uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

4 Ağustos 2013 Pazar

54. Bölüm Savaş Benim İçin Yeni Başlıyor



Zombilerin Dünyası Survival Vol. IV 54. Bölüm Recep Zengin'e Teşekkürler...


Kuruçeşme ..


Recep en yakın arkadaşları Erdi, Esra, Seçil, Ömer ve Kübra ile birlikte konuşuyorlardı. Recep arkadaşlarını çok seviyordu. Ailesi kadar arkadaşlarına değer veriyordu Recep. Belki ailesinden bile önde geliyordu arkadaşları. Hepsi lise birde okuyordu. Aynı sınıftaydılar. Zombilerin Avrupa ya geldiği söylentisini onlarda duymuşlardı. Recep içlerinde zombiler ile ilgilenen kişiydi. Zombiler hakkında her şeyi biliyordu. Arkadaşlarına da zorla da plsa Zombi filmleri seyrettiriyordu. Yaşları on beş olan bu gençler her şeyin farkındaydılar.. Zombi saldırısına karşı bile hazırlıklıydılar. Ders aralarında öğle tatillerinde ve okul çıkışlarında hep bu konuda çalışıyorlardı. Planlarını ve programlarını yapmışlardı bile çoktan. Fakat ailelerine bir türlü ikna edemiyordu gençler. Fakat kendilerini ailelerini zombilerin dünyasından korumak için hazır hissediyorlardı.

Recep '' Baba zombiler Geliyormuş ''

Muharrem '' Hepsi birer söylenti. Yemeğini ye Recep. ''

Fatma '' Biraz daha pilav ye Recep.. ''

Recep '' Off anne yeter bu kadar ''


Recep bir hışımla odasına doğru koşarken.. Babası arkasından bağırıyordu..

'' Masaya geri dön ''

Recep oralı bile olmadan odasına çoktan girmişti.

Fatma '' Fazla üstüne gitmeyelim ''

Muharrem '' Hala hayal dünyasında yaşıyor bu çocuk ''

'' Zombi diye bir şey yoktur. Sadece bir hastalık var o kadar ''

'' Walking Dead izlemeyi yasaklıyorum sana ! ''

'' Eğer zombi diye bir şey olsaydı. Bu korku filmleri görüntüleri dışında başka görüntülerde gelirdi ekrana ''



Recep odasındaydı.  Telefonu ile Erdi'yi aradı.

Recep '' Erdi nasılsın ? ''

Erdi '' İyi senden naber ? ''

Recep '' Ne olsun.. Gene bizimkilerle atıştım ''

Erdi '' Zombi meselesi mi ? gene ''

Recep '' Evet ''

Erdi '' Sana bahsetme demiştim ''

Recep ''  Onları uyarmak istiyorum ''

'' Ama beni dinlemiyorlar ''

Erdi '' Zombiler geldiklerinde görürler ''

'' En çokta   Mert, Mustafa, Ulaş, Batuhan , Ahmet , Emre Bu orospu çocukları görecek ''

Recep '' Kesinlikle ''


Recep'in arkadaş grubuna düşman gruptu  Mert, Mustafa, Ulaş, Batuhan , Ahmet , Emre  .. Aynı okulda okuyan ve aynı mahallede yaşayan bu karşıt grup gerçekten de birbirlerinden nefret ediyorlardı..

Recep ve arkadaşlarının hazırlandığı gün gelmişti. Zombiler Edirne kapı daydı. Ve istanbul'un her tarafında zombiler ulaşmamış olsalar bile Zombilerin olduğu söyleniyordu...

Recep Babası ve Annesi evdeydiler.. Dikkatlice televizyonu izliyorlar ve dehşete düşüyorlardı. Edirne kapıdaki helikopter görüntüleri her şeyi anlatır cinsteydi.
Recep'in babası '' Gitmemiz lazım '' diyebildi sadece.. Recep'in annesi biriktirdikleri paraları ve bir kaç parça yemek ve su topluyordu aceleyle. Recep ise daha önce hazırlıklı olduğu için çantasını çoktan çıkarmıştı. Annesi şok olmuştu.. Bu kadar hızlıca hazırlanmasına.

Recep arkadaşlarına da mesaj atmak istedi. Fakat o kargaşa ve kaosta yoğunluktan dolayı telefonlar çekmiyordu. Evlerinin önü sakindi fakat ana caddeye çıkmak zorundaydılar. Ana caddeye çıktılarında üçü birden şok olmuşlardı. Kuruçeşme sokaklarında tam bir kaos hakimdi. Ellerinde taşıyabilecekleri birer çantaları vardı. Fazla ağır değildi. Koşabiliyorlardı. Recep'in elindeki sopayı babası almıştı. Recep ise sırt çantasından bir sopa daha çıkardı. Babası şaşkına dönmüştü.

Bir zombi babasının üzerine doğru geliyordu. Recep'in Babası Muharrem zombiye '' Gelme '' diye bağırıyordu.. Gelme şakam yok.. Zombi birden kafasından bir kurşunla yere serilmişti. Recep ilk kez Adrenalin timlerini orada görmüştü. Receplerin evinin ön tarafındaki havuzlu ve güzel villada kim oturuyorsa devlet onu koruması için Adrenalin timi göndermişti. Recep her sabah okula gitmek için o villanın önünden geçerdi. Ve içerdeki hangi şarkıcı diye içinden geçirirdi. Adrenalin Timi askerlerinin silahlarından çıkan sesler zombileri daha da çok kendilerine doğru çekiyordu. Fakat Adrenalin Timi Askerlerinin hedefinde Havuzlu güzel villada oturanlar vardı sadece..

Villayı düşman askerlerinin kuşattığı gibi kuşatmıştı askerler. Ölesiye koruyorlardı. Zombiler ise Recep ve ailesi ile ilgilenmeyi bırakmış. Adrenalin askerlerinin üzerlerine doğru geliyorlar. Fakat çok fazla yaklaşamadan beyinleri dağılan zombiler yere düşüyordu. Villanın kapısı açılmış ve siyah renkli camları bile siyah olan bir mercedes çıkmıştı. Adrenalin komutanı ise gidiyoruz diye emir verdi.

Recep'in Babası Muharrem '' Bizide kurtarın '' diye arkalarından bağırıp koş sada .. Adrenalin askerleri oralı bile olmamışlardı.

Recep'in Annesi de büyük bir şok yaşıyordu. Ama oğluna güç verebilmek için direniyordu.

Etrafta insan bağırışları sürüyordu..

Muharrem '' Recep , Fatma bu taraftan ''

Muharrem Fatma'nın ve elinden tutarak Kuruçeşme den Sarıyer'e doğru sahil şeridinden  koşmaya başlamıştı. Recepte onların hemen yanında koşuyordu. Recep yolun karşı tarafında en yakın arkadaşlarından biri olan Seçil'i gördü. Seçil bir zombiden kaçıyordu. Recep hiç bir şeye aldırış etmeden Seçil'e doğru koşmaya başladı. Zombi Seçil'i artık köşeye sıkıştırmış ellerini Seçil'in omuzlarına koymuş. Ağzını açmış ve Seçil'i ısırmak üzereydi. Recep Zombiye sopasını salladı. Sopa zombinin başına gelmişti. Zombi kafasına aldığı darbe ile Seçil'i tutmayı bıraktı. Seçil ağlıyordu.. Recep Seçil'in elinden tutarak Babası ve Annesine doğru koşmaya başladı. Seçil ise ne yaptığını bilmeden Recep'in koştuğu yöne doğru koşuyordu sadece. Arkasına bile bakmadan.
Recep'in babası Muharrem oğlunun bu kahramanlığına çok kızmıştı. Oğluna bir şey olabilirdi ama genede ses etmedi. Arkalarına bakmadan koşmaya devam ediyorlardı. Önlerine zombiler çıkıyor. Fakat Muharrem veya Recep zombileri sopaları ile yavaşlatmayı başarabiliyorlardı. Bu sırada bir korna sesi duydular. Büyük bir yolcu otobüsüydü bu. Koca farlarını açıp kapatıyor. Kornaya sürekli basıp duruyordu. Recep ve diğerleri arkalarına baktılar. Bu Recep'in arkadaşlarından Ömer'in babasından başkası değildi. Hemen otobüse atladı Recep Seçil Muharrem ve Fatma..

Recep hemen otobüse baktı. Otobüste Erdi Esra Kübra ve aileleride vardı. Recep onları kaybettiğini düşünürken bir anda sevinmişti. Fakat hepsinin suratı ağlamaklıydı. Bekledikleri zombi saldırısı böyle olmamalıydı. Filmlerdeki gibi heyecanlı geçeceğini sanan bu ekip aslında tam bir gerilim içine düşmüşler. Canlarının ne kadar kıymetli olduğunu anlamışlardı..

Ömer'in Amcası '' Ölmüştü.. Yerde yatıyordu. Sonra birden kalktı ve bana saldırdı ''

Ömer'in Amcası '' Ölmüştü.. Yerde yatıyordu. Sonra birden kalktı ve bana saldırdı ''

Ömer'in Amcası '' Ölmüştü.. Yerde yatıyordu. Sonra birden kalktı ve bana saldırdı ''

Ömer'in Amcası '' Nefesini kontrol ettim. Nefes almıyordu. ''

Ömer'in Amcası '' Kalbi atmıyordu ''

Ömer'in Amcası '' Her tarafı kan içindeydi ''

Ömer'in Amcası '' Ölmüştü.. Yerde yatıyordu. Sonra birden kalktı ve bana saldırdı ''

Recep dikkatli bir şekilde Ömer'in Amcasına bakıyordu. Ömer'in Amcası otobüsün koltuğuna oturmuş. Zikir çeken radikal islamcılar gibi kafasını bir öne eğiyor bir geriye atıyor ve sözleri tekrar ediyordu ..

Otobüsün içinde herkes birbirlerine başlarından geçen olayları anlatırken Ömer'in Babası Radyonun sesini açtı ve '' Susun bir dakika '' Açıklama Var '' dedi..


Trt FM

Spiker '' Hattımızda Türkiye Güvenlik Kurulu Başkanı Beyefendi var ''

Beyefendi '' Halkımız metanetli olsun. ''

'' Evlerinizden dışarıya çıkmayın ''

'' Özel olarak yetiştirdiğimiz birlikler İstanbul ve çevre illere dağılmış durumda ''

'' Sokaklarda bu et yiyen canavarlara karşı mücadelemiz devam etmekte ''

Spiker '' Efendim İstanbulun kontrolünü tamamen bu hastalıklı insanlara geçtiği söyleniyor ''

Beyefendi '' Dediğim gibi . Halkımız şu an sakin olmalı. Evlerinden asla dışarıya çıkmamalı ''

'' İlerleyen saatlerde Sayın Başbakan ile yapacağımız olağan üstü toplantıdan sonra gerekli açıklama yapılacaktır ''

Bip bip bip ...


Spiker '' Hattımızda şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri Komutanı var .. Komutanım buyrun ''

Komutan '' Sivilleri güvenli bölgelere almaya başladık. Güvenli bölgeleri arkadaşlarınıza fax olarak gönderdim. Kendi imkanı ile gelebilecek bütün sivillere kapımız açık. Fakat Beyefendi'nin söylediği gibi. Eğer gelecek durumunuz yok ise lütfen evlerinizde kalın ''

'' İlerleyen saatlerde Sayın Başbakan ile yapacağımız olağan üstü toplantıdan sonra gerekli açıklama yapılacaktır ''



Spiker '' Güvenli bölgeleri sizlere söylemek istiyoruz ve yayınımızı burada kapatıyoruz ''

'' İstanbul Avrupa Yakası Sarıyer - Rumeli Kavağını geçtikten sonra Garipçe'de.. ''

'' İstanbul Avrupa Yakası .. ''


Muharrem '' Fazla uzak değiliz ''

Ömer'in Babası '' Evet oraya gidebiliriz ''


Ömer'in Babası bir umutla Sarıyer e doğru yola koyulmuştu. Aslında amacı köprüye ulaşmaktı. Fakat köprünün kötü olduğunu duyduduğu an bir anda karar değiştirmişti. Gecenin karanlığında ilerliyorlardı.. Radyoda tanımadıkları bir sesin dediği yöne doğru.

Birden etrafta bir çok araç gördüler.. Hepsi sıraya girmişti araçların. Askerler genel güvenlik önlemi almışlardı. Önlerinde yirmi araçtan fazla vardı.

Ömer'in Babası ve Recep'in Babası Muharrem araçtan inmişlerdi. Muharrem araçtan inerken oğluna doğru bakarak '' siz burada kalın ''  demişti..



Asker '' Benim yapabileceğim bir şey yok. Lütfen Aracınıza binin ve burayı terk edin ''

Adam '' Oğlum Ölüyor ''

'' Sen beni içeriye almıyorsun ''

Asker '' Oğlunuzu bu kapıdan içeriye alamam ''

Adam '' Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ''

Leopar '' Sizin ne vatandaşı olduğunuzu zaten biliyoruz. Buraya sizleri kabul etmek için Amerikalı Türk Yunan gibi işlemlere tabi tutmuyoruz. Ama bizimde bir kuralımız var. O kurala sadık kalmak zorundayız. ''

Adam '' Sende kimsin be kadın ''

'' Ben Askerle konuşuyorum ''

'' Seninle değil ''

Leopar '' Bir asker olmak kimseyi erkek yapmaz ''

'' Bir Adam , Bir Baba olmakta seni erkek yapmaz .. ''

'' Asker ! ''

Asker '' Emredin Komutanım .''

Leopar '' Üçe kadar say. Eğer gitmezse çocuğun beynini dağıt. ''

'' Çocuğun cansız bedenini alıp gitmezse ''

'' Üçe kadar gene say ''

'' Onuda Öldür ''

Asker '' Emredersiniz ''

Adam '' Ciddi olamazsın ''

Leopar '' Bir ''

'' İki ''

Adam '' Lanet olsun. Gidiyorum ''

Leopar '' Bu adam gidene kadar gözünü ondan ayırma ''

'' Eğer ters veya şüpheli bir hareketinde de onu vur ''

Asker '' Emredersiniz ''


Asker önündeki kalabalığa baktı. '' Lütfen Tek sıra olalım '' Lütfen '' Diye bağırıyordu.

Muharrem '' Komutanım bakarmısınız ? ''

1.75 Boyunda Zayıf. Kumral teni gecenin karanlığını aydınlatan, Uzun ve dalgalı saçlı, Kahverengi gözlü. Leopar ..

'' Buyrun Beyefendi ''

Muharrem '' Komutanım. Ailelerimizle geldik. Bize yanınızda yer var mı ? ''

Leopar '' Var '' Isırılmadıysanız. Yanımızda kalabilirsiniz ''

Muharrem '' Isırılınca ne oluyor ''

Leopar '' Bilgim yok. Emir sorgulamıyoruz ''

Leopar cebindeki sigarayı çıkardı. Zippo çakmağı ile sigarasını yakıp Muharrem ve Ömer'in Babasının bakışları ardında arkasını dönüp gitti.


Muharrem '' Ne tuhaf kadın ''

Ömer'in Babası '' Kendini beğenmiş orospu ''

Leopar '' Son dediğini duydum yaşlı adam ''

Ömer'in Babası '' Lanet olsun ''


S.O.S Tim'inin ikizlerinden birisi Leopardı.. Diğeri ise Kurt'tu. İki dişi ve ikiz.. Zombilerden bile daha acımasızlardı..


Muharrem ve Ömer'in Babası çaresiz bir şekilde otobüslerinin yolunu tuttular. Onca eziyetten geçerek geldikleri bu yerde Sorumlu kişinin de umarsızca davranması üzerine hayal kırıklığı yaşıyorlardı.. Ne bekliyorlardı ki ? Leopar'ın S.O.S Dinlenme tesislerine hoş geldiniz demesini mi ?

Birden arkadaki araçlardan çığlık sesleri gelmeye başladı.  Çığlığı duyan Leopar '' Kapıları Kapatın '' Emrini vermişti.

Leopar'ın emri ile birlikte kapılar kapanırken dışarıda kalan siviller ise kapılara yükleniyorlardı..

Leopar ve Kurt Tel örgülerden atlayarak zombi saldırısına doğru koşmaya başladılar. Leopar ve Kurt'un Tel Örgülerden atladığını gören diğer S.O.S timinin askerleri de Tel örgülerden atlamaya başlamışlardı..

Recep otobüsün hemen arkasında patlak veren olayları çok net ve açık bir şekilde görebiliyordu.

Zombiler S.O.S. Karargahına girmek için sıra bekleyen insanlara saldırıyorlardı.. Bir zombi sarışın kıvırcık saçlı biraz tombul bir kadının kolundan bir parça aldı. Kadın çığlık içinde bağırırken kocası kadının yardımına koştu. Kadının kolundaki zombiyi çekmeye çalışırken başka bir zombi adamın üzerine geldi ve onu ısırmaya başladı.. Ne olduğunu anlayamayan insanlar zombilerin ısırıklarına yem olmaya çoktan başlamışlardı. S.O.S. Tim'i imdada yetişti. Yoğun bir ateş başladı. Zombilerin sayıları çok kalabalıktı.

Leopar ve Kurt iki ayrı kola ayrıldı.

Leoparın arkasındaki askerler sağ tarafta..

Kurt'un arkasındaki askerler ise sol tarafta yerlerini almışlardı.

Çift taraflı ateş başladı.. Zombiler yere düşüyorlar fakat tekrar kalkıyorlardı.. Kurt ve Leopar'ın askerleri ateş etmeye devam ediyorlar ve adım adım üzerlerine gelen zombilerden geriye doğru çekiliyorlardı.

O sırada Muharrem ve Ömer'in Babası herkesi dışarıya çıkartarak S.O.S Tim'i Karargahına doğru hareket etmeye başlamışlardı bile.

Tam o sırada Zombiler askerlerinde üzerlerine atlayarak onları ısırmaya başladılar.. Bir asker ısırılmış ve yerde yatıyordu. Diğer asker ise yavaşça geri çekiliyordu. Yerde ısırılmış asker birden gözlerini açtı. Kırmızı gözleri ile askerin bacağından ısırmaya başladı. Canı yanan asker kontrolünü kaybetti. Kontrolünü kaybettiği andada o askerden bir kaç parça et almak isteyen zombiler üzerine atlamışlardı çoktan..

Leopar zombilere ateş etmeye devam ediyordu.. Silahından çıkan mermiler zombilerin beyinlerini dağıtıyor.. Ölü insanları ikinci kez öldürüyordu.. Kimseye merhamet göstermeden karargahının onunu temizlemeye çalışıyordu..

Kurt ise daha çok püskürtmeye çalışır bir hali vardı fakat zombileri silah seslerini duyunca dahada kalabalıklaşacaklarını bilmiyordu.. Hem boşuna mermi harcıyor hemde etrafına daha çok zombi topluyordu..

Kurt'un ayağı takıldı ve sırt üstü yere düştü. Üstüne gelen ilk zombi Kurt'a doğru hamle yaptı. Kurt postalı ile tekmeleyerek onu savuşturmayı bildi. Belindeki Silahını çıkartır çıkartmaz ateş etmeye başladı. Üzerine gelen zombileri bir bir yere seriyordu Kurt. Kurşunları bitmişti .. Gelen zombiler eksilmiyordu. Sürünerek geriye doğru çekiliyordu.. Birinin diz kapağına vurdu ve zombinin dizini kırmıştı. Ama bu zombiyi vazgeçirememişti.. Kurt'un bacaklarından yukarıya doğru gelmeye başladı Zombi. Kurt engellemeye çalışıyordu. Kurt engellerken bir anda bir kurşunla zombi Kurt'un üstüne düşmüştü. Leopar elini uzattı. Kurt'u ayağa kaldırdı.

Leopar '' Küçük Kardeş gene mermilerini saymayı unuttun ''

Kurt '' Dikkat et ''

Kurt Leopar'ı çeker çekmez zombinin suratına tekmeyi vurarak zombiyi yere yapıştırdı. Kurt bu hamleyi yapmasa Zombi Leopar'ın boynunu ısırabilirdi.

Leopar ve Kurt askerlerinin kontrolünü çoktan kaybetmişlerdi.. Her taraftan zombiler geliyordu.. Leopar Kurt ve Zombilerden kurtulan üç beş asker S.O.S. Karargahına doğru çekilmeye başlamışlardı..

Kurt '' Kapıları Açın ''

Kurt'un bu emri ile birlikte kapılar açıldı ve herkes Recep Ailesi ve Arkadaşları da dahil olmak üzere kapılardan içeriye girmişlerdi. Kapılar Leopar ve Kurt ile birlikte kapanmıştı..

Bütün sivillerde içeri alınmıştı.. Isırılan ısırılmayan herkes oradaydı.. Kurt yüzündeki kanı bir havluya sildi.

Kurt '' Rapor ver çavuş ''

Çavuş '' Komutanım 21 askerimiz şehit düştü. ''

Kurt '' Devletimizin başı sağ olsun ''

'' Sivillerin hepsini kontrol et. ''

'' Gerekirse çırıl çıplak soy ''

'' Soyunmayı reddeden olursa hücrelere kapat ''

Çavuş '' Emredersiniz ''


Çavuş bütün sivilleri tek sıra yapmıştı. Bütün hepsi kontrolden geçti. Kontrolden geçmek istemeyenleri hayvanlar gibi hücrelere kapattılar.. Recep Ailesi ve Arkadaşları güvendeydiler..

Artık sabah olmuştu. Recep ve Arkadaşları etrafı geziyorlardı. Leopar ise sigarasını içiyordu. Leopar'ın yanındaki silah'a gözünü çevirdi Recep. Leopar bunu fark etmişti. Leoparın güzelliği Recep Ömer ve Erdi'yide etkilemişti.

Recep '' Komutanım Merhaba ''

Leopar '' Merhaba ''

Recep '' Komutanım silahınıza bakabilir miyim ? ''

Leopar '' Anlarmısın silahlardan ''

Recep '' Evet elinizdeki bir M4 Karabina ''

'' Kullanıldığı savaşlar    II. Körfez Savaşı, Irak Savaşı, Afganistan Savaşı ''

'' Ağırlık    2.7 kg, Uzunluk    838 mm, Namlu uzunluğu 368 mm, Genişlik 5,56 mm , Mühimmat    5.56x45 mm NATO, Kalibre 5.56 mm

'' Atış hızı    700–800 mermi/dakika, Etkili menzil 350 m, Azami menzil 800 m ''

Leopar '' Etkilendim.. Yaşıtım olsaydın sana çıkma teklifi ederdim ''

Recep '' Ciddimisin ? ''

Leopar '' Hayır ''

Çavuş '' Komutanım Üst Teğmen Kurt sizi çağırıyor ''

Leopar '' Geliyorum ''

'' Görüşürüz .. Senin ismin ne ? ''

Recep '' Recep ''

Leopar '' Belki bir gün sana nasıl atış edildiğini gösteririm bu silahın ''

Recep '' Sevinirim ''

Leopar arkasına bakmadan yürüdü ve gitti..

Recep ise Leopar'ın arkasından '' Ne kadın ama '' diyebildi..

Leopar '' Bunu duydum Recep ''

'' Sakın bana aşık olma ''

Recep ve arkadaşları bir anda gülmeye başladılar..

Recep '' Gülmeyi kesinde. Bir plan yapmalıyız ''

Esra '' Ne planı şu anda güvendeyiz ''

Erdi '' Recep komutandan etkilendi ve plan istiyor ''

Recep '' Alakası yok ''

'' Elimizde silah tabanca kendimizi savunacağımız hiç bir şey yok ''

'' Kendimizi savunmak için bir şeyler bulmalıyız ''

'' Askerler bizi koruyamayabilir ''

'' Babamında dediği gibi can tatlı ''

Seçil '' Ne yapacağız o zaman ''

Recep '' S.O.S. in silahlarını çalacağız. Kendimize yetecek kadar. ''

'' Eğer buraya zombiler gelir ise ; Kendi başımızın çaresine bakacağız ''

'' Benimle misiniz ? Değil misiniz ? ''

Kübra '' Seninleyim ''

Ömer '' Seninleyim ''

Esra '' Seninleyim ''

Seçil '' Seninleyim ''

Erdi '' Seninleyim ''


Erdi, Esra, Seçil, Ömer, Kübra ve Recep birlikte bir plan yaparak kendilerini savunmak için silah çalmaya karar vermişlerdi. Gece herkes uyuduğunda ve sadece S.O.S de nöbetçilerin ayakta kaldığı o anlarda Silah deposunun penceresinden girdiler. Askeri çantanın içine silahları ve taşıyabilecekleri kadar kurşun alıp çıkmışlardı.. Kimse fark etmemişti onları..

Ertesi gün sayım için herkesi asker gibi dikmişti S.O.S. Tim Askerleri..

En önde güneş gözlükleri ile güzel gözlerini kapatan Leopar ve Kurt vardı.. İkisi de birbirinden güzel ikizler.. Sivil halka bakıyorlardı.. Sivil halk tedirgindi..

Çavuş koşarak geldi. Selamını verdi. Kurt ve Leoparda selamlarını verdiler..

Çavuş '' Herkes tamam Komutanım ''

Leopar bir kaç adım atarak sivillere doğru yürüdü.. Rahata geçti.

Leopar  '' Beyler ve Bayanlar ''

'' Burada iyi geçinebilmemiz için bazı kurallar vardır ''

'' Bunlarda hala Türkiye hukuk kurallarıdır ''

'' Kurallar geneldir. Ben dahil buna herkes uymalıdır ''

'' Kimseyi öldürmenize izin vermeyiz ''

'' Kimseye tecavüz etmenize izin vermeyiz ''

'' Hiç bir şey çalmanıza da izin vermeyiz ''


Erdi '' İşte gördün anladılar ''

Recep '' Sessiz ol ''

Leopar '' Getirin ''

Adam '' Yapmayın ''

'' Lütfen ''

'' Yapmayın ''

Leopar '' Neden yiyecek çaldın ''

Adam '' Hamile karım için çaldım ''

Leopar '' Bu adamın karısını getirin ''

Adam '' Çocuğuma ve Karıma dokunmayın ''

Kadın '' Bırakın beni ''

Leopar '' Sen hamilemisin ? ''

Kadın '' Evet ''

Leopar '' Kurt sen ne diyorsun ''

Kurt '' Çok hamile gördüm ama bu kadın hamile değil ''

Leopar '' Hamile karın için çaldın demek ''

Adam '' Evet ''

Leopar '' Bir Anne asla çocuğundan vazgeçmez ''

'' Doktor Aynısını demiyor ''

'' Çavuş ikisini de öldür ''

Çavuş çıkardığı silah ile ikisininde kafasına birer kurşun sıkarak öldürdü.

Leopar '' Bu şerefsizler yemeğimizi çalıp buradan kaçmanın planını yapıyorlardı ''

'' Planları başka bahara kaldı artık ''

'' Çalmayın ''

'' Derdinizi bize söyleyin biz gereğini yaparız ''

'' Dağılabilirsiniz ''


Recep ve arkadaşlarıda çok korkmuştu.. Toplandılar hemen..

Recep '' Arkadaşlar silahları vermeyi unutun ''

'' Onlar bizim sigortamız ''

Esra '' Eğer anlarlarsa bizide öldürürler ''

Ömer '' Çocuğuz biz. Çocuk öldürmekte ne oluyor ''

Erdi '' Görmedin mi ? Recep'inki hamile kadını öldürdü ''

Kübra '' Gözümüzün yaşına bakmazlar. Recep'e neden uyduysak ''

Seçil '' Recep inat etme .. Silahları geri vermeliyiz ''

'' Bizide ailemizide öldürürler ''

Recep '' Anlamadılar. Saçmalamayın ''

'' Eğer silahları verirsek bizim çaldığımızı anlarlar. ''

'' Bizi öldürmeyeceklerinin garantisi var mı ? ''

'' Yok.. Konu kapandı ''

'' İleride teşekkür edeceksiniz bana ''


Bir Kaç Gün Sonra..


Çavuş koşarak geldi.

Kurt '' Ne var çavuş. zombiler içeri mi girdi ''

Çavuş '' Alfa-Star B buraya geliyor ''

Kurt '' Ne dedin sen ''

Çavuş '' Argo'nun Sağ kolu Şeytan bildirdi. Yarım saate burada olacaklarmış ''

Kurt '' Leopar'a haber ver ''


Bir helikopter indi S.O.S. Karargahının tam ortasına..

Kurt Leopar ve Çavuşları karışladı. Helikopterden Argo Şeytan ve Kabus indi.

Kurt '' Hoş geldiniz ''

Argo '' Hoş bulduk. Fazla vaktim yok. Biliyorsunuz Türkiye'ye gelmemem lazım ''

'' Buraya geldiğimi de kimse duymasın ''

'' Beyefendi'nin emri .. Burayı tasfiye ediyoruz ''

Kurt '' Tasfiye derken ''

Argo '' Buradan yaşları en fazla 10 olan bütün çocukları ve doğurgan dişileri almak için emir aldım ''

'' Beyefendinin emri ''

'' Sonrada siz giderken zombilere kapıları açın ''

'' Bu bir emirdir ''

Kurt '' Emredersiniz de ''

Argo '' Söyle Asker ''

Kurt '' Özür dilerim. Beyefendi bunları ne yapacak ''

Argo '' Emir sorgulamıyoruz asker ''

'' Kurtarabileceğimiz kadar sivil kurtarmak için buradayım ''

'' Herkesi kurtaramazsın ''

Kurt '' Emredersiniz ''

'' Çavuş gerekeni yap ''

Çavuş '' Emredersiniz ''



Çavuş koşarak yanına aldığı askerlerle. Çadırları bir bir dolaşmaya başladı.. Argo'nun emrettiği üzere bütün herkesi topladı. Argo tek tek sivillere bakıyordu.

Argo '' Arkadaşlar bir emir aldım ''

'' Aranızdan bazı kişileri kurtarmak için buraya geldim. ''

'' Kurtaracağımız kişiler arasında belirli kriterlere uygun olması gerekiyor ''

'' Ve üzgünüm ki belirli bir sayı var. ''

'' Ne ondan bir eksik nede ondan bir fazla ''

'' Bayanlar ve çocuklar bir adım öne çıksınlar ''

Argo içlerinden elli kişiyi seçerek yanında götürdü. Leopar ve Kurt ise en güvendiği adamları alarak S.O.S: Karargahını terk etmişti.  İki yüze yakın sivil ve yirmi beş tane asker kalmıştı sadece karargahta.. Aylar bu şekilde geçip gitti.


Beş ay böyle geçti. Recep ve arkadaşları hallerinden memnundu..

Bir gece sirenler ötmeye başladı.. Recep ve ailesi ve arkadaşları siren seslerine uyandılar..

Recep'in Babası Muharrem '' Ne oluyor '' diye dışarı çıktı. Dışarıda zombiler insanlara saldırdığını gördü.. Kapılar kapalı olmasına rağmen zombiler nereden geldiği meçhuldü.. Saldıranların büyük çoğunluğu S.O.S Timi askerleriydi.  Muharrem eşini ve oğlunu aldığı gibi çadırdan çıktı. Recep çadırda sakladığı silahları çoktan çıkarmıştı. Muharrem şaşkındı. Fakat nereden bulduğunu bile sormaya vakti yoktu. Silahları kaptıkları gibi dışarıya çıktılar. Recep'in elinde bir M4 Karabina vardı. Recep üzerine gelen zombilere ateş ediyordu. Fakat fazla silah ile deneyimi olmadığı için genellikle mermilerini boşa harcamakla yetiniyordu.
Recep'in arkadaşları ve onların aileleride toplanmışlardı. Ömer'in babası arabaya gitmemiz lazım diyordu..
S.O.S. karargahının önünde duran yolcu otobüsü onların kurtuluşu olabilirdi. Her yer zombi kaynıyordu.
S.O.S. Karargahının kapıları açılmıştı. Askeri araçlar birbiri arkasına çıkış yapıyorlardı.
Recep ve sevdikleri de zombilerden kaçarken bir yandan da karargahtan kaçmaya çalışıyorlardı..
Aniden çıkan bir zombi Ömer'in Amcasını ısırmaya başladı. Ömer'in amcası acı içinde bağırıyordu. Acı içinde bağırıyordu .. Canı çok yanıyordu. Ömer'in babası müdahale etmek istedi zombiye. Zombinin kafasına silah ile vurdu. Zombi yere düştü. Ayağa kalkıp tekrardan geliyordu. Recep'in Babası Muharrem ateş ederek zombi'nin beynini dağıttı. Boynundan ısırılmış Ömer'in Amcası yere düşmüştü. Ömer'in Babası ona doğru koştu. Nefesini kontrol etti. Nefes almıyordu. Recep'in Babası Muharrem '' Hadi artık gidelim '' diye bağırdı. Fakat Ömer'in babası şoka girmişti. Ömer babasını kolundan tuttuğu gibi çekti ve aldı oradan. Koşmaya devam ettiler. Ömer'in babası kardeşinin ölümüne üzülmüştü.

Otobüse binmeye başlamışlardı. Otobüsün içine iki tane zombi girmişti. Zombileri gören Recep elindeki silah ile ateş etmeye başladı. O heyecanla Otobüsün arka camlarını bile indirmişti Recep. Silahın sesi ile birlikte kulağında geçici bir duyma sorunu bile yaşayacaktı..

Herkes otobüse bindikten sonra Ömer'in babası tam otobüse binerken. Ömer'in Zombiye dönüşen amcası tarafından kolundan ısırılmıştı. Ömer'in babası acı içinde bağırıyordu. Ömer'in Amcası kolundan kopardığı et parçasını mideye indirmeye çalışırken Ömer'in Babası bir yumruk atarak onu yere serdi ve hemen otobüsün içine girdiği gibi kapıyı kapattı.

Ömer'in Babası kolundan akan kana aldırmadan otobüsü çalıştırdığı gibi ilerlemeye başladı.. Nereye gideceklerini bilmiyordu. Sadece ilerliyorlardı. Karanlıkta ilerlemeye devam ediyorlardı. Önlerine çıkan zombileri ezerek geçiyorlardı.
Ömer'in Babası kan kaybetmeye devam ediyordu. Fakat aldırmıyordu. Karadenize doğru ilerlerliyorlardı. Sadece oradan kaçmak istiyorlardı. Kaçmayı başarırlarsa kurtulacaklarını sanıyorlardı. Hızlı giden otobüsün kontorülü kaybetti Ömer'in babası ve bir ağaca vurdu.. Herkes sarsılmıştı.. Otobüs artık kullanılmayacak kadar kötüydü. Otobüsün içinden güç bela indiler..

Ömer'in Babasının kolu gerçekten kötüydü. Yoldaki zombiler fark etmişlerdi. Otobüse doğru gelmeye başlamışlardı. Recep'in Babası Muharrem ise bu taraftan diyebildi sadece.. Ormanlık alanın içinde koşmaya başladılar.. Ömer'in babası kazanında etkisi ile fazla koşamıyordu. Ömer hemen yanındaydı. Hadi baba diyor ve onu çekmeye çalışıyordu. Kalabalık zombi grubu arkalarından geliyordu..

Durup savaşmak yerine onlar kaçmayı seçmişlerdi..  Zombiler asla pes etmeyeceklerini bilmiyorlardı. Zombilerin hedefleri görüş mesafesinden çıkmadan peşini bırakmazlardı. Ömer'in Babası ve Ömer'in Annesi ve Ömer grubun en arkasındaydı.. Kaçmaya çalışıyorlardı.

Recep birden durdu ve ateş etmeye başladı zombilere.. Zombilere pek isabet ettiremese de ateş ediyordu.. Zombiler birazda olsa yavaşlamışlardı. Hep birlikte zombilere ateş etmeye başladılar. Fakat zombiler kalabalıktı. Zombiler her taraftan çıkmaya başlamışlardı. Silah seslerini duyan başka zombilerde oraya doğru geliyorlardı..  Recep Ömer'i ve ailesini kurtarmak istiyordu. Silahlı olanlar ateş ederken diğerleri ise ormanın içlerine doğru koşmaya devam ediyorlardı.

Recep Babası Muharrem ve diğer erkekler zombilere ateş ediyorlardı.. Fakat zombiler her yerden gelmeye başlamışlardı bile. Ömer'in Babasını bir zombi yakaladı. Isırmaya başladı. Zombi ısırıyordu Ömer'in Babasını. Ömer Babasını kurtarmak için hamle yaptı. Ömer'in Babası yerde üstünde ise zombi vardı. Zombi'nin omuzundan tutarak babasının üzerinden almak istediği sırada Zombi Ömer'inde elinden ısırmıştı. Recep geldi ve zombi'nin kafasına bir el ateş etti. Zombiden çıkan kanlar Ömer'in suratına gelmişti. Recep Ömer'in Babasına baktı. Ömer'in babası çoktan ölmüştü. Ömer'in Anneside Zombiler tarafından ısırılmış ve paramparça ediliyordu. Recep Ömer'in Annesini kurtarmak için zombilere ateş ediyordu. Fakat Ömer'in Annesi içinde artık çok geçti. Recep silahını Ömer'in babasına doğrultu. Kafasına ateş etmekle etmemek arasında tereddüt yaşıyordu. Bu arada Muharrem geldi ve iki çocuğu da alarak zombilerden kaçırmaya çalışıyordu. Önde giden grubun sesi ile bir anda durdular. Bir kadın çığlık atıyordu. Var güçleriyle çığlık sesine doğru koşmaya başladılar.

Gördükleri manzara karşısında dilleri tutulmuştu. Zombiler kaçan herkesi ileride kıstırmış ve ısırarak yok etmişti. Her taraf kan gölüydü. Zombiler insanları parçalarayak yiyorlar. Recep ve diğerlerinin gelişini bile duymamışlardı.

Geriye Recep , Muharrem , Recep'in Annesi, Erdi, Esra, Seçil, Ömer ve Kübra kalmıştı.  Kısa süreli bir şokun ardından ormanın  içlerine doğru koşmaya başladılar. Beş kilometre kadar koştular. Ellerindeki ağır silahlar onları çok zorluyordu fakat vazgeçmemişlerdi. Ömerin eli kanıyordu. Sonunda bir çiftlik evi görmüşlerdi. Ona doğru koşmaya devam ettiler.. Sonunda çiftlik evine çok az kalmıştı.

Önden koşan Muharrem'in ayaklarına bir kurşun sıkıldı.. Çiftlik evinden çıkan saçları ağırmış uzun boylu atletik yapılı bir adam vardı. Eski asker olduğu belliydi. Muharrem ve diğerleri ellerini kaldırdı..

Çiftliğin Sahibi '' İçinizde ısırılan biri var mı ? ''

Muharrem '' Bir kişi var. oda çocuk ''

Çiftliğin Sahibi '' Elleriniz yukarıda yavaşça yaklaşın ''

'' Silahlarınızı atın ''

Muharrem '' Çocuklar silahlarımızı atıyoruz ''

Herkes ellerindeki silahları atarak yavaşça yürümeye başladılar..

Yavaşça yürümeye devam ettiler.

Çiftliğin Sahibi '' Isırılan kim ''

Ömer '' Benim '' ( Korku dolu bir sesle )

Çiftliğin Sahibi  '' Nerenden ısırıldın ''

Ömer '' Elini gösterdi ''

Ömer'in Elinde sadece diş izleri ve biraz kan vardı ..

Çiftliğin Sahibi Muharrem'e bakarak '' Çocuğu tut '' dedi. Tedavi etmemiz lazım..

Muharrem Çocuğu tuttu. Çiftliğin Sahibi belinden çıkardığı pala ile Ömer'in elini bileğinden kesti.. Sonra ise naylonla sarıp orayı yaktı. Ömer acıdan bayılmıştı..

Muharrem '' İyileşecek mi ? ''

Çiftliğin Sahibi  '' Bilmiyorum ''

'' Belki ''

Muharrem '' Bekleyip göreceğiz ''

Çiftliğin Sahibi '' Yatağa bağlamakta fayda var ''


Üç gün geçti.. Ömer sonunda zombiye dönüşmüştü. Yatakta bağlı halde duruyor ve insanları gördüğünde onlara saldırmak istiyordu. Recep arkadaşının zombiye dönüşmesine çok üzülmüştü.. Başını öne eğdi. Kapıyı yavaşça açtı.. Zombiye dönmüş Ömer onu görünce ısırmak onu yakalamak için hamleler yapıyordu. Sanki Ömer bağlanmış bir kuduz köpekti. Recep silahını Ömer'in başına dayadı. Gözlerini kapattı ve tetiği çekti. Ömer'in cansız bedeni yatakta yatıyordu..

Recep arkadaşı için bir mezar kazdı ve Ömer'i gömüşlerdi..

Aradan bir kaç ay daha geçmişti. Recep ve diğerleri sürekli spor yapıyorlar. Kendilerini savunmak için eğitim yapıyorlardı. Eğitimi yaptıran ise Çiftliğin Sahibiydi. Çiftliğin Sahibi eski bir askerdi. Cephanesi ve silahları görülmeye değerdi. Çiftlikte bulunan tavuk koyun gibi hayvanlarla protein alıyorlar. Ve ekili sebze ve meyvelerle ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Çiftliğin Sahibi gerçekten de bu işler için hazırlanmıştı sanki..
Sonunda Televizyonda beklenen şey oldu..


TRT - 1

Lütfen Dikkat ! Dinlediğiniz mesaj bir bant kaydıdır. Türkiye Cumhuriyeti adına sizlere saklanabileceğiniz ve sınırsız yemek bulacağınız Zombilerin Dünyası Survival Kamplarını söylüyoruz.

12 Adalar Adrenalin 41. Tim Komutanı Üst Teğmen Ölüm Meleği ve Teğmen Asit  Kızıl Kod : 418561425

Muharrem '' Sonunda kurtulduk ''

Çiftliğin Sahibi '' Bu adamları ben mahkum etmiştim ''

Muharrem '' Nasıl yani ''

Çiftliğin Sahibi '' Bunlar Bosna Hersek te büyük bir hata yaptılar ''

'' Ben yargıladım bunları ''

'' Bunlar benim için kıllarını kıpırdatmazlar ''

Muharrem '' Denemeden bilemeyiz ''

Çiftliğin Sahibi '' Bunlar beni görse öldürürler ''

Muharrem '' Aradan çok uzun zaman geçti. Bunuda bilemeyiz ''

Muharrem '' Sensizde bir yere gitmiyoruz ''

'' Buradakilere savaşmayı sen öğrettin ''

'' Ara ve konuş ''

Çiftliğin Sahibi '' Öylemi dersin ? ''


Çiftliğin Sahibi ve Muharrem birlikte bodrum kattaki telsize indiler. Kodu çevirdi Çiftliğin Sahibi..

Kurşun '' Ben Er Kurşun ''

Çiftliğin Sahibi '' Ölüm Meleği Asit Sansar bunlardan birine bağlayabilir misin beni evladım ''

Kurşun '' Kimsiniz ''

Çiftliğin Sahibi '' Ben Albay Suat Yüksek ''

Kurşun '' Bir saniye bekleteceğim komutanım ''

Sansar '' Suat Yüksek .. ''

Çiftliğin Sahibi '' Uzun zaman oldu Sansar ''

Sansar '' Kesinlikle çok uzun zaman oldu ''

Çiftliğin Sahibi '' Beni almanızı istiyorum.. Bir Çiftlikteyim. Yanımda otuza yakın sivil var ''

'' Ayrıca Çiftlikte binlerce silah ve kurşun var ''

Sansar '' Koordinatlarınızı verin ''

'' Sadece siz kalsanız bile sizi gelir alırdık ''

'' Bu kadar reklama gerek yoktu ''

Çiftliğin Sahibi '' Bir albayla konuştuğuna dikkat etsen iyi olur çavuş Sansar ''

Sansar '' Emredersiniz Albayım ''

'' Dememi bekliyorsan babayı alırsın ''

'' Yerinizde sabit kalın Suat bey. Sizi gelip alacağız ''

'' Muhtemelen yarın şafakla hazırlıklarını yapınız ''

'' Nasıl geleceğimizi gün içinde size buradan bildireceğiz. ''

'' Silahları da hazırlayın. Vakit kaybetmeden yola çıkmamız lazım ''

'' Telsizin başına bir nöbetçi koyunuz ''

Çiftliğin Sahibi  '' Tamamdır ''


Kargo helikopteri ile birlikte Tuncay, Sansar, Kurşun, Zehir, Ölüm Meleği, Asit, Kali gelmişlerdi.. Büyük kargo helikopteri 100 kişi kapasiteliydi. Silahlar helikoptere taşınıyordu..

Çiftliğin Sahibi '' Teşekkür ederim Ölüm Meleği ''

Ölüm Meleği '' Ne için Albay ''

Çiftliğin Sahibi '' Çağrıma kulak astığınız için ''

Ölüm Meleği '' Biz askeriz Albay. Kin tutmayız ''

Çiftliğin Sahibi '' Teşekkürler ''

'' Belki faydası olmaz ama.. Sizi mahkum ettiğim için özür dilerim ''

Ölüm Meleği '' Belki faydası olmaz diyorsun ya .. ''

'' Dilediğin özre bile inanmıyorsun ''

'' Bizden sonra korkuna emekli oldun ''

Çiftliğin Sahibi '' Ben sadece emirleri yerine getirdim ''

Ölüm Meleği '' Kimin emirlerini ''

Çiftliğin Sahibi '' DxN'in Emirlerini ..

Ölüm Meleği '' Neden böyle bir emir verdiler ''

'' Bosna Hersek işi kumpasmıydı ? ''

Çiftliğin Sahibi '' Bilmiyorum. Tek bildiğim. Ondan sonra ben emekli oldum ''

Ölüm Meleği '' Maşa olmak nasıl bir duygu Albay ''

'' Sen eskiden eğitim subayıydın.. ''

'' Sivilleri eğitmeni istiyorum ''

'' DxN ile bir bağın kalmamıştır umarım ''

'' Türkiyeden tasfiye edildiler ''

'' Eğer onlarla tek bir bağın varsa ''

'' Seni öldürürüm ''

Çiftliğin Sahibi  '' Onlarla bir bağlantım artık yok ''

Ölüm Meleği '' Göreceğiz ''


Kargo helikopterine bindikleri gibi havalandılar..

Recep oturduğu yerde dışarıyı seyrediyordu..

Ben Recep.. Zombilerin Dünyasında şimdilik  hayatta kalmayı başaran kişilerden biriyim.. Şimdilik diyorum çünkü savaş benim için daha yeni başlıyor.. Aslın da ben zombilerin dünyasında herseyin farklı olacağını hayal etmiştim.. Fakat hiçte öyle olmadı.. Sevdiklerimle birlikte kurtuluruz diye düşünüyordum.. Kimseye bir şey olmaz.. Saçma zombi filmlerinde insanlar nasıl ayakta kalamıyor diye yönetmene kızardım oysaki.. Isırılan birini filmlerde öldürmeyenlere kızıyordum.. Hatta onlardan nefret ediyordum.. İnsan başına gelmeden anlayamıyormuş.. Sevdiği biri kişi ufak bir ısırık yüzünden gözlerinin içine bakarak tetiği çekmek zormuş.. Hiç bilmezdim.. Dışarıdan  yorum yapmak çok kolaymış.. İnsan içinde olduğunda anlıyor..

Zombiler ve insanlık arasındaki var olma savaşın da büyük yaralar aldım.. Vücuduma bir zombi ısırığı gelmese de yüreğimi paramparça ettiler.. Paramparça artık dünyada her sey.. İnsanlar paramparça.. Amerika paramparça.. Avrupa paramparça..  Türkiye paramparça..


 adalara geri dönmüşlerdi..

Bir Kaç gün sonra ..

12. Ada ..

Bir hücum bot göründü.. İçinden dört takım elbiseli adam ve Asit ve Ölüm Meleği ile Arı burnunda konuşan adam da inmişti.


Sansar '' Kimsiniz ''

Ağa Bey '' Ağa Bey geldiğini söylersin. Ölüm Meleği ve Asit'te ''

Sansar '' Kimsiniz dedim ''

Ağa Bey '' Sansar  İyi bir askersin. Senide seviyorum. Arı burnuna gelmiştin hatırladın mı ? işte Asit ve Ölüm Meleği ile görüşen kişi benim ''

Sansar '' Peki bu taraftan ''

'' Yalnızca siz ''

'' Korumalarınız burada kalacak ''

Ağa Bey '' Peki Sansar Bey ''


Ağa Bey ve Sansar yürüyerek Ölüm Meleği'ne doğru yürüdüler. Ölüm Meleği Ağa Bey'i gördüğünde Kali ve Doktor Deniz'i yanından gönderdi.

Ölüm Meleği '' Hoş Geldiniz ''

Ağa Bey '' Hoş bulduk ''

'' Seni daha iyi gördüm ''

Ölüm Meleği '' Zamanla alışıyor insan ''

Ağa Bey '' Dün Cüneyt ile Zeynep evlendiler ''

'' Zeynep Mirza'nın eski sevgilisi. Buraya saldıran kız ''

Ölüm Meleği '' Nasıl olur ''

Ağa Bey '' Doktor Mehmet DxN adına çalışıyordu. ''

'' Beyefendi onu yanında götürmedi. ''

'' Tasfiye edildi ''

'' Oda kızını Cüneyt ile evlendirerek kendini ve ailesini koruma altına girdi ''

'' Eğer ki Mirza yaşıyor olsaydı , Beyefendi kesinlikle adamlarını gönderirdi ''

'' Doktor Mehmet'i ve Kızını da tasfiye etmezdi. ''

'' Çünkü Mirza bunu öğrendiğinde DxN'e saldıracağını hepimiz biliyoruz ''

'' Mirza'nın kontrolündeki bir ordu dünyayı alır ''

'' Beyefendi veya Argo bunu göze alamaz ''

'' Ne kadar da güçlüde olsalar. Mirza ile savaşmaktan hepsi çekinir ''

'' Bunu sana söylemek istedim. Belki bir nebze olsun içini ferahlatır diye ''

'' Endişelerini engeller diye ''

Ölüm Meleği '' Değişen bir şey olmadı ''

'' Sadece Zeynep'e üzüldüm ''

'' Mirza gibi birine aşık olmak .. ''

'' Size bir şey sormak isterim ''

'' Titan diyorlar bana. Ama ben pek inanmıyorum  Gerçekten neyiz biz ? ''

'' Zombilerin insan halimi ? ''

Ağa Bey '' Efsaneye göre Tanrılardan önce yer ve gök vardı. Titanlar onların çocukları, tanrılar
da torunlarıydı. ''

'' Yaşlı Tanrılar diye anılan Titanlar, çağlar boyunca evreni elinde tutmuşlardı. Son
derece güçlü ve iriydiler. Sayıları fazla değildi ''

'' Fakat ; Bunlara tanrı denmiş ama tanrı değildiler ''

'' Bunlar sadece kanlarında bulunan bir hücreden kaynaklı diğer insanlardan farklıydılar ''

'' Yaşları belli bir seviyeye gelir. O seviyede kalırdı. ''

'' Asla bir daha yaşlanmazlardı ''

'' Yer ve Gök ''

'' Dünyanın en büyük kralıydı ''

'' Son savaşta Yer ve Gök Ölüm Adasına Kaçmış ''

'' Savaşta aldığı yaralardan dolayı çok güçsüzmüş.  Maya Büyücüleri ise uykusunda onu halletmişler ''

'' Ona saygılarından dolayı bir anıt mezar dikmişler ''

'' Yer ve Gök Dört Mühürlerin yerini söylemeden ölmüş ''

'' DxN şirketi Ölüm Adasında Titanların babası Yer ve Gök'ün kemiklerini buldu ''

'' O kemiklerle de Zombileri ve Sizleri Yarattılar ''

Ölüm Meleği '' Yarattılar ''

Ağa Bey '' Evet hepiniz taşıyıcı anne ve babadan meydana geldiniz. ''

'' Anneniz hamileyken Anne karnına her gün düzenli DNA verildi ''

'' DNA'larınızla oynandı ''

'' İki veya üç ay önce de ölseydin gene aynı şey olur muydu ? ''

'' Evet üç ay öncede ölseydin gene dirilecektin ''

'' Seni ve diğerlerinin tek zayıf yönleri kafalarınızın kopmasıdır ''

Ölüm Meleği '' Daha kaç tane var bu titan dediklerimizden ''

Ağa Bey '' Bilinen bir sayı yok ''

'' Mühürler yerine takılır ''

'' Dünya eskiye döner ''

'' Son Savaş başlar ''

'' Titanlar ile insanlık arasında ''

'' Senden bir isteğim var ''

Ölüm Meleği '' Nedir ''

Ağa Bey '' Girit Adasına saldırmanı istiyorum.. ''

'' Orada bir çok esir var. ''

'' Onların hepsini kurtarmanı ''

'' Leopar ve ikizi Kurt'un elinde ''

'' Yani S.O.S. Timine Bağlı bir yer. S.O.S. DxN'e bağlı bir timdir ''

'' Alfa-Star gibi ''

'' Adanın bütün bilgileri burada var ''

'' Adanın sahil kısımlarının hepsi zombilerle çevrili. ''

'' Karargah adanın ortalarında ''

'' Asit ile bir plan yaparsınız ''

Ölüm Meleği '' Emredersiniz .. ''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder