uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

30 Ocak 2012 Pazartesi

Ara Bölüm 5 Şubat 2010 ( Tekirdağ Polis Arama Kurtarma İstasyonuna Gitmeye Çalışan Siviller. )

Edirne ve Tekirdağ da Zombilerin görüldüğü 5 gün olmuştu. İnsanların bazıları zombiye dönüşürken bazıları da evlerinde mahsur kalmıştı.
Altınova Mahallesinde 5 katlı bir apartman. Bütün apartman sakinleri teras katında apartmanında sahibi olan yöneticinin evinde toplanmışlardı. Teras katında toplananların içinde;
Yeni evli bir çift ve yanlarındaki on dört aylık bebekleri.   Oğulları tarafından terk edilmiş yalnız yaşayan yetmiş bir yaşındaki Emine Teyze.  9 ve 11 yaşında iki oğlana sahip İzmir den tayini çıkıp da bu yaz Tekirdağ’a yerleşmiş memur bir aile. Üniversite öğrencileri Pelin, Damla ve Sibel. Yıllardır aynı apartmanda oturan esnaf Rasim, eşi, iki oğlu ve kızı. Yeni evli olan özel şirkette çalışan Nedim, Nedim in eşi;  Serdar ve Annesi, 2 kızı olan Ahmet bey ve eşi. Teras katında ise Apartman yöneticisi Kazım Bey ve 3 oğlu ile toplanmışlardı. Toplam da 28 kişilerdi.
Zombi istilasının 5. Günü geride kalmıştı. Yorgunlardı. Günlerdir uyuyamıyorlar ellerindeki kuru erzakları olmasına rağmen doğal gaz boru hattından çıkan patlama sonucu doğal gazları çalışmıyordu.  O yüzden yemek yapamıyorlar sadece su meyve suyu gibi şeyler içerek karınlarını doyurmaya çalışıyorlardı.  Apartman yöneticisi Kazım Bey duruma müdahale etmişti. Herkesi terasta topladı.
Kazım Bey : Arkadaşlar bu et yiyen canavarların geldiğinden beri beş gün oldu. Doğal gazında çalışmaması ile birlikte aç kaldık. Yakında açlıktan öleceğiz. Bu kötü gidişata bir dur demenin vakti geldi.
Ahmet Bey : Doğru söylüyorsunuz da Kazım Bey dışarıya çıkan karşı apartmandakilerin sonunu gördük.
Nedim : Kazım Bey Haklı burada oturup da açlıktan ölmeyi bekleyemeyiz.
Rasim : Nasıl çıkacağız buradan ve nereye gideceğiz ?
Kazım Bey :  Buradan yalnızca 19 km uzaklıkta olan Tekirdağ Polis Arama Kurtarma İstasyonu var. Oraya gidebiliriz. Yardım isteyebiliriz
Ahmet Bey : Doğru söylüyorsunuz ama oraya nasıl gideceğiz.
Nedim : Garajdaki arabalar ile gidebiliriz
Ahmet Bey : Garajın kapısını kim açacak ?
Nedim : Ben açarım apartmanın sığınağından garaja gireriz. Oradan da çıkarız.
Kazım Bey : Nedim kardeşim doğru söylüyor.
Emine Teyze : Evladım siz gidin ben gelemem. Gelmeye de gücüm yok. Ben burada başımın cağresine bakarım.

Herkes oradaki herkes biliyordu ki yaşlı kadın bir kaç gün içinde ölecekti ama yanlarında götürdüklerinde daha büyük bir risk alacaklardı. O yüzden yaşlı kadını yanlarına bile almayı teklif dahi etmediler. yaşlı kadını orada bırakacaklardı. 27 kişi Tekirdağ Arama ve Kurtarma Polis istasyonuna doğru yola çıkmaya hazırlardı.
Geride bıraktıkları yaşlı kadını umursamadılar bile. Arabalara bindiler. Nedim garajın kapısını açtı ve hızlıca garajdan çıkmışlardı. Zombiler bunları fark etti. Öndeki arabada bulunanlardan Kazım arabayı kullanıyor Nedim de yanında oturuyordu. Zombileri birer ikişer ezerek yollarına devam ederlerken Kazım arabanın kontrolünü kaybedip bir duvara çarptı. Sarsıntının etkisi ile Kazım başını direksiyona vurmuştu. Arabanın arka tarafında ise Üniversite öğrencileri Pelin, Damla ve Sibel ve Nedim in eşi vardı. Kazım zombilerin üstlerine doğru geldiğini görünce arabadan var gücüyle çıkıp kaçmaya başladı. Nedim ise kendine geldi ve oda arkadaki kızları bırakıp var gücüyle oda kaçmaya başladı. Korkudan eşini bile bırakmıştı. Zombiler ise her taraftaydı. Bu sırada arka tarafta oturan kızlar arabadan çıktılar. Damla panik yaparak ara sokaklardan birine kaçmıştı bir aparman dairesinin girişine saklandı. Kapı kapalıydı. Üzerindeki montu çıkarttı Damla Eline sardı ve apartman ın giriş kapısının camını zorda olsa kırdı. Kapı kilitli değildi. Kapının mandalını açarak içeriye girdi.  Apartmanın üst katındaki dairelere doğru merdivenlerden yavaş yavaş çıkmaya başladı. Korka korka titreye titreye yukarı doğru çıkıyordu. Bir evin çelik kapısının biraz aralıklı olduğunu fark etti. Kapıyı sağ eliyle hafifçe itti. Kapı biraz gıcırdamıştı kapının gıcırdaması ile birlikte daha da ürktü. İçeriye girdi evin ve kapıyı hafifçe ses yapmadan kapattı. Mutfağa girdi. Mutfaktaki çekmeceleri karıştırdı eline orada bulunan bir bıçak aldı. İki eliyle bıçağı sıkıca tutuyor ve bıçağı biraz ileride tutuyordu. Bütün odalara tek tek giriyordu. Oturma odasına girdi kimse yoktu. Salona girdi kimse yoktu. Yatak odasına doğru ilerledi. Elleri titriyordu bıçağın ucuyla kapıyı açtı sırtı buna dönük yaşlı bir kadın vardı içeride Damla teyze korkma diye seslendi yaşlı kadın hiç olalı olmuyordu. Damla teyze beni duyabiliyor musun ? dedi. yaşlı kadın gene oralı olmuyordu. Damla çok korkuyordu oradan kaçıp kurtulmak istiyordu. Yaşlı teyzeye bir kez daha seslendi ve sonra eliyle dokundu yaşlı teyze damlanın dokunmasıyla sırtı dönük bir şekilde oturduğu yerden yere doğru düştü kadın günler önce belkide açlıktan yada bakımsızlıktan ölmüştü. Damla koşarak odadan çıktı. Evin kapısını açtı dışarı doğru adım attığında yaklaşık 1 80 boyunda bir zombi Damlayı yakaladı. Damlanın kurtarın beni feryadını duyacak kişi yoktu. Son duyacak kişide günler önce ölmüştü.  
Pelin o sırada Sibel e Damla nereye gitti diye sordu ?
Sibel bilmiyorum arkamızdan geliyordu bilmiyorum diyordu.
Nedim'in eşi de çağresiz bir şekilde Sibel ve Pelin i takip ediyordu. Grup tamamen dağılmıştı. Ara sokaklardan geçiyorlar zombiler peşlerinden geliyordu. Nedim ve Kazım çoktan gözden kaybolmuşlardı.
Koşuyorlardı arkalarına bile bakmadan bu sırada Sibel in ayağı takılıp düştü. Sibel Pelin diye bağırdı. Bana yardım et diye ağlıyordu. Pelin bir an duraksadı arkasına doğru baktı. Sibel i oradan kaldırmak için geri döndü. Zombiler ise bu sırada Sibel e iyice yaklaşmışlardı. Pelin üzgünüm diyerek kaçmaya devam etti. Sibel ise ağlıyordu. Sibel bileğini burkmuştu. Ayağa zar zor kalktı. Seke seke yürüyordu fakat zombiler bir dakika içinde onu yakaladılar. 20-30 kişilik zombi grubu Sibel i yemeye başlamıştı. Sibel in sadece kendi sonunu görebileceği kadar vakti oldu.
Pelin ile Nedim in eşi nereye gittiklerini bile bilmeden koşuyorlardı. Nereye gittiklerini bile bilmeden koşmaya devam ettiler.
Bu sırada Yeni evli çift Soner - Soner in Eşi on dört aylık bebekleri Esnaf Rasim - Rasim in Eşi ve kızı Soner in arabasıyla gidiyorlardı. Soner ara caddelerden birine doğru girdi. Yolun ortasında duran kapısı açık arabanın kapısına vurdu. Arabanın kapısı kopmuştu. Soner de arabanın direksiyon hakimiyetini kaybetti kaldırıma çıktı oradan da bir direğe vurup anca durmuştu. Soner Herkes iyi mi diye sordu ? Eşi iyiyiz diye cevap verebildi. Bir anda Rasim in eşinin olduğu taraftaki cam zombi tarafından parçalandı. Zombi Rasim in eşini arabanın içinde boynundan ısırıyordu. Rasim in kızı ise zombiye vuruyordu ama zombi aldırış etmiyordu. Rasim arabadan indi ve zombi yi eşini ısırmasını bırakması için hızlıca geriye doğru çekti. Soner arabadan indi eşinin olduğu taraftaki kapıyı açtı ve çocuğunu kucağına aldı. Bebek ağlıyordu. Bebeğin ağlama sesi bütün zombilerin dikkatini çekmişti. Zombiler o yöne doğru hareketlenmeye başladı.  Bebeğini kucağına aldığı gibi Soner koşmaya başladı eşi de peşinden geliyordu. Rasim Zombiyi eşinin üzerinden çekti. Zombi yere düşmüştü. Kapıyı açıp eşinin yarasına bakmak istedi. Rasim in eşi çok kötü yaralanmıştı. Şah damarından aldığı bir kaç ısırık darbesiyle şoka girmişti bile. Rasim Eşinin yaralarını elliyle bastırıyordu. Rasim in kızı ise durmadan ağlıyor bağırıyor zombilerin dikkatini o tarafa çekiyordu. Tam o sırada yere düşen zombi ayağa kalktı. Rasim i ısırmaya başlamıştı. Rasim aldığı ısırıklar ile birlikte yere düştü zombi Rasim mi dişleriyle parçalayarak yiyordu. Rasim daha ölmemiş acı içinde bağrı-yordu. Rasim in kızı Annesinin tarafından uzatmış kafasını baba diye ağlamaya başladı o kadar çok korkmuştu ki Rasim in kızı Annesinin ölüp te zombiye dönüştüğünü Annesinin onu ısırdığında anlayacaktı..
Soner bebeği kucağında koşmaya devam ediyordu eşi arkasından bağırıyordu Soner beni de bekle diye. Soner kaçmaya koşmaya devam ediyordu. Soğuk havada kanter içinde kalmıştı. O sırada Soner in eşi zombiler tarafından yakalandı. Soner yardım et diye bağırıyordu Soner in eşi. Soner bir an arkasına baktı ama çocuğunun annesi için artık çok geçti. Soner eşinin gözleri önünde canlı canlı yenilmesini izliyordu. Soner şoka girmişti. Hareket etmiyor kıpırdamıyordu. Zombilerin Soner i ve kucağında tuttuğu 14 aylık bebeği farketmeleri uzun sürmedi. Zombiler Soner i ve çocuğu da acımasız ve merhametsizce parçalayarak yemişlerdi. Soner den eşinden ve 14 aylık bebekten geriye sadece bir kaç kemik parçası ve kuru kafa kalmıştı.
Pelin ile Nedim in eşi Aslı koşmaya devam ediyorlardı. Pelin bu böyle olmayacak bir araba bulmalıyız dedi. Kapısı açık bir arabaya doğru koştular Aslı arabaya bindi. fakat Allah ım anahtarlar yok. Pelin tabi olmaz burası Türkiye ! Aslı tam arabadan inecek iken arabanın arka koltuğundan aniden bir zombi fırladı ve Aslı yı ısırmaya başladı. Aslı Pelin e yardım et diye yalvarıyordu. Fakat Pelin arkasına bile bakmadan oradan koşar adımla uzaklaştı. Saatlerce koştu Pelin, artık koşmaya gücü kalmamıştı. Bu arada yanında siyah renkte bir araba durdu. Arabanın camından birisi ısırıldın mı? diye sordu. Pelin hayır diyebildi. Atla o zaman dedi esrarengiz kişi.
Pelin hiç tereddüt etmeden esrarengiz kişinin arabasına atladı. Benim Adım Emre. Benim Adımda Pelin.
Emre : Ne işin var burada ?
Pelin : Komşularımla birlikte Arama kurtarma polis istasyonuna gidiyorduk olaylar ters gitti.
Emre : Anlıyorum senden başka kurtulan var mı ?
Pelin : Vardır sanırım kalabalıktık baya her birimiz farklı yöne dağıldı.
Emre : Şu Arama kurtarma polis istasyonuna bakalım o zaman
Pelin : İyi olur . Asker misin sen ?
Emre : Hayır değilim. Avcıyım avlanırdım bu şeyler çıkmadan önce. Şimdi av mıyım avcı mıyım bilmiyorum.
Pelin : Anlıyorum. Sen nasıl geldin buraya ?
Emre : Bu şeyler ortaya çıkmadan önce arkadaşlarımla avlanıyorduk dağlarda. Bunlar çıktıktan sonra insanlarımıza yardım edelim dedik. Şehre indik savaşmaya başladık bir tek arkadaşlarımdan ben kaldım.
Pelin : Çok üzüldüm başın sağ olsun.
Emre : Dostlar Sağ olsun.

Arama kurtarma istasyonuna vardılar. Emre Pelin'e sen burada kal. Ben bir etrafa göz atayım ondan sonra haber veririm dedi. Hayır dedi Pelin ben yalnız kalmak istemiyorum seninle geleceğim.Emre itiraz etmedi.
İçeriye girdiklerinde hayatta kalanlar onları karşıladılar. Nedim Eşini sordu. Pelin ise Nedim e senin yüzünden öldü korkak herif diye bağırdı. Yönetici Kazım Bey de yere doğru bakıyordu. Emre olmasaydı bende ölmüştüm diye Pelin ağlıyordu.
Dışarıdaki helikopteri uçuracak biri var mı diye sordu Emre.
Kimseden yanıt gelmemişti. Oda güzel diyerek Emre kendini teselli ediyordu. Herkes yorgundu zaten uyumak istiyorlardı uyuya kalmışlardı. 6 şubat sabahı dışarıda helikopter sesi duydu Emre. Koşarak bahçeye doğru çıktı ama helikopter bunlara doğru gelmiyor gidiyordu.  Emre telsizin olduğu yere gitti. Saatlerce yardım istedi. Telsizin diğer ucundan sadece cızırtı geliyordu. Emre kafasını telsizden aşağıya koydu kimse gelmeyecek diyordu.
Bütün gün telsizin başından ayrılmadan bekliyordu. Polis istasyonunda bir kaç  bisküvi buldular paylaşıp yediler.
Ertesi gün çoktan olmuştu. Genç bir çocuk bir araba geliyor dedi. Nedim ve diğer bir kaç kişi polislerden kalan üniformaları giymişlerdi. Nedim : Belki bizi kurtarmaya geliyorlar.
Kazım : Evet Evet ben haklıydım bizi kurtarmaya geliyorlar diyordu. Araç iyice yaklaştı. Emre bu sırada dürbünle arabayı gözetledi. Araba hummer marka bir jeepti. Kapısında ise bir şekil gözüne ilişti. Bu şekilli daha öncede görmüştü. 4 Yıl önce arkadaşları ile memleketi adana da çıktığı bir avda uyuşturucu yetiştiren bir köye yapılan baskında aynı amblemi görmüştü birden irkildi.
Emre : Bunlar bizim için buraya gelmiyorlar diyebildi sadece.
Kazım : Nasıl yani.
Emre : Bunlar Türkiye nin en acımasız askerleri gazetelerde çıktı Adrenalin askerleri bunlar. Hepimizin güvenliği için ne alacaklar ise kimse itiraz etmesin alsınlar ve gitsinler yoksa burada hepinizi öldürürler.
Nedim : O kadar da kolay değil bu iş !
Pelin : Zombilerden korkup kaçan biri için iddialı bir laf.  
Nedim : Kapat çeneni.
Pelin : Asıl sen kapat !
Kazım : Tartışmayı kesin artık. Herkes geldiklerini fark etmemiş gibi yapacak Gençler gerçekten polis rolünü üstlenecek pilotumuzun öldüğünü söyleyin. Kızım sende geldiklerinde kapıdan içeri girdiklerini görür görmez çığlık at.
Emre : Bizi almazlar sözümü dinleyin.
Serdar : Gelecekleri varsa görecekleri de var ! Kim ki onlar bize ne yapabilirler. Alt tarafı insanlar.
Nedim : Geliyorlar asansör yukarı doğru çıkıyor herkes nişan alsın.
Asansörün kapısı açıldığında küçük kız bağırmıştı.
Asansör de 2 adam gördüler. Kapıdan da aniden iki adam çıkmıştı.
Karşılıklı birbirlerine silah tutuyorlardı. Silahlar sonunda indirildi.

Nedim : Burada ne işiniz var . Ordunun gittiği çok uzun zaman oldu.
Asit : Buradaki uydu resimlerine bakmaya gerdik ve dışarıdaki helikopter için buradayız bunları alıp gideceğiz dedi.
Nedim : Biz burada ne bok yiyeceğiz dışarıdaki helikopter bizim buradan kaçmamız için tek yol.
Ölüm Meleği : İçinizde o kanatlı kuşu kullanacak biri var mı ?
Kazım : Vardı.. Fakat hastalandı ve öldü.
Ölüm Meleği : Peki o kanatlı kuşu nasıl uçuracaksınız ? Uç bebeğim diye okşayacak mısınız ? yada helikoptere oral sex mi yapacaksınız uçması için ?
Serdar : Doğru konuş ! burada aileler var. Kaçmak için tek şansımızı sizi vermeyeceğiz.
Ölüm Meleği : Peki vermeyin bakalım.
Nedim : Uydu resimlerini yada her neyse onları alın ve defolun gidin buradan.
Ölüm Meleği : Bu kadar asabi olma. Asabiyet seni erken yaşta öldürtür. Kaç gündür buradasınız ?
Serdar : Bir kaç gündür.

Bu arada 2 asker ( Asit ve Mustafa ) uydu bağlantısını kendi bilgisayar bağlantısına aktarmaya çalışıyordu. Uydu kodelerini bir cd ye kaydediyorlardı. Ölüm Meleği : İşiniz ne zaman bitiyor ? Mustafa yarım saate kadar diye cevap verdi.
Ölüm Meleği : Cebinden sigarasını çıkarttı. Bir dalını kendi ağzına koyarken öbür dalını da Tuncay a doğru fırlattı.
Askerler sigara içerlerken günlerdir sigara içmeyen Nedim ve Kazım imrenerek onlara doğru bakıyordu.

Kazım : Siz peki asker misiniz diye sordu ?
Ölüm Meleği : Evet askeriz. Ama bu lanet şeyler geldiğinde unutulduk. Eskiden Devlet Millet için çalışırdık şimdi ise sadece Hayatta kalmaya çalışıyoruz kendi başımıza. Artık Hükümet devlet millet için değil yalnızca hayatta kalmak için savaşıyor ve onun için uğraşıyoruz.
Serdar : Nerede kalıyorsunuz ? Saklandığınız bir yeriniz olmalı ..
Ölüm Meleği Sigarasından bir duman aldı. Polis Memurunun gözlerinin içine bakıp sırıttı. Ve
Ölüm Meleği : Biz fare değiliz saklanalım. Saklandığımız bir yer yok. Asla da olmadı. Savaşıyoruz çarpışıyoruz.

Ahmet Bey in büyük kızı annesine onlara söylemeliyiz dedi kısık bir sesle.
Ahmet Bey in Eşi çocuğuna sus bebeğim dedi. Ölüm Meleği bu konuşulanları duymuştu.
Ölüm Meleği ona doğru baktı. Neyi söylemelisin ? Aslında babanın ve buradaki herkesin  polis olmadığını ve buraya da yeni geldiğiniz ve günlerdir aç olduğunuzu mu söyleyecektin bana ? burada sıkışıp kaldığınızı. Korkak baban ve arkadaşlarının zombiler bizi ısırırlar diye göt korkusundan kafalarını pencereden dışarıya bile çıkaramadığını mı ?  Tuncay bu olanlara gülerken Ölüm Meleği tekrardan bağırdı ? Bitti mi işiniz beyler.. Kahveden adam mı çağırayım !
Asit : Bitmek üzere efendim.
Apartman sakinleri gerçekten de çok şaşırmıştı bu tutuma.
Nedim birden hışımla Ölüm Meleğinin üstüne yürüyerek yumruk atmaya çalıştı. Ölüm Meleği Nedim in Elini Kaptı arkaya doğru çevirdi ve duvara yapıştırdı. Kazım ve 3 oğlu Ahmet Bey ve Serdar Ölüm Meleğinin üstüne gelmeye çalıştılar Tuncay hiç tavsiye etmem beyler diyerek onları tehdit etti.  Kazım ve 3 oğlu Ahmet Bey ve Serdar oturdukları yerden ayağa kalkmış bir vaziyette kıpırdatmadan kaldılar. Birbirlerine bakıyorlardı.
Ölüm Meleği : Burada askerde polis te devlette biziz ! O yüzden ihtiyacımız olan her şeyi alıp gideceğiz. Sizden de izin istemiyorum hiç bir şekilde. Burada kalmanıza izin veriyorum! Bu yeterli !
Ahmet Bey in Eşi : Lütfen bizi de yanınızda götürün .
Ölüm Meleği Nedim i diğerlerinin olduğu yere doğru hızlıca fırlattı. Kimseyi alamayız yanımızda götüremeyiz ! Siz dışarıdaki zombiler için konuşan ve kaçan hamburgerler bizim içinde bizi yavaşlatmaktan başka bir şey değilsiniz.
Bir avuç hırsız, kadınlar ve çocuklar sizi yanımda götürüp de çocuk bakıcılığımı yapacağım diyerek sözlerini tamamladı.
Beyler hazır mısınız diye Mustafa ve Asitte tekrar seslendi.
Asit tamamdır son kontroller diye cevap verdi.
Ölüm Meleği : Asit Mustafa siz hummera . Helikopter pistine çıkartın Jeepi.  Hadi Tuncay gidiyoruz .
Ve tam o sırada Nedim belindeki silahı çıkartı. Helikopteri almanıza izin veremem diyerek Tuncay ve Ölüm Meleğinin Üzerine doğrultu silahı. Diğer üç dört adam da silahlarına davranmışlar Tuncay ve Ölüm Meleği nin üzerlerine silahlarını cevirmişlerdi. Ya bizi de götürürsünüz yada helikopter burada kalır diye cevabını yeniledi.
Ölüm Meleği : Adın nedir diye sordu ?
Nedim : Ne önemi var ki ?
Ölüm Meleği tekrarladı adın nedir ?
Ahmet Bey in Eşi onun adı Nedim dedi.
Ölüm Meleği : Çocuğun var mı nedim ?
Polis Memuru : Evet var.
Ölüm Meleği : Sana neden ismini sordum biliyor musun nedim ?
Polis Memuru : Neden dedi ?
Ölüm Meleği : Öldüreceğim insanların genelde isimlerini bilmeden vururum derken silahını çıkardı ve Nedimi diz kapağından vurdu.
Nedim in canı aldığı kurşun dan dolayı çok canı yanmış acı içinde yerde kıvranırken iki eliylede bacağını tutuyordu. Bu sırada İzmir den tekirdağ taşınan memur ailesinin küçük çocuğunu Mustafa rehin almış ve minik çocuğun kafasına silahı dayayıp etraftakilere seslendi Apartman sakinleri bu düştükleri duruma gerçekten çok şaşırmışlardı. Dışarıdaki zombilerden daha acımasız bir grup vardı karşılarında.

Mustafa : Beyler bayanlar bu çocuk kimin bilmiyorum ama üçe kadar sayacağım eğer silahlarınızı yere bırakıp arkanızı dönmezseniz bu çocuğun beynini duvardan temizlemeniz için epey bir vaktiniz olur .
O arada Memur un hanımı oğlum diyerek hamle yapmak isterken  Eşi onu tutarak sakinleştirmeye çalışıyordu.
Kazım ise alın istediklerinizi ve gidin diye çıkıştı. Kazım ve 3 oğlu Ahmet Bey ve Serdar silahlarını yere koymuşlardı.
Ölüm Meleği : Mustafa çocuğu arabaya götür. Helikopter pistine geldiğinde çocuğu teslim edersin. Beyler Bayanlar eğer ki arkamdan ateş etmeye kalkarsanız buradaki herkesi ayağından bacağından vururum topal olarak ömrünü geçirir. Burayı da cayır cayır yakarım.
Mustafa tamam dercesine kafasını salladı.
Mustafa çocuğun kolundan çekerek asansöre doğru ilerledi.
Tuncay ile Ölüm Meleği ise helikopter pistine doğru gidiyorlardı.
Helikoptere yakıt koymaya başladı Tuncay. Askerler aralarında konuşuyorlardı. Apartman sakinleri ise korku dolu gözlerle onlara bakıyordu. Serdar ın Annesi o Helikopter bizim tek şansımız diyebildi. Nedim e bakan yoktu şu anda acı içinde yerde kıvranıyordu. Apartman sakinlerinin gözleri önünde helikopter havalandı. İki Asker ise jeep in yanında çocukla birlikte duruyorlardı. Çocuğu ailesine doğru yolladılar. Çocuk var gücüyle annesine doğru koştu.
Serdar ise silah ını kontrol etti. Olanlara çok sinirlenmişti. Bunca insan bunun için mi öldü dercesine kapıdan fırladı ve Ölüm Meleği ile Mustafa nın üzerine ateş ediyordu. İlk defa silah kullandığı bes belliydi. Serdar küfürler ediyor ve silahını arabaya doğru nişan alarak gelişi güzel ateş ediyordu. Küfürler ediyor bağırıyor helikopter tek çıkış yolumuz du diye haykırıyordu.  Bizi de yanınızda götürseydiniz ya diyordu.
Ölüm Meleği : Artık önemi yok çocuk ! bir ölüyü yanımızda taşıyamayız.

Üçüncü kurşunu dördüncü kurşunu beş altı yedi sekiz dokuz on on bir el silah sesi duyuldu. Çocuk peş peşe ateş ediyordu.
Ölüm Meleği sayıyordu. 12 dedi 13 dedi ve 14.
Serdar son kez silahın tetiğine dokundu fakat boştu. Tekrar tekrar bastı fakat gene de boştu.  Serdar ın ateş ettiği askerlerden bir tanesi saklandığı yerden çıkarak tek bir kurşunla Serdar ı vurdu. Serdar ın vucudu ağırlaştı ve yere doğru düştü. Hafiften yağmur yağıyordu. Serdar artık o yağmuru bile çok yavaş hissediyordu. Son gücüyle annesine doğru baktı ve son nefesini Annesinin gözleri önünde verdi. Kazım bey in oğulları Mustafa ve Ölüm Meleğine doğru ateş etmeye başladılar. Emre ise yapmayın hepinizi öldürecekler diye uyardı ama kimse dinlemiyordu. Karşılarındaki adamlar arabayı çalıştırıp karşı ateşe geçtiler. Kazım Bey i omuzundan vurdular. Bir oğlu da karın boşluğuna kurşun isabet etmişti. O sırada Emre zombilerin geldiğini anladı. Pelin e otoparka in ve orada bir yere saklan. Askerler geçerken önlerine atla seni alırlar dedi. Pelin ise sen ne yapacaksın ben bakarım başımın çağresine diyerek Pelin i asansöre bindirdi. Kendisi ise helikopter pistine uzanan yerin çatısına doğru tırmandı. Zombiler ilk Nedim i yakaladılar. Nedim i canlı canlı yiyorlardı. Sonra Kazım ı yakaladılar. Kazım ın oğullarını. Serdar ın annesini . Serdar ın cansız bedenini. ilk olarak 9 yaşındaki erkek çocuğunu sonra ise abisini annesini ve babasını. Rasim in iki oğlunu. Ahmet bey i de yakaladılar kızlarının ve eşinin zombiler tarafından yenildiğini görmeden parçalara ayrıldı.
Ölüm Meleği ve Mustafa Oradan giderlerken Zombiler apartman sakinlerini yemeye devam ediyorlardı. Ufacık ufacık çocuklar zombilere yem oldular..
O Sırada Apartman Emine Teyze Evinde uyuya kalmıştı. Her zaman olduğu gibi sallanan sandalyesinden dışarıyı izliyordu. Sandalyeden eli bir anda boşluğa doğru düştü. Emine Teyze Açlığa ve İlaçlarını kullanamadığı için kalp yetmezliğinden evinde ölmüştü..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder