uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

13 Nisan 2013 Cumartesi

48. Bölüm Her Canlı Ölümü Tadacaktır..

Önce ..

Barut '' Nilay ''

Nilay '' İyileşeceksin aşkım ''

Barut '' Nilay artık benim için yapılacak bir şey kalmadı ''

Nilay '' Deme böyle.. Ares Güç iğnelerini getir Çabuk ol.. ''

Barut '' Nilay çocuklar ve kardeşim sana emanet. Sonsuz'a dek huzurlu uzun bir ömür yaşayın. Sakın intikam peşinde koşmayın. ''

Nilay '' Saçmalama aşkım.. ''

Barut '' Seni seviyorum aşkım.. Sakın intikam peşinde koşma ''

Nilay '' Bunları düşünme.. İyileşeceksin sen ''

Barut '' Artık benim için tünelin sonu .. '' Cehennemi şimdiden hissedebiliyorum.. Çok sıcak..

Nilay '' Beni iki oğlunu ve kardeşini yalnız mı bırakacaksın bu kaosta.. ''


Barut artık Nilay'ı duymuyordu bile .. Barut kendi kendine mırıldanıyordu.


Barut '' Orospu çocukları Mirza ve Sebastian bana gülümsüyorlar.. Aman Tanrım.. Ölürken bile bu iki piçi görüyorum. Huzurlu ölmeme izin vermiyor ''

Nilay '' Aşkım benimle kal. Gücünü harcama ''

Barut '' Babamı görüyorum.. Kardeşlerimi görüyorum ''

Nilay '' Aşkım bana bak '' Aşkım bana bak '' Aşkım Aşkım Aşkım Aşkımmmmmmmmmmmmm ''




Şimdi ..


'' Bir kimsenin hayal ettiğini bir diğeri gerçeğe çevirebilir. ''



Barut'un beklenmedik ölümü Nilay ve Ares'e çok büyük bir sürpriz olmuştu. Nilay ve Ares Barut'u gömdü. Nilay bütün desteğini kaybetmiş ve Ares ile kala kalmışlardı. Nilay tamamen çaresizdi..

Nilay bir plan yaptı. Ares israil'e doğru hareket ederken Nilay ise Bursa'ya doğru hareket etti. Nilay yeni planlar üzerinde çalışıyordu. Burada Ateş'e tapanların lideri Şaman ile buluştu.. Son bozgunla beraber ateş'e tapanlardan fazla kişi kalmamıştı. Ama genede Nilay'ın güvenliğini sağlayabilirlerdi. Nilay saatlerce Beyefendi'den aldığı bilgiler üzerine çalışıyordu.. Nilay'ın pes etme gibi bir niyeti yoktu. İki Oğlunun da güvende olduğunu bilmek ona güç veriyordu. Kafası çok rahattı bu yüzden.

Ares ise İsrail'den destek almak için İsrail'e doğru yola koyulmuştu.

Nilay ve Ares intikam ateşi ile yanıp tutuşuyorlardı.






Pasifik Okyanusunda bir gemi ..


David '' Hoş geldin ''

Beyefendi '' Hoş bulduk. '' '' Judas'ı bana teslim edecek misiniz ?? ''

David '' Kızgın olmanı anlıyorum fakat Judas'ın yaptığının cezasını fazlası ile aldı ''

Beyefendi '' Öldürdünüz mü ? ''

David '' Sende biliyorsun ki Judas bize çok faydalı biri. Rusya İsrail ve Çin ilişkilerini o yürütüyor biliyorsun. Gerekli uyarı Judas'a yapıldı. Sen merak etme. '' Mirza ve Sebastian bizim içinde çok değerlilerdi ''

Beyefendi '' Bunun bedelini ödemesi lazım. Senelerdir Mirza ve Sebastian'a yaptığımız yatırımlar verdiğimiz emekleri siz biliyorsunuz. ''

David '' Evet biliyorum. Bunun bedelini de fazlası ile ödedi inan bana. Artık akıllandı. ''

Beyefendi '' Umarım ''

David '' Gündemimizde daha önemli bir konu var.. '' Ölüm Adasını ele geçirebilecek miyiz ? ''

Beyefendi '' Ölüm Adasını ele geçirsek bile şu an mühürler bizde değil. Onları bulmalıyız ''

David '' Senelerdir kayıplar. Mühürlerden sadece biri oğlumda.. Onu ondan almalıyız. Diğerlerini de artık alma vakti geldi ''

Beyefendi '' Ölüm Adasını aldığımız an onuda alacağız '' Diğerlerini bulma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ''

David '' Ölüm adasını ele geçirebilecek miyiz. Ümitli misin ? ''

Beyefendi '' Ele geçirmek için her şeyi deniyoruz. Yüz bin askeri feda ettik. Klon Alfa-Star bile orada. Ama Daniel çok güçlü Gün geçtikçe de güçleniyor. Bir çözüm bulmalıyız buna. Adadaki enerjiden dolayı bomba atamıyoruz sizde biliyorsunuz.  ''

David '' Biliyorum. '' '' Ne yapıp edip Daniel'den ölüm adasını tekrar almalıyız. ''

Beyefendi '' Aslında bir planım var. Onu uygulamak istiyorum ama tutar mı ? ''

David '' Planını raporlar halinde sunar mısın ? ''

Beyefendi ''USB  Flash disk'in içinde ''

David '' Çaban ve başarıların takdire şayan ''

Beyefendi '' Rusya Çin ve İsrail'e saldırma vakti gelmedi mi ? daha ne kadar bekleyeceğiz.''

David '' İsrail teslim ol çağrıma kulak asmadı. İsrail'i yok etme vaktidir.. ''

Beyefendi '' Araplara da saldırmalıyız. Yakında onlarda bizim için tehdit olacak ''

David '' Arap dünyasını sen bana bırak. İsrail'i yok edin ''

Beyefendi '' Seyfo ''

Seyfo '' Emredin efendim ''

Beyefendi '' Argo beş altı iki ''

Seyfo '' Anlaşıldı efendim ''

David '' Bu bizim ölüm adasında doğan Argo mu ? ''

Beyefendi '' Evet o ''

David '' Hala senle güzel ''

Beyefendi '' Tam ihtiyaçları oldukları an Mirza ve Sebastian benle değil '' O Judas'ı bana vermenizi istiyorum. Derisini yüzeceğim onun ''

David '' Judas konusu kapandı sanıyordum ''

Beyefendi '' Judas öldüğünde kapanacak bu konu ! ''

David '' Ona ihtiyacımız var. Şimdi olmaz. Gereken uyarı yapıldı ona. İnan bana yapıldı. ''

Beyefendi '' Son savaşta Sebastian'sız ve Mirza'sız..  ikisi yok ''

David '' Onlar son savaştan sonra bize saldırırlardı böylesi daha iyi '' İnan bana daha iyi ''

Beyefendi '' Onlar bir amaca hizmet etmek için doğdular. ''

David '' O amaca hizmet etmeyi sürdürüyorlar '' Bu kadar büyütülecek bir şey yok ''

DxN Askeri '' Efendim Ölüm Adası ile bağlantı tamamen kesildi ''

David '' Ne dedin sen ''

DxN Askeri '' Uydudan görüntü zaten alamıyoruz. Yerleştirdiğimiz kameraların hepsinin gücü kapandı ''

David '' Ne demek oluyor bu ! ''

Beyefendi '' Kazanıyoruz demek bu '' Aferim Oğlum ''

David '' Nasıl bu kadar eminsin ? ''

Beyefendi '' Sizin oğlunuzu da ben yetiştirdim çünkü ''

David '' Adamlarının psikolojileri nasıl ''

Beyefendi '' Kızgın ve sinirliler. Ölüm Adasından çıkınca DxN'i başına yıkacağız diye tehdit ettiler ''

David '' Bir bu eksikti ''

Beyefendi '' Rızaları olmadan göndermek .. ''

David '' Bir kaç hafta sonra bir keşif ekibi gönder ''

Beyefendi '' Bir kaç hafta geç. Önümüzdeki Pazartesi günü keşif ekibi yola çıkıyor. ''

David '' Şu dosyalarda Türkiye Avrupa ve Asya'da yapılması gerekenler var.  ''

Beyefendi '' İncelerim ''

David '' Varmı ? Adama ihtiyacın ''

Beyefendi '' İkizler nerede şu an ''

David '' Görevdeler. ''

Beyefendi '' Görevleri bitince ikisini istiyorum ''

David '' Tabikide. ''


O Sırada İsrail Tel Aviv


İsrail Üssü : הצג את עצמך מסוק קרוב ( Yaklaşan Helikopter Kendini tanıt )

Ares : אני מפקד סלנג הישראלי ( Ben İsrail Komutanı Ares )

Ares : 478512 מספר הקוד  ( Kod Numaram 478512 )

İsrail Üssü : אנא המתן. אתה מקבל קרוב מדי. בדיקה. ( Lütfen bekleyin. Daha fazla yaklaşmayın. Kontrol ediliyor. )

İsrail Üssü : הקול שלך הוא ידוע. אישור נחיתה אושר. 7. הפוך הנחיתה שלך בבטחה על המסלול. בטיחות בגלל המסוק, המסוק יורדת אחרי שאתה מפסיק לשים את הידות על הראש שלך ברגע שהם מקבלים בשטח. ( Sesiniz tanınmış. İniş İzniniz onaylanmıştır. 7. Piste lütfen güvenli bir şekilde iniş yapın. Güvenliğiniz nedeni ile helikopteri durdurduktan sonra ellerinizi başınızın üstüne koyarak helikopterden iner inmez yere yatın.  )

Ares helikopteri indirdikten sonra elleri başında helikopterden indi ve hemen yere yattı.. Kar maskeli adamlar Ares'in üzerini aradılar. Ares'in yüzüne suratına baktılar. Bazı garip testlerden geçirdiler Ares'i. Ares'i sonra bir odaya aldılar. Odada bekletiyorlardı. Bir komutan odadan içeri girdi ve Ares ayağa kalktı ve hazır ola geçti.

Efron '' Nasılsın Ares. ''

Ares '' İyi değilim. Türkler ile girdiğimiz son savaşı kaybettik ''

Efron '' Biliyorum. Sizi izliyoruz ''

Ares '' Ağabeyim Barut'unda öldüğünü biliyor musunuz ? ''

Efron '' Evet israil için büyük bir kayıp. ''

Ares '' Sizden bir ordu istemek için buradayım ''

Efron '' Ordu ? ''

Ares '' İntikamımı almak istiyorum ''

Efron '' İntikamını alacaksın elbet ama şimdi değil Türkler biraz daha zayıf düşsünler ''

Ares '' Türkler bize saldıracak biz onlara saldırmazsak ''

Efron '' Sebastian olmadan nereye saldıracaklar bize. Kiminle saldıracaklar '' Ha ellerinde birde Ölüm Meleği var. Ama o onlar ile savaşmıyor artık ''

Ares '' Argo ve ekibini unutuyorsunuz ''

Efron '' Argo bize saldırmayacak kadar akıllıdır ''


KIRMIZI ALARM İZİNSİZ GİRİŞ

Efron '' Asker rapor ver !  ''

Asker '' Efendim deniz yolu ile gemiler geliyor. ''

Efron '' Ne duruyorsunuz batırsanıza ''

Asker '' Emredersiniz efendim ''

Ares '' Türklerin işi bu ''

Efron '' Bana hemen Cellat'ı çağırın ''

Asker '' Emredersiniz ''

Asker '' Efendim ülkenin dört bir yanından izinsiz girişler var. ''

Efron '' Lanet olsun ''

Rimmon '' Bana hemen rapor ver ! Efron ''

Efron '' Efendim büyük krallığımıza saldırılar başladı ''

Rimmon ''  Efron ülkeyi yer altına çekiyoruz hemen ''

Efron '' Emredersiniz ''

Rimmon '' Hemen boşaltın her yeri ''


Tel Aviv Caddeleri  sessiz ve sakindi. İnsanlar özgürce sokaklarda dolaşıyorlardı. Birden ıslık sesleri gelmeye
başladı. İnsanlar gökyüzüne baktıkları o an ilk bomba çoktan Tel Aviv sokaklarına düşmüş ve patlama gerçekleşmişti. Sadece Tel Aviv değil. İsrail'in olduğu her şehir yoğun bir şekilde bombalanmaya başlamıştı. İnsanlar evlerinden çıkıyorlar ve kendilerine gösterilen sığınaklara kaçmaya çalışıyorlardı.. Yahudiler kaçmaya çalışırlarken Zombiler bir anda belirmeye başladılar. Zombiler hızlı hareket ederek yahudilere doğru yaklaşıyorlardı..  Zombiler koşarak yahudilerin üzerlerine atlıyor ve yemeğe başlıyorlardı. Zombiler it sürüsü gibi kalabalık ve saldırgandı.

Argo önceden Yahudilerin hayat ve hareket tarzlarını araştırarak onların en çok dışarıda oldukları saatini saptamış ve saldırı saatini sabah 10:15 olarak kararlaştırmıştı. Gök gürültüsü ve ağır silah sesleri Argo'nun kulağına bir şarkı melodisi gibi geliyordu.. İsrail deki güvenlik kameralarına giren Alfa-Star B Zombi saldırısını ve Roket saldırısını canlı olarak izliyorlardı..

İsrail askerleri beklenmedik saldırı ile birlikte hemen organize olarak zombileri geri püskürtmeye çalışıyorlardı. Fakat zombiler sayıca çok kalabalık ve çok hızlı hareket ettiklerinden dolayı askerlerin karşı koymaları bir fayda etmiyordu. Bir asker elindeki makineli tüfek ile zombilere ateş ediyordu. Zombileri ustalıkla öldürüyordu fakat bir tanesini ıskaladı ve o zombi koşarak geldi ve israil askerinin boynunu ısırıverdi. Diğer zombilerde hemen israil askerinin başına üşüşerek ondan bir parça almak için yarışıyorlardı..

Bir kadın koşuyordu.. Arkasına sürekli bakıyor fakat genede koşuyordu. Çıplak ayaklarının acısına aldırmadan koşmaya devam ediyordu. Arkasındaki zombiler ise ona odaklanmış gözleri hiç bir şey görmüyordu. Bir kaç yahudi asker kadını kurtarmaya çalışıyordu. Fakat zombiler gelmeye devam ediyorlardı. Kadın yere düştü. Ayağa tekrardan kalkmaya çalışırken zombilerden teki kadının kolunu ısırmıştı bile çoktan. İsrail askerlerinin tek yapması gereken kadın daha fazla acı çekmeden onu kafasından vurmaktı..

Arabanın içinde kalmış ufak bir kız etrafta olanı biteni izliyordu. Babası veya annesi muhtemelen ne olduğuna bakmak için arabadan çıkmış fakat geri dönmemişti. Kız masumca etrafına bakıyor olanı biteni anlamaya çalışırken içinde bulunduğu araba birden havaya uçtu.. Bombalardan teki arabaya gelmişti..



İsrail caddelerinde bomba sesleri susmuyordu.. Yağmur gibi bombalar israil caddelerine sokaklarına
düşüyordu. Evler yanıyor parçalanıyordu.

Rimmon '' Kalkanlarımız neden çalışmıyor ''

Efron '' Efendim bilgisayar sistemlerimizin tamamı çökmüş durumda. ''

Rimmon '' Lanet olsun ''

Efron '' Ne yapmamızı emredersiniz ''

Rimmon '' Yer altına inme ihtimali var mı bu zombilerin ''

Efron '' Isırılan birisi var ise 72 saat içinde zombiye döner sadece ''

Rimmon '' 72 saat kısa bir süre sende biliyorsun..'' Yer altına çekiliyoruz bütün askeri güçlere söyle halkımızı kaderi ile bırakmak zorundayız.''

Efron '' Emredersiniz ''

İsrail caddeleri ve sokakları alev alev yanıyordu. Zombiler ise saldırmaya devam ediyorlardı insanlara.. Kaçacak saklanacak hiç bir yer yoktu. Nereden geldiği bile belli olmayan füzeler israil sokaklarını paramparça ediyordu..


Rimmon '' Suriye ne durumda ''   Saldırı Suriye'den mi geliyor ''

Efron '' Hayır efendim '' Suriye'de insan bırakmadık. Orayı zombiler ele geçirdiler ''

İsrail komutanları ve askerleri halklarını bir kenara bırakarak yer altına çekilip sadece kendi canlarını kurtarmaya çalışıyorlardı. Caddelerde ve sokaklarda savaşan israil askerleri bile geri çekilmeye başlamışlardı.

Sokaklar kan içindeydi. Zombiler yakaladıkları sivilleri ve askerleri parçalıyorlar sonra ise başka sivillerin
peşlerine düşüyorlardı. Çoğu genç israil erkeği askere alındığından dolayı sokaklarda sadece kırk yaş üzeri erkekler , otuz yaş üzeri kadınlar, yedi yaş ve daha ufak çocuklar vardı. Sığınakların hepsi Rimmon'un emri ile kapatılmıştı. Argo'mu daha acımasızdı yoksa Rimmon mu ?  Sığınaklara ulaşmaya çalışan kadınlar ve erkekler ise sığınakların kapandığı görünce hayal kırıklığına uğruyorlardı. İsrail'e saldırılar devam ediyordu. Nereden geldiği belli olmayan binlerce zombi yahudi halkının soyunu kurutuyordu. Zombi saldırılarına birde ağır füzeler eklenince israil halkının kaçacak hiç bir yeri kalmıyordu. Zombiler herkesi ısırmaya ve parçalamaya devam ediyorlardı. Zombiler israil'i ele geçirmişlerdi. Acımasız zombiler israil halkını yok ediyorlardı. İsrail askerleride sivil halkı kaderlerine terk etmiş ve kaçmışlardı. İsrail böyle bir saldırıya karşı hazırlıksız yakalanmıştı.


Şeytan '' Efendim bomba hazır ''

Argo '' İsrail'i haritadan siliyoruz öyle mi ? ''

Şeytan '' Evet komutanım ''

Argo '' Başarı Kali'nindir. O olmasa bilgisayar sistemlerine giremeyecektik. Bütün savunmasını bir kaç dakikada çökerttik ''

Şeytan '' Kesinlikle efendim ''

Argo '' Bu teknoloji başa bela adamım ''

Şeytan '' Bize değil.. Onların başına bela ''

Argo '' Gönderin bombayı İsrail diye bir yer haritada kalmasın. Çocuk katili köpekler ''

Şeytan '' Emredersiniz ''

Argo '' Kendimi bir nazi subayı gibi hissettim ''

Şeytan '' Keyfinizin yerinde olmasına seviniyorum ''

Argo '' Yıllardır bu anı bekliyordum. İsrail'i haritadan silmeyi ''

Şeytan bombayı gönderdi...


Bomba israil haritasının tam ortasına düştü.. Gönderdikleri bomba Atom bombasından başka bir şey değildi.
Bomba ile birlikte bütün israil yanarak kül oluyordu. İsrail haritadan silinmişti. Bombadan Lübnan, Suriye, Ürdün ve Mısır'ı da azda olsa etkilenecekti..

Uyarı Atom Bombası atılmıştır.. Bütün personel görev yerlerine..
Uyarı Atom Bombası atılmıştır.. Bütün personel görev yerlerine..
Uyarı Atom Bombası atılmıştır.. Bütün personel görev yerlerine..

Rimmon '' Şerefsizler ... Atom bombası yolladılar.. İsrail halkını cennetin bahçesine kabul et yahuda.. ''

Efron '' Bunu kim yaptıysa bedelini ödeyecek ''

Rimmon '' Bunu yapanlar belli Efron '' Türkiye'ye çok saldırdık. Önce Mersin'i ele geçirdik Mersin deki kalemizi başımıza yıktılar. Ankara'da Beyefendi'ye saldırdı Barut bizden habersiz onlarda geldi ülkeyi yakıp yıktılar ''

Efron '' Bunun hesabını o Türklerden soracağım ''

Rimmon '' Önce canımızı kurtaralım da ondan sonra intikam yemini edersin Efron '' Jarusalem den bile kovdu adamlar bizi. '' '' Jarusalem'i almak için binlerce yıl çaba gösterdik. Adamlar on dakikada her toprağımızı yakıp yıktı...''

Rimmon'un önderliğinde yer altındaki üsse kaçan israil ordusu bu ani saldırı karşısında büyük bir şok yaşamışlardı. Rimmon gizli yer altındaki üssün içinde telefon bağlantısı kurdu..



Judas '' Bu kadar çabuk arayacağını beklemiyordum ''

Rimmon '' Judas sende bizim gibi yahudisin neden bize saldırdınız ? ''

Judas '' Bazı çizgileri geçmeyecektiniz '' Geçtiniz ve boğuldunuz '' Türkiye ile kendinizi denk görmeyecektiniz. Sizin haddinize mi ? Türkiye ile savaşmak ! ''

Rimmon '' Türkler artık zayıflar ''

Judas '' Size tarih hiç bir şey öğretmedi. Türkler dünya üzerinde var olduklarından beri savaşıyorlar ''

Rimmon '' İyi askerler yetiştirmişsiniz tebrik etmek lazım ''

Judas '' Yaşamanız için size tek fırsat ya DxN'e bağlılığınızı sunarsınız yada yok olup gidersiniz ''

Rimmon '' Düşünmemiz lazım. Bu kararı yalnızca ben veremem ''

Judas '' Kim verir bilmiyorum. Sana 72 saat süre o süre zarfında ya DxN'e katılırsınız yada yok olup gidersiniz ''

Rimmon '' 72 Saat sonra görüşmek üzere ''


Rimmon telefonu kapattı. Ares'i  ve Efron'u yanına çağırdı..

Rimmon '' Ares abini kaybettin. ''

Ares '' Bugün ben abimi. İsrail ise her şeyini kaybetti ''

Rimmon '' Artık DxN'e karşı bir şeyler yapmanın zamanı geldi ''

Ares '' Katılıyorum ''



12. Ada ..

Ölüm Meleği bir haftadır yatakta yatıyordu.. Yüksek dozda aldığı güç iğnelerinden dolayı daha kendine gelememişti. Bilinci tamamen kapalıydı. Doktor Deniz , Doktor Mehmet ten aldığı formülleri karışım yaparak serumun içine koyuyordu. Fakat Ölüm Meleği tepki vermiyordu. Sadece yatıyordu. Doktor Deniz çok korkmuştu. Ölüm Meleği tepki vermeden sadece yatıyordu.. Kanındaki güç iğnelerini ve panzehir'i temizlemeye çalışıyordu Doktor Deniz fakat başarılı olmuyordu. Başaramıyordu. Doktor Deniz son çare olarak Doktor Mehmet'ten yardım istedi. Asit'ten Doktor Mehmet'i getirmesini rica etti. Asit ve Tuncay helikopter ile adrenalin üssüne gittiler. Asit ve Tuncay Doktor Mehmet'i getirdiler. Doktor Mehmet Ölüm Meleği'nden bir kan alarak Adrenalin üssüne geri döndü. 24 Saat sonra ise üç farklı aşı yapmıştı Ölüm Meleği için.

Doktor Deniz çaresiz bir şekilde aşıları birer saat ara ile Ölüm Meleği'ne sürekli enjekte etmeye başladı. Fakat Ölüm Meleği gene uyanmıyordu.. Serumlar fayda etmiyordu Ölüm Meleği'ne. Doktor Mehmet'in yaptığı üç aşıda ilaç olmamıştı.

Ateş Adrenalin timleri ile birlikte 12. Ada'ya geldi.. Doktor Bey ve Doktor Bey'in Hanımı Berna da onların içindeydi..

Ateş helikopterden iner inmez abisinin nerede olduğunu sordu. Abisinin bulunduğu yere doğru koştu..

Doktor Deniz '' Geldiğine sevindim ''

Ateş '' Neyi var ''

Doktor Deniz '' Güç iğnelerini öldürücü dozda vücuduna enjekte etti. Sadece onunla kalsa gene iyi.. Yüksek dozda Pan zehirde enjekte etmiş.

Doktor Bey '' Neden böyle bir şey yapmış. Öldürmek mi ? İstiyor kendini ''

Doktor Deniz '' Mirza ve Sebastian'ın ölümlerini unutamadığı ve vicdan azabı çektiğinden dolayı bunu yaptı ''

Ateş '' Nasıl yani ? ''

Doktor Deniz '' Hiç bir şey hissetmemek için bunu yaptı Ateş ''

Ateş '' Abla sen ne diyorsun ''

Doktor Deniz '' Üzgünüm Ateş. Engel olmak istedim. Sizin yanınıza da Doktor Bey ile görüşmek için geldim. Engel olabilmek için ''

Doktor Bey '' Şu an durumu nasıl ''

Doktor Deniz '' Komada.. '' Bütün değerleri çok düşük. Vücudu savaşıyor fakat daha ne kadar dayanır bilmiyorum. Doktor Mehmet'ten yardım istedim. Üç tane iğne yaptı onları enjekte ediyoruz iki gündür fakat oda fayda etmiyor. ''

Doktor Bey '' Anladım ''

Ateş '' Beni biraz Abim ile yalnız bırakır mısınız ? ''

Doktor Bey '' Tabi ''

Doktor Deniz '' Tabi ''

Ateş dizlerinin üstüne çöktü.. Başını öne eğdi. Ölüm Meleği'nin Serumlu olan elini tutmak istedi ama tutmadı..


 '' Canın yanar diye elini tutmuyorum..

Seni hep gururlandırmak istedim. Fakat hiç bir zaman gururlandıramadım farkındayım. Mirza ve Sebastian konusunda da sen haklıydın. Geçmişi geriye alamıyorum. Onların yerine ölenin kendim olmasını dilerdim. Onlar yokken burada çok güçsüzsünüz. Mirza ve Sebastian Mustafa'yı Cumali'yi ve Ferit'i de öldürdü. Onları oysa tekrar klonlatma sebebim seni korumalarıydı. Çok güçlü bir ekip olacağına şimdi çok güçsüzsün. Kabil ve Cehennem'de sakat kaldılar..

Üzgünüm..

Ben seni hep gururlandırmak istedim. Tek istediğim şey seni gururlandırmaktı. Ama asla seni gururlandıramadım. Sorumsuz biri oldum her zaman.. Her zaman kendini düşünen ve Abisinin ilgisini hep tek başına yaşamak isteyen. Belkide bu yüzden asker olmayı seçtim.. Belki bu yüzden seni örnek aldım. Ama ben hiç bir zaman senin gibi bir lider bir abi bir sevgili olamayacağım bunun farkındayım. Aynı kandan gelsek bile..

Sen bana aferim de , beni takdir et diye asker olduğumun gerçeği değişmez ..

Her zaman arkamı kolladın. Ben her hangi bir işi berbat etsem hemen gelip toparladın. Ben nankörce ve acımasızca davrandım biliyorum.

Bunları daha önce neden söylemedin diyeceksin.. Evet söylemeye çalıştım. Fakat bana karşı o kadar sert ve acımasızsın ki .. Ne söylesem dinlemiyorsun. Ben bir şey söylediğimde altında kesin başka nedenler olduğunu düşünüyor ve beni dinlemiyorsun.

Seninle tek konuşabileceğim anın bu an olması beni üzüyor abi.

Üzgünüm abi.

Tek diyebileceğim bu..  ''


Ateş ayağa kalktı. Göz yaşlarını sildi. Tam kapıdan çıkarken Doktor Bey'i gördü.. Doktor Bey Ateş'in omuzuna dokundu..

Doktor Bey '' Güçlü ol .. Abin seni ağlarken görmesin ''

Ateş tamam dercesine kafasını salladı..

Doktor Bey '' Berna Benim Hanım ve Doktor Deniz seni bekliyorlar.. Ölüm Meleği'ne bir kaç test yapacağım ''

Ateş '' Onu geri getir '' Ne istersen yaparım ''

Doktor Bey '' Deneyeceğim Ateş ''


Ateş dışarı çıktı..


Doktor Bey çelik çantasının şifrelerini girdi ve bir anda çelik çantası açıldı. Ellerine taktığı eldivenler ile birinci aşıyı aldı ve Ölüm Meleği'nin şah damarından iğneyi vurdu.. Doktor Bey iğnenin tamamını enjekte edince diğer iğneyi aldı.. Bu iğne daha büyüktü. O iğneyi de Ölüm Meleği'nin ensesinden enjekte etti. Diğer iğneyi ise belinden .. İki diz kapağına birer iğne enjekte etti. Sonra iki omuzuna da aynı şeyi yaptı.. Ölüm Meleği'nin kalbine de bir iğne enjekte etti. Son iğneyi ise Ensesinden beyinciğine doğru enjekte etti. Ölüm Meleği'nin bağlı olduğu monitöre baktı.. Hiç bir değişiklik yoktu. DxN 14'ü eline aldı.. Kolundaki damara enjekte etti. Doktor Bey Monitöre tekrar baktı. Ölüm Meleği nin değerleri değişmiyordu..

Doktor Bey kendi kendine '' İşe yaraması lazım dı '' diye söyleniyordu..

Doktor Bey '' İşe yaraması lazımdı ''

Doktor Bey İğnelerin işe yaramamasına çok şaşırmıştı.. Hayal kırıklığına uğramıştı..


Doktor Bey Uyuyan Ölüm Meleği'ne doğru baktı..


'' Keşke seni kardeşin Ateş'i ve hiç görmediğin bilmediğin varlığından bile haberin olmayan diğer kardeşini koruyabilseydim.. Sizi korumak için kendime ve annenize öldü süsü bile verdim. Ben size kıyamazdım çünkü.. Zombilerin gelmesi kaçınılmazdı.. Eğer size ben baksaydım şu an olduğunuz konumda değil.. Ateş'in ölesiye nefret ettiği Kenan'ın karakterinde olurdunuz

Siz kendinizi daha iyi geliştirin diye ben sizden bunca yıl ayrı kaldım.. Siz iyi birer lider iyi birer savaşçı olun diye.. Halada sırrımızı saklarız.. Size zarar gelmesin diye kimseye söylemeyiz.

Ama görüyorum ki hata yapmışım..

Sizi hep uzaktan izledim..

Hep uzaktan sizi korudum..

Ama benim bile Ölüm'e karşı gelmem imkansız Meleğim..

Şimdi oradan sadece kendini düşünmüşsün sadece dediğini duyar gibiyim.. Benim Annem ve Babam yok dediğini de duyar gibiyim..

Belki de her şeyde olduğu gibi bunda da haklısın..

Çok haklısın hemde..

Canıma dahi mal olsa sana bu aşıyı yapmak zorundayım..

Vücudun kaldırır mı kaldırmaz mı ? Bilmiyorum ama.. Umarım yaşarsın .. Benim yerime de kendi yerine de.. Umarım Doktor Deniz ile evlenirsin.. Çocuklarınız olur.. Beni de unutmazsın Evlat..

Doktor Bey Çantasının en altındaki gizli bölmeyi açtı.. Üzerinde Mirza & Sebastian Serum - Daniel Nicolas Serum - DxN Serum - Alfa-Star Serumlarını çıkardı..

DxN Serum yazan iğneyi  Ölüm Meleği'ne enjekte etti..

Alfa-Star Serum yazan iğneyi  Ölüm Meleği'ne enjekte etti..

Mirza & Sebastian Serum yazan iğneyi Ölüm Meleğine enjekte etti.

Daniel x Nicolas yazan iğneyi Ölüm Meleği'ne enjekte etti..


Duvarda asılı olan saate baktı.. Doktor Bey'in gözü saatindeydi. Beş dakika geçmişti.. Fakat hiç bir etki olmadı..
Doktor Deniz ve Ateş odadan içeriye girdiler. Doktor Deniz Doktor Mehmet'in yaptığı iğneyi Ölüm Meleği'ne verme zamanı gelmişti.

Doktor Bey Doktor Deniz'i Engelledi. Saatler saatleri kovaladı.. Artık güneş batmaya başlamıştı. Doktor Deniz Ateş Doktor Bey Doktor Bey'in eşi ve Berna Ölüm Meleği'nin başında bekliyorlardı..

Monitörlerden Ölüm Meleği'nin kalbinin durduğu sinyalin gelmesi ile birlikte sessiz bekleyiş sona ermişti. Doktor Deniz ve Doktor Bey Ölüm Meleği'ni geri döndürmek için ellerinden geleni yaptılar fakat genede fayda etmedi. Ölüm Meleği'nin kalbi durmuştu. Doktor Deniz bir köşede ağlıyordu.. Ateş ise başka bir köşede..


Doktor Bey dışarıya attı kendisini bir hışımla.. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu.. Sansar ağlamaları duyunca Ölüm Meleği'nin odasına doğru koştu.. Sansar gözleri açık bir şekilde Ölüm Meleği'ne doğru baktı.. Sansar gözleri doldu.. Büyük bir şok içindeydi.. Dışarıya doğru çıktı.. Dizlerinin üzerine çöktü. Belinden silahını çıkardı.. Silahı kafasına dayadı. Tetiği kaldırdı.. Gözlerini kapattı.. Ateş sesi duyuldu..

Asit Sansar'a engel olmuştu..

Sansar '' Ne yapıyorsun kendine gel '' Ben senin çavuşunum. Haddini bil ''

Asit '' Neden öldürmek istiyorsun kendini ? ''

Sansar '' Ölüm Meleği .. Öldü .. ''

Asit '' Ne dedin sen ''

Sansar '' İçeride .. Hareketsizce yatıyor. Nefes bile almıyor. Bağladıkları cihazda tamamen tek bir çizgi var kalp atışları yok ''

Asit '' Kabil Cehennem Sansar'ın başından ayrılmayın ''

Kabil '' Emredersiniz ''

Cehennem '' Emredersiniz ''

Asit hızlı adımlar ile içeriye doğru yürüdü.. Kapıyı açtı. Bir tarafta ağlayan Doktor Deniz'i diğer tarafta ağlayan Berna ve Ateş'i bir tarafta ise Doktor Bey'in eşinin ağladığını gördü.. Asit yavaş adımlar ile yürüdü.. Ölüm Meleği'nin kollarında serumları çıkardı.. Serumları çıkartırken o kadar hassastı ki.. Ölüm Meleği'nin canını yakmak istemiyordu sanki.. Ölüm Meleği'nin Çenesini bağladı.. Kalbine ve göğüslerine takılı monitör kablolarını bir bir çıkardı.. Ellerini iki yana koydu Ölüm Meleği'nin.. Koşarak Tuncay içeriye girdi.. Gözlerine inanamadı.. Asit ise Telsizle Puma'ya Ölüm Meleği'nin üniformasını getirmesini istemişti..

Puma Ölüm Meleği'nin üniformasını getirdi..

Asit Ölüm Meleği'nin üniformasını giydirdi..

Ölüm Meleği'nin tam karşısına geçti..

Asit gür bir ses ile

'' Sizin askeriniz olmaktan sizin için savaşmaktan her zaman onur ve şeref duydum ''

Baş selamını verdi. Törendeki bir asker gibi. Sağa çark yaparak odadan çıktı.. ''

Asit odadan çıktıktan sonra sırtını duvara yasladı ve yere doğru çömeldi..


Asit güçlü gözükmeye çalışıyordu. Fakat ne yapacağını bile bilmeden orada duruyor ve düşünüyordu..

Asit'in gözünün önünde tek bir yazı vardı.. '' Her Canlı Bir Gün Ölümü Tadacaktır.. ''

9 yorum:

  1. çekilmez artık bu roman Baykuş şıçtın romanın ağzına

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nasıl bir insansın sen adamın romanı istiyorsan oku istemiyorsan okuma beğenmiyorsan git kendin yaz. Bu arada gayet güzel olmuş Meleğin işi b itmişti bence-Yusuf G.

      Sil
    2. Her görüşe saygımız var. Fakat hakaret eden görüşlere saygım yok. Ağızını açta romana sıçmayayım..

      Sil
    3. Teşekkür Ederim Yusuf'um..

      Sil
    4. Birşey değil baykuş abi böyle nankör insanlar yüzünden dünya böyle.Asıl ben teşekkür ederim...Yusuf G.

      Sil
  2. hakkın ödenmez baykuş eline sağlık keşke hakettigin karşılığı bulabilsen CardioVenom

    YanıtlaSil
  3. yeni bölüm ne zaman gelecek :))

    YanıtlaSil
  4. Baykuş gene yıktın beni yıktınn

    YanıtlaSil