Sebastian Leyla 'nın dudaklarını öpüyordu. Leyla'nın dudaklarını öperek usulca yatağa yatırdı. Leyla'nın bütün vücudunu okşuyordu. Leyla ise kendisini Sebastian'ın kollarına bırakmıştı. Sebastian Leyla ile sevişmeye devam ederken.
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR
Sebastian : Şimdi tam sırası demi. Lanet olsun.
Sebastian yastığın altından aldığı silah ile birlikte sadece üstünde boxer ile dışarı çıktı..
Mirza Sebastian'a baktı. '' Bu ne hal ? Çadır kurmuşun ? '' dedi. Sebastian ise sitemkar bir ses tonu ile '' sorma ya Leyla vardıya köye onu ziyaret ettim sonra orada çok yalnızmış onu buraya getirdim. Arkadaşları da geldi '' dedi. Mirza ise '' Çok mu yalnız mış ? '' soru sordu Sebastian'a. Sebastian ise '' Evet çok yalnızmış. Yazık kıza'' diye cevap verdi. Mirza ise '' Adımız alfa-star dan Porno-Star'a çıkacak yakında '' diye cevap verdi. Sebastian '' Ne alaka kanka '' dedi. Ölüm Meleği de bir anda içeriye girdi. Ve Sebastian'ın boxerlı halini görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Mirza '' Porno Star git de üstüne bir şey giy. Bizi gay sanacaklar '' dedi. Sebastian ise üfleye püfleye '' Tamam kanka '' diyerek içeriye giyinmeye gitti.
Ölüm Meleği : Bu ne hal Mirza.
Mirza : Sorma bizim ki leyla denen şu kızı getirmiş buraya. Mercimeği fırına koyarlarken
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 20 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 20 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 20 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 20 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 20 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 20 metre
Mirza : Ölüm Meleği Ön kapıya ben geçiyorum. Sende pusuya yat. Gelen dostmu düşman mı ? anlayalım.
Ölüm Meleği : Tamamdır.
Sebastian : Ben neredeyim ? kanka
Mirza : Sende git leyla ya sarıl dua edin bizim için.
Sebastian : Berbat bir espri anlayışın var söylemiş miydim ?
Mirza : Söyledin tabikide.
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 10 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 10 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 10 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 10 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 10 metre
Makine : UYARI UYARI UYARI UYARI TANIMLANAMAYAN ZİYARETÇİ YAKLAŞIYOR Son 10 metre
Mirza : Şunun sesinden nefret ediyorum.
Sebastian : Ölüm Meleği siperde sen önde .. bende seninleyim o zaman..
Mirza : Hayır desem söz dinleyecek misin ?
Sebastian : Hayır.
Mirza : Nasıl istersen
Mirza ve Sebastian önde beklerken çalılıkların arasında ise Ölüm Meleği pusuya yatmıştı. 7 tane araba peşi sıra durdular. Sebastian silah'ını doğrultmak istedi ama Mirza Sebastian'ın elini tutarak silah çekmesini engelledi. Arabaların kapılarından düzüneler ce adam indi. Hepsi ağır silahlı ve takım elbiseliydiler. Ortadaki 4. Arabanın kapısını açtı ön kapıdan inen adam. Arka kapıdan parlak ve boyalı ayakkabıları ve şapkası ile Beyefendi indi.
Beyefendi yavaşça yürüdü Mirza ve Sebastian'ın üzerine. Beyefendi'nin adamları etrafı sarmışlardı. Beyefendi İyice yaklaştı Mirza ve Sebastian'a.. Elini uzattı Mirza'ya ve tokalaştılar. Beyefendi Mirza'ya sarıldı. Mirza ise sarılmıyor elleri aşağıdaydı. Sonra Sebastian'a sarıldı Beyefendi. O sırada bir ses koptu. Ölüm Meleği ve Beyefendinin bir adamı birbirlerine yumruklar vurmaya başlamışlardı. Sebastian Ölüm Meleği'ne bağırdı '' Ölüm Meleği Dur ! Onlar bizim misafirimiz '' Ölüm Meleği aldırış etmeden bir yumruk daha attı Beyefendinin adamına. Beyefendinin sağ kolu olduğu anlaşılan yanındaki adam Seyfo diye tanınan adam adamına seslendi '' Ahmet Ölüm Meleği bizden sorun yok. '' dedi. Ahmet Ölüm Meleği'ne karşılık vermeden ayağa kalktı. Ölüm Meleği ise Ahmet'e bir yumruk daha attı. Bir yumruk daha attı ve bağırdı '' Sen kimsin ki lan bana saldırıyorsun '' diye. bir yumruk daha attı. Ahmet'in suratı kan olmuştu. Sebastian '' Ölüm Meleği DUR ! Kes vurmayı adama ! '' desede sözünü dinletemedi. Sebastian silah'ını çıkartı ve Ölüm Meleği'nin ayaklarına doğru ateş etti. Ölüm Meleği bir an Sebastian'a baktı. Mirza ise '' İndir silah'ını Sebastian '' dedi. Sebastian ise silah'ını indirmedi. Yerde yatan Ahmet ise kalktı ve Ölüm Meleği'ne bir yumruk attı. Adamlar koşarak Ölüm Meleği ve Ahmet'i ayırdılar.
Seyfo Ahmet'i tutan adamlarına seslenerek '' Ahmet'i buraya getirin '' dedi. Ahmet'i Seyfo'nun önüne getirdiler. Ahmet'i diz çöktürdüler. Seyfo silah'ını çıkartı ve Ahmet'i kafasından vurdu. ve sonra '' emre itaatsizliğin cezası budur kaldırın şu iti buradan deniz'e atın. Gözüm görmesin'' diyerek adamlarına emir verdi. Adamlar Ahmet'in cansız bedenini alıp deniz'e doğru yöneldiler.
Sebastian Beyefendiye dönerek '' Ölüm Meleği'nin kusuruna bakmayın aramızda yeni ve sizleri yeteri kadar tanımıyor '' dedi. Beyefendi ise '' Öğrenecek zamanla '' diyerek güldü. Ve hep birlikte içeriye girdiler.
Mirza : Barut'un hamlesini uyardığınız için çok teşekkür ederim.
Beyefendi : Devleti için kanını akıtanlar her zaman baş tacımız olmuştur.
Sebastian : Teşekkür ederiz.
Beyefendi : Sizden bir ricam var.
Mirza : Buyurun. Elimizden gelen bir şey ise yapmaya hazırız.
Beyefendi : Seyfo bilgisayarı getir.
Seyfo : Emredersiniz efendim.
Seyfo bilgisayar'ı getirdi ve bir görüntü gösterdi. Görüntüleri dikkatle izliyordu Sebastian ve Mirza.
Beyefendi : Bu gördüğünüz yer Bayraklardan da anlaşıldığı gibi Diyarbakır. Terör örgütü bölgenin mutlak hakimi. Buraya kadar zaten beklenen sondu. Fakat ; Diyarbakır ve çevre üniversitelerin kız öğrenci yurtlarındaki kızları kaçırıp kendilerine karı yaptılar ve hızlı bir şekilde çoğalma politikasına girdiler. Ve ellerinde Hızlı büyüme ilacı var. Ve bu kızlar bizim tekrardan bir ordu kurmamız için bize lazım. Eğer ki terör örgütü sayılarında büyük bir artış olur ise Ankara'yı ve istanbul'u darmadağın ederek Türkiye'yi haritadan sileceklerdir. Onlar bu artışı yapmadan Terör örgütünü ortadan kaldırmamız lazım. Bunuda sizin yapmanızı istiyoruz.
Sebastian : Havadan girmek çok zor. Mecbur kara yolu ile gideceğiz.
Beyefendi : Evet Sebastian doğru diyorsun. Ayrıca etrafta çok dikkatli olmanız lazım çok sayıda zombi var.
Sebastian : Örgüt yada her hangi bir şey engel değil delip geçeriz.
Beyefendi : Sen ne düşünüyorsun Mirza ?
Mirza : Havadan giremiyoruz. Uçak savarları var. Karada zombiler var. Diyarbakır'da neden deniz yok diye düşünüyorum.
Beyefendi : Diyarbakır kalesi hedefiniz. Göreyim sizi aslan parçaları.
Sebastian : Alfa-Star B nin konumu ne şu anda ?
Beyefendi : Orta avrupadan geriye doğru çekilerek geliyorlar.
Sebastian : Gelsinler tabi vakti gelmişti.
Beyefendi : Bir şeye ihtiyacınız var mı ? Silah mühimmat ?
Sebastian : Şu an için yok ama rica edeceğiz sizden bir şeyler.
Beyefendi : Ne zaman ihtiyacınız olur ise bulun beni. Ben müsaadenizi isteyeyim aslan parçaları.
Sebastian : Müsaade sizin.
Beyefendi ve adamları gidiyorlardı. Mirza ve Sebastian ise kapıya kadar geçirdiler Beyefendi ve adamlarını. Sebastian Mirza'ya baktı.
Sebastian : Ne düşünüyorsun ?
Mirza : İçki içip şarkı dinlemeyi.
Sebastian : Senin neyin var ? Tutuksun. Mersinden geldiğimizden beri ?
Mirza : Bilmem oradan bakıldığında bir şeyim mi var bende ?
Sebastian : Acı çekiyormuşsun gibi ?
Mirza : Sana öyle geliyor. Porno - Star.
Sebastian : Ölüm Meleği'nin yaptığı terbiyesizliğe ne diyorsun.
Mirza : Ölüm Meleği arkadaşımız Sebastian bunu unutma.
Sebastian : Beyefendi adamının hükmünü hemen kesti.
Mirza : Ne o bizde Ölüm Meleği'nin kafasına mı ? sıkalım. Öyle bir vicdan ile yaşayabilir miyiz ?
Sebastian : Haklısın. Genede seviyorum Ölüm Meleği'ni ben.
Mirza : İkinizde lider olmak gibi bir derdiniz var. Ölüm Meleği de sende. Bu çekişme hoşuma gitmiyor.
Sebastian : Sen ikimizden de daha iyi bir askersin. Emirlere hep itaat ettin. Başına gelmedik kalmadı ama genede itaat ettin. Bende ediyorum. Ama o sorguluyor.
Mirza : Onun bir kız arkadaşı ve bir kardeşi var. Senin neyin var ?
Sebastian : Kırıcı oldu bu ama.
Mirza : Sorgulaması normal. Bize söylemiyor ama Doktor Deniz ile sonsuz bir hayat istiyor o. Kardeşi ve Arkadaşları ile birlikte. Onun hayalinde ise biz yokuz. Bize tepki göstermeside bu yüzden. Biz hesap kitap yapmadan saldırıyoruz.
Sebastian : Sen hiç görev sorguladın mı ?
Mirza : Ben bir askerim. Sende bir askersin. Ve itiraf etsekte etmesek te kabul etsekte etmesek te senin ve benim bir şeylere bağlı kalma takıntımız var. ve biz ikimiz hastayız.
Sebastian : Neden hastayız ?
Mirza : Sen birine ateş ettiğin zaman kendini iyi hissediyorsun. Hatta bu senin için içerideki karıyı becermek ile aynı şey. Ama onun canı acıyor.
Sebastian : Peki sen birini öldürdüğün zaman ne hissediyorsun ?
Mirza : Sorunda burada. Ben içimdeki boşluğu dolduramıyorum Sebastian. Ben hiç bir şey hissetmiyorum Sebastian. Hiç bir şey.
Sebastian : Ciddimisin ?
Mirza : Hadi içeri girelim. İçki içelim.
Sebastian : Tamam kanka içelim..
Mirza ve Sebastian içki içerlerken Tayfun Müge ve Leyla da onlar katılmıştı. Ölüm Meleği de gelmişti. Hafiften bir şarkı çalıyordu :
Cahildim dünyanın zevkine gandım
Hayale aldandım,boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
Sözüm yok şu benden gırıldığına
Gidip başka dala sarıldığına
Göynüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sel oldu zehirim sensin
Evvelim sen oldun,ahirim sensin
Ölüm Meleği : Sebastian Mirza özel konuşmamız gerekmiyor mu ?
Sebastian : Konuşalım da özele gerek yok. Yabancı yok .
Ölüm Meleği : Tayfun Müge Leyla Sizlerle bir sorunum yok ama odanıza.
Leyla : Sebastian bir şey der misin şuna ?
Ölüm Meleği : Hadi kızım.
Sebastian : Gitmiyorlar Ölüm Meleği. Burası benim evim. Özel konuşacaksak dışarıda konuşuruz. Onlarda sende misafirsiniz.
Ölüm Meleği : Senin evin öyle mi ? Al evini tersten götüne sok. Ben gidiyorum Mirza ! Artık bu Sebastian'ın yaptığı saçmalıklara dayanamıyorum.
Mirza : Ölüm Meleği sakin ol. Müge Leyla Tayfun Odanıza hemen. Üç saniye içinde sizi burada görürsem öldürürüm.
Sebastian : Öldürür.
Müge Leyla ve Tayfun odalarına doğru hızlıca gittiler.
Mirza : Makine misafirler odalarına girdikleri anda kapılarını kapat.
Makine : Emredersiniz. Bay Mirza.
Mirza : İkinizde beni iyi dinleyin şimdi. İkiniz de benim için değerlisiniz. İkinizi de kaybetmek istemiyorum. Ama bu saçmalığa artık bir son verin.
Ölüm Meleği : Adam bugün bana silah doğrultu ve ateş etti.
Mirza : Ölüm Meleği durman gerekiyordu durmadın. Sebastian'ın hatası da orada başlıyor zaten. Durman gerekirken durmadın ve oda silah'ını çekti.
Sebastian : O bizim misafirimizdi. Ne olurdu dursaydın ?
Ölüm Meleği : Durarım durmam sana hesap mı vereceğim lan! Kimsin lan sen.
Mirza : Ölüm Meleği sakin ol.
Sebastian : Adamlarında öyle diyordu. Ufak kardeşinde öyle diyordu. Kimsin lan sen diye.
Ölüm Meleği : Ne demek istiyorsun ?
Sebastian : İzmir üstümüze saldırı sen geldiğinden sonra oldu ! Bunu diyorum. Ve adamlarında Adrenalin'in kıçını yalamak için bizi öldürmeyi göze aldıklarından bahsediyorum.
Ölüm Meleği : Biz yaptık öyle mi ?
Sebastian : Eğer siz yaptıysanız. o 5 kardeşimin intikamını öyle bir alacağım ki sizden. Sadece sizden değil. Bütün yedi ceddinizi diri diri keseceğim.
Ölüm Meleği : Bir şey yapmamıza gerek yok. Keste görelim lan.
Mirza : Sebastian onu yapanı bulduğumda ona öyle şeyler yapacağım ki Bütün zombiler dile gelip kendi aralarında konuşacaklar.
Ölüm Meleği : Sen beni neyle suçluyorsun lan ?
Sebastian : Geri zekalımısın ? Adrenalin'e saxo çeken soldiers.
Ölüm Meleği bir anda ayağa kalktı. Sebastian 'da kalktı.
Ölüm Meleği : Dışarıda kozlarımızı paylaşalım Sebastian.
Sebastian : Bende bu anı bekliyordum.
Mirza ayağa kalktı ve belinden çıkardığı silah'ı ikisinin birden kafasına dayadı.
Mirza : Şimdi oturuyorsunuz ve yarınki saldırıyı konuşuyoruz. Bu tatsız konuşmayı da burada kapatıyoruz. Beni arkadaş katil'i etmeyin. Oturun !
Mirza silahların horozlarını kaldırdı.
Mirza : Size oturun dedim. lafımı ikiletmeyin.
Ölüm Meleği ve Sebastian oturdular.
Mirza : Kişisel hesaplaşmaları bir kenara bırakıyoruz beyler. Eğer sizin üzerinizde birazcık hatırım var ise.
Sebastian : Senin hatırın için zombi bile yerim ben.
Ölüm Meleği : Sana yedi can borcum var. Hatır neki ?
Mirza : Güzel. Şimdi Sebastian planı anlat.
Sebastian : Karadan doğaçlama yapacağız.
Mirza : Senin fikrin ne Ölüm Meleği .
Ölüm Meleği : Bu kızları kurtarıcaz. Başka birilerine verecez onlar siksin diye öyle mi ?
Mirza : Bir bakıma öyle.
Ölüm Meleği : Ne fark var. Örgüt ile bunların ?
Mirza : Beyefendi bizim tarafımızda. Örgüt ise karşımızda.
Ölüm Meleği : Çok rahatladım.
Sebastian : Lan geleceksen gel gelmeyeceksen karı gibi dırdır yapma.
Ölüm Meleği : Senle konuşan yok playboy. Git içerideki karıları becer sen.
Mirza : Ölüm Meleği ve Sebastian gidin ve yatın yarın görüşürüz. Dinlenin bu gece.
Mirza tek başına kalmıştı. Sebastian ve Ölüm Meleği odalarına gitmişti.
Ölüm Meleği yatağına yattı kıyafetleri ile. Gözleri ile duvarı seyrediyordu. Öldürdüğü adamları tek tek görüyordu. Her gece olduğu gibi ölümünü gördüğü bütün adamları görüyor ve öldürdüklerini de görüyordu. Biraz önce öldürmüştü sanki o adamları. Şimdi öldürdüğü gibi görüyordu hepsini tek tek.
Sebastian ise Leyla ile sevişmeye başlamıştı. Leyla'nın saçlarını çekerek domaltan Sebastian bütün gücüyle saçlarını çekiyordu Leyla'nın. Ölüm Meleği'ne olan bütün hırsını Leyla'ya şiddet uygulayarak atmaya çalışıyordu.
Mirza ise bir yandan Neşet Ertaş Dinliyor.. Bir yandan ise içiyordu. Bir şişe viskiyi içerken Neşet Ertaş dinliyordu.
Eğlen şanova'da kal acem kızı
Uğrun uğrun kaş altından bakınca
Can telef ediyor gen acem kızı
Seni seven oğlan neylesin malı
Yumdukça gözünden döker mercanı
Burnu fındık ağzı kahve fincanı
Şeker mi şerbet mi bal acem kızı
Mirza her şarkıda biraz daha içti.
Karadır Şu Bahtım Kara
Sözüm Kar Etmiyor Yare
Yüreğimi Yaktı Nara (Eyvah Ey...)
Kendim Ettim Kendim Buldum
Gül Gibi Sararıp Soldum
Bilmez Yar Gönülden Bilmez
Akar Göz Yaşlarım Dinmez
Bir Kere Yüzüm Gülmez (Eyvah Ey...)
Kendim Ettim Kendim Buldum
Gül Gibi Sararıp Soldum
Söylerim Sözüm Almıyo
O Yar Yüzüme Gülmüyo
Garip Gönlümü Bilmiyo (Eyvah Ey...)
Kendim Ettim Kendim Buldum
Gül Gibi Sararıp Soldum
Bir duble daha viski koydu bardağına Mirza. ve fondip yaptı.
Mühür gözlüm seni elden
Sakınırım kıskanırım
Uçan kuştan esen yelden (Yağan kardan esen yelden)
Sakınırım kıskanırım (Sakınırım kıskanırım)
Havadaki turnalardan
Su içtiğin kurnalardan
Giyindiğin urbalardan
Sakınırım kıskanırım
Beşikte yatan kuzundan
Hem oğlundan hem kızından
Ben seni senin gözünden
Sakınırım kıskanırım
Al'İzzet'i oncalardan
Elindeki goncalardan
Yerdeki karıncalardan
Sakınırım kıskanırım
Bir duble daha viski koydu bardağına Mirza. ve fondip yaptı.
su garip halimden bilen şiveli nazli,
gonlum hep seni ariyor neredesin sen?
tatli dillim guler yuzlum ey ceylan gozlum,
gonlum hep seni ariyor neredesin sen?
ben aglarsam aglayip gulersem gulen,
butun dertlerim anlayip gonlumu bilen,
sanki kalbimi bilerek yuzume gulen,
gonlum hep seni ariyor neredesin sen?
sinemde gizli yarami kimse bilmiyor,
hiç bir tabib şu yarama merhem olmuyor,
boynu bükük bir garibim yuzum gulmuyor,
gonlum hep seni ariyor neredesin sen?
Bir duble daha viski koydu bardağına Mirza. ve fondip yaptı.
Hep sen mi ağladın sen mi yandın
Bende gülmedim yalan dünyada
Sen beni gönlünce kutlu mu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Sen ağladın canım ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım boş yere kandım
İrengi gözümde solan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Bilirim sevdiğim kusurun yoktur
Sana karşı benim gayetten çoktur
Felek vurdu dolu üstüme vurdu
Yaşlarım gözüme dolan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı
Garip bülbül gibi feryadım kaldı
Alamadım eyvah muradım kaldı
Ben gidip ellere kalan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Bir duble daha viski koydu bardağına Mirza. ve fondip yaptı.
Yine Bir Laf Duydum Büküldü Belim
Gelenden Geçenden Oy Haber Sorarım
Zahidem Bu Hafta Oluyor Gelin
Zahidem Kurbanım Oy Sallama Beşik
Beni Genç Yaşımda Sen Ettin Aşık
Kadir Mevlam Senden Oy Bir Yar İsterim
Ağ Buğday Benizli Zülfü Dolaşık
Bir duble daha viski koydu bardağına Mirza. ve fondip yaptı.
Mirza içiyor Neşet Ertaş söylüyordu. Büyük saz ustasını hayranlıkla dinliyordu Mirza. Belkide hissetmediği her hissi, hisseden birisini dinlemek iyi geliyordu ona. Neşet Ertaş söyledikçe Mirza içiyordu. Neşet Ertaş'ı dinlerken Mirza uzaklara bakıyordu. Dalıp gidiyordu Neşet Ertaş'ın sesiyle. Neşet Ertaş'ta Mirza 'nın inadına o gece cd'den daha farklı söylüyordu sanki. Mirza içmeye devam ediyordu. Bir şişe viski'yi bitirmişti bile. Gecenin etkisi sabah'a akıyordu. Güneş'in doğuşuna kadar içti Mirza ve koltukta sızmıştı. Sebastian içeriye girdi. Sebastian etrafın dağınıklığına baktı. İki viski şişesi yerde idi. Sigara dumanı yoğundu. Sebastian ''Sexy Ses Mirza Saat kaça kadar içti '' dedi. Makine ise '' Bilmiyorum Sahip San Sebastian Kontrol dışı bıraktı odayı'' dedi. Sebastian ise '' Odayı havalandır sexy ses '' diyerek cevap verdi. Makine ise '' Hemen '' der demez ''Hava sirkülasyonu başlıyor '' dedi. ve bir anda sigara'nın vermiş olduğu o pis koku dağılmıştı. Leyla da odaya girdi. Sebastian leyla ya baktı. Leyla '' Sabah'a kadar içmiş mi ? '' diye sordu. Sebastian ise '' Evet sabah'a kadar içmiş belli '' dedi. Leyla '' neden bu kadar içiyor ki ? '' diye yeniden bir soru sordu. Sebastian ise '' Bilmem. '' diye cevap verdi. Mirza konuşmalara uyanmıştı.
Sebastian : Günaydın. Kanka.
Mirza : Günaydın. Ben bir duş alayım. Sonra konuşuruz.
Sebastian : Kahvaltı yapacak mısın ?
Mirza : Yaparım. Çok Açım.
Sebastian : Neşet Ertaş Dinlerken içki içmek nasıl bir duygu ?
Mirza : Seni ayık kafa ile dinlemek nasıl bir duyguysa öyle.
Sebastian : Çok komiksin gene sabah sabah.
Mirza : Sebastian git Leyla ile odana kapan. Zombileri umursamadan sevişin.
Sebastian : Güzel fikir.
Mirza duş'a girmişti. Ölüm Meleği uyanmış odasında oturuyordu. Sebastian ve diğerleri ise kahvaltı hazırlıyorlardı. Mirza Ölüm Meleği'nin odasına girdi .
Mirza : Müsait misin Ölüm Meleği ?
Ölüm Meleği : Müsaittim. Gel Mirza.
Mirza : Nasılsın ?
Ölüm Meleği : İyi gibiyim.
Mirza : Sen Sebastian'ı iyi tanıyorsun. Sebastian çocuk gibidir.
Ölüm Meleği : Sorun Sebastian değil. Sebastian'ı elbette tanıyorum. Ama bende saygıyı hak ediyorum. Sonuçta biz arkadaşız.
Mirza :Elbette arkadaşız. Her zamanda ne olursa olsun arkadaş kalacağız. Ama ikinizin karakterleri çok yakın. Düşünceleri demiyorum karakterleriniz çok yakın. Sende dediğim dediksin. Oda dediğim dedik. Biraz esnek olmak gerekiyor Zombilerin Dünyası'nda. Çünkü çok fazla saklanılacak yer yok. He tek başına gene ayakta kalırsın. Bende tek başıma ayakta kalırım. Sebastianda tek başına ayakta kalır. Mesele o değil. Mesele gene hep birlikte olmak.
Ölüm Meleği : Ben Alfa-Star'a ait değilim bunu anlamasını istiyorum sadece.
Mirza : Sen nereye aitsin ? Ölüm Meleği.
Ölüm Meleği : Hiç bir yere ait değilim. Hayatta kalmaya çalışıyorum. Etrafımdakileri hayatta tutmaya çalışıyorum. Planlı hareket etmek istiyorum hepsi bu.
Mirza : Planlı hareket etme isteğini kimse yargılayamaz. Fakat madem kendini hiç bir yere ait hissetmiyorsun bir plan yapmak zorundasın. Alfa-Star da yani bizimle kalacaksan bizim hayatımız böyle geçecek. Türkiye'ye saldıranları durdurmak ile. Savaşarak öleceğiz.
Ölüm Meleği : Sorun Türkiye'yi korumak ise Kanım sizlere helal olsun. Ama sorunu göremiyorsunuz ? Aslında sorun bu değil. Zombilerin Dünya'sında artık sınırlar kalmadı. Ülkeler yok olmaya başladı. Artık ülke diye bir şey kalmadı.
Mirza : Yanılıyorsun Ölüm Meleği. Evet sınırlar yok oldu. Ülkeler yok oldu. Fakat Türk diye dünyada bir ırk var. Binlerce yıldır bu var. Bundan sonrada var olacak. Hem Deniz ve Ateş'te burada. Asit'te ada verilecek. Biliyorsun. Elinde çok güzel şeyler olacak. Ama sabretmelisin.
Ölüm Meleği : Ben DxN'i yok etmek için sizinle geldim. Ama siz Adrenalin'in işlerini yapmaktan o kadar meşgul sunuz ki.
Mirza : Konuştuğumuz gibi . DxN i yok edeceğim. Sana söz verdim. Ama her saldırının vakti var. Birlikte DxN'i yok edeceğiz.
Ölüm Meleği : Sen DxN'i yok et. Bende Adrenalin'i yok edeceğim.
Mirza : Eğer ki Adrenalin'i yok edersen. Düşman oluruz Ölüm Meleği farkındasın demi ?
Ölüm Meleği : Farkındayım. Çok iyide farkındayım. Bütün planlarım onları yok etmek uğruna.
Mirza : Sana dost tavsiyesi. Adrenalin'i yok edemezsin Ölüm Meleği.
Ölüm Meleği : Neden ?
Mirza : Her yerde binlerce adamı var. 6 Kıtada adamları var.
Ölüm Meleği : Göreceğiz Mirza. Onları eninde sonunda yok edeceğim. Türkiye Türk Halkınındır. Adrenalin'e ihtiyaç yok.
Mirza : Bu zombiler ve diğer gruplar oldukça Adrenalin'e ihtiyaç var.
Ölüm Meleği : Ne Adrenalin'i size ihtiyaçları var. Sebastian ile Mirza saldırsın.
Mirza : Bir gün karşı karşıya geleceğiz Ölüm Meleği.
Ölüm Meleği : Hangimizden ne kadar giderse Mirza.
Mirza : Ölüm Meleği DxN'i yok edelim tamam. Ama Adrenalin'i yok etmene izin vermeyeceğimi biliyorsun.
Ölüm Meleği : Senden izin almak gibi bir durum söz konusu değil ki.
Mirza : Bu Zombileri başımıza musallat eden DxN. Ve Adrenalin olmasa şimdi bar kapılarında bekçiydik. Bize savaşmayı onlar öğretti. Hayatta nasıl kalacağımız onlar öğretti.
Ölüm Meleği : Bizde karşılığında gençliğimizi verdik. Yıllarımı verdim. 1994 den 2010 a kadar. 16 sene onların bütün pis işlerini yaptım.
Mirza : Ölüm Meleği . Alfa-Star B geliyor. Alfa-Star B ile baş edeceğini sanıyorsan yanılıyorsun.
Ölüm Meleği : Ya onlar benim emrime girerlerse.
Mirza : Ölüm Meleği Onlar Sebastian'ın bile emrine girmezler.
Ölüm Meleği : Göreceğiz geldiklerinde.
Mirza : Görürüz. Peki Terör Örgütü nü yok etmekte bizimle misin ?
Ölüm Meleği : Evet sizinleyim.
Mirza : Güzel hadi yemek yiyelim.
Ölüm Meleği : Bencede.
Sebastian Ölüm Meleği ve Mirza'yı görmüştü. Müge'nin gözleri Mirza'nın üzerindeydi. Sebastian bunu fark etti ve tebessüm etti. Mirza ve Ölüm Meleği yan yana oturdular. Müge ayağa kalktı ve çay kodu Mirza ve Ölüm Meleği'ne. Mirza ve Ölüm Meleği birbirlerine baktılar.
Mirza : Bunu söylemek istemiyorum ama bizim işimiz var. ve buralarda olmayacağız. O yüzden Sebastian sizi bugün köy'e bıraksın.
Leyla : Ama lütfen. Orada yaşamak istemiyoruz. Korkuyoruz biz oradan .
Müge : Evet Mirza Lütfen .
Tayfun : Biz zararsız insanlarız burada kalsak daha iyi. Daha güvendeyiz.
Mirza : Konu kapandı .
Leyla : Sebastian Hani ev senindi ?
Sebastian : Evet ev benim ama Sahibi Mirza'dır. Ben sizi yemekten sonra bırakayım.
Leyla : Lanet olsun sana .
Sebastian : Merak etme iki gün içinde döneceğim .
Leyla : Dönme istemiyorum.
Mirza : Sevgili kavgası duymak istemiyorum.
Leyla : Sen nesin kralmısın ?
Sebastian : Leyla kapat çeneni.
Leyla : Dün gece öyle demiyordun ama.
Sebastian : Dün dünde kaldı Leyla. Eğlendik bitti.
Leyla : Ulan sana kızlığımı verdim ben .
Mirza : Leyla eğer susmaz isen ayağa kalkacağım ve Tayfun'un boynunu kıracağım. Eğer çığlık atmaya başlar ise Müge'ninde boynunu kıracağım. Senide Zombiler'e atacağım.
Sebastian : Sakın tek kelime bile etme. Yapar.
Leyla Mirza'nın bu laflarından sonra yerine oturdu. Bir saat sonra ise Sebastian Leyla Müge ve Tayfun'u köy'e bıraktı. Sebastian döndükten sonra ise Mirza ve Ölüm Meleği ile birlikte hazırlık yaptılar. Hazırlıkları bittiğinde Diyarbakır kalesine doğru bir yol planı çizerek yola çıkmışlardı. Ağır silahları da yanlarına almıştı Sebastian Mirza ve Ölüm Meleği. Araba'nın teyp'inde Neşet Ertaş Çalıyordu. Ölüm Meleği Neşet Ertaş'ın şarkılarına efkarlandıkça efkarlanıyor Sigara üstüne sigara yakıyordu. Ölüm Meleği Sevdiği kız Doktor Deniz'i düşünüp efkarlandığı belliydi. Ankara üzerinden ilerleyerek Kırşehir'e Oradan Kayseri ve Malatyaya oradan da Diyarbakır Çermik'e gelmişlerdi. Diyarbakır da Terör Örgütünün mesken tuttuğu yer Hazro denilen bir köydü. Köyü kale gibi çevirmişlerdi. Ölüm Meleği hiç gelmek istememişti. Çünkü o kızları kurtarıp Adrenalin'e teslim edilecekti. Bir yerden alınacak olan kızlar öbür tarafa teslim edilecekti. Kızlar için hiç bir şey değişmeyecekti. Ölüm Meleği Terör Örgütünün çok iyi organize olduğunu bildiği içinde endişeliydi. Hazro'ya varabilmek için Diyarbakır merkezden geçmeleri gerekiyordu. Dağ yollarından geçerlerse Terör örgütünün döşediği mayınlara yem olabilirlerdi. Diyarbakır Merkez'e doğru Hummer ile gidiyorlardı. Merkez'e vardıklarında kalabalık bir zombi sürüsü ile karşılaştılar. Zombi süresi Hummer'ın dışındaki zombileri görünce saldırmıyordu Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian'a . Kokularını alamıyordu. Yavaş bir şekilde zombilerin arasından geçiyorlardı arabayla.
Zıhlı Siyah camlı Hummer ilerliyordu Diyarbakır sokaklarında. Etrafta sadece boş gezen zombiler vardı. Araba bile yoktu. Bir anda silah sesleri duyulmaya başlandı. Mirza Ölüm Meleği ve Sebastian'ın içinde bulunduğu arabayı kurşun yağıyordu. Kurşun sesleri zombilerin dikkatini çekmişti. Zombiler yavaş yavaş Arabanın etrafını sarmayada başlamışlardı. Arabayı Mirza kullanıyordu.
Mirza : Kurşunların nereden geldiğini görüyor musun ? Sebastian
Sebastian : Evet görüyorum.
Mirza : Alfa-Star Ring
Sebastian : En sevdiğim oyun.
Sebastian ön koltuktan birden arka koltuğa doğru geçti. Roket atarlarını hazırlamaya başladı. Ölüm Meleği ise 47 Aka makinalı tüfeğinin emniyetini açmıştı. Zombiler ise camlara vurmaya başlamışlardı Hummer'ın. Mirza Hummer'ın ön konsolunu açtı ve kırmızı tuş'u yukarı doğru kaldırdı. Arabanın sesi bir anda değişti. Sonra ayaklarının altında olan kırmızı koluda kendine doğru çekti Mirza. Hummer'in sesi iyice değişmişti.
Mirza arka koltuğa doğru baktı. '' Hazır mısın ? Sebastian '' dedi. Sebastian ise ''üçüncü Roket atarıda takayımda öyle başla'' dedi. Mirza ise kafasını salladı tamam dercesine. Sebastian '' hazırım Mirza. Alfa-Star Ring Başlasın ' dedi.
Mirza Arabayı önce ileri doğru hareket ettirdi ve aniden durarak geriye doğru hareket ettirdi. Sonra ise direksiyonu hızlı bir şekilde tam sağ çevirdiği gibi gaz ile frene aynı anda basmaya başladı. Araba kendi etrafında dönüyordu. El Frenini indirdi ve bir anda Mirza o an araba daha da hızlı bir şekilde kendi etrafında 180 derece dönüyordu. Aynı atlı karınca gibi dönüyordu araba. Etrafındaki zombileride süpürüyordu. Sonra ise ayak freni bırakarak bir anda gaza yüklendi ve zombilerin olmadığı tarafa doğru kaçmaya başladı Mirza. Öbür caddeye çıktı Mirza . Ve Sebastian Arabanın Çatısından çıkarak Roket atar'ı kurşunların geldiği yöne doğru ateşledi. Arabanın tavanından hemen indi. Ölüm Meleği Çıktı bu sefer tavandan ve 47 Aka ile ateş etmeye başladı. Aradaki mesafe çoktu. Ama genede Ölüm Meleği caydırıcı olsun diye ateş ediyordu. İkinci Roket atar'ı eline aldı Sebastian ve Ölüm Meleği tavandan aşağıya indi ve Sebastian ikinci Roket'ide o tarafa gönderdi. Üçüncüyü gönderdikten sonra ise tamamen ateş edilen yerden bir ses gelmiyordu. Dağ cayır cayır yanıyordu.
Sebastian : İşte bu kadar.
Mirza : Kesinlikle. İyi işti Sebastian.
Sebastian : Sağol kanka.
Ölüm Meleği : Bu arabalarda böyle bir özellik var mıydı ?
Sebastian : Sen bizim yedi yirmi dört karılarla sikiştiğimizi mi ? sanıyorsun.
Ölüm Meleği : Lanet serseri.
Bir anda bom etti ve hummerın yan tarafından bir forklift girdi. Dev forkliftlerdendi. Mirza Ölüm Meleği ve Sebastian sol tarafa doğru savrulmuşlardı. çarpmanın etkisi ile.forkliftHummer'ı kaldırmaya başladı. Ve Zorlana Zorlana 2 Tonluk aracı kaldırıyordu. Ve Ateş ediyorlardı Hummer'a doğru. Zıhlı hummer'a kurşunlar işlemiyordu. Fakat zombilerin o tarafa doğru gelmelerini sağlıyordu.
Mirza '' Buradan çıkmalıyız. '' dedi. Sebastian : '' Nasıl çıkmayı düşünüyorsun denyo gibi ateş ediyorlar. '' diye cevap verdi. Hummer Dikey olarak kaldırmıştı forklift. Ve forklift bir hamle ile birlikte hummeri ters çevirdi. Hummer'in çatısı asfalta yapışmıştı. forklift ten inen dişleri kapkara iki tane örgüt üyesi gülüyorlardı kendi aralarında. iyice yaklaştılar ve Sebastian ortaya çıkarak ikisini birden vurdu. Gafil avlanmışlardı. Hummer 'ı ters çevirirken Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian çatıdan çıkmışlardı. Zombilerde yavaş yavaş gelmeye başlamışlardı.
Sebastian : Silah alabildiniz mi ?
Mirza : Bende dört tane var. ve arkadan çantayı alabiliyorsak alalım. Kurşunumuz pek yok.
Sebastian : Çantayı aldım ben. Ölüm Meleği ? Sen
Ölüm Meleği : Bir tane 47 aka var bir tanede tabanca.
Sebastian : Tamam o zaman kaçalım şu tarafa doğru. Şu zombilerden kurtulalımda sonra düşünürüz ne yapacağımızı.
Mirza : Aynen. Koşun beyler.
Toplanmış binlerce Zombi Üzerlerine doğru geliyorlardı. Mirza Ölüm Meleği ve Sebastian ateş ederek geri geri çekiliyorlardı. Önlerinde yüzlerce zombi vardı. Ve onlar hem geri çekiliyor hemde ateş ediyorlardı. Her taraftan zombi çıkıyordu. Etrafları tamamen zombiler ile doluydu. Sırt sırta vermişlerdi. Zombilerin çok olduğu tarafta Ölüm Meleği ve Sebastian ateş ediyor. Mirza ise geri çekildikleri taraftaki zombileri etkisiz hale getirmeye çalışıyordu. Kurşunları azalmıştı artık. Ama zombiler hala üstlerine doğru geliyorlardı. Mirza sırtında duran iki samuray kılıcını çıkartı. Silahlarını ise Ölüm Meleği ve Sebastian'a verdi. Sebastian '' Napıyorsun Sen Saçmala Mirza '' diye bağırdı. Mirza umursamadan ''en iyi yaptığım şeyi yapıyorum'' dedi ve zombilerin üzerine doğru kılıçları ile birlikte saldırdı. Zombilerin kafalarını kopartıyordu Mirza kılıçla. Mirza kılıçları o kadar hızlı kullanıyordu ki zombiler ne olup bittiğini anlamadan kafaları gövdelerinden ayrılıyordu.
Zombilerin üzerlerine geliyor ve kafalarını gövdelerinden ayırıyordu. Sebastian geri geri çekilirken el bombalarını kullanmaya başlamıştı.
Sebastian : Ulan napacağız. Bu amına koyduğumun şehrinde lağım kanallarıda yok.
Ölüm Meleği : Savaşıcaz Sebastian.
Sebastian : Savaşıcaz da. Nereye kadar.
Ölüm Meleği : Siz demiyor muydunuz ? Beyefendi beyefendi diye. Gelsin de kurtarsın şimdi Beyefendi bizi.
Sebastian : Tartışmanın sırası değil.
Ölüm Meleği : Tam sırası hemde.
Sebastian : Mirza ne durumdasın
Mirza : Ölmemeye çalışıyorum.
Zombiler ara sokaklardan bile çıkıyorlardı. Zombilerin içlerinde 5 yaşında çocuklarda vardı 60 yaşında insanlarda. Zombiler hala geliyorlardı. Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian ise geri çekilmekten başka bir çareleri yoktu. Kurşunları tamamen bitmişti. Mirza kılıçlarından tekini Sebastian'a vermişti. Ölüm Meleği'de makinalı tüfeği sopa gibi savuruyor ve kendini koruyordu. Zombiler üzerlerine gelmeye devam ediyorlardı. Köşeye sıkışmışlardı artık. Mirza '' Sebastian şu arkadaki evin kapısını kırın !! ' dedi. Sebastian ise kılıcı Mirza'ya verdi Ölüm Meleği be Sebastian kapıyı kırmaya çalışırlarken Mirza ise tek başına Zombilerle karşı koymaya çalışıyordu. Zombiler o kadar çok yaklaşmışlardı ki. Ağızlarını kocaman açıp Mirza'dan bir parça alabilmek için hamle yapmaya başlamışlardı bile. Çelik Kapıyı bütün güçleri ile zorluyorlardı Sebastian ve Ölüm Meleği. Kapı bir anda içeriden açıldı. Hızlıca içeriye girdiler. Mirza da arkalarından girdi içeriye ve kapıyı kapattılar. Zombiler ise kapıyı yumrukluyorlardı.. İçeriye baktılar. Gözlüklü 40 yaşlarında kapıyı açan Ramazan ve ellerinde ağır silahla donanmış olan 15 kişilik bir grup görmüşlerdi karşılarında. Kızların olduğu çocukların olduğu ve yetişkinlerin olduğu bir gruptu bu.
Ramazan : Hoş geldiniz. Hayatta kalanları kurtarmak için mi ? buradasınız.
Mirza : Hayır.
Ramazan : Ne için geldiniz.
Mirza : Diyarbakır kalesini ele geçirmeye.
Ramazan : Bizde sizi askeri üniformalı görünce sandık ki ?
Sebastian : Sandınız ki bir askeri birlik geldi ve hepimiz kurtulacağız.
Ramazan : Aynen.
Ölüm Meleği : Burası neresi ?
Ramazan : Burası Diyarbakır Çevik Kuvvet Polis İstasyonu.
Sebastian : Bundan daha iyi bir haber veremezdin. Ama kapıda panzer yoktu.
Ramazan : Panzerler arka tarafta.
Ölüm Meleği : Kaç gündür buradasınız ?
Ramazan : Yaklaşık virüs diyarbakır'a geldiğinden beri.
Ölüm Meleği : Ne kadar oldu ?
Ramazan : 4 ay kadar.
Ölüm Meleği : Burada ne yiyorsunuz ?
Ramazan : Mahsendeki konserveleri.
Sebastian : Her gün konserve yemek ..
Ramazan : Kesinlikle.
Ölüm Meleği : Grubunu tanıtır mısın ?
Ramazan : Tabi.
Ramazan tek tek tanıştırdı. Grubunu. 4 tane yetişkine erkek. 2 tane yetişkin kadın. ve genç kızlar ile genç erkekler in çok olduğu 3 tane de çocuğun olduğu bir gruptu.
Mirza : Ramazan Bey. Silahlar ne tarafta ? Bize silah lazım ..
Sait : Ne silah'ı sizi daha yeni tanıdık. Napcaksınız silahları ( Mirza'nın üzerine silah'ını doğrultu )
Mirza : Sen adam öldürmeyi oyun mu sanıyorsun ? Mezar taşlarını koyun mu sanıyorsun Evlat. İndir o silah'ı
Ramazan : Sait indir o silahını.
Sait : Ama baba.
Ramazan : İndir o silah'ını.
Sebastian : Sait amerikan filminde değiliz. Silah'a ihtiyacımız var alıp gideceğiz. Sonra sizide buradan çıkartırız.
Sait : Baba bunlara mı ? Güveneceksin.
Ramazan : Başka seçeneğimiz var mı ? Sait
Sait : Yok sanırım.
Ramazan : Diyarbakır kalesi terör örgütünün elinde. Etrafta ne kadar kadın kız varsa topladılar.
Ölüm Meleği : Buradaki kızlar nedir ?
Ramazan : Biz saklandık. Virüs gelmeden yaptılar zaten. İstanbul düştüğü an bu operasyonu gerçekleştirdiler. Burada bir tane asker kalmadı çünkü Zombilerle karşılaştınız bir tane asker üniformalı var mıydı ?
Ölüm Meleği : Haklısın.
Mirza : Ben silahlığa iniyorum. silahlıkta işimize yarayacak üç dört tane silah ve cephane alıp buradan gideceğiz. Ramazan. Sonra Sebastian'ın dediği gibi sizi kurtarmaya geleceğiz. Anlaştık mı ?
Ramazan : Anlaştık.
Mirza Sebastian ve Ölüm Meleği Geceyi orada geçirdiler. Saat 02:00 de uyanıp yanlarına aldıkları silahlar ile birlikte panzerlerden tekini alıp arka kapıdan çıktılar. Hazro'ya doğru yola koyuldular.
Sebastian : Nasıl gireceğiz içeri ? Adamlar çok organize.
Mirza : Girebilirsek gireriz. Deneyeceğiz.
Ölüm Meleği : Cehennem burası.
Mirza : Yok cehennem daha kötüdür buradan.
Sebastian Mirza ve Ölüm Meleği Darköprüden geçerek Hazro ya yaklaşmışlardı. Mirza cebinden çıkardığı sigarayı yaktı. Derin bir nefes aldı.
Sebastian : Ne o son kez sigara içer gibi içiyorsun ?
Mirza : Belkide öyledir.
Ölüm Meleği : Vazgeçelim. Zararın neresinden dönersek kardır.
Mirza : Hayır. Zararın neresinden dönersek dönelim DÖNEKSİNDİR ..
Ölüm Meleği : Bütün örgüt burada. Üç kişiyle mi ele geçireceğiz burayı.
Mirza : Gerekir ise kendim ele geçireceğim.
Sebastian : İçimde kötü bir his var. Tekrar deneriz kanka. Hiç bir şey ispatlamak zorunda değiliz.
Mirza : Dediğim gibi gerekir ise kendim ele geçireceğim.
Sebastian : Kanım bu ülkeye helal olsun. Senle savaşmaktan da onur ve gurur duyuyorum. Ama Mirza sana bir şey olur ise bu ülkeyi yıkarım. Adrenalin ve Beyefendide dahil.
Mirza : Kötüye bir şey olmaz Sebo. İyiyi de Allah korur.
Sebastian : Lanet serseri piç.
Mirza : Planımız Alfa-Star Ricat.
Sebastian : Lanet serseri Asla olmaz.
Mirza : Olur.
Ölüm Meleği : O ne demek . Kendi kafanıza göre Alfa-Star Sikiş , Alfa Star Öpüş gibi şeyler diyorsunuz hepimiz Alfa-Star değiliz.
Mirza : Alfa-Star Ricat. Sebastian anlatırsın.
Mirza Ölüm Meleği ve Sebastian panzer ile birlikte Darköprüden yukarı doğru Hazroya yakın bir yerde park etti. Ağaçlık ve ormanlık bir alandı. İlerlediler. Mirza en önden gidiyordu. Mirza ağaçların arasından geçiyordu. Diyarbakır kalesini gördü. Bir sansar gibi ilerledi. Bir ses duydu Mirza ve yavaşladı. Adımlarını yavaş yavaş atıyordu. Arkadan ensesine doğru silah'ın dipçiği ile bir darbe aldı Mirza ve yere düştü. Mirza'yı terör örgütü yakalamıştı. Liderleri olan çocuk '' Alın bunu Önderliğe götürün '' dedi. Mirza'nın iri cüssesini beş adam zor taşıyordu. Mirza'yı Diyarbakır kalesi içine getirmişlerdi. Üstüne bir kova su dökerek uyandırmışlardı. Ve elleri bağlı diz çöktürmüşlerdi.
Kara Yılan : Mirza Senmisin ?
Mirza : Evet benim.
Kara Yılan : Nasıl olur da İsmi Mirza olan biri kendi halkına ihanet eder.
Mirza : Ben senin halkından değilim. Mirza kelimesi farsçadır. Kürtçe değil.
Kara Yılan : Amad ( Diyarbakır ) Kalesine hangi cesaretle saldırmaya geldin ? Hemde tek başına. Ulan sana dansöz kıyafeti giydirir oynatırım burada.
Mirza : Çok korktum aman ha. Başınız nerede onla konuşurum yalnızca ben.
Kara Yılan : Sen kimsin ki köpek. Önderlikle konuşurmuş sadece.
Mirza : Bu '' Sen kimsin '' lafları fazla demode oldu. Her gittiğim yerde en az iki kere duyuyorum.
Kara Yılan : Halkımızı yüzlerce sene senin devletin sömürdü.
Mirza : Sizi herkes sömürdü. Sadece biz mi ? Bizanslılar Romalılar. Karaman Beyliği. Sizi sömürmeyen var mı ?
Kara Yılan : Artık Halkımızındır vakit.
Mirza : Senelerce Kürdistan diyip durdunuz. Gene kuramadınız Kürdistanı. Bir avuç zombiyi diyarbakır sokaklarına dökerek mi ? Kuracaksınız Kürdistanı ?
Kara Yılan : Kes Sesini Ajan.. ( Yumruk Attı Mirza'ya )
Mirza : Kendimi Kurtlar Vadisin de gibi hissettim.
Kara Yılan : Gün intikam günüdür Mirza.
Mirza : Kesinlikle Bende bu anı bekliyordum Kara Yılan. Çünkü her defasında Adrenalin'in elinden Kürt çocuklarını siper ederek kaçtın. Artık avucumun içindesin.
Kara Yılan : Kim kimin avucunda Mirza ..
Mirza bir arkadan bağlı ellerini çözdü. Yanında duran adamın direk boynunu kırdı ve adamın elinde bulunan keleş ile birlikte etrafa ateş etmeye başladı. Mirza'ya ateş etmeye çalışanlar Ölmüş adamın vücuduna ateş ediyorlardı. Mirza etrafı tararken. Sebastian ve Ölüm Meleği'de geldi. Terör örgütünün kalesi Diyarbakır daki bütün terör örgütü üyelerini yok ediyorlardı. Zaten Mirza Örgütü oyalarken Sebastian ve Ölüm Meleği fırsattan istifade ederek dışarıdaki bütün korumaları tek tek avlamışlardı. Diyarbakır kalesini huzura kavuşturmuşlardı. Kara Yılan'ı ise Diyarbakır merkez'e götürüp zombilerin arasına attılar. Mirza ve Sebastian'ın verdiği söz üzerine Diyarbakır Merkez'e giden Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian Ramazan ve yanındakileri kurtarmak için harekete geçmişlerdi.
Cevik kuvvet Polis istasyonuna gene arka kapıdan girdiler. Ama bu sefer etraf sessizdi. Bu duruma kimse anlam verememişti. Birden bir zombi Sebastian'ın boynunu ısırmak için hamle yaptı. Sebastian ani gelen zombi saldırısı yüzünden yere düşmüştü. Mirza Zombinin boynunu kırdı. Sebastian'ı ayağa kaldırdı Mirza. O sırada bütün herkes Ramazanda dahil zombi olmuş Mirza Sebastian ve Ölüm Meleği'nin üzerine doğru gelmeye başlamışlardı. Sebastian ben hallederim dedi ve tek tek hepsinin kafasına sıktı. Gene arka kapıdan dışarıya doğru çıktılar.
Mirza : Way be Ramazan ve ekibine bak hepsi zombi olmuş. Hangi ara olmuşlar zombi arkadaş.
Sebastian : Allah rahmet eylesin hepsinden. Hayatımızı kurtardılar.
Ölüm Meleği : Kesinlikle katılıyorum.
Derken silah sesi duyuldu ve Ölüm Meleği birden yere düşerken Mirza yakaladı. Ölüm Meleği Sırtından giren üç kurşun ile yere düşmüştü. Sebastian ateş edene doğru koşarken Ölüm Meleği'nin yavaşça yere doğru koydu Mirza ve Elini tutuyordu.
Ölüm Meleği : Bana söz ver..
Mirza : Ne sözü Ölüm Meleği..
Ölüm Meleği : Ateş 'i Asit'i Tuncay'ı ve Doktor Deniz'i koruyacaksın
Mirza : Saçmalamam. Sen İyileşeceksin..
Sebastian : O silah ile ateş eden Saitmiş. Öldürdüm kahpe çocuğunu.. Örgüt'ü yok etmemize içerlemiş.. Babasıda ne kadar iyi bir insandı..
Mirza : Ölüm Meleği Ölüyor Sebastian !
Sebastian : Lanet olsun...