Ceren arabanın ön koltuğunda oturmuş. Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian ile tekrar veda hazırlığındaydı.
Sebastian : Bizimle gelmiyor musun ?
Ölüm Meleği : Tekrardan birbirimizi öldürmek istemeyiz değil mi ? Yok Tuzla'ya gidiyorum.
Sebastian : Sen bilirsin. Kapımız her zaman açık.
Ölüm Meleği : Bu işlerin hepsini bıraktığınız an. Güzel bir ada'da sizleri bekliyor olacağım.
Sebastian : Bizde geliriz demi Mirza. Zaten bizde artık bırakmayı düşünüyoruz. Sıkıldık.
Mirza : Sen ekibi topla Ölüm Meleği. Bizde gelebiliriz ada'ya sorun olmaz.
Ölüm Meleği : Anlaştık o zaman.
Mirza : Anlaşma Anlaşmadır.
Ölüm Meleği arabasına atlayıp sağ tarafa doğru giderken. Mirza ve Sebastian ise motorları ile birlikte kasklarını takarak sol tarafa doğru gitmeye başlamışlardı. Bir saat sonra Ölüm Meleği Tuzla'ya yaklaşmıştı. Sahil yolundan gidiyordu. Cemre kolundaki ısırığı Ölüm Meleği'ne gösterdi. Ölüm Meleği ısırığa baktıktan sonra arabayı durdurdu. Cemre masum gözleri ile '' Zombi olmak istemiyorum lütfen beni öldür '' dedi. Ölüm Meleği Cemre'ye dışarı çıkmasını söyledi. Cemre ağlaya ağlaya dışarı çıkmıştı. Cemre deniz kenarına doğru yürüdü. Ölüm Meleği Arabanın camını açtı ve silah'ını Cemre'ye doğrultarak nişan aldı. Cemre ağlıyordu. Cemre gözlerini kapatmış. Ölüm Meleği'nin onu vuracağını düşünüp ağlıyordu. Gözlerini sıkıca kapatmıştı. Ölüm Meleği arabayı patinaj yaptırarak kaldırmış ve hızlıca oradan uzaklaşmıştı. Cemre '' Beni Öldürmen Gerekirdi Ölüm Meleği '' diye arkasından bağırdı. Küfretti. '' Zombi olmak istemiyorum'' diye bütün sahil'i inletmişti. Cemre'nin sesini duyan bir kaç zombi Ara sokaklardan Cemre'ye doğru gelmeye başladılar. Cemre ise '' Küfrederek Gelin Orospu Çocukları. Gelin Isırın Her yerimi ısırın yok edin ki beni sizin gibi zombi olmayayım ben diyerek zombilere doğru koşmaya başladı.
O Sırada Giresun Adası :
Şaman : Biliyorum oğlum. Puma Kolera ve Tuğçe.. Tuğçe dediklerinden çok daha güzelsin. Seni oğluma ayırıyorum. Oğlumunsun bundan sonra. Bana torun verirsiniz. Puma ve Kolera bu akşam adamlarımı eğlendireceksiniz. Tanrınızın en kıdemli meleğinin adını taşıyan Cebrail burada mı ? Hakan hangisi o ?
Hasan : Şu baba..
Cebrail : Tanrı değil. Bizim Tanrımız Yok !! Allah'ımız var.
Şaman : Bu gece ziyafet var. Bu gece menüde Cebrail var.
Cebrail : Yemezsen şerefsizsin.
Şaman : Söylemeyi unuttum. Canlı canlı pişiririz biz insanı. Eti o zaman daha güzel oluyor.
Asit : Bırak adamlarımı beni al.
Şaman : Seni en son öldüreceğim Asit. Adamlarının hepsini öldürmem bittikten sonra. Hepsini gözünün önünde tek tek öldüreceğim.
Asit : Sana yemin ediyorum beni 48 saat içinde öldür. Öldürmezsen seni ellerimle öldüreceğim.
Şaman : Nasıl yapacakmışsın bunu.
Asit Bileğindeki saati çıkartı ve koordinatlı bir şekilde düğmelerine basmaya başladı.
Asit : Görürsün Şaman. Kim As Kim Papaz. Kim Bacak. Kimi bu tarih yazacak !
Şaman : Görüşürüz Asit. Puma yı ve Kolera yı da alın. Güzelce giydirin. Dikkatli olun kaçmasınlar. Elleri ve ayakları bağlı şekilde getirin. Tedbiri elden bırakmayın. Onlar bizi hafife aldılar ama biz onların düştüğü hataya düşmeyelim. Hakan sende git enerji iğnelerini ol bayadır olmuyorsundur. Kan iğnelerini de ol.
Hakan : Aynen baba. Doğru diyorsun.
Şaman : Başka bunların içinden almak istediğin var mı ? Faydalı olurlar mı ?
Hakan : Yok baba. hepsi kuru kafa bunların. Yiyelim gitsin. Adamlar eğlensin Kolera ve Pumayı da öldürebiliriz. Fark etmez. Ama Tuğçe'mden çocuğum olmasını istiyorum.
Asit : Şerefsizlik yapmayın lan. Öldürecekseniz adam gibi öldürün.
Şaman : Asit yalvarmayacak mısın bana ? Merhametim vardır Senin gibiler içinde. Emrime girmek istermisin ? Sanada bu akşam bir tören hazırlayabilirim ?
Asit : Şaman Elinden geleni ardına koyma. ve şunu bilki Şaman senin kuru kafanı ateş'in içinde yakacağım ! Cebrail Ahirette görüşürüz kardeşim.
Cebrail : Sizi tanıdığım ve sizinle savaştığım için onur duydum. Sizin için ölürüm komutanım.
Asit : Hakkım helaldir.
Cebrail : Benden yana da helaldir.
O Sırada Tuzla Asit'in Evi Kontrol Bilgisayar'ı : Lütfen Dikkat Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
Dikkat !! Asit'in başı dertte sinyalin kesildiği yer Giresun Adası Saat : 15 : 14
DxN Üstü Marmara Açıkları : O an ..
Doktor Deniz : Acil durum.
Judas : Nedir acil olan.
Doktor Deniz : Asit ve Ekibi yakalanmış. Hemen bir ekip çıkartmamız lazım.
Judas : Yakalandılarsa kendi aptallıklarına yakalandılar.
Doktor Deniz : Judas bu adamlar bizler için savaşıyor.
Judas : Bize adam mı yok. Bir Asit gelir diğeri gider. Şimdi beni meşgul etme !
Doktor Deniz : Sen müdahale etmezsen ben ederim ! Seni şerefsiz !
Judas : Nöbetçiler .. Doktor Deniz 'i görevinden alıyorum. Artık burada hiç bir vasfı yok. Kapatın bir yere. Sonra Adrenalinden birilerine teslim edersiniz bir kaç içinde. Belki hücrede aklı başına gelirde benden özür dileyip hatasını anlar.
Asker : Emredersiniz.
Doktor Deniz : Seni kendi ellerimle öldüreceğim Judas.
Tuzla Asit'in Evi Kontrol Bilgisayar'ı
Karga : Komutanım. Asit'in yakalandığı bilgisi iletilmişti. Komutanımızdan haber geldi. Sinop Limanında buluşuyoruz bu sabah. Sadece büyük bir konteyner gemisi istiyorlar bizden. Tuzla tersanesinde olabileceğini söylediler.
Asbest : Tamamdır Karga. Diğerlerine de haber ver. Hemen harekete geçiyoruz.
Karga : Ölüm Meleği 'de geliyor.
Asbest : Süper bir haber bu.
10 dakika sonra
Ölüm Meleği : Asit'te ne oldu ?
Asbest : Komutanım. Giresun Ada'sında pusuya düştü.
Ölüm Meleği : Kimler tarafından ?
Asbest : Bilmiyoruz Efendim.
Ölüm Meleği : Mirza ve Sebastian'a haber verdiniz mi ?
Karga : Evet komutanım. Verdik. Geliyorlar.
Ölüm Meleği : Başka kimler destek verecek bize ?
Karga : Komutanım. Yarın Sabah Mirza ve Sebastian Komutanlarımız büyük bir kargo gemisi bekliyorlar. Başkada bizim ekibimizdeki askerler var. Onlarda bizimle olacaklar.
Ölüm Meleği : Anlaşıldı. Güzel. Ateş'in durumu nedir ?
Karga : Ateş'e haber verilmedi Komutanım.
Ölüm Meleği : Asbest Karga hazırlanın Ateş'e doğru gidiyoruz.
Karga : Emredersiniz komutanım.
Asbest : Emredersiniz Komutanım.
Ölüm Meleği , Karga ve Asbest araba ile Ateş'in bulunduğu Adrenalin üssüne doğru yola koyuldu. Sahil yolundan gitmelerini istedi askerlere Ölüm Meleği. Yolu uzatmaktan başka bir şey değildi. Ama Karga emre itaat etti. Arabayı sahil yolunda doğru sürdü. Bütün vücudu parçalanmış ve ayaklarının tamamı yenmiş Cemre zombiye dönmüştü. Ölüm Meleği askerlerine dur emrini verdi. Askerler anlamamıştı. Arabayı durdurdu Karga. Ve Ölüm Meleği cam'ı açtığı gibi zombilerin arasındaki Cemre'yi vurdu. Ölüm Meleği devam et Karga derken Arabanın cam'ını kapatıyordu.
Ölüm Meleği gözlerini kapatmıştı. O sırada Asbest'in '' Geldik '' sesi ile gözlerini açtı. Kapıya geldiklerinde arabanın kaputundaki kocaman Adrenalin yazısı üsse yaklaşmalarına izin verilmesine yetmişti. Kapılar açılmamıştı. Dışarıda bekliyorlardı. '' Arabadan inin '' diye bir emir geldi. Arabadan indiler. Sonra ise içeriden çıkan 5 kişilik kar maskeli Adrenalin Askerleri Ölüm Meleği , Karga ve Asbest'in silahlarını alarak içeriye aldılar. Adrenalin üniformalı Ölüm Meleği'ne bütün askerler hürmet ediyordu.
Ali Arda : Komutanım hoş geldiniz.
Ölüm Meleği : Ateş ile konuşmaya geldim.
Ali Arda : Emredersiniz komutanım.
10 dakika sonra Askeri karakol diye sayılabilecek üssün içindeki binadan Ateş çıktı. Ateş şaşkın bir şekilde Ölüm Meleği'ne doğru yürüdü.. Gözlerine inanamıyordu. Geldi ve sarıldı Ateş Abisine. Ateş'in gözleri dolmuştu. Ölüm Meleği'ninde gözleri dolmuştu.
Ateş : Senin öldüğüne asla inanmamıştım zaten.
Ölüm Meleği : Biliyorum kardeşim.
Ateş : Seni çok özledim.
Ölüm Meleği : Bende seni özledim.
Ateş : Seni kaybetmek çok zordu. Tekrar döndüm geriye ama hiç bir iz yoktu. Nasıl olduda kurtuldun ?
Ölüm Meleği : Uzun hikaye. Sonra anlatırım.
Ateş : Öğleden sonra yapacak hiç bir şeyim yok. Seni dinleyebilirim Abi.
Ölüm Meleği : O kadar vaktimiz yok Ateş.
Ateş : Tamam kısa konuşalım. Ofis'imde.
Ölüm Meleği : Peki hadi bakalım.
Ölüm Meleği ve Ateş yürüdüler. Asbest ve Karga Ali Arda ile birlikte orada kaldı. Ateş ofisindeki dolabından viski ve iki bardak çıkartı. Viskinin kapağını açtı ve iki bardak viski koydu tekini abisine uzattı.
Ateş : Şimdi dinliyorum Abi. Nerelerdeydin.
Ölüm Meleği : Mirza ve Sebastian ile birlikteydim.
Ateş : Bunca zaman bizi burada üzmenin sebebi Mirza ve Sebastian öylemi ?
Ölüm Meleği : Üzmemin sebebi o değil. Benden uzak durursanız daha iyi hayatlarınızın olacağını düşünmemdi. Evet onlarla gittim. Bazen sevdiğin insanları korumanın tek yolu onlardan uzak durmaktır.
Ateş : Senden ayrı nasıl iyi olabileceğimizi düşündün ki ? bu çok saçma abi.
Ölüm Meleği : İnan bana değil Ateş. Hiçte saçma değil. Berna dan gözün başka hiç bir şeyi görmüyordu. Kendi başına ayakta durmayı öğrenmen gerekiyordu.
Ateş : Kendi başıma ayakta durmayı öğrendim Abi. Çok uzun zaman oldu bunu öğrendiğim hemde.
Ölüm Meleği : Güzel. Asit'in başı dertte.
Ateş : Ne oldu Asit'e ?
Ölüm Meleği : Giresun Ada'sında yakalanmış.Bunu halletmemiz gerekiyor.
Ateş : Tamam ekip hazırsa gidelim. Doktor Bey ile görüşmem lazım.
Ölüm Meleği : Ne ekibi ?
Ateş : Ölümlerine sebep olduğumuz ekip.
Ölüm Meleği : Anlamıyorum.
Ateş : Cumali. Sansar. Ferit. Mustafa.
Ölüm Meleği : Ateş sen ne yaptın ?
Ateş : Ne yapmışım.
Ölüm Meleği : Ölü olan ölü kalmalıdır Ateş. Klonlayarak kendimizi kandırırız sadece.
Ateş : Hepsinde senden bir parça var diye tamam dedim bende.
Ölüm Meleği : Yarın sinop limanında görüşüyoruz o zaman. Mirza ve Sebastian'da geliyor bizimle.
Ateş : Bir onlar eksikti.
Ölüm Meleği : Onlar benimle birlikte ve sorun istemiyorum Ateş. Sakın.
Ateş : Onlar bize saldırmazlar ve sorun çıkarmazlarsa sorun çıkmaz Abi.
Ölüm Meleği : Bu konuda çok ciddiyim Ateş. Onlara karşı kinini gözlerinden görebiliyorum. Sen benim kardeşimsin sonuçta.
Ateş : Ben senin kardeşin isem Abi. Bana kardeşimmişim gibi davran. O iki kendilerini rambo sanan askerlerle gitmene mi ? Yanayım. Onlar için beni terk etmene hatta ve hatta öldü süsü vermene mi yanayım ? Hangi birine yanayım ben ?
Ölüm Meleği : Hiç birine yanmana gerek yok. Artık birlikteyiz.
Ateş : Bunu en son dediğinden dört gün sonra kendine öldü süsü verdin.
Ölüm Meleği : Artık kapat bu konuyu.
Ateş : Benim artık koca bir ordum var.
Ölüm Meleği : Ne yapayım ? Bizde de Mirza var.
Ateş : Zaten her zaman Mirza'da Mirza. Sebastian 'da Sebastian. Sen hiç bize güvenmedin ki.
Ölüm Meleği : Sana her zaman güvendim. Sana güvenmesem seni buraya göndermezdim.
Ateş : Sen neden bizimle gelmedin ?
Ölüm Meleği : Gelemezdim. Anlamıyor musun ? Gelemezdim.
Ateş : Mirza ve Sebastian bizimle gelmek istemediklerinden dolayı gelmedin. Tercihini o ikisi tarafından yaptığın için gelmedin. Bir gün Mirza ve Sebastian'a meydan okuyacağım. Hangimiz daha iyi bir asker sana bunu ispat edeceğim.
Ölüm Meleği : Sakın. Nasıl dövüştükleri hakkında hiç bir fikrin yok.
Ateş : Nasıl dövüşüyorlarmış ki ?
Ölüm Meleği : Mirza çok hızlı ve teknik bakımından gördüğüm en iyi dövüşçü aynı zamanda güçlüde. Sebastian ise çok kurnaz dövüşüyor. Çok zeki ve çevik. Mirza kadarda teknik ve güçlü. Ama Sebastian biraz daha güçsüz gözüküyor insanlara karşı. Oda bir strateji Ateş.
Ateş : Ne olursa olsun. Beni abimden ayırdılar.
Ölüm Meleği : Seni hiç kimse hiç bir şeyden ayırmadı. Kafanda paranoyaklık yapma Ateş.
Ateş : Yapmıyorum.
Ölüm Meleği : Bu konu bir daha açılmamak üzere kapandı Ateş. Bana söz ver.
Ateş : Peki Abi her zaman onlar değerli oldu senin için. Söz veriyorum sana. Onlarla savaşmayacağım.
Ölüm Meleği : Sana inanıyorum Ateş. Böylesi inan bana ikimiz içinde daha iyi. Seni korumaya çalışıyorum.
Ateş : Beni korumana gerek yok. Benim yanımda olman yeterli.
Ölüm Meleği : Zaten yanındayım. Ateş.
Ateş : Söz ver o zaman bana. Her zaman her ne olursa olsun yanımda olacağına dair. Sen benden söz aldın bende senden söz istiyorum.
Ölüm Meleği : Söz veriyorum Ateş. Bu söze ihtiyacın yok. Seni her zaman korudum kolladım ben.
Ateş : Biliyorum. Ama duymak istedim.
Ölüm Meleği : Mustafa'yı Sansar'ı Ferit'i ve Cumali'yi neden tekrar klonlattın ?
Ateş : Ben istemeden doktor bey zaten yapmış.
Ölüm Meleği : Lanet olsun.
Kapı birden açıldı ve Doktor içeri girdi.
Ateş : Doktor Bey
Doktor Bey : Ateş. Siz'de Ölüm Meleği olmalısınız.
Ölüm Meleği : Evet Benim. Memnun oldum Doktor bey.
Doktor Bey : Bende Memnun oldum.
Ateş : Doktor Bey Mustafa Sansar Ferit ve Cumali'nin durumu nedir ?
Doktor Bey : Bir kaç güne kadar hazırlar.
Ölüm Meleği : Neden böyle bir şey yaptınız Doktor Bey ? Ölü Olan ölü kalmalıdır.
Doktor Bey : Onlar senin askerlerindi. Ve iyi eğitimlilerdi. Sıfırdan bir model olmadan Klonlamak gerçekten de çok zor ve zahmetli bir iş.
Ölüm Meleği : Öldüklerini hatırlamayacaklar mı ?
Doktor Bey : Hayır son aldığımız kan'a kadar'ını hatırlayacaklar.
Ateş : Aslında senin kan'ınında vardı bizde fakat klonlanamıyor.
Ölüm Meleği : Neden ?
Doktor Bey : Sadece Rh (-) AB kanında bulunan bir DNA dizilişinden dolayı seni Mirza'yı ve Sebastian'ıda klonlamamız mümkün değil. Hatta Ateş'ide klonlamamız mümkün değil. 100 binde bir görülen bir şey. Zaten kardeşlerde gözükmesi Normal.
Ölüm Meleği : Buna sevineyim mi ? Üzüleyim mi ? Bilemedim şimdi.
Ateş : Ben duyduğumda üzülmüştüm.
Doktor Bey : Endişenizi anlıyorum ama kendiniz görmek istermisiniz Mustafa-Sansar Cumali ve Ferit'i ?
Ölüm Meleği : Evet isterim. Ama fazla vaktim yok. Yarın Sabah Sinop'ta olmam lazım.
Doktor Bey : Anlıyorum. Helikopter ile gidersiniz.
Ölüm Meleği : Güzel olur. Böyle bir iyilikte karşılıksız kalmaz.
Doktor Bey : Karşılık beklemeden yaptığımız için hiç şekilde sorun yok.
Ölüm Meleği : Teşekkür ederim.
Doktor Bey : Lütfen gidelim.
Doktor Bey , Ölüm Meleği ve Ateş yürümeye başladılar. üssün ana giriş kapısından girerek metrelerce aşağıya inen asansöre bindiler ve zemin katına indiler. Asansör'ün aşağıya inmesi bile on dakikadan fazla sürmüştü. Ölüm Meleği çok heyecanlıydı. Sonunda gelmişlerdi. Kapının önünde bekliyorlardı.
Doktor Bey : Sizi uyarıyım. Zombiler'in geldiğini biliyorlar ama hapishanede yaşadıkları hakkında en ufak bilgileri yok. Simülasyon ile savaştılar zombiler ile. Tüm hatırladıkları bunlar. Hapishanede yaşadıkları hakkında hiç bir bilgileri yok.
Ölüm Meleği : Anlıyorum. Benle ne zaman ayrıldılar.
Doktor Bey : Bir patlama sonucu onlar hastaneye kaldırdın ve sen görevine devam ettin. Yada yaşantına. Onlarda öyle sanıyor. Aynı zamanda klon olabilirler fakat ruhları var. Bir anne ve Baba ile dünyaya geldiler. Yapay hiç bir şey yok.
Ölüm Meleği : Peki.
Ölüm Meleği kapıdan içeriye girdi. Mustafa , Sansar , Ferit ve Cumali Ölüm Meleği'ni görür görmez yataktan fırladılar. ve hepsi hazır ola geçti. Ölüm Meleği şaşırmıştı. Çünkü Mustafa arkadaşıydı sadece. Hepsi hazır olda bekliyorlardı. Ölüm Meleği gözlerine inanamadı. Kaybettiği silah arkadaşları karşısında ve gerçektiler. Ölüm Meleği hepsine tek tek uzun uzun sarıldı. Gözleri dolmuştu. Ağlamaklıydı. Mustafa , Ferit Sansar ve Cumali bir anlam verememişlerdi bu duruma. Ama genede Ölüm Meleği'ne onlarda sarıldı.
Ölüm Meleği : Nasılsınız ?
Sansar : Komutanım Hoş geldiniz. Yerime bir çavuş bulmadıysanız sizinle tekrardan savaşmak istiyorum. Sizin askeriniz olmak benim için şeref.
Ferit : Emredin Komutanım. Sizinleyiz.
Cumali : Emredin Komutanım.
Mustafa : Emredin Komutanım.
Ölüm Meleği : Siz benim askerlerimsiniz. Binlerce kişilik ordular ile savaşmaktan ise sizinle ölmek benim içinde şeref.
Sansar : Sağ ol.
Ferit : Sağ ol.
Cumali : Sağ ol.
Mustafa : Sağ ol.
Ölüm Meleği : Doktor'unuz ile görüştüm. Bir kaç gün daha buradaymışsınız. Sonra hep birlikte gideceğiz buradan. Anlaşıldı mı Psko Soldiers.
Sansar : Emredersiniz Komutanım.
Ferit : Emredersiniz Komutanım.
Cumali : Emredersiniz Komutanım.
Mustafa : Emredersiniz Komutanım.
Ölüm Meleği : İyi dinlenmeler arkadaşlar.
Hep bir ağızdan : Sağ ol.
Ölüm Meleği odadan çıktı. İçinde tarif edilemeyen bir mutluluk vardı. Doktor'un omuzuna dokundu ve '' teşekkürler '' diyebildi sadece.. Doktor yanlarından ayrıldı. Ölüm Meleği ile Ateş yürüyorlar ve konuşuyorlardı.
Ateş : Abi bu mükemmel bir şey değil mi ?
Ölüm Meleği : Kesinlikle evet. Onları görmek yeniden doğmak kadar güzel. Doktor Bey kim Ateş ?
Ateş : Bilmiyorum. Burada tanıştık.
Ölüm Meleği : Ona kanım çok ısındı.
Ateş : Fark ettim zaten. Benimde aynen. İlk gördüğüm andan itibaren. Birde eşi var. Oda harika bir insan. Anne sıcaklığı var ondada. Doktor da ise baba sıcaklığı.
Ölüm Meleği : Neyse. Doktor'u duydun. Klonları almıyorsun. Bir kaç güvendiğin askeri yanına al. Yarın görüşürüz.
Ateş : Buradan gideriz abi. Bu akşam burada kal.
Ölüm Meleği : Olabilir. Tamam öyle yapalım. Asbest ve Karga'yada kalacak yer ayarla.
Ateş : Olmuş bil. Hem Berna'da seni çok özledi.
Ölüm Meleği : Ne demezsin. Doktor Bey'ide çağırda güzel bir akşam yemeği ayarla.
Ateş : Kesinlikle abi.
Ölüm Meleği orada kesinlikle kalmazdı fakat genede Doktor Bey Ateş ve Kaybettiği arkadaşları Mustafa , Ferit , Sansar ve Cumali'yi görmesi onu evindeymiş gibi hissettirdi. Zaten saatler akşamı gösteriyordu. Ateş askerlerine güzel bir masa hazırlattı ve Doktor Bey , Eşi Ateş Berna ve Ölüm Meleği birlikte yemek yiyeceklerdi. Güzel bir yuvarlak masanın etrafına oturdular. Hem yemek yiyorlar hemde sohbet ediyorlardı. Ölüm Meleği gözlerini Doktor Bey ve Eşinden alamıyordu. Onları tanıyor gibiydi. Ama hatırlayamıyordu. Çok eskiden tanıdığına emindi. Aralarında bir bağ olduğunu hissedebiliyordu. Fakat genede bir anlam veremiyordu. Doktor Bey ve Eşi ise Ölüm Meleği kardeşi Ateş ve Berna 'ya çok sıcak davranıyorlardı. Yemekler yendi. İçkiler içildi ve herkes uyumaya gitti. Doktor Bey - Doktor Bey'in Eşi- Berna - Ateş ve Ölüm Meleği yemeklerini yerken Asit ve ekibi ise Ateş'e tapanların elindeydi. Cebrail'i pişirip yiyorlardı Ateş'e tapanlar. Ölüm Meleği için zor bir gün olacaktı. Ölüm Meleği düşünmekten fazla uyuyamadı. Yatağında döndü durdu. ve artık güneş kendini göstermişti.
Sabah olmuştu artık. Akşam saldırmamaların sebebi ise düşman'în akşam bekliyor olacağıydı. Mirza ve Sebastian'da üsse gelmişlerdi. Ateş bu duruma sinirlense de Ölüm Meleği'nin hatırına bu duruma göz yumuyordu. İki adet askeri helikopter ile Sinop limanına doğru harekete geçtiler. Sinop liman'ına geldiklerinde etrafta bir tane bile zombi yoktu. Giresun Ada'sına buradan hareket edeceklerdi. Etraf tamamen sessizdi.
Ölüm Meleği : Beyler planımız nedir ?
Ateş : Abi önden Mirza ve Sebastian girsin. Biz ise arkadan destek verelim.
Sebastian : Bize uyar.
Mirza : Banada uyar.
Sebastian ve Mirza hücum bot ile hareket ettiler. Ölüm Meleği , Ateş , Asbest , Karga , Ali Arda ve yedi adrenalin askeri ile birlikte bakıyorlardı arkalarından.
Ölüm Meleği : Sen ne yapmaya çalışıyorsun sen Ateş ?
Ateş : Onlar hızlı ve güçlü. Hepimiz girersek dikkat çekeriz diye onları gönderdim.
Ölüm Meleği : Art Niyet arıyorum bunda !
Ateş : Art niyet yok abi.
Mirza ve Sebastian Giresun' adasına gelmişlerdi. Bot'u kenara çekip etrafa bakıyorlardı. İlerlediler. Ormanlık alandan ilerlediler. Ormanlık alandan üzerlerine doğru zombilerin koştuğunu fark ettiler. Ve yerlerinde sabit kalıp kılıçlarını çektiler. Sebastian ve Mirza Sırt Sırta omuz omuz'a vermişlerdi. Zombiler koşarak gelmeye başladılar. İlk gelen zombiye Sebastian tekme atarak yere serdi. Arkasından gelen zombinin ise kılıç ile kafasını kopardı. Mirza üzerine gelen zombilerinden ilkinin boynunu kırdı. Diğerinin ise kılıcını çıkartarak kafasını boynundan koparmıştı. Sebastian belindeki susturuculu silahları çıkartı ve zombilere ateş etmeye başladı. Zombiler kafaları parçalanarak yere düşüyorlardı. Zombilere ateş etmeye devam ediyordu Sebastian. Zombiler bir daha yerden kalkmamak üzere düşüyorlar ve bir daha da hareket edemiyorlardı. Sebastian ateş etmeye devam ediyordu. Hepsini tek tek avlıyordu. Fazla bir zombi popülasyonunun olması Sebastian ve Mirza'nın işlerini kolayca halletmelerini sağlamıştı. Mirza ve Sebastian ilerlemeye devam ettiler. İlerlediler. Mirza ve Sebastian. Yürüdüler. Giresun Kalesi'nin önüne geldiler. Giresun kalesi'nin önünde onu karşılamak için bekleyen dört adam'ı gördüler. Karşılarında bekleyenlerden tekide Asit'in askeri Hakan'dı. Diğerleri ise Serdar - İbrahim ve Uğur. Serdar 2 Metre boyunda ve şişman biriydi. İbrahim ise 194 boyunda iri yarıydı. Uğur'da onlardan aşağı bir yanı yoktu.
Mirza : Karşılama komitelerini beğendim.
Sebastian : Kesinlikle.
Hakan : Tehlikeli süper ikili değil mi ? bunlar. Barut'un bile öldüremediği.
Sebastian : Sanada şans veriyoruz. Sen öldür.
Hakan : Öldüreceğim sizi. Sonra ise zombiye dönüştüreceğim. Zombiye dönüşüp hayatınızı devam ettireceksiniz.
Sebastian : Bu hayvanlar ile mi ? Öldüreceksin bizi.
Hakan : Saldırın.
Hakan'ın saldırın komutu ile yanında bulunan üç adam ( Serdar - İbrahim ve Uğur ) Mirza ve Sebastian'a doğru saldırmaya başladı. Sebastian Serdar'a yumruk attı. Serdar'a işlemedi bile. Sebastian'ı tuttuğu gibi Serdar fırlattı. Sebastian yere düştü. İbrahim ve Uğur ise Mirza'ya saldırıyorlardı. Uğur tam yumruğunu Mirza'ya doğru sallarken; Mirza iki adım geri attı. Uğur'un kolu boş'a çıkmıştı. Mirza Uğur'un kolunu tuttuğu gibi dirseğinden kırdı. Uğur acı içinde yere düşerken İbrahim bir yumruk attı Mirza'ya. Mirza İbrahim'in kolunu tuttu ve onunda kolunu el bileğinden kırdı. İkiside yerde kıvranıyorlardı. Bunu gören Serdar Mirza'ya doğru koştu Sebastian Serdar'ın ayaklarına tekme atarak Serdar'ı yere serdi. Serdar'ın boynunu tutan Sebastian kuş gibi kırdı Boynunu Serdar'ın. Uğur ve İbrahim'inde boyunlarını kırdıktan sonra Mirza ve Sebastian. Hakan'a doğru baktılar. Hakan gülüyordu. Hakan cebinden çıkardığı üzerinde DxN yazan iğneyi kalbinden kendine enjekte etti.
Sebastian : Şu iğneler çıktı mertlik bozuldu.
Hakan : Sizi öldüreceğim.
Sebastian : İğnelere değil kendine güven.
Hakan koşarak geldi ve sıçradı. Önce Sebastian'ın göğsüne bir tekme attı sonra ise havada dönerken Mirza'nında göğsüne tekme atarak ikisini de yere düşürdü. Sebastian kalktı ve koşarak Hakan'a doğru bir yumruk attı. Sebastian'ın attığı yumruk Hakan'a etki bile etmemişti. Hakan Sebastian'ın kafasına doğru seri yumruklar ile vurmaya başladı. Sebastian kafasına aldığı seri yumruklar ile sersemlemişti. ve Hakan son bir aparkat vurarak Sebastian'ı yere sermişti. Mirza ile Hakan birbirlerine bakıyorlardı. Mirza çok temkinliydi. Hakan bir yumruk attı. Mirza Hakan'ın yumruğunu engelledi. Mirza Hakan'ın karın boşluğunu bir yumruk attı. Ama Hakan etkilenmemişti bile. Hakan Mirza'ya vurmaya başladı. Mirza ise iyi korunuyordu. Mirza Hakan'ın bacaklarının arasına tekme atarak Hakan'ın canını yakmıştı. Hakan eğildi. Mirza saçlarından tutarak Hakan'ın kafasına eğilerek bir kafa attı. Hakan yere düştü. Mirza ise Hakan'ın karnına bastı. Hakan'ın canı yanıyordu. Hakan'ın burnundan kanlar geliyordu. Mirza kılıcını çıkartıp Hakan'ın kalbine kılıcı soktu. Kılıcı birden çevirdi. Hakan 'ın kalbini paramparça etmişti. Mirza koşarak Sebastian'ın yanına gitti. Sebastian'ı yerden kaldırdı.
Sebastian : Bana çarpan kamyonun plakasını aldın mı ?
Mirza : Aldım tabikide. Kalbini paramparça ettim .
Sebastian : Adamsın.
Mirza : Sende ..
O sırada bir kükreme sesi geldi. Kalbini parçaladığı Hakan ayağa kalkmıştı. Vücudu dahada irileşmişti. Ellerinde pençeleri vardı. Ayakkabıları patlamış kıyafetleri yırtılmıştı. Hakan insan'a benzeyen bir yaratığa dönmüştü.
Sebastian : Bu ne lan. Sanki yeşil dev. Dönüşüyor.
Mirza : Vur kaç yapacağız. Sebastian. Silahlarını çıkart. Bu nasıl bir şey hiç görmedim ben daha önce.
Sebastian : Zombinin gelişmişi. Kafasını koparsaydın keşke.
Mirza ve Sebastian Silahlarını çıkartarak ateş etmeye başladılar. Fakat Hakan'nın dönüştüğü yaratık çok hızlı bir şekilde kaçıyordu. Mirza ve Sebastian'ın üzerine doğru geldi. Elini kaldırdı ve Mirza'ya doğru pençe atmak istedi. Mirza eğildi. ve yaratığın arkasından sırtına kılıcını soktu. Yaratık ise hiç bir şey olmamış gibi arkasını döndü ve Mirza'ya vurarak Mirza'yı yere serdi. Sebastian ise Yaratığa saldırmaya çalıştı fakat onuda savurdu. Sebastian'a doğru yürümeye başladı. Sebastian yerde yatıyorken yaratık geldi ve pençelerini yumruk gibi yaparak Sebastian'ın suratına vurdu. Sebastian kafasını yana çevirdi. Yaratığın vurduğu yerde bir çukur oluşmuştu. Sebastian cebinden çıkardığı bıçağı yaratığın diz kapağına sapladı. Yaratık bir acı ile bağırdı ve ayağını kaldırıp Sebastian'ı ayağı ile ezmek için ayağının tabanını Sebastian'ın üzerine doğru vurdu. Sebastian yaratığın yarım metre olan ayağını yakaladı. Zar zor tutuyordu yaratığın ayağını. Mirza koşarak geldi ve yaratığı Sebastian'ın üzerinden aldı. Yaratık biraz sendeledi fakat düşmedi. Yaratık Mirza'yı belinden yakaladı ve havaya kaldırdı. Mirza'nın kolları da sıkışmıştı. Mirza yaratığın güçlü kolları arasında hareket edemiyordu. Artık gözleri kapanmak üzereydi. Nefes dahi alamıyordu. Yaratık Ağzını açmış ve Mirza'yı yemek için hamle yapıyordu. Mirza ise yaratığın kafasına kafa atıyordu. Sebastian yaratığın arkasında duran kılıca doğru koştu ve yaratığın sırtındaki kılıcı tuttu ve kılıcı aşağıya doğru indirdi. Yaratığın canı yandığından dolayı Mirza'yı bıraktı Mirza yere düştü.Yaratık Arkasındaki Sebastian'a vurarak Sebastian'ı yere serdi. Yaratığın sırtı kılıç darbesi yüzünden iyice açılmıştı. Sebastian'a doğru gelirken. Mirza yaratığın sırtına atladı. Yaratığın arkasından sarılan Mirza Yaratığı boğmaya çalışıyordu. Mirza kolu ile yaratığı arkadan boğuyordu. Yere düşen Sebastian El bombasını Mirza'ya doğru fırlattı. Mirza El bombasını yakalayamadı. Mirza Yaratığın boğazını bırakmıyordu. Yaratık nefessiz kalmaya başlamıştı ama genede direniyor. Mirza'yı sırtından savurmaya çalışıyordu. Dev yaratık çok güçlüydü. Önden Sebastian yaklaşmayı deniyor fakat yaratık yaklaştırmıyordu. Mirza belindeki el bombasını zorda olsa almıştı. Biraz kendini yukarıya doğru çekti ve Yaratığın ağzına doğru el bombasını bıraktı. Yaratık el bombasını yiyecek sanıp ısırmıştı. Mirza pimini çektiği yaratığın boğazın bıraktı. Sırtına doğruda bir tekme attı. Yaratık ileriye doğru gitmişti. Yerde duran öbür el bombasını yerden takla atan Sebastian aldığı gibi sırtı kılıç ile açılan Yaratığın içine doğru koymuştu. Yaratık bunları anlamıştı. Sebastian ve Mirza yaratıktan kaçmaya başlamışlar yaratık ise peşlerinden gelmeye çalışırken. Boommm.. Yaratığın bütün parçaları etrafa yayılmıştı El bombasının patlaması ile. Sebastian ve Mirza bir ağacın dibinde oturmuşlar ve birer tane sigara yakmışlardı.
Sebastian : Bu neydi şimdi böyle ?
Mirza. Bilmiyorum.
Sebastian : Yeşil dev gibi bir şeydi. Ama iyi benzettik.
Mirza : Şu iğneyi kalbine şırınga etti ya. Ondan dolayıda olabilir.
Sebastian : Evet olabilir. Bilemeyiz. Bu iğneleri kimden alıyorlar ki.
Mirza : Bakkaldan.
Sebastian : Komik mi ? şimdi bu.
Mirza : Değil mi ?
Sebastian : 4 metrelik yaklaşın 500 kilo bir yaratık beni daha demin tek ayağı ile ezmek istedi. Senin yaptığın espriye bak.
Mirza : Ezmediğine göre ?
Sebastian : Ezmediğine göre. Komik lan ..
Mirza : Bugünde ölmedim Anne diye bağır birde.
Sebastian : Bugünde ölmedim Anne !! Oldu mu ?
Mirza : Oldu..
Patlamayı duyan Ölüm Meleği ve ekibi koşarak Sebastian ve Mirza'ya doğru geldiler. Sebastian el ederek yerlerini belli etti.
Ölüm Meleği : Ne oldu ?
Mirza : Sorun yok.
Ateş : Bu kadar gürültüyü çıkardığınıza göre . Büyük bir sorun var.
Sebastian : Duymadın mı sen Mirza'yı. Sorun yok diyorsa yoktur.
Ateş : Adam gibi soruyoruz.
Sebastian : O zaman kız gibi arkadan gelme. Önden gelde ne olduğunu gör.
Ateş : Sen k..
Ölüm Meleği : Tamam Ateş. Sorun yoksa sorun yoktur gidiyoruz.
Ölüm Meleği , Ateş, Asbest, Karga, Ali Arda ve yedi adrenalin askeri ile birlikte Mirza ve Sebastian da dahil olmak üzere Giresun kalesinin doğru ilerlemeye başlamışlardı. Giresun Kalesi'nin önüne gelmişlerdi. Kapının önünde bir hareketlenme vardı. Kapı kendiliğinden açıldı. Mirza ve Sebastian birbirlerine baktılar. Ölüm Meleği '' Tuzak '' diyerek adamlarının olası bir saldırı yemelerine karşı uyarıyordu. Kapılar açılmıştı tamamen. Mirza saklandıkları yerden çıkarak ilerledi ve kalenin kapısında tek başına dikildi. İki elindeki iki kılıcı ve başı öne doğru eğik bir şekilde kapıdan çıkacak olası bir saldırı karşısında sabırla bekliyordu. Sebastian ise kaleye doğru koşmuş ve surların orada pusuya yatmış bir şekilde bekliyordu.
İki kişinin nasıl organize olabildiklerini şaşkınlıkla izliyorlardı Ölüm Meleği ve Ekibi. Ateş ağızı açık kalmıştı. Hiç konuşmadan pusuya pusu ile cevap verebiliyordu Sebastian ve Mirza.
Ölüm Meleği ekibinin tamamını Sebastian'ın yanına gönderdi. Oda Mirza'nın yanına geldi. Karşılarına bir ordu çıktı. 150-250 kişi arasında sayıları olan bir ordu vardı karşılarında. Ordunun başındaki kişi '' Silahlarınızı indirin '' diye emretti Ölüm Meleği ve Mirza'ya bakarak. Mirza ise başını yerden kaldırmadan onlara bakmadan cevap verdi. '' Sizinle bir sorunum yok. Asit'i almaya geldim. Eğer karşı çıkarsanız size yemin ediyorum güneş'in batışını izleyemeyeceksiniz '' der demez elindeki kılıç'ı en önde duran adama fırlattı. Adam'ın göğsüne saplanırken kılıç Ölüm Meleği ve Mirza adamlara ateş etmeye başladılar. Onlar ateş ederken Pusuya yatmış olan Sebastian Ateş ve diğerleri Adamları çapraz ateş ile taramaya başladılar. Adamlar ne olduğunu bile anlamadan ölmüşlerdi. Ağır makineli tüfeklerle adamların işini çabucak bitirdiler. Kalenin içine temkinli bir şekilde girdiler. Asbest Asit'in Saatinin yerini gösteren bir cihaz ile yolu tarif etmeye başladı. Kalenin içindeydiler. İlerlediler. Fenerlerini yakmışlardı. Sonunda Asit Tuncay Kabil ve Cehennem'in olduğu zindan'a gelmişlerdi. Ölüm Meleği ilerledi.
Asit yatıyordu zindanda tek başına.
Ölüm Meleği : Bugün yatmak için güzel bir gün mü ? Onbaşı.
Asit : Komutanım.. Siz..
Ölüm Meleği : Ben ya. Asbest ve Karga kırın zindanları.
Asbest : Emredersiniz komutanım.
Karga : Emredersiniz komutanım.
Asbest ve Karga ilk olarak Asit'in zindandaki hücresini kırdılar. ve Asit ile Ölüm Meleği birbirlerine sarıldılar. Sonra Tuncay ile Ölüm Meleği sarıldı. Cehennem Tuğba ve Kabil'ide kurtarmışlardı. Hep birlikte dışarı çıkacaklarını sanarlarken koşma sesleri geldi. Sebastian '' Mirza bir şeyler geliyor bunların insan olduğunu sanmıyorum '' diyebildi. Mirza '' Dar koridorlarda şansımız var '' diye cevap verdi. Sebastian '' kılıçlar sonra kullan Mirza Dar koridorlar hatayı kabul etmez '' diyerek Mirza'ya doğru baktı. Mirza kılıcını kılıfına koydu. Ölüm Meleği '' Çıkış tarafından geliyorlar. '' Herkes yukarıya doğru '' diye emir verdikten sonra yukarıya doğru merdivenlerden koşmaya başladılar. Arkalarından gelenler daha hızlıydılar. Ve Takip ettikleri için daha hızlıydılar. Uzun bir koridor vardı ve oraya girerek koşmaya devam ettiler. Arkadan yaklaşan zombilerden teki Adrenalin askerlerinden tekini yakalaması uzun sürmedi ve sırtından ısırmaya başladı. Acı içinde bağırırken Asker bir anda yere düştü ve diğerleri de üzerine kapaklandı. Parçalanmaya başlamıştı zombiler tarafından. Başka bir adrenalin askerini daha yakaladı zombiler ve onuda ısırmaya başlamışlardı her tarafını ısırırken koridor'un duvarları kan olmuştu. Sonunda Cebrail'i parçalanarak yendiği ayinlerin yapıldığı yere çıkmışlardı. Ateş'in yanında getirdiği yedi kişilik adrenalin askerlerinden ikisi zombiler tarafından parçalanmıştı.. Zombiler üzerlerine gelmeye başlamışlardı. Zombilere ateş ederek etkisiz hale getirmeye çalışıyorlardı. Zombiler hızlı bir şekilde üzerlerine de gelse Askerler ellerindeki silah'tan çıkan kurşun ile sayıları az olan zombileri etkisiz hale getirmeyi başarmışlardı. Zombiler artık bitmişti. Sexy kıyafetleri ile Puma ve Kolera birden kapıda gözüktüler. Deri pantolonları ve üzerindeki deri yelekleri ile göz kamaştırıyorlardı. Ellerinde kılıçlar vardı sadece.
Puma : Ateş'e karşıt herkes kül olur.
Kolera : Ateş'in karşısında hiç kimse duramaz. Ateş her şeyin sonudur.
Asit : Sakin beyler bunlar bizden. Şaman'ın etkisindeler şu anda. Zarar vermeden yakalayıp götürmemiz gerekiyor sadece.
Sebastian : Bu iki fıstık senin ekibinde mi ? Asit.
Asit : Evet Sebastian.
Sebastian : Şanslı adamsın.
Puma ve Kolera Askerlerin üzerine doğru saldırmaya çalışırken yakalandılar. Ellerini ve ayaklarını bağlamışlardı. Bu sırada helikopter sesi geliyordu. Şaman helikopter ile kaçıyordu. Mirza Sebastian Ölüm Meleği Ateş Asit Tuğba Tuncay Asbest Karga Ali Arda ve Diğer beş adrenalin askeri ile birlikte oradan ayrılıyorlardı. Ölüm Meleği '' Doktor Deniz'e ulaşmaya çalış. Onu almaya gidiyoruz '' dedi Asit'te. Asit Telsizle bir kaç kişiyi aradı ve nasıl olur dedi karşısındakine. Ölüm Meleği '' Ne olmuş '' diye sordu Asit telefonu kapattıktan sonra. Asit ise '' Komutanım judas Doktor Deniz'i tutuklatmış gemide saklıyormuş'' diyebildi mahcup bir ses tonu ile. Ölüm Meleği '' Gemi Nerede ? '' diye sordu sinirli bir ses tonu ile. Asit '' Marmara deniz'i açıklarında'' diye cevap verdi.
Ölüm Meleği '' Doktor Deniz'i almaya gidiyoruz beyler hazır olun. Judas ilede hesabımızı kapatmaya gidiyoruz '' diyerek herkese hazır olmasının talimatını verdi. Sinop limanından helikopterler ile Marmara daki gemiye doğru yola koyuldular. Asit'in gemideki adamlarından aldığı bilgiden Doktor Deniz'in Psko Soldiers'in kaldığı Adrenalin Ceza Evinde olduğu bilgisi geldi. Orası tamamen zombiler tarafından ele geçirilmiş bir yerdi. Ölüm Meleği önce Adrenalin üssüne giderek silahlanmak istedi. Adrenalin üssünde yeteri kadar silah ve cephane alan ekip arabalar ile yola çıktılar. Helikopter ile gitseler inemeyebilirlerdi. Puma ve Kolera'yı ise üssün içindeki hastanede bırakmışlardı.
Birinci Arabada : Ölüm Meleği Asit Tuncay ve Tuğba
İkinci Arabada : Karga Asbest ve Ali Arda
Üçüncü Arabada : Kabil ve Cehennem
Dördüncü Arabada : Mirza ve Sebastian
Beşinci Arabada : Sansar - Ferit - Mustafa - Cumali ve Ateş vardı.
Altıncı Araba : Ateş'in beş Adrenalin askeri
Dördüncü Araba :
Mirza : Bu toplu hareket etmeyi sevmedim sevemedim ben Sebo.
Sebastian : Sen mi ? Ben mi ? Bebek bakıcılığı yapıyoruz.
Mirza : O kadarda abartma Sebo. Sadece iyi olduğumuz işi yapıyoruz. Öldürmek.
Sebastian : Hayır Ölüm Meleği bitti kardeşi başladı. Kardeşinin ekibi başladı. Birde şu ölen askerlerin gerisin geriye gelmeleri var. Kafam karıştı iyice. Bunlar neyin peşindeler anlamadım.
Mirza : Al benden de o kadar. Ama klon olduklarının farkında değiller.
Sebastian : Evet değiller.
Mirza : Sakın tartışma filan olursa söyleme Sebo.
Sebastian : Neden söyleyeyim ben boş boğaz mıyım ?
Mirza : Evet boş boğazsın.
Sebastian : Şu kızdan da hoşlanmadım. Tuğba mı ? nedir.
Mirza : Hayret ilk defa bir kızdan hoşlanmadın.
Sebastian : İlk kez başıma gelmiyor ama bazen geliyor demek ki.
Mirza : Neden aslında tem senin istediğin gibi bir kız.
Sebastian : Bilmiyorum ama itici geriyor. O kıza dikkat et.
Mirza : Hayat bilgisi Sebo.
Sebastian : Kapat çeneni.
Birinci Arabanın İçi :
Tuğba : Sebastian ve Mirza ile mi çalışıyoruz ?
Ölüm Meleği : Ne o bir sakıncası mı ? var
Asit : Komutanım durum biraz karışık.
Ölüm Meleği : Ne gibi ?
Asit : Komutanım. İzmir Mortem Üssünde yaşıyormuş Tuğba daha önce. Alfa-Star gelmeden önce.
Ölüm Meleği : Anlıyorum. İntikam mı istiyorsun kızım ?
Tuğba : Hayır komutanım.
Ölüm Meleği : Eğer intikam istiyorsan seni zombilere yediririm. Unutacaksın Tuğba. Anladın mı ? Herkes hatalar yapabiliyor.
Tuğba : Emredersiniz komutanım.
Tuncay : Gelmek üzereyiz.
Ölüm Meleği : Herkes Hazır olsun.
Adrenalin cezaevine yaklaştıklarında binlerce zombinin orada olduğunu gördüler. Doktor Deniz ise ellerinden yukarıya doğru asılmış halde bekliyordu. Zombiler ise onu ısırmak ona ulaşabilmek için ellerini yukarıya doğru kaldırmışlar ve Doktor Deniz'i tutmaya çalışıyorlardı. Sebastian ve Mirza'nın arabası kasalı bir jeepti. Kasalı Jeep'in arkasındaki full otomatik tüfeğe geçen Mirza zombilere aniden ateş etmeye başladı. Zombileri peşine takan belalı ikili zombiler arkadan Mirza ve Sebastian'a doğru koşarlarken Sebastian arabayı kullanıyor. Mirza ise arabanın arkasında full otomatik tüfek ile peşlerine gelenleri öldürüyordu. Zombilerin kafaları bacakları kolları kopuyordu. Mirza ve Sebastian Zombilerin dikkatini çekmeyi başarmışlardı.
Asit : Ne yapıyor bunlar. Öldürtecekler kendilerini.
Ölüm Meleği : Onlar çok anasının gözü insanlar. Ölmezler merak etme. Zombilerin dikkatini dağıtıp içeriye girerek bizim Doktor Deniz'i almamızı sağlıyorlar.
Sebastian arabayı Cezaevinden biraz uzağa doğru sürdü. Zombiler ise peşlerinden geliyorlardı. Mirza kamyonetin arkasındaki iki koyununda kafasını bıçak ile kesti. ve karınlarını da deşmişti koyunların. jeep'in arka kapısını açtı ve koyunlardan akan kan yerlere düşüyordu. Zombiler bunu gördüklerinde daha bir iştah ile Mirza ve Sebastian'ın peşinden gelmeye başladılar. Sebastian Arabayı durdurdu. ve Mirza ile birlikte yukarıya doğru koşmaya başladılar. Zombilerin hedefi ise sadece kan kokusundan dolayı arabadaki iki koyundu. Arabanın etrafını bin'e yakın zombi sarmış ve iki koyundan bir parça alabilmek için birbirlerini eziyorlardı. O sırada Sebastian arabayı patlattı. C4 yüklü arabanın patlaması ile arabanın etrafındaki binlerce zombinin parçaları etrafa saçılmıştı.
Sebastian : Kuzulara yazık oldu.
Mirza : Canımda kuzu cevirme istedi.
Sebastian : iğrençsin..
Mirza : Ölüm Meleği'ne diyorsun sende ondan farklı kalır bir yanın yok. Kız gibi mızıkçısın.
Sebastian : Saçmalama.
Mirza : Kızlar ile çok yata kalka kızlara benzedin iyice sebo.
Sebastian : Kes sesini Mirza.
Diğer kalan zombileri ise Ölüm Meleği ve Diğer askerler yok etmeyi başarmışlardı. Zaten geriye de fazla bir zombi kalmamıştı. Mirza ve Sebastian'ın taktiği bir kez daha işe yaramıştı. Asit ipi kesti. Doktor Deniz yere doğru düşerken Ölüm Meleği Doktor Deniz'i yakaladı. Ölüm Meleği kucağına almıştı Doktor Deniz'i. Doktor Deniz ise Ellerini Ölüm Meleğine Dolamıştı. Hiç bir şey konuşmuyorlardı. Doktor Deniz sanki gelin. Ölüm Meleği ise sanki damattı. Doktor Deniz kafasını Ölüm Meleği'nin omuzuna koydu ve öyle yürüyorlardı birlikte. Doktor Deniz ilk kez bu kadar huzurluydu. Mirza ve Sebastian ise karşıdan Ölüm Meleği'ne gülüyorlardı çaktırmadan. Ölüm Meleği Doktor Deniz'i Hummerlardan tekine koydu. Sebastian ve Mirza'ya doğru yürüdü. Ölüm Meleği biliyordu ki Sebastian ve Mirza onlarla birlikte gelmeyecekti. Ölüm Meleği'ne Tuncay Asit ve Ateş'te eşlik ediyordu. Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian için ayrılma vaktiydi. Ölüm Meleği ne kadar ısrar etse de Ölüm Meleği ile gelmeyeceklerini biliyordu Mirza ve Sebastian'ın. Hapishanede duran üç hummer'ın tekinin anahtarını Sebastian'a verdi.
Ölüm Meleği : Her şey için teşekkürler. Özelliklede Asit ve Deniz için yaptıklarınız.
Mirza : Biz hiç bir şey yapmadık.
Asit : Sizde bu ekibin bir parçasısınız bizimle kalsanız çok iyi olur.
Ölüm Meleği : Asit'te katılıyorum. Biz böyle çok daha güçlü ve yenilmeziz.
Sebastian : Kalamayız. Burada kalmamız sizin otoritenize zarar verir. Ama bir gün bir ada temizleyip orada yaşamak isterseniz birlikte o adayı temizler ve birlikte orada silahlar ve zombiler olmadan yaşayabiliriz.
Ölüm Meleği : Biraz toparlanalım. Bir kaç haftaya görüşüyoruz o zaman ada için.
Mirza : Kesinlikle.
Ölüm Meleği : Eski Dost.
Mirza : Eski Dost.
Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian birbirlerine sarıldılar. Mirza ve Sebastian Hummerlardan tekine bindiler. Ölüm Meleği ise Doktor Deniz in olduğu Hummer'a bindi. Doktor Deniz kafasını Ölüm Meleği'nin omuzuna koydu. Ölüm Meleği ise kolunu Doktor Deniz'in omuzuna attı ve Doktor Deniz'e sarıldı. Arabalar ile konvoy halinde ayrıldılar. Yol ayrımına gelmişlerdi. Ölüm Meleği ve ekibi sağ taraftan. Mirza ve Sebastian ise sol taraftan yollarına devam edecekti. Ölüm Meleği arabayı durdurdu. Sebastian'ın kullandığı araba Ölüm Meleği'nin arabasının yanında durdu. Mirza camını açtı.
Mirza : Düğününüzde Sebastian ve Ben Rap şarkısı söyleyeceğiz sizin için.
Doktor Deniz : Sahimi ?
Mirza : Neden katil olmamız müzik ile ilgilenmediğimiz anlamına gelmez.
Ölüm Meleği : Söylemezseniz ikinizi de öldürürüm.
Sebastian : Bu size düğün hediyemiz olacak. Aynı zamanda Ada temizleyeceğiniz zamanda bekliyoruz. Bizsiz temizlik olmaz.
Ölüm Meleği : Çağıracağım sizide emin olun.
Mirza : Hadi Al asmardık..
Ölüm Meleği : Eyvallah.
Ölüm Meleği ve ekibi sağ taraftan giderlerken. Mirza ve Sebastian çoktan sol taraftaki yola girmiş ve ilerlemeye başlamışlardı.
20 dakika sonra .
Ölüm Meleği'nin ve Doktor Deniz'in bulunduğu hummer'in telsizi öttü.
Ölüm Meleği : Neden rahatsız ediliyorum.
Asit : Komutanım. Ateş'in arabasını ve Ateş'in askerlerinin olduğu arabayı arkamda göremiyorum.
Ölüm Meleği : Lanet olsun. Navigasyondan yerlerine bak.
Asit : Baktım efendim. Şu an bizden tamamen ters istikametteler.
Ölüm Meleği : Ne yapmaya çalışıyor bu çocuk. Lanet olsun. Döndür arabayı Asit.
Asit : Emredersiniz Komutanım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder