uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

18 Ekim 2013 Cuma

58. Bölüm Şanslı S

Beylikdüzü İstanbul

Zombiler istanbul'a geldiğini televizyonlardan öğrenmişti Yasin. Zombiler geldiğinden bu yana bir hafta geçmişti. Bütün gününü televizyon karşısında ve bilgisayarda geçiriyordu Yasin. Tıpkı bir önceki ve ondan önceki günler gibi… Ailesi Sakarya'da tatildeydiler. Onuda çok götürmek istemişler fakat o gelmemişti.  Evinin penceresinden istanbul'a bakıyordu. Zihninde geleceğine dair binlerce soruyla sıkıntılı günler geçiriyordu. Kim bilir belki de bir anda kafası atar ve evden çıkıp zombiler ile savaşırdı. Belkide eli silah tutan herkes askere çağrısına kulak verir askere giderdi.

Zombiler istanbul'a geldiği haftalar olmuştu. Evindeki erzaklar bitmek üzereydi Yasin'in. Ailesinin sakarya'da olduğunu biliyordu. Telefon hatları kesilmeden konuşabilmişti. Onların yanına gitmek istiyordu Yasin. Planının tamamını gözden geçiriyordu. Sürekli aynı plan üzerinden hareket ediyordu.. Olası bir Zombi istilasına karşı sokağa çıkması gerekirse diye çok önceden önlemini almıştı Yasin ..

Taşıyabileceği bir tane sopa.. Hafif ama sert..

Çantasında konserve bol miktarda su..

İnternetten izlemişti Yasin. Zombi saldırılarını. Zombiler en çok boyna el ve kollara ve ayakları ısırıyorlardı..  Spor giyinmeyi severdi Yasin. Fakat bu sefer zombi ısırıklarından korunmak üzere giyinmişti.

Beylikdüzü'nde olmak hiç bir şey değildi. Önemli olan boğazı geçmekti. Boğaz köprüsü tıkalı olduğunu düşünüyordu. Haksızda sayılmazdı.. En iyi planı deniz yoluyla karadenize kadar gitmekti. Yön duygusu fena değildi Yasin'in.. Fakat genede başarabilir miydi.

Yasin bütün hazırlıklarını tamamlamıştı. Balkondan zombilere bakıyordu.. Evinin önünde çok fazla bir zombi topluluğu yoktu.. Sonunda kaçmaya karar vermişti..

Asansörü çağırdı..  Asansör yavaş yavaş geliyordu.. Apartman çok sessizdi.. 14 katlı binanın 10. katında oturuyordu Yasin.  Asansör gelirken heyecanlıydı Yasin. Derin derin nefes alıyordu.  Asansör sonunda gelmişti.  Asansör'ün kapısını açtı ve hemen kapıyla birlikte geri çekildiYasin. Asansörde zombi olabilirdi.. Bir dakika kadar öyle kalmıştı Yasin. Asansörden ses seda çıkmıyordu.. Asansörün kapısına saklanan Yasin yavaşça kapıdan çıktı.. Asansörde sadece biraz kan vardı. Yasin rahatlamıştı.

Yasin Asansöre bindi ve kapıyı kapattı. Eli ile yavaşça düğmeye bastı. Asansör aşağıya doğru iniyordu. İkinci kata kadar gidecekti Yasin. Ondan sonrasını da merdivenlerden inecekti.  Asansör 2. katta durdu.. Kulağını asansörün kapısına dayadı. Ses gelmediğine emin olana kadar bekledi. Sonra yavaşça kapıyı açtı.  Evlerin kapıları kapalıydı.. Asansörden indi ve merdivenlerden sırtını duvara dayayıp inmeye başladı. Temkinli bir şekilde merdivenlerden aşağıya iniyordu.
Birinci kata gelmişti Yasin..
Birinci kattaki evlerin kapıları kapalıydı.
Yavaşça aşağıya iniyordu..

Kapı bir anda açıldı.. Yasin elindeki sopayı bir an için kaldırdı. Yıllardır aynı apartmanda yaşadığı komşularının suratını ilk kez o an görmüştü.  Genç bir kızdı kapıyı açan.

'' Bakarmısınız. Babam çok hasta '' diyebildi. ürkek ve çaresiz sesiyle.

Yasin '' Isırıldı mı ? ''

'' Evet '' diyebildi kız..

Yasin '' Bakmama gerek yok ''

'' Neden '' diye soruverdi. Meraklı gözleriyle..

Yasin '' Zombi tarafından ısırılan birisi zombiye döner ''

'' Ya bugün yada yarın ''

Kız üzgün bir ses tonuyla '' yani yapabileceğin bir şey yok ''

Yasin '' Üzgünüm ama yok ''

'' Sana tavsiyem bir an önce ondan uzaklaşmalısın ''

'' Şu anda bilinci yerinde. İlerleyen saatlerde tamamen ölü olacak ve dışarıda korktuğun zombilerden birine dönüşecek ''

'' Muhtemelende seni veya ailenden birini ısıracak ''

'' Böyle böyle devam edecek bu katliam.. ''

Kız ağlıyordu '' Başka bir çözüm yolu yok mu ? ''

Yasin '' Genellikle böyle olur ''

Kız '' Bakamazmısın bir kere olsa babama ? ''

Yasin '' Ben doktor değilim. Doktor olsamda geri dönüşü olmayan bir yola girdi ''

'' Gitmeliyim ''

'' Sanada tavsiyem şudur ki ondan uzak dur ''

Kız Yasin'i bir türlü bırakmıyordu.. Fakat Yasin kesin tavrını koymuştu..  Merdivenlerden yavaşça inmeye başladı Yasin.  Kızı kaderiyle bırakmak zorundaydı.. Merdivenlerden aşağıya kadar inmişti. Apartmanın giriş kapısını yavaşça açtı. Yavaşça apartmandan çıktı.. Arabaların arkalarına saklana saklana hızlı hareket ederek ilerliyordu.. Zombiler onu farketmiyordu. Yasin günlerdir zombilerin hareketlerini izliyor ona göre plan yapmıştı. Tek tük park etmiş arabaların yanlarından hızlı ve sessizce geçmeye devam ediyordu Yasin..

Yasin bütün planını programını yapmıştı.. Fakat bir şeyi atlamıştı. Planını sadece zombilerin üzerine yapmıştı Yasin..  İlk defa gördüğü komşu kızı bütün planlarını alt üst edercesine Bağırmaya başlamıştı.. '' İMDAATTTT '' çığlık atıyordu.. Bütün zombiler çığlık atılan tarafa doğru yürümeye başlamışlardı.  Apartmandan yaralı kız dışarıya doğru koşuyordu.. Zombiler bir anda kızı yakaladılar.. Kızın çığlıkları daha fazla yankılanmaya başlamıştı. Kızı yakalayan zombiye kız karşı koymaya çalışıyordu. Fakat kız çok güçsüzdü. Elleri ile zombinin ağzını tutmaya çalışırken Zombi kızın parmaklarını bir anda koparıp yemeğe başladı. Kızın parmaklarından kanlar akıyordu. Başka bir zombi gelerek kızın boynunu bir köpeğin eti parçalasına kopartıp yediği gibi ısırdı ve bir parça aldı.. Kız acıdan bağırıyordu.. Kız yere düşmüştü çoktan.. Kan kaybından ölmek üzereydi.. Etrafta bulunan diğer zombilerde kızın etrafına üşüştüler. Her biri bir parça et alabilmek için kızın etrafında birbirleri ile yarışıyorlardı. Kızdan çıkan et veya kemik parçalarını paylaşamıyordu zombiler.. Zombilerin dikkati parçalanan komşu kızına kayınca. Yasin ise bu durumu fırsat bilerek daha hızlı ilerlemişti..

Gök gürüldüyordu.. Yasin kafasını bir an gökyüzüne doğru baktı.. Gök yüzünde kara bulutlar gelmeye başlamıştı. Yasin içinden '' Bu hiç iyi bir şey değil '' diyordu.. Yasin Beylikdüzünden marmara denizine ulaşmaya çalışıyordu..

Havuzlu villalara gelmişti Yasin.  Dışarıdan bir insanın giremeyeceği kadar yüksek çitlere sahip villalar gerçekten de korunmak ve saklanmak için güzel bir yerdi. Villaların içinden daha hızlı ve daha kestirme gidebilirdi sahile. Öbür yoldan giderse yirmi kilometre daha yürümesi gerekiyordu. Ayrıca tamamen korunmasızdı cevre yolu.. Villanın duvarlarına geldi.. Sırtını villanın duvarlarına dayadı. O sırada yağmur'un ilk damlası suratına gelmişti. Villanın duvarları iki bucuk metreydi. Yasin sırt çantasının içine sopasını koydu ve villanın duvarlarına koşmaya başladı. Villanın duvarlarına ayakları ile basarak sıçradı ve duvara tutundu. Kendini yukarıya doğru çekti Yasin. Duvardan villanın içine doğru baktı.. Dört beş zombiden başka bir şey yoktu. Oda normaldi. Kendini çekti duvara tırmandı. Duvardan yavaşça aşağıya indi. Zombiler Yasin'i görünce Yasin'e doğru gelmeye başlamışlardı. Yasin çantasından çıkardığı Sopası ile zombilerin ona doğru gelmesini bekliyordu.  Zombilerin gelmesini beklerken Yasin hızlıca koştu ve en öndeki zombinin kafasına vurarak yere serdi. Sopanın ucuna taktığı bıçak ilede zombiyi kafasından deldi. Diğer zombiyede aynısını yaptı. Dört zombiyide kafalarından çivilemişti Yasin..  Yasin villaların ortasına kadar yürümüştü.

Yağmur yağmaya başlamıştı tüm şiddetiyle.  Yasin etrafına baktı. Umutsuz gözlerle. Zombiler birer ikişer belirmeye başladı. Zombilerin sayıları bir anda kalabalıklaşmaya başlamıştı.  Yasin fırsatını bulduğu ilk sokaktan koşarak kaçmaya başladı.. Yasin kaçarken her taraftan zombiler gelmeye devam ediyordu.. Villaların kapısını zorluyor ama hiç biri açılmıyordu. Her taraftan çıkan zombiler Yasin'e doğru gelmeye devam ediyorlardı. Yasin villaların bitişik olduğu bir sokağa girdi. Sokağın sonunda da villa vardı. Sokağın sonundaki villaya doğru koştu. Kapıyı zorluyordu. Fakat kapı çelik kapıydı ve açılmıyordu. Villanın pencereleri hırsızlığa karşı demir korunaklıydı. En önden gelen zombilerden bir kaç tanesini sopa ile vurarak yere düşürmeyi başardı. Ona yaklaşan zombilerin kafasına sopa ile vuruyordu. Fakat arkadan gelen zombiler çok kalabalıktı. Zombiler gelmeye devam ediyorlardı. Yasin yolun sonuna geldiğini düşünüyordu. Yasin çantasından çıkardığı bezi sopasına sardı. Çantadan çıkardığı benzini bezin üzerine döktü. Sopayı yaktı. Zombilerin topluca saldırmasını engelliyordu.. Yağmur yağdığı için zombilerin üzerlerindeki kıyafetleri yakamıyordu Yasin..

Yasin zor durumdaydı.. Yasin için yolun sonuydu artık.. Yasin mücadeleyi bırakmıyordu.. Zombileri elindeki yanan sopa ile savuşturmaya devam ediyordu Yasin. Ter içinde kalmıştı. Zombilerin Dünyasında tek başına savaşmak bir kaç sıfır geride başlatıyordu. Sırtını iyice çelik kapıya dayamıştı. Zombiler ile arasında bir metre mesafe vardı sadece. Sopasında yanan bez artık sönmek üzereydi.. Mücadelesi artık bitmek üzereydi.

Çelik kapı bir anda içeriden açıldı.. Yasin ise içeriye düştü. İçeriye düşer düşmez birileri sırtından tutarak çektiler. Çelik kapı bir anda kapandı.. Ter içinde kalmış Yasin. Yorgunluktan kalkamıyordu bile.

Çelik kapı bir anda açıldığında Yasin kafasını yere çarpmıştı. Kafası çarpınca yere düşmüştü. Bayılmıştı Yasin.. Konuşulanları duyuyordu..

'' Çocuğu şu tarafa yatırın ''

'' Bu çocuk yalnız mı gelmiş ''

'' Kimsesi yok sanırım ''

Gibi laflar geliyordu kulağına.. Yağmurun cama vurmasını hissediyordu. Üşüyordu Yasin. Kıyafetleri çok ıslanmıştı.. Baygın Yasin bir anda uyandı.. Gelmeyin diye bağırıyordu.

Cihangir '' Sakin ol. Güvendesin ''

Yasin '' Nerdeyim ben ''

Cihangir '' Villanın içindesin ''

Yasin '' O kadar mücadele ederken nerdeydiniz ? ''

Cihangir '' Fark etmedik.. ''

'' Bu villayı kullanmıyoruz biz ''

'' Isırıldın mı ? ''

Yasin '' Hayır. Siz beni çekene kadar ısırılmadım ''

Cihangir '' Güzel ''

'' Kimsin ''

'' Nerede oturuyorsun ? ''

Yasin '' Beylikdüzünde oturuyorum ''

'' Babam Beylikdüzü ilk öğretim okulunda öğretmen ''

'' Şubat tatili için kız kardeşimle beraber sakarya ya gitmişlerdi aylar önce ''

'' Bende ortalık durulunca onların yanına giderim dedim ''

'' Yola çıktım ''

'' Sonrasınıda biliyorsun işte. ''

Cihangir '' Seni diğerleri ile tanıştırayım ''

'' Eğer hazırsan ''

Yasin '' Pek tanışacak halde değilim ''

Cihangir '' Sen nasıl istersen ''

'' Ön kapıda yığınla zombi var ''

'' Biz arka kapıdayız ''

'' Gelirsin ''

Yasin kafasının arkasını tuttu. Kafasının arkası kanamıştı. Yastığa yapışmıştı. Bir anda yardım etmediği kız geldi aklına. Bu adamlarda bana yardım etmeseler sonum o güzel komşu kızı gibi olacaktı diye düşündü. Pişmanlık içindeydi Yasin.. Yasin yavaşça ayağa kalktı ve Cihangir'in gösterdiği yerden yürümeye başladı yavaşça.  Adım adım yürüyordu.. Ayakları gerisin geriye gitse de başka çaresi yoktu Yasin'in.. Yeni insanlarla tanışmak pek istemezdi çünkü.  Adımını yavaş yavaş attı ve arka kapıdan çıktı. Gördüklerine inanamıyordu. Kalın duvarlarla örülmüş villalar vardı burada.. Yirmi tane villa. Hepsi birbirine bakıyordu evlerin. Ve üç metreye yakın duvarlar vardı. Bahçesi kocamandı. Yaklaşık yüz elli kişilik kurtulmuş bir grup vardı karşısında..  Yaşlı bir kadın Yasin'e sarıldı. '' Oğlumm '' diyerek. Yasin hiç bir tepki vermiyordu.. Yasin'e sarılmış kadın Yasin'e oğlum diye hitap ediyordu.. Bir sürü şey söylüyordu yaşlı kadın.. Yasin bu anlamadığı ilgiden dolayı çok şaşırmıştı. Yaşlı kadının yanına bir kız geldi. '' Anneanne tamam '' '' O Sezgin amca '' değil diyordu.. Yaşlı kadın birden ağlamaya başladı. Ama ağlaması durmuyordu.. Kız Yasin'e baktı ve '' Siz onun kusuruna bakmayın '' Dedi ve Yaşlı kadın ile birlikte Yasin'in yanından uzaklaştı.

Yasin kendisi ile ilgilenen Cihangir'i gördü.. Cihangir ile selamlaştılar..

Cihangir '' Karnın aç mı ? ''

Yasin '' Evet demeyi çok isterdi '' Fakat yok diyiverdi ''

Cihangir '' Açsındır. Hadi çekinme ye şunları ''

Yasin '' Teşekkürler '' diyebildi sadece..

Cihangir Yasin yemek yerken sohbet ediyorlardı..

Cihangir '' Sakarya'ya nasıl gidecektin buradan ''

Yasin '' Gemi yada kayık ayarlayacağım ''

'' Yada çalacağım ''

'' Onunla karadeniz'e ineceğim ''

'' Oradan da sakarya'ya.. ''

Cihangir '' Güzel fikirmiş ''

'' Aferim yaşına göre güzel bir fikir ''

'' Fakat bir şeyi hesaba katmamışsın ''

'' Bugün havada lodos var ''

'' Mümkün değil gidemezsin ''

Yasin '' Zaten hava kararmayacak mı birazdan ''

Cihangir '' Hayır ''

'' Buraya geldiğinden beri yaklaşık 15 saatir uyuyorsun ''

Yasin '' Anlıyorum ''

'' Yarın hava nasıl olur ''

Cihangir '' Allah kerim Yasin ''

Yağmur dinmesine rağmen havanın griliği devam ediyordu. Bir yandan iki gündür yaşadığı şeyleri sorgularken diğer yandan elindeki yemeği yiyordu Yasin. Aslında gideceği yer çok uzak değildi. Fakat Cihangir'in havada lodos var uyarısı durdurmuştu kendisini.

Üç hafta sonra :

Yasin yeni grubuna alışmıştı. Yasin gidebilmek için yazı bekliyordu. Deniz çok dalgalıydı. Bu dalga denizde gemi kullanmayı bilmeyen biri için çok büyük bir felaket olurdu. Yasin yalnız başına kalmayı tercih ediyor ve kimseyle konuşmuyordu. Cihangir'in seçtiği kişiler ise etrafta keşif yapıyorlardı. Cihangir grubun lideriydi.. Herkese iş bölümünü o veriyordu..  Yasin karşı çıkmadı. Bu Herkes sırayla çıkıp erzak arıyordu çünkü. Yasinde onlarla yaşıyor ise bunu yapması gerekiyordu. Onun yaşında kızlar ve erkeklerde bu görevi üstleniyordu. Ona korkak diyenler olabilirdi. Yasin aslında zombilerden korkmuyordu. Fakat yaşamak istiyordu.. Uzun yıllar..

Cihangir '' Bugün erzak aramaya gidecek ekip '' diye başladı sözüne.. İsim listesini okudu. Listede Yasin'in de ismi vardı.  10 kişilik bu grup ellerinde sopa veya birer adet silahla birlikte erzak aramaya gidecekti. Cihangir'in kaldığı çadırda toplandı bu on kişilik ekip.

Cihangir'in elinde işaretlenmiş bir harita vardı.. Alışveriş merkezlerini ve gıda toptancılarını gösteren bir harita. Kendisinin işaretlediği belliydi bu haritayı. Cihangir'in etrafında toplandı on kişi. Cihangir anlatıyordu ..


Cihangir '' Arkadaşlar gideceğiniz yer. Beylikdüzü ile Silivri arasındaki yer. Sahil yolunu takip ederek ulaşabileceksiniz.  Buradan yürüme mesafesi ile bir saat olabilir. Fakat arabayla on beş dakikaya gidebileceğiniz bir yer. Ön keşif ekibi dün sizin için araştırdı burayı. Yollar temiz.

Cihangir '' Sizleri uyarmak zorundayım ''

'' Fazla meraklı olmayın ''

'' Birbirinizden ayrılmayın ''

'' Isırılan biri olursa da sakın buraya getirmeyin ''

'' Orada işini bitiriyorsunuz ''

'' Hepimiz bu görevin zorluğunu biliyoruz ''

'' Ama yaşamak için direnmeliyiz ''

'' Yaşamak için çalmalıyız ''

'' Devret ve ordu bizi bıraktı gitti ''

'' Sizde biliyorsunuz çocuklar ''

'' Devlette kendimiziz. Orduda ''

'' Hadi göreyim sizleri ''



Yasin ve geri kalan dokuz kişi üç arabaya binerek villalardan uzaklaşıyorlardı. Yasin ilk defa dışarı çıkıyordu. Sandallar ve Motorlu tekneleri gördü. Bir teknenin üzerinde '' Şanslı S '' yazıyordu.. Bu yazıyı daha önce de görmüştü. Nerede görmüştü acaba. Onu düşünüyordu.

Yasin Villaların olduğu yerde bir zombi saldırısı olursa nasıl kurtulurum diye planlar yapıyordu kafasında.. Bir ses planlarını bozdu..

'' Yasin geldik ''

Yasin kafasını kaldırdı ve tellerle cevrili gıda deposuna baktı.. Büyük bir binaydı bu bina.. Binanın dışarısında kimse yoktu. Üç dört tane parketmiş tırdan başka..  Hep birlikte gıda deposuna girdiler. Yasin'in elinde sopadan başka bir şey yoktu. Grup lideri Murat önderliğinde yürüyorlardı. Murat onlardan yaşça büyüktü.  Yavaşça girdiler kapıdan..

Grup lideri siz burada bekleyin dedi .. Önden yürüyen iki kişiye ise '' Siz benle gelin '' Murat elektrikleri açmaya gitmişti. Murat elektrikleri açtı.. İçerisi aydınlanmıştı..  Etrafın temiz olduğunu anladığında Çağırdı Murat geri kalanları .. Etrafta hiç bir zombi gözükmüyordu. Zaten içeride bir leş kokusuda yoktu.. İnsan eti çürüdüğü zaman kötü kokardı.. Murat bunu tecrübe etmiş olacak ki içeride kötü koku olmadığından dolayı kolaylıkla çömezleride içeriye davet etmişti.  Çömezlerden Yasin gibi ilk defa erzak bulmaya gelen bir çocuk vardı. Yasin ile yaşıtlardı. Çocuk korkudan girememişti. Koşarak arabaya saklandı. Korkudan titriyordu. Diğerleri ise çocuğun bu korkaklığına gülüyorlardı. Murat ekibinin bu lakayıt tavrını görünce '' Kesin sesinizi '' diye bağırdı onlara. '' Sizlerinde ilk seferinizi biliyorum '' Çoğunuz altınıza işiyordunuz.. Murat'ın bu çıkışından sonra herkes gülmeyi kesti.

Yasin ağlayan Ali ile arkadaş olmuştu. Ali'ye dostluk elini uzatmıştı Yasin..

Erzakları alıp geri döndüler.. Hiç bir kaza bela olmamıştı. Korkulan olmamıştı Yasin ve diğerleri için. Villalara vardıklarında her şey güzeldi. Yasin'in kafasında ise '' Şanslı S '' yazısını başka nerede gördüğü vardı.. Başkada hiç bir şey onun için umurunda değildi.

Haftalar haftaları kovaladı böyle.. Günler geçiyordu.. İnsanlar hallerinden memnundu.. Yasin ise Sakarya'ya gitmenin hazırlıklarına başlamıştı.

Cihangir '' Yasin bir sorun mu var  ? ''

Yasin '' Evet. Cihangir abi. Ben artık gitmek istiyorum ''

Cihangir '' Havalar biraz daha ısınsın gidersin ''

Yasin '' Hep aynı şeyleri tekrarlıyorsun. Havalar biraz daha ısınsın ''

'' Denizde dalga bitmez ki abi ''

Cihangir '' Söz veriyorum önümüzdeki ay seni ben kendim götüreceğim ''

Yasin '' Söz mü ? ''

Cihangir '' Söz ''

'' Hem yeni bir yer bulduk ''

'' Oradan çıkacak erzaklardan kendine bir kaç hafta yetecek kadar alırsın ''

Yasin '' Tamam abi ''

Yasin ikna olmuşa benziyordu. Cihangir'den istediği sözü almıştı..


Bir hafta sonra ..

Yasin gene gruba seçilmişti. Erzaklar çabuk bitiyordu.. Her hafta bir yere gidiyorlar ve erzak topluyorlardı..  Erzak toplama işini üstlenen Murat'ın en gözde adamı Yasin olmuştu. Yasin gözü kara güçlü ve atikti. Murat'ta böyle bir adam istiyordu kendine. Korkan Ali'de artık alışmıştı. Gene korkuyordu ama hiç olmaz sa kaçmıyordu..

Gene Cihangir'in gönderdiği bir erzak deposuna gelmişlerdi. Erzak deposu olmasının yanı sıra ilaç deposuydu da burası.. Büyük ve geniş bir depoydu. Belki defalarca yanından geçmişti Yasin. Fakat daha önce böyle bir yerin varlığından bile haberi yoktu.

Yavaş ve ağır adımlarla Murat'ın arkasından yürüyordu Yasin. Karanlıktı.. Her zaman olduğu gibi. Jeneratörü çalıştırmak gerekiyor dedi Murat. Yasin'e bir kaç adam al ve Jeneratöre bak dedi..

Yasin '' Sanki amerikan filmi çekiyoruz '' Ne arasın burada jeneratör ''

Murat '' Bir şey mi söyledin ''

Yasin '' Tamam bakıyorum ''


Yasin yanına Ali ve Emre'yi almıştı..  Birlikte hep beraber Bodrum katına inmişlerdi.. Jeneratör arıyorlardı.. Karanlık ve kötü kokan bu yerde tek yardımcıları El fenerleriydi. Jeneratörün yerini bulmuşlardı sonunda.. Jeneratörü çalıştırmaya çalışıyorlardı. Emre bu işlerden anlıyordu az çok. Emre bırakın ben yapayım dedi.  Emre jeneratör ile uğraşıyordu..

Emre uğraşıyordu jeneratör için. Ama bir arpa boyu yol kat edememişti..  Sonunda jeneratörü çalıştırmayı başarmıştı.. Ama çok ses çıkarmıştı Jeneratörü çalıştırırken.. Jeneratörün olduğu tarafta iki kapı vardı. Birinci kapıdan gelmişti Yasin Ali ve Emre.. Sesi duyan zombiler ikinci kapıdan geldiler.. Emre'nin sırtını ısırmıştı bir zombi. Jeneratör çalışır çalışmaz..

Emre acı içinde bağırıyordu.. Yasin Emre'yi ısırın Zombinin kafasına sopayla vurdu. Zombiyi yere sermeyi başarmıştı.. Emre'yi kaldırmaya çalışırlarken sürünerek gelen bir başka zombi Emre'nin ayaklarından tuttuğu gibi baldırını ısırdı.. Emre acı içinde bağırıyordu. Ali ve Yasin ise Emre'yi kurtarmaya çalışıyorlardı. İkinci kapıdan daha fazla zombi gelmeye başladı. Zombilerin geldiğini gören Yasin ve Ali Emre'yi kaderiyle baş başa bırakmaktan başka çareleri yoktu.. Emre bağırıyordu. Yasin ve Ali  göz göze geldi.. Göz göze geldikleri o an. Yasin koşarak uzaklaşmaya başladı bodrum kattan. Ali'de onun peşinden koşuyordu. O sırada Ali'nin kolundan ısırdı zombi. Fakat Ali Yumruk atarak zombiyi geri püskürtmüştü. Ali ve Yasin bodrum katın kapısını kapattılar..

Emre'nin üzerine geliyordu zombiler.. Emre'nin yanağını ısırarak bir parça et aldı bir zombi. Diğer zombi ise dilini kopartıyordu Emre'nin.. Emre'nin bağırmaları ile inliyordu bodrum..  Zombiler Emre'nin suratını karnını boynunu vücudundaki her noktayı ısıra ısıra kopartıyorlar ve büyük bir iştah ile yiyorlardı..

Ali ve Yasin üst kata çıktı. Murat hemen yanlarına geldi..

Murat '' Aşağıda ne oldu ''

Yasin '' Emre başaramadı ''

Murat '' Sizin içinizde ısırılan oldu mu ? ''

Yasin '' Hayır ''

Ali '' Hayır ''


Aylar sonra ilk kaybını vermişti Murat ve ekibi.. Erzakları aldılar fakat hepsi moralsiz ve mutsuzdu.. Gün sonunda onları karşılayacak insanlara Emre'nin öldüğünü kim söyleyecekti.. Kahramanca savaştı hepimizin hayatını kurtardı gibi lafları kim edecekti. Emre ne kahramanca savaştı.. Nede hepsinin hayatını kurtardı. Belki o jeneratörü çalıştırmaya kalkmasalar Emre yaşıyor olacaktı..

Sonunda villalara gelmişlerdi. Emre'nin ailesi dört gözle Emre'nin gelmesini bekliyordu.. Ama arabalardan inmiyordu. Yüzler asıktı.. Emre'nin Eşi '' Emre nerede diye soruyordu herkese '' Hiç kimse cevap vermiyordu..

Emre 'nin çocukları ve eşi ağlamaya başladı.. Emre'nin eşi Murat'ın yakasına yapıştı '' Söz vermiştin ! '' diye bağırıyordu.. O kadar çok bağırıyordu ki bütün her yer Emre'nin eşinin haykırışları ile yankılanıyordu..

Murat '' Kahramanca savaştı. Hepimizi o kurtardı '' diye bir yalan söyledi.. Zombilerden kaçsa bile ısırıldığı için Murat tarafından öldürülecekti Emre.. Ali bu yüzden ısırıldığını saklamıştı..

Ali banyoya gitti. Yarasına baktı. Yarası çok fazla derin değildi. Ama genede sızlıyordu. Güzelce yarasını sardı.. Ölmekten hele ki o korktuğu zombilerden birine dönüşmekten çok korkuyordu.. İlaç deposundan aldığı ilaçları güzelce yuttu. Ağrı kesici. İltihap kurutucu. Antibiyotikleri içiyordu.. Antibiyotiklerden ve vitamin haplarını avuç avuç içiyordu Ali..

Ali birden yere yığıldı.. İçtiği antibiyotiklerden zehirlenmişti.. Artık akşam olmuştu villada.. Ali zombi olarak tekrar dirildi. Ali odasında ölü gibi yatıyordu.. Ali'nin abisi geldi odaya. '' Ali Ali '' diye seslendi.. Fakat Ali cevap vermiyordu.. Kusmuştu Ali. Ali'nin abisi bağırdı '' Anne yardım et '' diye.. Ali gözünü açtı ve Abisini kendine doğru çekti ve boğazından ısırıverdi. Ali'nin Annesi ne var ne yapıyorsunuz diye bağırıyordu üst kata doğru çıkarak.. Her zaman olduğu gibi abi kardeşin kavga ettiğini sanıyordu..  Annesi yavaş yavaş söylene söylene yukarıya çıktı. Ali'nin çömelmiş bir şey yediğini zannediyordu. Ali'nin omuzuna dokundu.  Ali birden arkasını döndü. Ali'nin suratı bembeyaz ve gözleri bembeyaz olmuş. Ağzında ise kan vardı..  Ali'nin annesi bir anda dona kalmıştı. Ali yavaşça ayağa kalktı ve Annesinin kolunu ısırdı. Ali Annesinin kolundan kopardığı parçayı yerken Annesi bir anda kaçmaya başladı.. Aşağıya doğru panik içinde iniverdi.. Bir yandan ağlıyor bir yandan ise kaçıyordu..  Geleneksel olarak erzağın geldiği günün akşamı eğlence yapılıyordu. Emre'nin kaybında bile bu devam etti.   Sesten dolayı diğer zombilerde kapıya dayanmıştı.. Kapıyı çarpıyorlardı.. Ali'nin Annesinin bağırmalarını kimse duymuyordu bile. Ali'nin Annesi panik yaptı ve Yasin'in kurtarıldığı kapıyı bir anda açıverdi. Karşısında yüzlerce zombiyi bir anda gören Ali'nin Annesi donmuştu. Zombiler kapıdan içeriye girerek Ali'nin annesini ısırmaya çoktan başlamışlardı bile.  Zombiler Ali'nin annesini paramparça edip geçtiler kapıdan. Sese doğru yönelmişlerdi. Zombiler villanın kapısından geçerek insanların eğlendiği bahçeye yürümeye başladılar..

Kalabalık zombi sürüsü önüne gelen insanı ısırıyordu.. Bir anda müzik kesildi.. Ellerine aldıkları silahlar ile ateş etmeye başladı Murat Cihangir ve diğerleri. Fakat zombiler çok kalabalıktı.  Yasin Zombilerin çok kalabalık olduğunu gördü.. Kapıya doğru koşmaya başladı. Kapının anahtarı Cihangirde ve Murattaydı..  Yasin koşarak Murat'ın yanına gitti.

Murat '' iyi buradasın şuradan bir silah al kendine ''

Yasin '' Dışarının anahtarını ver çıkalım buradan ''

'' Her yer zombi kaynıyor ''

Murat '' Korkak gibi kaçacak mıyız ''

Yasin '' Pisi pisine ölmekten se evet kaçacağız ''


Yasin Murat'ın gösterdiği yerden bir adet Ak-47 silah aldı. Murat kendine zula yapmıştı.. Ak-47 ile ateş ediyordu Yasin Zombilere bir yandan da Murat'ı ikna etmeye çalışıyordu.. Bu sırada Cihangir'in zombiler tarafından ısırıldığını gördü. Anahtarlar Cihangir'in kayışından sallanıyordu.. Yasin Cihangir'e doğru yöneldi. Murat '' Yerinde kal Yasin '' diye bağırsa da Yasin onu dinlemiyordu.. Yasin Cihangir'in etrafına toplanan beş zombiyi de ateş ederek öldürdü. Son kurşunuda Cihangir'in kafasına sıkmıştı. Cihangir'in pantolonundan anahtarları aldığı gibi çıkış kapısına yöneldi. Murat '' Geri dön Yasin '' diye bağırırken bir zombi Murat'ı kolundan ısırdı.. Murat zombiye bir yumruk atarak yere serdi. Silahı ile ateşledi. Murat'ta Yasin'in peşinden koşmaya başladı..

Zombiler kadın kız çoluk çocuk demeden ısırmaya yemeğe devam ediyorlardı. Bir yıl önce burada neşeden eğlenceden başka bir şeye sahip olmayan bu villalarda kan ve acıdan başka hiç bir şey yoktu şu anda..

Yasin yüz metre ilerdeki tekneye atıverdi kendini .. iskeleye bağlı teknenin İplerini çözüyordu.. Murat'ın sesi geldi '' benide bekle '' Yasin onuda bekliyordu..  Muratta gelince Teknenin iplerini çözdü.. Murat'ın kolundan kan geliyordu.. Yasin '' Bu ne '' diye sordu.. Murat ise '' Sadece bir sıyrık '' diyiverdi..
Yasin '' Peki ''

'' Tekne kullanmayı biliyorsan banada gösterir misin ? ''

Murat '' Tamam ''

Murat Yasin'e tekne nasıl kullanılır göstermişti.. Murat kendisini yorgun hissettiğini ve aşağıya inip dinlenmek istediğini söyledi. Yasin buna karşı çıkmadı tamam diyiverdi sadece..

Murat on dakika sonra aşağıdan çıkıp geldi..

Murat '' Bunlar ne ''

Yasin '' Neyler ''

Murat '' Bu erzaklar ''

Yasin '' Hepsi bizim ''

Murat '' Sen bizden erzak mı çaldın ''

Yasin '' Sakin ol ''

'' Anlatayım ''

'' Otur şöyle ''

Murat '' Tamam ''

'' İyi bir açıklaman olmalı umarım ''


Yasin '' Seninle ilk kez erzak bulmaya gittiğimizde bu tekneyi gördüm. Üzerinde '' Şanslı S '' yazıyordu.. Ama bu yazıyı daha öncede görmüştüm.. Bunu düşündüm.. Sonunda bir villanın paspasında yazıyordu aynı yazı. '' Şanslı S '' O villada beni kurtardığınız villaydı. Ali ile konuştum. Teknenin kendilerine ait olduğunu söyledi. Ali ile arkadaşlık kurup gizlice teknenin anahtarlarını aldım..

Sonra sen ve Cihangir içkiye düşkün insanlardınız. Sizinle oturup içiyormuş gibi yapıyordum. Ve siz hiç fark etmiyordunuz bile. İkinizinde sızdığınıza emin olduğumda '' Şanslı S '' e taşıyabileceğim kadar erzak getirip bırakıyordum ..

Murat '' Neden kaçmaya çalışmadın ''

Yasin '' Çünkü bu lanet olası tekneyi kullanmayı bilmiyorum ''

Murat '' Şimdi öğrendin ''

Yasin '' Evet.. Senin sayende ''

Murat yavaşça silahına doğru götürmüştü elini..

Murat '' Benim ısırılmış isem ne olacak ''

Yasin '' Kuralları sen koydun ''

'' Seni öldürmek zorundayım biliyorsun ''

Murat '' Sadece bir ısırık ''

'' Bana ne yapabilir ki ''

Yasin '' Senden öncekilerde aynısını söylemişti ''

Murat bir anda silahını Yasin'e doğrultu..

Murat '' Üzgünüm.. Şanslısın ama bu kadarı fazla.. Bu bir ısırık.. Sürekli koluma bakıyorsun.. Kuşkulandırdın beni. Sana güvenmiyorum.. Her zombi ısırığında insanlar zombiye dönüşecekler diye bir kaide yok. Uyuduğum an sıkacaksın kafama biliyorum..  ''

'' Yaşamak için herkesi öldürürüm ''

Murat tetiğe dokundu.. Ama silahta mermi yoktu..

Yasin '' Üzgünüm.. ''

Yasin elinde tuttuğu Ak -47 model silahını Murat'a doğrultu.

'' Yatmaya gittiğinde seni öldürmeyecektim ''

'' Evet zombiler tarafından ısırıldığını tahmin ediyordum ''

'' Ama bekleyecektim ''

Murat bir anda oturduğu yerden fırladı ve Yasin'in üzerine atladı. Yasin ile birlikte yere düştüler. O sırada silah ateş aldı.. Murat vurulmuştu.. Yasin Murat'ı üzerinden aldı.. Murat can çekişiyordu.. Yasin İçeriden getirdiği bir yastıkla Murat'ın kafasına sıktı.. Sonrada Murat'ı denize attı..

Yasin gemi ile sakarya ya gitmeye çalışıyordu.. Boğazı geçerken bir anda tekne arıza yapmıştı. Akıntı onu karadenize doğru sürüklüyordu.. Tekne konusunda pek tecrübesi olmayan Yasin kendi başına hayatta kalmaya çalışıyordu.. Kaptan köşkündeki dolapları araştırırken bir anda işaret fişeği buldu. İşaret fişeğini kullanmaya başladı.. Bir yandan da teknenin telsizi ile yardım istiyordu..

Sonunda yardım çağrısına cevap gelmişti..

Ben Adrenalin Tim Çavuşu Sansar ..

Bende Yasin.. Karadeniz'e doğru giderken teknem bozuldu ve boğazın tam ortasındayım. Akıntı beni karadenize doğru atıyor ama motor olmayınca bir halta yaramayacak..

Sansar '' Şu anda dürbünle boğaza bakıyorum ''

'' Hangi tekne senin ''

Yasin '' Beyaz olan. Üzerinde Şanslı S yazan tekne ''

Sansar '' O teknemi .. Yat oğlum o ''

Yasin '' Komutanım bilmiyorum o kadarını. Kurtaracak mısınız beni ? ''

Sansar '' O Yatta kaç kişisiniz ? ''

Yasin '' Sadece ben varım ''

Sansar '' Ailen ? ''

Yasin '' Onlar sakaryadalar. ''

'' Onların yanına gitmek için yola çıkmıştım ''

Sansar '' Bekle seni almaya geliyorum ''

Yasin '' Teşekkürler ''

Sansar Ölüm Meleği'nin odasına girdi. Selamını verdi.

Sansar '' Komutanım. 17-18 Yaşlarında bir çocuk güzel bir yatta mahsur kalmış ''

'' Kurtarılmayı bekliyor ''

'' Ne emredersiniz ''

Ölüm Meleği '' Timlerden birine söyle çocuğu alıp getirsinler ''

'' Sen gitme tuzak olabilir ''

Sansar '' Emredersiniz ''

Ölüm Meleği '' Çocuğu kurtarınca da bana getirin ''

'' Bunca zaman nasıl hayatta kalmış bi konuşalım ''

Sansar '' Sonra komutanım. Diğer kurtulanların yanına eğitime mi göndereceğiz ''

Ölüm Meleği '' Gelsinde bakarız ''


Yasin '' Şanslı S '' ten kurtulmuştu. Sansar onu Ölüm Meleği'nin yanına götürdü. Yasin Elini uzattı Ölüm Meleği'ne.. Ölüm Meleği'de ona.. Tokalaştılar..

Yasin '' Ben Yasin ''

Ölüm Meleği '' Bende Üs Teğmen Ölüm Meleği ''

Yasin '' Memnun oldum komutanım ''

Ölüm Meleği '' Bunlarda Asit , Tuncay ve Sansar ''

Yasin hepsiyle tokalaştı. Yasin bir kaç saat başından geçenleri anlattı. Ölüm Meleği Yasin'in kafasının çalıştığını anlamıştı. Yasin yalan söylemiyor rol yapmıyordu.. Ölüm Meleği Sansar'a emrini verdi. Adrenalin timleri ile eğitime başlasın.. Ölüm Meleği Yasin'e söz vermişti. Eğer Yasin'in ailesi hayattaysa Ölüm Meleği onları kurtaracaktı..


58. Bölüme Katkılarından Dolayı Yasin Erol'a Teşekkür Ederiz..

1 yorum:

  1. ooooo üstad mükemmelsin yine harikasın emeğine sağlık kalemine sağlık süperdi walla soluksuz okudum harikaydı emeğine yüreğine sağlık abi

    YanıtlaSil