uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

6 Nisan 2013 Cumartesi

47. Bölüm DxN Güç İğnesi

Önce :

Mirza '' Ben kaybedeceğimi düşüneceğim hiç bir masaya oturmam.''

Mirza '' Dünya üzerindeki bütün kıtalarda adam öldürdüm ama bir din adamı öldürdüğümü hatırlamıyorum. ''

Mirza '' Gardiyanların sahibini merak ettim. ''

Mirza '' Bu ne şimdi şaka mı? Dünya'nın neresi küçük ? ''

Doktor Bey ve DxN Tim'i Mirza'yı alarak götürdüler.

Ankara ..

Sebastian '' Ulan seyfo Mirza nerede ? ''

Seyfo '' San Sebastian bilmiyorum ''


Doktor Mehmet '' Beyefendi, Mirza Hiç Bir Şey Hatırlamıyor ''


Mirza '' Siz gerçek değilsiniz. ''

Mirza '' Siz gerçek değilsiniz. ''

Mirza '' Siz gerçek değilsiniz. ''


ŞİMDİ

12. Ada ..

Ölüm Meleği ormanlık alanda yürüyordu.. İki çocuk misket oynuyorlardı. Çocukların yanına doğru yürüdü.. Çocukların oyununa baktı.. Misket oynayan iki çocuktu bunlar. Ölüm Meleği şaşırmıştı. Çocuklar '' merhaba ''  dedi Ölüm Meleği. Fakat çocuklar onu işitmeden oyunlarına devam ediyorlardı. Çocuklardan tekinin omuzuna dokundu.. Çocuk Ölüm Meleği'ne baktı.. Çocuk ayağa kalktı. Elindeki misketleri Ölüm Meleği'nin avucuna koydu ve  '' Cehennem kurtulup senin ve sevdiklerinin peşine düşmek için geliyorlar '' dedi.. Ölüm Meleği '' Ne söyledin '' dedi.. Anlamamıştı çocuğun söylediğini. Çocuğun eline koyduğu misketlere baktı. Ölüm Meleği'nin elindeki misketler Ölüm Meleği ve Ekibinin kafalarıydı. Aynı zamanda Doktor Deniz'in de kafası vardı.. Çocuk güldü.. Ölüm Meleği misketleri elinden düşürdü. Yere düşen misketler paramparça olurken kanlar fışkırmıştı..  Ölüm Meleği yatağından sıçrayarak uyandı.. Sabah olmuştu artık.. Her gece gördüğü rüyalardan artık bunalmıştı.  Her gece rüyasında Mirza ve Sebastian'ı görüyordu.. Vicdan azabından yanıyordu.. Vicdanını içinden söküp atmak istiyordu..
Ayağa kalktı.. Dolabındaki DxN 9014 güç iğnesini ve DxN Anti Virüs'ünü buldu.. Kollarına enjekte etti. DxN Anti Virüs'üde bir çeşit güç iğnesiydi. Ölüm Meleği titremeye başladı. İkisini birden alıyordu her gün sabah ve akşam.. Beş dakika kadar titredikten sonra kendine geldi. O sırada Doktor Deniz geldi..

Doktor Deniz '' Napıyorsun sen ? ''

Ölüm Meleği '' Beni rahat bırak Deniz ''

Doktor Deniz '' Kendini öldürüyorsun Ölüm Meleği. Farkında mısın ''

Ölüm Meleği  '' Böyle zaten ölüyüm.. Vicdanım azapla kaplı ''

Doktor Deniz '' Bunları alınca ne olacak. Geçecek mi ? '' San Sebastian gibi mi olmak istiyorsun.. Sürekli kadınlarla yatmak ama hiç huzuru bulamamak ''

Ölüm Meleği  '' Evet kısa sürelide olsa geçiyor. San Sebastian gibi olmak istemiyorum.. Mirza hiç bir şey hissetmiyordu. Pişmanlık bile. Hatta hatırlamıyordu bile''

Doktor Deniz '' Mirza pskopatın tekiydi. O yüzden hiç bir şey hissetmiyordu. Sen demedin mi ? Nilay Mirza'ya '' Şu hayatta hiç bir şey istemiyorsun.Hiç bir şey hissetmiyorsun. İçin çoktan ölmüş '' dememişmiydi bunu bana sen söylemiştin.

Ölüm Meleği  '' Hiç bir şey hissetmek istemiyorum bende ''

Doktor Deniz '' Mirza Zeynep'i bile hissetmiyordu. Yanındaki Sebastian'ı bile hissetmiyordu ''

Ölüm Meleği  '' Hissetmediği adam uğruna öldü öylemi ? Hissetmediği kız için Mersinde yahudileri yaktı.. ''

Doktor Deniz '' Sebastian'ı öldürdüğün için saldırdı bize. Fakat Onurunu kurtarmak için. Mersinde yahudilere saldırdı Zeynep onun için hala değerli olduğu için.. Hem beni de aşkımızı da hissetmeyeceksin bunun farkında mısın ? ''

Ölüm Meleği  '' Evet farkındayım '' Çok Farkındayım .. '' Ama yapabileceğim bir şey yok. Kabuslara dayanamıyorum artık '' Vicdanım öldürüyor beni görmüyormusun''

Doktor Deniz '' Görüyorum ve farkındayım. Biraz sakinleşmeyi denesen ? Çok çalışıyorsun. Biraz dinlensen. ''

Ölüm Meleği  '' Dinlenmeye vakit yok Deniz ''

Doktor Deniz '' Sen benim aşkımıda hissetmeyeceksin o zaman.. Benide sevmeyeceksin Belkide sadece aşkımı ve sevgimi hissetmemek için yapıyorsun bunu. Beni görünce de vicdanın acıyor. Ne de olsa Mirza'yı ben öldürdüm. Sürekli çalışıyorsun sürekli. Burada düşmandan uzağız ve hala çalışıyorsun. Kimden korkuyorsun anlamıyorum ki.. Zombiler yüzemiyor sonuçta ''

Ölüm Meleği  '' Ne alakası var Deniz. Saçmalama. Sadece kendini düşünüyorsun Deniz.. Sadece kendi isteklerin.. Ben kötü müyüm iyimiyim diye düşünmek yok. Ne hissettiğim hakkında en ufak bir bilgin bile yok. Benim yerime koymuyorsun kendini. Sadece kendin. Sana olan aşkım. Sadakatim. Dünya'da kıyamet kopuyor. Artık kendine güven. Banada hak ver güç iğnelerini aldığım an hissetmiyorum vicdanımı ''

Doktor Deniz '' Ben senide düşünüyorum.. İnsanlıktan zombiliğe doğru geçiş yapıyorsun.. Etten kemikten ve ruhunu bile hissetmeyen yaşayan ölü olacaksın bunları kullanmaya devam edersen ''

Ölüm Meleği  '' Sorun bunları kullanmam değil. Seni sevmeyeceğimi düşündüğün için buna karşı çıkıyorsun ''

Doktor Deniz '' Evet beni sevmeyeceğin için korkuyorum. Beni istemeyeceğin için korkuyorum. Duydun rahatladın mı ? ''

Ölüm Meleği  '' Ben seni sevmekten bir an bile vazgeçmedim.. Bunları kullanıyorum diyede vazgeçecek değilim ''

Doktor Deniz '' Bir kaç ay daha kullanırsan göreceksin. Şimdiden bile başladın. Sansar'a nasıl kötü davranıyorsun farkında bile değilsin ''

Ölüm Meleği  '' Sansar'ı görünce içim acıyor. Onu koruyamadığım için sahtesi ile idare ettiğim gerçeği beni mahvediyor. ''

Doktor Deniz '' Sen Sansar'ı değil. Sansar'ın seni koruması gerekiyordu''

Ölüm Meleği  '' Her lafa bir cevabın var değil mi ? ''

Doktor Deniz '' Evet var.. Beni sevmeyeceksin ''

Ölüm Meleği  '' Neden seni sevmeyeyim ''

Doktor Deniz '' Hissetmeyeceksin hiç bir şeyi zamanla ''

Ölüm Meleği  '' Deniz.. Alfa-Star B Argo ile karşılaştım ''

Doktor Deniz '' Argo ..  Efsane Cehennem Adasında Doğan Argo ''

Ölüm Meleği  '' Evet o .. Neden şaşırdın ? ''

Doktor Deniz '' Mirza ve Sebastian onu öldürdü diye biliyorum ben. Klonu olmasın ? Nereden bileceksin ki.. ''

Ölüm Meleği  '' Bilmiyorum.. Klon mu ? Gerçek mi ? Ama şunu söylemek isterim. Üzerimize gelecek. Emin ol gelecek. Aylardır Ekibi zombilerle Avrupada savaştaymış. Adrenalin onun elinde. Beyefendi'nin şu anda birinci adamı. Kesinlikle bize saldıracak buna eminim. Onlar gelmeden onlar bize saldırmadan güçlü olmak ve sizleri korumak istiyorum. Bir adam bile kaybetmeye dayanamam ''

Doktor Deniz '' Ben sana yeni bir güç iğnesi yapsam. Bu ikisini kullanmaktan vazgeçermisin ? ''

Ölüm Meleği  '' Nasıl bir şey ''

Doktor Deniz '' DNA ve RNA larına daha  çok işleyecek Bir ay içinde Kas kuvvetini Beş katına çıkartacak. Daha Dayanıklı ve daha hızlı olacaksın.. Çok daha fazla kafan çalışacak. Kalıcı olacak. ''

Ölüm Meleği  '' Bu kimin üstünde denendi ''

Doktor Deniz '' Argo'nun üzerinde denendi.. Argo ile kan grubun ve DNA yapılarınız hemen hemen aynı. ''

Ölüm Meleği  '' Tamam hazırla ve yap bakalım ''

Doktor Deniz '' Tamam.. Ateş'in oraya gidip Doktor Bey'den alacağım malzemeler var.. Burada kiler yetersiz. ''

Ölüm Meleği  '' Gideriz. ''


2008 Yılı Ölüm Adasında DxN'e kalan son parçası.

Beyefendi '' Bu tapınaktan nefret ediyorum. Mayaların yaptığı büyü ölüleri dışarıda tutuyor. Fakat puslu bir havası var. Kafamızı tapınaktan çıkarsak öleceğiz. Deneklerin durumu ne doktor hanım ? ''

Doktor Hanım '' 1 ve 2 Nolu Denekler Alfa-Star Askerleri San Sebastian - Kral Mirza simülasyonda harika bir güç ve enerji kullanıyorlar. Doktor Mehmet'in kontrolünde Çocukluklarından beridir denenen yeni nesil güç iğnesi kullanılmaya devam etti. Fakat Mirza'nın hisleri öldü. Hiç bir şey hissetmeyecek bundan sonra. Eskiden azda olsa bir şeyler hissediyordu. Fakat hiç bir şey hissetmeyecek. Burada kaldığı 6 ay.. 600 Yıla eşit. Beyninde tedavisi olmayan tahribatlara yol açtı. Mirza buraya geldiğinde Normal bir ağırsiklet boksör'ün bir yumruğu 500 kg ise Mirza sol kolu ileyaklaşık bir ton vuruyordu. Şimdi ise neye vurursa vursun parçalar. Ayrıca yaklaşık normal bir sporcudan saniyenin yüzde yetmiş beşi daha hızlı. Yapılan hipnozlar ile Emirlere karşı gelmemesi öğretildi. Sorgulamadan yapacak. Fakat artık Mirza gülemeyecek ''

Beyefendi '' Mirza eskiden de gülmüyordu zaten. Hiç gülmediki. Sadece sırıtırdı. Yeni bir şey değil bu anlattıkların. 600 yıl burada kaldı ve hiç bir şey öğrenememiş bu adam.''

Doktor Hanım '' Benden önce ki Doktorlardan aldığım bilgiler bu yönde. Çıldırmamak için her ay birisi bakıyor buraya ''

Beyefendi '' Simülasyonda savaşırken nasıldı ? ''

Doktor Hanım '' Daniel X Nicolas ile yapılan simülasyon savaşlarında her defasında öldü.Hiç kazanamadı. Fakat bıkmadan usanmadan pes etmeden saldırdı Daniel x Nicolas'a. Hiç geri çekilmeyi düşünmedi. ''

Beyefendi '' Ne bu teselli mi ? ''

Doktor Hanım '' Efendim. Doktor Mehmet'in bilgisi dahilinde hareket ediyoruz ''

Beyefendi '' Simülasyonu hazırlayın ''

Doktor Hanım '' Emredersiniz ''

Simülasyon  başlamak üzere.. Son on saniye.
Simülasyon  başlamak üzere.. Son beş saniye.
Simülasyon  başlamak üzere.. Son bir saniye.



Yüzlerce asker ile birlikte ormanda Mirza koşuyordu. Birden askerlerin üzerine zombiler atlamaya başladı. Mirza elindeki silahlar ile zombilerin kafalarına ateş ediyordu. Zombileri teker teker avlıyordu.

Mirza '' Var gücünüz ile saldırın ''

Mirza '' Öldürmek zor değil ''

Askerler saldırmaya çalışıyorlardı. Fakat güçleri ve fizikleri bir yere kadardı. Bir noktadan sonra ölüyorlardı.
Zombiler askerlere saldırıyordu. Askerlerde Zombilere. Zombiler hızlı hareket ediyorlardı. Mirza'nın adamlarını peynir ekmek gibi yiyorlardı. Mirza ise zombileri kafalarına nişan alarak öldürmeye devam ediyordu. Mirza sırtında duran iki samuray kılıcını yerlerinden çıkardı. İleriden üzerine koşarak gelen zombilere doğru koşmaya başladı. Zombilerin kafalarını gövdelerinden ayırıyordu.
Zombiler Mirza'nın kılıcına karşı koyamıyorlar ve kafaları gövdelerinden koparak karşılaşmalar son buluyordu. Mirza'ya hamle bile yapamıyordu zombiler..
Mirza  Daniel x Nicolas ile karşılaştı..

Daniel normal insandı..

Mirza Daniel'e doğru koştu. Daniel'e kılıcı ile saldırdı.  Daniel ise hızlı bir şekilde Mirza'dan kurtuldu. Daniel attığı yumruk ile Mirza'yı yere serdi.  Mirza yere düşünce. Beş altı zombi Mirza'nın üzerine çullandılar..

Beyefendi '' Lanet olsun Daniel. Sen yenilmezmisin Daniel. ''

Doktor Hanım '' Böyle işte ''

Beyefendi '' 600 Senede bir gelişme olmamış. Mirza buraya gelmeden önce neyse şu anda da o.. Benide buraya boş yere getirdiniz. ''

Doktor hanım '' Ama efendim Doktor Mehmet'in söylediklerini harfiyen yerine getirdik ''


Beyefendi '' San Sebastian ? ''

Doktor Hanım '' Mirza'ya uyguladığımız savaşçı ve emre itaat projesi kapsamında San Sebastian'a hem savaş hemde düşünme oranını artırdık. Komutan olmasının verdiği duygu ile güveni artı. Egosu yükseldi. Zekası tamamen üç katına çıktı. Kas gücü Mirza'ya yakın seviyeye geldi. Fakat Mirza kadar hızlı değil. Direnç ve dayanıklılık artı. Mirza'da gözlenen çabuk iyileşme Sebastian'da görülmüyor. Fakat Sebastian da görülen farklı bir şey yorulmuyor. Bire bir dövüşlerde düşmanının yapacağı hamleyi anlayıp hemen karar verebiliyor.  Beyin gücü ve kas gücü yükseldi. Süper bir lider oldu. Atatürk ten bile daha büyük bir lider. Atatürk'ün Saçından yapılan serum ile kuvvetlendirildi. Hiç bir zaafı yok. Sigara ve alkol alışkanlığını bile beyninden silebiliyor. Çok dikkatli. Gördüğü hiç bir şeyi unutmuyor. Bir kere bakması yeter.

Beyefendi '' Simülasyon savaşlarında nasıl ? ''

Doktor Hanım '' Simülasyon savaşlarında bir yada iki asker kaybediyor. Kaybettiğini anladığı an Daniel x Nicolas tan kaçıyor Sonra plan yapıp tekrar saldırıyor ''

Beyefendi '' Harika ''  '' Son savaşta komutanlık yapmak için hazır mı ? ''

Doktor Hanım '' Evet .. Son savaşta Adrenalin timlerine komutan olabilir ''

Beyefendi '' Simülasyonu hazırlayın Askerlerin arasına Mirza'yı da koyun. ''

Doktor Hanım Emredersiniz ''

Simülasyon  başlamak üzere.. Son on saniye.
Simülasyon  başlamak üzere.. Son beş saniye.
Simülasyon  başlamak üzere.. Son bir saniye.

Sebastian ve askerleri ormanda yürüyorlardı.

Sebastian '' Birlikte kalın dağılmayın ''

Sebastian ve adamları yavaşça yürüyorlardı. Zombiler gözükmeye başladı. Sebastian ilk görülen zombi'yi alnından vurarak beynini ormana dağıttı. Zombiler toplanmaya başlamışlardı..

Sebastian '' Yerinizi koruyun ''

Zombiler koşarak saldırmaya başladılar..

Sebastian '' Yerinizi koruyun. Kafalarına nişan alın ''

Sebastian'ın emri ile birlikte Sebastian'ın askerleri daire yapmışlar. Dört bir yandan gelen zombilerin beyinlerini patlatıyorlardı. Zombiler çok kolay avdılar. Sebastian askerlerini bir arada tutuyordu.. Daniel x Nicolas göründü. Yanında yüzlerce zombiyle. Mirza'nın kulakları bir köpek gibi dikilmiş Daniel'e bakıyordu.

Sebastian '' Kim lan bu ''

Sebastian '' Yerinizde kalın Bırakın saldırsınlar ''


Sebastian ve Ekibi bekliyordu.. Sebastian sağ tarafına baktı. Sağ tarafından yüzlerce zombi belirdi. Sol tarafından ve arka taraftanda aynı şekilde zombiler tarafından kuşatılmıştı Sebastian ve Askerleri. Daniel Emrini verdi. Saldırın..

Zombiler kuşattıkları Sebastian ve Askerlerine doğru koşmaya başladılar. Sebastian ve askerleri dört bir yandan gelen zombilere karşılık veriyorlardı. Zombiler Sebastian'ın askerlerini ısırmaya başlamışlardı bile. Mirza arka taraftaki zombilerin üzerine doğru koşmaya başladı. Zombilerin kafalarını gövdelerinden ayırıyordu hızlı bir şekilde. Zombiler ne olup bittiğini bile anlamadan kafaları gövdelerinden kopmuş olarak yere düşüyorlardı. Mirza arka taraftan gelen zombileri harcamaya devam ediyordu.

Sebastian '' Geri çekiliyoruz ''

Sebastian'ın emri ile birlikte Sebastian ve Askerleri Mirza'nın oluşturduğu boşluktan geri çekilmeye başlamışlardı. Sebastian ve askerleri yavaşça geri çekilirken üzerlerine gelen zombilerede ateş etmeyi ihmal etmiyorlardı. Sebastian ve Askerleri pusudan kurtulmayı başarmışlardı. Sebastian ve askerleri geri çekiliyorlardı. Bunu gören Daniel x Nicolas ise zombilere emir verdi. '' Saldırın '' ..

Sebastian bağırdı '' Hilal Star ''

Askerler Sebastian'ın emrini alır almaz. Zombilere ateş etmeyi bırakıp son sürat koşarak kaçmaya başladılar.
Zombilerde peşlerinden geliyorlardı. Sebastian ve ekibi ormanlık alanda kendilerini kaybetmişlerdi. Zombiler koşmaya devam ederlerken. Önden koşan zombiler ve kenardakiler kafalarından vurulup çoktan ölmüşlerdi. Sebastian Osmanlının her zaman yaptığı hilal taktiği ile birlikte Zombileri kuşatmışlardı. Zombileri harcıyorlardı. Daniel belirdi..
Daniel Sebastian'ın ordusuna saldırmaya başladı. Boyunlarını kırıyordu Sebastian'ın askerlerinin. Ne zombiler nede Sebastian'ın askerleri kalmıştı artık..

Bir tarafta Daniel x Nicolas.. Diğer tarafta ise Sebastian ve Mirza vardı..

Daniel '' Sizde kimsiniz ''

Sebastian '' Ben karadenizim.. Gemin batar ''

Daniel '' Siz Türksünüz değil mi ? ''

Mirza '' Sebastian göster ki ürksün ''

Daniel '' Babam iki orospusunu göndermiş başıma ''

Mirza '' Evet biz babanın orospusuyuz ama sen tek başına bir genelevsin ''


Daniel koşarak geldi ve Mirza'ya saldırdı. Mirza Daniel'in saldırısını geçiştirdiği gibi Daniel'e bir kafa attı. Daniel aldığı kafa ile burnu kırılmıştı. Burnu kırılan Daniel'in burnu bir anda düzeldi. Mirza ve Sebastian birbirlerine şaşkınlık ile baktılar. Sebastian koşarak geldi ve Daniel'e bir yumruk salladı. Daniel yumruğu engellediği gibi Sebastian'ı yumruklamaya başladı. Mirza Daniel'e doğru koşmaya başladı. Daniel'e yaklaştı. Koşarak ağacın gövdesine basarak havaya sıçrayan Mirza Daniel'in kafasını gövdesinden ayırmak için kılıcını salladığı sırada Daniel bunu fark etti ve eğildi. Kılıç Daniel'i sıyırmıştı. Daniel Mirza ve Sebastian ile dövüşmeye devam ediyordu. Daniel korkunç bir ses ile kükredi.. Daniel'in Zombiler tekrardan etrafında toplandı Daniel Mirza'ya doğru koşarken Zombilerde Sebastian'ın peşine düşmüşlerdi. Zombiler her yerdeydiler.. .

Beyefendi '' Lanet olsun. Mirza ve Sebastian bile yenemiyor bu herifi.. ''

Doktor Mehmet ''Beyefendi hoş geldiniz. Bana neden haber vermediniz geldiğinizi. ''

Beyefendi '' Yeni geldim bende Doktor hanım ile çalışmalarınıza bakıyorduk ''

Doktor Mehmet '' Doktor Deniz ile tanışmışsınız. DxN gelecek vaat edenlerinden..''

Beyefendi '' Doktor Mehmet.. Mirza ve Sebastian'ın yanına adam vererek ne zaman saldırtabiliriz Daniel'e. ''

Doktor Mehmet '' Zaman lazım.. Şu anda bu mümkün değil. Mirza ve Sebastian Daniel ile baş edemez. ''

Beyefendi '' Ne kadar bir zaman Hiç vaktimiz yok Adayı tekrar geri almalıyız. ''

Doktor Mehmet '' Üç veya Dört sene belki daha fazla. ''

Beyefendi '' 600 Senedir burada bu adamlar, gördüğüm üzere hiç bir gelişim kaydedememişler ''

Doktor Mehmet '' Çok fazla simülasyona sokuyoruz Askerleri. Askerler gerçeği ve gerçek olmayanı algılamakta güçlük çekmeye başladılar. Sürekli aynı sahneleri yaşıyorlar. Yapabileceğimiz hiç bir şey yok ''

Beyefendi '' Daha fazla yüklenin o zaman. ''

Doktor Mehmet '' Şu andan itibaren daha fazla yüklenirsek beyinlerinde büyük tahribatlar oluşabilir. Bu askerleri çöpe atma gibi bir riskiniz var ise yüklenelim ''

Beyefendi '' Proje iptal.. Askerlerin zihinlerini silin ''

Doktor Mehmet '' Emredersiniz ''


Şimdi ... 12. Ada


Ölüm Meleği Tuncay'a helikopteri hazırlamasını söyledi. Helikopter ile birlikte Adrenalin üssüne doğru yola koyuldular..

1 Saat Sonra..

Ölüm Meleği ve Doktor Deniz helikopterden indiler. Doktor ve Ateş onları karşıladı. Ölüm Meleği kardeşine bakmadan yürüdü ve Doktor'a doğru baktı.

Ölüm Meleği '' Doktor Bey Selamlar. ''

Doktor Bey '' Selamlar. Nasılsın ? ''

Ölüm Meleği '' Teşekkür ederim iyiyim ''

Doktor Deniz '' Doktor Bey merhaba. Adada çalışmalarımı sürdürmek istiyorum sizde izin verirseniz. istediğim ekipmanları verebilir misiniz ? ''

Doktor Bey '' Evet hepsini hazırlattım. Hatta adanıza gemi ile yolladım ''

Ölüm Meleği '' Teşekkür ederiz. Zahmet ettiniz. Biz gelip alırdık.. ''

Doktor Bey '' Sizin Kardeşinizle konuşacaklarınız vardır. Ben Doktor Deniz ile istediği bir kaç madde hakkında bilgi almak istiyorum. Doktor Deniz Laboratuvarıma gidelim mi ? ''

Doktor Deniz '' İyi olur ''


Doktor Bey ve Doktor Deniz giderlerken Ölüm Meleği Kardeşinin suratına bile bakmadan Helikoptere doğru yöneldi.

Doktor Bey '' Deniz neden bunları istiyorsun ? ''

Doktor Deniz '' Ölüm Meleği DxN güç iğnelerini gün aşırı kullanıyor. Ve Pan Zahiride damarlarına enjekte ediyor ''

Doktor Bey '' Öldürmek mi istiyor kendini ? ''

Doktor Deniz '' Hayır. Bazı şeyleri unutmak ve güçlenmek istiyor. Ölüm Adasında Mirza ve Sebastian için hazırladığımız iğneyi hazırlamak istiyorum. ''

Doktor Bey '' Hazırladığımız güç iğnesi Mirza ve Sebastian ile hiç bir şekilde uyuşmadı. ''

Doktor Deniz '' Evet Farkındayım. ''

Doktor Bey '' Ölüm Meleği ile uyuşacağını nereden düşünüyorsun ? ''

Doktor Deniz '' Ölüm Meleği'nin RNA ve DNA dizilişine göre uygun bir iğne ''

Doktor Bey '' Eğer uygun değil ise gün ve gün çıldıracağını da bilmen gerekir. Delirecek''

Doktor Deniz '' Mirza ve Sebastian neden delirmedi ? ''

Doktor Bey '' Mirza ve Sebastian'ı ne kadar tanıyorsun ? ''

Doktor Deniz '' Fazla değil. ''

Doktor Bey '' Doktor Mehmet onlar ile ilgilendi sürekli. Küçüklüklerinden beri iğneler üzerlerinde kullanıldı. Fakat onları bu duruma getiren iğne olmadı. Belki bir kaç cm kısa bir kaç kilo düşük olurlardı şu an olduklarından. Sadece kas yapıları gelişti.Kas yapılarını geliştiren iğne ergenlikte uygulanır. Adamlar zaten öldürmek için doğmuşlar.. Mirza daha hızlı iyileşti sadece. Oda ölümcül yaralarda olmadığını gördük.Sebastian'ın da zekası yükseldi. Fakat Sebastian'ın karakteri zekasının önüne çıktı her zaman. ''

Doktor Deniz '' Yani anlamıyorum. Güç iğnelerinden kaynaklı hiç bir etki olmuyor mu askerlerde ? ''

Doktor Bey '' Üzgünüm. Olmuyor. Güç iğneleri hayatta kalmak için bir enerji veriyor. Oda kısa süreli. Sonra ise o iğnelere karşı vücut direnç gösteriyor ve daha fazla dozda ihtiyacın olmaya başlıyor.    ''

Doktor Deniz '' Mirza ve Sebastian neden etkilenmedi bundan ? ''

Doktor Bey '' Etkilendiler. Değişik hamleler yapmaya başladılar. Sebastian'ın zekası ile duyguları karıştı  Ölüm Adasına o yüzden geldiler. Eğerki biraz daha geç kalsak DxN diye bir şey kalmazdı. Herkesi yok ederlerdi. O yüzden ölüm adasına aldık bunları. Güç iğnelerini vücutlarından temizlemek için. ''

Doktor Deniz '' Şok oldum şu anda.. ''

Doktor Bey '' Neden. Doktor Mehmet'in kızı Zeynep ile birlikteydi Mirza. Doktor Mehmet Zombilerin geleceğini biliyordu. DxN den onaylıydı bu.    ''

Doktor Deniz '' Yani siz diyorsunuz ki Mirza'nın içinde hiç bir his olmamasının sebebi iğneler değil. ''

Doktor Bey '' İğnelerin yan etkisi sadece Dedim ya iğnelerin Sebastian ve Mirza ya kötülükleri oldu. İyilikleri olmadı.''

Doktor Deniz '' Peki nasıl bu kadar güçlülerdi ? Mirza daki hız mesela ? ''

Doktor Bey '' Mirza Amerikada hapishanede beş yıl yattı. Bu beş sene boyunca Mirza inanılmaz bir kondisyon yüklendi. Hızlı olması çalışmasından kaynaklı. Bütün keramet iğnelerde olsaydı zombileri çoktan engellemiştik. Mirza ve Sebastian gibi binlerce adamımız olurdu. Sebastian ve Mirza daki Allah vergisi. ''

Doktor Deniz '' Şok oldum. Ne diyeceğimi bilemiyorum ''

Doktor Bey '' DxN'e hoş geldin.. ''

Doktor Deniz '' Neden 600 sene orada kaldılar ki o zaman ?  ''

Doktor Bey '' Zombiler ile savaşmayı öğrendiler. Sadece onlarda yoktu zaten. Senin sorumlu olduğun iki denekti sadece onlar. Yüzlerce asker vardı orada. Hatamızı sonunda anladık.  DNA ve RNA ya yapışan güç iğnelerini vücuttan temizlemek yıllar alıyor. ''

Doktor Deniz '' Bu iğneler hiç bir fayda etmeyecek o zaman..  ''

Doktor Bey '' Evet. Üzgünüm ama öyle. Aç ve enerjisiz kalan savaş anındaki askerler için üretilmiş bir iğne. Çok mühim bir şey değil. ''

Doktor Deniz '' Başka bir yolu yok mu peki ?  ''

Doktor Bey '' Neden sevdiğin adamı çıldırtmak istiyorsun ? Aylar sonra delirmeye ve rüya ile gerçeği birbirinden ayırt edemeyecek duruma gelecek. ''

Doktor Deniz '' Ben değil o istiyor.  ''

Doktor Bey '' Neden ?  ''

Doktor Deniz '' Argo diye biriyle karşılaşmış. Bize saldıracağını ve hepimizi öldüreceğini düşünüyor.  ''

Doktor Bey '' Argo mu ? Uzak durun ondan. O gerçekten de çok tehlikeli biri.  ''

Doktor Deniz '' Ölüm Meleği asla geri vites atmaz.   ''

Doktor Bey '' Atmaz biliyorum. Ama Argo sizi paramparça eder. Gökten füzeleri yağdırır farkına varamazsınız. ''

Doktor Deniz '' Sevdiğim adamı kaybetmek istemiyorum. Çalışarak etki edecek bir iğne yapacağım. ''

Doktor Bey '' Bunun sonuçlarını biliyor musun ?  ''

Doktor Deniz '' Göze alıyorum.  ''

Doktor Bey '' Sonunda seni bile tanımayacak. Seni bile hissetmeyecek belkide.  ''

Doktor Deniz '' O zaman bana yardım edin. Yeni bir şey yapmalıyım. ''

Doktor Bey '' Mirza ve Sebastian'a kötülüğü oldu iğnelerin. İnsanlıktan çıktılar. Göze alabiliyorsan. Sebastian doyumsuz artık. Mirza'nında içindeki herşey ölmüş durumdaydı.''

Doktor Deniz '' Sevdiğim adamı kaybetmek istemiyorum  ''

Doktor Bey '' Ölüm Meleği insandır. Merhametlidir. Sevgi doludur. Bunların hepsi yok olacak.  ''

Doktor Deniz '' O zaman kendiniz söyleyin bunu ona. Ben ikna edemiyorum ''

Doktor Bey '' Doktor Mehmet'in yanına gidin. Belki o yeni bir şey bulmuştur. Dışarıdaki bu bağrışta ne.. ''

Doktor Deniz '' Ölüm Meleği Bu.. ''


Biraz önce ..

Ateş '' Abi nasılsın ? ''

Ölüm Meleği Ateş'i duymazdan gelerek Helikoptere doğru yürümeyi sürdürdü. Ateş koşarak geldi ve Ölüm Meleği'nin önüne geçti. Belindeki silahı Ölüm Meleği'ne doğrultu..

Ateş '' Abi vur beni ''

Ölüm Meleği Ateş'in uzattığı silaha baktı.. Silahı Ateşten aldı ve Silahı Ateşin kafasına dayadı.

Ateş '' Sık kafama abi ''

Ölüm Meleği silahı yere doğru attı..

Ateş '' Abi suratıma bir yumruk vur o zaman ''

Ölüm Meleği '' Sen benim için öldün Ateş '' Bunu anlaman çok mu zor ? ''

Ateş '' Evet çok zor. Çünkü ben senin ufak kardeşinim. Evet hata yaptım. Evet çok büyük bir hata yaptım. Ama paniğe kapılmıştım. ''

Ölüm Meleği '' O adamlar beni kaç kez ölümden kurtardılar. Yalnızca beni mi ? kurtardılar. Hepimizi kurtardılar ölümlerden biz ise birer orospu çocuğu gibi davranarak adamlara saldırıp öldürdük.. Ne uğruna Ateş.. Seni daha önce terk edip giden bir sürtük uğruna ''

Ateş '' Doğru konuş.. O benim çocuğumun annesi. Seninde yengen ! İki tane orospu çocuğu öldü diye ''

Ölüm Meleği Ateş'in suratına bir yumruk attı ve Ateş'i yere serdi. Ateş'i yerde yumruklamaya başladı Ölüm Meleği. Tuncay araya girdi..

Tuncay '' Ölüm Meleği Napıyorsun ''

Ölüm Meleği '' Karışma Tuncay Sen ''

Ateş '' Bırak Tuncay.. Öldürsün de beni rahat etsin ''

Ölüm Meleği '' Senin orospu çocuğu dediğin Sebastian , Adrenalin - Alfa-Star - DxN - Alarga ve İra nın en büyük mareşali idi.Mareşal Fevzi Çakmaktan beridir böyle komutan gelmedi !  Komutanlığını Mirza için bıraktı ! yetki için komutanlık için kimseyi satmadı. Elinin tersi ile itti. Senin Orospu çocuğu dediğin öbür adam Mirza ise abin yaralı biçimde ölürken kilometrelerce sırtında taşıdı ve bir kere off bile demedi.

Ateş '' Benim artık senin gibi bir abim yok ! ''

Ölüm Meleği '' Olmasın zaten '' Adamım diye geziyorsundur buralarda ! ''  Gözüm görmesin seni. Parçalayacağım ''

Doktor Bey '' Ne Oluyor Ateş. ''

Ateş '' Abi diye konuşmaya çalışıyoruz. İki tane ölmüş adam yüzünden üstüme saldırıyor. El kaldırmıyoruz ya ona güveniyor ''

Ölüm Meleği '' Ulan sen bana el kaldırsan ne olacak ''

Ateş '' Bugün misafir olarak geldin. Düşmanım olarak gidiyorsun. Bir daha gelirsen seni öldürürüm ''

Ölüm Meleği '' Evet klonları toplayıp banada pusu kurarsın. Bakalım o zaman kim toplayacak arkanı ''

Ateş '' Ulan madem bu kadar değerlilerdi. Ne diye kurtardın beni. Bırak öldürselerdi ''

Ölüm Meleği '' Şimdiki aklım olsa bırakırdım zaten.. Bu vicdan azabı ile yaşamaktansa.. ''

Ölüm Meleği Tuncay'dan kurtuldu ve Ateş'e tekrar saldırdı. Ölüm Meleği Ateş'i yakaladığı gibi askeri aracı sıkıştırarak Ateş'in suratına vurmaya başladı. Adrenalin askerleri silahları ile Ölüm Meleği'ne hedef almışlardı. Doktor Mehmet '' Durun '' diyerek Adrenalin Askerlerini durdurdu. Ölüm Meleği Ateş'i yumrukluyordu. Doktor Deniz Araya girmek isterken Ölüm Meleği Doktor Deniz'ide itti. Doktor Deniz yere düşmüştü. Ölüm Meleği iki eli ile Ateş'i boğmaya başlamıştı. Ateş boğuluyordu. Tuncay Araya girmek istedi. Bu seferde Tuncay'ın boğazından yakaladı Ölüm Meleği.. Doktor Deniz '' Yapma Ölüm Meleği '' diye bağırıp ağlıyordu..  O sırada Ölüm Meleği Tuncay'ın boğazını bıraktı ve Ateş'ide geriye doğru attı. Askeri aracın kaputuna vurdu. Kaput çökmüştü.

Ölüm Meleği nefes nefese kalmıştı..

Ateş yerde boğazını tutuyor ve öksürüyordu..

Doktor Bey '' Ölüm Meleği iyimisin ? ''

Ölüm Meleği '' Hiç olmadığım kadar iyiyim ''

Ateş '' Senin gibi bir abim yok artık ! Duyuyor musun beni artık senin gibi bir abim yok ! Artık seninle düşmanız ! ''

Ölüm Meleği Ateş'in dediklerine aldırmadan yürüyerek helikoptere bindi ve oturdu. Doktor Deniz ve Doktor Bey göz göze geldiler..

Doktor Bey '' Ne demek istediğimi daha iyi anlıyorsundur şimdi sanırım ''

Doktor Deniz '' Anlıyorum ''




Tuncay şaşkınlıkla yerden kalktı. Doktor Deniz'e doğru baktı.

Doktor Deniz '' Tuncay aldırma hareketi sana değildi ''

Tuncay '' Farkındayım. Zaten bana olsa kafasını gözünü kırardım ''

Doktor Deniz '' Tuncay Diğer Adrenalin üssüne gidiyoruz. Doktor Mehmet ve Mirza'nın Sevgilisinin olduğu yere ''

Tuncay '' Fark etmez. Gideriz. ''



Tuncay helikopteri çalıştırdı ve Deniz ile birlikte Doktor Mehmet'in yanına doğru uçtular..

15 dakika sonra ..

Doktor Mehmet'in bulunduğu adrenalin üssüne varmışlardı. Adrenalin silahları üstlerine doğru doğrultulmuştu..

Doktor Deniz '' Askerler sakin olun. Doktor Mehmet'i görmem lazım.

Adrenalin Askeri '' Üzgünüm. Komutanımın kesin emri var. Ölüm Meleği hiç bir Adrenalin üssüne giremez ''

Doktor Deniz '' Komutanın kim ''

Adrenalin Askeri '' Alfa-Star komutanı. Argo ''

Ölüm Meleği '' Ne zamandır Alfa-Star B sadece Alfa-Star oldu ? ''

Doktor Deniz '' Lütfen Ölüm Meleği ''  Sadece ben Doktor Mehmet ile konuşmak istiyorum ''

Doktor Mehmet '' Hoş geldin Deniz. Nasılsın ? ''

Doktor Deniz '' Teşekkürler. Siz nasılsınız ''

Doktor Mehmet '' İyiyim ''

Doktor Deniz '' Kızınız nasıl atlatabildi mi ? ''

Doktor Mehmet '' Pek değil '' Unutmasını sağlamaya çalışıyoruz ''

Doktor Deniz '' Doktor Mehmet sizinle özel görüşmem mümkün mü ? ''

Doktor Mehmet '' Tabi ''



Doktor Mehmet ve Deniz helikopterlerden ve askerlerden uzak bir köşede konuşmaya başlamışlardı. Doktor Deniz Doktor Mehmet'e olayı anlattı. Doktor Mehmet düşündü ve ona bir formül yazdı. Bu senin işini halledecek.. Doktor Deniz teşekkür ederek Mehmet'in yanından ayrıldı.

5 Saat Sonra '' 12. Ada ''

Ölüm Meleği yanına Asit ve Sansar'ı çağırdı..

Ölüm Meleği '' Sansar durum nedir ? ''

Sansar '' Bir grup geldi. Onlara burada kalacak yer ve iş verdim ''

Ölüm Meleği '' Nasıl kişiler ''

Sansar '' Sıradan ''

Ölüm Meleği '' Peki.. Bende görüşeyim kendileri ile birazdan gidelim. ''

Sansar '' Emredersiniz komutanım ''

Ölüm Meleği '' Sen ne durumdasın Asit ''

Asit '' Bütün güvenlik işleri planlandığından daha hızlı bir şekilde gidiyor ''

Ölüm Meleği '' Güzel '' Köylerde mahsur kalmış sivil halkı aramaya başlasın Tuncay yanına birilerini alıp ''

Asit '' Emredersiniz ''

Ölüm Meleği '' Sansar gidelim ''



Sansar ve Ölüm Meleği Evlerini düzeltmeye çalışan yeni gelen kişilere doğru yürüdüler. Bir kaç tahta ile uğraşan Kurşun ve Zehir'in yanında durdular..

Sansar '' Bu ikiside yeni geldi ''

Kurşun ve Zehir Ölüm Meleği ve Sansar'a doğru baktılar. İşlerini bıraktılar. Ölüm Meleği ve Sansar yanlarına doğru gitti.

Ölüm Meleği '' Merhaba. Ben Ölüm Meleği buranın komutanıyım. Bir şeye ihtiyacınız var mı gençler ''

Kurşun '' Yok komutanım. Sağolun.Sansar komutanımız herşeyi halletti. Kuralları anlattı. Sizin bize ihtiyacınız olur ise biz yardıma açığız. ''

Ölüm Meleği '' Nasıl geldiniz buraya ''


Kurşun '' Biz Sivas ta yaşıyorduk. Babam bu söylentilere pek inanmadı. Zombiler bir anda geldi ve köşeye sıkıştık. Sonra ise adalara gitmek geldi aklımıza. Issız çünkü bu adalar. Adalara gitmek için hareket ettik. Sadece ikimiz kaldık. Ailemizin diğer fertlerini kaybettik. Yolda da diğer kişilere rastladık. Öyle işte.

Ölüm Meleği '' anlıyorum.. Başınız sağ olsun '' '' Sansar diğerleri nerede ? ''

Sansar '' Biraz daha ortalarda yer verdim onlara '' 

Ölüm Meleği '' Silah ile aranız nasıl ''

Kurşun '' Zombiler gelmeden önce babamız amcamız ile birlikte ava çıkardık. Silah tutmuşluğumuz var. Fakat öyle çok süper silahşörler değiliz. aynı zamanda yakın dövüş bilgimizde var. Ben ve kardeşimin. ''

Ölüm Meleği '' Buradaki genç erkekleri eğitebilir misiniz ? Boş vakitlerinizde ''

Kurşun '' Zevkle efendim ''

Ölüm Meleği '' Sansar diğerlerine de bir uğrayalım ''

Sansar '' Emredersiniz ''


Ölüm Meleği ve Sansar yanlarından ayrılmışlardı..

Ölüm Meleği '' iyi çocuklar. ''

Sansar '' Evet hemde saygılılar ''

Ölüm Meleği '' Bunları çaktırmadan çok yüklenmeden eğitin ''

Sansar '' Emredersiniz ''

Ölüm Meleği '' Cehennem ve Kabil ilgileniyor dimi eğitimlerle ''

Sansar '' Evet komutanım ''

Ölüm Meleği '' Güzel ''

Sansar '' Efendim çocuklarla gelen grup ta işte burada. Dört tane ufak çocuk var yanlarında. Bir kız var sağır ve dilsiz grubun içinde sakat.  ''

Ölüm Meleği '' Hangisi ''

Sansar '' Şurada tek başına koşturan kız ''

Ölüm Meleği '' Çocuklar çok masum ama her zaman büyüklerin suçunu çekiyorlar ''

Sansar '' Kesinlikle. ''

Ölüm Meleği '' Gruplarındaki lider kim ''

Sansar '' Şu keş kılıklı herif adı Bekir. Yanındakinin adıda Yusuf. Depremden sonra hapishaneye girmiş. Sonra ise ablasının yanına geldiğinde bu Kaos başlamış ''

Ölüm Meleği '' Çok ilginç bir grup. Şu Yusuf ile Bekir'in yanlarına bir gidelim bakalım ''

Sansar '' Yusuf ve Bekir Abi Merhaba ''

Bekir '' Hoş geldin Komutan gel otur şöyle içermisin ? ''

Bekir elindeki esrarı Sansar'a uzattı.

Sansar '' Teşekkür ederim. Kullanmıyorum. Adaların komutanı Ölüm Meleği sizinle tanışmak istedi ''

Bekir '' Hoş geldiniz Komutanım. Şimdi ben bu esrarı içiyorum diye beni içeri atmayacaksınız değil mi ? ''

Ölüm Meleği '' Yok atmayacağım. Buraya gelene kadar neler oldu anlatırmısınız ? ''

Bekir '' Zor günlerdi..

Bekir esrardan bir nefes aldı..

Otelin dış kapısından sesler geliyordu. Ne olduğuna bakmaya bile korkuyorduk. Zombi mi deniyor işte ha onlar şehirdeki tüm insanları yediler ve yok ettiler. Hiçbir şekilde ses çıkartmamaya çalışıyorduk. Zaten bizim çocuk istese de ses çıkartamaz. Sağır ve dilsiz. Varlığımızı unutsalar da kokumuz sanırım onları o bölgede yemek aramak için tutuyordu. İtfaiye Jandarma Polis herkesi tek tek aradık. Fakat ne cevap veren var. Nede telefonu açan.
Ara sıra televizyonda TRT 1 yayınlarını izledik. Fakat onlardan da bir cacık çıkmadı.
Otelde yedi sekiz kişiyiz.. Otelde yemekler bitti tabi. Nasıl bitmesin. Sürekli can sıkıntısından yemek yiyoruz. Sonra otelden zombilerin dalgınlığından faydalanarak kaçmayı başardık. Kaçarken de iki arkadaşı orada yedi zombiler. Sonra ıssız bir ev gördük. Evin içine girdik. Güzel döşenmiş ve daha yapısı bozulmamış bir ev. Bazı masalar kırılıp kapı, ve pencerelere destek sağlanmış. Eve girerken kapının sağlamlığı yüzünden kapının kilidini bir toka yardımıyla açtık. Zaten kırıp ses çıkarmaya da bir niyetimiz yoktu. Evde saklandık bir süre. Evdeki erzakla idare ettik.  Sonra başka bir eve. Oradan başka bir eve. Çekirgeler gibi önümüze çıkan bütün evleri yağmaladık. Günler günleri kovaladı. Sonra bir çok grup aldık yanımıza. Ama tabi zombiler peşimizi bırakmaz. Biz nereye onlarda bizimle.. Bu kaçmadan yorulduk. Doğru düzgün uyumuyorduk bile. Sonra hangimiz söyledi bilmiyorum. Adalara gidelim. Orada pek zombi olmaz. Yaklaşık bunu söylediğimizde yüz yüz elli kişi filandık. Buraya gelene kadar yirmi kişi kaldık. Bizde ölürdük fakat şu iki delikanlı bizi kurtardılar.

Ölüm Meleği '' İlginçmiş ''

Ölüm Meleği '' Çocuğun Annesi yaşıyor mu ? ''

Bekir '' Yaşıyor.. Yatıyor şurada ''

Yusuf '' Çocuk neden sakat abi ''

Sansar '' Komutanım gidelim mi ? ''

Ölüm Meleği '' Dur ''

Bekir '' Doğuştan... Doğuştan denmez aslında. hamileyken babasından ağır bi dayak yemiş. ''

Yusuf '' Babası nerde? ''

Bekir '' Sinop’ta ''

Yusuf '' Hapishanedeki? Zombiler bizlere saldırmadan Uğur Ablayı hapishaneye giderken gördüm... ''

Bekir '' Sevgilisi. ''

Yusuf '' Onun için mi bu şehirdesiniz? sen? ''

Bekir '' Uzun hikaye... Karışık... ''

Bekir esrardan bir duman daha alıp konuşmaya başladı..

Bekir '' Bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. Mevlanakapı’da. Babası zabıtaydı. Alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. Bu anasıyla yoksul, perişan... Bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. Bir de zagor vardı. Bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçam da. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. Ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. Öylece büyüdük gittik işte.

Ne bok varsa hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı... sonunda o da geldi gittik. Bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder....

Dükkanda koltuk moltuk satardım. Bir gün bu orospu çıkageldi. Hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. Böyle basma bir etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bir bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlayacağın. Şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. Kanıma girdi o gün. Tabii taktım ben bunu kafaya. Ertesi gün bir soruşturma... Dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagor’a kesikmiş. Zagor’da kaftiden içerde o sıra.

Bir gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik Sağmalcılar’a; benim içimde bir sıkıntı. İşi anladım tabii: Zagor’u ziyarete gidiyor. Bir tuhaf oldum, piçi de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. O ara zagor içerden çıktı. sonra bir duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bir sene mi; kayıp. Hep rüyalarıma girerdi orospu. O gün dükkana gelişini hiç unutamadım. Benimkine bile dokunamaz oldum. Sonra bir daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş Zagor: Biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. Karakolda beş gün beş gece işkence buna. Arkadaşlarının öcünü alıyorlar. Kaltağa da öyle... Önce öldü dediler Zagor’a, sonra komalık. Ankara’da oluyor bunlar.

Bizimki bir gün çıkageldi mahalleye. Zagor içerde, en iyisinden müebbet. bir sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyor. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. Cız etti de ne? Tornavida yemiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bir surat... Ama bu sefer başka güzel orospu. Orhan'ın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor’a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya biz de, “nasıl?” diye sormuş bulunduk.
Orospuluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime birşey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak! İşte o gün bir inandım orospuyla tam yirmi yıl geçti.

Uzatmayalım,

Zagor’a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki piç! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyor. orospu da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden...

Önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. Yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. İş bilmem, Zanaat yok. bu tınmıyor hiç. İlk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyor milletin altına.
Gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor’a bakarız: yok. Kancık köpek gibi izini sürüyor itin. n’aptı buna anlamadım. Kaç defa dönüp gittim İstanbul’a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi.

Bir keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile... beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, ohh dedim, kurtuluyorum. Bu da akıllanmış görünüyor. Yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyor başka bir şey demiyor. Sinop’ta oluyor bunlar. Ben de döndüm istanbul’a. doğumuna yakın, Zagor bir isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. Çok geçmeden bizimki depreşiyor gene; o halinle kalk git sen diyarbakır’a, üç gün ortadan kaybol... Herif kafayı yiyor tabii. Dönünce bir dayak buna: eşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden.
sonra çocuğu doğuruyor. durum hemen anlaşılmamış. ortaya çıkınca bir gece esrarı çekip takıyor herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır’a, zagor’un peşine. Allahtan herif delikanlı çıkıyor da şikayet etmiyor.

Ben o ara istanbul’da taksiden yolumu buluyorum. Epey bir zaman böyle geçti. Yine her gece rüyalarımda Orospu. Zagor’un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıralar. bir gece bir büyükle eve geldim. hepsini içtim. Zurnayım tabi. Bir ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyor. bir daa açtım, başımda bir çocuk, kalk abi, Diyarbakır’a geldik diyor. baktım, sahiden Diyarbakır’dayım. bir soruşturma... Kale mahallesi vardır oranın, bir gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bir şey demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum Bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını,usul usul yürü şimdi.

o gün bugün usul usul yürüyorum işte.


Ölüm Meleği Bekir'in omuzuna dokunda ve ağır ağır oradan uzaklaştı..

Ölüm Meleği '' Adamın hayatı ne kadar ilginç demi ? ''  Çocuğun sakatlığını sordu Yusuf denilen adam. O gitti Kızın annesi ile kendi hayatını anlattı.

Sansar '' Kesinlikle haklısınız. Ama değişik bir hikaye ''

Ölüm Meleği '' Değişik yanında az kalır ''



Bir hafta sonra ..


Ölüm Meleği yatağından kalktı. Yanında uyuyan Doktor Deniz'e doğru baktı. Doktor Deniz çoktan
uyumuştu.. Dışarıya çıktı ve ofisine doğru yürüdü. Herkes uyumuş sadece nöbetçiler vardı. Ölüm Meleği ofisinin kapısını açtı. Ofisinden çıkardığı DxN Güç iğnelerini iki koluna birden enjekte etti. Sonra ise DxN güç iğnesi ile birlikte Serum'u karıştırdı ve onuda koluna enjekte etti. Her gün Doktor Deniz ve diğerlerinden habersiz sabah ve akşam bunu yapıyordu..Sonra ayağa kalktı ve başı döndü.. Yere düştü. Yerde burnu kanamaya başladı..








2 yorum:

  1. Ölüm Meleği ölecek mi şimdi :(

    YanıtlaSil
  2. kader filminden iyi gönderme yapmışsın =))

    bekir abinin esas manitası... ama süper kızdır, uğur abla. siz bakmayın evli barklı olduğuna abimin. esas hikayesi uğur abladır. kerem ile aslı'nınkinden de daha büyüktür allah'ıma... eşsizdir... benzeri yoktur. bekir abim, kurşunlar yemiştir bu yolda. kaç defa ölümlerden dönmüştür... bilekler kesilmiş, aylarca hastanelerde, yıllarca akıl hastanelerinde kalmıştır. uğur ablanın peşinden gezmediği şehir, yürümediği yol, görmediği diyar kalmamıştır bu memlekette. öyle değil mi bekir abi, yalan mı?

    o bağırdıkça ben kara murat. o bağırdıkça ben kara murat

    bu kısımlarada gönderma yapsan süper olurdu =)

    YanıtlaSil