uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

22 Haziran 2015 Pazartesi

72. Bölüm Survival Sonu.

Ölüm Meleği karargahta otururken birden yanına sansar geldi. Sansar ağzında lafları eveleyip geveliyordu. Ölüm Meleği '' Ne oldu Sansar lafı dolandırma '' diyerek bağırdı. Sansar başını önüne eğdi ve '' Efendim , Ağabey sizi bekliyor '' dedi. Ölüm Meleği ayağa kalktı. '' Nerede beni bekliyor '' diyerek kapıdan dışarı çıkarak toplantı odasına yöneldi.

Ağabey '' Hoş geldin ''
Ölüm '' Sizde hoş geldiniz ''
Ağabey '' Senin bir sözün vardı ? Kardeşini yakalamak ile ilgili. O sözüne ne oldu ? ''
Ölüm '' Hala geçerli. Fakat şu anda bizlere karşı bir eylemi ve zararı olmadığından sivilleri kurtarıyoruz biliyorsun ''
Ağabey '' O Sessiz sakin kimseye zararı olmayan çocuk. Yahudiler ve Nilay ile iş birliğine girdi. Şu anda Antalya'da Yanar taş mevkindeki kaledeler. Ya sen durdur sözünü tut. Yada biz durduralım. Tercih senindir. ''
Ölüm '' Argo'nun peşine Rusya'ya gitmeye hazırlanıyordum. Rusya ile ittifak halindeler. Bu bizim için çok daha ciddi bir sorun. ''
Ağabey '' Konsey kararını verdi. Rusya ile savaşmak şu anda akıl karı değil. Asıl iş iç meseleyi halletmek. Zaten tüm hazırlıklarımız son savaş üstüne kurulu. Sende biliyorsun. ''
Ölüm '' Peki Ağabey. Sözümü tutacağım. Şafak ile birlikte yanımdaki korumalarımla gider kafalarını kopartır gelirim ''
Ağabey '' İyi haberlerini bekliyorum Ölüm. Allah yar ve yardımcın olsun ''

Ölüm Meleği ağır adımlar ile çıktı dışarıya. Sansar hemen kapıda onu bekliyordu. '' Adamları topla. Şafakta gidiyoruz. '' Sansar meraklı bir şekilde '' Nereye komutanım '' diye sordu. Ölüm'e diye cevap verdi. Ölüme..  Bir kaç gün önce bilgisi gelmişti aslında Asit tarafından. Fakat dinlendiklerini düşünerek operasyonu ertelemişti. Operasyonu sadece kendi ve güvendiği askerleri bilirse Ateş'e zarar verme olasılığı düşer diye düşünüyordu. Fakat herkes öğrenmişti. Asit muhbir miydi ? Ölüm Meleği bunu düşünmek dahi istemiyordu.

Ölüm Meleği odasına doğru giderken karşısında Kali'yi gördü. Ufak kız kardeşi. Kocaman sarıldı ona. Sıcacık. Belkide kardeşini son kez göreceğini düşündü.  Kendi gibi Kardeşi'de bir titandı. Onu nasıl ele geçireceğini bilmiyordu. Fakat söz sözdü. Ateş ölürdü fakat teslim olmazdı. Kali'nin elini omuzuna attı Kali'de abisinin beline elini dolamıştı. Neşeli bir şekilde yürüyordu Kali. Olacaklardan habersiz. Sonra ise Deniz'i gördüler. Deniz ile sarıldı Ölüm Meleği. Deniz'in gözleri parlıyordu. Bir anlam veremedi başta.
Kali ile Deniz sanki ondan bir şeyler saklıyorlardı. Fakat aldırış etmedi Ölüm Meleği. Kardeşi ile tekrardan karşı karşıya gelecek olmanın stresi ile yaşıyordu. Tüm aile o akşam yemeğinde buluştular.

Ölüm Meleği , Annesi, Babası, Deniz ve Kali. Deniz'in ailesi de yoldaydı. Ölüm Meleği onlarıda aldırtacaktı yanlarına. Daha güvenli olacağını düşünüyordu onlarında yanlarında olması. Ölüm Meleği düşünceli olmasına rağmen pek çaktırmıyordu olan biteni. Ortama ayak uydurmaya çalışıyordu.

Deniz söze girdi. '' Lafı çok uzatmayacağım. Zombi Meleği ve Benim çocuklarımız oluyor. Hemde iki tane. Biri kız biri erkek. İkiz ''

Bu sözler karşısında herkes bir anda gülmeye başladı. Bir kişi hariç. Oda Ölüm Meleğinden başkası değildi. Doğmamış çocuklarının amcaları ile yarın savaşmaya gidecekti. Güldü. Tebessüm etti. Sevinmişti oda. Deniz'e sarıldı. '' Neden daha önce söylemedin '' diye Deniz'e birazda olsa takıldı. Kali atladı hemen '' Ee abi söylese bu toplanmamız boşuna olacaktı '' dedi. Ölüm Meleği güldü ve '' sende biliyordun değil mi ? hınzır diyerek kız kardeşine de sarıldı. Tüm akşam güzel bir yemek ve mutlu bir aile tablosu içinde kaldılar..

Gece olmuştu. Deniz Ölüm Meleği'nin göğsünde yatıyordu. Uyumuştu. Fakat Ölüm Meleği'nin gözüne hiç bir şekilde uyku girmiyordu. Gözleri açık bir şekilde tavana bakıyordu. Mirza ve Sebastian'ın ölümlerine sebep olduğu için Ateş'i hiç bir zaman affetmeyecek olsa da genede seviyordu kardeşini.

Birazda olsa uykuya dalmıştı. Sonra ise saatin 05.00 olması ile birlikte alarmın ötmesine gözlerini açtı. Saati kapattı. Deniz'e sarıldı. Deniz'in karnını okşadı. Sonrasında ise askeri üniformasını sırtına geçirdi. Titanyum kurşunları olan iki tabancasını kontrol etti. Titanyum ile kaplattığı kılıcını yanına aldı ne olur ne olmaz diye. Son kez bakar gibi Deniz'e baktı. Deniz huzur ve güvenle uyuyordu.

Ölüm Meleği ağır adımlar ile odasından çıktı. Helikoptere doğru yürüyordu. Sansar onu kapıda karşıladı ve selamını verdi.
Ölüm '' Adamları topladın mı ? ''
Sansar '' Evet efendim.  Kali, Asit , Tuncay, Kurşun ve Zehir ''
Ölüm '' Kali nereden çıktı ? ''
Sansar '' Efendim bilmiyorum. Helikopterde oturuyor ''
Ölüm '' Anlaşıldı Sansar. Ekibe yeni katılan Sedat ve Yasin nerede ? ''
Sansar '' Efendim onlarda burada. Fakat onlara görev verdim. Eşyaları taşıyorlar. ''
Ölüm '' İyi. Söyle onlarda geliyor. Umarım eğitimleri tamdır Sansar ''
Sansar '' Eğitimleri tam komutanım. Eğer hazır değillerse de ölürler komutanım. ''
Ölüm '' Ölmesinler. ''
Sansar '' Emredersiniz Komutanım ''

Sansar Sedat'a doğru baktı. Er Şahinöz işini bitir ve helikopterdeki yerini al ''
Sedat Şahinöz '' Emredersiniz Komutanım ''
Sansar Yasin'e doğru baktı. Yasin'de oflanarak eşyaları taşıyordu.
'' Er Erol işini bitir ve helikopterdeki yerini al ''
Yasin '' Emredersiniz komutanım ''

Ölüm Meleği bu esnada Helikoptere doğru yürüdü. Kali manikür yapıyordu tırnaklarına. Abisini görüncede '' Hoş geldin Abi , bizde seni bekliyorduk '' dedi gülerek. Fakat Ölüm Meleği gülmüyordu.

Ölüm '' Tuncay bunu kim aldı helikoptere ''
Tuncay '' Ben ne bileyim Ölüm. Geldiğimde buradaydı. Onun gelmesi fark etmeyeceğini düşündüm. ''
Ölüm '' Fark ediyormuş demek ki ''
Tuncay '' Bazı durumlarda fark edermiş ''

Ölüm Meleği Kali'yi tuttuğu gibi helikopterden dışarıya çıkardı. Kardeşine ilk kez sert davranıyordu.

Ölüm '' Kali biz burada çocuk oyuncağı oynamıyoruz. Burada gördüğün her adam benim için ve ay yıldız için ölmeye hazır. Seni ekibimde istemiyorum ve sen burada kalacaksın. Eğer tartışmak istiyorsan da seni bağlayıp öyle hareket etmek zorunda kalacağım ''
Kali '' Ama Abi. ''
Ölüm '' Aması maması yok. Ben israil ile savaşırken birde Kali'nin başına bir şey geldimi diye düşünürsem savaşamam. Sen burada Babamızı Annemizi, Denizi ve çocuklarımızı koruyacaksın ''
Kali '' Ben Alfa-Star B askeriyim. Unuttun mu ? ''
Ölüm '' Kimin askeri olman umurumda bile değil. Alfa-Star A nerede hepsi toprağın altında. En iyileri Sebastian'dı hani ? Ha yenilmez kral Mirza'ya ne demeli ? Hepsi şimdi toprak altında. Yada Amerikada et et diye geziyorlar. Onlar yeterince iyi olsalardı ölüp gitmezlerdi. Şimdi lafımı dinle Asker bu bir emirdir. ''
Kali '' Emredersin. Zombi Meleği ! ''

Kali arkasını döndü ve yürümeye başladı. Kurşun ve Zehir geliyorlardı. Kurşun ve Zehir'in tam ortasından geçerken ikisine birden omuz attı Kali.

Ölüm '' Siz nerdesiniz ? '' diye bağırdı Kurşun ve Zehir'e. İki askerde anlam veremedi Ölüm Meleği'nin bu ani tepkisine.
Kurşun '' Buradayız komutanım herşeyi aldık mı ? diye kontrol etmek istedik ''
Ölüm '' Binin helikoptere acele edin. Fazla vaktimiz yok. Akşama burada olmak ve ailemle yemek yemek istiyorum ''
Zehir '' Emredersiniz komutanım ''
Ölüm '' Asit nerede ? ''
Kurşun '' Görmedik komutanım ''

Ölüm Meleği '' Tuncay Asit Nerede ? ''
Asit '' Buradayım Komutanım. '' Helikopterin yan koltuğunda bilgisayar ile bir şeylere bakıyordu. Ölüm Meleği sinirden onu görememişti.
Ölüm '' Sansar hazır mısınız ? ''

Sansar '' Bir dakika içinde hazırız komutanım ''
Sansar '' Komutanımızın emri Sedat Şahinöz ve Yasin Erol kesinlikle ölmeyeceksiniz. Ve Ucuz kahramanlık peşinde koşmayacaksınız. Bu görevi tek başınıza bitirseniz bile sizin göğsünüze takılacak tek şey kurşun çekirdeği olacaktır. Anlaşıldı mı ? ''
Yasin ve Sedat '' Emredersiniz Komutanım ''
Sansar '' İkinci bir emre kadar Ölmenizi yasaklıyorum ''
Sedat ve Yasin '' Emredersiniz Komutanım ''
Sansar '' Hadi helikoptere ''

Ölüm '' Asit sende helikopterin arka tarafına gel. Anlatacaklarım var sizlere ''
Asit '' Emredersiniz komutanım ''
Tuncay '' Ben kaldım burada ''
Ölüm '' Çalıştır kara kuşuda gidelim Tuncay Dün söylediğim yere doğru ''
Tuncay '' Eyvallah Adamım ''

Tuncay helikopteri kaldırmıştı. Savaş helikopteri hızlı bir şekilde Antalya'ya doğru yola çıkmıştı. Daha güneş bile doğmamıştı.

Ölüm '' Arkadaşlar kardeşim Ateş'i tanıyorsunuz. İsyan çıkardı. Onu ve adamlarını ölü yada diri ele geçirmemiz isteniyor. Ateş'in yanındaki destekçilerini öldürmenizde hiç bir sakınca göremiyorum. Öldürün. Fakat Ateş'i öldürmek zorunda değilseniz bana bırakın. Anlaşıldı mı ? ''
Hep bir ağızdan '' Emredersiniz komutanım '' dedi askerler. İki Saat dinlenebilirsiniz şimdi. diyerek Ölüm Meleği Tuncay'ın yanına geçti.

Tuncay '' Neden bu kadar gerginsin Adamım ''
Ölüm '' Bilmiyorum Tuncay. kardeşim ile karşı karşıya gelmek canımı sıkıyor hepsi bu ''
Tuncay '' Bunu kardeş veya ağabey hesaplaşması olarak görmesen daha kolay atlatırsın ''
Ölüm '' Sana göre hava hoş. Her şeye fark etmez diyen bir yapın var ''
Tuncay '' Fark etsem ne olacak ki ? Antalya 'ya gidiyoruz. Fark etmez diyeceğim tabi. Nasıl diyorlar görev görevdir Ölüm ''
Ölüm '' Keşke senin gibi düşünebilsem.. ''


2 saat sonra. Antalya Kemer

Tuncay '' Herkes kemerlerini bağlasın. İniyoruz. ''
Tuncay boş bir arsaya iniş yaptı. Güneşin ilk ışıkları vuruyordu helikopterin camına. Sansar bir anda '' Kıpırdayın kıpırdayın diye bağırarak Kurşun Zehir Yasin ve Sedat'ı dışarıya çıkardıktan sonra kendisi de dışarıya çıktı. '' Tam siper yere '' diye bağırarak ikinci emrini verdi. Sansar'ın amacı olası bir zombi saldırısına karşı komutanını korumaktı. Fakat bilmiyordu ki Ölüm Meleği Zombiler ile konuşabiliyor hatta onlara hükmettiğini.

Ölüm Meleği helikopterden indi. Etrafına baktı. Asit diye seslendi. Asit hemen yanına doğru koştu.

Ölüm '' Asit kale ne tarafta ? ''
Asit '' Komutanım kale 3 kilometre güneyimizde ''
Ölüm '' Uydu görüntülerinde bir şey görebiliyor musun ? ''
Asit '' Hayır komutanım göremiyorum.  Uydumuz düştü''
Ölüm '' Uydu düştümü ? Sansar uydunun düştüğünden benim neden haberim yok ''
Sansar '' Komutanım biliyorsunuz diye düşündüm ''
Ölüm '' Neyi bilip neyi bilmeyeceğime bundan sonra sen değil ben karar veririm. Anlaşıldı mı ? ''
Sansar '' Emredersiniz komutanım ''

Hızlıca tek sıra halinde yürümeye başladılar. Önden Sansar gidiyordu. Arkasından ise Sedat ve Yasin geliyorlardı. Onların hemen arkalarında Kurşun ve Zehir vardı. Nilay'ın iki oğlu. Annelerine karşı savaşacaklarından habersizlerdi. Onların arkalarından ise Ölüm Meleği yürüyordu. En sonda ise Asit ve Tuncay gelmekteydi.

Sonunda ağaçların arasında Sansar dur işareti yaptı. Çok yüksek olmayan iki iki bucuk metrelik duvarların arasında bir yerdi burası. Kaleden daha çok otele benziyordu. Etrafta vurulmuş ve yatan zombiler vardı. Ölüm Meleği en arkadan öne doğru geldi.

Ölüm '' Beyler şimdi ben içeriye dalacağım. Silah sesini duyduktan sonra ön kapıyı kırarak içeriye gireceksiniz. Sedat keskin nişancıları hallet hemen. ''
Sedat '' Emredersiniz ''

Sedat snierin ucuna susturucuyu taktı ve ön tarafta duran iki keskin nişancıyı öldürdü. Ölüm Meleği birden yerinden kalktı ve koşmaya başladı. Ön kapıya tırmandı ve kendisini içeriye attı.

Ayaklarının üstüne yere düştü Ölüm Meleği. Avluda duran askerler şaşkındı. Birden omuzuna astığı akrep silahları ile ateş etmeye başladı. Silahlarını bile almaya fırsat veremeden bir çok askeri öldürmüştü. Silah seslerini duyan Ölüm Meleği'nin ekibide kapıya yanaştı. Tam kapıyı kıracaklarken Ölüm Meleği onlara kapıyı açtı. Hepsi bu sahne karşısında şaşkındı. '' Herkes siper alsın '' diye emrini verdi Ölüm Meleği..

Herkes siperlerini aldılar..

Ölüm Meleği öz güven ile avlunun tam ortasına doğru yürüdü. Lojmanın kapılarından askerler çıkmaya başladılar. Hepsinin namluları Ölüm Meleği'ne çevriliydi.

Ölüm '' Ben Türkiye Cumhuriyeti Ordular Komutanı Ölüm. Silahlarınızı bırakın ve teslim olun. Sizlere doğru çevrilmiş iki keskin nişancım. ve çok sayıda silahlı askerim var. Etrafınız tamamen kuşatıldı. Teslim olun ''

Askerler birbirlerine baktılar. Silahlarını bırakmasalar bile silahlarını indirdiler. Bu sırada garajdan bir araba sesi duyuldu. Arabanın içindekiler Ateş Berna ve çocukları ile Nilay ve Ares den başkası değildi. Arabayı Ares kullanıyordu. Ateş arabanın camını açtı ve elindeki silah ile '' Sizi hain orospu çocukları '' diyerek kendi askerlerine ateş etmeye başladı. Ares ise arabayı son sürat Ölüm Meleği'nin üstüne doğru sürüyordu. Ölüm Meleği önce ateş etmek istedi. Sonra arabada Ateş'in oğlu ve Berna'nın da olacağını düşünerek son anda kenara çekildi. Yerde yuvarlandı ve belinden çıkardığı tabancası ile birlikte arabanın iki arka lastiğine ateş etti. İki kurşunda iki lastiğe isabet etmişti. Araba beş yüz altı yüz metre ileride güç bela durdu. Arabadan indiler ve ormanlık alana kaçmaya başladılar.

Kurşun ve Zehir şaşkındılar. Çünkü arabadakiler Annesi ve Amcasıydı.  Ölüm Meleği hızlıca peşlerinden koşmaya başladı. Telsizi ilede Sansar sen diğer askerleri topla. Asit ve Tuncay benimle gelin diye emrini verdi.

Koşmaya başladı Ölüm Meleği. Arkalarından ormanlığa girdi..

Ateş '' Lanet herif. Gene herkesin beynini yıkadı. Orduyla gelmiştir. Uzaklaşmak en mantıklısı. ''
Nilay '' Tekneyle uzaklaşalım ''
Ares '' Tekne en mantıklısı. Sonrada bizimkilere haber veririm. Bizi alırlar ''

Ölüm '' Sizi almaya ben geldim ''
Berna '' Lütfen abi ''
Ölüm '' Berna kenara çekil ''
Ölüm '' Ateş, Nilay ve Ares. Bir taş ile üç kuş. Teslim oluyor musunuz ? ''
Ateş '' Hayır. Bunu eski usul halledelim derken silahlarını üstünden çıkardı ve kenara doğru fırlattı. ''
Ares ise cebinden çıkardığı güç iğnelerini vücuduna saplıyordu..
Ölüm ''harika. Çok harika.. '' Ölüm Meleği de silahlarını yere attı. '' Temiz bir dayağı hak ettin Ateş. Ama Ares aynısını senin için söylemem yanlış olur. '' diyerek Ares ve Ateş'in üstüne doğru koştu. Ölüm Meleği sağ bacağı ile havaya sıçradı ve Sol ayağı ile Ateş'in tam kafasına bir tekme attı. Ateş bir den yere yığılırken Ölüm Meleği iki ayağının üstüne düştü. Ares Ölüm Meleği'ne tam vuracağı sırada Ölüm Meleği Ares'in kolunu tuttuğu gibi dirseğinden kırıverdi. Ares yerde kıvranıyordu. Sağ kolu ise dirseğinden ikiye kırılmıştı.
Ölüm Meleği '' Güç iğneleri seni kurtarmayacak '' dediği anda Ares'in yanına yaklaştığı gibi boynundan yakaladı ve havaya kaldırdı. Havaya kaldırır kaldırmazda sırt üstü yere vurdu. Ares'in işi bitmiş gibiydi. Bunu gören Nilay oradan sıvışmak istediği sırada arkasında Asit belirdi. '' Nereye gidiyorsun Nilay hanım'' diyerek ellerini ve ayaklarını kelepçeledi.

Ateş birden Ölüm Meleği'ne doğru koştu ve yumruğunu attı. Ölüm Meleği'nin tam suratına geldi yumruk. Sonra bir sağ yumruk daha attı Ateş. Sonra bir tane daha sol yumruk. Sonra tekrar sağ yumruk. Ateş'in yumrukları Ölüm Meleği'nin suratında patlıyordu. Sonra ise Asit, Ölüm Meleği'nin kaburgalarına doğru vurmaya başladı. Tüm gücü ile saldırıyordu Abisine.

Ölüm Meleği kendini bir adım geriye çekti ve Ateş'in suratına bir yumruk attı. Ateş aldığı güçlü ve öldürücü yumruk karşısında neye uğradığının şaşkınlığı gitmeden Ölüm Meleği ikinci yumruğuda Ateş'in suratında patladı. Ateş kendini yerde buldu. Ölüm Meleği koştu ve Ateş'in kafasına doğru tekmesini burada patlattı. Ateş yerdeydi. Ateş'in üstüne oturdu Ölüm Meleği ve yumruklamaya başladı. Tüm gücü ile yumrukluyordu Ateş'i. Ateş kendinden geçmiş. Gözleri şişmiş. Dişleri dökülmüş ve burnu kırılmış bir haldeydi.Ölüm Meleği vurdukça vuruyordu. Ateş'in mecali kalmamıştı artık. Direnecek gücüde. Elini bile kaldıracak mecali kalmamıştı Ateş'in.

Ölüm '' Büyük Türkiye Cumhuriyeti Ordusuna isyan etmek ve vatan hainliği suçlarından dolayı seni tutukluyorum ''

Ateş'in elleri ve ayakları kelepçelendi. Helikoptere doğru götürün bunları diye emrini verdiği sırada. Kurşun ve Zehir geldiler. '' Anne '' diyerek tepkilerini gösterdiler.

Ölüm '' Anne'mi ? ''
Kurşun '' Komutanım Nilay bizim Annemiz ''
Ölüm '' Nasıl anneniz oğlum sizin. Kızın yaşı en fazla otuz. Sizi dokuz on yaşındamı çıkardı. Saçmalamayın.''
Zehir '' Komutanım Annemizi bırak ''
Ölüm '' Zaten bende diyordum önce Ateş'i bırakayım. Berna söyledi zaten. Sonrada Nilay ve oğullarını serbest bırakayım da aile sadeti olsun ''
'' Saçmalamayın. Nilay vatan hainidir ve o şekilde yargılanacaktır ''
Zehir '' Bizden günah gitti komutanım ''

Ölüm Meleği'ne doğru iki kardeş birden hamle yaptı. Fakat Ölüm Meleği ikisinin de hamlesini savuşturdu. Sonrasında gelen Sansar ise hem Kurşun'a hemde Zehir'e ateş etti. İkisinide yaralayan Sansar Yasin ve Sedat'a yakalayın diyerek emrini verdi. Kurşun ve Zehir 'de yakalanmıştı.

Ölüm'' Onları helikoptere götürmeye gerek yok. Burada sıkın kafalarına. ''
Nilay '' Sakın oğullarımı öldürme ''
Ölüm '' Oğullarından sonra Sansar bununda kafasına sıkın''
Sansar '' Emredersiniz ''
Nilay '' Sana çok önemli bir şey söyleyeceğim ve öldürmeyeceksin Senin hayatını kurtaracağım ''
Ölüm '' Sana neden inanayım ''
Nilay '' Sen bilirsin. Söyleyeceğim bilginin ne kadar değerli olduğuna sen karar ver ve bana inanırsan oğullarımın canını bağışlayacaksın ''
Ölüm '' Anlaştık ''
Nilay '' Sebastian büyük bir ordu ile Türkiye'ye geliyor. Gelenler diye bahsedilen Sebastian'dan başkası değil. Senin sahip olduğun güçten daha güçlü bir şekilde geliyor. Mühürleri yerine takacak ve senin kanını akıtacaklar ''
'' Sadece sen değil. Seni tanıyan seven herkesi öldürecekler ''
Ölüm '' Mirza ? ''
Nilay '' Büyük ordusu zaten Mirza ''
'' İtalya'dan da Adrenalin'in komutasını alacak. Hala Beyefendi'ye bağlılar ve Türkiye'yi haritadan silecekler ''
Ölüm '' Saçma. Sansar sıkın kafalarına ''
Nilay '' Dur ispat edebilirim. Bekle ! Bu bellek, beyefendinin bilgisayarından çalındı. Barut'un öldüğü gün.  İstersen bak. ''
Ölüm '' Ver.

Belleği ceketinin cebine attı Ölüm Meleği. Sansar'a ve Asit'e doğru baktı.

Asit '' Komutanım zaman kazanıyor sıkalım kafalarına gitsinler ''
Ölüm '' Haklısın Asit. Bu deli saçmasını dinleyecek durumda değilim ama bırak kazansın. Eğer bu bellek'in içi boş ise yemin ederim burada ölseydim diye yalvaracak. Sana yemin ederim. ''
'' Götürün bunları ''
Sansar '' Emredersiniz ''


Ölüm Meleği tekrardan kalesine geri gelmişti. Yanında Asit ve Tuncay vardı. Ateş'i Nilay'ı yakalaması pek umurunda değil gibi gözüküyordu. Ateş'in karısı Berna'yı tutuklamayarak Ateş'e jest yapan Ölüm Meleği aynı şeyi Kurşun ve Zehir için söylemek mümkün değildi.

Asit bilgisayar'a USB belleği taktı. Aman Allah'ım inanmıyorum.

Ölüm '' Asit hemen kızıl yıldızı ara. Hemen ''
Asit '' Emredersiniz ''

Ölüm Meleği hızlıca telefon ile Beyefendi'yi aradı. '' Bir sorunumuz var. Tüm konsey toplansın '' dedi ve telefonu kapattı.
Asit '' Komutanım Kızıl Yıldız'a ulaşamıyorum. ''
Ölüm '' Ne demek ulaşamıyorum Asit ? Hazırlanın gidiyoruz edirneye ''
Asit '' Emredersiniz ''
Ölüm '' Tuncay helikopteri hazırla hemen ''


Survival Son.