Hükümet günlerdir çıkan haberleri yalanlıyordu. Zombi virüs'ü kontrol altındaydı. Anadoluda yaşayan insanlar genede tedbir olsun diye Afyon Dinar'ı terk ederek. Isparta ve Burdur'a doğru gitmeye başlamışlardı. Ispartada bulunan askeri üstte insanların Dinar'ı terk etmelerinin bir sebebiydi.
Tren gelmek üzereydi. Zombi virüs'ü istanbul'a geldiğinden bu yana. Tren seferleri Kocaeli Isparta çalışıyordu. Tren sırasıyla Adapazarı - Bozüyük - Bilecik - Eskişehir - Kütahya - Afyon - Dinar - Isparta ve Burdur tren istasyonlarında duruyordu..
Tren istasyonunda binlerce insan trenin gelmesini bekliyordu. Saatler sabah'a karşıydı. Ezan okunacaktı. Dindar insanlar sabah namazı için abdest alıyorlar. Diğerleri ise trenin gelmesini bekliyorlardı.
Tren saatine daha yirmi dakika vardı.
Ufak çocuklar ailelerinin gözlerinin önünde oyunlar oynuyorlar. Karnı acıkanlar yemek yiyor. Üşüyenler ise çay içiyordu. Bir kaç sigara tiryakisi insan dışarıda sigara içerken zombileri tartışıyordu..
Bazı insanlar zombilerin uydurma olduğunu. Zombi diye bir şeyin olamayacağını savunuyorlardı..
Şişman gözlüklü adam '' Herkes saçmalıyor. ''
'' Yok ülke elden gitmiş. ''
'' Yok hükümet düşecekmiş ''
'' Türkiye'nin üç beş zombi ile baş edecek gücü ve alt yapısı yokmuş ''
'' Bizim oğlan seviyor. Bazen onunla birlikte bende izliyorum ''
'' Yavaş hareket ediyor bir defa zombiler ''
'' Biz varya biz ''
'' Atalarımız 5 kıtaya birden hükmetmiş ''
'' Üç beş tane zombi ile mi ? baş edemeyeceğiz ''
'' Bunların hepsi saçmalık işte ''
'' Gene zamlar kapıda ''
'' Ben ısparta ya gitmezdim de hanım tutturdu. ''
'' Ne işim var benim ıspartada filan ''
'' Bizim Türk askeri her şeyi yapabilir ''
Lütfen dikkat '' Isparta ve Burdur'a gidecek yolcularımız. Kocaeli'den kalkan tren istasyonumuza varmak üzeredir. Lütfen yerlerinizi alınız ''
İstasyondan gelen bu anons üzerine kalabalık birden hareketlenmeye başlamıştı. Bu hareketlenme tren kalkmadan binme telaşından başka bir şey değildi. Aslında kimse bilmiyordu. Görevli herkesin inip sonrada bindiğine emin olduktan sonra düdüğü bir kere çalar.. Sonra ise ikinci kez düdüğü çaldığında ise tren hareket ederdi. Fakat insanlar telaş içinde trenin gelmesini bekliyorlardı..
Onları Afyon Dinardan kaçıracak tren sonunda gelmiş ve istasyonda durmuştu.. Yolcular kapılara yüklenmişti. Fakat kapılar daha açılmamıştı bile. Dinar'da inecekleri hiç kimse düşünmüyordu. Sadece herkes kendini düşünüyordu. Kapılar çok kalabalıktı.
Birden kapılar açıldı..
Kapılar açılır açılmaz zombiler birden trene binmek için hazırlanmış insanların üzerlerine atlamaya başladılar.. Devlet demir yolları yeni trenler almıştı. Yolcular rahat gitsin diye camlar aynalı camdı. Trenin içini dışarıdan görmek mümkün değildi.
Zombiler trene binmek isteyen yolcuların üzerlerine birden saldırdılar.. Yolcular panik içinde koşmaya başlamışlardı. Fakat herkes en arkada trene binmek için bekleyenler kadar şanslı değildi.
Zombi kızın ayaklarından yakaladı. 20 Yaşındaki güzel kız ayaklarını savuruyordu.. Zombi ayaklarından bacaklarına doğru gelmeyi sürdürdü. Yerde yatan kızın üzerine tırmanıyordu.. Kız elleri ile karşı koymaya çalışıyor ama başarılı olamıyordu.. Kızı bir anda boynundan ısırmaya başladı. Zombi kızın boynundan aldığı et parçasını yemeye başlamıştı. Kızın boynundan akan kanlar istasyon zeminini yıkıyordu adeta..
Şişman gözlüklü adam zombileri görünce korkudan kaçamamıştı bile. Yerinde sabit bir şekilde bekliyordu. Zombi üzerine doğru geldi ve Şişman gözlüklü adam'ın boynundan ısırıverdi. Şişman gözlüklü adam bir anda boynunu tutarak sırt üstü düşüvermişti bile..
Uzun boylu güzel bir kız koşuyordu zombiler ise arkasından geliyorlardı. Kız panikle yanlış yere koşuyor saniye saniye zombilere doğru bakıyordu. Fakat zombiler arkasından gelmeyi sürdürüyordu. Kız'ın önünden koşan adam'ı bir zombi yakaladı ve ısırmaya çoktan başladı. Kızında tam bu sırada ayağı zombiye takıldı ve yere düştü.
Yerden kalkmak yerine yerde sürünmeye başladı güzel kız.. Zombiler ise geliyordu.. Zombinin teki ayaklarından yakaladı.. Üzerine doğru tırmanmaya başladı. Zombi'nin kafasını tutan güzel kız zombiyi engellemeye çalışıyordu. Kötü kokan nefesi ve kan içindeki ağzını açmış olan zombi güzel kızı ısırmaya çalışıyordu. Kızın artık gücü kalmamıştı. Her an kendini bırakabilir zombiye yem olabilirdi.
Zombiyi birden birisi üzerinden çekti.. Zombi yere düştü.. Tekrar ayağa kalktı zombi. Zombi Mustafa'nın üzerine hızlı adımlarla gelmeye başladı. Mustafa elindeki dönerbıçağı ile zombinin kafasını kopardı. Arkadan gelen zombilerinde kafalarını gövdelerinden ayırmıştı. Mustafa kızın elinden tuttu ve kızı zombilerden uzaklaştırmaya başladı.
O sırada polis arabaların sirenleri duyulmaya başlamıştı bile. Polis arabaları çapraz bir şekilde parketmişlerdi. İki yüze yakın polis memuru ellerinde silahlar ile dışarı çıkmışlar istasyonun önünde bekliyorlardı.
'' Teslim olun ''
Mustafa '' sanki zombiler anlayabiliyorlar dediklerini ''
Sibel '' Bir şey mi söylediniz ''
Mustafa '' Kendi kendime konuşuyorum ''
Mustafa ve kız tren istasyonundan dışarıya çıktılar.. Mustafa'nın yanına üç arkadaşı da geldi. Hüseyin Bahadır ve Ömer..
Mustafa '' İçerisi ana baba günü gibi ''
'' Zombiler gelmiş ''
'' Artık hiç bir şeyin önemi yok ''
'' Uzaklaşmalıyız ''
Ömer '' Nereye ''
Mustafa '' Bilmiyorum ''
Tren istasyonunun kapısından zombiler çıkmaya başlamıştı bile..
Polis Memuru '' Ellerinizi başınızın üzerine koyun ve teslim olun ''
'' Hareket etmeyin ''
Zombiler gelmeye devam ediyordu..
Mustafa '' Sanki amerikan filmi çekiyoruz amına koyayım ''
Polis Memuru '' ATEŞ ! ! ! ''
Polisler zombilere ateş etmeye başlamışlardı.. Polisler zombilere ateş ettikçe tren istasyonunun içindeki zombilerde yavaş yavaş sese doğru hareket etmeye başlamışlardı bile.
Hüseyin '' Ne yapacağız ? ''
Mustafa '' İçeride bine yakın zombi var. ''
'' Yolcuları da hesaplarsan beş yüzde onlar desen ''
'' Bin beş yüz kişi ''
'' Yüz elli civarındaki polis memuru bunlarla baş edemez ''
'' Polis arabalarından tekini çalacağım siz uzakta bekleyin ''
Ömer '' Tamam dikkat et ''
Sibel '' Hey bana ne olacak. Bu bir suç ''
Mustafa '' Boşversene suç mu kaldı artık ''
Zombilere ateş etmeyi sürdürüyordu polisler.. Zombiler ile aralarında yirmi metre vardı. Zombiler polislere doğru yürüyorlar. Polis memurları ise ateş etmeyi sürdürüyorlardı. Bazı zombiler kafalarından vuruluyor ve beyinleri sokağa dağılıyordu. Bazıları ise kafalarından almadıkları için kurşunları yürümeye devam ediyorlardı..
Polis memurları ile zombilerin arası 10 metreye düşmüştü. Mustafa ise çalabilecek bir polis arabası kolluyordu kendine. Sonunda anahtarları üstünde bir polis arabası bulmuştu kendine. Polis arabasına bindiği gibi hızlı bir şekilde hareket ederek polis arabasını çalıştırdı ve arkadaşlarına doğru gitmeye başladı. Bunu fark eden bir kaç polis memuru dur dediyse de Mustafa onları dinlemedi. Dikkati dağılan polis memurunu zombiler yakalamış ve ısırmaya başlamıştı bile. Arkadaşları ile birlikte hızlıca dinardan uzaklaşıyordu Mustafa..
Polis memuru ateş etmeyi sürdürüyordu zombilere. Bir kaç tanesini yere sermişti. Fakat sayıca çok kalabalıktı Zombiler. Heyecanlı polis memurları kurşunlarını gereksiz yere ateş etmeyi sürdürüyordu. Zombileri kafalarından vurmak hiç birinin aklına bile gelmiyordu. Rastgele ateş ediyorlar ve zombileri sadece yavaşlatıyorlardı. En önde yürüyen zombilerden teki polis memurunun üzerine atladı ve onu ısırmaya çoktan başlamıştı..
Sibel '' Beni otogara bırakın ''
'' Isparta ya gitmeliyim ''
Mustafa '' Olur ''
'' Beyler önce otogar ondan sonrada başımızın çaresine bakacağız ''
Hüseyin '' Bana uyar ''
Beş dakika sonra otogara varmışlardı. Otogar çok kalabalıktı. Otogarın içinden bağırma sesleri geliyordu..
Mustafa Sibel'e doğru baktı..
Mustafa '' Gitmek istediğine eminmisin ? ''
Sibel '' Hayır ''
Mustafa '' Güzel ''
Mustafa '' Önce sigara toptancısı Nuri'nin deposunu ziyaret edelim. Oradan da yemek bulmak için bir yerlere bakarız ''
Mustafa ve arkadaşları sigaraları almışlardı. Oradan da yemek bulmak için hareket ediyorlardı.. Dinar'ın çıkışında olan bir alışveriş merkezinin yolunu tutmuşlardı. Alışveriş merkezinden ne var ne yok toplamışlar ve artık saklanacak bir yer bulmak için hareket edeceklerdi.
Mustafa arabayı alt kattaki otoparka park etmişti. Genellikle konserve ve su alıyorlardı. Mustafa otoparka doğru gitti. Karşısında bir araba gördü. Otoparka park ettiğinde o araba orada yoktu. Polis arabasının içinde bulduğu silahı aldı. Silahın emniyetini kapattı. Yavaşça arabaya doğru yürüdü. Arabanın kaportasına baktı. Sıcaktı. Belliki daha yeni gelmişti araba. Kaportaya yansıyan kendinden başka bir gölge daha gördü. Hemen arkasını döndü ve silahı ona doğrultu.
Bir kız ateş etmeyin diye ağlıyordu.
Mustafa '' Kimsin sen ''
'' Buraya nasıl geldin ''
Ağlayan Kız '' Lütfen ateş etme ''
Mustafa'nın ensesinde bir silah dayanmıştı.
Şenol '' Bence hanımefendiyi dinlemelisin dostum ''
Mustafa '' Kimsiniz siz ''
'' Benden ne istiyorsunuz ''
Şenol '' Önce silahını indir ''
'' Sonra ne istediğimize bakarız ''
Mustafa silahını indirmişti. Şenolda silahını indirdi.
Şenol '' Benim adım Şenol ''
'' Ateş etme diyen kızın adı damla ''
'' Bunlarda Sevgi , Aylin , Yılmaz ve Akif ''
'' Biz afyonda okuyan üniversite öğrencileriyiz ''
'' Zombiler afyonu ele geçirdi. Sonrada dinar'ı. ''
'' Bizde birilerini bulmak için buraya kadar geldik ''
'' Belki burada saklanırız diye ''
'' Ama .. ''
Mustafa '' Amına koyduğumun yerinin her tarafı cam ''
Şenol '' Kesinlikle ''
'' Sende bize yardım edeceksin ''
Mustafa '' Neden ''
Şenol '' insanlık için ''
Mustafa '' Boşversene insanlık mı ? kaldı artık ''
Şenol '' Peki sen bilirsin ''
'' Bize yardım etmiyorsun diye seni öldürecek değiliz ''
'' Gidebilirsin ''
Mustafa adım adım arabaya doğru yürüdü. Mustafa'nın arkadaşları da ellerindeki alışveriş poşetleri ile gelmişlerdi.
Ömer '' Ne oldu dostum ''
'' Kim bunlar ''
Mustafa '' Üniversite öğrencileri afyondan ''
'' Kalacak yer arıyorlar ''
Bahadır '' Sen ne dedin ''
Mustafa '' Yardım edemeyiz dedim ''
Ömer '' Neden ''
Mustafa '' Size sormadan nasıl böyle bir kararı tek başıma alabilirim ''
'' Karşı çıkan var mı ? ''
'' Güzel ''
'' Dostum arabanıza binmeden şuradan erzak alın ''
'' Sonrada bizi takip edin ''
Şenol '' Peki ''
Bahadır '' Sen ne yapıyorsun Mustafa ''
'' Tanımıyoruz adamları ''
Mustafa '' Yanlarında üç tane kız var hadi ama dostum ''
'' The walking dead rick triplerine girme ''
'' Alt tarafı bir polis arabası çaldık ''
'' Rİck değilsin sen ''
'' Buda bir film değil ''
'' The walking dead hiç değil burası ''
'' Ne yapabilirler ki .. Onlarda bizim gibi kimsesiz ve kaosun ortasındalar ''
Bahadır '' Kimse bir şey demiyorsa ben gruba uyarım ''
Mustafa '' Güzel ''
Mustafa ve arkadaşları Şenol ve arkadaşlarının alışverişlerinin bitirmesini beklediler.
Mustafa '' Bir araba daha çalmalıyız ''
Ömer '' Sende iyi alıştın araba çalmaya ''
Mustafa '' Muhtemelen sahibi şu anda öldü ''
'' Artık o bir zombi ''
'' Ve bir araca ihtiyacı olacağını sanmıyorum ''
'' Yaptığımız alışverişleri ve sigaralar bagaja sığmıyor çünkü ''
'' Çok fazla şey almışız ''
Ömer '' Tamam ya bir şey demedim ''
Mustafa baktı.. İleride bir tane dizel kamyonet gördü. Onun camını levye ile kırdı.. Kapıları açtı.. Arkadaşları ile birlikte aldıkları erzakları koymuşlardı. Şenol ve ekibide onlara katıldı. Üç araba birden alışveriş merkezinden çıkarak ilerlediler..
En önde polis arabasında Mustafa ve Sibel..
Ortadaki arabada Şenol ve ekibi.
En arkadaki arabada ise Bahadır Hüseyin ve Ömer vardı..
Mustafa İleride büyük bir kalabalık gördü.. Onlara doğru sürdü arabayı.. Fakat yaklaştıkça acı bir gerçekle yüzleşti.
Binlerce zombi onlara doğru yürüyordu. Arabayı birden durdurdu.. Geri vitese takıp arabayı geri döndürdü. Diğerleride aynı şeyi yapmışlardı.
Dinardan ısparta ya doğru köy yollarını kullanarak geçiyorlardı. Köylerde kış olduğu için insan yoktu.. İlerlediler. Sonunda eski bir fabrikaya gelmişlerdi. Burası demir fabrikasıydı. Fakat sahibi intihar ettiği için fabrika kapanmış ve bir daha da açılmamıştı.
Kapısı kapalıydı.. Zincirlenmiş ve mühürlenmişti.
Mustafa levye iyi kapıdaki kilidi açtı ..
Kapıyı açarak arabaları içeriye aldı.
Sonra kapıyı tekrar kapattı.
Mustafa ve arkadaşları Şenol ve arkadaşları ile kaynaşmışlardı.. Aralarında arkadaşlık başlamıştı. Birbirlerini tanıdıkça sevdiler.. Birbirlerini tanıdıkça kaynaştılar..
Zaman çok yavaş ilerliyordu.. Çok ağır geçiyordu.. Ara sıra tansiyon yükselebiliyordu. Ama bunlar olabilen şeylerdi..
Mustafa kendine yaptığı odasından genellikle dışarı çıkmıyordu. Zombi kaosundan kurtulmanın planlarını yapıyordu. Fare gibi saklandıkları yerden artık sıkılmıştı..
Sibel odasına girdi Mustafa'nın..
Sibel bir helikopter daha geçiyor..
Mustafa Hemen geliyorum..
Hepsi birlikte fabrikanın terasına çıkmışlardı.. Terastan bağırıyorlardı.
'' Kurtarın bizi .. ''
'' Kurtarın bizi .. ''
'' Kurtarın bizi .. ''
Helikopter onları aldırmadan geçti.. Helikopterin kuyruğunda büyük harfler ile ADRENALİN yazıyordu..
Adrenalin Helikopteri
Tuncay '' Hastasıyım var ya. Helikopteri görünce el sallayıp kurtarın beni diyenlerin ''
Asit '' Zombiler ''
'' Gerçekten de üzücü ''
Afyon Dinar
Mustafa '' Lanet olsun size ''
'' Orospu çocukları ''
'' Umarım hepinizin anasını zombiler siker ''
Şenol '' Sakin ol ''
Mustafa '' Neye sakin olayım ''
'' Nasıl sakin olayım ''
'' Hepinizden bıktım ''
'' Sıkıldım ''
Şenol '' Böyle çözülmez ki bu ''
'' Mustafa sakin ol ''
Mustafa '' Üzerime gelme Şenol ! ''
'' Hiç kimse bana ne yapacağımı söylemesin ''
'' Hiç kimse ''
Şenol '' Sana ne yapacağını söylemiyoruz ''
'' Sadece sakin ol diyoruz ''
'' Sadece sakin ol ''
Mustafa '' Sakinim ben ''
'' Bıktım artık anlıyormusun ''
'' Senden ve arkadaşlarından ''
'' Senin kız arkadaşınla nasıl tanıştığınız umurumda değil ''
'' Senin neden afyon'u tercihlerinde son sıraya koymanda umurumda değil ''
'' Sen ve tayfanın saçma sapan üniversite geyiklerinde umurumda değil ''
'' Ben gidiyorum ! ''
Şenol '' Nereye ''
Mustafa '' Ebenin amına gelecek misin ? ''
Şenol '' Doğru konuş ''
Sevgi '' Şenol lütfen ''
Mustafa Sevgi'nin sesi gibi yapıp '' Şenoollll lütfennnn ''
Mustafa apar topar aşağıya indi.. Polis arabasına doğru yürüyordu. Şenol'da sinirli bir şekilde arkasından yürüyordu.
Şenol Mustafa'nın omuzuna dokundu. Mustafa arkasını döner dönmez Şenol'un suratına yumruğu indirdi. Mustafa kombine yumrukları Şenol'un suratında bir bir patlıyordu. Şenol birden yere düştü. Şenol'un yere düşmesiyle Mustafa Şenol'un üzerine atladı ve onu yumruklamaya devam etti.
Diğerleri ne olup bittiğini bile anlamamıştı. Yılmaz olayı görünce koşmaya başladı ve Şenol ile Mustafa'yı ayıracağı yerde Mustafa'nın üzerine atladı. Mustafa ile Yılmaz yuvarlanmaya başlamışlardı. Akif'te Mustafa'ya saldırıyordu. Bunu gören Hüseyin Bahadır ve Ömer'de Yılmaz ile Akif'e vurmaya başladılar..
Mustafa Hüseyin Bahadır ve Ömer dört arkadaş Yılmaz ve Akif'i dövüyorlardı. Şenol ise Mustafa'dan aldığı yumruk darbeleri yüzünden yerde yatıyordu. Yılmaz ve Akif kötü dayak yiyorlardı. Yerde yatan Şenol belinden çıkardığı silah'ı ateşledi. Kurşun Mustafa'nın kolunu sıyırıp geçmişti. Kavga bir anda durdu.
Şenol yavaşça ayağa kalktı.
'' Mustafa Hüseyin Bahadır Ömer Siktirin gidin lan ''
'' Yoksa hepinizi öldüreceğim ''
Mustafa '' Orospu çocuğu ''
Şenol '' Kes lan kaybol ''
Mustafa '' Geri geleceğim ''
Mustafa Polis arabasına binerek gitmek için hareket etti. Fakat Şenol Mustafa'nın bacaklarına doğru ateş etti. Kurşun kuma saplanmıştı..
Şenol '' Yürüyerek gidiyorsun ''
Mustafa '' Seni öldüreceğim ''
Şenol '' Bugün değil ''
Mustafa ve arkadaşları birlikte fabrikadan uzaklaşmaya başlamışlardı. Sibel'de onlarla geliyordu. Sonunda bir araba bulmuşlar ve arabayla kaçıyorlardı. Dinar'daki jandarma karakoluna gidiyorlardı. Etraf tamamen terk edilmişti. Şehre geldiklerinde ne zombi nede insan hiç bir şey yoktu. Şehir tamamen terk edilmiş bir durumdaydı. Jandarma karakolunu bulmuşlar ve içeriye girmişlerdi.
Jandarma karakolu terk edilmiş gibiydi.. Işıklar yanmıyordu.. Bir tane araba vardı sadece..
Karakolun kapısı sonuna kadar açıktı. Mustafa silahını odasında bırakmıştı. Silahı yoktu. Sopa buldu yerden. İdare ederdi. Onunla birlikte kapıdan içeri girdi. Gündüz olduğundan dolayı karakol aydınlıktı. Yavaşça yürümeye başladı. Çok temkinliydi. Yürüyordu. Yürümeye devam ediyordu. Arkasından ise Ömer Bahadır ve Hüseyin geliyorlardı.. Sibel ise korkudan dışarıda bekliyordu. Fakat dışarıda tek başına kalmaya razı olmadı ve oda Ömer Bahadır ve Hüseyin'in yanına geldi. Yavaşça yürüyorlardı. Kapılardan ve koridorlardan geçiyorlar her an bir zombi çıkar diye tetikte bekliyorlardı.
Ama ne zombi nede insanlar yoktu burada..
Tamamen terk edilmiş gibiydi..
Sibel sargı bezi bulmalıyız. Mustafa'nın yarasını sarmalıyız dedi. Diğerleride onaylamıştı bunu. Ömer Mustafa'ya yetişirken diğerleri ise sargı bezi bulmaya çalışıyorlardı..
Ömer '' Ne arıyoruz ''
Mustafa '' Silah ve cephane ''
'' ve burası güvendeyse bir kaç hafta burada kalacağız ''
Zombilerin olmadığı anlaşılmıştı. Mustafa intikamı hemen almayı düşünmüyordu. Çünkü Şenollar şu anda tetikte bekleyeceklerini biliyordu. Aradan bir ay gibi bir süre geçmişti. Jandarma karakolundaki yemekler ile karınlarını doyuruyorlar. Kantindeki sigaraları içiyorlardı. Zombiler genellikle yoldan geçiyor ama onlara varlıklarını hissettirmiyorlardı.
Aradan bir ay geçmesine rağmen Mustafa'nın öfkesi dinmiyordu.
Ömer karakolun altına doğru inen bir kapı bulmuştu. Kimseye haber vermeden bodrum katına doğru indi. Karanlıktı. Hiç bir şey göremiyordu.. Korkuyordu.. Tekrardan koşarak yukarı çıktı.. Korktuğunu ve bu yeri başkasına söylerse onun bir korkak olacağını düşüneceklerdi. O yüzden sessiz kalmayı tercih etti.
Mustafa arkadaşlarını topladı..
Arkadaşlar Yarın gece yarısı saldırıyoruz..
Mustafa'nın arkadaşları şaşkındılar..
Ömer '' Kimseye saldırmamız gerekmiyor ''
Hüseyin '' Ben seninleyim ama Ömer'e katılıyorum ''
Bahadır '' Saldıralım ''
Sibel '' Nereden çıktı şimdi bu .. ''
Mustafa Ben bu gece yarısı saldırıyorum ''
'' Benimle olanlar gelir.. Gelmeyenler burada kalır ''
'' Kimseye gücenmem darılmam ''
'' Ben onların hayatlarını kurtardım ''
'' Adamların yaptıklarına bak ''
Gece yarısı ..
Sibel Mustafa'nın odasına kapıyı çalarak girdi.
Sibel '' Neden intikam peşinde koşuyorsun ''
'' Kavgayı sen başlattın ''
Mustafa '' Olabilir ''
'' İlk kanı ben akıttım.. Son kanıda ben akıtacağım ''
Sibel '' Saçmalıyorsun.. Çocuk gibi davranma ''
Mustafa '' Bunun çocuklukla alakası yok ''
'' Kararım kesindir ''
Sibel '' Ben senden hoşlanıyorum. ''
'' Sana bir şey olmasını da istemiyorum ''
'' Tamam buradan sıkılmış olabilirsin ''
'' O zaman gel ege kıyılarındaki adalardan birine gidelim ''
'' Zombiler ile iyi savaşıyorsun ''
'' Orada zombi olsa bile sanmıyorum onlarıda halledebilirsin ''
Mustafa '' İntikamımı aldıktan sonra gidebiliriz ''
Sibel '' İntakımın batsın. ''
'' Senden hoşlanıyorum diyorum ''
Mustafa '' Hayır benden hoşlanmıyorsun.. ''
'' Benden hoşlandığını sanıyorsun ''
'' Bana minnet borcunun olduğu için ''
Sibel '' Neden seni tanımama izin vermiyorsun ''
'' Kestirip atıyorsun her şeyi ''
Mustafa '' Beni tanımak mı ? istiyorsun ''
Sibel '' Evet ''
Mustafa '' 1995 te ankara/keçiörende doğdum,Anne ve Baba adanalı iki ailede komşudur.Bü yüzden tüm akrabalar Adanadadır,Fakat babamın mesleği yüzünden hep gurbetteyiz.Babam jandarma astsubay.11.sınıftayım.İlk okula hakkari çukurcada başladım fakat okul uzak ve terör olayları olduğu için babam göndermedi.İstanbul/Tuzlada ilk okula tekrar başladım yani 1 sene kaybım olmuş oldu.İstanbulda da ilçe tayini yüzünden Tuzla Tezer Taşkıran i.ö.o okulundan ayrıldım ve adını hatırlamadığım küçük bir mahallede okula başladım.Atatürk i.ö.o ordada uzun kalamadım çünkü babam özel göreve gitti Şırnak a (normalde tayinler 2 yıldan aşağıya yapılmaz ama babam özel göreve gittiği için 1.5 senede oradanda tayinimiz çıktı),Babam görevden geldikten sonra Erzurum oltuya tayinizmiz oldu 5. Sınıf ve 6. Sınıf orada okudum,benim için hayatı öğrendiğim yer oldu çünkü istanbuldaki iki öğretmenimde lan bile dedirttirmezken kimseye. kavgayı,küfürü arkadan vurulmayı,arkadaşlık denilen illetin nasıl sizi kullanmak için taktıkları maske olduğunu öğrendim.Tekrar tayinciyiz ve Afyon/dazkırıya tayin çıktı ordada yeni Mustafa sayesinde hiç kazık yemedim herşeyi uzaktan izledim ve sevilmeyen biri oldum.İlçe tayini açıklandı ve Afyon/Dinar dayım şuan,Burada aynı yaptığım yada yapmadığm şeyleri tekrarlamadım kısa zamanda sevilen biri oldum bir o kadarda dışardakilerin benden çekindiği biri oldum,bir park bir içme eğlenme olsun aranan biriyim kavgadada gereğinden fazla iyiyim ve istekliyim bü yüzden çevrem haricinde pek sevilen biri değilim.Çevrem oldukça geniş burada 6 tane lise var ve her birinden yakın arkadaşlarımda var.Abilerim var şuan rahatım çok yerinde maddi bir sıkıntım olduğu zaman arkadaşlarımdan çok yardım aldım,kız meselesi olsun kavga olsun hep yanımda olan sırdaşım kardeşim ömerim var,ama tam bir düzen tutturmuşken bu sene tekrar tayinciyiz bakalım nereye çıkıcak ve ben yeniden başlıyacağım herşeye bu benim için ilk değil 11.sınıftayım 9 defa okul değiştirdim ama insan alıştığı yerden koparken geridede kendinden çok şey kopartıyor..''
Sibel '' Ailen nerede ? ''
Mustafa '' Onlar zombiler gelmeden gittiler ''
Sibel '' Seni neden götürmediler ''
Mustafa '' Arkadaşlarım burada kalacaktı. ''
'' Onları bırakmak istemedim ''
'' Babamı ikna edemedim ''
'' Bende gidecekleri günün sabahında evden kaçtım ''
Sibel '' Anlıyorum ''
'' Sen bir delisin ''
Mustafa '' Biliyorum ''
Sibel '' kararından dönmenin bir yolu yok dimi ''
Mustafa '' Yok ''
Çığlık sesi geldi..
Mustafa '' Ne oluyor lan ''
Mustafa apar topar odasından çıktı.. Bir zombi Ömer'i ve Hüseyin'i ısırmıştı.. Zombi yerde beyni patlamış halde yatıyordu..
Mustafa '' Bu nereden girdi. ''
Ömer '' Hepsi benim suçum ''
'' Şurada gizli bir bodrum buldum ''
'' Oraya girdim ''
'' Sonra geri çıktım ''
'' Sizlere haber verecektim ama toplantı yaptık unutmuşum ''
'' Oraya bir zombi saklanmış ''
'' Beni gördü sanırım ve takip etti ''
'' Hüseyin'e saldırmıştı. ''
'' Hüseyin'in üzerinden zombiyi alıyım derken benide ısırdı ''
Mustafa '' Neden ateş etmedin ''
Ömer '' Dışarıda çok fazla zombi var ''
'' Silah seslerini duyabilirler ''
'' Ayrıca çok karanlık burası ''
'' Hüseyin'ide vurabilirdim ''
Mustafa '' Lanet olsun ''
'' Sibel yaralarını temizle ''
Sibel '' Tamam ''
Ertesi gün gece yarısı ..
Hüseyin ve Ömer Zombi'nin ısırığı yüzünden yüzleri bembeyaz olmuştu. Halsizdiler.. Herkes biliyordu ki geri dönüşü olmayan bir yola girmişti Hüseyin ve Ömer.. Çünkü bir zombi bir insanı ısırdığında kesinlikle ölüyor ve zombiye dönüşüyordu. Hayalci olmanın bir anlamı yoktu..
Askeri Jeep'e bindiler..
Mustafa Ömer ve Hüseyin'e baktı..
'' Eminmisiniz ? '' diye sordu..
İkiside kafalarını salladılar eminiz dercesine..
Arabayı Mustafa Kullanıyordu. Şehre doğru sürdü arabayı.. Sonra arabadan indi. Jandarma karakolundan bulduğu otomatik tüfek ile etrafa ateş etmeye başladı..
Sibel '' Napıyor bu ''
'' Bütün zombileri başımıza toplayacak ''
Ömer '' Planımızda bu ya zaten ''
Zombiler toplanmaya başlamıştı.. Mustafa arabaya tekrar bindi ve yavaş yavaş sürüyordu.. Zombiler ise onu takip ediyorlardı.
Fabrikaya yaklaşmışlardı artık..
Güneş doğmak üzereydi..
Ömer arabadan atladı..
Ömer '' Kendinize iyi bakın ''
Mustafa '' Ne demek bu ''
Ömer '' Zaten Zombi olacağım ''
'' Gider ayakta şu piçlerin işini ben bitireyim ''
Mustafa '' Bin arabaya ''
Ömer '' Zorlama dostum ''
'' Hüseyin geliyor musun ? ''
Hüseyin '' Hiç sormayacağın sanmıştım ''
Mustafa '' Hayatta olmaz ''
'' Gitmenize izin vermem ''
Hüseyin '' Siz izmire doğru yola çıkın buradan ''
'' Ahirette görüşürüz ''
'' Daha fazla bizden kayıp olmasın ''
'' Sonra görüşürüz ''
Mustafa bunun üzerine diyecek bir şey bulamadı. Ve arabayı sürmeye başladı. Hüseyin ve Ömer ise yavaş yavaş yürüyerek zombilerin onları takip etmesini sağladılar.. Fabrikaya gelmişlerdi çoktan. Fabrikanın zincirlerini ellerindeki silahlar ile ateş ederek açmışlardı.. Kapıları sonuna kadar açtılar..
Silah sesine Şenol ve arkadaşları uyanmıştı.. Ama artık onlar için çok geçti..
Zombiler fabrikanın içine doluşmaya başlamışlardı bile. Damla'nın odasın önünden geçiyorlardı. Damla uyku sersemi kapıyı açtı. Zombiler birden damlayı yakaladılar. Damla karşı koymaya çalışıyordu. Bir zombi Damla'nın parmaklarını ısırdı ve koparttı. Damla acıdan bağırıyordu. Damla son nefesine kadar bağırarak can verecekti..
Yılmaz karşısında Hüseyin ve Ömer'i görünce birden ateş etmeye başladı. Yılmaz'ın silahından çıkan kurşun Hüseyin'in karnından girmişti. Hüseyin'de Yılmaz'a karşılık vermiş ve ona ateş etti. Birbirlerini vurdular. Yılmaz kalbine yakın bir mesafeden aldığı kurşun yarası ise yere düştü.. Eliyle yarasını tutuyordu.. Hüseyin fazla bir şeyi yoktu devam ediyordu..
Yılmaz '' Orospu çocukları ''
Ömer '' Ahirette görüşürüz ''
Zombiler Yılmaz'a doğru geldiler. Yılmaz ateş ediyordu zombilere.. Ateş etmeyi sürdürdü. Sonunda silahı kendi kafasına dayadı. Fakat kurşunu bitmişti. Zombi ısırığı ile bağırmaya başladı..
Geriye sadece Sevgi , Aylin Akif ve Şenol kalmıştı. Onlar fabrikanın terasına doğru kaçmışlardı..
Ömer ve Hüseyin ise onları takip ediyordu.. Terasın kapısını kilitlemişlerdi. Fakat tek hesaba katmadıkları şey Ömer ve Hüseyin'in hala insan olmasıydı Ömer silahı ile terasın kapısını kurşunlayarak kırdı. Terasa attı kendini. Ömer'e ve Hüseyin'e ateş etmeye başladı Şenol. Ömer ve Hüseyin'de ona karşılık veriyordu..
Ömer '' Kurşunlarının hepsini bitiriyoruz Hüseyin ''
'' Zombilere yem olsun şerefsiz ''
Hüseyin '' Beni vurdu bu orospu çocuğu ''
Hüseyin'in yarasına baktı..
Ömer '' Lanet olsun ''
Hüseyine Şenol'un silahından çıkan mermilerden bir tanesi isabet etmişti.
Hüseyin '' Zombilere yem olmak istemiyorum ''
Hızlıca silahı ağızına götürdü ve kafasına sıktı..
Ömer şoka girmişti.
Bu sırada terasın kapısından zombiler gözükmeye başladı..
Zombileri gören Şenol ateş etmeyi sürdürdü..
Şenol zombileri kendi üzerine doğru çekmeyi başarmıştı.
Kalabalık zombi grubu geliyordu.. Akif koşmaya başladı.. Terasın kapısından kaçarım belki diye. Fakat zombiler onu yakalamıştı. Zombiler Akif'in her tarafını ısırmaya başladılar. Akif'in bağrışları ile inliyordu Afyon Dinar..
Aylin bir köşeye sinmişti.. hareket edemiyor ağlıyordu.. Zombiler geldi ve onunda sonu Akif ve Yılmaz gibi olmuştu.
Şenol ile Sevgi el ele tutuşmuşlardı. Birbirlerine baktılar.. Kendilerine terastan aşağıya atmışlardı..
Ömer bunları gördü.. Silahı kafasına dayadı ve tetiği çekti.. Zombiler terastaki Aylin Ömer Hüseyin ve Yılmaz'ın etlerini paylaşabilmek için yarışıyorlardı..
Şenol ve Sevgi yaralıydılar.. Yerde yatıyorlardı.. Ayakları kırılmıştı ikisininde. Yerde acı çekiyorlardı.. Zombiler sevgilileri fark etti. Hızlı adımlarla Şenol'un ve Sevgi'nin yanına geldiler. Onları ısırmaya başladılar. Sevgi'nin suratını ısırıyordu zombiler. Yanaklarını boynunu yemeğe çoktan başlamışlardı.. Şenol ve Sevgi'yi parçalıyordu zombiler..
Fabrikayı gören bir yerden Mustafa dürbünle olan biteni izliyordu.. Şenol ve Sevgi'nin zombiler tarafından parçalanmasını izliyordu. Bunu istemiş olsa dahi bu Mustafa'nın yüreğini burkmuştu. Cebindeki sigara paketini çıkardı.. Ezik büzük pakette yedi tane sigarası kalmıştı. Sigarayı yaktı ve derin bir nefes aldı..
'' Sigarayı bırakmalıyım '' dedi.. kendi kendine..
Mustafa arabaya oturdu ve arabayı çalıştırdı.. Mustafa , Sibel ve Bahadır yollarına devam ediyorlardı.. Hiç kimse konuşmuyordu.
Sibel'in planını uygulayacaklardı. Adalara gideceklerdi.. Yol uzundu.. Fakat ana yoldan ayrılmadan devam ediyorlardı. Yollarda sağa sola çekmiş arabalar ve tek tük zombi görüyorlardı.. Onlara aldırmadan yollarına devam ettiler.
Dinardan Denizliye Denizliden de Fethiye ye doğru yol alıyorlardı.. Mustafa'nın sigarası bitmişti. Bir benzinlik yada market gözlüyordu yollarda.. Sonunda bir benzinlik bulabilmişti. Benzinliğe yavaşça yanaştı. Arabanın hemen arka koltuğunda bulunan pompalı tüfeği aldı. Arka koltukta oturan Sibel'e göz kırptı.. Her şey yolundaymış dercesine..
Arabadan ağır adımlarla indi. Askeri kamuflajları ve asker botları ile bir askeri andırıyordu aynı Mustafa.. Benzini doldurmaya başladı. Benzin artık taşmak üzereydi. Pompayı durdurdu.
Mustafa '' Ben içeriden bidon filan bulayım ''
'' Sigara filanda alacağım ''
Bahadır '' Bende seninle geleyim ''
'' Yalnız kalabilir misin ? ''
Sibel '' Kalırım. Arabanın içindeyim sonuçta ''
Bahadır '' Güzel .. ''
Bahadır arabadan indi.. Mustafa ile birlikte istasyonun marketine doğru yavaş yavaş yürüdüler. Yürürlerken etraflarına bakıyorlardı. Kapıya gelmişlerdi. İçeriye camdan bakıyorlardı. Ne bir zombi nede insan gözükmüyordu..
Mustafa Bahadır'a baktı.. '' Hazır mısın ? '' dedi..
Bahadır hazır olduğunu başını sallayarak vermişti.
Mustafa camlı kapıyı pompalı tüfeğin dipçiği ile kırmaya başladı.. Camı kırdılar ve silahlarını doğrultup marketten içeri girdiler. İçerisi küf kokuyordu.. Uzun zamandır kimsenin gelmediği buraya belliydi.
Mustafa '' Burada bir zombi olsa kokudan geberirdik ''
'' Herşey filmlerdekiler gibi olacağını zannediyoruz ''
'' Bir yerlerden zombilerin çıkıp bize saldıracağını ''
'' Fakat öyle olmuyor işte ''
Bahadır '' Kesinlikle haklısın ''
Bahadır ve Mustafa Sigara ve yiyecek birşeyler aldılar.. Yollarına devam etmek için marketten çıkıp arabaya doğru yürüdüler..
Fethiye..
Fethiyeye gelmişlerdi sonunda.. Fethiye zombi kaynıyordu. Arabayla onların dikkatini çekmemek mümkün değildi. Fakat genede arabasız gitmek bir intihar olurdu Mustafa ve arkadaşları için.
Benzin istasyonundan buldukları Navigasyon sayesinde alternatif yolları hesapladılar.. Sonunda patika ve köy yollarından geçerek balıkçı kulübelerine gelmişlerdi..
Girit adası tam karşılarında onları bekliyordu..
Helikopteri gördü Sibel..
Hep beraber arabanın içinde helikoptere bakıyorlardı..
Mustafa '' Sanırım girit adasına gidiyor ''
'' Ama sivil bir helikopter bu ''
Roket atarın sesini duydular. Güzel bir ıslık gibi ve helikopter bir anda patladı..
Mustafa '' Nedir lan bu böyle ''
Sibel '' Şans işte ''
Bahadır '' Gele gele terörist adasını bulmuşuz ''
Mustafa '' Bu geceyi şu balıkçı kulübesinde geçirelim ''
'' Sabah olunca denizden bir yere gideriz.. ''
'' Çok yoruldum ben ''
Bahadır '' Bana uyar ''
Sibel '' Balıkçı kulübesinde uyuyacağımıza şu sandalla ilerde açıkta neden uyumuyoruz. ''
'' Zombiler sanırım yüzmezler ''
Mustafa '' İyi düşündün ''
Birden silah sesleri gelmeye başladı adadan.. Adadan gelen silah sesleri duyuluyordu..
Mustafa '' Adada kıyamet kopuyor ''
Silah sesleri bitmiş ve hücum botların hareket ettiklerini gördüler.. Mustafa ve arkadaşları olan bitene bir anlam veremiyordu..
Kendilerince tahminler üretiyorlardı.. Ama genede o geceyi orada geçirmeye kararlıydılar..
Kıyıdan onbeş metre açıkta denizin üzerinde birbirine bağlı şekilde duran dört sandalı gördüler.. Oraya yüzerek giderek sandalların içinde uyumaya başlamışlardı..
Ertesi sabah ..
Mustafa güneşin sıcaklığı ile uyanmıştı.. Bütün gece hiç kimse soğuktan uyuyamamıştı.. Sibel ve Bahadır'ı uyandırdı..
Mustafa '' Ada işi yaş arkadaşlar ''
Sibel '' Bencede ''
'' Ne olduğunu bilmiyoruz adada ''
Mustafa '' En iyisi karadan ilerleyerek kafamızı sokacağımız güvenli bir yer bulalım ''
'' Köy olabilir kasaba olabilir ''
'' Bİr askeri birlik olabilir ''
'' Ama genede bir yer bulalım ''
Mustafa ve arkadaşları kıyaya çıkmışlardı.. Jeep'e hemen kıyıda duruyordu.. Jeep'in kapısını açtı.. Bir ses geldi..
Tuncay '' Asker ! ''
'' Ben Adrenalin Tim'i Üsteğmen Tuncay ''
'' Kendini tanıt ''
Mustafa silahını çektiği gibi arkasını döndü ve Tuncay'a doğrultu..
Tuncay '' Asker beni duyabiliyor musun ? ''
'' Ne dediğimi anlıyor musun ? ''
Mustafa '' Evet anlıyorum. Ama ben asker değilim ''
Tuncay '' Neden o zaman askeri kamuflajlısın ? ''
'' Zombilerden saklanabilmek için mi ? ''
'' Asker beni İstanbulda yada herhangi bir yerdeki üste götürmek zorundasın ''
'' Bu bir emirdir ''
Mustafa '' Hayır ''
'' Senin kim olduğunu bilmiyorum ''
'' En son bir yabancıya yardım ettiğimde iki arkadaşım öldü ''
Tuncay '' Başın sağ olsun Asker ''
'' Arabada telsiz var mı ? ''
Mustafa '' Var ''
Tuncay '' Telsizi kullanmama izin ver o zaman ''
'' Bakma bana öyle. Sana ve arkadaşlarına zarar vermeyeceğim ''
Mustafa '' Tamam ''
Tuncay '' Teşekkür ederim ''
Tuncay askeri jeepe bindi. Telsizi eline aldı. Gizli frekansı tuşladı..
Tuncay '' Ben Adrenalin Askeri üsteğmen Tuncay ''
'' Ölüm Meleği ''
'' Ateş ''
'' Asit ''
'' Sansar ''
'' Sesimi duyan var mı ? ''
'' Şu anda ''
'' Neredeyiz biz ? ''
Mustafa '' Fetiyede ''
Tuncay '' Helikopterim havaya uçtu. Fetiyede sahil kesminde üç sivil ile birlikte mahsur kaldım ''
'' Sesimi duyan var mı ? ''
'' Orada birisi var mı ? ''
Mustafa '' Yeter artık kimse cevap vermiyor işte ''
Tuncay '' Kapa çeneni .. ''
'' Binin arabaya ''
Mustafa '' Sen arabadan in ''
Mustafa ve Bahadır Silahlarını Tuncay'a doğru doğrultular..
Tuncay '' Eğer sen askersen. Dediğimi yap bu bir emirdir ''
'' Eğer sen asker değil sivilsen ''
'' Bu araba devletin malıdır ve askeriyeye aittir. ''
'' Bu seferde buradan uzaklaş ''
Mustafa '' Seni öldürmek istemiyorum ''
Tuncay '' Peki iniyorum arabadan. Beni öldürme ''
Tuncay yavaşça arabadan indi. Mustafa elindeki pompalı tüfeği hala Tuncay'ın suratına tutuyordu. Bahadır'da öyle. Tuncay baktı. Pompalı Tüfeğin Namlusundan tuttuğu gibi havaya kaldırdı tüfeği. Mustafa'ya bir tekme attı. Mustafa Bahadır'ın üzerine doğru düştü. Bahadır'da dengesini kaybetmişti. Tuncay Mustafa ve Bahadır'ın yanına doğru yavaşça yürüyerek gitti. Mustafa ayağa kalktı. Tuncay'a doğru sağ yumruğunu savurdu. Tuncay Mustafa'nın yumruğunu kestiği gibi Mustafa'yı tekrardan gerisin geriye yere yapıştırdı.
Bu sefer Bahadır hamle yaptı. Fakat Bahadır'ın da yumruğunu kesen Tuncay Bahadır'ı kafa attı. Bahadır yere düştü. Tuncay Bahadır'ı bayıltmıştı. Mustafa tekrardan Tuncayın üzerine doğru koşarak geldi. Tuncay Mustafa'nın suratına kuvvetli bir tekme atarak Mustafa'yıda bayılttı..
Tuncay '' Genç işte kanları kaynıyor ''
Sibel '' İyi insanlar aslında. ''
'' Lütfen bizi burada bırakma ''
Tuncay '' Bırakmayacağım zaten ''
Tuncay Baygın Mustafa ve Bahadır'ın ellerini bağladıktan sonra arabanın arka koltuğuna yatırdı ikisinide. Silahları ise Jeepin bagajına atmıştı. Tuncay Sibel'e doğru baktı..
Tuncay '' Senide bayıltıp ellerini bağlamama gerek var mı ? ''
Sibel '' Yok ''
Tuncay '' Bu çocukları nereden tanıyorsun ''
Sibel '' Bir seneye yakındır onlarla birlikteyim ''
Tuncay '' Güzelmiş ''
Sibel '' Nereye gidiyoruz ''
Tuncay '' İstanbul'a ''
14 Saat Sonra İstanbul Anadolu Yakası Adrenalin Üssü ..
Tuncay Mustafa Sibel ve Bahadır Adrenalin Üssüne giriş yapmışlardı. Mustafa Sibel ve Bahadır Adrenalin askeri olmak için başvuru yapmışlar. Onay verilmiş ve Adrenalin Askeri olmak için eğitimlere başlamışlardı..
3 Ay Önce ..
Ahmet '' Arabayı alışveriş merkezine bırakmıştım ''
'' Onu alıp kaçalım ''
Ceyda '' Tamam canım ''
Ahmet '' Sen çocuklarla burada bekle ''
'' Evde ''
'' Ben Sizi Almaya geleceğim ''
Ceyda '' Tamam merak etme sen bizi ''
Ahmet binbir zorlukla alışveriş merkezinin otoparkına girdi. Zombiler de Ahmet'in peşinden geliyorlardı. Arabayı koyduğu noktada arabası yoktu. Çok büyük olmayan otoparkta Ahmet arabasının yerini unutması mümkün değild. Otoparkta toplasan yirmi araba var yoktu. Ahmet bir o tarafa koşuyor bir bu tarafa koşuyordu. Ama arabasını bulamadı.. O sırada bir zombi Ahmeti yakaladı ve sırtından ısırmaya başlamıştı. Alışveriş merkezinin otoparkında zombiler ziyafet çekiyorlardı..
9 Ay Önce ..
Mustafa ve arkadaşları Şenol ve arkadaşlarının alışverişlerinin bitirmesini beklediler.
Mustafa '' Bir araba daha çalmalıyız ''
Ömer '' Sende iyi alıştın araba çalmaya ''
Mustafa '' Muhtemelen sahibi şu anda öldü ''
'' Artık o bir zombi ''
'' Ve bir araca ihtiyacı olacağını sanmıyorum ''
'' Yaptığımız alışverişleri ve sigaralar bagaja sığmıyor çünkü ''
'' Çok fazla şey almışız ''
Ömer '' Tamam ya bir şey demedim ''
Zombilerin Dünyası Survival Vol. IV 57. Bölüm : Mustafa Zaman , Hüseyin , Bahadır ve Ömer'e Teşekkür Ederiz. Afyon Dinar'a Selam Olsun..
Üstadım emeğine kalemine sağlık yine bomba süper bi bölüm olmuş yine şoklar şaşkınlıkla okudum emeği sağlık
YanıtlaSil