Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır."
Şeytan '' Patron Nilay'ın yerini tespit ettik. ''
Argo '' Hazırlıklarınızı yapın. Kesinlikle elimizden kaçırmayacağız ''
Şeytan '' Emredersiniz ''
Argo '' Sen Kabus'a hazırlıkları tamamlamasını söyle. Sonra nerede saklanıyorsa yerin krokisi ile birlikte gel ''
Şeytan '' Nasıl istersen Patron ''
Argo '' Ölüm Meleği ve ekibi neler yapıyor ''
Şeytan '' Daha muhbirimizden bir haber yok ama radar filan kuruyorlar ''
Argo '' Kursunlar bakalım ''
Şeytan ve Argo Nilay'ın elinde kahin olduğunu biliyorlardı. Fakat Argo ve Şeytan'ın kaç türlü plan yapacaklarını bilmeden uyuyordu Nilay. Argo ve Şeytan dan başka nereye operasyon yapılacağını bilen kimse yoktu. Argo ne kadar az kişi bilir ise Kahin'in görme gücü düşer diye umut ediyordu. Kurşun kaplı kafeslerinde planlarını yapıyorlardı. Argo'nun Nilay yada Nilay'ın yanındakiler umurunda değildi. Tek istediği şey mühürdü. Ama genede Nilay'ı ve ekibini tamamen ortadan kaldıracaktı. Çünkü Mühür'ü bilen hiç kimsenin yaşamasına göz yumamazdı. Mühür Argo için çok değerliydi. Argo temkinli olduğundan dolayı hemen saldırıya geçmedi.
Bir kaç gün sonra ...
Argo Nilay'a gündüz saldıracaktı.. '' Kız Kulesi '' adını verdikleri operasyona sadece Argo ve Kasapları katılacak. Alfa-Star B ise onlara dışarıdan destek verecekti. Alfa-Star B nin başında ise Kabus duracaktı. Her yerden çevirecekti Nilay'ın saklandığı yeri.. Giriş ve çıkış tamamen kapatılacak. Helikopter ile kaçma riskine karşılıkta roket atarlar kullanılacaktı. Nilay iki oğlu Zehir ve Kurşun Barut ve Ares'i sıkıştıracaktı Argo.
Leş ve Şeytan gece boyu yakaladıkları zombileri getirdiler. Argo ve kasapları özel kıyafetler giymişlerdi. Tulum tarzı kıyafetler zombi saldırısından önlüyordu. Zombiler bu kıyafeti giyen insanları ısırsalar bile ; kıyafetten dolayı etkilemiyordu. Hepsi tek tek giydi. Yavaşça Nilay'ın saklandığı yere doğru geldiler. Yanlarında köpek getirmişti Argo. Köpeklere Zombi virüsünü enjekte etti. Sonrada pan zehri enjekte etti. Köpekler deliye dönmüşlerdi. Kuduz köpek gibiydiler. Argo ve Kasapları bir kan havuzu oluşturmuşlardı. Zombilerin kanları etleri ile olan bir kan havuzu. Kan havuzuna teker teker girip yıkanıp çıktılar. Şeytan'ın planıydı bu. İçeriye hem zombiler hemde köpekler ile gireceklerdi. Artık hazırdılar. Zombiler ve Köpekler deliye dönmüşlerdi. Zombilere anti virüs vermişti Şeytan.
Argo Leş'e doğru baktı. Vakit tamam dercesine. Leş kapıyı roket atar ile uçurdu. Leş kapıyı uçurduktan sonra Kafesleri açıldı Köpeklerin ve zombilerin Kafeslerden çıkan Köpekler ve Zombiler Nilay'ın üssündeki nöbetçileri gördüler. Onları görür görmez Köpekler ve Zombiler birden Nilay'ın bulunduğu üsse saldırmaya başladı. Zombiler de koşuyordu. Silah sesleri ve Alarm duyulmaya çoktan başlamıştı bile. Saatine baktı Argo. İçeriden bağrış sesleri ve silah sesleri yükseliyordu..
Zombiler koşarak Nilay'ın askerlerine saldırmaya başlamışlardı. Hazırlıksız yakalanan Nilay ve Askerleri Zombilere yem oluyordu. Gürültüye uyanan Barut Ares ve Nilay'ın iki oğlu Kurşun ve Zehir hemen ana giriş kapısından gelen zombileri ve köpeklere karşı savunmaya geçmişlerdi. Kurşun Sebastian 'nın oğluydu. Babasının tüm özelliklerini taşıyordu. Ölüm Meleği'nin kanı ile desteklenmişti. Kurşun ellerindeki samuray kılıcı ile Zombilerin kafalarını gövdelerinden ayırıyor. Zombiler karşısında direnemiyordu. Zehir ise elindeki ful otomatik tüfek ile zombileri tarıyordu. Arada kendi askerlerinide öldürüyordu. Zehir babası Barut'a çok benziyordu. Barut kadar acımasızdı. Barut ve Ares 'te zombiler ve köpekler ile dövüşüyor evlerini sığınaklarını savunuyorlardı.Koşan Zombileri öldürmek neyse de köpekleri öldürmek gerçektende zordu. Aniden adamın bacağını kapabiliyordu. Yada koşarak gelip üzerine atlayabiliyordu köpekler. İsrail'in desteği ile gelen askerler zombilere ve zombi köpeklere karşı koymaya çalışıyorlardı. Askerlerden ve zombilerden akan kanlar zeminde göl gibi olmaya başlamıştı. Zemin yapış yapıştı. Barut Ares Zehir ve Kurşun'un pek yapabilecek bir şeyi yoktu..
Silah sesleri artık kesilmiş. Askerlerin bağırmaları artık bitmişti. Argo yavaşça kapıya doğru yöneldi. Argo ve kasapları içeriye giriyorlardı artık.. Argo karşısında Barut Ares Zehir ve Kurşun'u gördü.
Argo '' Nilay yok mu ? Çayını içmeye geldik. Gelirken de elimiz boş gelmek istemedik.. ''
Barut '' Çay yok ölüm var.. Ben senin Azrailinim ''
Argo '' Yanındakiler de Cebrail Mikail İsrafil mi ? ''
Barut '' Senin büyüklerin Mirza ve Sebastian '' Beni çok iyi tanır Barut demen yeterli''
Argo'nun ve hemen sağ tarafında duran Şeytan'ın alınlarının ortasında kırmızı lazerler belirdi. Nilay keskin nişancıları çatılara yerleştirmişti. Argo'nun bu şaşkınlığına Barut gülerek karşılık verdi.
Barut '' Boşuna bu kadar zahmet edip gelmişsiniz Soytarı gibide giyinmişsiniz. Getirdiğin zombiler yerde yatıyor. Biraz daha eğit bunları ''
Argo '' Mendil gibi kullanılıp kenar mahalleye atılan Barut ''
Barut '' Ne dedin.. Korkudan hayal mi ? görüyorsun ''
Argo '' Barut Adrenalin Tim'i komutanı. Aslında İsrail Mossad için çalışan bir fare. Yanındaki ise Ares. Barut'un kardeşi. Öbürleride Kurşun ve Zehir Nilay ve Senin oğulların '' Mirza diğer kardeşlerini ve babanı Mersin'e gömdü fakat akıllanmadın hala Türkiye'de bir kaltağın peşinden yürüyorsun ..
Kurşun Annesine edilen hakaret üzerine Argo'ya saldırmak istedi. Fakat Ares Kurşun'u tuttu.
Argo '' İçinizde Tek Türk Kanı olan bu çocuk.. Demek ki iki çocuğun bile yok. Güç Kan ve Gelişim İğneleri ile büyüttüğün hormonlu ürünler bunlar.. ''
Barut '' Seninle sohbet etmeyi çok isterdim ama .. Daha önemli yapacak işlerim var ''
Argo '' Hepimizi çatıya koyduğun üç beş nişancı ile mi ? halletmeyi düşünüyorsun ''
Barut '' Başlamak bitirmenin yarısıdır Argo ''
Argo '' Çok merak ediyorum ''
Barut '' Neyi ''
Argo '' Geleceğimizden haberiniz vardı dimi ? ''
Barut '' Bunu öğrenecek kadar uzun yaşamayacaksın Argo ''
Argo '' Şunu denemek isterim ''
Barut '' Neyi ''
Argo '' Mirza ve Sebastian'ın öldüremediği dünyada bir tek sen varsın birde kardeşin var ''
Barut '' Haklarını yememek gerekir. Son karşılaşmamızda öldürüyorlardı ''
Argo '' Mirza ve Sebastian'ı sen mi öldürdün ''
Barut '' Ben öldürmedim. Öldürmeyi çok isterdim. Kim öldürdüyse de onların yerinde olmak için her şeyimi verirdim. ''
Argo '' Bizler Sebastian ve Mirza ile kardeş gibi büyüdük. Kader bizi birbirimizden ayırdı. Ha onlar ha ben. ''
Nilay ise odasından olanı biteni izlerken '' Hadi ama Barut bitir işlerini '' diye mırıldanıyordu
Argo '' Onları öldüremedin. Benide keskin nişancıya mı ? kurban edeceksin ''
Barut '' Sen benim karşımda bir dakika bile dayanamazsın. Onlar her zaman bana iki yada üç kişi saldırdı ''
Argo '' Elinde fırsat var Barut. Beni çiğ çiğ ye ! ''
Barut '' Olur ''
Barut'u kardeşi kenara doğru çekti
Ares '' O ölüm adasında doğan Argo .. Efsaneye göre ölüm adasında doğan son savaşı başlatacak .. ''
Barut '' Efsaneler yalandır.. Ben gerçeğim Ares ''
Ares '' Ama Abi ''
Barut '' Ben Argo'yu öldürdüğüm gibi tarıyorsun herkesi. Dışarıdaki birliğe de haber ver ''
O sırada...
Argo '' Ben Barut'u öldürdüğüm an tarıyorsunuz etrafı Şeytan ''
Şeytan '' Komutanım siz ne olacaksınız ''
Argo '' Ben yerde kalacağım. Barut'u oyalayacağım bir süre. Sonrada Barut'u öldüreceğim. O sürede keskin nişancılara yoğun ateş edecek kişileri belirle. Ben ölürsem de geri çekilin Alfa-Star B sonsuz'a dek yaşayacak.''
Şeytan '' Siz olmasınız bir dakika dayanamaz Alfa-Star B ''
Argo '' Şeytan bu bir emirdir ! ! ! ''
Şeytan esas duruşa geçti ve gür bir ses ile ...
Şeytan '' Emredersiniz Komutanım .. ''
Bir tarafta Barut diğer tarafta ise Argo birbirlerine doğru bakıyorlardı. Argo üzerindeki tulumu çıkartı. Argo ve Barut birbirlerinin gözlerine bakıyordu.
Argo '' Şimdi eşitiz ''
Barut koşarak geldi ve Argo'ya saldırmak istedi. Argo kendini geriye doğru çekti ve sıçradı. Argo iki ayağının tabanıyla Barut'un göğüslerine doğru vurdu. İkisi birden yere düşmüştü. Argo hemen yerden kalktı. Yerde yatan Barut'un etrafında dolanıyordu.. Barut göğüslerine aldığı ani aldığı tekme ile nefesi kesilmişti. Fakat ayağa kalkması çok sürmedi. Barut ayağa kalktı. Argo '' Canın yandımı '' diyerek dalga geçti Barut ile. Barut dengesiz olarak tekrar saldırdı Argo'ya. Argo Barut'un yumruklarını savuşturmayı başarır başarmaz Barut'un bacak arasına bir diz attı.. Barut bacak arasını tutarak yere tekrar düştü. Barut elleri ile bacak arasını tutuyor ve yerde kıvranıyordu.
Barut yerden tekrar kalktı. Argo'ya tekrar saldırdı. Sanki Argo , Barut'un hamlelerini önceden tahmin ediyordu. Argo Barut'un attığı yumruğu yakaladı ve Barut'un yumruğunu sıkmaya başladı. Barut diğer kolu ile de bir yumruk atmaya çalıştı. Fakat Argo o yumruğuda avucunun içi ile yakaladı. Barut'un iki yumruğu da Argo'nun avucunun içindeydi. Argo sıkmaya başladı avuçlarının içini. Barut'un yumruklarından çatır diye sesler gelmeye başlamıştı. Barut acıdan yere doğru eğilirken Argo gerildi ve kafayı Barut'un suratına patlattı. Barut burnunu tutarak yere düştü. Barut kanlar içinde kalmıştı. Burnu kırılmıştı. Argo'nun büyük bir üstünlüğü ile dövüş sürüyordu. Barut Argo'ya fiske dahi vuramamıştı. Barut tekrardan ayağa kalktı. Bir yumruk attı Argo'ya. Argo koluyla yumruğu kesti ve sol yumruğunu Barut'un kaşının üzerine vurdu. Sonra sağ yumruğu ile bir yumruk daha attı Barut'a. Sonra tekrar sol yumruğunu suratına indirdi Barut'un. Argo Barut'u sağlı sollu yumruklar ile sersemletmişti. Argo Barut'un kafasını tuttu ve kafa attı Barut'un suratına.
Argo '' Şeytan buna Mirza kafası deniyor ''
Yerde yatıyordu Barut hareketsizce. Kendinden geçmişti. Argo'yu çok hafife almış ve sıradan bir Alfa-Star askeri sanmıştı. Barut bu küçümsemenin cezasını yerde acı içinde kıvranarak çekiyordu. Yerde yatan Barut'un etrafında Argo köpek balığının avının etrafında dönercesine dönüyordu.
Nilay Zehir Kurşun ve Ares gözlerine bile inanamıyorlardı Barut'un bu denli pasif kalabileceğine. Nilay çatıdaki keskin nişancılara '' hazır olun '' talimatını verdi. '' İşaretimle '' diye ekledi.
Argo göz kırptı Şeytan'a..
Yerde yatan Barut Argo'nun bacaklarına bir tekme attı. Argo dengesini kaybedip yere düştü. İkisi aynı anda kalktılar. Barut Argo'yu yakaladığı gibi sırt üstü yere doğru vurdu. Argo'nun beli çok acımış ve belini tutarak kıvranıyordu. Yerde kıvranan Argo'nun kafasına bir tekme attı Barut. Argo bu tekme ile yerde yuvarlanmıştı.
Nilay Barut'un kazandığını gördüğü anda '' Keskin nişancılara bekleyin '' dedi.. Barut kazanırken Nilay'ın Şeytan ve Argo'yu öldürmesi Barut'u sinirlendireceğini Nilay çok iyi biliyordu..
Barut'un burnundan kaşından kanlar akıyordu. Fakat genede dengesini kaybetmemişti. Argo ayağa kalktı. Argo dengesiz bir şekilde yumruk attı. Barut geriye doğru iki adım atarak yumruğu geçiştirdi ve Barut Argo'nun kulağının arkasına tekme atarak Argo'yu tekrar yere serdi.
Barut Argo'nu yerden yaka paça kaldırdığı gibi yukarıya doğru halterci gibi kaldırdı sonra ise ileriye doğru fırlattı. Argo sırt üstü kötü düşmüştü. Sırtını tutarak kıvranıyordu.
Barut '' İki yumruk atınca beni yendiğini sanan zavallılar kervanına katılmak üzeresin ''
Barut Zehir Kurşun ve Ares gülüyorlardı..
Barut yavaşça Argo'nun yanına doğru temkinli bir şekilde yürüdü..
Argo hiç bir şey olmamış gibi ayağa kalktı..
Argo Şeytan'a ikinci kez göz kırptı. Nilay çatıya nişan alan Leş'i fark etti Roket atar ile çatıyı havaya uçurmak için hamle yaptığı sırada Leş
Nilay '' Ateş '' diye bağırdı..
Argo'nun alnının ortasına kurşun saplanıverdi. Yere düşmeden Şeytan'ın da alnına bir kurşun girivermişti. Argo'nun ve Şeytan'ın beyinleri arkadan parçalanmışlar ve kum çuvalı gibi yere yığılmışlardı..
Keskin nişancılar birden Argo ve Şeytan'ın alınlarından ateş ederek ikisini de yere serdiler. Leş roket atarı çoktan göndermişti fakat roketti göndermekte geç kalmıştı. Argo ve Şeytan'ın beyinlerinin dağılmış vaziyette yerde yatmasına inanamadı. Ares elindeki silah ile Argo'nun arkasında duran Argo'nun kasaplarını taramaya başladı. Leş ise o karambolden faydalanarak Ares'i alnının ortasından vurdu. Kali ise hızlı davranarak Zehir ve Kurşun'u öldürmüştü. Barut oğullarının ve kardeşi Ares'in öldüğünü gözleri ile görünce çıldırdı. Barut Leş'e ateş etti. Leş omuzuna aldığı kurşun ile sarsılmıştı. Fakat Leş'te diğer elinde olan silah ile Barut'a ateş etti. Barut ile Leş birbirlerine kurşunlarla karşılık veriyorlardı ki ; Bu düellonun galibi ölüm oluyordu. Leş ve Barut birbirlerine sıktıkları kurşunlar ile birbirlerinin canlarını almışlardı.
Alfa-Yıldızı '' Alfa-Star B komutanı Argo ölmüştür: Beyefendi'den onay bekleniyor. ''
Alfa-Yıldızı '' Alfa-Star B komutanı Argo ölmüştür: Beyefendi'den onay bekleniyor. ''
Alfa-Yıldızı '' Alfa-Star B komutanı Argo ölmüştür: Beyefendi'den onay bekleniyor. ''
O sırada Ankara
Beyefendi '' Argo ölmüş. Aktifleştir. ''
Seyfo '' Emredersiniz. Ya diğerleri ''
Beyefendi '' Argo öldüyse diğerlerinin ne olacağının farkındalar. Kaçmaları gerek. Aktifleştir ''
Seyfo '' Emredersiniz ''
Seyfo Beyefendi'nin odasından çıkarak koşarak DxN gizli odasına girdi. Orada duran bilgisayar'ı çalıştırdı ve DxN 1406 kodu girdi.
Alfa-Yıldızı '' Onaylanmıştır. Geri sayın için son bir beş dakika ''
Nilay Oğullarının öldüğünü görünce koşarak binadan çıktı. Dışarıda ise Alfa-Star B askerleri ile İsrail Askerleri arasında büyük bir savaş vardı. Kabus ve ekibi etrafı sarmak isterken pusuya düşmüşlerdi. Kolay hedeflerdi. Fazla dayanamayacakları belliydi. Argo ve Kasapları , Nilay'ın iki Oğlu Kurşun ve Zehir Barut Ares ve Askerler ölmüştü. Geriye sadece Kali ve Nilay kalmıştı. Dışarıda ise Pusuya düşmüş Kabus komutasındaki Alfa-Star B..
Nilay '' Oğullarımı sen öldürdün. Seni köpeklere yem edeceğim sürtük ''
Kali '' Denede gör ''
Nilay ve Kali birbirlerine saldırmaya başladılar. İki güzel kız birbirleri ile kıyasıya dövüşüyorlardı. Nilay Kali'nin saçlarını yakaladı ve Kali'ye var gücü ile bir kafa attı. Kali Nilay'ın sert kafası ile birlikte dengesini kaybetmişti. Nilay Kali'nin suratına doğru tekme attı. Kali aldığı tekme darbesi ile yere düştü. Nilay koşarak geldi ve Kali'nin toparlanmasına fırsat vermeden kafasına yerdeyken bir tekme daha attı. Kali kafasına aldığı tekme ile birlikte yerde yuvarlanmıştı. Kali'nin yerden kalkmasına izin vermiyordu Nilay. Nilay koşarak geldi ve bir tekme daha atacakken Kali Nilay'ın ayağını yakaladı ve cebinden çıkardığı bıçağı Nilay'ın ayağına sapladı. Nilay acı içinde bağırıyordu. Nilay sol ayağına giren bıçak yüzünden hareket edemiyordu. Bıçağı çıkartman için eğilemiyordu bile. Nilay acılar içinde bağırıyordu. Rambo bıçağı diye tabir edilen bıçak. Ayağına tam anlamı ile saplanmıştı. Bıçak öyle bir girmiştiki Nilay'ın ayağına .. Bıçağın sadece sapı görünüyordu..
Nilay '' Seninle anlaşabiliriz ''
Kali güldü..
Kali Nilay'ın etrafında dolanıyordu. Nilay her şeyin bittiğinin farkındaydı. Ayağına saplanan bir bıçak onun sonu olabileceği kimin aklına gelebilirdi.. Kali bir zombinin kanını şırıngaya çekti. Nilay'a arkadan sarıldı ve boynuna enjekte etti. Köpekten aldığı kanıda Nilay'ın kalbine enjekte etmişti.
Kali '' Bu güzel suratlı hatunun çok çirkin bir şeye dönüşeceğini düşünmek ürküttü beni ''
Nilay '' Seni bulup öldürmeden ölmeyeceğim sürtük ''
Alfa Yıldızı '' Geri sayıma son 10 saniye ''
Kali '' Sen zaten artık ölü bir piliçsin ''
Füzelerin ıslık sesi'ni duyuyorlardı. Kali '' Lanet olsun '' diyerek çıkışa doğru koşmaya başladı ve Büyük bir patlama sesi duyuldu.. Nilay'ın ve Barut'un saklandıkları yer patlamıştı.. Argo'nun öldüğü yere koordinatları ile birlikte Beyefendi Bombalar göndermişti. Alevler gökyüzüne yükseliyordu.. Yer sallanmıştı. Alfa-Star B ve Nilay birlikte yok olmuşlardı.. Her yer alev alev yanıyordu..
Beyefendi ise bilgisayarından uydu bağlantısı ile yanan enkaza bakıyordu dikkatli bir şekilde.
Seyfo yanına geldi
Beyefendi '' Şeytan Kabus yada Kali '' kurtulan var mı ?
Seyfo '' Hiç birinden sinyal alınmıyor. Sanırım hepsi öldü ''
Beyefendi '' Mühür ''
Seyfo '' Ekip çıkardım efendim ''
Beyefendi '' Onu bulmadan gelmesinler ''
Seyfo '' Emredersiniz ''
Beyefendi '' Ölüm Adası Raporları Geldi mi ? ''
Seyfo '' Daha haber gelmedi efendim ''
Beyefendi '' Haber gelince hemen haber ver ''
Seyfo '' Emredersiniz ''
Dört saat sonra :
Seyfo '' Efendim Mührü bulamamışlar ''
Beyefendi '' Nasıl olur. İyice baksınlar. Mührü bulmadan gelmesinler.. Didik didik arasınlar. Yanmaz kırılmaz yok olmaz. Her yere ama her yere baksınlar. Tuvaletlerin içine bile. ''
Seyfo '' Emredersiniz '' '' Bu arada Ölüm Adası Raporları geldi izleyebilirsiniz ''
Beyefendi '' Oda güzel En son gönderdiğimiz siviller ile adanın durumu ne şu an Seyfo ''
Seyfo '' Efendim Yüz bin kişi ''
Beyefendi '' Daniel oradan çıkmadan yok edilmeli Seyfo ''
Seyfo '' Biliyorum efendim. Timlere tembih edildi. Bunun için savaşacaklar ''
Beyefendi '' Seyfo canlı bağlantı kurulsun timlerle görüşmek istiyorum ''
Seyfo '' Emredersiniz. Efendim bir şey sorabilir miyim ?
Beyefendi '' Tabi ''
Seyfo '' Argo ve Ekibinin ölümünü çok sakin karşıladınız. Efsaneye göre son savaşı başlatmayacak mı ? Argo ''
Beyefendi '' Efsaneler.. Efsaneye göre son savaşı ölüm adasında doğup büyüyen biri başlatacak. Kesin bir adres yok Argo diye ''
Seyfo '' Argo'dan başkalarıda mı ? var ölüm adasında doğup büyüyen ''
Beyefendi '' Birisi daha var.. ''
Nilay Tufan'ın anlattıklarını gözleri fal taşı gibi açılmış dinliyordu.. Duydukları karşısında şok olmuştu. Elleri titriyordu. Kalbi çok hızlı atıyordu. Korkmuştu..
Tufan '' Böyle sonlanıyor.. ''
Nilay '' Ne istiyor bu adamlar bizden ''
Tufan '' Mührü istiyorlar. Mührü verirseniz peşinizden gelmeyecekler ''
Nilay '' Mühür benim hayat sigortam Başka bir seçenek yok mu ? ''
Tufan '' Buradan helikopter ile kaçsanız bile. Radarlar ile size gene temas edecekler. ''
Nilay '' Yani bu Argo'dan kurtulmanın bir yolu yok ''
Tufan '' Yok '' '' Argo yok edilemez ''
Nilay '' Argo'yu yok edebilecek birisi var mı ? ''
Tufan '' Hüküm Yalnızca Allah'ındır. Bu gördüklerim olmayada bilir. Geleceği Allah'tan başka hiç kimse göremez bilemez. Bu bana Allah'ın bir lütfudur. Ama ne kadar doğru bilmiyorum. ''
Nilay '' Kahin ne demeye getiriyorsun. Bırak vaaz vermeyi şimdi. ''
Tufan '' Argo'yu sadece bir kişi yok edebilir ''
Nilay '' Lanet olasıca. Kim o ''
Tufan '' Daniel x Nicolas .. ''
Nilay '' O ölüm adasında.. ''
Tufan '' Son savaşı Argo başlatıyor .. ''
Nilay ''Son savaş nedir ? ''
Tufan ''Bilmiyorum. Tam olarak göremiyorum. ''
Nilay ''Görsen şaşardım zaten. ''
Tufan'ın anlattıklarından sonra Nilay geri çekilmeyi düşünüyordu. Hatta mührü vermeyi bile düşünüyordu. Nilay'ın iki oğlu Kurşun ve Zehir daha önce kimse görmemişti. Nilay Kurşun ve Zehir'i çağırdı. Onlara bir yer söyledi ve gitmelerini emretti. Nilay'ın amacı Kurşun ve Zehir'i korumaktı. Canlarını korumaktı. Kurşun ve Zehir önce karşı çıksalarda Nilay'a asla karşı gelemezlerdi. Nilay ikisini de ikna etmişti. Kurşun ve Zehir birlikte gitmişlerdi. Nilay helikopterini hazırlattı.
Barut '' Bende seninle gelmek istiyorum ''
Nilay '' Tek halletmem gerek tatlım ''
Barut '' Ares'i yanına al. Kurşun ve Zehir de gitmişler bu sabah ''
Nilay '' Gitmelerini ben söyledim. Onlar etrafta olunca savaşamıyorum. Korkuyorum onlara bir şey olacak diye ''
Barut '' İkiside çok iyi savaşçılar ''
Nilay '' Hala çocuklar ''
Barut '' Sayende iki ayda aslan gibi adam oldular ''
Nilay '' O kadar pişmanım ki onları hızlıca büyüttüğüme .. ''
Barut '' Nereye gidiyorsun ''
Nilay '' Ankara'ya Beyefendi ile görüşmeye bu savaşın son bulmasını istiyorum ''
Barut '' Seni öldürürler ''
Nilay '' Hayır sen merak etme. Sen ekibi buradan çıkar ve dikkatli bir şekilde Bursa sırtlarına doğru in. Dört saat sonra seninle Bursa'da buluşalım. Gizli mahzende ''
Barut '' Bu güvenli değil ''
Nilay '' Hayatım merak etme sen.. Beyefendi bana bir şey yapamaz ''
Barut '' Ya yaparsa .. ''
Nilay '' Gittiğim yeri biliyorsun. Beni kurtarmak için elinden geleni yaparsın ''
Barut '' Dört saat içinde dönmezsen.. Şafak ile birlikte harekete geçerim ''
Nilay '' Ne istersen yap. Akşama dönmüş olacağım ''
Nilay Tufan ve Kapan'ın olduğu helikopter havalanarak Ankara'ya doğru gittiler. Bir saat sonra Ankara Adrenalin üssüne inmişti Nilay ve Askerleri. Seyfo helikopter pistini Adrenalin askerleri ile çevirmişti. Nilay helikopterden indi.
Seyfo '' Nilay Ankara Adrenalin üssüne hoş geldin ''
Nilay '' Seyfo Beyefendi ile görüşmek istiyorum ''
Seyfo '' Kelepçeleyin ''
Seyfo emrini verdiği gibi Adrenalin askerleri bir anda Nilay Tufan Kapan'ın üzerlerine atlayarak ellerini arkadan kelepçelediler. Ayaklarına ise prangalar taktılar.
Nilay '' Seyfo yakaladın beni.. Artık Beyefendi ile görüşmek istiyorum ''
Seyfo '' Senin istemen ile olmaz.. Beyefendi meşgul.. Atın bunları hücreye ''
Seyfo'nun emri ile birlikte Nilay Tufan ve Kapan hücreye atılmışlardı. Nilay'ın planı tutmamıştı. Mirza ve Sebastian öldüğünden beri Nilay'ın hiç bir şey istediği gibi gitmiyordu..
Seyfo '' Beyefendi rahatsız ediyorum ama Nilay kendi ayağı ile geldi ''
Beyefendi '' Sorgu için hazırla geliyorum.. Argo ve ekibini de söyle saldırı iptal. Yarın buraya gelsinler ''
Seyfo '' Emredersiniz ''
Beyefendi Seyfo gittikten sonra ayağa kalktı ve odasının kapısını kapattı. Bilgisayar'ını açtı. Bilgisayar'a birkaç şifre girdi.
Beyefendi :
Çocuklar merhaba.. Sizleri tekrardan görmek ne kadar güzel. Şu an bulunduğunuz Ada Ölüm Adasıdır. Cehennem adası diyede geçer. Günler günleri kovalar ama yaşlanmazsınız. Merak etmeyin. İşinizi ne kadar çabuk hallederseniz o kadar kısa zaman kalacaksınız orada. Bu Türk halkının ve diğer ırkların yaşayabilmesi için çok önemlidir. Zombileri dünyadan arındırmak için çok önemli bir görevdir. Göreviniz Daniel x Nicolas ve yanındakileri yok etmektir. Daniel x Nicolas'ın resmi ekranınıza geldi. Tehlikelidirler. Çok tehlikelidirler. Görebileceğiniz en tehlikeli düşmandır. Dünyada'ki ilk zombidir. Konuşabilir. Zombileri yönlendirebilir. Sakın düşmanınızı küçümsemeyin. Siz daha bir kaç aydır oradasınız. O ise Bin dokuz yüz seksen yılından bu yana o adada. Sizi her şekilde takip ediyorum. Onu öldürdükten sonra sizi oradan aldırtacağım. Bugün öldürün yarın sizi aldıracağım. Bütün ihtiyaçlarınız yanınızda. İstediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Size sürekli cephane ve silah temini edilecektir. Allah yardımcınız olsun..
Beyefendi Bilgisayar'ını kapattı. Akşam yemeğini yedi. Sonra ise uzun uzun Ölüm Adasındaki görüntüleri izledi. Daniel x Nicolas gönderdiği timleride birer ikişer öldürüyordu. Beyefendi'nin bu hiç hoşuna gitmiyordu. Canı sıkıldı ve yattı.. Seyfo'ya emretmişti. Nilay'ı ve ekibini sabaha kadar uyutmayın diye. Seyfo'da Beyefendi'nin istediğini yaptı.. Nilay ve Ekibi sabah'a kadar uyumamıştı.
Artık Saatler Sabah 07:00 yi gösteriyordu. Beyefendi güzelce kahvaltısını yaptı. Yavaşça odasından çıkarak Nilay'ın bulunduğu yere gitti.
Seyfo '' Efendim Emrettiğiniz gibi Argo''nun ekibini çağırdık. Argo bir kaç saate yola çıkacaklarını söyledi. Ayrıca Mührü bulamadık Nilay'ın üzerinde ''
Beyefendi '' Nilay nerede ? ''
Seyfo '' Şuradan efendim ''
Nilay ve ekibi hepsi ayrı ayrı sandalyelere bağlanmışlardı. Nilay ve Beyefendi ile göz göze geldiler.. Beyefendi acıyan gözler ile Nilay'a baktı..
Beyefendi '' Mühür nerede Nilay ''
Nilay '' Efendim Mühüre karşılık canımı bağışlamanızı istiyorum biliyorum pek iyi şeyler yaşanmadı aramızda ''
Beyefendi '' Pazarlık yapacak konumda mısın .. ''
Beyefendi duraksadı ve '' Seyfo ! '' diye bağırdı..
Seyfo belinden çıkardığı bıçak ile Nilay'ın helikopter pilotunun boğazını kurbanlık koyun gibi kesti. Pilot hafif hafif canını teslim ediyordu. Pilottan gelen hırıltılar hala devam ediyordu..
Nilay '' Durma devam et Seyfo Nasıl olsa beni öldürdüğünüz zaman hayatınızın sonuna kadar mühre ulaşamayacaksınız Devam et Seyfo ''
Beyefendi '' Mühür nerede Nilay ''
Nilay '' Mühre karşılık canım Beyefendi ''
Beyefendi '' Seyfo ! ! ! ''
Seyfo bıçak ile Kapan'ın da boğazını kesiverdi.
Beyefendi '' Sıradaki ya kahin dir.. yada sensindir ''
Nilay '' Kahin'e dokunmayacağını biliyorum. Çünkü senin işine yarayacak ''
Beyefendi '' Geleceği yalnızca Allah bilir Nilay. Ben öyle şeylere inanmam ''
Nilay '' Konuşmaya başladığımıza sevindim ''
Beyefendi '' Mühür nerede Nilay ''
Nilay '' Canımı bağışlayacağınıza söz verin önce Yoksa bir daha mührü göremeyeceksiniz. ''
Beyefendi '' Seyfo güzel yoldan anlaşamayacağız bununla ''
Seyfo '' Ne emredersiniz ''
Beyefendi '' Muhbir iğnesi ''
Seyfo '' Emredersiniz ''
Seyfo odadan çıktı ve tekrar geldi. Demir bir şırınganın içinde beyaz bir sıvı vardı. Nilay'ın boğazına iğneyi batırdığı gibi beyaz sıvıyı enjekte etti. Nilay'ın gözleri kapanmıştı.
Seyfo '' Beş dakika içinde konuşacak ''
Seyfo'nun dediği gibi Nilay derin bir nefes alarak gözleri açmıştı.
Beyefendi '' Mühür nerede Nilay ''
Nilay '' Bilmiyorum ''
Beyefendi '' Seyfo ne diyor bu ''
Seyfo '' Efendim doğruyu söylüyor ''
Beyefendi '' Mühür'ü DxN den kim çaldı ''
Nilay '' Ben çaldım ''
Beyefendi '' Nereye sakladın ''
Nilay '' Aylardır gizlendiğim yerin bodrumundaki bir mezarlığa ''
Beyefendi '' En son ne zaman baktın ''
Nilay '' Kahin Argo ve ekibinin mühür için geldiğini duyunca ''
Beyefendi '' Yerinde yok muydu '' İyice baktın mı ''
Nilay '' Kurşun kaplı bir sandıktaydı. İçini açıp baktığımda yoktu ''
Beyefendi '' Mühür sende yoksa.. Buraya neden geldin ''
Nilay '' Zaman kazanabilmek için. Argo ve ekibi Türkiye'den çıkmamıza izin vermeyeceklerdi. Sizi kandırıp sonrada kaçmak için zaman kazanacaktım''
Beyefendi '' Mührü o mezardan kim çaldı Nilay ''
Nilay '' Bilmiyorum ''
Beyefendi '' Kimden şüpheleniyorsun Barut mu çaldı. İsrail'e mi ? gönderdi ''
Nilay '' Onun mühürden haberi yoktu. Çalmasının da imkanı yok ''
Beyefendi '' Kimden şüpheleniyorsun ''
Nilay '' DxN Patronlarından Judas yada Mirza Sebastian ikilisinden ''
Beyfendi '' Nasıl açıkla ''
Nilay '' Judas Hapishanede size yakınlığı ile bilinen Mirza ve Sebastian'ı öldürmek için plan yaptı. Size bir mesaj göndermek istiyordu. İzmir DxN Mortem üssünü ele geçirdikleri için Judas çok kızgındı. Sizinde olaya müdahale etmeniz gerekirken, seyirci kalmanız onu dahada sinirlendirdi. Sizin DxN'e ihanet ettiğinizi düşünerek elinizdeki askerlerden en kuvvetlileri olan Mirza ve Sebastian'ı öldürmek istedi. Önce izmir üssüne sabotaj bir saldırı düzenledi. Mirza ve Sebastian oradan kurtulmayı başardılar Sonra ise Adrenalin Hapishanesinde yaşadıklarını duyan Judas oraya da saldırı düzenledi. Bunu Judas'ın adamlarından duydum. Bende Mirza ve Sebastian'a durumu anlatarak ölmelerini engelledim. Amacım onlar ile ittifak yapmaktı. Fakat onlar bunu kabul etmedi.O sırada Mirza Sebastian ve Ölüm Meleği kendilerine öldü süsü vererek yanıma geldiler. Bir gün yanımda kaldılar. Onlar almıştır. ''
Beyefendi '' Bu söylediklerinde Judas konusunda ciddimisin ? ''
Nilay '' Her kelimesine kadar ''
Beyefendi '' Sen neden orada duruyorsun Seyfooo ''
Seyfo '' Efendim sadece bir iddia bu .. Duymuş bir yerlerden ''
Beyefendi '' Her söylediği hani doğruydu bunun ''
Seyfo '' Kendisine göre doğru efendim ''
Beyefendi '' Nilay Mirza ve Sebastian'ı Judas mı öldürdü ? ''
Nilay '' Hayır o öldürttü. '' Emiri de bana verdi '' Doktor Deniz'i yakaladı Judas. Ölüm Meleği ve ekibinin geleceğini biliyordu. Onlarla beraber Mirza ve Sebastian'ında.. Ufak bir savaş senaryosu hazırladı. En çürük adamlarını Doktor Deniz'in başına dikti. Zafer sarhoşu eve dönerlerken ''
Beyefendi '' Anlaşıldı Nilay ''
Beyefendi '' Seyfo doz artır ''
Seyfo '' Efendim Ölür ! ''
Beyefendi '' Ölürse ölsün .. Adrenalin'e DxN'e kafa tutmadan önce düşünecekti bazı şeyleri.. Ne diyorsam onu yap Seyfo ''
Seyfo '' Emredersiniz ''
KIRMIZI ALARM İZİNSİZ ZİYARETÇİ !
KIRMIZI ALARM İZİNSİZ ZİYARETÇİ !
KIRMIZI ALARM İZİNSİZ ZİYARETÇİ !
KIRMIZI ALARM İZİNSİZ ZİYARETÇİ !
KIRMIZI ALARM İZİNSİZ ZİYARETÇİ !
Beyefendi '' Kim bu ''
Seyfo '' Rapor verin ''
Asker '' Efendim.. Barut ve Ares ve arkalarında binlerce asker var. Ordu gibiler ''
Seyfo '' Savunma düzeni alın. Yerlerinizden ayrılmayın ''
Asker '' Emredersiniz ''
Seyfo '' Efendim Güvenliğiniz için buradan çıkmanız gerekli ''
Beyefendi '' Seyfo israil ordusuna acımak yok. ''
Seyfo '' Emredersiniz ''
Beyefendi '' Kahin Benimle geliyor ''
Seyfo '' Emredersiniz Efendim '' '' Nilay ne olacak efendim ''
Beyefendi '' Bırak ölsün burada ''
Seyfo '' Emredersiniz ''
40 Kişilik Adrenalin Tim'i Beyefendi'yi ve Tufan'ı alarak Asansör ile yer altına doğru Eksi beşinci kata inmişlerdi. Beyefendi'nin her şeyden haberi olduğu gibi. Kahinden de haberi vardı. Sadece Beyefendi'nin bildiği kodu bilgisayar'a giren Beyefendi Kapıları açmıştı. Askeri zıhlı dört tane tank orada hazır duruyorlardı. DxN özel üretimi olan tanklar Saatte 50 kilometre hız yapabiliyorlardı. Adrenalin Tim'i ile beraber Beyefendi Ankara Adrenalin Üssü'nü Terk ediyordu..
Seyfo ve Askerleri Barut ve Ares'in Askerlerine karşıydılar.. Büyük bir çarpışma bekliyordu iki tarafıda.. Beyefendi güvenlik sebebi ile yeraltı tüneli ile oradan uzaklaşmıştı. Barut tanklarla kapılarına kadar gelmişti. Barut '' Ateş '' emrini verir vermez. Tanklardan çıkan mermiler ana giriş binasının duvarını yıktı.
Barut '' Saldırın '' emri ile birlikte israil askerleri Adrenalin Binasına doğru girmeye başladılar. İsrail askerleri kalabalıktı.
Seyfo askerlerine '' bekleyin emrini verdi ''
Seyfo '' Bekleyin emrimle ateş edeceksiniz ''
Seyfo '' Bekleyin gelsinler ''
Seyfo '' Acele etmeyin.. İyice yaklaşsınlar ''
Seyfo'nun savaş tecrübesi oldukça fazlaydı.. O yüzden çok tecrübeliydi.. Kalabalık israil ordusunu üzerine çekiyordu..
Seyfo sonunda '' Ateş '' diye bağırdı..
Adrenalin askerleri sayıca israil askerlerinden az olsada korkusuzca ve merhametsiz bir şekilde ateş etmeye başladılar. Ağır makineli tüfekler ile israil askerlerin üzerine kurşunlar yağmur gibi geliyordu. İsrail askerleride Adrenalin askerlerine karşılık veriyorlardı. Kurşunlar kafalara giriyor ve sonra ise dağılan beyinler.. Kopan bacaklar ve kollar arasında kan gölü oluşacak kadar yoğun bir savaş devam ediyordu. İsrail askerleri sayıca fazla olmasına karşılık Adrenalin'in savunma taktiğinden dolayı sayısal üstünlükleri pek bir anlam ifade etmiyordu. Mermiler iki taraf arasında yağmur gibi gidip geliyordu. Açıkta kalan israil askerleri açık hedeftiler. Adrenalin askerleri israil ordusunu öldürmekte pek güçlük çekmiyorlardı.. İsrail askerleri saklanacak yer bulmakta güçlük çekiyorlar. Adrenalin binasına ulaşamadan ölüyorlardı.
Ares '' Abi orduyu geri çekmek zorundayız ''
Barut '' Nilay içeride. Onu almadan dönmek yok. ''
Ares '' Abi bir saat içinde ordun diye bir şey kalmayacak ''
Barut '' Nilay'ı almadan dönemeyiz ''
Ares '' Abi Nilay'ı alalım. Almayalım demiyorum ama. Adrenalin Askerlerini üzerimize çekmemiz lazım ''
Barut '' Haklısın, Geri çekiliyoruz ''
Barut'un bu lafı ile birlikte israil ordusu geri çekilmeye başladı. Barut geri çekilme emrini verdiği andan itibaren İsrail askerlerinin sayısı Adrenalin askerlerinin sayısının iki katı kadardı . İsrail ordusu geri çekilirken. Barut yanında getirdiği beş tank'a ateş emri verdi. Adrenalin binasına yoğun bir top ateşi başladı. Barut Adrenalin binasını kuşatmıştı..Yoğun bir şekilde top ateşine devam ediyordu..
Seyfo'nun saldırmaktan başka çaresi kalmamıştı.. Yoğun top atışı Seyfo'yu çaresiz bırakmıştı. Tanklar ve Askerler menzil dışındaydılar. İsrail üretimi Barut'un elindeki tanklar ise yüksek menzilliydiler. Seyfo tankları halletmesi için elli kişiyi görevlendirmişti. Onların görevi sadece tankları etkisiz hale getirmekti.
Seyfo ordusunu topladı..
Barut'un Yoğun top atışları devam ediyordu. Adrenalin üssünün girişine doğru atılıyordu bombalar. Duvarlar tamamen yıkılmıştı. Biraz daha içeriye atabilirdi. Fakat o zamanda Nilay ölebilirdi. Barut bunu göze alamadığından Adrenalin üssünün girişine bombaları yağdırmaktan başka seçeneği kalmıyordu. Seyfo yıkılan duvarlara doğru baktı.. Askerlerine baktı..
Seyfo '' Beyler .. Bugün Tarihi bir gün.. Tarihi bir güne tanıklık ediyorsunuz.. Küçük israil ordusu bir yerlerden bir cesaret bularak bize saldırma cüretinde bulunmuşlardır. İlk defa kahpece ve sinsice davranmadan erkekçe karşımıza çıkmışlardır. Amerika onları artık koruyamaz. Bununda farkındalar. Mirza ve Sebastian Mersinde kurdukları Üssü başlarına yıktı. Bunlarda Türk toprakları üzerinde kalan son yahudiler. İsrail'e zombilerin daha girmemesinden dolayı bunlar bu kadar rahat davranıyorlar.. Rehin almak yok. Yaralı yok. Hepsini öldürün.. İsrail'e dönüp torunlarına ''Adrenalin Üssüne ben gençken saldırmıştık ne günlerdi o günler '' diyecek hiç kimseyi bırakmayın.. Hiç bir anı bırakmayın hayatlarında.. Canlarını alın.. Ölümden korkmayın.. Bizim ölülerimiz ölü değil Şehittir. Onların ölüsü ise cehennemde sonsuz'a kadar yanacaktır. Gazanız mübarek olsun. Herkes birbiri ile helalleşsin.
Ölün yada öldürün ''
Seyfo Askerlerine bakmaya devam etti ..
Seyfo '' Saldırın ''
Seyfo'nun saldırın emri ile birlikte Adrenalin Askerleri koşmaya başladı.. İsrail askerleri de tetikte bekliyorlardı. Karşılıklı göğüs göğse çarpışma başlamıştı..
O Sırada Nilay Kendine geldi.. Eline daha önce almış olduğu toka ile kilitlerini açtı. Kafası hala gidip geliyordu.. Sendeleyerek yürüyordu. Dışarıdaki silah seslerini duydu.. Eskiden Adrenalin için çalıştığından dolayı Beyefendi'nin odasını biliyordu. Odaya doğru yöneldi. Beyefendi'nin odasına temkinli bir şekilde girdi. Beyefendi'nin bilgisayar'ını açtı.. Bilgisayar'daki dosyaları inceliyordu dışarıda kıyamet koparken.. Gördüğü bir kaç video resim ve belgeleri incelerken
Nilay '' Aman Allah'ım inanmıyorum ''
Nilay Bilgisayar'da gördükleri karşısında çok şaşırmıştı.. Bilgisayar'a taktığı boş cd ye yüklemeler yapmaya başladı. Yüklemeyi bitirince Bilgisayarı kapattı. Oradan hemen çıkmalıydı..
Bu Sırada savaş tüm hızı ile devam ediyordu dışarıda.. Kopan kafalar.. Delik deşik olan vücutlar. Daha yirmili yaşlarında olan iki grup birbirlerini acımasızca katlediyorlardı. Parmakları kopan bir israil askeri eline bakıp bağırıyordu. Kolu kopan bir başka asker ise kolunu arıyordu. Şoka girmişti. Kurşunların acıması yoktu. Yanaklar kafalar vücutlar isabet eden mermiler yüzünden parçalanmış cesetlerle kaynıyordu etraf. Hafifi yaralı yoktu zaten. Hepsi ağır yaralıydılar. Bir kaç saat içinde onlarda öleceklerdi. Ya kan kaybından.. yada gerekli müdahalenin yapılmamasından dolayı. Birbirlerine kurşunun dışında el bombaları da atıyorlardı. 21.yy da böyle göğüs göğse savaş görmek imkansızdı. Ama iki grupta birbirinden ölesiye nefret ediyorlardı. Savaşların sonunu en iyi ölüler bilir lafı doğruydu sanki. Birbirlerini öldürüyorlardı genç yaştaki askerler. Silahlar , El bombaları , Süngüler ve bıçaklar ile devam ediyordu savaş.. Kıyasıya bir mücadeleydi.
Barut ve Seyfo'nun orduları birbirlerini acımasızca öldürüyorlardı.. İki ordudan da artık kimse kalmamıştı.. Bir tarafta Seyfo diğer tarafta ise Barut ve Ares vardı..
Barut ve Ares Ölülerin arasından geçerek Seyfo'ya doğru yürüyorlardı.. Barut yürürken yerde bir kaç askere ateş etmişti. Adrenalin'in yıkık surlarından içeriye girdiler. Seyfo tam karşılarındaydı..
Barut '' Kapı kulu Seyfo.. Ölmeye hazır mısın ? ''
Seyfo '' Ben yaşayacağım kadar yaşadım.. O kadar uzun yaşadım ki .. Ölmeye çoktan hazırım.. ''
Barut Seyfo'ya doğru koşmaya başladı. Koşarken silahı yere doğru atmıştı. Seyfo yerinde sabit bir şekilde bekliyordu.. Seyfo çok sakindi.. Barut koşarak geldi ve Seyfo'ya vurmak istedi. Seyfo yan tarafa doğru çekilir çekilmez Barut'u tuttu ve arkaya doğru fırlattı. Barut yere düştü. Bu arada Ares geldi ve Seyfo'ya vurmak istedi. Seyfo Ares'in yumruğunu keser kesmez Ares'in kaşına bir yumruk attı ve Ares'i yere sermişti. Barut tekrar ayağa kalktı ve Sol ayağı ile Seyfo'nun suratına vurmak istedi. Seyfo eli ile Barut'un tekmesini keser kesmez Barut'un göğüs kafesine yumruğunu attı. Seyfo bir yumruk daha indirdi göğüs kafesine. Barut göğüs kafesini tutarken dengesini kaybedip yere düştü. Ares ve Barut yerde yatıyorlardı. Seyfo ise tam ortalarındaydı..
Ares tekrar ayağa kalkarak Seyfo'ya saldırdı. Seyfo seri yumruklar ile Ares'in kafasına vuruyordu. Seri bir şekilde yumruklara maruz kalan Ares artık sersemlemişti. Seyfo Ares'i halterci gibi yukarıya doğru kaldırdı.. Barut'un üzerine doğru attı. Ares'in yüzü kan içinde kalmış. Suratı aldığı yumruklardan dolayı şişmişti.
Barut yerdeki kardeşine '' Ben Seyfo'ya saldırdığımda buradan kaç sakın arkana bile bakma..''
Ares ise Barut'un ne söylediğini anlamadı. Baygındı.. Sadece '' Abii '' diyebilmişti.
Barut yavaşça ayağa kalktı..
Seyfo'nun suratına kum fırlattı Barut. Seyfo gözlerine gelen kum ile birlikte hiç bir şey göremiyordu. Barut bir kaç tane yumruk vurmayı başarmıştı Seyfo'ya. Seyfo sonunda gözlerini açtı ve Barut'u boğazından eliyle yakaladı. Barut'un boğazını sıkıyordu. Seyfo tek eliyle yavaşça Barut'u yukarıya doğru kaldırdı. Barut'un ayakları kıpırdıyor ve nefes alamamaya başlamıştı. Barut can çekişiyordu Seyfo'nun tek elinde.. Seyfo Barut'u ileriye doğru fırlattı. Barut tekrar yerdeydi.
Barut nefes alamıyordu.. Boğazını tutuyor ve yerde acıdan yuvarlanıyordu.. Barut otuz saniye kadar yerde yattıktan sonra toparlandı.. Seyfo'ya doğru baktı. Seyfo yakınındaydı. Barut yavaş hareketler ile yerden kalktı. Seyfo'ya bir yumruk salladı. Seyfo Barut'un yumruğunu kolaylıkla etkisiz hale getirdi.. Seyfo Barut'un kaburgalarına üst üste yumrukları ile vurdu. Barut'un kaburgaları kırılmıştı. Göğüs kafesine göğsüne karın boşluğuna seri yumruklar indirmeye devam etti Seyfo.. Barut artık ayakta duracak gücü bile kalmamıştı.. Vücudun her tarafına yağmur gibi yumruklar inmeye devam ediyordu Barut'un. Çok bile dayanmıştı Seyfo'nun yumruklarına.. Barut aldığı yumruklardan dolayı kendinden geçmişti. Artık beyni bile vücuduna hükmedemiyordu. Sadece ayakta duruyordu. Elleri iki yana düşmüştü. Ellerini bile kaldıramıyordu. Barut'un Sol diz kapağı gergin bir şekilde yere basıyordu. Seyfo ayağının tabanı ile Barut'un diz kapağına vurdu. Diz kapanı kırıverdi..Barut acı içinde yere düşerken Dizini tutuyordu.
Seyfo Barut'u öldürmekten beter etmişti..
Barut acı içinde yerde kıvranıyordu..
Seyfo yerdeki Barut'u yumruklamaya başladı.. Seyfo'nun yumrukları Barut'un suratında patlıyordu.. Ares gibi Barut'unda suratını dağıtıyordu Seyfo.. Seyfo suratındaki bütün kemikleri kırdı belkide Barut'un. Barut kanlar içinde baygın bir haldeydi.Barut'un gözleri şişmiş Dudağı kaşları patlamış. Dişleri kırılmıştı. Seyfo acımadan yerde yumrukluyordu Barut'u.. Barut'un elmacık kemikleri ve çenesi bile kırılmıştı. Seyfo Barut'un yüzünü darma duman etti. Yüzündeki tüm kemikleri kırdı.
Ares'e doğru yürüdü Seyfo..
Ares'e doğru yürürken sırtına bir mermi saplandı Seyfo'nun.. Bir tane daha. Bir tane daha. Arkasını döndü bir kurşunda göğsüne isabet etmişti. Ateş eden Nilay'dı.. Seyfo ani ve hızlı bir şekilde yere düştü.
Seyfo yere düşmüştü..
Ares o arada yavaşça ayağa kalktı. Yerde ölü gibi yatan Abisine baktı. Abisine doğru yavaşça yürüdü. Nilay koşarak Barut'un yanına geldi. Barut'un suratına baktı. Barut tanınmayacak bir haldeydi..
Nilay '' Ares yardım et Abini helikoptere taşıyalım ''
Ares ve Nilay zar zor Barut'u helikoptere taşıdılar..
Nilay helikopteri havalandırdığı gibi oradan uzaklaşmaya başladı.. O Sırada Argo ve ekibi Adrenalin üssüne giriş yapıyorlardı..
1 Saat Sonra Nilay'ın İstanbul da saklandığı yer ..
Nilay helikopteri indirdi. Barut'a doğru koştu. Sedyeler gelsin diye bağırdı. Fakat kimse yoktu. Nilay Ares'e doğru baktı.
Nilay '' Adamlar nerede ''
Ares güçlükle '' Seni kurtarmak için herkesi feda ettik ''
Nilay koşarak gitti ve sedye buldu. Sedyeyi helikoptere yanaştırdı. Ares'in yardımı ile güç belada olsa Barut'u Sedye'ye yatırdılar.. Nilay'ın tıp bilgisi iyi olduğundan dolayı Barut'u kendi tedavi edebilirdi. Sedyeyi iterek içeriye doğru götürdüler. Barut'u ameliyat edecekti Nilay.. Fakat ona yardım edecek kimse yoktu.. Ameliyat odası yaptırmıştı kendine Nilay. Oraya götürdüler. Nilay hemen bir iğne yaptı Barut'a. Barut'un gözlerine baktı.
Barut '' Nilay ''
Nilay '' İyileşeceksin aşkım ''
Barut '' Nilay artık benim için yapılacak bir şey kalmadı ''
Nilay '' Deme böyle.. Ares Güç iğnelerini getir Çabuk ol.. ''
Barut '' Nilay çocuklar ve kardeşim sana emanet. Sonsuz'a dek huzurlu uzun bir ömür yaşayın. Sakın intikam peşinde koşmayın. ''
Nilay '' Saçmalama aşkım.. ''
Barut '' Seni seviyorum aşkım.. Sakın intikam peşinde koşma ''
Nilay '' Bunları düşünme.. İyileşeceksin sen ''
Barut '' Artık benim için tünelin sonu .. '' Cehennemi şimdiden hissedebiliyorum.. Çok sıcak..
Nilay '' Beni iki oğlunu ve kardeşini yalnız mı bırakacaksın bu kaosta.. ''
Barut artık Nilay'ı duymuyordu bile .. Barut kendi kendine mırıldanıyordu.
Barut '' Orospu çocukları Mirza ve Sebastian bana gülümsüyorlar.. Aman Tanrım.. Ölürken bile bu iki piçi görüyorum. Huzurlu ölmeme izin vermiyor ''
Nilay '' Aşkım benimle kal. Gücünü harcama ''
Barut '' Babamı görüyorum.. Kardeşlerimi görüyorum ''
Nilay '' Aşkım bana bak '' Aşkım bana bak '' Aşkım Aşkım Aşkım Aşkımmmmmmmmmmmmm ''
Barut bir anda kusmaya başladı.. ve göğsü havaya kalktı.. sonra ise aşağıya indi.. Kafası sağa doğru düşmüştü. Ağzından kusmuk ve kan karışımı bir şeyler geliyordu.. Nilay elleri yüzü Barut'un kanları bulaşmıştı.. Nilay göğsüne vuruyordu Barut'un.. '' Bana bak Barut beni bırakıp gidemezsin '' diye bağırıyordu.. Ares geldi .. Nilay'ın bağırmalarını ve Barut'un hareketsiz durduğunu görünce elindeki güç iğnelerini yere düşürdü.. Nilay sakinleşemiyordu.. Barut'un göğsüne vurmaya devam ediyordu. Ares Nilay'ı tuttu.. '' Artık çok geç '' diye bağırdı Nilay sırtını duvara yaslamış bir şekilde yavaşça yere eğildi ve ağlamaya başladı. Ares ise Barut'un gözlerini kapatmıştı.
Ares '' Huzur içinde yat Abi '' İntikamını alacağım. Sana yemin ediyorum.. '' Yahuda şahidim olsun ki kanını akıtanların kanını içeceğim ''
Ankara Adrenalin Üssü
Argo '' Herkes ölmüş Şeytan Çağır Adrenalin Askerlerinide burayı temizlesinler ''
Şeytan '' Emredersiniz Patron.. ''
Seyfo yerde yatarken öksürmeye başladı..
Kali '' Seyfo yaşıyor ''
Kali koşarak Seyfo'nun yanına gitti. Seyfo çelik yeleği çıkardı..
Argo '' Seyfo sen burada mıydın. burada neler oldu ''
Seyfo '' Elimden kaçırdım Nilay ve Barut'u ''
Argo '' Beyefendi nerede Seyfo ''
Seyfo '' Kızıl Kale'ye ulaşmıştır ''
Argo '' Çok şükür '' '' Seni kim vurdu ''
Seyfo '' Nilay vurdu. Burada Barut ve kardeşini tam öldürürken ateş etti bana. Allah'tan önlemimi daha önce almıştım ''
Argo '' Allah'tan ''
Argo'nun telsizi çaldı..
Argo '' Ben Alfa-Star B Tim Komutanı Argo ''
Nilay '' Ben Nilay Beyefendi'ye ve sana bir mesajım var.. Barut öldü.. O öldü.. Sıradaki ya sizlersiniz.. yada en yakınlarınız ''
Argo '' Bende önemli biri sanmıştım '' Telsizi kapattı.
Argo Seyfo'ya baktı..
Argo '' Tebrikler Seyfo. Barut'u öldürmüşsün ''
Kızıl Kale
Beyefendi çok sinirliydi.. Telefonu çevirdi..
Beyefendi '' Efendim sizinle görüşmek istediklerim var ''
David Nicolas '' Dinliyorum ''
Beyefendi '' Judas beni ve adamlarımı öldürmeye çalışıyor. Beni gözden mi çıkardınız ? ''
David Nicolas '' Hayır. Judas'ı geri plana çektik. Judas bizleri DxN'i hiçe sayıp hisleri ile hareket etmeye başladı. Planlarda bir değişiklik yok. Pasifik okyanusundayım. Oraya ekibinle beraber gel. Yüz yüze konuşalım ''
Beyefendi '' Anlaşıldı. '''
Asker '' Komutanım. Sayın Başbakan kırmızı hatta ''
Beyefendi '' Emredin Başkanım ''
Başbakan '' İsrail senin üssüne mi saldırdı ? ''
Beyefendi '' Evet Başkanım ''
Başbakan '' Artık karşı atağa geçmenin vakti gelmedi mi ? Ne kadar zaman daha böyle elimiz kolumuz bağlı oturacağız ''
Beyefendi '' Gereken cevabı Alfa-Star B ile göndereceğim Başkanım ''
Başbakan '' Göndersen iyi edersin. Yoksa seni o koltuktan göndereceğiz Zombiler geldiğinden beri iyice pasif duruma düştün. Seni o göreve ben getirdim unutma. Seni oradan da göndermeyi iyi bilirim. O koltukta ve o gücün neden sende olduğunu unutma ! ''
Beyefendi '' Alo Alo '' Kapattı ...
Başbakan Telefonu Beyefendi'nin suratına kapattıktan sonra Beyefendi kendinden emin bir ses tonu ile '' Yumurtayı Taşa Vursan da; Taşı Yumurtaya Vursan da; Kırılacak Olan Yumurtadır '' Bunu hiç kimse unutmasın ! diyerek telefonu yerine koydu..
O sırada 12. Ada :
Sansar '' Durun sizde kimsiniz ''
Kurşun '' Ben kurşun bu yanımdaki kardeşim Zehir. Bunlarla da yolda karşılaştığımız siviller. Adada rahat yaşarız diye geldik. ''
Gruptan bir kız '' Lütfen ateş etmeyin. Bizde türküz. ''
Sansar '' Ben bilmem. Buna komutanımız karar verir. '' Silahlarınızı yere bırakın.. '' Askerler arayın üstlerini ''
Asker '' Emredersiniz komutanım ''