardeşlerinizin ölümüne üzülmedim. Kardeşlerin birbirlerini kaybettiğine üzüldüm. Titremesin elin çek tetiği !!
Ölüm Meleği : Sevda sakın yapma.
Doktor Deniz : Sevda sakın yapma onların bir suçu yok.
Sebastian silah ını Sevda nın kafasına doğru doğrultu. Silah ının horozunu kaldırdı.
Ölüm Meleği : Sebastian hayır.
Doktor Deniz : Sebastian sakin ol.
Sebastian : Bu kaltağın Mirza ya silah doğrultması bile ölmesi için bir neden.
Mirza : Şimdi Sevda ya ateş et yada bırak o silah ı. Böyle tiyatro oynamanın bir anlamı yok.
Sevda silah ını yere indirdi. ve aniden yorgunluktan bayılmıştı.
Mirza : Sebastian kıza mermi yerine uyku ilacı mı sıktın.
Sebastian : Yok kanka yakın bir gelecekte sıkacaktım.
Mirza : Bu kaosta iki şeyi sevmiyorum.
Sebastian : Nedir onlar.
Mirza : Evde kalmış ve bakire kızları.
Sebastian : O neden ki ?
Mirza : Et yiyen ölümcül virüsten korkup kaçarlar yanlarında babaları yense umurlarında olmaz topuklarlar. Ama bir asker bir erkek gördüler mi hemen dişi pantere dönerler. Bakire kızlar erkeklerden korkmuyorlar Moruk. Tecrübelerimden söylüyorum sana bunu.
Sebastian : Alfa Star dan herkes korkar kanka herkes.
Mirza : Evde kalmış ve bakire kızlar haricinde diyelim Sebastian ..
Sebastian : Zombilerin aklı olsa bizden korkarlar mıydı ?
Mirza : Zaten korkuyor onlar bizden. Bize saldırdıklarına göre. Korkuyorlar.
Sebastian : Hadi kanka git duş al .. Kasap hayri gibi kokuyorsun.
Mirza : Kasap Hayri de kim..
Sebastian : Kasap Hayri.
Mirza : Sen kaçık bir serserisin..
Ölüm Meleğinin odası o akşam..
Doktor Deniz : Bugün iyi iş çıkardınız. Gerçekten bravo.
Ölüm Meleği : Hayır iyi iş çıkartan Tuncay Asit ve Mirza idi. Ben sadece araba kullandım.
Doktor Deniz : Orada bile bulunman varlığın bile onlara güç veriyor. Eskiden banada veriyordu.
Ölüm Meleği : Eskiden di o..
Doktor Deniz : Yeniden başlayabiliriz.
Ölüm Meleği : Yeniden ?
Doktor Deniz : Evet yeniden. Aramızda bir sorun yokken birden hapishaneye girdin ve aramızda sorun oldu. Hapishane ye girmen Adrenalin den atılman sanki hepsi benim suçum..
Ölüm Meleği : Hiç biri senin suçun değildi. Ama eğer seni ömrünün sonuna kadar bekleteceksem bir suçun olmalıydı. Ama o suçu bulamadığım için hapishaneye girdiğim gün terk ettim kafamda seni.
Doktor Deniz : Şimdi özgürsün..
Ölüm Meleği : Aman ne özgürlük.
Doktor Deniz : Benimle gel. Birlikte yaşayabiliriz.
Ölüm Meleği : Ben Adrenalin 'e çalışmıyorum artık.
Doktor Deniz : Ben de onlara çalışmıyorum
Ölüm Meleği : Ha adrenalin ha DXN ne farkı var ?
Doktor Deniz : Eğer bir şeyi sevmiyorsan onu değiştir. Eğer değiştiremiyorsan kendini değiştir.
Ölüm Meleği : Aman ne güzel.
Doktor Deniz : Hatalar yapabilirsin. Sende hata yaptın bende. Ama eğer ki o suçu başkalarına yüklersen işte o zaman hatalısın.
Ölüm Meleği : Ben adrenalin yada DxN i suçlamıyorum. Sadece hayatta kalmaya çalışıyorum.
Ölüm Meleği Doktor Deniz'in dudaklarından öpmeye başladı ve yatağa doğru düştüler..
Asit odasında yatıyordu. Pelin ona masaj yapıyordu. Pelin in yaptığı masaj Asit ti rahatlatıyordu. Asit en çok bu hoşuna gidiyordu. Asit yüz üstü yatağa uzanmış ve Pelin ise onun sırtını ovuyordu. Asit birden Pelin i alıp yatağa doğru yatırdı. Asit Pelin i öpmeye başladı. Pelin i öperken Asit elleri ile kalçalarını sıkıp bırakıyordu. Pelin in bu çok hoşuna gidiyordu. Pelin Asit in altında inliyordu.
Dilara ile Tuncay Odalarına sevişiyorlardı.   Tuncay Dilara yı güçlü kollarına almış her yerini öpüyor seviyor kokluyordu.
Ateş ve Berna ise sarılmış uyuyorlardı.
Mirza mışıl mışıl uyuyordu..
Sebastian ise bugün kurtardıklarından bir bayanı odasına atmış ve zevkine bakıyordu..


29 Mart Akşam Üstü : ( Küçük Yemekhane  )
Asit : Beyler büyük bir sorunumuz var.
Ölüm Meleği : Dinliyoruz Asit.
Asit : Beyler zombiler hapishanenin kapısına dayandı. Artık buradan karadan giriş veya çıkış yok.
Ateş : İşte bu harika..
Tuncay : Evet bu paskalya..
Ölüm Meleği : Kaç tane zombi var ?
Asit : Yaklaşık 5000 tane. Sayılarıda ilerliyor dakikalar geçtikçe. Etrafımızı tamamen kuşatıyorlar.
Ateş : Lanet olsun.. Şimdi hapı yuttuk.
Asit : Sivilleri buradan tahliye edelim. Deniz Abla hepsini götürsün ?
Ölüm Meleği : Pınar ı almadan gitmeyecektir.
Asit : En son Pınar ı almak koşulu ile iki helikopter tahliye yaparlar buradan ?
Ölüm Meleği : Pınar bizim pazarlık anlaşmamız.
Asit : Oda doğru ya..  Bir çaresine bakacağız..


Bu sırada...
Berna yemekhanenin kapısından içeriye girer.
Ateş : Müsaadenizle beyler..
Ateş ve Berna dışarıya konuşmaya çıkarlar.
Berna : Aşkım sana bir şey söylemem gerekiyor.
Ateş : Tabikide canım.
Berna : İki aydır adet görmüyorum.
Ateş : Yani ?
Berna : Dün Deniz ablaya sorunumdan bahsettim.
Ateş : Evet canım.
Berna : Hamileymişim canım. Tebrikler baba oluyorsun.
Ateş : Baba mı oluyorum ?
Berna : Ne o sevinmedin mi ?
Ateş : Sevindim sevinmesine de şaşırdım.
Berna : Neden şaşırdın.
Ateş : Böyle bir dünya da..
Berna : Dünya mızı kendimiz kurabiliriz..
Ateş : Farkındayım ama abimleri de bırakamam.
Berna : Bırakamazsan ölüp gideceğiz  Ateş  bey.. Yeğenine sahip çıksın o zaman ..
Ateş : Sen odamıza geç ben abimle konuşacağım.
Berna : Tamam..

Ateş : Abi seninle bir şey konuşabilir miyiz ?
Ölüm Meleği : Bu Berna nın hiç derdi bitmiyor ki..
Ateş : Abi durum ciddi.
Ölüm Meleği : Eminim öyledir.
Ateş ve Ölüm Meleği Avluya çıktılar.
Ateş : Abi Berna Hamile..
Ölüm Meleği : Ne !
Ateş : Doğru duydun abi Berna Hamile.
Ölüm Meleği : Sen kafayı mı ? yedin bu dünyaya bir bebek getirmek ..
Ateş : Abi oldu işte..
Ölüm Meleği : Lanet olsun.
Ateş : Berna ile evlenmemiz lazım. Nikah ı kim kıyacak.
Ölüm Meleği : Nikah işlemleri için mi beni davet ettin ?
Ateş : Hayır. Biz Berna ile Deniz Ablanın üstüne gitmek istiyoruz. Çocuğumuz burada doğmasın.
Ölüm Meleği : Harika. Seni anlıyorum. Hiç Yoksa anlamaya çalışıyorum. Benden ne istiyorsun ?
Ateş : İznini almaya geldim. ve seninde benimle gelmeni istiyorum.
Ölüm Meleği : Seninle gelmeyeceğimi biliyorsun. Sana DxN üstünde mutluluklar.. Abin öldü say.
Asit : Ama sen benim abimsin.
Ölüm Meleği : Evet sonsuz a dek senin abin olarak kalmayacağım. Sana mutluluklar. Nikah ınıda Sebastian kaptandır o kıyar.
Ateş : Tamam abi...
2 Nisan 2010
Ateş ve Berna Hapishane avlusunda evleniyorlardı. Doktor Deniz  Ateş  ve Berna yıda yanında götürecekti düğünden sonra. Düğünü Sebastian kıyacaktı. Doktor Deniz Bütün sivilleri özellikle de Pınar ıda yanında götüreceği için zafer kazanmıştı. Ölüm Meleği veya Mirza nın bir saldırısına karşı sigorta olarak  Ateş Berna ve Yeni Doğacak Bebekleri DxN in arayıp da bulamadığı bir fırsat olacaktı.

2 Nisan 2012 Pazartesi

17. Bölüm : Ben Bu Şöhreti Tek Gecede Kazanmadım


1989 İzmit çocuk esirgeme kurumu : 


Çocuk : Doktor Bey Atfedersiniz bir şey sorabilir miyim ? 
Doktor Bey : Tab ikide evlat. 
Çocuk : Kızınız artık neden buraya gelmiyor ? O benim sahip olduğum tek arkadaşımdı ? diğer çocuklar benden büyükler ve benimle oynamak istemiyorlar. 
Doktor Bey : Annesi izin vermiyor gelmesine. 
Çocuk : Anlıyorum. Haklı tab ikide hanım efendi. Kim ister çocuğunun oyun arkadaşının annesiz babasız evsiz biri olmasını. 
Doktor Bey : Öyle düşünme.  
Çocuk : Bana söyledikleriniz hiç birinde başarılı değilim ben. Rap müzik yapmak istiyorum ama dinlediğim parçalar yabancı kelimeler kullanılıyor. Ama bir gün bir şarkı yazacağım. Futbol oynamak çok istiyorum ama çocuklar beni aralarına kabul etmiyorlar. 
Doktor Bey : Bizde seninle bir hafta sonu beraber oynarız futbol olur mu ? Belki Zeynep te gelir. 
Çocuk : Çok mutlu olurum .. 


6 Hafta Sonra 1989 Asar dere piknik alanı Gölcük .. 


Doktor Bey : Hadi al bakalım topu. 
Çocuk : Aldım. 
Doktor Bey : Hadi oynayalım beraber seninle. 
Çocuk : Tamam. 


Doktor Bey ve Çocuk saatler boyu futbol oynadılar. Çocuk o kadar mutluydu ki hayatta hiç olmadığı kadar. Çocuk hayatında ilk kez arabaya binmiş ve hayatında ilk kez çocuk esirgeme kurumunun dışına çıkmıştı doğduğundan bu yana. Belki hayattın da tek anlatacağı anıda bu olacaktı çocukluğuna dair. 


1 ay sonra 


Doktor Bey : Al işte Zeynep zeynep diyordun bak bugün oda geldi. 
Çocuk : Teşekkür ederim. 
Zeynep : Merhaba ..
Çocuk : Merhaba.. 
Doktor Bey : Siz hadi uslu uslu oynayın ben içerideki hastalara bakıp geleceğim. 
Zeynep : Sen neden burada yaşıyorsun ? 
Çocuk : Beni sanırım kimse sevmediği için buradayım. 
Zeynep : Seni kimse sevmiyor mu ? 
Çocuk : Sanırım beni kimse sevmiyor.
Zeynep : Olsun üzülme. 
Çocuk : Üzülmek ne demek ?   
Zeynep : Bilmem ki. Böyle mutlu olmanın tam tersi. 
Çocuk : Mutlu olmak ne demek ? 
Zeynep : Babam gelince ona sorarsın oldu mu ben anlatamayacağım.
Çocuk : Peki. Doktor Bey gelince ona sorarım. 
Zeynep : Hadi oynayalım.. 
Çocuk : Hadi.. 


Zeynep ve Çocuk .. Çocuk esirgeme kurumunun bahçesinde doyasıya oynadılar. Saklambaç oynadılar. Yakalamaca oynadılar. Doktor Bey de çocuklar daha fazla oynasın diye müdür ün odasında oturmuş onları izliyordu. 
Çocuk Esirgeme Müdürü  : İstediğiniz dosyayı getirdim. 
Doktor Bey : Teşekkür ederim. Bu lütfen aramızda kalsın. 
Çocuk Esirgeme Müdürü : Tab ikide Doktor Bey. Ben müsaadenizle biraz etrafa bakayım. 
Doktor Bey : Tab ikide lütfen ben varım diye işinizden geri kalmayın. 


Doktor Bey in istediği dosya çocuğun dosyasıydı. Dikkatli ve uzun uzun inceledi.  
Dosyayı çantasının içine koydu ve siyah deri çantasını aldığı gibi odadan çıktı. Zeynep hadi kızım gidiyoruz diye seslendi.
Zeynep : Ne olur baba biraz daha kalalım. 
Çocuk : Gidiyor musunuz ? 
Zeynep : Evet gitmek zorundayız. Sen babama mutluluk ve üzülmeyi soracaktın ?
Çocuk : Yok ikisini de anladım. 
Zeynep : Nasıl ? 
Çocuk : Mutluluk senin yanımda olup beraber oynadığımız an.. Üzülmek te senin buradan gidişin. 
Zeynep : Görüşürüz. 
Çocuk : Görüşürüz. 


Günümüz. Adrenalin Ceza Evi ..  20 Mart 2010 




Arzu odasında feci şekilde dövülmüş abisinin yaralarını sarıyordu. Kapıdan içeriye Mirza girdi. Kenan a yiyecek bir şeyler ve pansuman için gerekli malzemeler getirmişti. 
Arzu : Hangi yüzle buraya geliyorsun ! 
Mirza : Kendi yüzümle. 
Arzu : Abimi korusan ölür müydün ? 
Mirza : Ölebilirdim. 
Arzu : Sen nasıl bir askersin. Halkın için savaşmadıktan sonra neye yarıyor askerliğin ? 
Mirza : Sanırım haklısınız. İyi günler. Geçmiş olsun. 
Arzu : Hepiniz aynısınız. Allah belanızı versin. 
Mirza : Eyvallah. 


Ölüm Meleği küçük yemekhanede oturmuş sigara yakmış ve içkisini yudumluyordu. Sinirden elleri titriyordu. Ateş kapıdan içeriye girdi. 
Ateş : Abi izin verseydin de Mirza nın işini bitirseydim. 
Ölüm Meleği : Ateş hiç düşünmeden dördümüzün karşısına tek başına çıktı farkında mısın? 
Ateş : Farkındayım. Buna aptal cesareti denir. 
Ölüm Meleği : Buna hepinizi birden keseceğime inanıyorum da denebilir. 
Ateş : Hepimizi birden öldürmesi imkansızdı. Nasıl dövüştüğünü gördüm. Hep ölümcül noktalara vuruyor. 
Ölüm Meleği : 7 askerin hepsini öldürmesi 3 saniyesini aldı. O askerler iyi yada köyü Adrenalin timindeydiler. ve bunu yaparken silah dahi kullanmadı. 
Ateş : Endişeni anlıyorum ama. 
Ölüm Meleği : O benim dostum Ateş. Sende benim kardeşimsin. Bu bahsi kapatalım. 
Ateş : Herkesin gözü önünde bizim karizmamızı tek başına çizen adam mı? senin dostun ? 
Ölüm Meleği : Mirza burada var diye saldırı yemiyoruz. Mirza burada var diye güvendeyiz. 
Ateş : Alfa-Star dan sadece iki kişi kaldılar farkında mısın ? 
Ölüm Meleği : İki kişi kalmaları 10 kişi kalmalarından daha kötü inan bana. Senin kaybedecek bir kız arkadaşın var. Bir abin var. Onlar için ölmek şeref. 
Mirza kapıdan içeri girer.. 
Ölüm Meleği : Şeref nedir Mirza ? 
Mirza : Şeref Ölümdür .. 
Ölüm Meleği : Şerefsizlik nedir ? 
Mirza : Ölmekten korkmak Ölmekten kaçmaktır. 
Ölüm Meleği : Sen neyden korkarsın bu hayatta ? 
Mirza : Korkmaktan korkarım. 
Ölüm Meleği : Hayatta kaybedecek neyin var Mirza ? 
Mirza : Me - i - re - ze ve a ..Bunlar dışında kaybedecek hiç bir şeyim yok. 
Ölüm Meleği : Bize katılmak ister misin ? 
Mirza : Teşekkür ederim misafir perverliğiniz için ama Sebastian burada mı ? Diye bakmaya geldim. 
Ölüm Meleği : Burada yok. Görmedim. 
Mirza : Teşekkür ederim görüşürüz eski dost. 
Ölüm Meleği : Görüşürüz eski dost. 


Doktor Deniz ; Kenan ile Arzunun kaldığı odadan içeri girdi. 
Doktor Deniz : Arzu Abini kim bu hale getirdi ? 
Arzu : Ölüm Meleği .. 
Doktor Deniz : Neden ? 
Arzu : Sözde Sen ve Ölüm Meleği sevgiliymişsiniz. ve Mirza yı kullanıyormuşsunuz. Abim bunları Mirza ya söyledi. Mirza da Ölüm Meleği ne . Ölüm Meleği de abimi dövdü. 
Doktor Deniz : Yaralarına bir bakayım 
Arzu : Ne komik değil mi ? 
Doktor Deniz : Komik olan nedir ? 
Arzu : Abimin bu halde olmasının asıl nedeni sensin ve onu masum bir şekilde tedavi etmeye çalışıyorsun. 
Doktor Deniz : Onu bu hale ben getirmedim. Ben şiddete karşı birisiyim. Abin ile askerler arasında bir sorun yaşandı ise bu benim yüzümden olamaz. Çünkü abini tanımıyorum Askerler serttir. Özellikle DXN - Adrenalin yada Alfa-Star askerleri. O yüzden sizlere tavsiyem Abin gibi eli kalem tutan birisinin onları yönlendirmeye çalışır ise sonunun bu olacağıdır. 
Arzu : Birde ahkam kesiyor şuna bak. 
Doktor Deniz : Ahkam filan kesmiyorum. Askerler birer kas yığını ve savaşçı tipler olmadığını en az bizler kadar zeki ve kurnaz olduklarını savunuyorum. 
Arzu : Defol buradan. 
Doktor Deniz : Senin için değil abini tedavi etmek için buradayım. Lütfen işimi yapmama izin ver. 
Arzu : Defol buradan sana ihtiyacımız yok ! sen gelmeden önce her şey çok güzeldi. 
Doktor Deniz : Bu anlamsız saldırganlığının sebebi Ölüm Meleği sanırım. Ona aşıksın.
Arzu : Olabilir ona aşık olabilirim.  Bu seni ilgilendirmez.. 
Doktor Deniz : Evet o beni ilgilendirmez ama işimi yapmamı engellersen bu beni engeller. 


DXN Üstü .. Marmara Denizi Açıklarında Bir Gemi : 


Dilek : Doktor Deniz Hanım size şu mesajı göndermemi istedi ' 78737 96624 5374 4294152946 83 427474263 52747462 92546 2472546 247 42382 76672 
DXN : Tamamdır. Teşekkürler . Kan tahlili bir iki saate kadar çıkar. Ne durumdasınız orada ? 
Dilek : Adrenalin askerleri var Alfa - Star dan iki asker daha var. Hapishane onların kontrolünde kızı çıkartamıyoruz. 
DXN : Oradan kızı tereyağından bal çeker gibi çıkartırız siz merak etmeyin. Bizim işaretimizi bekleyin. 
Dilek : İşaret nedir ?
DXN : Doktor Deniz anlayacaktır. 
Dilek : Peki. 
DXN : Alfa - Star dan kim kurtulmuş ? 
Dilek : Mirza ve Sebastian. 
DXN : İnanmıyorum. İzmir de öldüklerini sanıyorduk. Öldüklerini sanmakla hata etmişiz. 
Dilek : Adrenalin den 7 askeri tek başına bir kaç saniyede öldürdü Mirza .. Bizde müdahale etseydik muhtemelen bizi de öldürecekti.
DXN : Mirza kadınlara kızlara çocuklara yaşlılara ve silahsız erkeklere zarar vermez. Muhtemelen bir şey olmuştur. 
Dilek : 7 Asker çok laf söylediler. 
DXN : Şu hayatta tanıyabileceğin en sabırlı insan Mirza dır. Ama sana karşı sabrı bittiğinde kesinlikle ölmüşsündür. Tahlilleriniz de çıktı. Doktor Deniz i orada yalnız bırakmayın. Siz yolunuza doğru koyulun sonra görüşürüz. Doktor Deniz e bizim işaretimizi beklemesini söyleyin. 




Helikopter tekrardan hapishane avlusuna inmiştir.Esra koşar adımlar ile Doktor Deniz'e tahlilleri verdi. Doktor Deniz sonuçlarını teker teker dikkatli bir şekilde kontrol etti. Diz üstü bilgisayarından bir şeyler baktı. Doktor Deniz gözlerine inanamamış çok şaşırmış gibiydi. 
Doktor Deniz : Sezin Melda Esra Dilek .. 
Sezin : Emredin.
Melda : Emredin.
Esra : Emredin  
Dilek : Emredin. 
Doktor Deniz : Askerler için getirdiğimiz giysileri ve hediyeleri kasadan çıkartın. Psko soldiers i ve Alfa-Star ı ve herkesi yemekhanede yaklaşık iki saat sonra onlarla görüşeceğimi söyleyin hadi kızlar acele edin. 
Kızlar Doktor Deniz in emri ile hemen acele bir şekilde iki saat sonraki organizasyon için hazırlık yapmaya başladılar.  Yemekhanede herkes toplanmıştı.  Herkes merak içinde Doktor Deniz in ne söyleyeceğini bekliyordu.Doktor Deniz İki saate 5 dakika kala yemekhaneden içeri girdi. Ve emrinde olan kızlara askerlerin adlarının üzerinde yazdığı kolileri onlara verir misiniz dedi. Kızlar direk olarak emrini yerine getiriyorlardı. Kızlar kolileri sahiplerine verirken Doktor Deniz ise söze başladı 
Doktor Deniz : Bütün dünya kaos içinde yaklaşık 1 yıla yakın bir süredir. Annenizi babanızı kardeşlerinizi çocuklarınızı kocanızı karınızı akrabalarınızı kaybettiniz. Evlerinizden oldunuz. İşlerinizden; sevgilinizden arabanızdan. Türkiye de bu zombi terörü ile maalesef görüldü. Ve yaklaşık 80 Milyon Türk halkının 40 Milyona yakını Zombi oldu. 10 Milyon kadarı da ya öldürüldü yada zombiler tarafından parçalanarak yenildi. Bütün şehirleri gözetleyen kameramız sonunda en ufak detayla büyük birini buldu. Bu kız burada bulunan 107 kişinin hayatından bile daha önemli. Bu kızın kanı zombi salgını için tam anlamıyla bir anti serum. Ve şimdiye kadar yapılan en iyi anti serum dan 150 kat daha güçlü. Bu demek oluyor ki bir insan ısırıldıktan sonra Pınar ın kanından yapılacak bir anti serum ile 3 gün içinde zombiye dönüşme riski Bir milyarda bir gibi bir riske sahip olacaktır. Amacımızın sizi kandırmak olmadığını bilmenizi isterim. Niyetimiz hepinizin hayatlarını kurtarmaktır. Askerlerden çoğu ile uzun zamandır tanışırız. Sözümün eri olduğunu hepsi bilir. Bizimle gelmek isteyen askerler dahi olsa onların da güvenliğini sağlayacağıma söz veriyorum.


Doktor Deniz in bu etkili konuşması yemekhane de bulunan 107 kişinin 100 ünü de etkilemişti. Sivillerin tamamı gitme taraftarıydı. 


Ölüm Meleği : Bizim gitmemize olanak yok Doktor Zombi. Bizim Adrenalin yada DXN adına artık çalışmayacağımızı bilmeniz gerek.Senelerce bütün pis işlerinizi bize yaptırtıp sonra da bağrınıza mı ? basacaksınız bizi. Ayrıca Pınar ı da size alın bu kızdan anti vürüs yapın diye vereceğimizi sanıyorsanız sanırım hayal görüyorsunuz. 
Ateş : Adrenalin'e döndüğümüz takdir de anlaşma nasıl olacak ? 
Ölüm Meleği : Sen ne diyorsun Ateş .
Ateş : Duymak ve bilmek istiyorum Abi. 
Doktor Deniz : Psko Soldiers e iki tim asker verilecek Adrenalin askerlerinden. Ve Avrupa yakasında Mortem Üstünün Kontrolü size verilecek. Alfa - Star ise bize katılmayı arzu eder ise DXN bünyesine gelecekler. 
Ateş : Nerede bu Mortem Üstü ? 
Doktor Deniz : Onu söylemem şu anda yetkilerim içinde değil. 
Asit : Doğru söylediğinizi nereden bileceğiz ? 
Doktor Deniz : Doğru söylediğimi anlayabiliyorsunuz hepiniz. Bence oylama yapın. Bu anti - serum çok önemli.  
Ölüm Meleği : Anlaşma yapalım Doktor Zombi. 
Doktor Deniz : Dinliyorum Zombi Meleği. 
Ölüm Meleği : Mortem Avrupa yakası tamamen boşaltılacak tek bir sivil dahi görmek istemiyorum. Oranın kontrolü tamamen bize verildikten sonra kızı size vereceğiz. 
Doktor Deniz : Sen kafayı mı yedin ? Orada yaşayan bin beş yüze yakın sivil i nereye tesviye edeceğiz ? buraya mı alalım onları ? 
Ölüm Meleği : Benim anlaşmam budur. Ya kabul edersiniz. Yada kız bizde kalır. 
Doktor Deniz : Bunun o kızla ya da mortem üstüyle alakası yok ! bu senin egon ve kibrinle alakalı. Kişisel hesaplaşmalarını sonraya sakla burada insan hayatı söz konusu. 
Ölüm Meleği : Sen öyle san Doktor Zombi. 
Doktor Deniz : Sen ne diyorsun Mirza ? 
Mirza :Yaşıtlarımız sineklerin kanatlarını kopartmayı, kendi koluna jilet atmayı psikopatlık sanırken biz insanların kollarını kopardık insanların boyunlarını kestik. En iyi yaptığımız şey bu hayatta insan canı almak ve ölmemek oldu bir süre sonra. Devletim var olsun. Bu kız bir Türk vatandaşının bile güvenle huzurla yaşamasını sağlayacak ise Türk soyu bu kızın elindeyse bizler sadece birer piyonuz. Doktor Deniz Alfa-Star olarak kararımız kızın sizinle gitmesi yönündedir. Hiç bir talebimizde yoktur DXN veya Adrenalinden.
Doktor Deniz : Sizleri aramızda tekrar görmek istiyoruz. Sizler bu ülke için büyük değerlersiniz. 
Sebastian : Doktor Deniz Hanım. Mirza Son noktayı koydu sanırım. Bizim hiç bir talebimizin olmadığını.  
Doktor Deniz : Sadece ikiniz bu kaotik dünya da nasıl ayakta kalacaksınız ? Arkanızda güçlü bir oluşum olmadan ? 
Mirza : Biz bu şöhreti tek gecede yakalamadık ! Ben Mirza yım ! Buda Kardeşim Sebastian. Ölmek için size ihtiyacımız yokken yaşamak için mi size ihtiyacımız olacak ? 
Sebastian : Esse lamın Aleyküm . Mirza  ..  
Doktor Deniz : Peki siz bilirsiniz. 
Ölüm Meleği : Bizim şartlarımızı da Ağa zombilere iletirsin. Doktor Zombi. 
Doktor Deniz : İletirim tab ikide Zombi Meleği ! Hapishanenin etrafına gelmeye başlayan zombilere de iletirim istersen. Bu insanlar zombilerden değil sizlerden korkuyorlar sizlerden. Sen daha söylemedin değil mi bu insanlara ? Hapishanenin çevresin de zombiler görülmeye başlandığını. Her saatle birlikte daha fazlası gelecek buradan çıkmaz imkansız olacak. 
Ölüm Meleği : Bu kadar sivili düşünüyorsan madem al sivilleri git. Pınar ı biz koruruz. Doktor Zombi.  
Doktor Deniz : Lanet olsun sana.. 


Toplantı bitmişti. Psko Soldiers yemekhanede toplanmış derin tartışmalar içindeydi. Ateş ve Tuncay gitmek isterken Asit ve Ölüm Meleği daha temkinli ve daha yavaş davranıyordu. Onlar tartışırlarken Mirza odasında çoktan uykuya dalmıştı. Sebastian ise kitap okuyordu. 



25 Mart Gecesi .. 


Kenan ın içinde hırs ve nefret gün geçtikçe büyüyor öfkeden dolayı gözleri intikamdan başka hiç bir şey görmüyordu.  Berna ve Ateş ten intikam almak istiyordu. Ölüm Meleği tarafından dövülmesi ile öfkesi tam anlamıyla ayyuka çıkmıştı.  Zombilerin yarattığı kaos ve terör Kenan’ın umutlarını bir bir azaltmıştı. Kenan kabuslarında hep zombiye dönüştüğünü görüyor ve çığlıklar ile uyanıyordu. Kenanın bu durumdan dolayı pskolojisini iyiden iyiye bozulmaya başlamıştı. Zombiler gelmeden önce hayatı tam anlamıyla mükemmel giden başarılı bir avukat olan Kenan bir anda pasif bir insan olmuştu. Sokakta görüp te burun kıvıracağı selam vermeyeceği insanlarla muhat-tap oluyor silahlara ve askerlere karşı büyük bir nefret ile yaşamış ve onu yasaların değil askerlerin koruması sinirlerini bozuyordu. Kenan kardeşi arzu ile kaldığı odasında kendini kapana kısılmış bir hayvan gibi hissediyordu.  Mirza ve Sebastian la koalisyon yapmak istemiş ama onlarda Kenan ı kale almamışlardı.  Kenan ın hayatında evi arabası kız kardeşi annesi babası ve sevgilisi olan başarılı bir avukatken etkisiz eleman olması sinirlerini bozmaya yetiyordu.  Babasını ve annesi zombiler tarafından parçalanırken izlemiş ve korkaklığından dolayı annesi ve babası zombiler tarafından canlı canlı yenerken izlemişti. Annesinin ve babasının acıdan çektiği çığlıkları hala kulaklarında duyardı. Arzu ve Berna ile zombilerden kaçarken yanlarında bulunan iki arkadaşının geride kaldığında onları bırakıp arkasına bile bakmadan kaçmıştı. Arkadaşlarını da ölüme terk etmişti. Tıpkı annesi ile babasını ölüme terk ettiği gibi. Arkadaşlarını da ölüme terk etmişti. Onların vicdanı içinde yaraydı. Vicdan azabını derinden çekiyordu.  Hayatında artık kız kardeşi arzu dan başka hiç bir şey kalmamıştı. Elinde avucunda hiç bir şey kalmamış bu adam yaşamının geri kalanında ne olacağı belirsiz bir şekilde hayatına devam ediyordu. Vicdanen rahatsızdı. Huzurla uyuyamıyor ne zaman uykuya dalsa Annesini babasını ve geride bıraktığı iki arkadaşını görüyordu.  Onların sesini kulaklarında hissediyordu. Annesinin Kenan diye son barışını duyuyordu. Bazı geceler oturup ağlıyordu. Ama onu en çok çok sevdiği kız arkadaşı Berna nın yaptıkları üzmüştü. En çok Berna sız kaldığı için üzülüyordu.  Berna nın değişen dünya da saf değiştirmesini kaldıramıyordu. Çok gururuna dokunmuştu Berna nın ona karşı yaptıklarına.  
Zombilerin yarattığı bu terörden sonra hayatı boyunca bir daha ön planda olmayacağını düşüncesi de beynini benliğini kişiliğini etkiliyordu. Hayatındaki bunca zaman bunca yıl hep ön planda olmuş. Kızlar tarafından ilgi görmüş yakışıklı ve karizmatik avukat geri planda kalmıştı. Yakışıklılığın karizmanın paranın güç ve iktidarın şekil değiştirdiği dünya artık güçlülerin ve savaşanların dünyası olmuştu. Bu sinir harbine ne kadar daha dayanacağını bilmiyordu. Başına ağrılar giriyordu. Artık yaşamak için direnci kendisi gösteremiyordu. Yaşamak için hiç bir nedeni de kalmamıştı. 
Odasına gitti. Kapıyı kapattı ve kapıyı kilitledi. Kardeşinin yastığına sanki kardeşiymiş gibi kokladı. Çarşaflardan bir ip yaptı. Çarşafı boynuna ilmik gibi geçirdi. Sandalyenin üzerine çıktı. Gözlerini kapattı. Dakikalar geçti ama hala sandalye ye tekmeyi atamıyordu. Arzu geldi aklına. Abisini güçsüz olduğunu düşünecekti kardeşi. Berna ve Ateş günlerini gün etmeye devam edeceklerdi. Annesinin Babasının ve geride bıraktığı iki arkadaşının intikamını alamadan bu dünyadan gidecekti. Hepsini düşündü ve ilmiği boynundan çıkartı. Annemin ve Babamın çektiği acıyı bunlarda çekecek hepsine ödeteceğim diyordu kendi kendine. Bir plan yaptı. Kapının önüne yığılmış olan zombileri bir gece vakti içeriye alacak ve bütün hapishane yi zombiler basacaktı. Planı için uygun anı beklemeye başladı.