uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

21 Temmuz 2012 Cumartesi

28. Bölüm Sivas Askeri Üs Laboratuvar'ı

DxN e dönen Asit ve ekibi Tufan'ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorlardı. Ölü yada diri Tufan'ı getirememiş olmaları en kötüsüydü. Çünkü herkes zombilerin saldırısını görünce kaçtıklarını düşünüyorlardı. Buda DxN üstünde Psko Soldiers'in itibarını zedeliyordu. Mental bakımından da son zombi saldırısında bozguna uğramaları Psko Soldiers in moralini daha da bozuyordu. Asit odasında tekrar tekrar saldırıyı düşünüyor acaba başka ne yapabilirdik o an diye geçmişte olan bir şey üzerinden tekrar tekrar kurtulma planları yapıyordu. Kolera ve Puma ile olan birlikteliği de DxN üstünde dedikoduların daha da çoğalmasından başka hiç bir şeye yaramıyordu.  Asit mental bakımdan yanında Ölüm Meleği olmadığı için kendisini yorgun hissediyordu. Asit ölüsünü bile getiremediği için kendisini suçlu hissediyordu. Herkesin ona bakışlarından bunu anlayabiliyordu.

İstanbul Adrenalin Üstü ;

Ateş ve Doktor un arkadaşlıkları devam ediyordu. Doktor her gün Ateş'e yeni şeyler öğretiyordu. Ateş abisine göstermediği saygıyı doktor'a gösteriyor ve onun sözünü dinliyordu. Doktor da Ölüm Meleği nin aksine Ateş'in hislerine ve kararlarına saygı gösteriyordu. Doktor; Ateş'in emrine verdiği klon askerlerin hepsini Ateş'e bağlı sağdık adamlar yapması Ateş'i güvende hissediyordu. Çünkü hepsi Ateş'e bağlıydılar. Ateş hiç bir zaman alamadığı sevgiyi alamadığı saygıyı en önemlisi aile olma kavramını Doktor Bey ve Eşinden alıyordu. Eşi Berna ve doğacak çocukları ile birlikte güvendelerdi. Ateş Tufan'ın öldüğünü öğrendiğinde hemen DxN üstüne doğru 12 adamı ve Ali Arda ile yola koyuldu. Helikopter ile DxN üstüne indi. Asit'in odasına gitti .

Ateş : Asit nasılsın ?

Asit : İyidir komutan Ateş. Sen nasılsın ?

Ateş : Keyfim yerinde. Çok iyiyim. Kurtulan sivilleri almaya geleceklerdi de bende geleyim hem sizide görmüş olurum dedim.

Asit : Toplama kamplarına alınan sivillerden mi ? bahsediyorsun ?

Ateş : Evet onlar bizim yaşamamız ve savaşmamız için gerekli siviller.

Asit : Anlıyorum.

Ateş : Tufan'ı nasıl kaybettin ?

Asit : Belgeleri aldık ve biraz dinlendik. Sonra geri çıktığımızda üzerimize koşan zombilerden bir ordu geldi. Hepimiz bir yana dağıldık sonuç bu. Tufan'ı kaybettik.

Ateş : Böyle bir şey herkesin başına gelebilir. Seninde gelebilir bizimde gelebilir. Neden bu kadar moralsizsin ki ?

Asit : Ölüm Meleği hep bana derdiki geride asker bırakmayalım. İnsanlar bizlerin kahramanca savaştığını görsün. Bende hiç bir zaman anlamazdım. Aslında anlamazdım değil anlam veremezdim. İnsanlar neden bizim kahramanca savaştığımızı bilmelerine gerek var diye. Aslında çok haklıymış. İnsanların bakışları değişti bize karşı.

Ateş : Yok o senin kafandaki paranoyadır. Birde ne duydum Adrenalin üstündeki askerlerden .

Asit : Hayırdır ?

Ateş : Siyah bir hummer . Her tarafında zombiler. Adamlar dürbünler ile bakmışlar. Dişleri sökülmüş elleri ve ayakları bileklerden kesilmiş zombileri siyah bir hummer'ın her bir tarafına yerleştirmiş bir arabanın şehir halinde gittiğini görmüşler. Bunlar kim sence ?

Asit : Çok ilginç. Cidden çok şaşırdım. Biz 20 tane hummer aldık. 10 tanesi bir depoda saklı. Nerede görmüşler ?

Ateş : O kadarını görmedim.

Asit : Hapishaneye döndüğümüzde aşağıya baktığımda hummerların sayılarında bir azalma yoktu. Hapishane dekilerin olmadığına eminim. Kenan bir tanesini aldı ve kaçtı. diğer ikiside oradaydı.

Ateş : Kenan dan hala bir iz yok ? Onu napacağız ?

Asit : Şu ortalık sakinleşmeden hiç bir şey yapamayız. Adresi belli değil. Yeri belli değil. Nerede bulacağımız hiç belli değil. Bulduğumuzda zombi olup olmadığı belli değil. Eğerki bir sığınma kampında ise intikamımızı alacağız. Ama onun dışında aramak biraz çılgınlık.

Ateş : Ben geri dönüyorum. Sende uğra bir ara ?

Asit : Öldürtme kendini ve sakın tehlikeye atma. Şu Nilay ile işimizi bitirelim. Sonra adada buluşuruz.

Ateş : Bakarız kanka. Nilay ı hallet önce sonra bakarız.

Asit : Ne yani ? Bizimle gelmeyecek misin ?

Ateş : Gelmeyeceğim demedim bakarız dedim.

Asit : Kendin bilirsin. Bu adamların pis işleri bitmez. Her zaman yeni bir düşman çıkacaktır. Ve Türkiye avrupa ile asya nın ortak tek noktası.

Ateş : Artık pis iş kalmadı. Artık bu eziyetin krallığını kurma vakti.

Asit : Zombilerin Türkiye ye girdiği daha 4 ay bile olmadı. Çok hayatta kalan var. ve çok fazla askeri üst sığınma yeri var. AVM ler var. Alışveriş Merkezleri var.

Ateş : Abartma Asit. AVM ye saklanmış üç tane insan bize ne yapabilir.

Asit : Elinde hiç bir şeyi kalmamış adam Kenan bizden Ölüm Meleğini aldı. Daha ne yapsın ?

Ateş : O bir kazaydı. Tekrarlanmayacak bir kaza.

Asit : Sen bizimle misin yoksa Adrenalinle misin ?

Ateş : Adrenalin Timi komutanıyım ben farkında mısın ?

Asit : Görüşürüz Ateş.

Ateş : Görüşürüz Asit.

Ateş adamlarını da yanına alarak Adrenalin üstüne geri döndü.

Doktor Bey : Ateş ne oldu ? Sinirli gibisin ?

Ateş  : Yok bir şey. Biraz sinirlerim gerildi hepsi bu.

Doktor Bey : Neden hadi gel ofisimde birer içki içelim ve seni üzen olayı konuşalım.

Ateş : Bu teklife hayır demem.

Doktor bey  ve Ateş ofise çıkıp içkilerini yudumluyorlardı.

Doktor Bey : Ne oldu orada Ateş ? Seni üzgün ve sinirli gördüm.

Ateş : Asit ile atıştık biraz.

Doktor Bey : O şey Abinin askeri değil miydi ?

Ateş : Evet askeriydi. Son baskınla beraber DxN ona tim komutanlığı verdi.

Doktor Bey : Asit'in seninle ne alıp veremediği var peki ?

Ateş : Hala bana Abimin küçük kardeşiymiş gibi davranmasından sıkıldım artık. Aslında yalnız oda değil. Tuncay da aynı şekilde davranıyor. ve Deniz Ablada.

Doktor Bey : Senin artık abinin gölgesinde yaşamadığını ayakta duran bir birey olduğunu anlamıyorlar mı hala ?

Ateş : Anlamıyorlar ve ben artık bundan sıkıldım. Adrenalin bana güvenip tekrar kapılarını açmış sonuçta. Ama bunlar beni asla anlamıyorlar.

Doktor Bey : Anlayacaklardır. Sen boşver üzülme.

Ateş : İyiki yanımdasınız. Sizde olmasanız.

Doktor Bey : Her zaman yanındayım Ateş. Her zaman.. İstersen kıbrıs taki üste gidin berna ile bir kaç gün kafanı dinle ?

Ateş : Siz napacaksınız burada tek başınıza ?

Doktor Bey : Ben bir kaç gün idare ederim. Siz eğlenmenize bakın.

Ateş : Teşekkür ederim sağ olun. Ben toparlanayım o zaman.

Doktor Bey : Eğlenmenize bakın. Kafanı dağıt.

Ateş : Aynen.. iyi gelecek bu ara bana.


DxN Askeri Üst Gemisi :

Doktor Deniz : Ne o sinirlisin Asit ?

Asit : Yok bir şey ? Ada ne durumda.

Doktor Deniz : Hazırlanıyor

Asit : Güzel. Sakın bana oyun oynamayın ben daha güzelini oynarım. Sizinle uzun seneler burada çalışacağımı da düşünmeyin.

Doktor Deniz : Hayır böyle bir düşüncemiz yokta neden bu kadar öfkelisin onu anlamadım ?

Asit : Yok bir sorun. Görev nedir ?

Doktor Deniz : Diğer parçaları biz alırız. Senin daha önemli bir görevin var. Hem biraz Nilay'ın Mistik hareketlerinden de uzaklaşırsın.

Asit : Nedir yeni görev

Doktor Deniz : Sivas ta DxN üstü var. Sadece bilim araştırmaları yapılıyor orada. İki gündür oradan sinyal gelmiyor ve çağrılarımıza yanıt vermiyorlar.

Asit : Saldırı mı yediler ? Zombiler üzerine deney mi yapıyorlar ?

Doktor Deniz : Evet zombiler üzerine deney yapıyorlar fakat zombi kanları ile deney yapıyorlar. Orada zombi bulmak neredeyse imkansız değil mümkün değil coğrafyası ve konumu ile ilgili.

Asit : Nilay mı saldırdı sizce ?

Doktor Deniz : Oraya gittiğinde güvenlik kameralarının kayıt yaptığı hard diski alırsan kimin saldırdığını öğreneceğiz.

Asit : Sokak kameralarına baktınız mı ? Sivas yakınlarında giriş ve çıkışlara

Doktor Deniz : Evet baktık. Bir kaç sivil araba içinde kadınlar çocukların olduğu bir kamyonet gibi virüsten kurtulmaya çalışan insanlardan başka hiç bir şey göremedik.

Asit : Anlıyorum. Ne zaman hareket etmemi istiyorlar ?

Doktor Deniz : Mümkün olduğu en kısa zamanda. Ayrıca ekibindeki azalmayı da göz önünde bulundurmamız lazım.

Doktor Deniz Telefon Etti ve içeriye birden üç asker girdi. Kafa selamı veren askerler bir bir kendilerini tanıtmak için Doktor Deniz den izin istediler. Oldukça iri yapılı kel kafalı ve suratında faça izi olan oldukça çirkin 30 lu yaşlarda biri asker selamını verdi. Bir zombi kadar çirkindi.

Hakan : Adım Hakan. Bir çok askeri operasyonda görev aldım. Kendimi bildim bileli savaşıyorum. Yakın dövüşte çok iyi olduğumu söylüyorlar. İzniniz olursa ve kabul edilirsem sizin yanınızda savaşmaktan onur duyacağım Komutanım.

Asit : Asker . Benimlesin. Git eşyalarını topla yarım saat içinde hazır ol !

Hakan : Emredersiniz komutanım.

1.70 boylarında Saçlarını yana doğru taramış sakallı asker Asit te kafa selamı verdikten sonra kendini tanıtmaya başladı.

Oktay : Adım Oktay. Adrenalin Timinden buralara kadar yükseldim. Mükemmel bir askerim.

Asit : Mükemmel bir askerim derken ?

Oktay : Çok iyiyim. Zombilerin beyinlerini o pisliklerin kafalarını uçurmaktan zevk alıyorum.

Asit : Ne kadar iyisin ? Peki bu zombiler ile savaşmakta.

Oktay : Şöyle diyeyim elimde bir makineli tüfek ve cephanem olduğu sürece savaşırım o pislik torbaları ile. Layık oldukları yer olan cehenneme göndermek istiyorum bütün hepsini.

Asit : Çok iddialısın. Buradaki görevin nedir ? tam olarak onu anlamadım.

Oktay : Buradaki görevim buranın güvenliğinden sorumlu komutanın yardımcısıyım.

Asit : Senin gibi bir askere göre biraz basit bir görev değil mi bu ? senin yerin zombilerin dünyası değil mi ?

Oktay : Kesinlikle haklısınız. Fakat hakkımın yenildiğini düşünüyorum.

Asit : Sana bir şans vereceğim. Yarım saat içinde avluda hazır ol. O şansı sana vereceğim. Kendini göstermek için güzel bir fırsat olacak.

Oktay : Teşekkür ederim komutanım.

1 79 boyunda ince güzel göğüsleri ve düzgün bacakları olan sarışın yeşil gözlü kamuflajdan yapılmış mini eteği ve dar gömleği ile çok güzel bir kız olan Tuğba kafa selamı verdi.

Tuğba : Adım Tuğba. İzmirliyim. 1993 doğumluyum. Annem ve Babam hep asker olmamı istedikleri için asker oldum. Aslında ben sinema yıldızı olmak isterdim. Filmlerde rol almak filan. Ama Zombiler dünyayı ele geçirdikten ve burası zombilerin dünyası olduktan sonra bu işten zevk almaya başladım. Annem ve Babam ve Kardeşlerim şu anda güvendeler çünkü benim asker olmam sayesinde. Liseden beri ordudayım. ve zombiler istanbul'a geldikleri zaman izmir mortem üstünde görev yapıyordum. Görevim sivil bayanların sorumluluğuydu. Zombi operasyonlarında bir kere görev aldım. Ama hiç birisini öldürmedim ne yalan söyleyeyim.

Asit : Şu Alfa-Star ın bastığı İzmir - Mortem Üstümü ?

Tuğba : Evet orası. Onlardan Allah'tan kimse kalmadı. Yoksa yemin ederim gördüğüm yerde öldüreceğim.

Asit : Mirza ve Sebastian ı tanıyor muydun ?

Tuğba : Vaktiniz var ise baştan anlatmak isterim.

Asit : Tabi lütfen. Otur istersen öyle anlat.

Tuğba anlatmaya başladı. Tuğba da anlatırken elleri titriyordu.

Tuğba : Yok komutanım rahatım. Zombi salgını avrupaya geldiğinde Ben hala Askeri Lise öğrencisiydim. Pilotluk eğitimi alıyordum. Ama saldırı sonucu izmir mortem üstüne ailem ile birlikte sığındım. Sonra aradan bir kaç hafta geçti. Bir gemi yanaştı. İçeriden tek başına oldukça yakışıklı karizmatik ve oldukça sempatik etkileyici komik birisi tek başına Mortem üstü komutanı ve diğer askerlerinin üzerine doğru geldi. ve bir anda o kadar hızlı ve cesurdu ki komutanı ele geçirdi. sonra diğer askerler çıktı. Hepsi birbirinden psikopat. 7 kişiyle bütün üstü ele geçirdiler. Birbirleri için yaşıyorlar gibi. Sonra hepimizin silahlarını aldılar. 6 yada 7 gün sonra hepimizi avluda topladılar. Hiç unutmuyorum o günü.  Kafeste komutan ve gemiciler vardı. Zombiye dönmek üzerelerdi. Kafesin bir tarafında da Aileleri vardı. Mirza ve Sebastian hepsine zombi kanı enjekte etmiş. Bin yıl düşünsem böyle bir intikam aklıma gelmezdi. Sonra O kanlı sahneyi bize izlettiler. Mirza hepimize birden baktı. Adamın gözlerinde hiç korku yoktu. ve şunları söyledi bize.

Mirza : Sevgili Bayanlar ve Baylar. Size bir iyi bir de kötü haberim var. Henüz ölmediniz. ve hala yaşıyorsunuz. Hangisi iyi hangisi kötü orasını her birey düşünsün. Sizin ırzınıza namusunuza karınıza kızınıza bakacak adamlar değiliz. Burada kalmak isteyen olur ise kapımız açık. Kalabilirsiniz. Fakat şunu bilmelisiniz ki biz Adrenalin'e yada DxN e yada Herhangi bir askeri birliğe mensup bireyler değiliz. Bize eskiden Alfa-Star derlerdi. Halada öyle derler. Gitmek isteyenlere birer araba ve silah verilecektir. Kişi başı bir silah ve bir kaç şarjör mermi. Geri dönüp de saldırmaya kalkanınız buna cüret edecek aranızda birisi olursa sonu böyle olacağını bilmenizi temenni ediyorum.

Tuğba : Aramızdan en kuvvetli ve en iyi bir dövüş hocası olan Mahmut söze atladı. Adam gerçekten de gördüğüm en iyi dövüşçüydü.

Mahmut : Sözünü kesiyorum !

Mirza ona doğru baktı. Seni dinliyorum Bay

Mahmut : Adım Mahmut.

Mirza : Bay Mahmut seni dinliyorum lütfen. Çekinme.

Mahmut : Siz ne halt ettiğinizi sanıyorsunuz ? Siz kimlersiniz ? Alfa-Star ı bende duydum. Ama onlar sizler gibi bir avuç serseri değil vatanını milletini seven insanlardı.

Mirza nın sağ tarafında duran Sebastian Mahmut'a belinden çıkardığı silahı doğrultu. Mirza gülerek Sebastian'ı engelledi. Şiddet yok Sebastian. Burada ufak çocuklar var. Onlara kötü örnek olmak istemeyiz değil mi ? Birde bu Mahmut Bey'in beyninden çıkan parçalar sivillerin üstüne gelecek. Çığlıkları düşünebiliyor musun ? Korku dolu çığlıkları dedi. Sebasitan da : Sorun yok kanka.

Mahmut : İşte siz böyle barbarlarsınız. Alfa-Star mış . Aman ne büyük bir askeri birlik. Kadınları ve çocukları esir alıp onlara tecavüz edecek birlik. Savunmasız masum çocukları zombiye dönüştürdükleri babalarına afiyetle yedirtip sonra da bize dayılık taslayan birliğe bak. Birde bileğine güvenmeyip silah'a davranan birlik. Siz korkaklar sürüsünden başka bir şey olamazsınız. Alfa-Korkaklar-Sürüsü size daha çok yakışır.

Mirza : Bu adamı sevdim Sebastian.

Sebastian : Bende sevmeye başladım.

Mirza : Bay Mahmut. Peki bu konuşmanın sonu pek iyi yerlere gitmiyor. Lütfen hakaret etmeyin. Biz size saygı gösteriyor isek sizde bize saygı gösterin.

Mahmut : Ne saygısından bahsediyorsun be adam. Şu gemicileri vahşiyce öldürdün. Sizler korkak piç kurularından başka bir şey değilsiniz. Eminim ki sizin benimle dövüşecek kadar bile cesaretiniz yoktur. Anca silahlarınızla insanlara korku salarsınız. Zombiler orospu ise siz onların sıçtıkları boksunuz.

Mirza : Sebastian adam bize resmen orospu çocuğu ile orospu boku arasında değişkenlik gösteren bir şey söyledi.

Sebastian : Duyuyorum kankada neden bunu konuşturuyoruz hala biz.

Mahmut : Bak gördün mü seni korkak piç. Elin hemen silah'a gidiyor.

Mirza : Biz sana küfür etmiyoruz. Sana piç demiyoruz. Sana Orospu çişi idrarı kakası vesaireside demiyoruz. Lütfen bizimle konuşurken bizimde bir onurumuz olduğunu unutma Bay Mahmut.

Mahmut : Ne onuru sizin ben şerefinizi sikeyim. Alfa-Star ınızı sikeyim. Orospu Çocukları . Öldürün lan beni. Korkmuyorum sizden. Sizin gibi orospu çocukları ile bu ülkede yaşayacağıma kara toprakta yaşarım daha iyi.

Mirza : Seni öldürmek gibi bir isteğimiz olsa hala böyle konuşuyor olamazdın. Bizi beğenmiyor isen gidebilirsin nereye gitmek istersen ?

Mahmut : Nereye gidelim lan orospunun sıçtığı köpek.

Mirza : Bay Mahmut seviyeyi çok düşürdün. Bak bizi burada dinleyen çocuklar var. Bir gün dünya zombilerden temizlenecek ve bu çocuklardan bazıları büyüyecek ve bunu kitap olarak yazacaklar bazısıda filmini çekecek. O zaman bir Bay Mahmut vardı diyecekler. Çok küfür ediyordu. Zombi terörünü hiç görmemiş olan babalarının yediği elmada şu anda vitamin bile olmayanlar ise Bay Mahmut senin hakkında çok iyi şeyler düşünmeyecekler.

Mahmut : Sizin gibi şerefsiz adi köpek olarak tarihte yerimi alacağıma öyle ansınlar daha iyi.

Mirza : Bay Mahmut sen ve senin gibi düşünenler. İzmir-Mortem üstüne çok yakın Manisa da bir askeri üst var Adrenalinin oraya kadar sizlere eskortluk edip sizi oraya götürmeyi teklif ediyorum sana. Var mısın ?  Yok musun ?

Mahmut : Sen kimsin ki idrar beni koruyacaksın sen kendini koruyamazsın köpek ! Havlayıp durma

Mirza : Sebastian bizim çocuklara söyle . Sıradaki çocukları yemekhaneye götürsünler. Dvd de tom muydu o kedinin adı. onu izlettirsinler. O güzel. Bu çocukların Bay Mahmut Hakkında düşündükleri çok kötü. Seviyesiz biri bu Bay Mahmut.

Sebastian : Evet kanka Tom ve jerry. Sen konuşmasına razı oluyorsun. Bu yaşadıklarımızı ileride kitap olarak yazarlarsa Rtük bu Mahmut'u varya 12 sene 3 ay 45 gün kapatır.

Mirza : Onu izletsinler kanka varsa.

Mahmut : Sizin yaptığınız zombi saldırısını izletince o çocuklara iyi biz küfür edince kötü. Lan siz nasıl bir manyaksınız

Mirza : Sen en çok neyde iyisin Bay Mahmut ? Hayatında en iyi yaptığın şey ne ?

Mahmut : Sanane lan piç kurusu.

Mirza : Lütfen Bay Mahmut Lütfen Rica ediyorum ki soruma cevap ver. Seninle bir anlaşma yapacağım. Şimdi lütfen sakin olup ta söylermisin ?

Mahmut : Ben karete ustasıyım. İzmir deki askeri okula ders veriyordum.

Mirza : Burada ders verdiğin erkek öğrencilerinden yiğitlerden kimler var ?

Mahmut : 24 kişi var.

Mirza : Onlarda bir adım öne çıkabilirler mi ? Sensey Mahmut

Mahmut : Arkadaşlar çıkın. 

Tuğba : 24 kişi bir adım öne çıktılar.

Mirza : Arkadaşlar Merhaba. Kendimi tanıtayım size. Ben Mirza. İzmit Gölcük lüyüm. Boston Amerika ya gidene kadar Alfa-Star timinin basit bir er'iydim bende. Oraya giderken görevi tamamlayıp ülkeme geri döndüğümde davullu zurnalı mehter marşları ve Başbakanın göğsümüze madalyalar takacağını düşünüyordum. Ama olmadı başaramadık. ve sizinde gördüğünüz üzere 7 kişilik bir asker grubuyuz.

Mahmut : Sadete gel lan orospu çocuğu. acıtasyon yapma.

Mirza : Sen nasıl Sensey sin Bay Mahmut. Sözümü kesme.

Mahmut : Öldürdüğün insanlardan bir tanesi abin bir tanesi yengen çocuklarda yeğenlerin olsaydı sende sensey lik kimliğini bir yere bırakırdın kimliksiz köpek. Artık ne söyleyeceksen söyle.

Mirza : Bu 24 adam ve sen bir tarafta ben bir tarafta. Ölüm dövüşü yapacağız Silahsız ? Ben tek başıma siz 25 kişi. Siz beni öldürürseniz Alfa-Star dan geriye kalan 6 kişi buradan gidecek ve burası size kalacak. Yok dövüşü ben kazanırsam Aileleriniz buradan gidecek. Anlaştık mı ? Sensey Bay Mahmut.

Mahmut : Seninle teke tek bile dövüşürüm ben korkak köpek.

Mirza : Neyse .. Sizde bu sabırsız Sensey Bay Mahmut gibi düşünüyorsanız yerinizde kalın. Yok düşünmüyorsanız Ailelerinizin yanına geçin.

Tuğba : Şok olmuştum. Mirza nın bu davranışına.

Mahmut : Seni ellerimle öldüreceğim köpek.

Tuğba : Bazısının aileleri oğlum yapma diyorlardı. ve Mahmut hoca nın elemanlarından bazıları ailelerinin yanına döndüler. Çünkü kalabalık herkesi öldüreceğini düşünüyorlardı Alfa-Star için .

Mirza : Yerlerine geçenler mi daha akıllı Sensey lerini sattılar. Yoksa Kalanlar mı bunu ilerleyen dakikalarda öğreneceğiz. Ama aile gibisi yok. Sebastian !

Sebastian : Efendim kanka

Mirza : Avluyu boşaltın.

Sebastian : Seni dövüşürken izlemek zevk benim için.

Mirza : Kendi dövüşümü izlemek isterdim. Çocuklar Tv izliyorlar mı ?

Sebastian : Hıhım izliyorlar.

Tuğba : Avluyu boşaltılar. Bir köşede oturmuş hepimiz meraklı gözlerle olup biteni izleyecektik. Çok heyecanlıydım. Mahmut hoca ve yanında 10 kişiyle beraber. Toplam 11 kişi vardı. Mirza ise tek başına ve silahsızdı. Askeri üniformasının üst kısmını çıkardı Mirza. Sebastian'a verdi.

Mirza : Sene 1990 dı sanırım ben daha yedi yaşındaydım. Çocuk esirgeme kurumunda Naciye Teyze vardı. Büyük İhtimal ile ölmüştür. Allah rahmet eylesin. Uslu duran çocuklar Ayda bir kez yarım saat çizgi film izlerlerdi. O zamanlar Star TV yeni kurulmuş. Türkiye nin ilk özel televizyonu. Sonra o yarım saat televizyon izlemek için bir ay boyunca Naciye teyzenin bütün sadist isteklerini yerine getirirdik. Hatırladın mı Sebastian ?

Sebastian : Hatırladım tabi.

Mirza : Neyse .. O Star Tv de Tom ve Jerry çıkardı bizim izlediğimiz saatte. Yıllarca o Tom Jerryi yemek için uğraştı. Ayda bir kere izlerdim. Ve sonra öbür ay ise tekrar televizyonun karşısına geçer Tom un Jerry i yemediğini görür. İnşallah benim izlediğim bölümde yiyecek diye düşünürdüm. Akşamları herkes iyi bir aile onları evlatlık edinsin diye dua ederlerken ben sadece Tom'un Jerryi yemesi için dua ederdim. Tek isteğim oydu çünkü. Sonra bir gün benim için özel sizin için ise sadece bir insan olan birisi bana şunu dedi. Tom ve Jerry yalnızca çizgi film. Tom asla Jerry yi yemez. Onlar sadece bir eğlence çocuklar için dedi. Tom ve Jerry nin arasında geçen yıllardır süre gelen kavganın sırf biz gülelim eğlenelim diye uydurulmuş yapay bir gerilim; yapay bir oyun olduğunu öğrendiğim gün ikisini birden sildim defterden. Gerçek hayatta Tomların gerçekten Jerryleri yediğini fakat televizyonda ise tam tersi olduğunu anladım. Şimdi size bunu neden anlattım biliyor musunuz ?

Mahmut : Nereden bilelim. Ne tür bir manyaksın sen.

Mirza : Sizin kazanmanızı isteyen yem olmanızı istemeyen bir grup var. Sizler için şu an dua ediyorlar. Sizler bana göre jerry siniz. Her türlü Tom u aşağılayıp fakat çizgi film yazarı tarafından torpilli olanlarsınız. Yazar Tom'u aşağılamanıza izin veriyor. Sizinde kılınıza dokundurtmuyor. Ben ise Tom'un.. Sizi yemeğe öldürmeye çalışan. Fakat çizgi film yazarı bunu asla izin vermiyor. Fakat burası Star Tv stüdyoları değil. Orada sizler için dua edenler ben değilim.Ama şu var ki sizler gerçek hayatta Jerry ben ise Tom um.. Bakalım Şans kimden yana. Hazırsanız başlayalım. Sensey Bay Mahmut ve ekibi ? şansınızı deneyin.

Mahmut : Adamlarına emir ver. Sen öldükten sonra bizi öldürmeyeceklerini nereden bilelim. Ailelerimize dokunmayacaklarını onlara zarar vermeyeceklerini nereden bilelim.

Mirza : Sensey Bay Mahmut Bunu asla bilemezsin. Sebastian bu arkadaşlar beni öldürürse mezarımın üstüne madalyalarımı da koyun. Ayrıca bu arkadaşların ailelerine ve kendilerine zarar vermeden bir arabayla buradan ayrılın. Söz mü ?

Sebastian : Bunlar seni öldürürse hayatlarındaki en büyük hatayı yaparlar. Onlara yapacaklarım orhun hitabeleri gibi duvarlara yazılır.

Mirza : Sebastian Kanka beni utandırıyorsun. Lütfen.

Sebastian : Peki kanka . Sakın Ölme o zaman. Söz veriyoruz hiç bir şey yapmayacağız.

Mirza : Duydun demi Sensey ?

Mahmut : Duydum. Peki güveniyoruz. Çekip gidecekler.

Mirza : Aynen öyle içiniz rahat olsun. Sana söz veriyoruz. Herkeste şahit.

Mahmut : O zaman dövüş başlasın. Saldırın köpeğe... Allah Allah Allah ..

Tuğba anlatırken ağlıyordu. Sonra hepsi birden Mirza ya saldırmaya başladılar. İlk yumruğu genç bir çocuk savurdu Mirza ya. Mirza onun yumruğunu tuttuğu gibi bileğini çevirdi ve eklemlerinden kırdı. Çocuk Acı içinde kıvranıyordu. Sonra öbürüsü Mirza ya tam vurmak isterken Mirza tabanıyla çocuğun karnına bir tekme attı. Çocuk yere düştü koşarak Çocuğun üstün geldi ve ayağı ile kafasına çene tarafından bir tekme attı. Çocuğun sanırım boynu oracıkta kırıldı o tekmeyle. Mahmut saldırdı ve Mahmutu yakasından tuttuğu gibi ileriye doğru fırlattı. İleriye doğru fırlattı dediğim en az 7-8 metre uzağa attı kum torbası gibi. Sonra başka birisi saldırdı buna Kalbine tek yumruk atarak oracıkta onuda öldürdü. Başka birisinin iki şakağına birden vurdu. Aramızda doktor olan bir arkadaş şakaklarını patlattı adamın demekle yetindi. 3 kişi den ikisini öldürmüş ve bir tanesi yerde acı içinde bileğini tutuyordu. daha fiske bile yememişti. Çok akıllıydı en bebek suratlı adamın bileğini kırıp acı içinde kıvranması diğerlerinin cesaretini kırmış ve iki tanesi bileği kırılan çocuğun yanında kalıp onu sakinleştirmeye çalışırken ona saldıran sayı azalmıştı. Mahmut hoca tekrardan adamları bir araya topladı. Mirza onlara bakıyordu. Mahmut hoca sadece bir kişi toplu halde saldıralım komutunu verdi. Ve Mirza ya toplu halde bir anda saldırdılar. Mirza sağ ayağı geride sol ayağı önde duruyordu ve hiç bir şey yapmadan onların gelmesini bekliyordu. Mahmut hoca ve yanındakiler iyice yaklaştı. Mirza aniden iki adım geri atarak Mahmut hoca ve ekibinin planlarını bozdu. ve birden sağa doğru dönerek sağ tarafta üzerine doğru koşan çocuğun boynunu yakaladığı gibi kırdı. Geride kalanlar birbirlerine bakıyorlardı. Mirza burada bana saldırma cüreti gösterdiniz. Eğer şimdi vazgeçerseniz gene sizi öldüreceğiz. Buradan dönüş yok diyerek bileği kırılmış çocuğun boynunu bir anda kırdı. ve sonra Mahmut Hoca ve ekibinin üzerine doğru saldırdı. Sol ayağının üstüne basarak havaya doğru sıçradı ve sağ ayağı ile bir tekme vurdu. İsabet ettiği adam yere yığılıp kalmıştı. Yere indiği gibi takla atarak tekme attığı çocuğun yanına gitti. Çocuk ne olup bittiğini anlayamadan onunda boynunu kırmıştı. 5 kişi ölmüştü. geride sadece 6 kişi kalmışlardı. Mahmut Hoca yeter sadece benimle dövüş. Bunların bir günahı yok dedi. Mirza Mahmut hocaya baktı. Aslan ile ceylanlar arasında pazarlık olmaz Sensey Bay Mahmut. dedi. Bir daha üzerlerine geldi. Mahmut hoca bir tekme attı Mirza ya. Mirza yere düştü yere düşer düşmez birden tekmelemeye başladılar Mirza yı. Hepimiz aha şimdi kazanıyorlar dedik. Sevindik. Mirza yerde yatarken bir anda birisi yere düştü ve ayağını tuttu. Sabit ayağına vurduğu tekme adamın diz kapağını parçalamıştı. Mahmut hoca ve ekibi bir anda şaşırırlarken Mirza yerden ayaklarına doğru hızlıca bir tekme attı ve üç kişiyi birden düşürdü. Ve onların yanına doğru giderek boyunlarını birer birer kırdı. ayağını kırdığı adamında boynunu kırmıştı. Mahmut ve yanında bir öğrencisi kalmışlardı. Mahmut öğrencisine kaç diye işaret etti. Öğrencisi Ama hocam dedi. Ne diyorsam onu yap. diyerek bağırdı Mahmut. Çocuk hızlıca koşarken Sebastian belinden çıkardığı silah ile o kaçan çocuğu vurdu. Mahmut Seni orospu çocuğu suçu olmayan bir adamı neden vurdun dedi. Mirza : Ah Sensey Bay Mahmut ahh sana söylemiştim. Bir kere ok yaydan çıktımı geri alamazsın. Mahmut ise şunu dedi : Masum du hiç bir şey yapmamıştı sana o.  Mirza : Konuşma dövüş. Amma konuştun ha diyerek Mahmut'a doğru yürümeye başladı. Mahmut koşarak Mirza ya yumruklar atıyordu. Mirza Mahmut'un her yumruğunu engelliyordu. Mirza çok güçlüydü. Mahmut'un karşısında hiç bir gücü yoktu. Mahmut'a vurmuyordu. Sadece Mahmut'un yumruklarını engelliyordu. Mahmut ise vazgeçmeden saldırmaya devam ediyordu. Mirza Mahmut'un kollarını dirseklerinden kırdı. Mirza 'içlerinde en şanslı sensin çünkü seni öldürmeyeceğim Sensey Bay Mahmut . Seni sakat bırakacağım ki o kadar bana küfür ettiğin için ; 10 öğrencinin ölümünün vicdanını çekersin diye hayattaki en büyük pişmanlık vicdan azabıdır Bay Mahmut. Mirza bunları der demek Mahmut Hoca nın iki kolunu da belki on yerden belkide 15 yerden kırdı. İki kolunu da Mahmut un un ufak etmişti. Sonrada biz oradan ayrıldık zaten.

Asit : Bu Mahmut senin neyin di ?

Tuğba : Hiç bir şeyim değildi.

Asit : Mirza ve Sebastian bizler kaçalım diye zombilerin arasında sıkışıp öldüler. Onları bir daha senin öldürme gibi bir durumun olmayacak o yüzden. Unutmaya çalışırsan hem benim için hemde senin için iyi olacağını düşünüyorum. Ekiptesin hazırlan.

Tuğba : Emredersiniz komutanım

Doktor Deniz : Eminmisin bu fıstığı almakla ?

Asit : Hıhım eminim. Birazda güzel kızlar görmek istiyorum etrafımda. Çirkin zombilerden nefret ediyorum.

Doktor Deniz : Güzel zombilerde var ?

Asit : Bana onlar denk gelmedi .. Zaten gelmezde..  Neyse hadi görüşürüz.

Doktor Deniz : Öldürtme kendini .

Asit yeni askerleri eskilerle kaynaştırdı. ve helikopter ile Sivas'a doğru harekete geçtiler.

Tuncay : Ne varmış bu Sivas ta ?

Asit : Profesörlerin çalıştığı bir yer varmış sakal tutan geçitinin eteklerinde oradan sinyal mi ne alamıyorlarmış ateşlerini ölçmeye gidiyoruz

Tuncay : Sivas ın eski adı Sebastian a ne kadar benziyor değil mi ?

Asit : Aynen çok benziyor. Sebastea veya Sebasteia

Tuncay : Aynen Mirza olsa ne dalga geçerdi şimdi

Asit : Kesinlikle haklısın

Tuncay : Bu yeni gelenler kim ?

Asit : Çirkin  ve uzun iri olanın adı Hakan , Diğer kısa olanın adı da Oktay. Güzel olanın adıda Tuğba.

Tuncay : O kadarını bende biliyorum. Tanıştık zaten de .

Asit : He Askerler işte. Ateş Ali Arda Tufan gidince yerlerine geldiler. Güç Kaybettik dostum.

Tuncay : Bu tuğba yı güzel olduğu için mi aldın ?

Asit :  Yok Mirza ve Sebastian zedelerden bir tanesi.

Tuncay : Hadi ya nasıl olmuş o iş ? Onların karşısındaysa nasıl olmuşta hala nefes alıyor.

Asit : Tam bilmiyorum ama sanırım Sevdiği bir insanı katletmişler gözleri önünde izmir mortem üstünde.

Tuncay : Anladım. Yaparlar aga bizimde karşımıza nasıl dikilmişti Mirza tek başına.

Asit : Adam güveniyor kendine öyle bir anlattı ki Tuğba tekrardan yaşıyordu olayı. Gene öldürmüş bir kaç tanesini.

Tuncay : Öldürürler hacı. Acımaları yok bu adamların Merhametleri de yok.

Asit : Sebastian çok daha psikopat. O kadınları nasıl öldürdü tek tek.

Tuncay : He ya. Harbiden ha. Zombiler neyse de bildiğin canlı öldürmek ne bileyim. Hemde masum hiç günahı olmayan insanlar.

Asit : Aynen.. Neyse işimize bakalım biz.

Tuncay : Doğru diyorsun. Napacağız ki ?

Asit : Ya bir kaç bilgi varmış onları alıp döneceğiz. bir kaçta bilimsel çalışma işte.

Tuncay : Anladım. Alırız sorun değil.

Asit : Alırız tabikide. Ne sorunu olacak.

Tuncay : Nilay mı saldırmış oraya ?

Asit : Vallaha kameradan baktıklarına göre Nilay değil. Aslında hiç kimse değil bir sorun çıktığını düşünüyorlar.

Tuncay : Anlıyorum aga inşallah öyledir. Zombiler olmasında ne olursa olsun.

Asit : Fark etmez moruk ne olursa olsunlar. Sorun değil.

Tuncay : Üst temiz gibi gözüküyor. Helikopter bile orada duruyor.

Asit : Üstün içine in moruk birde üstün içine girmekle uğraşmayalım.

Tuncay : Tamam aga sen nasıl istersen fark etmez benim için. Her türlü inerim istediğin yere.

Psko Soldiers Askeri üste inmişti. Her yer çok sessizdi.

Asit : lanet olsun sevmiyorum şu sessizliği.

Tuncay : Gel sen bir de bana sor.

Asit : Lanet olasıca sessizlik bir yerlerden bir şeyler kıpırdasa ya. Zombiler üzerimize doğru koşsa mesela.

Tuncay : Aynen ona bile razıyım. Her şeye razıyım ama şu sesizliğe değilim.

Asit : Hakan ve Oktay ön kapıya doğru ilerleyin. Cehennem ve Kabil Oktay ile Hakan ı destekleyin. Puma Kolera  Cebrail ve Tuğba arka tarafa bir göz atın.

Tuncay : Bizde burada bekleyelim bir şey oldumu kaçarız ?

Asit : Kapa çeneni .

Psko Soldiers Asit in verdiği emirler üzerine harekete geçti. Oktay ve Hakan kapının önüne gelmişlerdi. Kapıyı eliyle ittirdi Hakan ve kapı açıktı gacır sesi ile birlikte kapı açıldı. Silah ını hemen Hakan ve Oktay koridor'a doğru doğrultular. Koridorda kimse yoktu. Karanlık up uzun bir koridordu. Bazı lambalar patlamış duvarlarda kan izleri olan bir koridordu. Hakan kulaklığı ile Asit'te ' Komutanım içeride kan izleri var ayrıca kan izlerinden ziyade ışıklar yanıyor sönüyor. Burada ufak çaplı bir savaş olmuş. Asit ' Psko Soldiers toplanın ön kapıya ' Ön kapıda toplandı herkes. Asit ' Önden Cehennem ve Kabil giriyor beyler bayanlar Sonra tek sıra halinde giriyoruz. Arkadan da Hakan ve Oktay girecekler içeriye' dedi. Psko Soldiers Asit'in verdiği komut ile birlikte içeriye girdiler. Cehennem ve Kabil Emin adımlarla ilerliyorlardı. Kapıları tek tek açıyorlar ama hiç bir şey yoktu kapılarda. Sonunda Laboratuvar a ulaştılar ve orada bulunan hard diski Cebrail sökerek Asit'e verdi. Asit Bütün belgeleri alın hiç bir şey bırakmayın. Bütün kan örneklerini de alın. Sonra ana kumanda odasında buluşalım dedi.
Asit Ana kumanda odasına doğru giderken yanında  Tuncay Tuğba ve Cebrail'i de alıp gitti. Ana kumanda odasında video kayıtlarına bakıyorlardı Tuncay ve Asit. Tuğba ve Cebrail ise kapıda her hangi bir tehlikeye karşı nöbet tutuyorlardı. Asit dikkatli bir şekilde videoları izledi. Tuncay olanlar hakkında gözlerine inanamıyordu. Tuncay ama bunlar Asit susturdu Tuncay 'ı . Asit Cebrail'e bomba düzeneği kur burayı havaya uçuracağız. Özelliklede bu odayı. Cebrail hemen işe koyuldu. Asit ve Tuncay videoları ileriye doğru sardı. İleriye doğru sararken Nilay ve ekibinin buraya geldiğini gördü. biraz daha ilerletti. Nilay bütün ölen insanlara kan şırıngalıyordu. Asit ' Lanet olsun beyler bayanlar çıkıyoruz ' Hadi. hadi diyerek ekibini topladı. Ve hızlıca koşmaya başladılar. Oktay koşarken bir zombi Oktay'ın üzerine atladı. Oktay ve zombi yere düştüler. Zombi Oktay'ı tam ısıracakken Tuğba Zombinin kafasına bir tekme attı. Zombi düştü. Ve Tuğba silah'ı ile zombi yi kafasından vurdu. Oktay'ı yerden kaldırdı. Koridordan zombilerin geldiğini gördü Oktay. Silah ı ile ateş etmeye başladı. Oktay ve Tuğba Koridorun arka tarafından gelen zombilere ateş ediyorlardı. Onların ateşine Hakan da katıldı. Üçü birden arkadan gelen zombileri vurmaya çalışıyorlardı. ve çıkış yoluna doğru geri geri kaçıyorlardı. Ön tarafta da zombiler belirdi. Ön tarafta kiler de Psko Soldiers in üzerine doğru koşmaya başladılar. Koridor pek geniş olmadığından Cehennem ve Kabil eğilerek ateş ederken; Puma ve Kolera ise ayakta ateş ediyorlardı. Cebrail ise Tuğba Oktay ve Metin'in tarafına koşmuştu. Tuncay da ön taraftan gelen zombileri engellemeye çalışıyordu. Diğerleri ile birlikte. Asit hemen bir plan yaptı. ve koridor un ortasında bulunan odaya giriyoruz beyler bayanlar. Zombiler o kadar hızlılardı ki Psko Soldiers kapıya yavaş yavaş yaklaşabiliyorlardı. Psko Soldiers kapıdan birer ikişer giriyorlardı Ön taraftan gelen zombileri Tuncay tek başına engelliyordu. Üzerine koşarak gelen zombileri tek tek avlıyordu. Arkada ise Tuğba ve Oktay kalmışlardı. Üçü de kapıya çok yakındılar. Tuğba Oktay a sen git ben bunları durdururum dedi. Oktay erkekliğe bok sürdürmemek için sen git ben hallederim demekle yetindi. Tuğba bu ısrar karşısında hemen arkasını dönerek hızlıca kapıdan içeriye girdi. Asit ise odadan dışarı çıktı. Hadi beyler hızlı biraz dedi ve üç diyince Tuncay ve Oktay koşmaya başladılar. Tuncay Hızlıca koşarak Kapıyı kapatma pozisyonunda tutarak içeriye girdi. Oktay hadi diye bağırdı Tuncay. Oktay hızlı bir şekilde arkasını döndü ve kapıya doğru koşmaya başladı. Ön taraftan gelen bir zombi Oktay'a saldırarak Oktay'ı yere düşürdü. Arka taraftan gelen başka bir zombi Oktay ın üzerine doğru geldi ve Oktay ı yanağından ısırdı. Oktay acı içinde bağırıyordu. Oktay ın hemen başına üşüştüler. Ve Tuncay lanet olsun diyerek kapıyı kapattı. Oktay ı parçalıyordu Zombiler. Oktay elindeki silah ile daha fazla acı çekmemek için kafasına dayadı ve tetiği çekti. Silah'tan çıkan kurşunun sesi ile Oktay'ın bağırması kesilmişti. Psko Soldiers'in yüzü asılmıştı. Kapının arkasına büyük bir dolap koydu Cehennem ve Cebrail.

Asit : Neyse beyler kahramanca yaşadı kahramanca öldü. Şehit Arkadaşımız. Şimdi bu bok çukurundan nasıl çıkacağız.

Tuncay : Ben biliyorum. Havalandırma boşluğundan çıkacağız.

Asit : Onu nereden biliyorsun. Havalandırma boşluğunun nereye çıkacağını.

Tuncay : Bilmiyorum ama buradan da bir yere gidemeyeceğimizi biliyorum. Çizeceğiz havalandırmanın gidişatını ve çıkışı bulacağız.

Asit : Cebrail kapıya güzel bir düzenek ayarla.

Cebrail : Emredersiniz komutanım.

Cebrail kapının hemen yanına bir bomba düzeneği kurdu. Kapıyı yumruklayan zombiler dolabı ittirmeye başlamalarına az kalmıştı. Hepsi birlikte havalandırma boşluğuna çıktılar. Dolaba da bir ip bağlamışlardı. Hakan ipi tutup çekti ve havalandırma boşluğunun kapısını kapattı. Asit ve diğerleri hızlı bir şekilde havalandırma boşluğundan yürüyorlardı. Kapının kırılması ve içeriye giren ilk zombi bombanın fünyesini aktif hale getirmişti bir patlama sesi duyuldu. Patlama sesiyle beraber havalandırmanın içini de toz kaplamıştı. Asit en önden gidiyor arkada kiler geliyordu. ve sonunda çıkışı buldular. Çıkışı bulur bulmaz da helikopter'e binerek oradan uzaklaşıyorlardı.

Tuncay'ın kafasında o videodaki görüntüler . Asit ise DxN e dönüp dinlenmenin derdindeydi. Tuğba ise Oktay'ın ölmesinden kendisini sorumlu tutuyordu.

O Sırada Nilay 'ın Karargahı :

Nilay : O Belgeler işlerine yarar mı ? Biz mi alsaydık .

Nilay'ın adamı : Onları uyandırmamızın bir anlamı yok. Zaten Efendim kopyalarını aldık. Sivas Askeri Üstünde çalışan adamlarımız çalışmaların hepsini kopyalayıp göndermişlerdi. Almamızın pek bir faydası olmazdı. Alsaydık deşifre olabilirdik.

Nilay : Haklısın.

Nilay'ın Adamı : Bu arada efendim. Adamlarımızdan teki Asit'in ekibine seçildi. Artık Asit'in ve diğerlerinin neler yaptığını görebileceğiz.

Nilay : Güzel.. Söyleyin Şaman'a hazırlıklarını yapsın. ve yerini deşifre etsin. Artık kozları kullanmamızın zamanı geldi.

Nilay'ın Adamı : Emredersiniz Komutanım.

Nilay : DxN Marmara Üst Gemisini de en kısa zamanda yok ediyoruz. En kısa zamanda İstanbul Adrenalin üstünü de yok edip bu fare çukurundan oraya taşınıyoruz. Türkiye de yalnızca tek güç ben olmalıyım. Benim krallığımın olması gerek.

9 yorum:

  1. değişik bir bölüm olmuş

    YanıtlaSil
  2. sıradışı

    YanıtlaSil
  3. Ölüm meleğini çağırın artık =D
    =D=

    YanıtlaSil
  4. Limitless filmindeki hapa gittikçe inanmaya başladım... Gerçekten güzel ama ölüm meleği mirza ve sebastian ölmüş olmayacağını tahmin ediyorum en azından ölüm meleğinin böylede güzel ama onlarla ayrı güzeldi :)Devamını heycanla bekliyorum...

    YanıtlaSil
  5. yaw o 3 ü yaşasa daha eğlenceli olurdu tam asit tuncay ve ateş ölürken bi anda ortaya cıkıp kurtarcaklardı bukadar abicim :D

    YanıtlaSil
  6. Guzeldi fakat olum melegi mirzanin yaninda halt etmis

    YanıtlaSil
  7. O siyah hamerde olum meleyi ve arkadawlari olacak eminim

    YanıtlaSil
  8. Hikayedeki hiçbir kızı sevmiyom mk sjsksksjs Yaşasın Askerler Generin Kızlar

    YanıtlaSil
  9. BAY EVIS PHILLIP.

    Sizin faturaları ödemek veya bir ev satın almak için Kredi ihtiyacınız var mı?
    Bir İş başlatmak için bir Kredi ihtiyacınız var mı?.
    Sen Mali Yardımının Veya Acil Kredi ihtiyacınız var mı?
    Gereken Mali Yardım Mayıs Herhangi Kind / Bize irtibata geçin:
    Faturalarınızı veya kurulumuna ödemek için bir kredi gerekiyor
    Bir iş Şu anda kredi her türlü dışarı veriyoruz
    Güvenlik kredisi, bireysel kredi, araç kredisi, öğrenci kredi, kredi çiftçiler.
    Bizimle bir kredi bugün için başvur
    Kolay adımlar, hızlı finansman ve düşük faizli,
    % 3 faiz oranı gibi düşük.Eğer ilgileniyorsanız olursa,
    yoluyla bize ulaşın bu e-posta evisloanfirm@gmail.com.BU DETAYLARI DOLDURUNUZ VE DÖNÜŞ;
    AD SOYAD .........
    EV ADRESİ ......
    SEKS........
    YAŞ ..........
    MEDENI DURUM ........
    ÜLKE ..........
    CEP TELEFONU NUMARASI .........
    OFİS SAYISI .........
    DEVLET ..........
    AYLIK GELİR .........
    MESLEK .....
    DOĞUM TARİHİ.....
    KREDİ OLARAK GEREKLİ MİKTARI .........
    KREDİ SÜRESİ ......
    KREDİ AMACI .........
    SİZ ÖNCE ÖNCE KREDİ İÇİN UYGULANAN VAR.........
    BİZ SO ABD GERİ BİLGİ İLE GET OLDUĞUNU DEVAM ÖĞRENİN.
    BAY EVIS PHILLIP?

    YanıtlaSil