uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

3 Şubat 2012 Cuma

Eski Dost ( 8. Bölüm )

Mustafa ile Pelin çoktan yola koyulmuşlardı. Ölüm Meleği arabasının içine kuru gıda ve silah doldurdu. Tuncay Sansar Asit ve Ateş ;  Ölüm Meleği ile gelmek için can atıyorlardı. 
Ölüm Meleği bir saat içinde hazır olmuştu. Arkadaşlarına dönerek :  
Ölüm Meleği : Evet biliyorum. Benimle gelmek için canınızı bile verirsiniz. Bunun içinde minnettarım ama Mustafa yı geri getirmeye gidiyorum. Ayrıca Asit : MOBS ve EDS kameraları ile Uyduları takip edecek. Tuncay sen benim hava desteğimsin. Sansar ve Ateş : Ferit'e göz kulak olun. Ama sı mama sı yok beyler. Görüşürüz. Arkamdan gelmeye kalkanı vururum ! 
Tuncay , Asit , Ateş ve Ferit ; Ölüm Meleğinin bu kadar ciddi olduğunu görünce seslerini çıkartamadılar. 


Ölüm Meleği Siyah Hummer a atladığı gibi yola koyuldu. Ölüm Meleği tek başına gidiyordu. Yol kenarındaki zombiler Ölüm Meleğinin arabasını görüyorlar ve bilinçsizce onu takip etmeye çalışıyorlardı. 
Ölüm Meleği aldırış etmeden sigarasını yaktı. Eliyle açık radyo aradı ama maalesef bir yayın yoktu. Torpidodan çıkardığı cd yi taktı. Şarkı 


Hatırlayamıyorum hiçbir şeyi 
Söyleyemem bu rüya mı gerçek mi 
Çığlık atmak istiyor içimin derinlikleri 
Bu korkunç sessizlik durduruyor beni 
Şimdi savaş benim içimde 
Uyanıyorum ama göremiyorum gözlerimle 
Pek bir şey kalmadığını benden geriye 
Acıdan başka hiçbir şey gerçek değil şimdi 
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi 
Oh lütfen tanrım, uyandır beni 
Bu çok daha gerçektir rahmin içindeyken 
Hayatı hissetmeliyim kalbim atarken 
Ama sabırsızlanamam açıklamak için 
Yaşayacak olduğum zamana bakarım 
Bana bağlı bir tüp besliyor beni 
Tıpkı bir savaş yeniliğim gibi 
Bağlı olduğum cihazlar yaşatıyor beni 
Bu hayatı benden söküp alın geri 
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi 
Oh lütfen tanrım, uyandır beni 
Şimdi dünya yok, ben tek başıma. 
Oh tanım, yardim et bana 
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi 
Oh lütfen tanrım, uyandır beni 
Karanlık 
Beni hapsediyor 
Tek gördüğüm 
Saf korku 
Yaşayamıyorum 
Ölemiyorum 
Kendimde hapsoldum 
Vücudum zindanımdır 
Kara mayını 
Görüşümü aldı 
Konuşmamı aldı 
Duymamı aldı 
Kollarımı aldı 
Bacaklarımı aldı 
Ruhumu aldı 
Beni yaşamla cehennemde bıraktı 


Şarkıya dalıp gitmişti.  Sigara üstüne sigara yakıyor şarkıyı tekrar tekrar dinliyordu.  Telsizden gelen cızırtı ile irkildi. Müziği kapattı. 
Ölüm Meleği : Dinliyorum ! 
Asit : Patron Mustafa boğaz içi köprüsünden geçti biraz önce haberin olsun.
Ölüm Meleği : Anlaşıldı. 


Ölüm Meleği yola çıkalı yarım saat olmasına rağmen Mustafa çoktan anadolu yakasına geçmişti. Mustafa Ölüm Meleği nin arkasından geleceğini düşündüğünden hızlı gidiyordu. Ölüm Meleği İse şarkıya dalmıştı ve şarkının etkisi ile biraz daha ağır gidiyordu. Şarkıya göre gidiyordu zaten hep yolda. Şarkı hareketli ise hareketli şarkı yavaş ise yavaş giderdi. Huyuydu bu. 
Anadolu yakasına gelmişti Ölüm Meleği. Otoban yolunu kullanıyordu. Kaza yapmış bir kaç araba yanmış arabalar duran arabalar vardı yollarda. Aldırmadan yoluna devam ediyordu. Etraftaki evlerin pencerelerinden el sallayan sivilleri gördü. El sallayıp bağırıyorlardı Ölüm Meleği nin Onları duyması için ama Ölüm Meleği duymamazlığa veriyordu kendini. Böylesi çok daha iyiydi. Etrafa baktığında sokaklar ıssızdı. 
Gitmeye devam etti.  İstanbul dan İzmit te İzmiitten Gölcüğe Gölcükten Bursa ya gelmişti. 
Bursa dan İzmir Cevre yoluna sapmıştı. 
O sırada önünde giden arabayı gördü. Mustafa ve Pelin den başkası değildi. 
Mustafa : Arkamızda Ölüm Meleği bizi takip ediyor. 
Pelin : Aman boş ver canım bırak etsin. 
Mustafa : Aynen bırak etsin. 


Ölüm Meleği  Telsizi eline aldı ve 


Ölüm Meleği : Mustafa ! 
Mustafa : Efendim . 
Ölüm Meleği : Arkanızdayım rotanız nedir ? 
Mustafa : Karşıyaka ya gidiyorum Pelinlerin sitesine. 
Ölüm Meleği : Takip ediyorum dikkatli ol .
Mustafa : Tamam. 


Ölüm Meleği  Mustafa yı zorla da olsa geri götürebilirdi. Fakat Mustafa yı zorla geri götürürse Mustafa yı sonsuz a dek kaybedeceğini biliyordu. O yüzden arkadaşının kararına saygı duyarak ona yardımcı olmaya çalıştı. Manisa dan İzmir yoluna girmişlerdi. Yağmur yağıyordu. Silecekler çalışıyordu. Ölüm Meleği Sigara üstüne sigara yakıyor ve müzik dinleyerek rahatlamaya çalışıyordu. 
İzmir e varmışlardı artık. Ara sokaklardan geçerek zar zor sonunda karşıyaka ya vardılar. Pelinlerin oturduğu sitenin önündeki kapının önüne yan yana diklemesine park ettiler. Pelin arabadan indi ve kapıyı zorladı. Fakat kapı arkadan zincirle kitlenmişti. 
Mustafa arabadan indi ve kapıya ayağının tabanıyla bir tekme indirdi. Fakat gene kapı açılmamıştı. 
Ölüm Meleği yaklaşık 3,5 Metre olan duvara baktı. Biraz açıldı koşarak duvara doğru hamle yaptı. Sol ayağının üstünde duvara doğru sıçrayarak Sağ ayağının ön tarafını duvardan destek alarak tekrar sıçrama hamlesiyle eliyle duvarın bittiği yeri yakaladı. Kendini yukarıya doğru hızlıca çekti. Hızlı bir şekilde de arka tarafa atladı. Ayakları yere değer değmez çömelmiş bir vaziyette belinden silahını çıkartıp etrafı kolaçan etti. Kapıya yöneldi ve zincirlenmiş kapıya bir el ateş etti. zincir tamamen bir anda yere düştü. Kilit kırılmıştı. Mustafa ve Pelin içeriye girmişlerdi. 
Pelin : Bir keresinde bile olsa şu kilidi kırmadan açmayı deneyemez misin ? 
Ölüm Meleği orta parmağını Pelin ' e doğru kaldırdı. 
Ölüm Meleği : Dikkatli olun 
Mustafa : Tamam kanka. 


Pelin in evine doğru gittiler.Evin önünde arabalarının olmadığını fark etmişti. Evin kapısı kapalıydı. Pelin kapıyı çalıyordu. Ev yazlık gibi olduğu için Mustafa balkona tırmanıp içeriye girdi. Pelin e kapıyı açmıştı. 
Pelin içeriye girdi. Ev düzenli tertipli ve topluydu. Bütün çekmeceleri karıştırıyordu Pelin. Bir iz olmalı. Sonra kanepeye oturdu. Ağlamaya başladı. Onları asla bulamayacağım diyerek ağlıyordu. Bir daha hiç birini göremeyeceğim. Ağlıyordu. Susamıştı. Mustafa dan bir bardak su getirmesini istedi. Mustafa mutfağa girdi. Buz dolabının üstündeki Koca ve kırmızı harflerle yazılmış Pelin Kızım ortalık kan gölüne döndü. Askerler geldi bizi izmir - yer 4 istasyonuna götürdüler. Askerlerin dediğine göre bu yer Foça da buraya ulaşırsan bizi kesinlikle bul! 
Mustafa Notu hemen Pelin e gösterdi. Pelin gözlerine inanamıyordu. Mustafa nın dudaklarından defalarca öptü ve ona sarıldı. Seni seviyorum aşkım diyordu. 
Bu sırada dışarıda bir gölgenin geçtiğini fark ettiler. 
Ölüm Meleği : Susun ! 


Ölüm Meleği Silah ını kontrol etti. Şarjörünü çıkarttı. Kurşunlarına baktı ve tekrardan şarjörünü silah ına yerleştirdi. Elinde silah ile dışarıya çıktı. Gözleri ile bir sağ bir sola bakıyordu. Aniden bir ses geldi. 
Elbiseleri parçalanmış saçları kirden tozdan kirlenmiş bir kız ellerini kaldırdı ve lütfen ateş etme dedi. 
Ölüm Meleği Silahını ona doğru doğrultmuştu.  Kız elleri havada yaklaşmaya devam ediyordu. 
Ölüm Meleği : Yaklaşma ! Dur ! 
Kız : Lütfen ateş etme. Çok korkuyorum. 


Kız bir kaç adım daha yaklaştı. Ölüm Meleği bilincinin yerinde olduğunu anladığı için silah ını indirmişti. Kız yürüyerek gelmeye devam ediyordu. Ağır hareket ediyor. Çok korkuyorum lütfen bana zarar verme diyordu. 
Ölüm Meleği : Sana zarar vermeyeceğim dedi ve silah ını beline koydu. 
Kız ağlıyordu. Lütfen bana zarar verme Annem öldü Babam öldü kardeşlerim öldü diye ağlıyordu. 
Ölüm Meleği : Korkma sana zarar vermeyeceğim. 
Kız iyice yaklaştı. Elleri havadaydı hala. Ellerini sırtına doğru götürdü. Elbisesinin arkasında ensesine yapıştırdığı bıçak ın sapındaki bantı yavaşça söktü. Ağlıyor ve Lütfen bana zarar verme demeye devam ediyordu. 
Ölüm Meleği ne iyice yaklaştı. Bu arada bıçağın sapındaki bantı da sökmüştü. Bıçak elindeydi. Aniden ... 


Bıçağı Ölüm Meleği ne doğru savurdu. Ölüm Meleği nin giydiği yarım kollu tişörttün pazı kısmına denk geldi. Ölüm Meleği nin Sağ kolunun pazı kısmında 4 cm lik bir yara açıldı. Kolu kanıyordu. İkinci kez hamle yaptı kız. Ölüm Meleği geri çekildi ve kıza bir yumruk attı. 
Kız aldığı darbe sonucu bayılmıştı. 
Pelin ile Mustafa da dışarı çıktılar. 
Mustafa : Bu kim ? 
Ölüm Meleği : Her bölge de çeşit çeşit zombi var sanırım ! Orospu çocuğu bana saldırdı. 


Pelin kıza doğru baktı. 


Pelin : Gözde bu. Gözde inanamıyorum. 
Pelin ve Mustafa Gözde yi içeriye doğru taşıdılar. Ölüm Meleğinin ise kolu kanamaya devam ediyordu. Gözde aldığı darbe sonucu bayılmıştı. 
Pelin başında iken Gözde bir anda korkarak uyandı ve bırakın beni diye haykırdı. Pelin gözde yi sakinleştirmeye kendini hatırlatmaya çalıştı. 
Gözde : Sahiden senmisin Pelin. 
Pelin : Evet benim canım. 


Gözde karşısında Pelin i gördüğüne inanamıyordu ve öyle sıkı sarıldı ki Pelin e . Pelin in kemikleri kırılacak gibi olmuştu. 
Bu sırada Mustafa İse Ölüm Meleği nin kolunu sarıyordu. 
Mustafa : Kanka dikiş atmamız gerek. 
Ölüm Meleği : Tamam moruk şimdi birazdan arabamıza atlarız izmir ssk da dikişimizi attırırız. SSK mız var demi hala. 
Mustafa : Off Kanka. 
Ölüm Meleği : Senin manitanın deli arkadaşı işte ne olacak. 


Pelin : Gözde neden arkadaşımıza saldırdın ? Ne oldu ne yaşadın ! 
Gözde nin hala korkudan elleri titriyordu. 
Gözde : Ben onu diğerlerinden sandım. 
Pelin : Diğerleri kim canım zombiler mi ? 
Gözde : Hayır askerlerden. 
Mustafa : Kim miş o askerler. 
Gözde : Alfa - Star Timi. 
Ölüm Meleği : Emin misin ? 
Gözde : Evet Eminim. Çemberin içinde Değişik bir amblemleri var. Sizin arabanızdakine yakın. 
Ölüm Meleği : Mustafa benim duyduğumu sende duyuyor musun ? 
Mustafa : Duyuyorum kanka. Gözde nerede şimdi onlar biliyor musun ? 
Gözde : Bilmiyorum. Askerler geldiğinde biz burada kalmayı reddedip askerlerle birlikte gittik. 
Pelin : Annem kardeşim babam ? Abim ? 
Gözde : Evet onlarda geldiler. 
Ölüm Meleği : Sonra ne oldu ? 
Gözde : İskele tarafından bir gemi geldi. Çok korkmuştuk. Zaten zombilerden bizi korumaya çalışan askerlerin sayısı azalmıştı. Geminin içinden 7 kişi indi. 
Asker ceketlerinin arkasında sizin kine benzer bir amblem taşıyorlardı. 
Ölüm Meleği : Sonra ? 
Gözde : Sonra bizim Albay sen bir çavuşsun haddini bil dedi gelenlere. Oda haddimi mi bileyim o zaman derken iki hamlede albay ın boynunu kırdı ve diğer askerleride bir hamlede öldürdüler. Hepimizi sıraya dizdiler.. 
Gözde daha fazla konuşamadı ve Ağlamaya başladı.. 


Mustafa : İki dakika gelir misin kanka ? 
Ölüm Meleği : Tabi. 
Mustafa : Alfa - Star mı sence ?
Ölüm Meleği : Bilmiyorum. Ama kızın anlattıklarına göre öyle. En büyük rütbe onlarda çavuş ve hiyerarşi var biliyorsun. Çavuş ölmeden Onbaşı Çavuş olamıyor. Onbaşı ölmeden de Bir er seçilemiyor. 
Mustafa : 7 kişi diyor ama.. 
Ölüm Meleği : O kadar kalmışlardır. 
Mustafa : Varmıydı içlerinden tanıdığın. 
Ölüm Meleği : Senle daha aynı sınıfta olmadığımız zamanlar da sınıf arkadaşlarım vardı bir kaç kişi. Onlar seçilmişti. 
Mustafa : Görüştünüz mü ondan sonra hiç ? 
Ölüm Meleği : Bazen görüşüyorduk da o kadar sık değil. İçeri girdiğimden beri hiç görüşmedim.  Zaten sende duymuşsundur Zombi olayları patlak verdiğinde hepsini Amerika ya desteğe gönderdiler bunlar 100 kişi filandı . Demek ki yedi kişi kalmışlar .. Şaşırdım. 
Mustafa : Neden ?
Ölüm Meleği : Tanışırsak neden olacağını görürsün. 
Mustafa : Kanka Pelin in ailesi.. 


Bu sırada Gözde yi Takip eden bir kaç asker Eve ani bir şekilde baskın yaptı. 
Yat yat yat sesleri ile dördünü birden yatırıp arkadan kelepçelediler. Ölüm Meleği ve Mustafa ne olduğunu dahi anlamadan kıllarını bile kıpırdatamadan yakalanmışlardı. Gözlerini siyah bir bant ile örttüler. Bir saat kadar yol gittiler. Ölüm Meleği dönemeçleri köprüleri içinden sayıyordu. Arabalardan indirdiler.
Ölüm Meleği : Arabamı orada bıraktıysanız hepinizi öldürürüm. 


Konuşma yürü diye bir ses geldi. Ellerinden tavana doğru astılar Mustafa İle Ölüm Meleği ni. Gözleri hala kapalıydı.  


Mustafa : Nereye Geldik ? 
Ölüm Meleği : Son ' a. Cehennem 'e 
Mustafa : Pelin .. 
Ölüm Meleği : Ölüp gideceğiz burada doğrayacaklar bizi adam hala Pelin diyor ! 


Ölüm Meleği : Gardiyan ! 
Ölüm Meleği : Gardiyan ! 
Ölüm Meleği : Gardiyan ! 




Ölüm Meleği Gardiyan Diye bağırıp duruyordu. 7 kere Üst Üstte Gardiyan Diye Tekrarladı. Sonra da ise Çavuşun uzla görüşme hakkı istiyorum. 
7 Kere de onu tekrarladı. 


Mustafa : Neden böyle bir şey yaptın ? 
Ölüm Meleği : Bunların Ana Adları yok ! Baba Adları Yok. Doğum Tarihleri Yok. Sadece Seri Numaraları var. Bir Numara İki Numara diye. Kız 7 Kişi Gördüğünü Söyledi. 
O yüzden Dışarıdaki kaç numara ise bilmediğimden 7 Kere Seslendim. 
Mustafa : Neden bir numara gardiyan, iki numara gardiyan diye seslenmedin ? 
Ölüm Meleği : Hangi numaranın yaşadığını nereden bileyim saf mısın nesin ? 


Kapı açıldı. 


21 Sicil No : Hanginiz çavuşla görüşmek istiyor ? 
Ölüm Meleği : Ben. 


21 Sicil No lu asker Ölüm Meleği ne vurmaya başladı. Bütün gücüyle vuruyordu. Kaburgalarına Ciğerine Midesine Kafasına Gözüne neresine geleceği veya geldiği belli olmadan vuruyordu. 


21 Sicil No : Sen kimsin ki de Alfa - Star ın Çavuş uyla görüşmek istiyorsun ! 
Ölüm Meleği : Annesine sor ! Ben onun  babasıyım ! Evden kaçtı kıçını tekmelemeye geldim ! 


21 Sicil No lu asker bütün gücüyle vurmaya devam ediyordu. Ölüm Meleğinin dişleri ağzı kan içinde kalmıştı. 


Ölüm Meleği : Bu kadar mı ? Daha canım acımadı
21 Sicil No : Yeni başlıyoruz. Kimsin sen ! 
Ölüm Meleği : 13 nolu Mirza ve 6 No lu Sebastian ın Arkadaşı Adrenalin - 41 in Komutanı Teğmen  Ölüm Meleği 
21 Sicil No : Nereden tanıyorsun onları ? 
Ölüm Meleği : Yakışıklı yüzüme vurmayı bırakırsan onlarda beni tanır ! 


Kapı tekrar açıldı. İçeriye biri girdi. 21 Sicil No lu asker Esas duruşa geçip botunu sertçe yere çarparak hazır ola geçti. 


On başı : Rahat Asker .. Neden buradalarmış bunlar ? 
21 Sicil No : Sebastian ile Mirza yı soruyorlar ! Şu iri kıyım olan ikisinin arkadaşıymış. 
On başı : Sen Sebastian ile Mirza nın arkadaşına mı vuruyorsun ? 
21 Sicil No : Özür Dilerim Komutanım. Yanlış anlaşılma oldu ! 
On Başı : Çöz iplerini .. Görüşme odasına götür. 
21 Sicil No : Emredersiniz Komutanım. 




 21 Sicil No lu asker hemen iplerini çözdü iki sininde. Görüşme odasına götürdü. Havlu ve buz getirdi. O sırada kapı açıldı. 


Mirza : Kimin sürtüğü oldun da seni bu hale getirdi ? 
Ölüm Meleği : Seni Orospu Çocuğu.. 


Ölüm Meleği Mirza nın suratına bir yumruk attı. Mirza yere düştü. 


Mirza : Hala kız gibi vuruyorsun da neden bana yumruk attın ! 
Ölüm Meleği : O kadar dayak yediğim için.
Mirza : Ama hala kız gibi vuruyorsun. 


Birbirlerine sarıldılar. 


Sebastian da Ölüm Meleğine sarıldı. Mustafa nın suratına bile bakmıyorlardı. 


Sebastian : Hayırdır Teğmen neden buradasın ? 
Ölüm Meleği : Mustafa nın kız arkadaşının ailesi burada olduğunu düşündüğümüzden buradayız. 
Sebastian :Ölmediyse yaşıyorlarsa buradadır. 
Ölüm Meleği : Gözde denilen kız ? Neden sizin hakkınızda böyle konuştu. 
Sebastian : Siyah Hummer in kasasında Adrenalin Logo sunu gördük. Kameralarımıza takıldı. Bizde Casus gönderdik içinize. Ne bilelim sen misin değil misin ? 
Ölüm Meleği : Adrenalin ile ne alakanız var ? 
Sebastian : Sana yaptıkları gibi bize de kazık attılar. 
Ölüm Meleği : Nasıl ?
Mirza : Amerika kıtasında piç gibi kaldıktan sonra canımızı zor kurtardık. 153 asker den 93 tanesi şehit oldu. 
Ölüm Meleği : Vatan sağ olsun. 
Sebastian : Amerika sağ olsun. Kendi topraklarına bile gömülemediler  ! 
Ölüm Meleği : Anlıyorum. 
Sebastian : Sen en son içerideydin nasıl çıktın cezaevinden ? kaçtın mı ? 
Ölüm Meleği : Kaçmadım cezaevi müdür ü onu korumamız için bizim özgürlüğümüzü verdi. 
Mirza : Şimdi de hapishane kaltağı mı oldun yani ... 
Ölüm Meleği : Yani öylede denebilir. 
Sebastian : Ben kız arkadaşınızda getireyim de beraber bakarsınız sivillere 


Pelin ve Mustafa Sivillerin arasında dolaşıyor tek tek bakıyorlardı. 
Sebastian Ölüm Meleği ve Mirza ise sohbet ediyor ve içki içiyorlardı. 


Pelin Gözde yi gördü ve yakasına yapıştı 


Pelin : Gözde ailem nerede ! 
Gözde : Pelin üzgünüm .. 
Pelin : Nerede ailem Gözde ! 
Gözde : Üzgünüm öldüler . Çok Üzgünüm 
Pelin : Nasıl öldüler nasıl . 
Gözde : Hep birlikte askeri kamyonlarla buraya geliyorduk bazılarımız ise arabaları ile geliyorlardı. Daha alfa-star yoktu buralarda. Bildiğin askerler vardı. Sonra bir anda konvoyun içinde karışıklık çıktı gece karanlıktı. kan gövdeyi götürdü. Yarımızdan çoğu orada öldü çok üzgünüm Pelin çok üzgünüm. 
Pelin : Eğer buda senin oyunlarından biriyse ! 
Gözde : Yemin ederim doğruyu söylüyorum. 


Diğer sivillerde Gözde yi destekleyince Pelin inanmak istemediği acı gerçekle karşılaşmıştı. Mustafa ya sarıldı ağlıyordu. 
Pelin : Gidelim buradan aşkım ne olur diyerek hüngür hüngür ağlıyordu. 
Mustafa : Tamam aşkım gidelim. 


Mustafa ve Pelin in yanına Ölüm Meleği Sebastian ve Mirza Geldi. 
Mustafa gidelim artık dercesine işaret verdi. 
Ölüm Meleği de tamam dedi. 


Ölüm Meleği : Beyler bize müsaade 
Sebastian : Teğmen bizimle burada kalmak istemediğine emin misin ? 
Ölüm Meleği : Sizinle kalmak her zaman isterim biliyorsun. Kardeşim ve arkadaşlarım silivri de. 
Sebastian : Başın  sıkışırsa nasıl ulaşacağını biliyorsun bize. 
Ölüm Meleği : Aynen sizin içinde geçerli. Kapım her zaman açık size. Borcum olsun. 
Sebastian : Dayak borcun olmasında .. 


Ölüm Meleği Sebastian la Sarıldı. 


Sonra ise 


Mirza : Eski Dost.. 
Ölüm Meleği : Eski Dost 


Birbirlerine sarıldılar.. 


Ölüm Meleği Sebastian ve Pelin Tek araba da Siyah hummer la evlerine geri dönerken öbür arabayı Sebastian ve Mirza ya bırakmışlardı. 
Pelin arabanın arka koltuğunda uyurken 
Mustafa Arabayı kullanıyor Ölüm Meleği ise camdan bakıyordu.
Arabanın  cd çalarından şu şarkı çalıyordu : 


Yağmuru hayal ediyorum 
Çöl kumlarında bahçeleri hayal ediyorum. 
Acıların içinde uyanıyorum 
Zaman ellerimden akıp giderken aşkı hayal ediyorum. 
Ateşi hayal ediyorum. 
Bu hayaller asla yorulmayan bir atın boynuna asılı 
Ve alevler içinde. 
Onun gölgeleri bir erkeğin arzuladığı şekilde oynuyor. 
Bu çöl gülü. 
Onun her bir maskesi, gizli bir sözdür. 
Bu çöl çiçeği. 
Hiçbir hoş koku bana bundan daha fazla işkence etmemişti. 
Ve o bu yöne dönüyor 
O benim bütün hayallerimin mantığı içinde hareket ediyor 
Bu ateş yanıyor 
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını fark ediyorum 
Yağmuru hayal ediyorum 
Yukarıdaki boş gökyüzüne bakışlarımı dikiyorum 
Gözlerimi kapatırım, bu müthis koku 
Aşkının tatlı sarhoşluğudur. 
Tatlı çöl gülü 
Onun her bir maskesi, gizli bir sözdür. 
Bu çöl çiçeği 
Hiçbir hoş koku bana bundan daha fazla işkence etmemişti. 
Tatlı çöl gülü 
Cennet'in hatıraları hepimizi ziyaret eder. 
Bu çöl çiçeği, bu müthis koku 
Düşüşün tatlı sarhoşluğudur. 


Sabah ın ilk Işıkları ile Silivri ye varıyorlardı.. 

1 yorum:

  1. JOHNN'S CASINO IN SEAH OLYMPUS CITY - Air Jordan
    JOHNN'S CASINO IN SEAH OLYMPUS CITY JOHNN'S CASINO IN SEAH jordan 18 white royal blue on sale OLYMPUS CITY JOHNN'S CASINO IN SEAH air jordan 18 retro yellow suede shop OLYMPUS best air jordan 18 retro toro mens sneakers CITY JOHNN'S CASINO IN 토토 사이트 제작 샤오 미 SEAH OLYMPUS jordan 18 white royal blue to my site CITY | JOHNN'S

    YanıtlaSil