uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

15 Mart 2013 Cuma

45. Bölüm Yeniden Başlamak

ÖLÜM YILDIZI : SAN SEBASTİAN'IN DURUMU KRİTİK SEVİYE.. Ölüm Yıldızı , Mirza'dan Onay Bekliyor..

ÖLÜM YILDIZI : SAN SEBASTİAN'IN DURUMU KRİTİK SEVİYE.. Ölüm Yıldızı , Mirza'dan Onay Bekliyor..

ÖLÜM YILDIZI : SAN SEBASTİAN'IN DURUMU KRİTİK SEVİYE.. Ölüm Yıldızı , Mirza'dan Onay Bekliyor..

ÖLÜM YILDIZI : Mirza Kral'ın DURUMU KRİTİK  SEVİYE.. Ölüm Yıldızı Beyefendi'den Onay Bekliyor..

ÖLÜM YILDIZI : Mirza Kral'ın DURUMU KRİTİK  SEVİYE.. Ölüm Yıldızı Beyefendi'den Onay Bekliyor..

ÖLÜM YILDIZI : Mirza Kral'ın DURUMU KRİTİK  SEVİYE.. Ölüm Yıldızı Beyefendi'den Onay Bekliyor..


Hemşire:Doktor bey acil durum iki tane yaralı üssümüze giriş yapmak üzere ! Alfa Star'dan Mirza ve Sebastian. Beyefendinin kesin emri var. İkiside kurtarılacak.

Doktor aniden ayağa fırladı üssün alt katına giden merdivenlere doğru yola koyuldu.Ortamda bir panik havası hakimdi. Hazırlık odasına girdi.Ellerini yıkarken hemşireye sordu:

--Durumumuz nedir hemşire hanım?

--İki yaralımız var.birincisi erkek 27 yaşında silahla yaralama.Sırt bölgesinde 7 tane kurşun giriş deliği var.2 si sağ taraf 10.kot altından girmiş.3 tanesi T8-T10 arası omurlara saplanmış. 2si ise sol 4-5 kot arasında.Diğer yaralı 29 yaşında erkek aynı şekilde  sırt bölgesinden kurşunlanmış.6 tane kurşun giriş deliği var.

--Tamam hemşire hanım.Doktor Zuhal ve Doktor İsmail neredeler?

--Ameliyathanedeler sizi bekliyorlar efendim..

Doktor endişeliydi dalgın dalgın ellerini 3 kez yıkadı.Havaya kaldırdı ve döner kapıdan içeri girdi.Hemşire kurulama bezlerini uzattı. Ellerini kurulayan doktor bezleri yere attı.Sonra hemşirenin uzattığı ameliyat önlüğüne kollarını geçirdi.Kendi etrafında dönerek önlüğü giydi ve hemşire bağladı.En son olarak da açılan eldivenlere tek tek geçirdi ellerini.Artık hazırdı.

Önünde iki masada iki hasta vardı.Birbirlerinden 2 metre uzaktaydılar.Beyefendi için ikisi de çok önemli olmalıydılar ki doktor aynı anda ikisinin de ameliyatını yönetecekti.Normalde böyle bir iş yapılmazdı ama bu sefer durum başkaydı.

--Anestezi tamam mı?

--Evet doktor bey.

--Evet Zuhal hanım siz bu hastayı İsmail bey sizde diğer hastayı boyayın. Artık başlıyoruz..

  İki hasta da hazırlandıktan sonra Mirza'nın başına gitti doktor.kurşun giriş deliklerine baktı.Gerçekten kötü yerlerden girmişti.

--Diğer hastada ne durumdayız İsmail bey?

--Hocam kurşunların 2si sol scapula altına 2 si sağ böğür yumuşak dokusuna saplanmış.2 side sağ 3-5. kotlar arasında.Sağ akciğerde hemothorax var.Göğüs tüpü takıp direne edeceğim sonrada da   kurşunları çıkaracağım.

--Tamam İsmail bey tansiyon nabız ne durumda?

--Tansiyon 90/50 nabız 125/dk hocam.

--Tamam İsmail bey başlayın.

--Zuhal hanım biz ne durumdayız?

--Hocam akciğerlerde bir zedelenme göremiyorum ancak omurlardaki kurşunlar omuriliği ciddi anlamda zedelemiş durumda.Sağ böbrekte ciddi hasar mevcut.Tansiyon 80/40 nabız 130/dk.

  Ameliyatlar eş zamanlı olarak devam ediyordu. İsmail göğüs tüpünü takmış.takmış ciğer etrafındaki kanı boşaltırken diğer hastadaki kurşunlar çıkartılmaya çalışılıyordu.Bir anda İsmail bey:

 ---Hocam tansiyon 70/40 nabız 135/dk.Hastanın solunumu düzensizleşti.

  Doktor bey hastanın başına gelmişti.hastanın göğsü çok çabuk inip kalkıyor,nokta nokta kanamalar baş gösteriyordu.Hasta tam anlamıyla boğuluyordu.

  İsmail bey masif pulmoner emboli bu.Hemen testereyi hazırlayın göğsü açacağız.Gelen testere ile göğüs keniği açılan hastada pıhtının kaynağını arıyorlardı.Bulup çıkarabilirlerse hasta yaşayabilirdi.yoksa kısa bir süre sonra kalbini de etkileyecekti.

--Doktor bey hasta VF a girdi.

--Defibrilatörü getirin.

  Defibrilatör hemen gelmişti.Şarj edildi ve ‘Taaak’. Hasta dönmedi. 300 jul.. ‘Taaak’ yine dönmedi. 360 jul..’Taaaak’ yine dönmedi.Döndürmek için uğraşırlarken diğer hastanın gözlerinden birer damla yaş aktı.

--İsmail bey Alfa-Star Komutanı Sebastian . ölüm saati 03.48.Hastayı morga alabiliriz.. Diğer hastada ne durumdayız Zuhal?

O sırada Zeynep sıçrayarak uyanmıştı. Rüyasında Mirza ve o çocuktular. Çocuk esirgeme kurumunun bahçesinde koşup oynuyorlardı. Bu kez Zeynep ebeydi. Mirza saklanmıştı.Zeynep her yere bakıyordu Mirza yı bulabilmek için ama bulamıyordu.”Nerdesin?” diye sesleniyordu ama cevap gelmiyordu. Mirza dan en ufak bir iz yoktu. Birden bulutlar bastırdı. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.O sırada uyandı Zeynep. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Hemen pencereye doğru yürüdü. Midesi bulanıyordu.Zeynep hissediyordu bir yerlerde Mirza nın başına bir şey gelmişti.Ağlamaya başladı. Çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu. Hemen dışarı çıktı. Boş avluda bir oraya bir buraya doğru yürüyor, bir yandan da delicesine ağlıyordu.

Bir an kalbine bir acı saplandı. Nefes alamadı o an. Gecenin karanlığında dizlerinin üstüne çöktü. Gözlerini kapattı.. Sanki Mirza gelmiş onun yanağından okşuyordu ve “Elveda” diyordu. Zeynep ise sadece ağlayabiliyordu. Kalbi o kadar ağrıyordu ki… Ağzından “Mirza” kelimesi dökülebildi sadece.. Ve gecenin karanlığında kendinden geçip oracıkta yığılmış, bayılmıştı Zeynep…

--Doktor bey septum rüptüre oldu.Hastayı kaybediyoruz.

---Hemen kalp akciğer makinasını getirin çabuk..

O sırada o koşuşturmanın içinde hastanın gözünden son kez bir damla yaş düştü. Son kez gözlerinin önüne Zeynep’in güzel hayali gelmişti. Evet Zeynep , o güzel kız, koynunda yatıyordu.Mirza ise saçlarını okşuyordu.Zeynep mışıl mışıl uyurken onu izliyordu. Hayatındaki en mutlu andı o.Belki de insan olduğunu hatırladığı en önemli an… Ve birden tüm hayaller karardı. Geriye sadece siyah, simsiyah bir boşluk kalmıştı…

-- Alfa-Star Askeri Mirza Kral Ölüm saati 04.32. Morga alalım..


Zombilerin Dünyası Vol. III Kaos


Beyefendi Mirza ve Sebastian için çok üzülmüştü. İkisini de çok severdi. Olayın sabah'ında Cenaze töreni yapılmayacağını açıklasa da sonradan fikrini değiştiren Beyefendi onlara hak ettiği şerefi vermek için cenaze törenini üç gün sonra yapmaya karar vermişti.



Tabutlardan te ki gözüktü. Altı adrenalin askeri tabutu omuzlarda taşıyordu. Tabutun üstünde Ay Yıldızlı Türkiye Bayrağı ve Osmanlı Bayrağının yanı sıra Alfa-Star bayrağı da vardı. Tabuttaki motifler ise kabeyi simgeliyordu.

Öbür tabutunda görünmesi çok fazla sürmedi.  Oda göründü.

Ölüm Meleği ve Asit esas duruşta bekliyorlardı. Zeynep ise yanındaki Kodes ve Babası ile birlikte gelmişlerdi. Zeynep ağlamamak için kendini zar zor tutuyordu.. Devasa bir çınar ağacının altına iki kabir kazılmıştı. Tabutlar kabirlerin yanına konuldu.

Alfa-Star B Tim’ide acıyan gözler ile tabutlara bakıyorlardı.

Zeynep yavaş adımlar ile tabutların yanına doğru gitti. Tabutu aç dedi adrenalin askerine. Adrenalin askeri Beyefendi’ye ve sonra Seyfo’ya baktı. Beyefendi kafası ile ‘aç ‘ der gibi aşağıya doğru kafasını eğdi. Asker tabutu açtı. Zeynep Mirza ve Sebastian’a son kez baktı. Zeynep ağlamıyordu. Çok güçlüydü.  Zeynep ‘’ Kodes çivi ve çekiç ‘’ dedi sert bir ses tonu ile. Zeynep tabutu kendi kapattı. Tabutun üzerine Mirza’nın künyesini çaktı. Künyede ‘’Mirza Kral Alfa Star 13 numaralı asker ‘’ diye yazıyordu.  Zeynep’in yakın arkadaşı Sinem Sebastian’ın cansız bedenine sarılmış ağlıyordu. Sebastian’ın künyesini ise Sebastian’ın tabutuna Kodes kendi çakmıştı. Sebastian’ın künyesinde ise ‘’  San Sebastian Alfa-Star Çavuş ‘’ diye yazıyordu.

Bir süre sonra herkes yerine oturdu. Sonra ise ;

Askerler tabutları Beyefendi’nin emri ile birlikte kabirlerine ip ile sarkıtarak koydular.

Beyefendi Ayağa kalktı

                Aslında Mirza ve Sebastian için bir cenaze töreni gerçekleştirmeyi düşünmüyorduk. Böyle bir kaos ta  Düşmanlarımız bu kadar çokken bunu yapmamız biraz abes ve saçma olurdu. Çünkü Zombiler dünyayı ele geçirdiler.  Ölüler dünyayı ele geçirdiğinden bu yana insani duygularımızı kaybettik. Hiç kimse için cenaze evlilik törenleri yapamaz olduk. Belki bu kaos dolu dünyada insanlığımızı kaybettik. Mirza ve Sebastian’ı çocukluklarından beridir tanırım. Dünya üzerindeki dostluk arkadaşlık kavramına en uygun ikiliydi. Birbirleri için canlarını verirlerdi. Ve öylede oldu. Canlarını verdiler birbirleri için. Vatan Üzerindeki kanla vatandır. Vatan uğruna ölünecek insan var ise vatandır. Ruhunuz şad olsun çocuklar.

Mirza ve Sebastian'ın cenazesini asla kaçırmayacak biri olan Argo'da oradaydı. Yanında ise kasapları vardı sadece. Argo ve kasapları toplumdan uzak duruyorlardı. Argo'nun hemen sağ tarafında ise Şeytan vardı..

Argo ‘’ Dünya üzerindeki en korkulan ve en nefret edilen iki asker onlarda öldü onlarda yok artık ‘’

Şeytan ‘’ Nasıl pusuya düşmüşler hala aklım almıyor ‘’

Argo ‘’ Nilay’ın işi bu ‘’

Şeytan ‘’ Kadınlar şeytan gibiler ‘’

Argo ‘’ Mühürlerden te ki Sebastian’daydı. Ölüm Yıldızına girebildin mi ? ‘’

Şeytan ‘’ Oraya girmenin imkanı yok. Medusa ve Kali hala deniyorlar. Fakat Ölüm Yıldızında çok güçlü bir atom bombası ve hidrojen bombası var sanırım. Eğer ki Ölüm Yıldızı kendini tehdit altında görür ise patlatır bunu bana Kali söyledi buda demek oluyor ki Avrupa ve Asya haritası tamamen değişir. ‘’

Argo ‘’ Kali nereden biliyormuş. ‘’

Şeytan ‘’ Bilmiyorum ‘’

Argo ‘’ Bu Mirza’nın işi değil. Kesinlikle San Sebastian’ın işi. ‘’

Şeytan ‘’ Nereden anladın patron ‘’

Argo ‘’ Mirza düzdür. Kafası atom bombasına filan çalışmaz. Sebastian’ın böyle şeyler ile uğraşır. ‘’

Şeytan ‘’ Ama mühür hala kayıp ‘’

Argo ‘’ Mühür ölüm yıldızında değil  ‘’

Şeytan ‘’ Neden o zaman sıradan bir karargaha atom bombası ve hidrojen bombası yerleştirsinler ki’’

Argo ‘’ Dikkat çekmek için sadece ‘’

Şeytan ‘’ Hımmm ‘’

Argo ‘’ Nilay ve Ölüm Meleği iş birliği yaptı. Sonra Nilay’ın adamları Mirza ve Sebastian’ı taradılar Sonrada mührü aldılar ‘’

Şeytan ‘’ Mührün öneminden kaç kişinin haberi var ki ? ‘’

Argo ‘’ Kendilerinin işine yarasın yaramasın. Eğer ki Devletin işine en ufak yarayan bir şey varsa alırlar. Yanan İETT otobüslerini düşün. ‘’ 

Şeytan ‘’ Zeynep’te olabilir mi ? ‘’

Argo ‘’ Mirza nın Zeynep aşkı dillere destandır. O kadar destandır ki.. Mirza Amerika da bir ada da yattı senelerce bu aşk yüzünden. Bütün hisleri hissettiği her şey gitti. Mirza da korku hüzün sevgi aşk aklına insancıl ne gelirse söyle hiç biri yoktur ama sadece Zeynep’e olan aşkı durur o yüzden onu riske atmaz. Zeynep onun için mühür den de zaferlerden de daha önemlidir. ’’

Şeytan ‘’ Barut için ne diyeceksin. Okudun mu dosyasını ‘’

Argo ‘’ Tam bende onu diyecektim sana. Barut Zeynep’i kaçırmaya çalıştı. Sonrasında ise mersindeki israil üstünü yerle bir etti Mirza. Eğer ki Zeynep’e bir şey yaparsa biri bu it mezardan kalkıp peşine düşer. Sebastian’ın bir çok yerde adamı var. Bizim içimizde bile adamı vardır. Hatta Nilay ve ekibinin içinde hatta Ölüm Meleği ve ekibinin içinde bile. Çünkü Mirza Amerika dan Milyon Milyon dolarlar ile döndü. O zamanlar para geçiyordu. Çok kişiyi satın aldı ‘’

Şeytan ‘’ Anlıyorum ‘’

Argo ‘’ Ama bu demek değil Zeynep’in üstüne gitmeyeceğimiz. Önce Nilay ve Barutta. Sonra ise  Ölüm Meleği ve ekibini  bir çökelim sonra sonuç alamaz isek. Zeynep’e bakacağız. Zeynep’in Babası aynı zamanda DxN Baş doktorlarından bir tanesi anlayacağın dokunulmazlıkları var ‘’

Şeytan ‘’ Artık güç bizde ‘’

Argo ‘’ Güç Mirza ve Sebastian’daydı. Bize geçti. Dengeler değişiyor Şeytan. Politik olmalıyız ‘’

Şeytan ‘’ Kesinlikle ‘’




Ölüm Meleği - Asit - Sansar - Tuncay - Kabil - Cehennem - Puma ve Kolera - Tuğba - Doktor Deniz in başını çektiği 250 kişilik grup 12. ada denilen bölgeye doğru hareket etmişlerdi.

Ölüm Meleği gemiler ile giderlerken durun dedi.  Eline Mirza’dan kalan kılıcı aldı. Kılıca uzun uzun baktı. Ölüm Meleği ‘’ Sansar ‘’ dedi. Sansar hazır ola geçerek ‘’ Emredin Komutanım’’ diye gür bir ses ile cevap verdi. Ölüm Meleği Sansar’a doğru bakarak ‘’ Sansar ben tek başıma adaya çıkacağım. Sizler burada kalacaksınız. ‘’ dedi. Sansar ise endişeli bir ses ile ‘’ Komutanım özür dilerim. Ben sizinle gelmek zorundayım. Sizi korumak en büyük görevim ‘’ Ölüm Meleği yan yan Sansar’a baktı sinirli bir şekilde. Sansar ‘’ Özür dilerim komutanım ama sizi oraya tek başınıza gönderemem ‘’ Ölüm Meleği ‘’ Sansar lafımı neden ikiletiyorsun ! ‘’ diye bağırdı.  Sansar kafasını öne eğdi. Suç işlemiş bir çocuk gibi. Ölüm Meleği Sansar’ın omuzunu sıvazladı. Ölüm Meleği ‘’ Sansar burada kalın ‘’ dedi ve gemide duran bir filikaya binerek ada’ya doğru yöneldi. Adada belki binlerce zombi olabilirdi. Fakat Ölüm Meleği’nin umurunda bile değildi. Bu işi tek başına yapmak istiyordu çünkü.

Filikayı kıyığa çekti.  Sahile indiği gibi Zombilere ‘’ Ben Buradayım ‘’ diye bağırmaya başladı. ‘’ Ben buradayım ‘’ diye yankılanıyordu ada. Yanında getirdiği bir kuzunun da boğazını kesti Ölüm Meleği ..  Zombiler yavaş yavaş görünmeye başladılar.

Ölüm Meleği Zombilere doğru koşmaya başladı. Zombilerin kafalarını gövdelerinden ayırıyordu. Zombilerin kendisine yaklaşmasına bile fırsat vermeyen Ölüm Meleği zombilerin kafalarını gövdelerinden ayırıyordu. Bir kaç Zombiye bilerek ateş etti. Çünkü sesi duyan zombiler de geleceklerdi. Zombiler zaten kan kokusunu alır almaz Ölüm Meleği’nin bulunduğu bölgeye doğru çoktan gelmeye başlamışlardı. Fakat silah sesi ile hepsini davet ediyordu.

Çocuk genç yaşlı kadın ayırt etmeden hepsini tek tek öldürdü Ölüm Meleği. Zombilerin kanı her tarafına bulaşmıştı Ölüm Meleği'nin.  Ölüm Meleği kendini mi cezalandırıyor yoksa Zombileri mi akıl sır ermiyordu. Fakat zombiler için doğru bir gün değildi. Ölüm Meleği zombilerin üzerlerine kara bulut gibi çökmüştü.  Ölüm Meleği zombileri öldürmeye devam ediyordu. Bütün hırsını zombilerden alıyordu. Zombileri öldürmeye devam etti Ölüm Meleği.  Zombilerin aklı olsa Ölüm Meleğinden o gün kaçarlardı. Saatlerce Zombileri avlamaya devam etti. Son zombininde öldüğüne emin olduğu an.

Telsiz ile ‘’ Sansar  gelin ‘’ emrini vermişti. 250 kişilik grup Ölüm Meleği'nin Zombilerden adayı temizlemesinin ardından geldiler. Ada'da daha önce yerleşim olduğu için ev yapmalarına gerek yoktu Sadece temizlemeleri gerekiyordu. Toprağın verimini attırmak için DxN in özel olarak üretmiş olduğu fosfat takviyesi ile toprağı baya bir verimli yapmışlar. Ekinler ekmişlerdi. Bir haftalık yoğun bir çalışmanın ardından ada kendi kendini idare edebilecek konuma gelmişti.

Asit Tuzlada yaptırdığı eve doğru hucum bot ile gitti. Yanına ise Cehennem ve Kabil'i almıştı. Asit Tuzladaki evinden ada'ya götürmek için bir çok şey aldı. Asit için gerekli bütün malzemeler Tuzla'daki evindeydi çünkü. Asit gözünü bile kırpmadan Ada'ya yatırım yapıyordu. Çünkü Tuzla'daki evinde çok fazla miktarda malzemeleri vardı. Bir kaç malzeme alması Tuzla'daki evinde asla fark edilmezdi bile.

Asit aldığı malzemeler ile birlikte geri döndü. Asit 12. Adada asla yalnız başımıza rahat bir şekilde yaşayacaklarını düşünmüyordu. Tedbirini almalıydı. Kendi seçtiği adrenalin timleri ile birlikte önce adanın savunmasını güçlendirdi. Adanın belirli noktalarına bilgisayar ile çalışan insansız roket atarlar uçak savarlar ve tuzaklar yerleştirdi. Adanın içine kameralar koydu. Radarlar yerleştirdi. Çok yakında olan başka bir ada daha vardı. O Adayıda zombilerden temizledi Asit ve adamları. B planını çoktan oluşturmuştu. Asit asla işini şansa bırakmadan çalışmalara devam etti. O adanın da toprağını verimli hale getirdi.  Asit ve ekibi var gücü ile çalışıyorlardı. Asit Ölüm Meleği'nide merak ediyordu. Ölüm Meleği'nini odasına girdi.

Asit '' Komutanım nasılsınız ? ''

Ölüm Meleği '' İyi gibiyim. Sen nasılsın ''

Asit '' Teşekkür ederim komutanım. Size bir bilgi vereceğim. ''

Ölüm Meleği '' Nedir ? ''

Asit '' Komutanım. Yan taraftaki adayı da konuştuğumuz ve planladığımız üzere savunmasını sağlamlaştırdım ''

Ölüm Meleği '' Güzel ''

Asit '' Gizli birde geçit için çalışmalar başlandı ''

Ölüm Meleği '' Bu daha da güzel ''

Asit '' Zaten Osmanlı saldırılarına karşı böyle bir geçit mevcut. Ama senelerce kullanılmadığı için kapanmış bazı yerler. Daha çok tamirat yapılacak ''

Ölüm Meleği '' Anlıyorum ''

Asit '' Komutanım. Gaziantep bölgesine gitmek için sizden izin istiyorum ''

Ölüm Meleği '' Neden Asit ''

Asit '' Komutanım. Gaziantep te ki Adrenalin çiftliğinden küçük baş hayvan ve büyük baş hayvan almak istiyorum. Bir kaç tanede at ''

Ölüm Meleği '' İyi düşünmüşsün. Birlikte gidelim de. Oradaki tim yerinde duruyor mu ? ''

Asit '' Duruyor komutanım ''

Ölüm Meleği '' Hazırlıklarını yap. Yarın yola çıkalım. ''

Asit '' Emredersiniz Komutanım ''



Ölüm Meleği - Asit - Sansar - Tuncay - Kabil - Cehennem - Puma ve Kolera - Tuğba ile birlikte Gemi ile Gaziantep'e doğru yola çıktılar. Hatay'a kadar gemi yoluyla gidecekler. Hatay'dan da Gaziantep'e yol alacaklardı. Doktor Deniz adamları ile birlikte Adada kalmışlardı. Doktor Deniz 12. Ada'da büyük bir laboratuvar kurarak çalışmalarını burada sürdürmeye kararlıydı.

Ölüm Meleği ve Psko Soldiers Hep birlikte Hatay limanına demir atarak. Oradan hızlı bir şekilde Gaziantep'e vardılar. Yolda hiç oyalanmadan ilerlediler. Bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış Hatay'ın darma duman görüntüsü Ölüm Meleği'nin içini burkmuştu. Evlerin duvarlarında kan izleri. Çürümüş cesetler ortalıktaydı. Gaziantep e giriş yaptılar. Dev adrenalin kalesini önlerinde görmüşlerdi.

Adrenalin '' Arabaları durdurun ''

Ölüm Meleği '' Ben Adrenalin 41. Tim Komutanı Ölüm Meleği ''

Adrenalin '' İsim ve Tim Tanımsız Lütfen geri dönün Aksi takdirde ateş etmek zorunda kalacağız ''

Ölüm Meleği '' Kudüs oradasın biliyorum ''

Adrenalin '' Silahlarımızın menziline girmenize son 500 metre ''

Ölüm Meleği '' Lanet olsun Kudüs. Oradasın. Bana ateş mi açacaksın. İyi ateş et. Ama burayı başına yıkmadan gitmeyeceğim. Ben Adrenalin 41. Tim Komutanı Ölüm Meleği ''

Ölüm Meleği bunu söyledikten sonra arabanın gaz pedalının sonuna kadar bastı.

Kudüs '' Ölüm Meleği kendini öldürteceksin ''

Ölüm Meleği '' Ne zamandır. Arkadaşına kapıları açmıyorsun ''

Kudüs '' Emirler böyle Ölüm Meleği. Sen artık bizden biri değilsin ''

Ölüm Meleği '' Sizden biri olmasam neden buraya geleyim. İstersen ateş aç bana ''

Kudüs '' Lanet olasıca. İnatçı bir keçisin. ''


Kudüs ve Ölüm Meleği çok eski arkadaştılar. Kudüs göze alamadı Ölüm Meleği'ne ateş etmeye ve kapıları açmıştı. Ölüm Meleği ve Psko Soldiers Adrenalin üssünden içeriye girmişlerdi. Dev bir kaleydi burası. İçeriye girmekte dışarıya çıkmakta imkansız gibiydi.

Kudüs '' Hoş geldin ''

Ölüm Meleği '' Pek hoş gelmedim sanırım ''

Kudüs '' Artık Adrenalin Timi komutanı değilsin ''

Ölüm Meleği '' Tekrar bakabilirsin. Yada Beyefendi'den teyit alabilirsin. ''

Kudüs '' Teyit alacağım ama şimdi değil. Önce senin buraya hangi maksat ile geldiğini öğreneyim de ''

Ölüm Meleği '' Beyefendi'nin izni ile birlikte yanıma aldığım 250 sivil ve asker karışımı topluluk ile birlikte 12. Ada'ya yerleştim. Tarım bakımından uygun bir yer yaptım. Fakat hayvanlarım yok. Seninde burada hayvan yetiştirdiğini biliyorum. O yüzden senden hayvan almaya geldim ''

Kudüs '' Alabilirsin. Bende bir şey isteyeceksin diye ödüm koptu ''

Ölüm Meleği '' Tek isteyeceğim şey bu. Diğer gerekli bütün herşeyim var ''

Kudüs Adamlarına seslenerek  iki tır dolusu hayvanı hazırlamalarını istedi. Kudüs Ölüm Meleği'ni severdi. O sırada Kudüs'ün bir adamı geldi ve '' helikopter geliyor. Alfa-Star B iniş izni istiyor ''  dedi. Kudüs ise '' tabi verin izni hemen '' dedi.

Helikopterden Argo aşağıya doğru indi. Kudüs'ün yanına doğru yürüdü.

Argo '' Ooo Büyük komutan Ölüm Meleği'de buradaymış bunlarda kahraman askerleri değil mi ''

Ölüm Meleği '' Argo Senin problemin nedir ? bir karın ağrısı çekiyorsun da daha doğurmadın çocuğu.. Babası belli değil mi o çocuğun da içinde saklıyorsun ''

Argo '' O çocuk ölen Mirza ve Sebastian'ın değil. Korkmana gerek yok.''

Ölüm Meleği '' Sen ne demeye çalışıyorsun ''

Argo '' Mirza ve Sebastian'ı kahpece öldüren sensin ''

Ölüm Meleği '' Diyelim ki benim. Ne yapabilirsin lan sen bana ''

Kudüs '' Ölüm Meleği ve Argo Benim mekanımdasınız Misafirsiniz. Edebinizle durun. İnsan ayırt etmem bilirsiniz. ''

Argo '' Kudüs haddini bil. Senin karşında Adrenalinden devre arkadaşın yok. Komutanın var ''

Kudüs '' Argo makamına saygımız sonsuz. Ama it dalaşına saygı gösteremeyiz. Buraya gelip de benim misafirimi tahrik etmenede.. ''

Argo '' Beyefendi sizleri çok şımartmış anlaşılan ''

Kudüs '' Argo ne istiyorsun ''

Argo '' Emanetleri hazırlayıp hazırlamadığını ''

Şeytan '' Lan sen ne bakıp duruyorsun öyle ''

Asit '' İzmarit keserim seni ''

Argo '' Köpeklerine sahip çık Ölüm Meleği ''

Ölüm Meleği '' Bizde köpek yok. Köpek olacakta yok Argo. Kendi timinle benim dostlarımı kıyaslama. Yanılırsın ''

Argo '' Birgün Beyefendinin sana göstermiş olduğu imtiyaz bitecek. O gün ölmek için yalvaracaksın Ölüm Meleği '' Ama sana merhamet göstermeyeceğim ''

Ölüm Meleği '' O günü sabırsızlıkla bekliyor olacağım ''

Kudüs '' Ölüm Meleği ve Argo yeter artık. Burası er meydanı da değil. Mekanımda olay çıkarmanızı da istemiyorum. Kozlarınızı başka yerde paylaşın. Ama burası uygun bir yer değil '' Ölüm Meleği  senin malzemelerin hazır. Gidebilirsiniz ''

Ölüm Meleği '' Teşekkür ederim Kudüs ''

Argo '' Ne malzemesi bunlar ''

Kudüs '' Senin malzemelerinde hazırlanıyor. İstediklerini seçebilirsin Şu taraftan lütfen ''

Ölüm Meleği '' Teşekkür ederim Kudüs görüşürüz ''

Kudüs '' Her zaman Ölüm Meleği Her zaman .. ''



Ölüm Meleği ve Psko Soldiers Gaziantep Adrenalin üssünden ayrıldılar. Yanlarında iki tır dolusu hayvan vardı. Asit ve Ölüm Meleği aynı arabadalardı. Ölüm Meleği çok sinirlenmişti fakat ekibini tehlikeye atmak istemiyordu. Mirza ve Sebastian savaşından daha yeni çıkmış olan ekibi dağınıktı çünkü. Sayıca kalabalık olan Argo ve ekibinin yanı sıra Beyefendi'ninde Argo tarafında olması Ölüm Meleği'ni düşündürüyordu. Ölüm Meleği bir çıkış arıyordu. Çıkışı sakin bir yaşamda arıyordu. Sebastian ve Mirza'nın ölümleride Ölüm Meleği'ni çok yaralamıştı. Vicdan azabından yanıyordu.

Ölüm Meleği  '' Şuradakiler kim ? ''

Asit '' Bilmiyorum ''

Ölüm Meleği '' Durdur Arabayı ''


Psko Soldiers Hatay'a doğru giderken yolun sağ tarafında yirmiye yakın kişi gördüler. Yüzleri kirden simsiyah olmuş. Çamur ve kan lekeleri üzerlerinde olan tuhaf bir topluluktu bunlar. Asit Ölüm Meleği'nin emri ile arabayı durdurdu.  Ölüm Meleği arabadan indi.

Ölüm Meleği gruba doğru baktı.. Grubun en yaşlısı olan Ahmet bir adım öne çıktı.

Ahmet '' Komutan bize yardım et perişan durumdayız? ''

Ölüm Meleği grubu şöyle tepeden tırnağa süzdü..

Ahmet '' Komutan benim Adım Ahmet. Hataylıyım. Bu yanımdakiler ise Eşim çocuklarım gelinlerim damatlarım ve akrabalarım ''

Ölüm Meleği '' Kaç çocuğun var ''

Ahmet '' Yedi çocuğum var. Üçü kız. Dördü Erkek. Fakat ölülerden kaçarken kayıplarımız oldu. Son sığındığımız yere hastalıklı kişiler aldılar ve onlarda bize saldırdı. Bizde canımızı zor kurtardık.  ''

Ölüm Meleği '' Ne iş yaparsın sen  ''

Ahmet '' Ben çiftçiyim. Ailem çiftçi. Hepimiz topraktan doyarız ''

Ölüm Meleği '' Aranızda zombiler tarafından ısırılan birisi var mı ? ''

Ahmet '' Zombiler ne komutan ''

Ölüm Meleği '' Ölüler tarafından ısırılan birisi var mı ? ''

Ahmet '' Evet var. Şu arkada gördüğün yeğenim Vedat ''

Vedat'ı iki kişi tutuyordu. Vedat'ın kolları adamların omuzlarındaydı. Vedat'ın başı öne eğik ve son derece yorgundu.

Ölüm Meleği '' Asit ''

Asit '' Efendim ''

Ölüm Meleği '' Yanımızda hiç panzehir var mı ? ''

Asit '' Yok.

Ölüm Meleği '' Vedat hariç hepinizi götürebilirim. Fakat onu alamam. Isırıldığı an hastalığı kapmış. Elimizde de çözüm yok ''

Ahmet '' Onuda alın komutan. Isırıldı diye evlatmı bırakılır''

Ölüm Meleği '' Dayı emin ol. Onlardan biri olacak. Zaten durumuna bakılırsa fazla zamanı kalmamış Hatta onu tutan kişilere söylersen bir ağacın arkasına bıraksınlar. ''

Ahmet '' Onlardan birine dönüşmesi kesin mi ? ya dönüşmezse Yukarıda Allah var. Onun vebali ile yaşayabilecek misin ''

Ölüm Meleği '' Kimlerin veballeri ile yaşadığımı bilsen , bana bu kelimeleri kullanmazdın. Dayı Vedat'ı burada bırakıp geliyor musunuz ? yoksa gidelim mi ? ''

Ahmet '' Vedat'ı bırakamam. Abimden kalan son şey ''

Ölüm Meleği '' Sen bilirsin ''


Gençlerin içinden biri ön tarafta Ahmet'in kolundan tutarak Ölüm Meleği'ne doğru baktı.

Osman '' Komutan bir dakika  ''

Ölüm Meleği Osman'ın bu ricasına gözlerini kapatarak tamam dercesine işaret yaptı.Osman babasının kolundan çekiştirdiği gibi ailesini yanından uzaklaştırdı. Bu sırada Psko Soldiers duruyorlardı.

Osman '' Baba Komutan haklı. Vedat ısırıldı ve durumu çok kötü. Onlardan biri olacak kesin. O yüzden onu bırakalım ve komutan ile gidelim ''

Ahmet '' Sen karışma benim işime ''

Osman '' Baba sen ne yaparsan yap. Ben artık senle değilim. Ben komutanla gideceğim. Anamıda alacağım yanıma ''

Ahmet '' Senin bacaklarını kırarım terbiyesiz. Babana karşı mı geliyorsun ''

Osman '' Sana karşı gelmiyorum.. Baba hayatımı kurtarıyorum sadece ''

Osman Ölüm Meleği'ne doğru bakarak '' Komutanım ben sizinle gelebilir miyim ''

Ölüm Meleği '' Gelebilirsin. Başka gelmek isteyen var ise onlarda gelebilir ''

Vedat'ı ağaç dibine bırakan iki gençte '' Bizde gelmek istiyoruz '' dediler. Diğerleride hepsi Ahmet'ten çekinerek te olsa bizde gelmek istiyoruz diyorlardı.

Ölüm Meleği '' Dayı bak senin evlatlar gelmek istiyorlar. Sen burada mı ? Kalacaksın ? ''

Ahmet oğlu Osman'ın ailesini galeyana getirmesine çok sinirlendi '' Nankörler '' diye bağırdı ve tek kırma tüfeği ile Osman'a doğru nişan aldı ''

Ölüm Meleği '' Dayı sakin ol. O tek kırma tüfek ile kimseyi öldüremezsin işin doğrusu sadece bir kişiyi öldürebilirsin. Senin bütün ailen onbeş kişi ''

Ahmet '' Sen karışma komutan var git yoluna biz bakarız başımızın çaresine''

Ölüm Meleği '' Ailen öyle demiyor Onları kurtarmak zorundayım '' 

Osman '' Baba inat etme işte. Komutan haklı. Vedat ısırıldı ve onlardan biri olacak. Sonrada bize saldıracak. ''

Ahmet '' Nankör köpek ''

Ahmet tek kırma diye tabir edilen tüfeği Osman'ın üzerine doğrultu. Nişan aldı. Osman '' Öldür beni baba , Bu eziyet bitsin '' dedi. O sırada Zombiler ormanlık alandan çıkmaya başladılar. her zaman temkinli olan Asit bağırdı  '' Zombiler ''

Ölüm Meleği silahları ile birlikte Zombilerin kafalarına ateş etmeye başladı. Ölüm Meleği '' Asit Tuncay Sansar Grubu koruyun '' diye emrini verdikten sonra Zombilere ateş etmeyi sürdürdü. Ölüm Meleği Zombilerin kafalarını mermiler ile dağıtarak etkisiz hale getiriyordu. Fakat sayıca fazla olan zombiler dalga dalga geliyorlardı. Ölüm Meleği '' Sansar Makineli Tüfek '' diye bağırdı. Sansar omuzunda asılı olan makineli tüfeği Ölüm Meleği'ne doğru attı. Ölüm Meleği yakaladığı gibi makineli tüfek ile Zombileri taramaya başladı. Fakat zombiler sadece yavaşlıyorlardı. Sayıları çok kalabalıktı. Ahmet ve ailesini takip etmiş olmalıydılar.
Sansar Asit ve Tuncay Ölüm Meleği'nden aldıkları emir ile grubun etrafında daire yaparak grubu hafifçe geriye doğru çektiler. Grubu diğerlerinin yardımı ile birlikte arabalara bindirmişlerdi. Yerde yatan Vedat'ı gören bir zombi eğildi ve Vedat'ın kulağını ısırdı. Başka bir zombi ise eğildi ve Vedat'ın boynunu ısırmıştı. Ahmet koşarak yeğenini zombilerin elinden kurtarmaya çalışırken oda kolundan ısırıldı. Acı içinde bağırıyordu yaşlı adam. Ölüm Meleği koştu ve Ahmet'i zombilerin elinden kurtardı. Ahmet'i tutarak geriye doğru çekiliyordu Ölüm Meleği.

Ölüm Meleği '' Asit herkesi arabalara alabildin mi ''

Asit '' Evet aldık. ''

Ölüm Meleği '' O zaman gidelim Asit ''

Asit '' Bende sizden bunu duymayı bekliyordum ''


Ölüm Meleği ve Ahmet'te arabaya bindikten sonra gaza basarak oradan kaçmayı başarmışlardı. Hatay'daki limana geldiler. Onları bekleyen arabalı vapurlarına binerek Ada'nın yolunu tutmuşlardı. Fakat ısırılan Ahmet'in rengi solmuştu. Ölüm Meleği tedbir amaçlı ısırılan Ahmet'in başına Sansar'ı koymuştu. Ahmet bir kaç saat sonra zombiye dönüştü ve Sansar'ın silahından çıkan tek bir mermi ile birlikte hayata sonsuz'a dek gözlerini yummuştu. Ölüm Meleği bunu duyunca çok şaşırmıştı. Çünkü ısırılan bir insan 72 saat içinde zombiye dönüyordu. Fakat Ahmet'in ısırıldığından en fazla altı saat geçmişti.

Ölüm Meleği Ahmet'in büyük oğlu Osman'ı yanına çağırdı.

Ölüm Meleği '' Osman şu Vedat ne zaman ısırıldı..

Osman '' Bu sabah komutan ''

Ölüm Meleği '' Eminmisin bu sabah ısırıldığına ? ''

Osman '' Eminim komutan. Hatta üç - dört saat olmuştu. ''

Ölüm Meleği '' Allah Allah bu nasıl olur ''

Osman '' Ney nasıl olur ''

Ölüm Meleği '' Sağol Osman çok yardımcı oldun. Ailen ile ilgilen ''


Ölüm Meleği ve Psko Soldiers adaya gelmişlerdi. Onları Deniz karşılamıştı. Deniz Ölüm Meleği'ne doğru koştu ve sarıldı. Ölüm Meleği'nin yanağından öptü. Tuncay bu duruma bıyık altından pis pis gülüyordu. Ölüm Meleği '' dur yavaş daha yaralarım geçmedi '' dedi. Hayvanlar gelmişti. Her şey çok güzel gidiyordu. Ölüm Meleği toparlanmaya başlamıştı. Fakat her gece uyurken kabuslar görmeye devam ediyordu..


Ertesi akşam.. Asit ve Ölüm Meleği


Asit '' Komutanım.. Bu Argo rahat durmayacak ''

Ölüm Meleği '' Farkındayım Asit ''

Asit '' Ne yapmayı düşünüyorsunuz ? ''

Ölüm Meleği  '' Bize şu an saldıramaz emin ol. Beyefendi'den onay almadan bize saldıramaz. İt gibi sağdık Beyefendiye bu Argo ''

Asit '' Sebastian ve Mirza nın ölümlerinden bizi suçluyor. Haksızda sayılmaz. En ufak hatamızda üstümüze gelecek. ''

Ölüm Meleği  '' Sebastian ve Mirza'nın ölümleri sizin değil. Benim suçum. Sizin suçlanacak hiç bir şeyiniz yok. Beyefendi'nin en gözde ikilisiydi. O kadar gözdelerdi ki görüyorsun Cenaze töreni bile yaptı adamlara. Eğer ki Kameralardan bir şey çıkar ise. Yada Nilay bizi ele verirse. Beyefendi bütün adrenalin'i üstümüze salacak. Yok ederler bizi ''

Asit '' Ne yapmayı düşünüyorsunuz ''

Ölüm Meleği '' Güçlenmek zorundayız Asit ''

Asit '' Nasıl ''

Ölüm Meleği '' Argo ile ilk karşılaştığımızda ego tatmini yapıyor sandım. Fakat bugün o büyük kinini gördüm gözlerinde. Sanki saldırmamı bekliyordu. O yüzden Asit. Güçlenmemiz lazım Zaten sürekli aklımda olan fakat bu kaosta fırsatını bulamadığım bir konu var ''

Asit '' Nedir o ''

Ölüm Meleği  '' Kendimizi savunmaya çok çektik. Zombiler olsun. İnsanlar olsun. Kendi insanlarımızdan korkar olduk Asit. Hayatta kalanları bulacağız ve onlarla sayımızı artıracağız. 12. Ada sonra 11. Ada bütün adalara koloniler halinde yerleşeceğiz.  ''

Asit '' Hepsine erzak yemek nasıl yetiştireceğiz ''

Ölüm Meleği  '' Gerekiyorsa çalacağız Asit ''

Asit '' Hepsini nasıl savunacağız. ''

Ölüm Meleği  '' 12. Ada bizim adamız. Türkiye sınırına en uzak ada. Yunanistan a daha yakın. ve kalan diğer adaların tam ortasında. Diğerlerine de adamlarımızı yerleştireceğiz. Allah kerim. Savunma sırası geldiği an düşünürüz.. Sen Adrenalin ve Alfa-Star B ve Beyefendi'nin frekanslarına gir. Dinlemeye başlayalım hepsini ''

Asit '' Zor ama denerim. Dinlemek çok zor artık ''

Ölüm Meleği  '' Sen yaparsın Asit. Radarları da aktifleştireceksin. 1. Adadan 12. adaya kadar hepsini radar ile donatmanı istiyorum. Uçak savarlar ve gemi savarları da unutma ''

Asit '' Onlar kolay ''

Ölüm Meleği  '' Adrenalinden gelen yeni askerleri kim seçti ? ''

Asit '' Ben seçtim hepsinin dosyasına baktım. Zaten bizleri tanıyan askerler ''

Ölüm Meleği  '' Beyefendi'ye bağlı olduklarını unutma. Zamanla bize alışacaklar. Yanlarında temkinli ol. Herkesi de uyar ''

Asit '' Uyardım ''

Ölüm Meleği  '' Sansar eski sansar mı sence ? ''

Asit '' Ben bir fark göremedim. Size ölümüne bağlı. Kardeşiniz Sebastian ve Mirza'ya saldırırken o duruyordu kenarda. Sordum. Sizden emir almadığı için saldırmadığını söyledi ''

Ölüm Meleği  '' Sansar sadıktır. ''

Asit '' Başka bir şey mi fark ettiniz. Neden sordunuz ? ''

Ölüm Meleği  '' Sebastian Ben ve Mirza'nın klonları yapılamıyor. Son kanı bizimle kapıştıktan sonra almışlardır. Eğer ki klonlanırlarsa. Sebastian intikam için bize saldıracaktır. Mirza 'da öyle. Bu sefer organize olarak gelecekler. Argo'dan daha çok Sebastian ve Mirza düşündürüyor beni. Benim canım sizlere feda olsunda. Sadece benle kalmazlar. Hepimizi öldürürler.''

Asit '' Anlıyorum. Fakat Klonları yapılamıyorsa endişelenmemize gerek yok. Evet çok büyük güçtü ikiside. Şu an ikisi yanımızda olsaydı elimiz çok kuvvetli olurdu. Nilay ve Barut bir tarafta. Argo ve ekibi başka tarafta. Zombiler başka bir yönde. Savaşın tam ortasında kaldık. ''

Ölüm Meleği  '' Ahh Ateş. Beni arkadaş katili yaptığına mı ? yanayım. Yoksa böyle bir savaşta elimizde güç kalmadığına mı ? yanayım. Anlamadım. Çok kayıp verdik Asit. Cumali Ferit Mustafa da bunlardan cabası. ''

Asit '' Ne yapmayı planlıyorsunuz ? ''

Ölüm Meleği  '' Savunma yapacağız. Sayımızı çoğaltacağız. Bir ordumuz olduğu anda ise. Alfa-Star B'yi Nilay'ı Adrenalin'i Türkiye'nin ne kadar düşmanı var ise hepsini temizleyip. Ondan sonrada Zombileri avlayacağız. Peşine de Yeni Türkiye'nin temellerini atacağız. ''

Asit '' Bu büyük bir hedef ''

Ölüm Meleği  '' Büyük hedefler varolmak için vardır. Ülkemizi Argo ve onun gibilerin kaderlerine bırakamayız Asit ''

Asit '' Ölene kadar sizin yanınızdayım. Fakat bir ricam var sizden. ''

Ölüm Meleği  '' Nedir o ''

Asit '' Bir gün klonum yapılır ise Öldürmenizi istiyorum onu ''

Ölüm Meleği  '' Neden ''

Asit '' Bir hayat yeter bana '' Ahirette iki asit olmasın..

Ölüm Meleği  '' Anlaştık Fakat benim klonum yapıldığında sen de beni öldür. ''

Asit '' Ona söz veremem size bağlıyım ''


Mirza ve Sebastian'ın ölümünden tam olarak iki hafta geçmişti. Ankara Beyefendi'nin odasına Seyfo geldi. Beyefendi kafasını kaldırdı. Seyfo '' Paket yerine ulaşmış '' dedi. Beyefendi ise '' Aktifleştirin '' diye talimat verdi. Geceye dolunay hakimdi. Zombilerin Çığlıkları bir rüzgar gibi her tarafa ulaşıyordu. Ölü Olmanın verdiği çığlık. Ölüm Yıldız'ı kapanmıştı. Alfa-Star B İstanbul üssünde yeni görevlerini ve yeni talimatlarını bekliyorlardı. Nilay ve Barut ise elleri iyice güçlenmişti. Mirza ve Sebastian gibi azılı iki düşmandan kurtulmuşlar ve dünyayı ele geçirmenin planını yapıyorlardı.

Karanlıkta bir at koşuyordu. Simsiyahtı bu at. Yabani Mustanglara benziyordu. At Dolunay'ın yükseldiği yöne doğru koşuyordu. At tam tepeye vardığında şaha kalktı. Atın o görüntüsü görülmeye değerdi. Zeynep bir anda uykusundan uyandı. Elinde tuttuğu Mirza'nın künyesi avucunun içini kesmişti. Mirza ve Zeynep'in çocukluklarından kalan resim yere düşmüş param parça olmuştu. Zeynep ayağa kalktı. Çıplak ayakları ile kırık camlara basarak yere düşen resmi aldı. Sonra ayağa kalktı. Duvarında asılı Alfa-Star Mirza yazan asker kıyafetini öptü kokladı ve sarıldı. Ağlamaya başladı.. Ağlıyordu. Ağlaması durdu. Penceresine damla damla yağmur yağmaya başladı.. Mirza'nın sesini duyuyordu '' Senin aşkından , Yandım, Ateş oldum, Kül oldum , Buhar oldum , Bulut oldum, Sonra yağmur oldum.. Pencerene damla damla , damladım.. Sen pencereni açtın.. O yağmur damlası pencerenden kayıp gitti, Tıpkı sevdamız gibi, Tıpkı benim gibi.. Bizim aşkımız sonsuz'a dek yaşayacak çünkü Zeynep bizim aşkımız yarım kalacak '' diye Mirza'nın sesini duydu.. Pencere'ye doğru yürüdü. Pencereden dışarıya baktı. Karanlık ve Yağmur'dan başka hiç bir şey göremiyordu. Şimşek çaktı. O ışıltıda Zeynep Mirza'nın Pencerenin altında onun cam'ına doğru baktığını gördü. Pijamaları ile birlikte koşarak aşağıya doğru indi. Mirza'nın durduğu yere doğru koştu. Hiç bir şey yoktu. Sonra Mirza'yı karşısında gördü. Mirza ona bakıyordu. Mirza gülümsedi Zeynep'e. Zeynep Mirza'ya doğru koştu. Bir anda Doktor Mehmet kızını yakaladı. Zeynep ağlıyor '' Mirza buradaydı tam karşımdaydı ve bana bakıyordu Baba. Mirza burada '' diye ağlıyordu. İçi çıkarcasına ağlıyordu. Doktor Mehmet Kızını sakinleştirmeye çalışıyordu. Fakat Zeynep tatmin olmuyordu. Sonra Zeynep sakinleşti. Etrafına baktı. Hiç kimse yoktu Babasından başka. Babası üzerindeki paltoyu Zeynep'e verdi. Birlikte lojmana girdiler. Şimşek ve gök gürültüsü devam ediyordu. 

Ölüm Meleği - Asit - Sansar - Tuncay - Kabil - Cehennem - Puma ve Kolera - Tuğba - Doktor Deniz in başını çektiği 250 kişilik grup 12. ada denilen bölgeyi temizlemiş ve kendilerine yeni bir hayat kurmaya başlamışlardı. Her şey güzel gidiyordu. Doktor Deniz ve Ölüm Meleği evlenmeye karar vermişlerdi. Zombilerin Dünyası 'na bahar gelmişti. Ölüm Meleği evleniyor diye küs kardeşi Ateş ve kucaklarında çocukları ile birlikte Berna ve Doktor Bey ve Doktor Bey'in hanımıda gelmişti. Ölüm Meleği ve Doktor Deniz'in en mutlu günleriydi. İçkiler içiliyordu. Herkes çok mutluydu.

Birden helikopter sesi gelmeye başladı. Ölüm Meleği durdu. Kafasını kaldırdı. Ölüm Meleği Apachi tipli helikopteri gördü. Helikopter bir anda Herkesi taramaya başladılar. Önce Doktor Deniz karnından vuruldu. Sonra Asit , sonra Tuncay , sonra Sansar herkes'i bir bir tarıyordu helikopterler. Helikopterler çocuk yaşlı kadın kız demeden tarıyorlar herkesi öldürüyorlardı.

Ölüm Meleği'nin bütün tanıdıkları ölüyordu birer birer. Ateş vuruldu. Ateş'in vücuduna düzüneler ce kurşun girmişti. Helikopterden tarayan adam'ı gördü Ölüm Meleği çığlıklarla uyandı. Helikopterden ateş eden Sebastian'dı. Oda karanlık Doktor Deniz'de çığlığına uyanmıştı. Doktor Deniz '' Ne oldu aşkım kabus mu gördün '' diye uykulu bir sesle seslendi. Ölüm Meleği '' Evet aşkım sen yat '' dedi ve Doktor Deniz'i öptü. Sonra yatakta sağ tarafına döndü Ölüm Meleği gözlerini kapattı sonra birden gözlerini açtı. Gölgede bir adam otur bacak bacak üstüne atmış onu seyrediyordu. Yataktan fırladı. '' Üzerini giyin Asker konuşacağız '' sesini duydu. Adam'ın suratını göremiyordu. Karanlıkta oturan adam Ölüm Meleği'ne kıyafetlerini attı. Ölüm Meleği ve Adam dışarıya çıktılar. Ölüm Meleği derme çatma evinden çıktı arkasından ise Adam geliyordu. Adam bir anda Ölüm Meleği'nin dışarıya çıkartır çıkartmaz. Dizine vurdu ve Ölüm Meleği'ni diz çöktürttü.

Asit - Sansar - Tuncay - Kabil - Cehennem - Tuğba ve Ateş elleri arkadan bağlanmış gözleri kapalı ve diz çökmüş şekilde duruyorlardı. Başlarında duran Kar maskeli adam kurbanlık koyun gibi hepsinin boğazını sıra ile kesmeye başladı. Kestiği yere düşüyordu. Ölüm Meleği dizlerinin üzerinden kalkıp koşmaya çalıştı. Hayır diye bağırıyordu. Ölüm Meleği koşarken Arkasında duran adam Ölüm Meleği'ni yere düşürdü ve üzerine bastı. Ölüm Meleği'ni yüz üstü düşüren adam '' İzle '' dedi. Ölüm Meleği '' Bağırıyordu '' . Kar maskeli adam hepsini Ölüm Meleği'nin gözleri önünde kesti. Ölüm Meleği yerde ağlıyorken üzerindeki adam da kalktı ve diğer kar maskeli adam'ın yanına doğru yürüdü. Birlikte omuz omuza duruyorlardı. Kar maskelerini çıkartı. Ölüm Meleği '' Olamaz bu imkansız '' demekle yetindi ve ayağa kalktı. Kar Maskeli Adamlardan teki '' Doktor Deniz'i yalnız bıraktın '' diyerek güldü. Ölüm Meleği '' Olamaz '' diyerek içeriye doğru koştu. Doktor Deniz kanlar içinde hareketsiz bir şekilde yatıyordu.. Ölüm Meleği odadaki otomatik silah'ı alarak dışarıya çıkarken ateş etmeye başladı.  Koşarak çıktı. Evden çıkar çıkmaz sırtına bir kurşun yedi. Kurşunla birlikte yere düştü. Sonra bir kurşun daha. Sonra bir tane daha. Yere yığıldı Ölüm Meleği. İki adam Ölüm Meleği'ni sırt üstü yatırdılar. Ölüm Meleği '' Siz gerçek değilsiniz '' diyebildi. Sebastian '' Eğer biz gerçek değil isek neden canın bu kadar çok yanıyor '' dedi. Mirza ise '' Ölümü öldüremezsin melek '' dedikten sonra Mirza ve Sebastian Ölüm Meleği'ni ellerindeki silahlar ile taradılar.. Ölüm Meleği'nin cansız bedeni ada'nın ortasında yatıyordu. Gözleri açıktı. Yağmur damlaları Ölüm Meleği'nin vücudundan akan kanı temizliyordu. Ölüm Meleği'nin gözleri açık bir şekilde canını teslim etmişti. Ölüm Meleği ve omuz omuza çarpıştığı arkadaşları ve uğruna arkadaşlarını öldürdüğü kardeşinin cansız bedenleri yerde yatıyordu. Etraf kan gölüne dönmüştü.

HAYIRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR

Ölüm Meleği yatağından sıçradı. Doktor Deniz hemen uyandı ve ışığı açtı. Ölüm Meleği'nin elleri titriyordu. Masada duran içki şişesini aldı ve kapağını açtı. Masadaki çekmeceden ilaçlarını çıkardı ve içki ile birlikte yuttu. Banyoya gitti. Banyodaki aynada suratına baktı. Kendinden nefret ediyordu. Suratını görmeye tahammülü yoktu. Ne zaman suratını görse utanıyordu. Kendinden nefret ediyordu artık. Aynaya bir yumruk attı. Ayna ortadan kırıldı.


Ölüm Meleği suçluluk duygusu ile içten içe yanıyordu. İçten ölmeye başlamıştı. Her gece Sebastian ve Mirza'yı rüyasında görüyordu.. Bu vicdan azabı Ölüm Meleği'nin en büyük düşmanıydı. En büyük savaşınıda kendi vicdanı ile veriyordu.. 


Ertesi gün İstanbul Adrenalin Üssü

Şeytan '' Patron Nilay'ın yerini tespit ettik. ''

Argo '' Hazırlıklarınızı yapın. Kesinlikle elimizden kaçırmayacağız ''

Şeytan '' Emredersiniz ''

Argo '' Sen Kabus'a hazırlıkları tamamlamasını söyle. Sonra nerede saklanıyorsa yerin krokisi ile birlikte gel ''

Şeytan '' Nasıl istersen Patron ''

Argo '' Ölüm Meleği ve ekibi neler yapıyor ''

Şeytan '' Daha muhbirimizden bir haber yok ama radar filan kuruyorlar Güvenlik önlemi alıyorlar. Sanırım bizden korkuyorlar''

Argo '' Korkunun ecele faydası yok. Yüzleşecekler eninde sonunda bu gerçekle bitecek kabusları.. '' 




2 yorum:

  1. walla süperdi 46 merakla bekliyoz eline sağlık süperdi walla :D :D

    YanıtlaSil
  2. süper abi devamını bekliyoruz savaşa ve kasosa devam

    YanıtlaSil