uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

14 Ocak 2014 Salı

62. Bölüm Yecüc ve Mecüc

Zombiler Gece geç saatlerde edirne den ülkeye giriş yapmıştı. Ama bazı insanlar zombilerin hala gerçek olmadığına inanıyorlardı..  Kıyamet gününe inanan müslüman bir ülke zombilerden gelecek bir kıyameti saçma görüyorlardı. Fakat islamiyette Yecüc mecüc den bahsedilir.

İslam inancına göre çeşitli kıyamet alâmetleri vardır ve bu kıyamet alametleri sırayla olacaktır. İşte yecüc mecüc'te kıyamet alametlerinden biridir. Yecüc ile Mecüc denilen varlıklardan, Kitab-ı Mukaddes'in Yaratılış, Hezekiel, Vahiy kitaplarında ve Kur'an'da dahil tüm kutsal kitaplarda yer alan, yeryüzünde bozgunculuk çıkaran ve gerçek mahiyetlerini Allah'ın bildiği, insan ırkını ortadan kaldırmaya kadar ileri gidip bozgunculuğa çalışacakları söylenen çeşitli mitolojilerde ve kültürlerde insanlar olarak ya da dev, şeytan, kavimler veya ülkeler olarak anılan iki kötü millettir diye tanımlanmaktadır. Yecüc ve Mecüc kavimlerinden, Kur'an-ı Kerim'de Kehf Suresi'nde ve bazı hadislerde bahsedilmektedir yecüc mecüc

Yecüc ve Mecüc'ün çıkardıkları pis kokularından yer yüzü yaşanamayacak bir hal alır.

Yecüc Mecüc öylesine kalabalık bir topluluktur ki ırmakların ve göllerin suyunu içerek tüketebilirler. Hepsi birden tek bir insanın ölümü gibi ölecekler, öldüklerinde leşlerinin kaplamadığı bir karış yer bulunamayacak. Bunlara ne dağ dayanır ve ne de demir. Onların ikinci sınıfı da kulaklarının birini serer, ötekini de kendisine yorgan yapıp öyle yatar. Fil, yabani hayvan, deve ve domuz ne görürlerse yerler. Onlardan birisi öldüğünde de onu yerler, Onların bir ucu Şam'da, bir ucu Horasan'da olacaktır. Doğu nehirlerinin tümünü ve Taberiye Gölü'nü de içeceklerdir.

Yecüc ve Mecüc'ün biraz daha modernidir zombiler..

Zombilere inanmayan birisi de Trabzon valisiydi. Okulları tatil yapmadı. Yerel kanalda büyük bir kibir ile Trabzon da her evde beş silah vardır. Zombiler buraya gelirse günlerini görür gibisine saçma bir açıklama yapmıştı. Evet Trabzon da her evde beş tane silah olabilir. Fakat beş yaşında bir kız çocuğu seni hamburger gibi görüp üzerine atladığında o silahın tetiğini çekecek vicdan hiç birimizde olmayabilir. Yada ailemizden birisi ısırılınca onu öldürmek yerine onun düzelmesini beklemekte aptalcadır. Ama bunu en dandik filmlerde bile görürsünüz..


Her okul tatile girmişti. Fakat Zühallerin okulu tatil nedir bilmiyordu.. Saçma bir tarih dersinin ortasında bulmuştu kendini Zühal. Tarih hocası ders anlatırken o her zaman olduğu gibi defterini çıkarmış defterini karalıyordu. Tarih dersini anlatan öğretmende Zühal not tutuyor edasıyla karışmıyordu.. Zühal defterine 23 rakamını bir dövme gibi işliyordu.. Okulda kıyafet serbesti. Siyah deri ceketiyle Zühal bir savaşçıyı bir asiyi andırıyordu..

Ders çok sıkıcıydı.. Havalar soğuktu Trabzon da.. Doğal gaz yanıyordu.. Sınıf çok sıcaktı.. Bazıları uyuyor bazıları ise başka şeylerle ilgileniyordu. Tarih öğretmeni ise hiç birini umursamıyor. Dersi anlatmaya devam ediyordu.  Kapı birden açıldı..
Boynunu tutuyordu takım elbiseli Matematik öğretmeni.. Herkesin zombi olduğumda ilk onu ısıracağım listesinin başında gelen matematik öğretmenini zombiler çoktan ısırmıştı bile. Matematik öğretmeni '' Zombiler '' dediği gibi yere düştü.. Yerde titriyordu. Sınıftaki herkes çok korkmuş ve çığlık atmaya başlamışlardı. Kapıdan o an iki zombi belirdi ve şoka girmiş tarih öğretmenini de ısırmaya çoktan başlamışlardı..  Öğrenciler çoktan çığlık çığlığa kapıdan dışarıya çıkmaya başlamışlardı. Zühal ise çantasından çıkardığı sopayı eline aldı. Nagihan ise şaşkınlıkla bakıyordu sıra arkadaşına..  Nagihan ile birlikte sınıftan çıktı Zühal.. Koridorda tamamen kargaşa hakimdi.. Çıkış kapısına doğru yöneldiklerinde ise kalabalık bir zombi grubunun okula doğru geldiklerini görmüşlerdi. Hasan yanlarına geldi. Hasan '' Bodruma inelim '' Buradan '' dediğini işitti sadece Zühal.. Hasan'ın söylediğini düşünmedi bile.. Sadece yaptı.. Doğru yada yanlış diye düşünmedi.. Merdivenlerden hızlı bir şekilde aşağıya indiler.. Karanlık ve geniş bir koridordan arkalarına bakmadan koşmaya başladılar.. Sonunda kendilerini kapalı ve zombilerin olmadığı bir yere atmışlardı..

Hasan '' Nasıl oldu bu anlamadım ''

'' Zombiler ne zaman geldi trabzon a ''

Nagihan '' Hiç bir fikrim yok ''

'' Türkiye'ye ne zaman geldi ondan bile haberim yok ''

Hasan '' Belki Rusya dan filan gelmiştir ''

Nagihan '' Bilemem ''

Zühal '' Nasıl geldilerse geldiler ''

'' Artık yaşamaya çalışacağız ''

Dışarıdan kapıya vurulma sesleri geldi.. '' Bizide alın '' diye bağırıyorlardı..

Hasan '' Kapıyı açmayalım ''

'' Filmlerdeki gibi ısırılmış olabilirler ''

Zühal '' Saçmalama Hasan ''

'' Bir kişi ısırıldı diye diğerlerini de ölüme mi ? terk edeceğiz ''

Zühal kapıyı açtı..

Kapıdan içeriye bir anda yirmiye yakın öğrenci ve üç tane de öğretmen daldı.. Bir kaç tanesi ısırılmıştı aralarından..  Edebiyat öğretmeni soğukkanlı olmaya çalışıyor fakat korkudan titriyordu. Öğrenciler bile onun kadar korkmuyorlardı..  Edebiyat öğretmeninin eşi olan beden öğretmenide kafileyle birlikteydi. Fakat eşini zombilerden kurtarmaya çalışırken kolunu bir zombi ısırmıştı. Zombi etini öyle bir ısırmıştı ki kolunda kemik gözüküyordu..

Telefonlar çalışmıyor dedi Nagihan.. Bunu söyledikten sonrada ağlamaya başladı.. Nagihan ağlarken başka öğrencilerde oturdukları betonda ağlıyorlardı.. Zühal ısırılanlara baktı.. Tahmininden çok fazla kişi ısırılmıştı.. Hepsini öldürmesi çok zordu. Ölmek istemeyecekler ve zombiye dönüşme gerçeğini kabul etmeyeceklerdi. Bunu biliyordu. Kurtulanların içinde okulun hademesi de vardı.. Okulun hademesine doğru yaklaştı Zühal..

Zühal '' Bodrumdan dışarıya açılan bir yer var mı ? ''

Hademe '' Kullanılmayan kömürlükten bir çıkış var ''

Zühal '' Buraya yakın mı ? ''

Hademe '' Evet yakın ''

Zühal '' Bana orayı tarif edebilir misin ? ''

'' Yardım getirmeye gitmeliyim ''

Zühal biliyordu ki buradan kaçmak istiyorum derse izin vermeyeceklerdi. Ama yardım getirmeye gidiyorum derse hepsi onay verirdi.. Öğretmenleri bile ilgilenmiyordu. Herkes can derdine düşmüştü.

Hademe '' Çok kapı var ''

'' Bu karanlıkta orayı çıkartamazsın ''

Zühal '' Beni oraya götürebilir misin ? ''

Hademe '' Olur ''

Zühal '' Hadi gidiyoruz Nagihan ve Hasan ''

Nagihan ve Hasan birbirlerine şaşkın bir şekilde baktılar '' Nereye '' bile demeden ayağa kalktılar..

Zühal elindeki sopaya bir bez bağladı ve onu yaktı.. Meşale gibi tutuyordu.. Diğerleri de oradan buldukları bir kaç sopayı aynı şekilde yaptılar.. Kapıdan çıktıklarında bir zombi üzerlerine doğru gelmeye başlamıştı.. Zühal zombinin kafasına vurduğu gibi yere düşürdü zombiyi. Zombi yerde yatıyordu. Okulun hademesi bu taraftan dedi.. Okulun hademesinin gösterdiği yere doğru koşmaya başladılar.. Zombiler ise peşlerinden geliyordu.. Filmlerdekinin aksine daha hızlı yürüyorlardı.. Öğretmenler ve öğrenciler bodruma indikleri sırada onları takip etmiş olmalıydı bu kadar zombi.. Sonunda kapıyı bulmuşlardı.. Kapıyı açtı hademe.. Zühal Nagihan ve Hasan içeriye girdiler.. Zombilerde peşlerinden geliyordu.. Kullanılmadığı için kapının kilidi pek sağlam değildi. Kapıya zombiler vurmaya başlamışlardı bile.. Çıkış kapısına vurmaya başladı Hademe kapıyı açmaya çalışıyordu.. Fakat kapı arkadan kilitliydi. Diğer kapıdan zombiler içeri girmeye çalışıyor. Çıkış kapısında ise Zühal ve arkadaşları kaçmaya çalışıyorlardı..

Zombiler tahta kapıyı kırmaya başlamışlardı.. Zombiler kapıyı kırarak içeriye girmeye çalışıyorlardı. Bunu gören Hademe iyice panik yaptı.. Kapıyı daha fazla zorluyordu. Fakat unuttuğu tek bir şey vardı. Oda kapının arkadan kilitli olduğu.. Hademe zombilerin içeriye gireceğini anlamıştı. Kapıya doğru koştu. Kapıyı tutuyordu.. Diğer kapıyı ise Hasan zorluyor fakat açılmıyordu. Zühal etrafı araştırırken bir balta gördü. Balta ile kapıya vurmaya başladı. Baltayı her vuruşunda kapı biraz daha kırılıyordu.. Tahta kapıyı kırmaya başlamıştı Zühal.

Zuhal kapıda tam çıkacakları kadar yer yapmıştı bile. Nagihan kapıdan dışarı çıktı. Hasan ve Zühalde peşinden çıktılar.. Arkadan hademe zombilerin geldiği kapıyı tutmayı bırakıp çıkış kapısına doğru yöneldi. tam Zühal'in açtığı kapıdan çıkacakken zombi hademeyi yakaladı. Hademeyi birden ısırmaya başladı zombi. Hademe öyle bir acı ile bağırıyordu ki bütün okul yankılanıyordu.. Hasan Okul'un hademesine yardım etmek için koştu fakat Zühal onu engelledi. Ona yardım edemeyiz dercesine.. Okuldan ormana doğru koşmaya başladıklarında hava çoktan kararmaya başlamıştı bile..

Nereye gideceklerini bilmeden yürüyorlardı ormanın içinde.. Hava soğuktu.. Yağmurla karışık kar yağıyordu başlarına.. Karınları açıkmıştı.. Ormanın içinden yürüyorlardı.. Nereye gittiklerini bile bilmeden.. Ayakkabıları ve pantolonları çamur olmuştu..
Nagihan ısrar ile okul çantasını taşıyordu.. Kuru bir yer bulmaya çalışıyorlardı.. Sonunda avcı kulübesine benzer bir yer bulmuşlardı.. Soğuktan ve gecenin tehlikelerinden koruyacakları bir yerdi. Kapısını çok rahat açarak kulübeden içeri girdiler..
Kulübe harabe halindeydi. Ama genede bir sobası vardı.

Hasan ve Nagihan okul çantaları bu kaosta bırakmamışlardı.. Zühal ikisininde çantasından aldığı defter ve kitapları sobanın içine attı. Sobanın hemen yanında duran odunları da sobanın içine atarak orada bulduğu kibriti ateşledi zühal..

Nagihan '' Ne Yapıyorsun ''

Zühal '' Defter ve kitapların artık sana bir hayrı yok ''

'' Bırak ta zatürre olma ''

O kadar korkmuş üşümüş ve ıslanmışlardı ki.. Kulübe ısındığı anda uyuya kalmışlardı çoktan.. Artık sabah olmuştu.. Kuş sesleri ile birlikte uyanmışlardı.. Sıçrayarak uyandı Zühal yatağından.. Bütün gece kabuslar görmüştü üç arkadaşta.. Karınları çok acıkmıştı.. Fakat zombilerden de korkuyorlardı.. Neşe dolu üç arkadaş susuyorlardı.. Suskunluğu Zühal bozdu..

Zühal '' Hadi yemek bulalım dedi ''

Nagihan '' Her tarafta zombiler var '' diye ekledi korkak bir ses tonu ile..

Zühal '' Nasıl hareket ettiklerini gördük ''

'' Avantajları kalabalık olmaları ''

'' Hızlı ve dikkatli olursak onları çok kolay atlatırız ''

Nagihan '' Ben gelmiyorum bekleyeceğim ''

Zühal '' Sen bilirsin ''

'' Ben gidiyorum ''

'' Buraya da yemekle döneceğimi sanmayın. Çok beklersiniz ''

Hasan '' Bende seninleyim Zühal ''

Hasan'ında Zühal ile birlikte gelmesi ile Nagihan tek kalacaktı. Tek kalmaktan da korkuyordu Nagihan.. O yüzden onlarla birlikte geliyordu.. Şehir merkezine doğru yürümeye başladı üç arkadaş.. Yaklaştıkça Trabzonun yıkıldığını çok daha fazla görebiliyorlardı..

Zühal'in aklına Trabzon valisinin açıklamaları geldi. '' Evet gününü gördü bir taraf ama bu Trabzon halkımı yoksa Zombiler mi belli değil '' diye mırıldandı içinden.. Trabzon şehri alev alev yanıyordu.. Şehire ulaşmalarına bir kaç kilometre kalmıştı..

Karınları aç ve yorgundular..

Ama en önemliside çok korkuyorlardı.. Bir zombinin etlerinin parçalaması.. Isırık acısı ile birlikte ölmekten.. Üç arkadaş evlere yakındılar.. Ağaçların arasında etrafı gözlemliyorlardı..

Nagihan '' Ne yapacağız ''

Zühal '' Öncelikle Yiyecekleri bol bir yer bulmalıyız ''

'' Sonrada kendimizi deniz yoluyla marmara denizine atmalıyız ''

'' Orada güvenli adalardan birine gideriz ''

Hasan '' Zühal Sana katılıyorum fakat karadeniz denizini aşmak zor olur ''

'' İyi bir kayık bulmalıyız ''

Zühal '' Buluruz bence ''

'' Fakat şu ilk zombi saldırısını atlatmalı ve kendimize kalacak bir yer bulmalıyız açlıktan ölmeden önce ''

'' Sonra zombiler yiyecek bir şey bulamadıklarında ''

'' Ortalıkta amaçsızca dolanmaya başlayacaklar ''

'' Güvenin bana ''

Nagihan '' Nereden biliyorsun bütün bunları ? ''

Zühal '' İnternette çok fazla video izledim kızım ''

'' Sen benim evde ne yaptığımı sanıyorsun ''

'' Facebookta oyun oynadığımı mı ? ''

Nagihan '' Evet ''

Hasan '' Şişştt sessiz olun buraya doğru gelen birileri var ''

Yirmili yaşlarda bir erkek ve bir kız Zühal ve arkadaşlarına doğru koşuyorlardı..

Nagihan '' Aman Allah'ım Zombiler üzerimize doğru geliyor ''

'' Bizi farkettiler ''

Zühal '' Saçmalama Zombiler koşamaz ''

'' Sessizce durun.. Geçip gitsinler yanımızdan..  ''

'' Ne kadar kalabalık o kadar riskli ''

Hasan '' Belki yardımları dokunur ''

Zühal '' Belkide bizide öldürtürler ''

'' O yüzden sessiz olunda geçip gitsinler yanımızdan ''

Zühal ve Arkadaşları Adam ve kadının geçip gitmelerini bekliyorlardı.. Aniden kız yere düştü.. Kum çuvalı gibi hareketsizdi. Birden Kız yerde titremeye başladı. Erkek ağlamaklı gözlerle kıza bakıyordu.. Yüzünü okşuyordu.. Allah'ım diye bağırıyordu.. Kız hareketsizce duruyordu. Erkek ona sarılıyordu.. Kız birden gözlerini açtı fakat o güzel gözleri gitmiş. Yerini bem bembeyaz soluk bir renk almıştı. Kız Adamın boynunu ısırmak için kocaman ağzını açtı ve bir hamburgere ilk ısırığı atar gibi adamın boynunu ısırıverdi.. Adam canı çok yandığı için mi yoksa korkudan mı bu kadar çok bağırıyordu kimse bilmiyordu. Kimsede umursamıyordu..Adamın bağrışları etraftaki başka zombileri kendine doğru çekmekten başka hiç bir şeye yaramıyordu. Adam canı yanarken birden kendini geriye çekerken kızıda ileriye doğru ittirdi. Kız sırt üstü yere düşerken erkek ise götünün üzerine düşmüşmüştü. Ayağa kalkmadan oturur vaziyette ayakları ile geri geri gidiyor kızdan uzaklaşmaya çalışıyor bir yandan da kanayan boynunu tutuyordu.. Kan kaybından ölmek istemiyordu adam. Fakat kan kaybından başka düşünecek şeyleri vardı. Enfeksiyon kapmıştı. Zühal ve arkadaşları ise sinema filmi izler gibi izliyorlardı. Adam ve kadının Koşarak geldikleri yerden bir kaç zombi daha belirdi.. Erkek boynuna baktı.. Kanıyordu.. Ayağa kalktı. ilk şoku atlatmıştı. Boynunu tutarak ormanlık alana doğru koşmaya başladı. Bu sırada zombiye dönüşmüş olan kız arkadaşı adamı ayağından yakaladı. Adam yüz üstü yere çakıldı.. Çok kötü düşmüştü. Fakat mücadeleyi bırakmıyor sürünerek kaçmaya çalışıyordu.. Fakat zombiye dönüşmüş kız ayaklarından fena yakalamıştı.. Adamın üzerine doğru tırmanıyordu.. Adam kaçmaya çalışıyor kız ise üzerine doğru geliyordu.. Arkadan yürüyen zombilerde yetişmişti. Yer sofrasına oturur gibi adamın etrafında toplandılar.. Adamın artık kaçacak yeri yoktu. Adamın çığlıkları duyuluyordu sadece..

Zühal '' Bu taraftan ''

'' Hayat boyu bunu izleyecek halimiz yok ''

'' Film bitti ''

Diyerek koşmaya başladı.. Adamın hemen yanından hızlıca koşuyordu üç arkadaş. Zombiler adam ile ilgilendiklerinden Zühal ve arkadaşları ile ilgilenmiyorlardı. Zühal ve Arkadaşları ara sokaklardan hızlı ve sessizce ilerliyorlardı..
Zombileri gördüklerinde ya evlerin arkalarına yada çöp tenekelerin arabaların arkalarına saklanıyorlardı.. Temkinli olmaları hayatlarında belkide ilk kez başlarına geldiği için tedirgindiler.. Hiç bir şeyi düşünmeden yapıyorlardı bu zamana kadar. Ceplerindeki son paralarını bile düşünmeden harcayabiliyorlardı.. Fakat artık sokakta attıkları adıma bile dikkat etmeleri gerekiyordu..

Zühal nereye gittiğini biliyor gibiydi.. Arkadaşlarıda Zühal'i takip ediyordu.. Tek sıra halinde hızlı ama dikkatli bir şekilde ilerliyorlardı.. Sokak aralarından arabaların arkalarından geçiyorlardı.. Pis kokan çöp tenekelerini kendilerine kamuflaj yapıyorlardı.. Daha günler önce iğrendikleri çöp tenekelerine saklanmak nasıl bir duyguydu acaba ? O kötü kokan çöp tenekelerine iğrenerek bakan Zühal ve arkadaşların hiç bir zaman çöp tenekelerine saklanacakları akıllarına gelmiş miydi..

Bir marketin arka kapısını gelmişlerdi.. Gelişi güzel park edilmiş arabanın üzerine çıktı Zühal.. Elindeki sopa ile camı yavaşça kırdı.. İçeriye girdi.. Usta bir hırsız gibiydi.. Arkadaşlarına kapıyı açtı.. Hasan ve Nagihan içeriye girdiler.. Hemen markette yiyecek olarak ne istiyorlarsa yemeğe başladılar.. Hasan '' Hepsini yiyeceğim '' diye bağırıyordu.. Bir zombiden daha açtı..

Zühal yemek yerken bile bir kapıya bakıyordu..

Karınlarını doyurmuşlardı..

Zühal ayağa kalktı.. Kapıya doğru yöneldi.. Demir bir kapıydı bu.. Kapıyı bütün gücüyle ittirdi.. Kapıyı yavaşça açtı.. Bu kapı yan taraftaki silah dükkanına açılan bir kapıydı aslında. İki dükkanında sahibi aynı adamdı. Ve araya bir kapı yaptırmıştı sadece.. Kapıdan içeriye girdi.. Silahlar karşısındaydı.. Zombi saldırısına karşı koyabileceği, direneceği, mücadele edebilmesi için gerekli olan şeyler karşısındaydı. Sevinmişti bir anda Zühal.. Aslında saçma bir sevinçti. Çünkü dışarısı zombi kaynıyordu.. Arkasından Hasan ve Nagihan'da geldi.. Gözlerine inanamıyorlardı.. Silahlar karşılarındaydı..

Taşıyabilecekleri kadar silah aldılar.. Birden bir arabanın ani fren sesi duyuldu.. Zühal ve arkadaşları sanki birer suçlu gibi korkmuşlardı.. Evet bu yaptıkları suçtu.. Fakat artık adalet yoktu.. Zühal ve arkadaşları saklanmışlardı silah raflarının arkasına..
Üç kişi girdi silahlıktan içeri.. Hasan heyecandan rahta duran bir kutuyu devirdi. Zühal kahretsin dedi ve saklandığı yerden çıkarak silahı adamlara doğru doğrulttu. Üç kişilerdi. İki erkek bir kadın.. Yirmili yaşlardaki adamda silahını Zühal'e doğrulttu.

2. Adam '' Herkes sakin olsun ''

'' Murat sende sakin ol ''

'' Silahını indir ''

Murat '' Kim olduklarını bilmiyoruz ''

2. Adam ( Selim ) '' Öğreneceğiz. ''

'' Silahını indir ''

Murat yavaşça silahını indirdi. Zühal hala silahını doğrultmuş bekliyordu.. Adımlarını geriye doğru atıyordu.. Cama doğru yaslanmıştı..

Selim '' Benim adım Selim. Bu oğlum buda kızım ''

'' Sizlere zarar verme gibi bir niyetimiz yok ''

'' Bir otobüsümüz var ''

'' Bir grubumuz var ''

'' Eğer isterseniz sizde bizlere katılabilirsiniz ''

'' Batıya doğru gideceğiz ''

Adamın bu laflarına Nagihan ve Hasan inanmıştı. Zühal Nagihan ve Hasan'a baktı. Onların tepkisiz kalmaları Zühal'i birazda olsa yumuşatmıştı.. Peki dedi ve silahını oda indirdi..

Selim '' Taşıyabileceğiniz kadar silah ve mermi alın ''

'' Herkes çabuk olsun ''

Herkes silah ve mermileri alabildiği kadar aldılar.. Sonra geldikleri kapıdan çıkarak arabaya bindiler.. Araba ile Trabzon'un batısına doğru akyazıya doğru gelmişlerdi. Orada Selim'in söylediği gibi büyük bir konvoy onları bekliyordu.. Kadınlar Erkek ve çocuklar.. Selim '' Zühal Nagihan ve Hasan'a '' otobüse binin dedi. Onlarda itiraz etmeden binmişlerdi. Zühal bu kadar insanın planının ne olduğunu bilmiyordu ama onlara ayak uydurmak istiyordu..  Sahil yolunu takip ediyorlardı.. Ağır ve temkinli bir şekilde ilerlemeye devam ediyorlardı.. Planları Marmara'ya ulaşmak. Oradan da düzgün bir adaya gitmekti. Planları Zühal'in planıyla aynıydı.. O yüzden hiç sorun etmiyordu Zühal..

Otobüs devam ediyordu.. Zühal Otobüsün camına kafasını dayamış uyuya kalmıştı.. Elindeki silahı ise bırakmıyordu.. Ön koltukların birinden bir çığlık sesi ile uyandı Zühal.. Ön koltuklarda oturan bir adam yanındaki karısını ısırmıştı.. Kadının çığlık sesleri kesilmişti.. Şah damarı parçalanmış kadın oracıkta ölmüştü.. Şoför birden frene bastı.. Arabayı durdurdu.. Korkudan kendini dışarıya atmış fakat kapıları açmamıştı.. Otobüsün fren yapması ile birlikte zombi saldırısından kurtulan insanlar paniklemişti.. Zühal birden oturduğu yerden kalktı ve koridora çıktı. Elindeki silahı Zombiye doğrulttu.. Zombi panikleyen insanları ısırmaya devam ediyordu.. Karısıda zombiye dönüşerek kalmıştı. Karı koca bir otobüs dolusu insanı yemeğe kararlıydılar.. Ön koltukta oturan herkes arabanın arkasına doğru kaçmaya çalışıyordu. Fakat Zombiye dönüşmüş olan karı ve koca yakaladığını ısırıyordu.. Zühal ise ateş edemiyordu.. İnsanlardan bir tanesine gelir diye korkuyordu.. Sonunda zombi karı koca ile baş başa kalabilmişti Zühal.. Zombilerden erkek olanı önden geliyor karısı ise onu takip ederek Zühal'in üstüne doğru geliyorlardı.. Zühal otobüsün içinde düşünmeden tetiği çekti.. Zombi birden sağ tarafa doğru döndü ve hiç bir şey olmamış gibi Zühal'in üzerine gelmeye devam etti. İkinci kez nişan aldı Zühal ve bu atışıda arabanın camından çıkıp gitti. Zombiler yaklaşıyordu.. Zühal içinden sakin ol sakin ol diye kendini telkin ediyordu.. Üçüncü kez nişan aldı.. Bu sefer tetiğe basmak için acele etmedi.. Üçüncü kez tetiğe bastığında zombinin beyni dağıldı.. Öyle bir dağıldıki arkadan gelen zombinin suratı kan ve beyin parçalarından görünmüyordu.. Zombi kum çuvalı gibi yere yığıldı. Fakat arkada dönüşmüş olan üç zombi daha Zühal'e doğru yürümeye devam ediyordu.. Zühal silahını peş peşe ateşledi.. Kulakları çınlıyordu sesten.. Geçici olarak sağır olmuştu.. Arka kapı açılmış insanlar kaçmaya çoktan başlamıştı fakat Zühal duymadığı için ateş etmeyi sürdürdü.. Son zombiyide yere sermişti bir daha hiç kalkmamak üzere.. Gecenin karanlık yüzü bir kez daha kendini gösteriyordu.. Zühal zombileri etkisiz hale getirdikten sonra otobüsten inmişti.. Üzerine zombilerin kanı bulaşmıştı..

Zühal '' Allah kahretsin ''

Nagihan '' Ne oldu ısırıldın mı ? ''

Zühal '' Bu mont en sevdiğim montumdu.. üzerine kan sıçradı ''

Nagihan '' Korkma temizlenir ''

Zühal '' Temizledim Otobüsü ''

Ağlayan Kadın '' Oo otobüse bir daha binmem ben '' diye bağırıyor ve ağlıyordu.. Diğer yolcularda aynı psikolojiye sahiptiler.. Zühal Deniz kokusu alıyordu.. İleride ise bir ışık görüyordu..

Zühal '' Herkes beni takip etsin ''

Zühal yürümeye başladı. Nagihan ve Hasan onu şaşkın şaşkın takip ediyorlardı.. Diğerleride onlara ayak uydurdular.. Zühalin tahmin ettiği gibi bir balıkçı barınağıydı burası..

Şile'nin ufak limanlarından bir tanesiydi..

Zühal '' Buradaki birkaç kayık ile adalara ulaşabiliriz '' diye bağırdı..

Selim '' Zühal haklı ''

'' Bundan sonrasını deniz yolu ile devam edelim ''

'' Kara yolu riskli ''

Zühal '' Öncelikle otobüste ısırılmış olan var mı ? ''

'' Onları tespit etmemiz gerekir ''

'' Aynı hatayı iki kez yapmamalıyız ''

Selim '' Ne hatası ''

Zühal '' Isırılanlar bir adım öne çıkabilir mi ? ''

Dört kişi bir adım öne çıktı. Kollarından veya sırtlarından ısırılmışlardı..

Zühal '' Üzgünüm ki sizde oradakiler gibi zombiye döneceksiniz ''

'' Ve sizi burada bırakmak zorundayız ''

Adam '' Sen kim oluyorsun da bunun kararını veriyorsun ''

'' Ben oğlumu bırakmayacağım ''

Zühal '' O zaman zombi ısırmadan önce kurtaracaktın oğlunu ''

'' Korkak bir tavuk gibi kaçmayacaktın ''

Adam '' Sen kime korkak tavuk diyorsun '' diyerek Zühal'in üzerine doğru adım attı..

Zühal ise silahını adama doğrulttu.. '' Hiç tavsiye etmem ''

Zühal '' Tamam ısırılmış olanlarla kalın o zaman ''

'' Ben kendi hayatımı riske atamam ''

'' Ben gidiyorum ''

'' Beni takip eden olursa kurşunu beynine yer ''

'' Nagihan Hasan ''

'' Erzakları ve silahlarımızı şu tekneye koyun gidiyoruz ''

Selim '' Oğlum Kızım ve Bende sizlerle geliyoruz ''

Zühal '' Hadi Allahaısmarladık ''

Adam '' Selim bizi burada bırakıp gidiyor musun ? ''

Selim '' Ailemi düşünmek zorundayım. Zühal haklı. Onlardan bir tanesi seni ısırdımı eninde sonunda onlardan oluyorsun. Tıpkı karım gibi ''

Adam '' Herkes zombiye dönüşecek diye bir şey yok Selim ''

Selim '' Evet bir zombi ısırdı diye zombiye dönüşecek halin yok ''

'' Fakat dönüşmeyeceğinin de garantisi yok ''

'' Bu zamana kadar kim ısırıldıysa ısırılsın zombiye dönüştü ''

'' O yüzden üzgünüm Adnan ''

'' Burada onlarla kalmak isteyen kalabilir ''

'' Ben ısırılmayanlarla gidiyorum ''

Adam '' Lanet olsun iyi git '' diye birden bağırdı..

Otobüsteki saldırıdan kurtulmuş üç kadın iki erkek ve beş çocukta Selimlerle birlikte geliyorlardı.. Diğerlerini ise limanda bıraktılar..

Selim cebinden çıkardığı sigarasını yakarken son kez limanda kalan insanlara bakıyordu.. Hiç birinin fazla dayanamayacağını biliyordu.. Selim dışında tekne kullanan yoktu zaten.. Pişmanlık içini sarıyordu.. Ama artık yapabilecekleri bir şey yoktu..  Gece karanlığında istanbul boğazını geçmek tehlikeli olabilirdi. O yüzden açıkta bekleyip güneşin doğmasını bekliyorlardı.. Güneş kendini gösterdiği anda ise istanbul boğazını geçmeye başlamışlardı.. İstanbul alev alev yanıyordu.. Zühal teknenin güvertesinden daha önce üç dört kere gezmeye gelip aşık olduğu istanbulu alevler içinde görüyordu.. Zühal'in içinde ince bir hüzün kaplamıştı.. Selim eski kaptan olduğu için boğazın azgın sularından nasıl geçileceğini iyi biliyordu..  Bir güne yakın bir yolculuktan sonra Kınalı adaya gelmişlerdi.. Rum Manastırının olduğu limana demir attılar.. Etraf sakindi.. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte adaya demir attılar. Gece karanlığında adaya ayak basmak tehlikeli olabilirdi.. Yaz aylarında çok hareketli olan kınalı ada kış mevsiminde ise hayalet bir şehre dönerdi.. Çok fazla insan yaşamazdı..

Zühal '' Adaya bastığımızda şehir merkezinden uzak olalım ''

'' Ormanlık alanda bir yer çevirelim kendimize ''

'' Eğer ihtiyacımız olursa şehre ineriz ''

Selim '' Haklısın ''

'' Zombiler burayada gelmiş olabilirler ''

Zühal '' Kesinlikle gelmişlerdir ''


Zühal'in dediğini yapıyordu grup.. Rum Manastırının önünde bulunan Kınalı ada tanıtım haritasını almayı unutmamıştı Zühal.. Zühal rehberlik ediyordu.. Ormanlık alanda ilerliyorlardı.. Önlerine bir zombi çıktı. Zühal ateş ederek kafasını dağıttı. Artık eskisi kadar eli titremiyordu. Her yeni zombi öldürdüğünde daha da alışıyordu.. Silah sesi bütün adada yankılanmıştı.. Bir kaç el daha silah sesi duyuldu.. Zühal önlerine çıkan her zombiyi haklıyordu.. Silah seslerinden dolayı kuşlar yuvalarından uçmuştu.. Sonunda ormanlık alan içinde eski bir çiftlik buldular.. Çiftlikte üç tane zombiye dönüşmüş asker vardı.. Onlarıda tek tek vurdu Zühal.. Zühal'in acıması kalmamıştı..  Fakat son sıktığı kurşunların sesleri zombilere birer davetiye olarak ona geri dönecekti.. Hepsi buraya evimiz diyebilirdi. Ormanlık alanda zombilerden uzak bir yer..

Akşam üstü ..

Selim '' Nöbet sırası sende Murat ''

Murat '' Tamam baba ''

Selim '' Dikkatli ol. Bir şey görürsen yada şüphelenirsen bize haber ver ''

'' Kahramanı oynama ''

Murat '' Emredersiniz komutanım ''  Alaycı bir ses tonu ile babasıyla dalga geçiyordu..


Murat nöbet tuttuğu yere gelmişti. Yanında kız arkadaşı Burcuda vardı. Murat ile Burcu sonunda yalnız kalmışlardı.. Herkes uyumuştu.. Murat Burcu'ya sarıldı ve onu öpmeye başladı.. Yirmili yaşlardaki iki sevgili birbirleri ile sevişiyorlardı.. Onları ısırmaya gelen zombileri bile fark etmeden birbirlerini öpmeye devam ediyorlardı.. Zombiler yaklaştı ve Murat ve Burcu'ya birden saldırdılar.. Murat'ı bir zombi omuzundan ısırıverdi. Isırdığı parçayı yerken Murat'ın bağırma sesi gelmişti. Burcu ise üzerine sıçrayan kandan bağırıyordu. Başka bir zombi ise Burcu'yu ısırmaya çoktan başlamıştı. Bağırma seslerini duyan Selim koşarak oğlunun olduğu tarafa doğru ilerledi.. Elindeki silah ile zombiye benzettiği her şeye gecenin karanlığında ateş ediyordu. O kadar panik yapmıştı ki yan taraftan gelen zombi onu yakaladığı gibi yere düşürdü.. Zombi bir anda Selim'in suratını ısırdı ve suratından bir parçayı kopardı. Kopardığı gibi yemeğe başladı.. Selim acıdan bağırıyordu.. Selimin bağırmasını başka bir zombi boynundan ısırarak son vermişti..

Bağırma seslerine herkes uyanmıştı.. Zühal hadi herkes dışarıya diye bağırdı.. Zühal'in bu bağırmasıyla birlikte herkes bir anda dışarıya doğru çıkmaya başladı.. Erkeklerden biri '' Kapıları kapatalım burada kalalım '' diye bir öneri sundu.. Zühal '' Görmüyor musun çiftlik korumasız. Ve burada sıkışıp kalırız. İnsanların kokusunu alıyor bunlar.. Ayrıca çiftliğin her tarafı dökülüyor.. '' diyerek kendini dışarıya attı.. Selim'in kızı baba diye Selim'in yanına doğru koşmaya başlamıştı.. Zombiler onuda yakaladı.. Zombiler Selim'in kızınıda yakaladılar.. Isırmaya çoktan başlamışlardı.. Ama Selim'in kızının en büyük acısı.. Babasının ve Abisinin onu ısırmaya çalışması olacaktı..

Zühal, Nagihan, Hasan, Ebru, Demet , Osman ve Ali ile birlikte beş çocuk kalmışlardı.. Ormanlık alana doğru ilerlediler.. Her taraftan zombiler geliyordu.. Sanki zombiler bir kaleyi kuşatmışlardı.. Ebru'yu karanlıkta yakaladı zombiler.. Ebru'nun karnını ısırmaya başladı bir zombi.. Karnından kanlar çıkıyordu.. Ebru'nun etrafını saran zombiler taze etten bir parça alabilmek için birbirleri ile mücadele ediyorlardı.. Çocuklardan teki gruptan ayrı düştü.. İki ağacın arasında saklanmıştı.. Kalbinin sesini duyabiliyordu.. On yaşındaki bir çocuk için ağır bir yüktü.. Çocuk korkudan titriyordu.. Bir zombi arkasından yavaşça ona doğru yaklaşıyordu.. Zombinin nefesini ensesinde hissetti çocuk.. Korkudan dönüp arkasına bakmaya bile cesareti yoktu. Zombi çocuğu yakaladı ve ısırmaya başladı. Zombi terörü din dil ırk çocuk kadın erkek diye ayırmadan saldırmaya devam ediyordu..
Zombi terörü Filistin de olanlardan beterdi.. Filistin artık tüm dünyaydı..

Arkadan koşan çocuklardan tekinin ayağı takıldı ve yere düştü. Ali bunu farketti. Çocuğu ısırmak için bir zombi geliyordu.. Çocuğa çok yakındı.. Ali zombiye doğru bir yumruk attı zombi yere düştü. Ali Çocuğu kucağına aldı. Çocuk hem korkunun verdiği hisle hemde kollarının acımasından dolayı ağlamaya başlamıştı.. Koşmaya devam ediyorlardı karanlıkta.. Nereye bile gittiklerini bilmeden.. Demet ve ellerini tuttuğu iki çocuk kaybolmuştu.. Bağırıyorlardı.. Yardım edin diye.. Yardım edin diye bağırıyorlardı.. Bu bağırmalar aslında zombileri üzerine çektiğini bilmiyorlardı.. Zombiler bu bağırmalara doğru gelmeye başlamışlardı.. Demet zombilerin kendilerine doğru geldiğini gördü.. Çocuklara koşmaya başlayın.. Sakın arkanıza bakmayın dedi.. Yerden aldığı bir sopa ile zombilere vurmaya başladı.. Zombileri kendinden uzak tutuyordu.. Fakat zombilerin sayısı daha da çoğalmaya başlamıştı. Demeti çemberin içine aldılar.. Ve üzerine çullandılar.. Demet acıdan bağırıyordu.. Demet azından kan kusuyordu..

İki çocuk arkalarına bile bakmadan koşmaya devam ediyorlardı.. Önlerine birisi gelmişti.. '' Baba '' Diye bağırdı.. Evet bu onların babası Osmandı.. Boynundan akan kanlar gecenin karanlığında bir sim gibi parlıyordu.. Osman çoktan zombiye dönüşmüştü.. Çocuklar ikizdi.. Anneleri biraz önce zombiler tarafından parçalanmıştı. Oğulları için kendisini feda eden Demet'in iki oğlunun sonu kocası ikizlerin babası tarafından geleceğini bilmeden öldü.. Osman iki oğlunu birden ısırdı.. İkizlerin peşinden gelen diğer zombilerde Osmana katılmışlardı..

 Ali kucağındaki çocuk ile birlikte koşmaya devam ediyordu.. Ter içinde kalmıştı Ali.. Yorulmuştu.. Gecenin karanlığında nereye gideceğini bilmiyordu.. Koşmaya devam ediyordu sadece.. Önüne birden zombi çıktı Ali'nin.. Ali duraksadı ve geriye doğru bir kaç adım attı. Ağaçların arasından çıkan başka bir zombi Ali'nin sırtını ısırıverdi. Ali acıdan bağırmaya başlarken çocuğu kucağından indirdi. Çocuk koşarak kaçmaya çalışırken önlerine çıkan Zombi'nin avı oluyordu..

Geriye Sadece Zühal Nagihan ve Hasan kalmıştı.. Ama onlarında bundan haberi yoktu. Sadece çığlık seslerini duyuyorlardı.. Ormanlık alanda nereye gittiklerini bile bilmeden patika yoldan amaçsızca koşmaya devam ediyorlardı sadece.. Bu patika yol onları şehir merkezine doğru götürdüğünden habersiz koşmaya devam ediyorlardı.. Midelerine ağrı saplanmıştı artık..

Nagihan '' Bir adım atacak dahi halim kalmadı ''

'' Bu karanlıkta koşuyoruz ''

'' Nereye gittiğimizi bile bilmiyoruz ''

Zühal '' Limanda bir gemi kayık bir şey bulup buradan kaçmalıyız ''

'' Yada kalıp zombileri temizlemeliyiz ''

'' Ama yüzlercesi çiftliği bastı.. ''

'' Yüzlerceside dışarıdadır. ''

'' Burayı temizlemek için askeri time ihtiyaç var ''

'' Beklersek ölürüz ''

'' Hadi kalk ''

Zühal zorla Nagihan'ı kaldırdı yerinden..  Nagihan'ın artık gücü tükenmişti. Hasan'ında fazla gücü kalmamıştı.. Koşmuyorlar fakat yürüyorlardı.. Yazlıklar karşılarındaydı artık.. İki katlı bahçeli yazlık evler.. Geceyi bunların tekinde geçirebilirlerdi.. Hemde dinlenmiş olurlardı.. Zühal gözüne en bakımsız evi kestirdi..  İkinci katına güç bela tırmandı.. Balkondan içeriye girdi ve kapıyı arkadaşlarına açtı.. Hepsi yorgunluktan bayılmışlardı..

Ertesi Sabah..

Gecenin şokunu üstünden atamamıştı üç arkadaş. Fakat Gecenin yorgunluğu üzerlerinden atmıştılar..  Zühal penceren dışarıya baktı dışarısı temiz gözüküyordu..

Hasan '' Burada kalabiliriz ''

Zühal '' Ne yiyip ne içeceğiz ? ''

Hasan '' Bakkallardan bir şeyler bulabiliriz ''

'' Bir kaç ay idare edebiliriz ''

'' Sonrada yardım gelir zaten ''

Zühal '' Yardım filan gelmeyecek Hasan ''

'' Kimsenin bizi umursadığıda yok ''

'' Kendi başımızın çaresine bakacağız ''

'' Yada yok olup gideceğiz ''

'' Burada kalmak isterseniz kalın ''

'' Ben gidiyorum ''

Hasan '' Git ve öl ''

Nagihan '' Üzgünüm Zühal ''

'' Bende kalıyorum ''

'' Ölmek istemiyorum ''

'' Canlı canlı yenilmek hiç istemiyorum ''

Zühal silahlarındaki mermilere baktı.. Siz bilirsiniz dedi ve kapıyı açtığı gibi çekti gitti.. Zühal villaları geçti.. Villalardan sonra ormanlık alan vardı gene.. Korkuyordu fakat ilerlemek zorundaydı.. Geriye dönemezdi artık.. Bir canlı belirtisi bile olmayan ormanda yürümeye başladı.. Yavaş ve ağır yürüyordu.. Ses çıkarmamaya gayret ediyordu.. Birisi ona yaklaşırsa duyabilecekti.. Ormanlık alandan sonra şehir merkezi geliyordu.. Şehir merkezinden sonrada liman.. Çok az kalmıştı.. Yaklaşmıştı..

Önüne üç tane zombi çıkıverdi.. Yeni ısırılmış gibiydi bu üç zombide.. Zombiler Zühal'i gördüğü gibi hızlı adımlarla üzerine doğru gelmeye başladılar.. Elindeki silahı ile üçünü birden vurdu.. Yürümeye devam etti. Ormanlık alanda zombi sesi duyuyordu.. Durdu.. Sağına soluna bakındı.. Ama hiç bir şey yoktu.. Botlarına bir şey damlıyordu.. Bu kandı.. Kafasını ağaca doğru kaldırdı.. Zombi birden bire Zühal'in üzerine doğru atladı.. Zühal ile birlikte yere düştüler.. Zombi Zühal'in üzerindeydi.. Zühal ise elleri ile Zombiyi engellemeye çalışıyordu.. Zombi Zühal'i ısırmak üzereydi.. Zühal Zombinin Yakasından tutuyordu Bacaklarını karnına doğru çekti Zühal. Sonrada bacaklarını havaya kaldırdı.. Bacaklarından destek alarak Zombiyi üstünden fırlattı.. Zombi yavaşça ayağa kalkacağı sırada Zühal kafasına bir tekme attı. Yerden aldığı taşlada zombinin kafasını ezdi.. Yere düşen silahını tekrar eline aldı Zühal.. Bir ağaca yaslandı.. Bir kaç dakika durdu.. Sonra tekrar ayağa kalktı ve hiç bir şey olmamış gibi yürümeye devam etti..

İlerledi.. Sonra evler gelmeye başladı karşısına.. Issız şehirde tek başına yürüyordu..  Etrafta ne insan nede zombi vardı.. Bazı perdeler tamamen kapalıydı.. İnsan olabilirdi içlerinde.. Fakat Zühal umursamadan yürümeye devam ediyordu.. Arkadaşları onu yarı yolda bırakmıştı. Şimdi çok daha iyi anlıyordu.. Limanda bıraktığı insanların hissettiklerini. Yalnızlık zordu böyle bir dünyada.. İlerlemeye devam etti.. Yürüdü.. Artık sahil gözüküyordu..  Sahile bir kaç kilometre vardı.. Orada bir balıkçı teknesi gözüküyordu..

Birden her taraftan zombiler çıkmaya başladı..  Zombi sürüsü çok kalabalıktı.. Onları yarıp geçmenin imkanı yoktu. Sağ tarafa doğru koşmaya başladı.. Oradan da zombiler geliyordu. Fakat bir kaç taneydi.. Onlara ateş ederek durdurabilirdi.. Zombilerin olmasına aldırmadan koşmaya devam etti. Zombiler nasıl olsa ağır hareket ediyorlardı.. Önüne çıkan bir kaç zombiyi halletti.

Zühal yürüyor zombiler de peşinden geliyordu. Önemli değildi.. Tekneye kadar zombilerden hızlı koşabilse onun için yeterdi. Zühal pek iyi yüzme bilmiyordu. Fakat genede kayık onu korkutmuyordu.. Başarabilirdi.. Zühal koşmaya devam etti..
Zombiler ise Zühal'i takip etmeyi sürdürüyordu.. Aralarında üçyüz metre vardı.. Zühal birden bir adamın suya doğru koştuğunu gördü.. Arkasından ise zombiler geliyordu adamın.. Adam tekneye atlamıştı.. Zühal sahile doğru bir yandan bütün gücüyle koşuyor bir yandan ise bağırıyordu '' Benide Bekle '' '' Isırılmadım '' diye.. Fakat adam Zühal'i görmesine rağmen beklemeden tekneyi çalıştırdığı gibi uzaklaştı.. Zühal teknesiz kalakalmıştı.. Onun daha önce yaptıklarını ona bu sefer bir adam yapıyordu..Roller değişmişti.. Arkasındaki zombiler ve sahilden gelen zombiler iyice yaklaşmıştı.. Zühal sahil yolundan koşmaya başladı.. Adayı boydan boya koşarsa kendi teknelerini bulabilirdi..

Arkasına bakarak koşmaya başladı.. Zombiler ise peşinden geliyordu.. Önüne çıkan zombileri avlıyordu tek tek.. Kilometrelerce koştu.. Artık ayaklarını hissetmiyordu.. Aç ve susuzdu.. Kumsal karşısına çıkmıştı.. Denize buradan giriyordu kınalı adası halkı.. Çok yorulmuş ve bitap düşmüştü.. Daha fazla kaçabilecek enerjisi kalmamıştı.. Zombiler ise ısrarla onu takip etmeyi sürdürüyordu..  Fakat karşısından da zombiler gelmeye başladığını fark ettiğinde çok geç olmuştu.. Dinlenmek için eğilmiş ve dizlerini tutuyordu.. Kafasını kaldırdığı zaman her yerden zombilerin geldiğini görmüştü.. Kumsala doğru koştu ve ateş etmeye başladı.. Bir kaç zombiyi yere sermeyi başarmıştı.. Artık yolun sonuydu onun için. Yüzüp kurtulabilmeyi düşündü. Fakat yüzme bilmiyordu.. Boğulabilirdi. Aynı zamanda yüzmeye enerjiside kalmamıştı.. En önden gelen bir zombiyi de kafasından vurarak düşürdü.. Artık son kurşunuydu.. Kurşunlarını saymıştı.. Bunu bir Zombi filmde görmüştü.. Son kurşunu kendi için saklamıştı.  Birden hücumbotların seslerini duydu.. Deniz tarafından geliyorlardı.. Kızıl Yıldız Tim'iydi bu tim.. Sahildeki bütün zombileri temizlemeleri on dakikalarını bile almamıştı.. Zühal kurtulmuştu.. Zühal'i hemen muayene etti doktor. Sağlıklıydı..

Zühal '' Arkadaşlarım Nagihan ve Hasan ''

'' Onlarda orada ''

Doktor '' Merak etme.. Kızıl Yıldız Tim'i adayı istiyor ''

'' O yüzden oradalarsa bulurlar.. ''

Zühal derin bir nefes almıştı..

Kızılyıldız timi şehir merkezine ulaşmıştı.. '' Sağ kalanlar Pencereye çıksınlar '' diye anons yapılıyordu.. Bunun aslında iki sebebi vardı. Birincisi sesden dolayı ortaya çıkacak zombileri temizlemek ikinciside kurtulan birileri varsa onları yetiştirip kendi timine alabilmekti..

Marketin önünde zombiler toplanmış bir insanı parçalıyorlardı.. Anonsu duyunca yemeği bırakıp ayağa kalkıp sese doğru yürümeye başladılar.. O yedikleri insan Hasan'dan başkası değildi.. En önde yürüyen zombilerden bir tanesi ise Nagihandı..

Kızılyıldız Adayı tamamen üç günde temizlemeyi başarmıştı.. Zühal artık kızılyıldızın bir elemanı olmuştu..

62. Bölüme Katkılarından Dolayı Nymeria Zühal , Nagihan ve Hasan'a Teşekkür Ederiz. Trabzon'a Selam Olsun..

12 Ocak 2014 Pazar

62. Bölüm Yecüc ve Mecüc

Zombiler Gece geç saatlerde edirne den ülkeye giriş yapmıştı. Ama bazı insanlar zombilerin hala gerçek olmadığına inanıyorlardı..  Kıyamet gününe inanan müslüman bir ülke zombilerden gelecek bir kıyameti saçma görüyorlardı. Fakat islamiyette Yecüc mecüc den bahsedilir.

İslam inancına göre çeşitli kıyamet alâmetleri vardır ve bu kıyamet alametleri sırayla olacaktır. İşte yecüc mecüc'te kıyamet alametlerinden biridir. Yecüc ile Mecüc denilen varlıklardan, Kitab-ı Mukaddes'in Yaratılış, Hezekiel, Vahiy kitaplarında ve Kur'an'da dahil tüm kutsal kitaplarda yer alan, yeryüzünde bozgunculuk çıkaran ve gerçek mahiyetlerini Allah'ın bildiği, insan ırkını ortadan kaldırmaya kadar ileri gidip bozgunculuğa çalışacakları söylenen çeşitli mitolojilerde ve kültürlerde insanlar olarak ya da dev, şeytan, kavimler veya ülkeler olarak anılan iki kötü millettir diye tanımlanmaktadır. Yecüc ve Mecüc kavimlerinden, Kur'an-ı Kerim'de Kehf Suresi'nde ve bazı hadislerde bahsedilmektedir yecüc mecüc

Yecüc ve Mecüc'ün çıkardıkları pis kokularından yer yüzü yaşanamayacak bir hal alır.

Yecüc Mecüc öylesine kalabalık bir topluluktur ki ırmakların ve göllerin suyunu içerek tüketebilirler. Hepsi birden tek bir insanın ölümü gibi ölecekler, öldüklerinde leşlerinin kaplamadığı bir karış yer bulunamayacak. Bunlara ne dağ dayanır ve ne de demir. Onların ikinci sınıfı da kulaklarının birini serer, ötekini de kendisine yorgan yapıp öyle yatar. Fil, yabani hayvan, deve ve domuz ne görürlerse yerler. Onlardan birisi öldüğünde de onu yerler, Onların bir ucu Şam'da, bir ucu Horasan'da olacaktır. Doğu nehirlerinin tümünü ve Taberiye Gölü'nü de içeceklerdir.

Yecüc ve Mecüc'ün biraz daha modernidir zombiler..

Zombilere inanmayan birisi de Trabzon valisiydi. Okulları tatil yapmadı. Yerel kanalda büyük bir kibir ile Trabzon da her evde beş silah vardır. Zombiler buraya gelirse günlerini görür gibisine saçma bir açıklama yapmıştı. Evet Trabzon da her evde beş tane silah olabilir. Fakat beş yaşında bir kız çocuğu seni hamburger gibi görüp üzerine atladığında o silahın tetiğini çekecek vicdan hiç birimizde olmayabilir. Yada ailemizden birisi ısırılınca onu öldürmek yerine onun düzelmesini beklemekte aptalcadır. Ama bunu en dandik filmlerde bile görürsünüz..


Her okul tatile girmişti. Fakat Zühallerin okulu tatil nedir bilmiyordu.. Saçma bir tarih dersinin ortasında bulmuştu kendini Zühal. Tarih hocası ders anlatırken o her zaman olduğu gibi defterini çıkarmış defterini karalıyordu. Tarih dersini anlatan öğretmende Zühal not tutuyor edasıyla karışmıyordu.. Zühal defterine 23 rakamını bir dövme gibi işliyordu.. Okulda kıyafet serbesti. Siyah deri ceketiyle Zühal bir savaşçıyı bir asiyi andırıyordu..

Ders çok sıkıcıydı.. Havalar soğuktu Trabzon da.. Doğal gaz yanıyordu.. Sınıf çok sıcaktı.. Bazıları uyuyor bazıları ise başka şeylerle ilgileniyordu. Tarih öğretmeni ise hiç birini umursamıyor. Dersi anlatmaya devam ediyordu.  Kapı birden açıldı..
Boynunu tutuyordu takım elbiseli Matematik öğretmeni.. Herkesin zombi olduğumda ilk onu ısıracağım listesinin başında gelen matematik öğretmenini zombiler çoktan ısırmıştı bile. Matematik öğretmeni '' Zombiler '' dediği gibi yere düştü.. Yerde titriyordu. Sınıftaki herkes çok korkmuş ve çığlık atmaya başlamışlardı. Kapıdan o an iki zombi belirdi ve şoka girmiş tarih öğretmenini de ısırmaya çoktan başlamışlardı..  Öğrenciler çoktan çığlık çığlığa kapıdan dışarıya çıkmaya başlamışlardı. Zühal ise çantasından çıkardığı sopayı eline aldı. Nagihan ise şaşkınlıkla bakıyordu sıra arkadaşına..  Nagihan ile birlikte sınıftan çıktı Zühal.. Koridorda tamamen kargaşa hakimdi.. Çıkış kapısına doğru yöneldiklerinde ise kalabalık bir zombi grubunun okula doğru geldiklerini görmüşlerdi. Hasan yanlarına geldi. Hasan '' Bodruma inelim '' Buradan '' dediğini işitti sadece Zühal.. Hasan'ın söylediğini düşünmedi bile.. Sadece yaptı.. Doğru yada yanlış diye düşünmedi.. Merdivenlerden hızlı bir şekilde aşağıya indiler.. Karanlık ve geniş bir koridordan arkalarına bakmadan koşmaya başladılar.. Sonunda kendilerini kapalı ve zombilerin olmadığı bir yere atmışlardı..

Hasan '' Nasıl oldu bu anlamadım ''

'' Zombiler ne zaman geldi trabzon a ''

Nagihan '' Hiç bir fikrim yok ''

'' Türkiye'ye ne zaman geldi ondan bile haberim yok ''

Hasan '' Belki Rusya dan filan gelmiştir ''

Nagihan '' Bilemem ''

Zühal '' Nasıl geldilerse geldiler ''

'' Artık yaşamaya çalışacağız ''

Dışarıdan kapıya vurulma sesleri geldi.. '' Bizide alın '' diye bağırıyorlardı..

Hasan '' Kapıyı açmayalım ''

'' Filmlerdeki gibi ısırılmış olabilirler ''

Zühal '' Saçmalama Hasan ''

'' Bir kişi ısırıldı diye diğerlerini de ölüme mi ? terk edeceğiz ''

Zühal kapıyı açtı..

Kapıdan içeriye bir anda yirmiye yakın öğrenci ve üç tane de öğretmen daldı.. Bir kaç tanesi ısırılmıştı aralarından..  Edebiyat öğretmeni soğukkanlı olmaya çalışıyor fakat korkudan titriyordu. Öğrenciler bile onun kadar korkmuyorlardı..  Edebiyat öğretmeninin eşi olan beden öğretmenide kafileyle birlikteydi. Fakat eşini zombilerden kurtarmaya çalışırken kolunu bir zombi ısırmıştı. Zombi etini öyle bir ısırmıştı ki kolunda kemik gözüküyordu..

Telefonlar çalışmıyor dedi Nagihan.. Bunu söyledikten sonrada ağlamaya başladı.. Nagihan ağlarken başka öğrencilerde oturdukları betonda ağlıyorlardı.. Zühal ısırılanlara baktı.. Tahmininden çok fazla kişi ısırılmıştı.. Hepsini öldürmesi çok zordu. Ölmek istemeyecekler ve zombiye dönüşme gerçeğini kabul etmeyeceklerdi. Bunu biliyordu. Kurtulanların içinde okulun hademesi de vardı.. Okulun hademesine doğru yaklaştı Zühal..

Zühal '' Bodrumdan dışarıya açılan bir yer var mı ? ''

Hademe '' Kullanılmayan kömürlükten bir çıkış var ''

Zühal '' Buraya yakın mı ? ''

Hademe '' Evet yakın ''

Zühal '' Bana orayı tarif edebilir misin ? ''

'' Yardım getirmeye gitmeliyim ''

Zühal biliyordu ki buradan kaçmak istiyorum derse izin vermeyeceklerdi. Ama yardım getirmeye gidiyorum derse hepsi onay verirdi.. Öğretmenleri bile ilgilenmiyordu. Herkes can derdine düşmüştü.

Hademe '' Çok kapı var ''

'' Bu karanlıkta orayı çıkartamazsın ''

Zühal '' Beni oraya götürebilir misin ? ''

Hademe '' Olur ''

Zühal '' Hadi gidiyoruz Nagihan ve Hasan ''

Nagihan ve Hasan birbirlerine şaşkın bir şekilde baktılar '' Nereye '' bile demeden ayağa kalktılar..

Zühal elindeki sopaya bir bez bağladı ve onu yaktı.. Meşale gibi tutuyordu.. Diğerleri de oradan buldukları bir kaç sopayı aynı şekilde yaptılar.. Kapıdan çıktıklarında bir zombi üzerlerine doğru gelmeye başlamıştı.. Zühal zombinin kafasına vurduğu gibi yere düşürdü zombiyi. Zombi yerde yatıyordu. Okulun hademesi bu taraftan dedi.. Okulun hademesinin gösterdiği yere doğru koşmaya başladılar.. Zombiler ise peşlerinden geliyordu.. Filmlerdekinin aksine daha hızlı yürüyorlardı.. Öğretmenler ve öğrenciler bodruma indikleri sırada onları takip etmiş olmalıydı bu kadar zombi.. Sonunda kapıyı bulmuşlardı.. Kapıyı açtı hademe.. Zühal Nagihan ve Hasan içeriye girdiler.. Zombilerde peşlerinden geliyordu.. Kullanılmadığı için kapının kilidi pek sağlam değildi. Kapıya zombiler vurmaya başlamışlardı bile.. Çıkış kapısına vurmaya başladı Hademe kapıyı açmaya çalışıyordu.. Fakat kapı arkadan kilitliydi. Diğer kapıdan zombiler içeri girmeye çalışıyor. Çıkış kapısında ise Zühal ve arkadaşları kaçmaya çalışıyorlardı..

Zombiler tahta kapıyı kırmaya başlamışlardı.. Zombiler kapıyı kırarak içeriye girmeye çalışıyorlardı. Bunu gören Hademe iyice panik yaptı.. Kapıyı daha fazla zorluyordu. Fakat unuttuğu tek bir şey vardı. Oda kapının arkadan kilitli olduğu.. Hademe zombilerin içeriye gireceğini anlamıştı. Kapıya doğru koştu. Kapıyı tutuyordu.. Diğer kapıyı ise Hasan zorluyor fakat açılmıyordu. Zühal etrafı araştırırken bir balta gördü. Balta ile kapıya vurmaya başladı. Baltayı her vuruşunda kapı biraz daha kırılıyordu.. Tahta kapıyı kırmaya başlamıştı Zühal.

Zuhal kapıda tam çıkacakları kadar yer yapmıştı bile. Nagihan kapıdan dışarı çıktı. Hasan ve Zühalde peşinden çıktılar.. Arkadan hademe zombilerin geldiği kapıyı tutmayı bırakıp çıkış kapısına doğru yöneldi. tam Zühal'in açtığı kapıdan çıkacakken zombi hademeyi yakaladı. Hademeyi birden ısırmaya başladı zombi. Hademe öyle bir acı ile bağırıyordu ki bütün okul yankılanıyordu.. Hasan Okul'un hademesine yardım etmek için koştu fakat Zühal onu engelledi. Ona yardım edemeyiz dercesine.. Okuldan ormana doğru koşmaya başladıklarında hava çoktan kararmaya başlamıştı bile..

Nereye gideceklerini bilmeden yürüyorlardı ormanın içinde.. Hava soğuktu.. Yağmurla karışık kar yağıyordu başlarına.. Karınları açıkmıştı.. Ormanın içinden yürüyorlardı.. Nereye gittiklerini bile bilmeden.. Ayakkabıları ve pantolonları çamur olmuştu..
Nagihan ısrar ile okul çantasını taşıyordu.. Kuru bir yer bulmaya çalışıyorlardı.. Sonunda avcı kulübesine benzer bir yer bulmuşlardı.. Soğuktan ve gecenin tehlikelerinden koruyacakları bir yerdi. Kapısını çok rahat açarak kulübeden içeri girdiler..
Kulübe harabe halindeydi. Ama genede bir sobası vardı.

Hasan ve Nagihan okul çantaları bu kaosta bırakmamışlardı.. Zühal ikisininde çantasından aldığı defter ve kitapları sobanın içine attı. Sobanın hemen yanında duran odunları da sobanın içine atarak orada bulduğu kibriti ateşledi zühal..

Nagihan '' Ne Yapıyorsun ''

Zühal '' Defter ve kitapların artık sana bir hayrı yok ''

'' Bırak ta zatürre olma ''

O kadar korkmuş üşümüş ve ıslanmışlardı ki.. Kulübe ısındığı anda uyuya kalmışlardı çoktan.. Artık sabah olmuştu.. Kuş sesleri ile birlikte uyanmışlardı.. Sıçrayarak uyandı Zühal yatağından.. Bütün gece kabuslar görmüştü üç arkadaşta.. Karınları çok acıkmıştı.. Fakat zombilerden de korkuyorlardı.. Neşe dolu üç arkadaş susuyorlardı.. Suskunluğu Zühal bozdu..

Zühal '' Hadi yemek bulalım dedi ''

Nagihan '' Her tarafta zombiler var '' diye ekledi korkak bir ses tonu ile..

Zühal '' Nasıl hareket ettiklerini gördük ''

'' Avantajları kalabalık olmaları ''

'' Hızlı ve dikkatli olursak onları çok kolay atlatırız ''

Nagihan '' Ben gelmiyorum bekleyeceğim ''

Zühal '' Sen bilirsin ''

'' Ben gidiyorum ''

'' Buraya da yemekle döneceğimi sanmayın. Çok beklersiniz ''

Hasan '' Bende seninleyim Zühal ''

Hasan'ında Zühal ile birlikte gelmesi ile Nagihan tek kalacaktı. Tek kalmaktan da korkuyordu Nagihan.. O yüzden onlarla birlikte geliyordu.. Şehir merkezine doğru yürümeye başladı üç arkadaş.. Yaklaştıkça Trabzonun yıkıldığını çok daha fazla görebiliyorlardı..

Zühal'in aklına Trabzon valisinin açıklamaları geldi. '' Evet gününü gördü bir taraf ama bu Trabzon halkımı yoksa Zombiler mi belli değil '' diye mırıldandı içinden.. Trabzon şehri alev alev yanıyordu.. Şehire ulaşmalarına bir kaç kilometre kalmıştı..

Karınları aç ve yorgundular..

Ama en önemliside çok korkuyorlardı.. Bir zombinin etlerinin parçalaması.. Isırık acısı ile birlikte ölmekten.. Üç arkadaş evlere yakındılar.. Ağaçların arasında etrafı gözlemliyorlardı..

Nagihan '' Ne yapacağız ''

Zühal '' Öncelikle Yiyecekleri bol bir yer bulmalıyız ''

'' Sonrada kendimizi deniz yoluyla marmara denizine atmalıyız ''

'' Orada güvenli adalardan birine gideriz ''

Hasan '' Zühal Sana katılıyorum fakat karadeniz denizini aşmak zor olur ''

'' İyi bir kayık bulmalıyız ''

Zühal '' Buluruz bence ''

'' Fakat şu ilk zombi saldırısını atlatmalı ve kendimize kalacak bir yer bulmalıyız açlıktan ölmeden önce ''

'' Sonra zombiler yiyecek bir şey bulamadıklarında ''

'' Ortalıkta amaçsızca dolanmaya başlayacaklar ''

'' Güvenin bana ''

Nagihan '' Nereden biliyorsun bütün bunları ? ''

Zühal '' İnternette çok fazla video izledim kızım ''

'' Sen benim evde ne yaptığımı sanıyorsun ''

'' Facebookta oyun oynadığımı mı ? ''

Nagihan '' Evet ''

Hasan '' Şişştt sessiz olun buraya doğru gelen birileri var ''

Yirmili yaşlarda bir erkek ve bir kız Zühal ve arkadaşlarına doğru koşuyorlardı..

Nagihan '' Aman Allah'ım Zombiler üzerimize doğru geliyor ''

'' Bizi farkettiler ''

Zühal '' Saçmalama Zombiler koşamaz ''

'' Sessizce durun.. Geçip gitsinler yanımızdan..  ''

'' Ne kadar kalabalık o kadar riskli ''

Hasan '' Belki yardımları dokunur ''

Zühal '' Belkide bizide öldürtürler ''

'' O yüzden sessiz olunda geçip gitsinler yanımızdan ''

Zühal ve Arkadaşları Adam ve kadının geçip gitmelerini bekliyorlardı.. Aniden kız yere düştü.. Kum çuvalı gibi hareketsizdi. Birden Kız yerde titremeye başladı. Erkek ağlamaklı gözlerle kıza bakıyordu.. Yüzünü okşuyordu.. Allah'ım diye bağırıyordu.. Kız hareketsizce duruyordu. Erkek ona sarılıyordu.. Kız birden gözlerini açtı fakat o güzel gözleri gitmiş. Yerini bem bembeyaz soluk bir renk almıştı. Kız Adamın boynunu ısırmak için kocaman ağzını açtı ve bir hamburgere ilk ısırığı atar gibi adamın boynunu ısırıverdi.. Adam canı çok yandığı için mi yoksa korkudan mı bu kadar çok bağırıyordu kimse bilmiyordu. Kimsede umursamıyordu..Adamın bağrışları etraftaki başka zombileri kendine doğru çekmekten başka hiç bir şeye yaramıyordu. Adam canı yanarken birden kendini geriye çekerken kızıda ileriye doğru ittirdi. Kız sırt üstü yere düşerken erkek ise götünün üzerine düşmüşmüştü. Ayağa kalkmadan oturur vaziyette ayakları ile geri geri gidiyor kızdan uzaklaşmaya çalışıyor bir yandan da kanayan boynunu tutuyordu.. Kan kaybından ölmek istemiyordu adam. Fakat kan kaybından başka düşünecek şeyleri vardı. Enfeksiyon kapmıştı. Zühal ve arkadaşları ise sinema filmi izler gibi izliyorlardı. Adam ve kadının Koşarak geldikleri yerden bir kaç zombi daha belirdi.. Erkek boynuna baktı.. Kanıyordu.. Ayağa kalktı. ilk şoku atlatmıştı. Boynunu tutarak ormanlık alana doğru koşmaya başladı. Bu sırada zombiye dönüşmüş olan kız arkadaşı adamı ayağından yakaladı. Adam yüz üstü yere çakıldı.. Çok kötü düşmüştü. Fakat mücadeleyi bırakmıyor sürünerek kaçmaya çalışıyordu.. Fakat zombiye dönüşmüş kız ayaklarından fena yakalamıştı.. Adamın üzerine doğru tırmanıyordu.. Adam kaçmaya çalışıyor kız ise üzerine doğru geliyordu.. Arkadan yürüyen zombilerde yetişmişti. Yer sofrasına oturur gibi adamın etrafında toplandılar.. Adamın artık kaçacak yeri yoktu. Adamın çığlıkları duyuluyordu sadece..

Zühal '' Bu taraftan ''

'' Hayat boyu bunu izleyecek halimiz yok ''

'' Film bitti ''

Diyerek koşmaya başladı.. Adamın hemen yanından hızlıca koşuyordu üç arkadaş. Zombiler adam ile ilgilendiklerinden Zühal ve arkadaşları ile ilgilenmiyorlardı. Zühal ve Arkadaşları ara sokaklardan hızlı ve sessizce ilerliyorlardı..
Zombileri gördüklerinde ya evlerin arkalarına yada çöp tenekelerin arabaların arkalarına saklanıyorlardı.. Temkinli olmaları hayatlarında belkide ilk kez başlarına geldiği için tedirgindiler.. Hiç bir şeyi düşünmeden yapıyorlardı bu zamana kadar. Ceplerindeki son paralarını bile düşünmeden harcayabiliyorlardı.. Fakat artık sokakta attıkları adıma bile dikkat etmeleri gerekiyordu..

Zühal nereye gittiğini biliyor gibiydi.. Arkadaşlarıda Zühal'i takip ediyordu.. Tek sıra halinde hızlı ama dikkatli bir şekilde ilerliyorlardı.. Sokak aralarından arabaların arkalarından geçiyorlardı.. Pis kokan çöp tenekelerini kendilerine kamuflaj yapıyorlardı.. Daha günler önce iğrendikleri çöp tenekelerine saklanmak nasıl bir duyguydu acaba ? O kötü kokan çöp tenekelerine iğrenerek bakan Zühal ve arkadaşların hiç bir zaman çöp tenekelerine saklanacakları akıllarına gelmiş miydi..

Bir marketin arka kapısını gelmişlerdi.. Gelişi güzel park edilmiş arabanın üzerine çıktı Zühal.. Elindeki sopa ile camı yavaşça kırdı.. İçeriye girdi.. Usta bir hırsız gibiydi.. Arkadaşlarına kapıyı açtı.. Hasan ve Nagihan içeriye girdiler.. Hemen markette yiyecek olarak ne istiyorlarsa yemeğe başladılar.. Hasan '' Hepsini yiyeceğim '' diye bağırıyordu.. Bir zombiden daha açtı..

Zühal yemek yerken bile bir kapıya bakıyordu..

Karınlarını doyurmuşlardı..

Zühal ayağa kalktı.. Kapıya doğru yöneldi.. Demir bir kapıydı bu.. Kapıyı bütün gücüyle ittirdi.. Kapıyı yavaşça açtı.. Bu kapı yan taraftaki silah dükkanına açılan bir kapıydı aslında. İki dükkanında sahibi aynı adamdı. Ve araya bir kapı yaptırmıştı sadece.. Kapıdan içeriye girdi.. Silahlar karşısındaydı.. Zombi saldırısına karşı koyabileceği, direneceği, mücadele edebilmesi için gerekli olan şeyler karşısındaydı. Sevinmişti bir anda Zühal.. Aslında saçma bir sevinçti. Çünkü dışarısı zombi kaynıyordu.. Arkasından Hasan ve Nagihan'da geldi.. Gözlerine inanamıyorlardı.. Silahlar karşılarındaydı..

Taşıyabilecekleri kadar silah aldılar.. Birden bir arabanın ani fren sesi duyuldu.. Zühal ve arkadaşları sanki birer suçlu gibi korkmuşlardı.. Evet bu yaptıkları suçtu.. Fakat artık adalet yoktu.. Zühal ve arkadaşları saklanmışlardı silah raflarının arkasına..
Üç kişi girdi silahlıktan içeri.. Hasan heyecandan rahta duran bir kutuyu devirdi. Zühal kahretsin dedi ve saklandığı yerden çıkarak silahı adamlara doğru doğrulttu. Üç kişilerdi. İki erkek bir kadın.. Yirmili yaşlardaki adamda silahını Zühal'e doğrulttu.

2. Adam '' Herkes sakin olsun ''

'' Murat sende sakin ol ''

'' Silahını indir ''

Murat '' Kim olduklarını bilmiyoruz ''

2. Adam ( Selim ) '' Öğreneceğiz. ''

'' Silahını indir ''

Murat yavaşça silahını indirdi. Zühal hala silahını doğrultmuş bekliyordu.. Adımlarını geriye doğru atıyordu.. Cama doğru yaslanmıştı..

Selim '' Benim adım Selim. Bu oğlum buda kızım ''

'' Sizlere zarar verme gibi bir niyetimiz yok ''

'' Bir otobüsümüz var ''

'' Bir grubumuz var ''

'' Eğer isterseniz sizde bizlere katılabilirsiniz ''

'' Batıya doğru gideceğiz ''

Adamın bu laflarına Nagihan ve Hasan inanmıştı. Zühal Nagihan ve Hasan'a baktı. Onların tepkisiz kalmaları Zühal'i birazda olsa yumuşatmıştı.. Peki dedi ve silahını oda indirdi..

Selim '' Taşıyabileceğiniz kadar silah ve mermi alın ''

'' Herkes çabuk olsun ''

Herkes silah ve mermileri alabildiği kadar aldılar.. Sonra geldikleri kapıdan çıkarak arabaya bindiler.. Araba ile Trabzon'un batısına doğru akyazıya doğru gelmişlerdi. Orada Selim'in söylediği gibi büyük bir konvoy onları bekliyordu.. Kadınlar Erkek ve çocuklar.. Selim '' Zühal Nagihan ve Hasan'a '' otobüse binin dedi. Onlarda itiraz etmeden binmişlerdi. Zühal bu kadar insanın planının ne olduğunu bilmiyordu ama onlara ayak uydurmak istiyordu..  Sahil yolunu takip ediyorlardı.. Ağır ve temkinli bir şekilde ilerlemeye devam ediyorlardı.. Planları Marmara'ya ulaşmak. Oradan da düzgün bir adaya gitmekti. Planları Zühal'in planıyla aynıydı.. O yüzden hiç sorun etmiyordu Zühal..

Otobüs devam ediyordu.. Zühal Otobüsün camına kafasını dayamış uyuya kalmıştı.. Elindeki silahı ise bırakmıyordu.. Ön koltukların birinden bir çığlık sesi ile uyandı Zühal.. Ön koltuklarda oturan bir adam yanındaki karısını ısırmıştı.. Kadının çığlık sesleri kesilmişti.. Şah damarı parçalanmış kadın oracıkta ölmüştü.. Şoför birden frene bastı.. Arabayı durdurdu.. Korkudan kendini dışarıya atmış fakat kapıları açmamıştı.. Otobüsün fren yapması ile birlikte zombi saldırısından kurtulan insanlar paniklemişti.. Zühal birden oturduğu yerden kalktı ve koridora çıktı. Elindeki silahı Zombiye doğrulttu.. Zombi panikleyen insanları ısırmaya devam ediyordu.. Karısıda zombiye dönüşerek kalmıştı. Karı koca bir otobüs dolusu insanı yemeğe kararlıydılar.. Ön koltukta oturan herkes arabanın arkasına doğru kaçmaya çalışıyordu. Fakat Zombiye dönüşmüş olan karı ve koca yakaladığını ısırıyordu.. Zühal ise ateş edemiyordu.. İnsanlardan bir tanesine gelir diye korkuyordu.. Sonunda zombi karı koca ile baş başa kalabilmişti Zühal.. Zombilerden erkek olanı önden geliyor karısı ise onu takip ederek Zühal'in üstüne doğru geliyorlardı.. Zühal otobüsün içinde düşünmeden tetiği çekti.. Zombi birden sağ tarafa doğru döndü ve hiç bir şey olmamış gibi Zühal'in üzerine gelmeye devam etti. İkinci kez nişan aldı Zühal ve bu atışıda arabanın camından çıkıp gitti. Zombiler yaklaşıyordu.. Zühal içinden sakin ol sakin ol diye kendini telkin ediyordu.. Üçüncü kez nişan aldı.. Bu sefer tetiğe basmak için acele etmedi.. Üçüncü kez tetiğe bastığında zombinin beyni dağıldı.. Öyle bir dağıldıki arkadan gelen zombinin suratı kan ve beyin parçalarından görünmüyordu.. Zombi kum çuvalı gibi yere yığıldı. Fakat arkada dönüşmüş olan üç zombi daha Zühal'e doğru yürümeye devam ediyordu.. Zühal silahını peş peşe ateşledi.. Kulakları çınlıyordu sesten.. Geçici olarak sağır olmuştu.. Arka kapı açılmış insanlar kaçmaya çoktan başlamıştı fakat Zühal duymadığı için ateş etmeyi sürdürdü.. Son zombiyide yere sermişti bir daha hiç kalkmamak üzere.. Gecenin karanlık yüzü bir kez daha kendini gösteriyordu.. Zühal zombileri etkisiz hale getirdikten sonra otobüsten inmişti.. Üzerine zombilerin kanı bulaşmıştı..

Zühal '' Allah kahretsin ''

Nagihan '' Ne oldu ısırıldın mı ? ''

Zühal '' Bu mont en sevdiğim montumdu.. üzerine kan sıçradı ''

Nagihan '' Korkma temizlenir ''

Zühal '' Temizledim Otobüsü ''

Ağlayan Kadın '' Oo otobüse bir daha binmem ben '' diye bağırıyor ve ağlıyordu.. Diğer yolcularda aynı psikolojiye sahiptiler.. Zühal Deniz kokusu alıyordu.. İleride ise bir ışık görüyordu..

Zühal '' Herkes beni takip etsin ''

Zühal yürümeye başladı. Nagihan ve Hasan onu şaşkın şaşkın takip ediyorlardı.. Diğerleride onlara ayak uydurdular.. Zühalin tahmin ettiği gibi bir balıkçı barınağıydı burası..

Şile'nin ufak limanlarından bir tanesiydi..

Zühal '' Buradaki birkaç kayık ile adalara ulaşabiliriz '' diye bağırdı..

Selim '' Zühal haklı ''

'' Bundan sonrasını deniz yolu ile devam edelim ''

'' Kara yolu riskli ''

Zühal '' Öncelikle otobüste ısırılmış olan var mı ? ''

'' Onları tespit etmemiz gerekir ''

'' Aynı hatayı iki kez yapmamalıyız ''

Selim '' Ne hatası ''

Zühal '' Isırılanlar bir adım öne çıkabilir mi ? ''

Dört kişi bir adım öne çıktı. Kollarından veya sırtlarından ısırılmışlardı..

Zühal '' Üzgünüm ki sizde oradakiler gibi zombiye döneceksiniz ''

'' Ve sizi burada bırakmak zorundayız ''

Adam '' Sen kim oluyorsun da bunun kararını veriyorsun ''

'' Ben oğlumu bırakmayacağım ''

Zühal '' O zaman zombi ısırmadan önce kurtaracaktın oğlunu ''

'' Korkak bir tavuk gibi kaçmayacaktın ''

Adam '' Sen kime korkak tavuk diyorsun '' diyerek Zühal'in üzerine doğru adım attı..

Zühal ise silahını adama doğrulttu.. '' Hiç tavsiye etmem ''

Zühal '' Tamam ısırılmış olanlarla kalın o zaman ''

'' Ben kendi hayatımı riske atamam ''

'' Ben gidiyorum ''

'' Beni takip eden olursa kurşunu beynine yer ''

'' Nagihan Hasan ''

'' Erzakları ve silahlarımızı şu tekneye koyun gidiyoruz ''

Selim '' Oğlum Kızım ve Bende sizlerle geliyoruz ''

Zühal '' Hadi Allahaısmarladık ''

Adam '' Selim bizi burada bırakıp gidiyor musun ? ''

Selim '' Ailemi düşünmek zorundayım. Zühal haklı. Onlardan bir tanesi seni ısırdımı eninde sonunda onlardan oluyorsun. Tıpkı karım gibi ''

Adam '' Herkes zombiye dönüşecek diye bir şey yok Selim ''

Selim '' Evet bir zombi ısırdı diye zombiye dönüşecek halin yok ''

'' Fakat dönüşmeyeceğinin de garantisi yok ''

'' Bu zamana kadar kim ısırıldıysa ısırılsın zombiye dönüştü ''

'' O yüzden üzgünüm Adnan ''

'' Burada onlarla kalmak isteyen kalabilir ''

'' Ben ısırılmayanlarla gidiyorum ''

Adam '' Lanet olsun iyi git '' diye birden bağırdı..

Otobüsteki saldırıdan kurtulmuş üç kadın iki erkek ve beş çocukta Selimlerle birlikte geliyorlardı.. Diğerlerini ise limanda bıraktılar..

Selim cebinden çıkardığı sigarasını yakarken son kez limanda kalan insanlara bakıyordu.. Hiç birinin fazla dayanamayacağını biliyordu.. Selim dışında tekne kullanan yoktu zaten.. Pişmanlık içini sarıyordu.. Ama artık yapabilecekleri bir şey yoktu..  Gece karanlığında istanbul boğazını geçmek tehlikeli olabilirdi. O yüzden açıkta bekleyip güneşin doğmasını bekliyorlardı.. Güneş kendini gösterdiği anda ise istanbul boğazını geçmeye başlamışlardı.. İstanbul alev alev yanıyordu.. Zühal teknenin güvertesinden daha önce üç dört kere gezmeye gelip aşık olduğu istanbulu alevler içinde görüyordu.. Zühal'in içinde ince bir hüzün kaplamıştı.. Selim eski kaptan olduğu için boğazın azgın sularından nasıl geçileceğini iyi biliyordu..  Bir güne yakın bir yolculuktan sonra Kınalı adaya gelmişlerdi.. Rum Manastırının olduğu limana demir attılar.. Etraf sakindi.. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte adaya demir attılar. Gece karanlığında adaya ayak basmak tehlikeli olabilirdi.. Yaz aylarında çok hareketli olan kınalı ada kış mevsiminde ise hayalet bir şehre dönerdi.. Çok fazla insan yaşamazdı..

Zühal '' Adaya bastığımızda şehir merkezinden uzak olalım ''

'' Ormanlık alanda bir yer çevirelim kendimize ''

'' Eğer ihtiyacımız olursa şehre ineriz ''

Selim '' Haklısın ''

'' Zombiler burayada gelmiş olabilirler ''

Zühal '' Kesinlikle gelmişlerdir ''


Zühal'in dediğini yapıyordu grup.. Rum Manastırının önünde bulunan Kınalı ada tanıtım haritasını almayı unutmamıştı Zühal.. Zühal rehberlik ediyordu.. Ormanlık alanda ilerliyorlardı.. Önlerine bir zombi çıktı. Zühal ateş ederek kafasını dağıttı. Artık eskisi kadar eli titremiyordu. Her yeni zombi öldürdüğünde daha da alışıyordu.. Silah sesi bütün adada yankılanmıştı.. Bir kaç el daha silah sesi duyuldu.. Zühal önlerine çıkan her zombiyi haklıyordu.. Silah seslerinden dolayı kuşlar yuvalarından uçmuştu.. Sonunda ormanlık alan içinde eski bir çiftlik buldular.. Çiftlikte üç tane zombiye dönüşmüş asker vardı.. Onlarıda tek tek vurdu Zühal.. Zühal'in acıması kalmamıştı..  Fakat son sıktığı kurşunların sesleri zombilere birer davetiye olarak ona geri dönecekti.. Hepsi buraya evimiz diyebilirdi. Ormanlık alanda zombilerden uzak bir yer..

Akşam üstü ..

Selim '' Nöbet sırası sende Murat ''

Murat '' Tamam baba ''

Selim '' Dikkatli ol. Bir şey görürsen yada şüphelenirsen bize haber ver ''

'' Kahramanı oynama ''

Murat '' Emredersiniz komutanım ''  Alaycı bir ses tonu ile babasıyla dalga geçiyordu..


Murat nöbet tuttuğu yere gelmişti. Yanında kız arkadaşı Burcuda vardı. Murat ile Burcu sonunda yalnız kalmışlardı.. Herkes uyumuştu.. Murat Burcu'ya sarıldı ve onu öpmeye başladı.. Yirmili yaşlardaki iki sevgili birbirleri ile sevişiyorlardı.. Onları ısırmaya gelen zombileri bile fark etmeden birbirlerini öpmeye devam ediyorlardı.. Zombiler yaklaştı ve Murat ve Burcu'ya birden saldırdılar.. Murat'ı bir zombi omuzundan ısırıverdi. Isırdığı parçayı yerken Murat'ın bağırma sesi gelmişti. Burcu ise üzerine sıçrayan kandan bağırıyordu. Başka bir zombi ise Burcu'yu ısırmaya çoktan başlamıştı. Bağırma seslerini duyan Selim koşarak oğlunun olduğu tarafa doğru ilerledi.. Elindeki silah ile zombiye benzettiği her şeye gecenin karanlığında ateş ediyordu. O kadar panik yapmıştı ki yan taraftan gelen zombi onu yakaladığı gibi yere düşürdü.. Zombi bir anda Selim'in suratını ısırdı ve suratından bir parçayı kopardı. Kopardığı gibi yemeğe başladı.. Selim acıdan bağırıyordu.. Selimin bağırmasını başka bir zombi boynundan ısırarak son vermişti..

Bağırma seslerine herkes uyanmıştı.. Zühal hadi herkes dışarıya diye bağırdı.. Zühal'in bu bağırmasıyla birlikte herkes bir anda dışarıya doğru çıkmaya başladı.. Erkeklerden biri '' Kapıları kapatalım burada kalalım '' diye bir öneri sundu.. Zühal '' Görmüyor musun çiftlik korumasız. Ve burada sıkışıp kalırız. İnsanların kokusunu alıyor bunlar.. Ayrıca çiftliğin her tarafı dökülüyor.. '' diyerek kendini dışarıya attı.. Selim'in kızı baba diye Selim'in yanına doğru koşmaya başlamıştı.. Zombiler onuda yakaladı.. Zombiler Selim'in kızınıda yakaladılar.. Isırmaya çoktan başlamışlardı.. Ama Selim'in kızının en büyük acısı.. Babasının ve Abisinin onu ısırmaya çalışması olacaktı..

Zühal, Nagihan, Hasan, Ebru, Demet , Osman ve Ali ile birlikte beş çocuk kalmışlardı.. Ormanlık alana doğru ilerlediler.. Her taraftan zombiler geliyordu.. Sanki zombiler bir kaleyi kuşatmışlardı.. Ebru'yu karanlıkta yakaladı zombiler.. Ebru'nun karnını ısırmaya başladı bir zombi.. Karnından kanlar çıkıyordu.. Ebru'nun etrafını saran zombiler taze etten bir parça alabilmek için birbirleri ile mücadele ediyorlardı.. Çocuklardan teki gruptan ayrı düştü.. İki ağacın arasında saklanmıştı.. Kalbinin sesini duyabiliyordu.. On yaşındaki bir çocuk için ağır bir yüktü.. Çocuk korkudan titriyordu.. Bir zombi arkasından yavaşça ona doğru yaklaşıyordu.. Zombinin nefesini ensesinde hissetti çocuk.. Korkudan dönüp arkasına bakmaya bile cesareti yoktu. Zombi çocuğu yakaladı ve ısırmaya başladı. Zombi terörü din dil ırk çocuk kadın erkek diye ayırmadan saldırmaya devam ediyordu..
Zombi terörü Filistin de olanlardan beterdi.. Filistin artık tüm dünyaydı..

Arkadan koşan çocuklardan tekinin ayağı takıldı ve yere düştü. Ali bunu farketti. Çocuğu ısırmak için bir zombi geliyordu.. Çocuğa çok yakındı.. Ali zombiye doğru bir yumruk attı zombi yere düştü. Ali Çocuğu kucağına aldı. Çocuk hem korkunun verdiği hisle hemde kollarının acımasından dolayı ağlamaya başlamıştı.. Koşmaya devam ediyorlardı karanlıkta.. Nereye bile gittiklerini bilmeden.. Demet ve ellerini tuttuğu iki çocuk kaybolmuştu.. Bağırıyorlardı.. Yardım edin diye.. Yardım edin diye bağırıyorlardı.. Bu bağırmalar aslında zombileri üzerine çektiğini bilmiyorlardı.. Zombiler bu bağırmalara doğru gelmeye başlamışlardı.. Demet zombilerin kendilerine doğru geldiğini gördü.. Çocuklara koşmaya başlayın.. Sakın arkanıza bakmayın dedi.. Yerden aldığı bir sopa ile zombilere vurmaya başladı.. Zombileri kendinden uzak tutuyordu.. Fakat zombilerin sayısı daha da çoğalmaya başlamıştı. Demeti çemberin içine aldılar.. Ve üzerine çullandılar.. Demet acıdan bağırıyordu.. Demet azından kan kusuyordu..

İki çocuk arkalarına bile bakmadan koşmaya devam ediyorlardı.. Önlerine birisi gelmişti.. '' Baba '' Diye bağırdı.. Evet bu onların babası Osmandı.. Boynundan akan kanlar gecenin karanlığında bir sim gibi parlıyordu.. Osman çoktan zombiye dönüşmüştü.. Çocuklar ikizdi.. Anneleri biraz önce zombiler tarafından parçalanmıştı. Oğulları için kendisini feda eden Demet'in iki oğlunun sonu kocası ikizlerin babası tarafından geleceğini bilmeden öldü.. Osman iki oğlunu birden ısırdı.. İkizlerin peşinden gelen diğer zombilerde Osmana katılmışlardı..

 Ali kucağındaki çocuk ile birlikte koşmaya devam ediyordu.. Ter içinde kalmıştı Ali.. Yorulmuştu.. Gecenin karanlığında nereye gideceğini bilmiyordu.. Koşmaya devam ediyordu sadece.. Önüne birden zombi çıktı Ali'nin.. Ali duraksadı ve geriye doğru bir kaç adım attı. Ağaçların arasından çıkan başka bir zombi Ali'nin sırtını ısırıverdi. Ali acıdan bağırmaya başlarken çocuğu kucağından indirdi. Çocuk koşarak kaçmaya çalışırken önlerine çıkan Zombi'nin avı oluyordu..

Geriye Sadece Zühal Nagihan ve Hasan kalmıştı.. Ama onlarında bundan haberi yoktu. Sadece çığlık seslerini duyuyorlardı.. Ormanlık alanda nereye gittiklerini bile bilmeden patika yoldan amaçsızca koşmaya devam ediyorlardı sadece.. Bu patika yol onları şehir merkezine doğru götürdüğünden habersiz koşmaya devam ediyorlardı.. Midelerine ağrı saplanmıştı artık..

Nagihan '' Bir adım atacak dahi halim kalmadı ''

'' Bu karanlıkta koşuyoruz ''

'' Nereye gittiğimizi bile bilmiyoruz ''

Zühal '' Limanda bir gemi kayık bir şey bulup buradan kaçmalıyız ''

'' Yada kalıp zombileri temizlemeliyiz ''

'' Ama yüzlercesi çiftliği bastı.. ''

'' Yüzlerceside dışarıdadır. ''

'' Burayı temizlemek için askeri time ihtiyaç var ''

'' Beklersek ölürüz ''

'' Hadi kalk ''

Zühal zorla Nagihan'ı kaldırdı yerinden..  Nagihan'ın artık gücü tükenmişti. Hasan'ında fazla gücü kalmamıştı.. Koşmuyorlar fakat yürüyorlardı.. Yazlıklar karşılarındaydı artık.. İki katlı bahçeli yazlık evler.. Geceyi bunların tekinde geçirebilirlerdi.. Hemde dinlenmiş olurlardı.. Zühal gözüne en bakımsız evi kestirdi..  İkinci katına güç bela tırmandı.. Balkondan içeriye girdi ve kapıyı arkadaşlarına açtı.. Hepsi yorgunluktan bayılmışlardı..

Ertesi Sabah..

Gecenin şokunu üstünden atamamıştı üç arkadaş. Fakat Gecenin yorgunluğu üzerlerinden atmıştılar..  Zühal penceren dışarıya baktı dışarısı temiz gözüküyordu..

Hasan '' Burada kalabiliriz ''

Zühal '' Ne yiyip ne içeceğiz ? ''

Hasan '' Bakkallardan bir şeyler bulabiliriz ''

'' Bir kaç ay idare edebiliriz ''

'' Sonrada yardım gelir zaten ''

Zühal '' Yardım filan gelmeyecek Hasan ''

'' Kimsenin bizi umursadığıda yok ''

'' Kendi başımızın çaresine bakacağız ''

'' Yada yok olup gideceğiz ''

'' Burada kalmak isterseniz kalın ''

'' Ben gidiyorum ''

Hasan '' Git ve öl ''

Nagihan '' Üzgünüm Zühal ''

'' Bende kalıyorum ''

'' Ölmek istemiyorum ''

'' Canlı canlı yenilmek hiç istemiyorum ''

Zühal silahlarındaki mermilere baktı.. Siz bilirsiniz dedi ve kapıyı açtığı gibi çekti gitti.. Zühal villaları geçti.. Villalardan sonra ormanlık alan vardı gene.. Korkuyordu fakat ilerlemek zorundaydı.. Geriye dönemezdi artık.. Bir canlı belirtisi bile olmayan ormanda yürümeye başladı.. Yavaş ve ağır yürüyordu.. Ses çıkarmamaya gayret ediyordu.. Birisi ona yaklaşırsa duyabilecekti.. Ormanlık alandan sonra şehir merkezi geliyordu.. Şehir merkezinden sonrada liman.. Çok az kalmıştı.. Yaklaşmıştı..

Önüne üç tane zombi çıkıverdi.. Yeni ısırılmış gibiydi bu üç zombide.. Zombiler Zühal'i gördüğü gibi hızlı adımlarla üzerine doğru gelmeye başladılar.. Elindeki silahı ile üçünü birden vurdu.. Yürümeye devam etti. Ormanlık alanda zombi sesi duyuyordu.. Durdu.. Sağına soluna bakındı.. Ama hiç bir şey yoktu.. Botlarına bir şey damlıyordu.. Bu kandı.. Kafasını ağaca doğru kaldırdı.. Zombi birden bire Zühal'in üzerine doğru atladı.. Zühal ile birlikte yere düştüler.. Zombi Zühal'in üzerindeydi.. Zühal ise elleri ile Zombiyi engellemeye çalışıyordu.. Zombi Zühal'i ısırmak üzereydi.. Zühal Zombinin Yakasından tutuyordu Bacaklarını karnına doğru çekti Zühal. Sonrada bacaklarını havaya kaldırdı.. Bacaklarından destek alarak Zombiyi üstünden fırlattı.. Zombi yavaşça ayağa kalkacağı sırada Zühal kafasına bir tekme attı. Yerden aldığı taşlada zombinin kafasını ezdi.. Yere düşen silahını tekrar eline aldı Zühal.. Bir ağaca yaslandı.. Bir kaç dakika durdu.. Sonra tekrar ayağa kalktı ve hiç bir şey olmamış gibi yürümeye devam etti..

İlerledi.. Sonra evler gelmeye başladı karşısına.. Issız şehirde tek başına yürüyordu..  Etrafta ne insan nede zombi vardı.. Bazı perdeler tamamen kapalıydı.. İnsan olabilirdi içlerinde.. Fakat Zühal umursamadan yürümeye devam ediyordu.. Arkadaşları onu yarı yolda bırakmıştı. Şimdi çok daha iyi anlıyordu.. Limanda bıraktığı insanların hissettiklerini. Yalnızlık zordu böyle bir dünyada.. İlerlemeye devam etti.. Yürüdü.. Artık sahil gözüküyordu..  Sahile bir kaç kilometre vardı.. Orada bir balıkçı teknesi gözüküyordu..

Birden her taraftan zombiler çıkmaya başladı..  Zombi sürüsü çok kalabalıktı.. Onları yarıp geçmenin imkanı yoktu. Sağ tarafa doğru koşmaya başladı.. Oradan da zombiler geliyordu. Fakat bir kaç taneydi.. Onlara ateş ederek durdurabilirdi.. Zombilerin olmasına aldırmadan koşmaya devam etti. Zombiler nasıl olsa ağır hareket ediyorlardı.. Önüne çıkan bir kaç zombiyi halletti.

Zühal yürüyor zombiler de peşinden geliyordu. Önemli değildi.. Tekneye kadar zombilerden hızlı koşabilse onun için yeterdi. Zühal pek iyi yüzme bilmiyordu. Fakat genede kayık onu korkutmuyordu.. Başarabilirdi.. Zühal koşmaya devam etti..
Zombiler ise Zühal'i takip etmeyi sürdürüyordu.. Aralarında üçyüz metre vardı.. Zühal birden bir adamın suya doğru koştuğunu gördü.. Arkasından ise zombiler geliyordu adamın.. Adam tekneye atlamıştı.. Zühal sahile doğru bir yandan bütün gücüyle koşuyor bir yandan ise bağırıyordu '' Benide Bekle '' '' Isırılmadım '' diye.. Fakat adam Zühal'i görmesine rağmen beklemeden tekneyi çalıştırdığı gibi uzaklaştı.. Zühal teknesiz kalakalmıştı.. Onun daha önce yaptıklarını ona bu sefer bir adam yapıyordu..Roller değişmişti.. Arkasındaki zombiler ve sahilden gelen zombiler iyice yaklaşmıştı.. Zühal sahil yolundan koşmaya başladı.. Adayı boydan boya koşarsa kendi teknelerini bulabilirdi..

Arkasına bakarak koşmaya başladı.. Zombiler ise peşinden geliyordu.. Önüne çıkan zombileri avlıyordu tek tek.. Kilometrelerce koştu.. Artık ayaklarını hissetmiyordu.. Aç ve susuzdu.. Kumsal karşısına çıkmıştı.. Denize buradan giriyordu kınalı adası halkı.. Çok yorulmuş ve bitap düşmüştü.. Daha fazla kaçabilecek enerjisi kalmamıştı.. Zombiler ise ısrarla onu takip etmeyi sürdürüyordu..  Fakat karşısından da zombiler gelmeye başladığını fark ettiğinde çok geç olmuştu.. Dinlenmek için eğilmiş ve dizlerini tutuyordu.. Kafasını kaldırdığı zaman her yerden zombilerin geldiğini görmüştü.. Kumsala doğru koştu ve ateş etmeye başladı.. Bir kaç zombiyi yere sermeyi başarmıştı.. Artık yolun sonuydu onun için. Yüzüp kurtulabilmeyi düşündü. Fakat yüzme bilmiyordu.. Boğulabilirdi. Aynı zamanda yüzmeye enerjiside kalmamıştı.. En önden gelen bir zombiyi de kafasından vurarak düşürdü.. Artık son kurşunuydu.. Kurşunlarını saymıştı.. Bunu bir Zombi filmde görmüştü.. Son kurşunu kendi için saklamıştı.  Birden hücumbotların seslerini duydu.. Deniz tarafından geliyorlardı.. Kızıl Yıldız Tim'iydi bu tim.. Sahildeki bütün zombileri temizlemeleri on dakikalarını bile almamıştı.. Zühal kurtulmuştu.. Zühal'i hemen muayene etti doktor. Sağlıklıydı..

Zühal '' Arkadaşlarım Nagihan ve Hasan ''

'' Onlarda orada ''

Doktor '' Merak etme.. Kızıl Yıldız Tim'i adayı istiyor ''

'' O yüzden oradalarsa bulurlar.. ''

Zühal derin bir nefes almıştı..

Kızılyıldız timi şehir merkezine ulaşmıştı.. '' Sağ kalanlar Pencereye çıksınlar '' diye anons yapılıyordu.. Bunun aslında iki sebebi vardı. Birincisi sesden dolayı ortaya çıkacak zombileri temizlemek ikinciside kurtulan birileri varsa onları yetiştirip kendi timine alabilmekti..

Marketin önünde zombiler toplanmış bir insanı parçalıyorlardı.. Anonsu duyunca yemeği bırakıp ayağa kalkıp sese doğru yürümeye başladılar.. O yedikleri insan Hasan'dan başkası değildi.. En önde yürüyen zombilerden bir tanesi ise Nagihandı..

Kızılyıldız Adayı tamamen üç günde temizlemeyi başarmıştı.. Zühal artık kızılyıldızın bir elemanı olmuştu..