Beyefendi '' Hoş geldin Ateş ''
'' Buradan Türkiye'yi çok daha iyi yöneteceksin. ''
'' Geçmişteki kavgaları bir kenara bırakalım. ''
'' Geçmiş geçmişte kaldı ''
'' Ayrıca Nilay ve Ares'te bize katılıyor ''
'' Üçünüz güzel bir ekip olacaksınız ''
'' Sana Kenan gibide bir hediyem var ''
'' Kenan yaşıyor ve edirne de. ''
'' Ne zaman istiyorsan tepesine binebilirsin ''
'' Bütün ganimette senin ''
Ateş '' Siz nasıl uygun görürseniz efendim ''
Şimdi..
Edirne ..
Kuru gıda Erzak Deposu
Yer Edirne
Sağlı sollu ofislerin olduğu Uzun bir koridorda ilerliyordu Fatih. Pompalı tüfeğe bağladığı fener önünü daha net görmesine yardımcı oluyordu. Adımlarını çok yavaş atıyordu. Fakat kalp atışları göğsünden çıkacak gibiydi. İlk kez yalnız başına bir koridorda yürüyordu. Yirmi yaşına gelmişti artık. Fakat küçüklüğünden beri karanlıktan korkardı. Hakkında kimsenin korkak demesin diye bu görevi kabul etmişti. Uzun koridorun sonu onu özgürlüğe götürecek yer gibi görüyordu Fatih. Bir an önce koridoru bitirmeyi düşünüyordu. Sağlı sollu olan kapıları kontrol bile etmiyordu. Sadece yürüyordu. Çok korkuyordu aslında. Aslında onun görevi o koridoru kontrol etmekti. Koridordaki kapılardan içeriye girmek ve odalarda İşe yarayan bir şey olursa çantasına koymaktı. Fakat o korkudan başka hiç bir şey hissetmiyordu.
Yürümeye devam etti.
Bir ses duydu. Arkasını döndü.. Tüfeğine iki elle sarılmış fakat korkudan elleri titriyordu. '' Kim var orada '' diye bağırdı. Fakat ses gelmedi. Biraz daha yürüdü. Fakat hiç bir şey yoktu. Faredir diye düşündü. Sonra tekrardan arkasını döndüğü sırada aniden önüne bir zombi atladı. Zombiyi görünce Fatih elindeki pompalıyı yere düşürdü, Kolu ile yüzünü tutarken Zombi kolunu tuttu ve bir ekmeği ısırır gibi kolundan ısırdı Fatih'i. Canı çok yanıyordu Fatih'in. Can havli ile birlikte zombiyi kenara doğru ittirdi ve koridorun sonundaki aydınlığa doğru koşmaya başladı. Koşarken koridorun duvarlarına vuruyordu bir sağ omuzu bir sol omuzu.. Sonunda dışarıya atmayı başardı kendini.. Soluk soluğa kalmıştı.. Korkudan suratı bem beyazdı. Koluna baktı bir an. Kemik sinirler ve kan gözüküyordu. Canı çok yanıyordu. O kadar çok yanıyordu ki Arkasından gelen zombileri fark etmedi bile. Koridorda zombiyi görünce bağırmasını ve kan kokusunu hisseden zombiler Fatih'i takip etmişlerdi. Sırtı dönük şekilde duran Fatih'i yakaladıkları gibi ısırmaya başlamışlardı. Fatih'in boynundan sırtından kollarından ve bacaklarından akan kanlar tozlu betonu temizliyordu sanki. O kadar çok kan akıyordu ki.. Koca deponun içinde Fatih'in bağırmasından başka hiç bir şey duyulmuyordu.. Bazıları son nefesinde kelem-i şehadet getirebilirken Fatih sadece bağırıyordu..
Bir kibritin yanma sesi duyuldu.. Yanan kibrit sigarayı yaktı. Sigara dan bir nefes aldı.. Sigara ağzında iken belindeki iki tabancayı çıkardı ve ateş etmeye başladı. Önce zombileri kafasından birer birer vurdu. Sonra ise Fatih'i .. Zombilerin üzerine tükürdü.. O sırada diğer adamlarda gelmişlerdi.
Zombileri ve Fatih'i vuran Kenan .. Gelenler ise Soysuzlar çetesiydi..
Kerem '' Komutanım iyimisiniz ? ''
Kenan '' İyiyim. Bu Fatih'i göreve kim seçti ? ''
Hüseyin '' Kendi gelmek istedi efendim. Kızlara havalı görünmek istedi sanırım ''
Kenan '' Ölünce havalı oluyorsun zaten. Herkes üzülmediği halde öldüğünü duyunca '' Çok üzüldüm '' der ''
'' Bütün erzakları aldıysanız eve dönelim ''
Kerem '' Aldık efendim ''
Hüseyin '' Fatih'in cesedini alacak mıyız ? ''
Kenan '' Gerek yok ''
'' Çürüsün burada ''
'' Depoya çarpıyı koyun. Bir daha gelmeyelim buraya ''
Hüseyin '' Emredersiniz ''
Kenan, kız kardeşi Arzuyu kendi elleri ile öldürmüştü. Hiç bir vicdan azabı çekmeden hayatına devam ediyordu. Yaşamak için öldürmek , öldürmek için yaşamaktan çok daha uzak bir kavramdı. Kız kardeşine olan sevgisi belkide genç kızı ölüme götürmüştü. Ne olursa olsun hayat devam ediyordu..
Kenan ve soysuzlar çetesi edirne ve etrafındaki her yerin altını üstünü getiriyorlardı.
Arzu'nun ölümünden 40 gün geçmişti..
Kenan'ın uzayan sakalları onu bir askerden veya başarılı bir avukattan çok bir avareye bir evsize benzetiyordu. Kız kardeşinin ölümünden bu yana sakallarını kesmiyordu. Askerleri ile birlikte erzak aramaya çıkmaktan başkada hiç bir şey yapmıyordu Kenan. Terk edilmiş bir kasabaya gelmişlerdi. Kenan nereyi soyacaklarını, nereyi yağmalayacaklarını çok iyi biliyordu. Uydu görüntülerini internet üzerinden alıyor önce inceliyor ve o şekilde hareket ediyordu. Gerçekten de zekice davranıyordu. Girdiği mahalle Kasaba köy veya depolarda çok fazla vakit harcamadan çıkıyor, vur kaç yapıyordu. Eve giren hırsızın aceleciliği ve dakikliği vardı artık onda. Bunu yaparak soysuzlar çetesinin kırk günde sadece bir kayıp vermesinin sebebiydi bu. Evini açtığı Ece ve Hülya'da askeri soysuzlar çetesine katılmışlardı. Grubunda kadın olması Kenan'ın ve diğer çete üyelerinin hoşuna gidiyordu.
Kenan'ın ve çetesinin elinde çok fazla erzak vardı. Fakat Kenan'ın gözü asla doymuyor ve daha fazlasını istiyordu. Daha fazlasını isterken de çetesini tehlikeye atıyordu..
Terk edilmiş mahalle o gün fazla sessizdi..
Kenan '' Bütün dükkanlara girin '' emrini vermişti..
Kenan ana caddede Hülya ve Ece nin ortalarından yürüyordu. Diğer askerler ise mahalle bakkalını, Mağazaları yağmalıyorlardı.
Eyüp bir tane kadın kıyafetleri satan mağazaya girmişti. Yeni gelen üniversite öğrencilerini etkilemek için bütün kadın kıyafetlerini almak istiyordu. Kapıyı acele ederek çamını kırdı. Camdan içeriye girmişti. Bir anda alarm ötmeye başladı. O kadar kuvvetli ötüyordu ki alarm.. İnsanı sağır edebilirdi. Eyüp alarmı aldırmadan içeriye girdi. Kapıdaki sensöre ateş ederek Alarmı durdurdu. Elinde taşıdığı koca çantayı doldurmaya başladı.. Güzel olarak düşünebileceği her şeyi çantanın içine atıyordu. Kot pantolonlar , etekler, tişörtler.. Her şeyi çantaya atıyordu.. O kadar kendini kaptırmıştı ki arkasından yaklaşan mağazanın sahibini fark etmedi bile. Zombiye dönüşmüş ve kendini oraya kapatmış ellili yaşlarda bir kadındı. Eyüp'ün boynuna dişlerini geçirdi ve koca bir parça eti aldı. Eyüp'ün boynundan kanlar akarken zombiye dönmüş kadın Eyüp'ün etini yemeğe başlamıştı bile. Zombi eti yerken Eyüp ise boynunu tutmuş mağazanın dışına çıkmaya çalışıyordu. Boynundan akan kana bastı kaydı ve yere düştü. Mağazanın sahibi izinsiz mağazasına girilmesine çok kızmıştı anlaşılan. Cezasını canlı canlı yiyerek veriyordu..
Eyüp mağazadan dışarı çıkmadan canını teslim etmişti bile. Üniversiteli kızlara aldığı elbiseler kendi kanı ile yıkanmıştı..
Hüseyin '' Ömer sen arabaları bekliyorsun ''
Ömer '' Neden hep ben arabaları bekliyorum ''
Hüseyin '' Çünkü daha onbeş yaşındasın ''
Ömer '' Ama o kızlar geliyor sizinle !''
'' Onları sikmek için maceraya götürüyorsunuz. ''
'' Ben süs köpeği gibi arabaları bekliyorum ''
Hüseyin '' Bu Kenan komutanın emri. Emirlere karşı mı ? geliyorsun ''
Ömer '' Gelmiyorum ''
Hüseyin '' Gözünü dört aç. Seni geçen seferki gibi uyuyorken yakalarsam Kenan komutana rapor ederim ''
Ömer '' Anlaşıldı tamam ''
Soysuzlar çetesi ana caddenin başında arabalarını bırakıp giderlerken Ömer ise arkalarından bakıyordu.. Ömer bir arabanın içinde gözlerini kapatmış uyuyordu.. Alarm sesi ile birlikte uyandı.. Lanet olsun diyerek arabanın teybini açtı ve sevdiği bir albümün cd sini koydu. Son sese getirdi arabanın teybini. Cebinden bir sigara çıkardı. Arabanın camını sonuna kadar açtı. Sigarayı yaktı ve içmeye başladı.. Bir yandan sigarayı içiyor bir yandan ise müzik dinliyordu. Gözlerini kapatmış hayal dünyasına dalmıştı. Birden bir zombi geldi ve dışarıda olan sol kolunun parmaklarını ısırarak koparttı. Ömer bağırarak arabanın şoför koltuğuna geçti. Arabadan güç bela kendisini dışarıya attı. Parmaklarına baktı.. Daha da bir bağırdı.. Ayağa kalktı ve koşmaya çalışırken bir zombi üstüne atladı. Zombi ile mücadeleye başladı. Zombi üstünde Ömer'i ısırmaya çalışıyordu. Ömer ise tüm gücü ile Zombiyi engellemeye çalışırken bir den zombi galip gelerek Ömer'in yanağını ısırıverdi. Zombi Ömer'in yanağından aldığı eti çiğneyerek mideye indiriyordu.
Alarmın susması ile Ömer'in canını teslim etmesi aynı zamana denk gelmişti.
Kenan ve diğerlerinin Ömer ve Eyüp'ten haberi bile yoktu.. Herkes alışverişlerine devam ediyordu. Herkesin keyfi yerindeydi.. Ellerindekilerle alışveriş arabalarına dolduran soysuzlar çetesi büyük marketten dışarıya çıktıklarında karşılarında yüzlerce zombiyi gördüler.
Kenan '' lanet olsun buda ne '' diye bağırarak elindeki otomatik tüfek ile zombilere ateş etmeye başladı. Kenan'ın adamlarıda zombilere ateş ediyorlardı. Zombiler Kenan ve çetesini her taraftan kuşatmışlardı. Marketin içine giremezlerdi çünkü marketin dışarıya bakan yüzü tamamen camdı ve kaçabilecekleri bir yer yoktu.
Kenan ve adamları tamamen köşeye sıkışmıştı.. Marketin yanındaki ara sokağı gördü Ece.. Bu taraftan diye bağırdı. Kenan zombilere ateş etmeyi bırakmış ve Ece'nin söylediği ara sokağa doğru koşmaya başladı. Hülya , Kerem ve Hüseyin ve diğerleride onları takip ettiler.
Bulunduğu yerden zombilere ateş etmeyi sürdürüyordu Ali ile Burak. Zombiler ise yaklaşıyorlardı. Ara sokağa kaçmışlardı. Zombiler ara sokağıda kapatmıştı çünkü. Zombiler gelmeye devam ediyorlardı.. Ali Markettin girişine baktı. Zombiler daha oraya ulaşmamıştı. Elindeki silahı sopa gibi tuttu ve Marketin kapısına doğru koşmaya başladı. Marketten içeriye tam girdiği sırada ayak bileğinden bir zombi yakaladı ve Ali yere düştü. Ayak bileğinden ısırılan Ali Zombiye bir tekme attı ve zombiden kurtuldu. Sürünerek marketin içine doğru girdi. Zombilerde peşinden geliyorlardı. Zombilere elindeki silah ile var gücü ile ateş etti. Fakat zombiler o kadar kalabalıktılar ki bu zombileri etkilemedi bile.. Ali koca tüfeği çenesine koydu. Gözlerini kapattı ve ateş etti. Fakat mermisi bitmişti. Zombiler birden Ali'nin üstüne çullandılar ve onu canlı canlı yemeğe çoktan başlamışlardı.
Burak Ali'nin bağırmasını duyduğu an içine bir korku girdi. Yüreği pır pır ediyordu. Çok korkuyordu. Ateş etmeyi sürdürüyordu. Fakat onunda mermisi bitmişti. Zombiler birden Burağın üstüne de çullanarak onu yemeğe başladılar.. Burağın bütün etlerini paylaşıyorlardı..
Ara sokakta en önde Tuncay vardı. Onları takip eden zombilere ateş ediyordu. Fakat bu zombileri azaltmıyordu. Ara sokakta çok daha fazla avantajı vardı soysuzlar çetesinin. Ama bunu doğru kullanamayacak kadar tecrübesizlerdi. Tuncay'ın kurşunu bitmişti. Ceketinin cebindeki el bombasını aldı. El bombasının pimini çektiği anda zombiler birden üzerine çullandılar. El bombası ise elinden kaydı.. Bir anda patladı. El bombasının patladığı yerde doğal gaz boruları vardı. Doğal gaz borularının birden alev alması ile ara sokaktaki soysuzlar çetesinin diğer üyeleride nasibini alıyordu..
El bombasının patlamasının hemen ardından Alevli bir patlama gecikmedi.. Alevler ara sokağın tamamını kapladı.. Bir anda bir patlama sesi daha duyuldu. En önde koşan Kenan Ece Hülya Kerem ve Hüseyin patlamanın etkisi ile yere düşmüşlerdi.. Gökten kül ve kum yağıyordu..
Patlama doğal gaz boruları ile birlikte çok daha kuvvetli bir hal almıştı. Ara sokaktan çıkmaya çalışan soysuzlar çetesinin diğer üyeleride nasibini almıştı.. Bir çete üyesinin suratı saçı tamamen yanmıştı. Ellerine baktığında ellerininde yandığını gördü. Bağırıyordu
'' YARDIM EDİN ''
Ona yardım edecek hiç kimse kalmamıştı. Çetenin geri kalanıda ondan farksız değildi. Patlama ile birlikte bacağı ve elleri kopanlar.. Alevlerden etkilenip yananlarla doluydu etraf. İnsanın yanmasından çıkan koku hiç bir şeye benzemiyordu.. Bütün mahalleye yayılmıştı bir anda insan etinin yanan kokusu.. Kenan yavaşça kendine gelmişti. Tam ayağının ucunda askeri bot vardı..
Kenan güç bela kafasını kaldırdı..
Silahın dipçiği ile suratına vurması bir oldu..
Askerler, Soysuzlar çetesinden geri kalan '' Kenan , Hüseyin , Kerem, Ece ve Hülya'yı ele geçirmişlerdi.. ''
Kenan yavaş yavaş kendine geliyordu.. Kızgın güneş suratına vuruyordu.. Elleri ve ayakları bağlıydı. Kaşı açılmış fakat kan durmuştu.
Kerem '' Kendine gelmeye başladı ''
Hüseyin '' Komutanım iyimisiniz ? ''
Kenan '' Kim kaçırdı bizi ? ''
'' Amaçları ne ? ''
'' Diğer askerlere ne oldu ? ''
Kerem '' Üzgünüm komutanım. Hepsini acılar içinde orada bıraktılar ''
'' Öldürmediler bile onları ''
'' Hepsini kaderlerine terk ettiler ''
'' Bu nasıl bir insanlık ''
Kenan '' Komutanlarını gördünüz mü ?
Hüseyin '' Görmedik ''
Kenan '' Bizi nereye götürüyorlar ? ''
Hüseyin '' Bilmiyoruz ''
Kenan '' Bir bu eksikti.. ''
Bir saat sonra..
Arabalar durdu.. Ellerinde otomatik tüfekli olan kar maskeli askerler elleri bağlı şekilde olan Kenan ve çetesinin geri kalanını arabadan indirdiler..
Hepsini sıraya soktular..
Hüseyin '' Komutanım ''
Kenan '' Ben Adrenalin Komutanlarından Kenan ''
'' Burada ne oluyor ? ''
'' Beni çözmenizi emrediyorum hemen ''
'' Yoksa çok kötü olacak ''
Ellerini çarptı birisi. Şak diye.. Şak .. Şak.. Şak..
'' Ne olur Kenan ? ''
'' Bizi mahkemeye mi verirsin ? ''
Kenan '' Sen .. ''
'' Ben ya.. Ne oldu ? Hayalet görmüş gibisin Kenan ''
Kenan '' Ama sen .. Ölmüş olmalıydın.. Sen ölmüştün ''
'' Şeytanla anlaştım sanırım ''
Kenan '' SENDEN KORKMUYORUM ! Anladın mı ? SENDEN KORKMUYORUM !! ''
'' Şu aptalı ayaklarından asın.. ''
Kenan'ın ayaklarından asıp havaya kaldırdılar. Ellerini de çözdüler.. On beş dakika daha arabalarla gittikten sonra Kenan'ın yaşadığı yere gitmişlerdi. Kapı tamamen kapalıydı..
İnsanlar meraklı bir şekilde surların arkasından ne olup biteceğine bakıyorlardı.. İnsanlar korkuyorlardı..
Megafonu eline aldı.. Kenan bir arabada ayaklarından asılı vaziyette sallanırken. Hüseyin Kerem Ece ve Hülya ise elleri ve gözleri bağlı bir şekilde oturuyorlardı. Her birinin başında bir asker silahını kafalarına dayamış bekliyorlardı..
Zombilerin Dünyası
'' Arkadaşlar bu gördüğünüz kişi komutan filan değil. ''
'' Kapıyı açarsanız askerlerim içeriye girecek ve sizlerin güvenliğini sağlayacaktır. ''
'' Bu adam vatan haininden başkası değildir. ''
'' Türkiye Cumhuriyeti adına emrediyorum. ''
'' Türkiye Cumhuriyeti Adrenalin Özel Tim Komutanlığı Adına Emrediyorum ''
'' Kapıyı açın ''
'' Yoksa bir vatandaşın kurtulma ihtimaline karşılık adamlarım içeriye girecekler ''
'' Sivilleri kendi başına bırakmıyoruz ''
'' Size on dakika müsaade ''
Kapılar on dakika içinde açılmamıştı..
Sıkın kafalarına ..
Birinci Asker Hüseyinin kafasına sıktı.. Hüseyinin beyni dağılmıştı.. Kerem ise korkudan bağırıyordu..
'' Kenan şunlara doğruyu söyle ''
'' Asker olmadığını söyle ''
'' Yoksa hepsi ölecek ''
Kenan '' Seni geberteceğim ''
'' Sık kafasına asker ! ''
Kerem'inde beyni asfalta yayılmıştı..
'' Biliyorsun kadınlara ateş etmiyorum. Sıra sende artık.. Sonrada içeriye gireceğim. ''
'' İçeriye girebileceğimi de biliyorsun ''
'' Bana karşı koyan herkesi öldüreceğimi de biliyorsun ''
Kenan '' Gitmeme izin verecek misin ? ''
'' Evet gitmene izin vereceğim ''
'' Helikopter havalansın ''
Havalanan helikopter surlarla çevrili evlerin üstünde uçuyordu..
'' Herkes Silahlarını yere bırakıp teslim olsun ''
'' Türkiye Cumhuriyeti adına konuşuyorum ''
'' Kenan denilen şahıs vatan hainidir. ''
'' Cezası Ölümdür ''
'' Onun kaderine ortak olmamak için silahlarınızı indirip teslim olun ''
'' Yoksa hepiniz aynı kaderi paylaşacaksınız ''
'' İndirin Kenan'ı.. ''
Ayaklarından asılı Kenan'ı yere indirdiler..
Ateş Kenan'a doğru baktı.. Alaycı bir gülümseme ile bakıyordu. Aşağılıyordu Kenan'ı.
Ateş '' Kenan seni aslında zombilere atardım.. Fakat zombilere domuz eti yedirmek istemiyorum ''
'' Sana on dakika müddet . Teslim olsunlar. Senin ve kardeşinin gitmesine izin vereceğim ''
Kenan '' Buradan hiç bir şey olmamış gibi gidecek miyim yani ? ''
Ateş '' Evet gideceksin ''
'' Yürü şimdi kapıya doğru. ''
Ağır adımlar ile yürüyordu Kenan.. O anların hemen bitmesi istiyordu. Yaşadıklarının hepsinin bir kabus olmasını diliyordu. Çok yorulmuştu gün bitmiyordu onun için..
Kapıyı tutanlardan bir tanesi '' Bu gelen Kenan Komutan '' diyerek kapıyı açtı.. Kenan içeriye girdi..
Kenan '' Herkes silahlansın ''
'' Bana hemen silah verin ''
'' Herkesin intikamını alacağım ''
'' Bunlar asker filan değiller ''
'' Bunlar şerefsizler grubu ''
Güvenlik için bıraktığı askerlerden bir tanesi ona hemen silah verdi.. '' Saldırmalarını bekleyeceğiz '' '' Herkes siper alsın '' dedikten sonra silahını doldurdu.. Fakat tek başına hareket ediyordu. Arkasını döndüğünde kimsenin ona uymadığını gördü. Kendi kurduğu soysuzlar çetesinden de kimse onun yanında değildi. Bu duruma Kenan çok sinirlendi. Elindeki silahı aylardır birlikte yaşadığı koruduğu ve sahiplendiği insanlara çevirdi.
'' Size ne oldu ''
'' Burada aylardır omuz omuza savaştık ''
'' Beraber kazandık. Beraber yedik ''
'' Ne oldu şimdi ? ''
Ahmet Amca '' Kenan dışarıdakilerde Türk askeri. ''
'' Onlarla savaşmayı düşünmüyoruz. ''
'' Sende teslim ol ''
'' Kaderine razı ol ''
Kenan '' Ne kaderi abi ''
'' Kader bizleriz abi ''
Ona bakan gözlerden dolayı tedirgindi..
Kenan'ın sesi titriyordu.. '' Abi burada kimseyi yaşatmazlar ''
'' Kadınları kızları alır ve sizi öldürürler abi. ''
'' Bunların acıması yok. ''
'' Bunların kimseye saygısı yok ''
'' Bunlar tek bir şeye saygı gösterirler güce. ''
'' Bunların hayatında güçlüysen yaşarsın ''
'' Güçlü değilsen şu dışarıdaki zombilerden bir farkın yok ! ''
'' İnanın bana ''
Ateş '' Son beş dakika '' ( Megafonla )
Kenan '' Kapat çeneni seni şerefsiz ''
Ateş ''Sen bir asker değilsin. Teslim olurlar ise Hepsinin canını bağışlayacağım''
'' Yoksa seninle birlikte ölecekler ''
'' Onlara yalancı bir avukat olduğunu neden söylemiyorsun Kenan ? ''
'' Onların canını neden riske atıyorsun ''
Kenan '' Kapat çeneni şerefsiz ''
Kalabalık bir anda homurdanmaya başladı. Kalabalık çok ses çıkartıyordu..
Ahmet Amca '' Herkes sussun ''
'' Bu doğrumu Kenan ? ''
'' Asker olmadığın doğru mu ? ''
Kenan '' Hepinizi korumak için yaptım ''
'' Kardeşimi korumak için yaptım ''
Kenan kalabalığın içinden kendisine doğru yaklaşan ölmüş Arzu'yu görüyordu. Kalabalığın içinden ona doğru gözlerini dikerek geliyordu..
'' Sizleri korumak için canımı riske attım ben ''
'' Asker olup olmamam ne kadar önemli ? ''
'' Sizi üstümdeki üniforma değil cesaretim korudu ''
Ahmet Amca '' Evet cesaretin önemli. Asker olman önemli değil. Fakat yalan söylemek önemli işte ''
'' Silah'ını bırak Kenan ''
'' Teslim olacağız ''
'' Belki yaşamak için bir şansımız olabilir ''
Kenan '' ANLAMIYORSUN.. ''
'' HİÇ BİRİNİZ ANLAMIYORSUNUZ ''
'' BU ŞEREFSİZ BENİM HER ŞEYİMİ ELİMDEN ALDI ''
Elindeki silahı kalabalığa doğru tuttu.
Ateş '' Son bir dakika Otuz saniye Kenan ''
Kenan kapıya doğru döndü ve sus dedim sana diyerek kapıya ateş etti. Kalabalık onun üstüne doğru gelirken silahı kalabalığa doğrulttu. Kalabalığın arasından kardeşi ona doğru gelmeye devam ediyordu.. Elini tutan silahı titriyordu..
Kenan'ın namlusunun ucuna kadar gelmişti Arzu ..
Arzu '' Abi buraya kadar ''
'' Yolun Sonu ''
Kenan'ın gözlerini dolmuştu..
bir kurşun sesi duyuldu..
Birinci kurşun Kenan'ın tam kalbinin arkasından sırtından girdi..
İkinci kurşun sırtının tam karın boşluğu kısmına ..
Üçüncü kurşun sol omuzuna..
Dördüncü kurşun Ciğerlerine..
Beşinci kurşun ise omur iliğine isabet etmişti..
Son kurşun sağ omuzundan içeriye girdi..
Kenan yere düştü.. Kız kardeşinin ona hediye ettiği kolye yere düşmüştü.. Ona doğru sürünüyordu yerde.. En uzun yolculuktu bu.. Kanlı elleri ile kolyeye uzanıyordu.. Kolyeyi almaya çalışıyordu.. Delik deşik vücudu ile son gücünüde kız kardeşinin kolyesine uzanmaya çalışıyordu..
Kız kardeşinin kolyesine uzanamadan gözleri açık şekilde canını teslim etti Kenan..
Kurşunlar bitmesine rağmen tetiğe dokunmaya devam ediyordu Beyza.. Silahı yere attı. Titreyen elleri ile suratını kapattı. Diz kapaklarını kırarak yere doğru eğildi.. Çömelmiş ve ellerini kapatmış şekilde '' Hayır '' diye bağırıyordu.. Hüngür hüngür ağlıyordu Beyza..
Maktule ağlayan bir katil ..
Katil'e ağlayan bir maktul..
Kenan'ın ölümü ile birlikte herkes teslim olmuştu..
Arabadan Mini etekli Askılı bodyli göğüslerinin yarısından fazlası açıkta olan Nilay indi. On santimetrelik çelik topuklu ayak kabası göz kamaştırıyordu.. Ece ve Hülya'nın yanına indi.. Eğildi ve ikisininde dudaklarından öptü. Askerler ise ellerini çözüyordu Ece ve Hülya'nın..
Nilay '' Aferim kızlar iyi iş başardınız ''
Ece '' Sizin sayenizde kraliçem ''
Nilay '' Zombi çekicileri mahallede bıraktınız dimi ? Yanınızda yok ''
Ece '' Merak etmeyin kraliçem. Hepsini orada bıraktık ''
Nilay '' Güzel ''
Ateş sivil halkın yanına gitti.
Ateş '' Ben Türkiye Cumhuriyeti Komutanlarından Ateş ''
Ateş '' 40 yaş altı Kadın ve erkekler ve çocuklar bizimle geliyor. Geri kalanlar burada kalacak ''
'' Askerlerim burayla ilgilenecekler ''
Sivil Halk '' Lütfen hepimiz gelelim ''
Ateş '' Üzgünüm. Kurallar böyle. Burayı da Askerlerim koruyacak merak etmeyin ''
2 saat sonra ..
Cabbar '' Çalışabilecek , savaşabilecek , doğurabilecek bütün insanları arabalar ile sevkini sağladık ''
'' Erzaklarıda yüklüyor askerler ''
'' Sonra ne yapalım ''
Ateş '' Ölüm Meleği'ne haber bırakın ''
'' Çok kanlı bir haber olsun bu ''
Cabbar '' Emredersiniz ''
Ateş ve Nilay oradan uzaklaşırken orada kalan askerler ise geri kalanları öldürmeye çoktan başlamışlardı bile ..
Sansar '' Komutanım Ateş'ten çağrı var.. ''
Ölüm Meleği '' Nerede ? ''
Sansar '' Adrenalin Alfabesi ile Seni Beklemekten sıkıldım gidiyorum '' diye yazmış..
'' Gönderdiği yeri tespit ettik. ''
'' Edirnede bir mahalleden ''
Ölüm Meleği '' Gidiyorum ''
'' Sen burada kal ''
'' Asit ile birlikte İtalya DxN çıkarmasına hazırlık yapın ''
Sansar '' Emredersiniz Komutanım ''
Ölüm Meleği arabasına atladığı gibi Edirne'nin yolunu tuttu. Mahalleye geldiğinde bütün yaşlı insanların gözleri oyulmuş halde bulmuştu.. Bu dehşete kendi bile hayret etti. Eliyle ağzını kapatmış gözleri ağlamaklı duruyordu.. Ateş'i kundaktan bu yana tanıyordu. Nasıl bu kadar psikopat birine dönüştüğüne hala anlam veremiyordu.. Gözlerinden bir kaç damla yaş toprağa düşmüştü. Ölümlerden koruduğu kardeşinin Türk halkına bu kadar zulmü etmesini kaldıramıyordu. Kendisini suçluyordu. Şımarık bir çocuğun kaprislerinden daha fazlası olmuştu Ateş. Artık büyümüş ve bir caniye. bir cellada dönüşmüştü. Titanlık ona yaramamıştı. Tek başına olsaydı ilk hedefi Ateş'i durdurmak olurdu. Fakat DxN'in tehlikesinin daha büyük olduğunun farkındaydı.. Beyefendi ve ekibini Argolu Alfa-Star B yi durdurmak zorunda olduğunu biliyordu.. Her şeyden önemli olan buydu onun için..
Birden bir ağlama sesi duydu.. Ölüm Meleği.. Sesin olduğu yere doğru yürüdü.. Hali perişan bir kadın gördü. Ağlamaktan göz altları çökmüş. Aç ve susuz bitap bir genç kızdı. Üstü başı parçalanmıştı. Sanki tecavüze uğramış gibiydi.. Köşeye çekilmiş ayaklarını karnına kadar çekmiş elleri ile yüzünü tutuyordu..
Ölüm Meleği '' Korkma .. Ben Ölüm .. Türkiye Cumhuriyeti Komutanıyım ''
Kız '' Herkes aynısını diyor ''
'' Şu yerde yatan adam da bizi aylarca ben komutanım diye kandırdı.. ''
'' Oysaki avukatmış ''
Ölüm Meleği '' Yerdeki adama baktı.. Yerde yatan adam Kenan'dan başkası değildi ''
'' Seni güvenli bir yere götüreceğim ''
'' Bekle burada ''
Ölüm Meleği '' Arabadan bulduğu battaniyeyi getirdi ve genç kızın üstünü örttükten sonra genç kızı kucağına aldı.. Sonra ise arabasına götürdü.. Mortem üssüne getirdiğinde kızı hemen hemşireler ve hasta bakıcılar tedavi altına almışlardı..
Doktor Deniz '' Adın ne ? ''
Genç Kız '' Hülya ''
Doktor Deniz '' Bende Deniz .. Memnun oldum ''
Ertesi Gün .. Bilinmeyen bir yer ..
Ateş ile Nilay baş başa kalmışlardı. Nilay bütün güzelliği ve seksiliği ile Ateş'in karşısındaydı. Ateş''in oturduğu yere doğru yürüyordu. Topuklu ayakkabılarının çıkardığı ses aşk ve seks kokuyordu.. Ateş'e doğru eğildi. Büyük göğüsleri bodysinden çıkacak gibiydi. Ateş'in aklını başından almaya yetmişti bile. Ateş'in masasının üstüne oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
Nilay '' Ne zaman harekete geçiyoruz ''
Ateş '' Abim İtalya'ya sefere gittikten hemen sonra ''
'' Baskın Basanındır ''
Nilay orospu gülüşü ve bakışını atıyordu Ateş'e..