uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

17 Temmuz 2012 Salı

Özel Bölüm 7 : Aşk Hayattaki En Büyük Katildir.

Zeynep deprem olduğu yıl üniversiteyi kazanmıştı. Ailesi ile beraber istanbul'a taşınmışlardı. Zeynep omurundaki zedelenmeden tamamen kurtulmuştu. Tamamen düzelmişti. 1999 yılının ekim ayında üniversiteye başladı özel bir okulu burslu kazanmıştı. Ailesinin durumu çok iyi olmasına rağmen burslu okuyacaktı. Cüneyt ise aynı okul aynı bölümü kazanmıştı ve o ise babasının parası ile okuyordu. Cüneyt'in babası T-Bank kurmuştu. Ayrıca İnşaat mühendisi olan Cüneytin babası istanbul'un dört bir yanına göktelenler dikiyor parasını üçe dörde beş'e katlıyordu. Çakıroğlu inşaat İstanbul başta olmak üzere Ankara izmir hatta yurt dışında bile evler siteler yapıyorlardı.


Çocuk ise okyanusta adını bile bilmediği bir adadaydı.3 metrekarelik hiç ışık görmeyen odasında yaşıyordu. Ne kadar süre orada kaldığını Çocuk'a sorsanız bilmiyordur. Çünkü Hiç bir zaman ışığı göremedi. ne geceyi gördü ne gündüzü nede lambanın yanıp söndüğünü. Yemeğini bile karanlıkta yediği pisivurdan akan suyla susuzluğunu dindirdiği bir yerdi. Karanlıkta hep hayali dövüşlerle kendisini hazır tutmaya çalıştı. Bütün gece ve gündüz tek yaptığı o 3 metrekarelik kabirde çalışmaktı. Aylar sonra oradan çıkardılar. Ensesine bir dövme yapıldı. Özel bir boya olan bu dövme asla insan vücudundan çıkmıyordu. Bu barkod dövmesi onu simgeliyordu. Onu artık damgalı bir eşekten farksız kılmıyordu bu. Onu bir cinli ile aynı aynı koğuşa verdiler. Çinlinin yaşı 60 larda idi. Mevcudu dört bin olan bu hapishane askeri suçları olan, ve müebbet hapse çarptırılan radikal din gruplarının nazilerin olduğu karma karışık bir hapishaneydi. Ya bir çeteye üye olacaksın yada ölüp gideceksindi.

Amerika daki cezaevini herkes  "yavaş ve acı çektiren bir ölüm" olarak niteleniyordu. Yemek verilmemesinin sıradan olarak görüldüğü hapishanede, mahkumların 6 gün boyunca yemek alamadıkları biliniyordu. Mahkumların ayda sadece 2 kere duş almalarına izin veriliyor. Bu da mahkumlar arasında deri hastalıklarının yaygın olmasına yol açıyordu. Aşırı kalabalık koğuşlar, fare istilaları, tecavüz sıradan olaylardı. Kan hastalıkları kolera veba aıds çok yaygın hastalıklardı. Fareler hapishane içinde koğuşlarda geziyorlardı. Çocuğun özel durumu olduğu için iki kişilik hücrede kalıyordu.
Çocuk sonraki günlerin birinde '' Hapishanenin sadece sizin için var olduğunu sanıyorsunuz, sizden başka kimse olmadığını hissediyorsunuz" diyecek kadar zor şartları olduğunu itiraf edecekti.

Müslüman kardeşlerin davetini reddetti. Hiç birinin dilini anlamıyordu zaten. Dillerini anlamadığı içinde hiç bir şekilde onlarla anlaşamıyordu.    Yaşlı adam her sabah güneş doğmadan kalkar sonra ise kata yapardı saatlerce. Çocuk ise onu dikkatli bir şekilde izlerdi. Çocuk avluda bulunan ağırlıklarla çalışırdı. Kimseye sataşmadan yaşamaya devam eder. Yemek sırasında yada ağırlık çalışırken ona omuz atanları, dik dik bakanları, ve laf atanları görmezden gelirdi. Cin linin yaptığı kata yı oda tek başına ezberlediği kadar yalnızken yapmaya çalışırdı. Aklında kaldığı kadar yapardı. Yapabildiği kadar yapardı. Bir gün nazi grubu çocuğa sataştı. Sayıları 50 kişiyi bulan grup çocuğa sataşmıştı. Çocuk karşılık vermedi. Çocuk karşılık vermediği için grup liderleri iyice üstüne gitmişti. Çocuğa yumruk attı. Çocuk ta ona karşılık verdi. ve 50 kişiyi bulan grup çocuğu fena halde dövdüler. Kaburga kemikleri kırılmıştı iki gözü de şişmiş kaşı ve kafası yarılmıştı çocuğun. Ustura ile bizden hatıra kalsın diye uzunlamasına bir gamalı haç çizerlerken gardiyanlar müdahale etmiş ve tek bir çizgi olarak ömür boyu taşıyacağı bir iz olarak kalmıştı çocuğun kafasında tek bir çizgi. Sağ gözünün hemen üst kısmında saçlarının başladığı yerden başlayan bu çizgi kafasının ortasına kadar geliyordu. Çocuk gene haksız bulundu ve tedavisinin ardından gene 3 metrekarelik bir hücreye kapatıldı. Çocuk hücrede sadece kondisyon çalışmıyordu. Cinli adamın kendi başına yaptığı katayı aklında tutan çocuk saatlerce kata yapıyordu. 50 Kişinin saldırısına uğramak onun özgüveninde çok derin yaralar açmıştı. Kendine olan anlamsız özgüveni ve kibri o dayakla birlikte yerde bırakmıştı. Aylar sonra o hücreden çıktı.

Çinliyle tekrar aynı odaya kapatıldı. Çinli buna çince bir şeyler söyledi. Çocuk anlamamıştı. Cinli elindeki kağıdı gösterdi. Çocuk anlamadı. Cinli nin gösterdiği bir beyaz kağıttı. Cinli beyaz kağıdı ikiye katladı sonra tekrar katladı sonra tekrar ve tekrar Çocuk anlamsız bir şekilde bakmaya devam ediyordu. Çinlinin yaptığından hiç bir şey anlamıyordu çünkü. Cinli kağıttan bir kuğu yapmıştı. ve kuğuyu gösterdi. Çocuk gene anlamsız anlamsız cinlinin suratına bakıyordu. Cinli çocuğa ' Sen de çok büyük bir ışık var, sende büyük bir savaşçı ruhu var. Fakat kağıt gibi beyaz ve düzsün işlenmen gerekiyor demiş' fakat çocuk anlamamıştı. Ertesi sabah çocuğu erkenden uyandırdı. Çocuk manyak mısın dayı demişti. Ama Çinli ısrar ediyordu. Çocuk uyku sersemi yataktan kalktı. Çinli ne yapıyorsa aynısını çocuğunda yapmasını istedi. Çinli ile çocuk kata yapıyorlardı beraber. 30 gün boyunca kata yaptılar. Çocuk her kata yapışında kendini yeniden buluyordu. Çocuk yeniden doğuyordu. Çocuk la Çinli birbirlerini anlamaya da başlamışlardı. Çocuk la Çinli baya iyi arkadaş olmuşlardı. Çocuğun aradığı iyi bir öğretmen iyi bir babaydı. Çinli ona Babası ve Öğretmeni olmuştu. Çocuğun ayaklarına bağladığı on'ar kiloluk ağırlıklar ile çocuğu sabahtan akşama kadar koşturdu. Saatlerce yukarıya doğru sıçramasını istedi. Çocuk bıkmadan usanmadan saatlerce yukarıya doğru sıçrıyordu. Sonra ağırlıkları 20 kiloya çıkardı. Çocuk ağırlıklar ile uyuyordu. Kollarına da yirmişer kiloluk ağırlıklar bağladı. Hapishane de paran var ise her şey dönüyordu. Çocuğunda Alfa-Star dayken yanında getirdiği 200 bin Amerikan doları vardı. ve bu para sayesinde dışarıdan her türlü isteğini alıyordu. Çocuk sabah akşam ağırlıklar ile uyuyor onlarla uyanıyordu. Sadece banyo yaparken ağırlıkları çıkartıyordu. Sonra Tek koluna 30 kilo Öbür koluna 30 kilo sonra ayaklarının her birine 30 ar kilo bağladı çinli. 120 kilo fazla ağırlık ile çalışıyordu kendinden. Kata yapmaya devam ediyor dövüş tekniklerini kullanıyordu. Oraya geldiğinin 15. ayı olmuştu ne arayanı vardı ne soranı. Ama bıkmadan usanmadan çalışmaya devam ediyordu. Yıl 2001 olmuş ve Çocuk artık 18 yaşına girmişti. Zeynep ise 20 yaşında güzel bir kızdı. Hayatına devam ediyordu. Çocuktan artık umudu kesmişti. Çocuğun ara sıra doğum gününde özel günlerde gelen çiçekleri mektupları sürprizleri gelmiyordu. Acaba hangi kızın koynunda diye düşünüyordu Zeynep. Acaba benim sakat kalacağımı düşünüp beni terk mi ? etti diyordu. Kendini suçluyor. Aptal boşu boşuna sevmişsin kızım sen diyordu. Annesinin de söylemleri ile birlikte Cüneyt le ara sıra dışarıya çıkıyordu.
Cinli Çocuğa bildiği her şeyi öğretmeye devam ediyordu. Çocuk ağırlıklarla yaşıyordu artık. Çocuk için bu çok ağır bir yüktü. Türkçe yi bile unutur hale gelmişti. Fakat çinliden çok şey öğreniyordu. Çocuk ağırlıklar ile yaşıyordu. Kendi ağırlığından 1,5 katı olan ağırlıkları asla ve asla çıkartmıyordu. Hapishanedeki zor şartlara alışmıştı. İki yıldan fazla bir zamandır burada tutuluyordu. Tutuluyordu ama zaman kavramı olmadığı için hapishane de ne olduğunu bile bilmiyordu. Hapishane de Telefon yoktu. Televizyon radyo yoktu. Dış dünya ile ilgili hiç bir şey yoktu. İki kere hücreye kapatılmıştı. Gün kavramını da kaybetmişti.  Amerikan şartlarının bu kadar ağır olduğu hapishanede haftada 7-8 mahkum öldürülüyordu. Bir kaç tane intihar vakkası olmadan hafta kapatılmıyor bunlar normal sayılıyordu.
Hapishane de her yıl düzenlenen ölüm dövüşleri başlamıştı. Çocukta bunlara katılmak istemiş fakat Cinli buna izin vermemişti. Çocuk son sürat çalışmaya devam ediyordu. Tekniği çok gelişmişti. Tekniği gelişen vücudu gelişen çocuğun zekasıda artmıştı. yaz geldi kış geçti bir bahar daha geçmiş sonbahar bitmişti. Seneler artık 2002 yılını gösteriyordu. Çocuk 3,5 senedir mahkumdu. 3,5 sene böyle bir hapishane için çok uzun bir zamandı. Gardiyanların aşağılamaları, Mahkumların arasındaki çete savaşları bulaşıcı hastalıklar Ölümler .. 3,5 yılın ardından Çinli vebadan öldü. Çocuğun tek dostu annesi babası olan Çinli nin yatağı başına diz çökerek şunları söylemişti.
'' bana bunların hepsini neden öğrettiğini bilmiyorum , ama teşekkür ederim. bunlar benim çok işime yarayacak. senden çok şey öğrendim. rakibe saygı. avına saygı. kendine saygı.. senden çok şey öğrendim ninjatsu.. senden öldürmeyi öğrendim ölmemeyi ve ölmeyi öğrendim.. hızı öğrendim.. bir tekniğim oldu hızlı ve sert bir teknik. bunları bana öğrettiğin için umarım bir yerlerde pişman olmazsın. '' diyecekti. Çocuk orada yaşayabilmek ve saygı görebilmek adına dövüşlere katılmaya başladı. 19 yaşındaydı seneler 2003 yi gösteriyordu artık. Kafes dövüşlerine girmeye başladı çocuk. Özel paralı misafirlerin tribündeki yerini aldığı yasa dışı bahislerin oynandığı bu dövüşlerin bir parçası olmuştu Çocuk. Çocuğa Türkçe bilen bir antrenör bile tahsis etmişlerdi. Çocuk hapishane müdürü gardiyanlar ve mahkumlar için altın yumurtlayan tavuktu çünkü. Kurallar gereği hangi hapishanede yatıyorsan orayı temsil eden kişiye para yatırabiliyordun sadece.

Sunucu : Bayanlar Baylar  Hepiniz hoş geldiniz. Bugün izleyeceğiniz dövüş dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir dövüştür. Kubbeli kafes'e bu gece 20 kişi girecek ve yalnızca bir kişi çıkacak. Hepsi dünyanın en saygın hapishanelerinden buraya geldiler. Üstün teknikleri dövüş sitilleri ile buraya kabul gördüler.

Sucunu hepsini tek tek ringe çağırdı.

Sucunu : Son olarak ta.. O geliyor. Ringlerin yenilmez şampiyonu. 66 maç 66 galibiyet. Bugüne kadar hiç kaybetmedi. Hiç beraberlik almadı. Yaşı daha 19. Polis katili. . Halk düşmanı. Buraya Elleri ayakları bağlı kafasında bir bezle geldi. Gangsta Mirza geliyor.. Gerçek bir manyak.. Giydiği Turuncu mahkum tulumunun anlamını biliyor olmalısınız. Ama o bilmiyor. Ölüme Mahkum edilenler giyer. Diğer Mahkumları uyarmak için.

Mirza ( Çocuk ) : Ne diyor bu ? Police Killer dedi. public enemy dedi. Gangsta dediğini duydum. Older soldier dediğini duydum
Antrenör : Boşver . Sen bugün ölmemeye bak. Onlar sadece etiket.
Mirza : Deneyeceğimi bilmelisin. Ölmemeyi deneyeceğim. Ama 20 tane azılı katil olacak karşımda.
Antrenör : Sportmenliği bırak. Öldürmeye başla direk.
Mirza : Bunlar ölmeyi hak ettiler mi sence ?
Antrenör : İçlerinde Çocuk Tecavüzcüleri katiller var. İçlerindeki en düzgün adam sensin.

Mirza da ringe çıktı. 20 adam birbirlerine bakıyordu. Gonk çaldı. Gongun çalması ile gözüne kestirdiği ilk adamın üstüne doğru koşmaya başladı Mirza. Sağ taraftan başka bir adamın ona doğru savurduğu yumruğu gördüğü gibi durdu ve adamın savurduğu yumruğu kesti ve sonra o adamın çenesine sol kroşe vurdu. Vurduğu yumruk ile adamın çenesi yerinden çıkmıştı. Adam yerde acı içinde kıvranıyorken başka bir tanesinin yumruğu geldi Mirza ya. Mirza aldığı yumruk darbesi ile biraz afallamıştı. Adam peş peşe yumruklarını Mirza nın üzerine vurmaya devam ediyor Mirza ise kendini savunuyordu. Tellere sıkışmıştı Mirza. Tellerde Adamdan yumruk yemeye devam ediyordu. Adam bütün gücüyle Mirza ya vuruyordu. Mirza bir boşluğunu yakaladı ve adamın boğazına tek yumruk attı. Bu attığı yumruk gırtlağının tam altınaydı. Adamı tek yumruk ile nefessiz bırakan Mirza Son anlarını yaşayan adamı kaldırdığı gibi diğer dövüşenlerin üzerine doğru fırlattı. Sonra koşarak başka bir adamın üzerine doğru gitti. Kafesin tellerinden destek alarak sıçradı ve adamın tam alnının ortasına ayağının tabanı ile vurdu. Bu darbeyi yiyen adam tellere doğru yapıştı. Mirza adamın üzerine doğru gitti ve adamın boynunu kırdı. Kalabalık bu vahşet görüntülerinden zevk alıyor kadınlar çıldırıyordu. Başka birini gördü. Ona doğru hızlıca koştu. Adam buna yumruk atmaya çalıştı. adamın yumruğunu yakaladı Mirza. Bileğini bükerek adamın önce bileğini kırdı. Adam acıdan ağlıyordu. Sonra ise adamı kaldırdı ve aşağıya doğru sertçe bıraktı. ve yere eğilip dizini gösterdi. Adamın belini kırmıştı Mirza. Mirza sanki adamları seçerek öldürüyordu. Başka birini daha yakaladı. Adamın bacak arasına sertçe bir tekme vurdu. Adam bunu engelleyerek Mirza ya yumruk atmaya çalıştı. Mirza ise geriye doğru çekildi. Adamın başka bir yumruğu Mirza nın kaşına gelmişti. Mirza nın kaşı açıldı. Adam Mirza ya vurmaya çalışıyor ama Mirza elleri ile adamın yumruklarını savuruyordu. Adamın bir anlık hatasından yararlanan Mirza adamın önce ciğerine bir yumruk attı. Öbür ciğerine ikinci yumruğu vurdu. Adam bir anda nefessiz kalmıştı. Adama vurduğu üçüncü yumruk ise adamın tam sol göğsünün hemen altına yani kalbine denk gelmişti. Adama vurduğu yumruk ile kalbini durdurmuştu. Başka birine doğru hızlıca hamle yaparken sol tarafından bir yumruk darbesi aldı Mirza. Mirza yere düştü. Mirza yerden kalkmaya çalışırken adam Mirza nın kafasına doğru bir tekme attı. Mirza aldığı tekme darbesi ile bir kaç kez yuvarlandı. Adam Mirza nın kafasına vurmaya devam etti. Adam Mirza nın kafasını ayakları ile eziyordu. Mirza ya adam tekme vurmaya devam ediyordu. Tam ayağını kaldırdı tabanıyla Mirza nın kafasını ezecekken Mirza adamın ayağını yakaladı. Gergin olan diğer ayağının diz kapağına yerdeyken tekme attı Mirza. Adamın Diz kapağı kırılmıştı. Adam yere düşerken de Eliyle tuttuğu diğer ayağını bütün gücüyle çevirerek adamın ayak bileğini de kırdı. Adam yerde acı içinde kıvranıyorken son hamlesi adamın boynunu kırmak olacaktı. 5 tane adamı öldürmüştü şu ana kadar Mirza. Bir tanesinde çenesini kırarak başka birinin öldürmesine yardımcı olmuştu. Geriye 20 adamdan Sadece 6 kişi Kalmıştı.
Kalabalık Ellerini çırpmaya başladı yavaş yavaş .. Çırpmaya devam ediyorlar.. Her el çırpmasıyla da hızlanıyorlardı. Spiker gongu çaldı. Ve 6 Adam durmuşlardı.
Spiker ölüleri temizleyin dedi. ve sahneye fırladı.
Spiker : Beyler Bayanlar.. 6 tane katilimiz kaldı.. İkinci Bahisler Başlıyor.. Paraları görelim Beyler Bayanlar.. 14 Ölü ve 5 Ölü daha çıkacak buradan.. Bir galip. Bahisler devam ediyor. İkinci Bahislerden sonra Katillerin seçtiği silahlar çıkacak ve onlarla dövüşecekler.. Katil Mirza .. Hiç bir silah seçmedi.. Onun kazanacağını düşünüyorsanız 1 / 100 veriliyor. Son Bir dakika..

Mirza : Ben silah seçmeyerek hata mı ettim ? Delikanlılar çanakkale de şehit oldular.
Antrenör : Konsantre ol. Sen Öyle Seçtin. Ben değil.
Spiker : Savaş başlasın..

Gonk sesi tekrar duyuldu. Bir tanesinin elinde kasap bıçağı. Öbürkünün elinde Şarjlı Testere Başka birinin elinde samuray kılıcı ve muşta. Diğerinin elinde beyzbol sopası ucu çivili beşincinin elinde ise 50 lik pala vardı. Mirza 5 ine birden baktı. 50 lik pala olan adam Mirza nın üstüne doğru geldi ve palayı boynuna doğru savurdu. Mirza eğildi ve kaburgalarına sert bir yumruk attı adamın. Adamın kaburgaları yüz ifadesinden de anlaşılacağı üzere çatlamıştı. Adam dengesiz bir şekilde bir daha salladı Palayı. Mirza diğer kaburgasına da sert bir yumruk ile karşılık verdi. Adamın iki yanındaki kaburgalarını da kırmıştı Mirza. Adam palanın dipçiği ile Mirza nın karnına vurdu. Mirza aldığı darbe ile öne doğru eğildi. Adam Mirza nın ensesine Pala nın dipçiği ile tekrar vurdu ve Mirza yere düştü. Adam Palayı kaldırdı Mirza nın kafasına doğru tam indirirken Mirza adamın sol ayağına bir tekme attı. Adam'a attığı tekme ile adam bir kaç adım geriye doğru gitti. Mirza kendi ekseninde dönerek güç alıp adamın ayak bileklerine ve baldırına gelecek şekilde ikinci tekmesini atarak adamı düşürdü. Adamın elindeki pala düşmüştü. Mirza takla atarak düşen palayı yerden aldı ve adamın boğazına indirdi. Adam mın boğazında açılan büyük yara ölmesine yetecekti. Öbür testereli adam ise Elinde Beyzbol sopasını tutan adamın o anda kafasını kopartıyordu. Etraf seyirciler her taraf kan olmuştu. Seyirciler bu vahşetten gözleri dönmüştü. Samuray kılıçlı adam ise diğerini öldürmüştü. Üç kişi kalmışlardı. Bir daire yaptılar ve hepsi köpek balığı gibi birbirlerine bakarak dönüyorlardı dairenin içinde. Samuray kılıçlı adam kılıcı Mirza ya doğru savurdu. Mirza nın kolunu kesmişti. Mirza nın sol kolunda derin bir yara açıldı. İkinci hamleyi de yapacakken testereli adam testeresini samuray kılıçlı adama doğru savurdu ve bağırsaklarının tamamını dışarıya çıkartırcasına ortadan ikiye ayırdı. Testereli adam ve Mirza kalmışlardı. Testereli adam o kadar iri ve uzundu ki testereyi sopa gibi hızlı bir şekilde kullanabiliyordu.Mirza ya doğru savurdu. Mirza geriye doğru kaçtı.

Mirza : Yağmurdan kaçarken doluya tutulduk. Ben bu kadar manyağı bir arada görmedim hiç.
Antrenör : Kendi kendine konuşma Mirza işine konsantre ol.
Mirza : Oldu olurum. Testere ile neremi kesecek belli değil.

Testereli adam saldırıyor Mirza kaçıyordu. Mirza yerdeki sopayı aldı ve testereli adama doğru savurdu testereli adam da karşılık verdi. Beyzbol sopası bir anda ortadan ikiye ayrılmıştı. Mirza nın elinde kalan parça ile adama doğru fırlattı. Adam ın göğsüne isabet eden parça adamı sarsmadı bile. Bunu gören Mirza vay hayvan vay diye tepkisini koydu.. Adam testereyi tekrar savurdu Mirza kendini geri attı. Adam savuruyor Mirza ise kaçıyordu. Testereyi tekrar savurdu ve testere tellere geldi. Tellere gelen testere adamı bir an olsun durdurdu. Mirza bu sefer adamın karnına midesine akciğerine ve kaburgalarına seri yumruklar atmaya başladı ama adam etkilenmiyordu bu yumruklardan. Adam ın elindeki testere çalışmıyordu. Mirza nın kafasını tuttu ve adam bütün gücüyle Mirza ya kafa attı. Mirza sersemledi. Adam bir kafa daha attı. Bir tane daha bir tane daha. Mirza iyice sersemlemişti. Testereli adam Mirza yı tuttuğu gibi belinden sıkmaya başladı. Mirza nin elleri boştaydı. Gözleri kapanıyordu artık. İri kilolu uzun testereli adam Mirza nın belini sıkarak Mirza yı çok zor durumda bırakmıştı. Mirza son gücüyle avuçlarının içi ile adamın şakaklarına doğru vurdu. Sonra adamın gözlerine parmaklarını soktu. Adam acı içinde gözlerini tutarken Mirza yı bırakmıştı. Mirza yerde adam ise gözlerini tutuyordu. Mirza yavaşça yerden kalktı ve yerden aldığı samuray kılıcı ile adamın üzerine doğru geldi. Adamın önce sol elini kesti. Adam acı içinde bileğini tutuyor bileğinden akan kanlar adamın suratına geliyordu. Sağ eliyle bileğini tutuyordu adam. Ve Mirza sağ elinide kesti adamın. İki elini birden kesti adamın. Mirza. Yerde acı içinde kıvranan adamın yerden aldığı kasap bıçağı ile ayak bileklerini de ayırdı. Adam acıdan kıvranıyordu. Adamın kafasını da kesti Mirza.. Ve seyircilere doğru fırlattı kafayı.

Mirza : Eğlendiniz mi ? Hoşunuza gittimi ? Burada 19 adam sizin basit zevkleriniz için öldü. Eve gidin ve çocuklarınızı sevin şimdi. Karınıza sarılıp uyuyun. Pislik herifler ben kazandım. Ben Mirza yım..  Benden daha iyisi gelmeden en iyisiyim.. Ben seçilmişim !!



Hapishane Müdürü : Mirza yı odama getirin tedavisi yapıldıktan sonra
Gardiyan : Emredersiniz.
Hapishane Müdürü : Geçen akşam muhteşem bir maç çıkardın.
Mirza : O kadar da iyi değildim ama teşekkür ederim. Beğendiğinize sevindim.
Hapishane Müdürü : Son olarak türkçe söylediğin sözler neydi öyle ?
Mirza : Eğlendiniz mi ? Hoşunuza gittimi ? Burada 19 adam sizin basit zevkleriniz için öldü. Eve gidin ve çocuklarınızı sevin şimdi. Karınıza sarılıp uyuyun. Pislik herifler ben kazandım. Ben Mirza yım..  Benden daha iyisi gelmeden en iyisiyim.. Ben seçilmişim !!
Hapishane Müdürü : Sorun ne para mı ? Kazan mıyor musun yeterince ? Kadın mı ? uyuşturucu mu ? Kazandığın paralar o öldürdüğün insanların ailelerine eşit bir şekilde paylaştırılıp gönderildi. Dekontları sana göstermediler mi ?
Mirza : Hiç biri değil.
Hapishane Müdürü : Daha önce sen hiç boks yaptın mı ?
Mirza : Hayır .
Hapishane Müdürü : Peki Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu Marciano yu duydun mu ?
Mirza : Hayır .
Hapishane Müdürü : Onunla dövüşmek istermisin
Mirza : Hayır . Hiç kimseyle dövüşmek zaten istemedim.
Hapishane Müdürü : Sana bir teklifim var reddedemiyeceğin bir teklif.
Mirza : Tabi .
Hapishane Müdürü : Son maçına çık. O maçı kazan. Ve buradan gitmene izin vereyim. Burada bir kaydın yok nasıl olsa.
Mirza : Buna nasıl emin olabilirim ?
Hapishane Müdürü : Söz veriyorum.
Mirza : Bana bundan önce söz verenlerinin sonunun ne olduğunu biliyor musunuz ? Bana tutamayacağınız sözler lütfen vermeyin.
Hapishane Müdürü : Evet biliyorum. Ve Sana söz veriyorum ki maçtan sonra istediğin zaman benim özel teknemle istediğin yere gidebilirsin.
Mirza : Maç ne zaman ?
Hapishane Müdürü : İki ay sonra 4 Temmuzda ..
Mirza : Kurallar ne ?
Hapishane Müdürü : Normal boks maçı. Hakem olacak. 2 dakika 30 saniye dövüşeceksiniz. 30 saniye ara.
Mirza : Basitmiş. Bana bir kaç maç kaseti gönderebilirmisin kuralları iyice öğrenmek istiyorum.
Hapishane Müdürü : Antrenörün sana anlatır.

LAS VEGAS BBS BAHİS ŞİRKETİ :

Bahis Şirketi Ceo su : Marciano nun son durumu ne ? Bu maçı ayarlamak için hapse düşürdük adamı.
Doktor : 30 Yıldır İğneler ile iyice güçlendi. Çocukluğundan beri DxN in kobayı olarak kulanıldı. Bunun farkında değil. Ama neye vurursa vursun parçalar. Yeterki sinirlensin. Çok büyük para olmasa bunu kabul etmezdi. Karşısına çıkacak çocuk şimdiden öldü. Bide hiç boks yapmamış sanırım o çocuk.
Bahis Şirketi Ceo su : Evet hiç yapmamış.
Doktor : Ben pek anlamam dövüşten ama bütün paramı Marciano ya yatırırdım.
Bahis Şirketi Ceo su : Bende öyle düşünüyorum.. Marciano 21 yaşındaki bir çocuğu öldürür. Ama o çocukta fena dövüşmüyor. Aslında hiç fena dövüşmüyor ve gerçekten de çok hızlı ve teknik ama boks ta ne kadar işe yarayacak ve hiç boks yapmamış biri bilmiyorum.


Mirza hayatında hiç izlemediği bir şeyi 2 ay gibi kısa bir sürede öğrenmeye çalışıyordu.  5 yıldır bu hayvan ininde yaşıyor ve hayatta kalmaya çalışıyordu. Yalnız soğuk umarsız olarak hayatını devam ettiriyordu. Yıllar 2004 ün haziran ayını çoktan göstermişti bile.

Zeynep ise Okuluna devam ediyordu. Artık Üniversiteyi bitirmek üzereydi. 3. Sınıf Bitmiş 4. Sınıfa geçmişti. İstanbul’da herşey normal gidiyordu. Arkadaşları yanında olan Zeynep’in tek merak ettiği ise Mirza ydı. 5 yıldır haber alamıyordu. Ne bir mektup ne bir haber. Yüzünü dahi görmüyordu. Ayrıldıklarında Mirza 16 Zeynep ise 18 yaşındaydı. Aradan beş yıl geçmişti. Mirza artık 21 yaşına gelmiş. Zeynep ise 23 yaşındaydı. Belki sokakta görseler birbirlerine yabancı geleceklerdi. Zaman su gibi akıp geçmişti dünyada fakat iki kişi vardı. Zeynep ve Mirza . 5 Yıl ikisi için de anlamsız ve karışık geçmişti. Mirza Amerika da hayatta kalmaya çalışırken Zeynep ise İstanbul’da Mirza nın yokluğuna alışmaya çalışıyordu. Cüneyt’un Zeynep’e olan ilgisi de devam ediyordu. Zeynep’in Annesi Cüneyt’in hislerine karşılık vermesi için Zeynep’e baskı yapıyordu. Köşeye sıkışmış Zeynep’in elinde Mirza dan kalan birkaç anıdan başka hiçbir şeyi yoktu. Zeynep’in Finalleri bitmişti. Eve sevinçli bir şekilde gelip tatil hazırlıkları yapıyordu.

Zeynep : Bitti sonunda finallerim
Zeynep’in Annesi :  Yazlığa gidelim mi kızım? Bütün sene çalıştın çabaladın kendini harap ettin. Hiç dışarıya da çıkmadın.  Doğum günü partisi dahi düzenlemedin. Senelerdir çok keyifsizsin. Ne oldu sana ?
Zeynep : Bir şeyim yok. Sadece canım istemiyor. O yazlığa da gitmek istemiyor canım.
Zeynep’in Annesi :  Neden küçükken gitmek için can atardın.
Zeynep : Hayır anne atmazdım. Asla da atmadım. Hep burayı özledim. Ve artık gitmek istemiyorum
Zeynep’in Annesi :  Sinirlenme kızım tamam sen nasıl istersen gitmek istemiyorsan kalırız.
Zeynep :  Evet gitmek istemiyorum. Anne. O yazlığa gitmek hiç istemiyorum. Bütün yaz evde oturup kış gelmesini beklemek istiyorum.
Zeynep’in Annesi :  Tamam kızım gitmeyelim. Ama gitsek de iyi olurdu. Çok bunaldım bütün kış burada koşturup durmaktan. Bana da iyi oluyor değişiklik oluyor.  Hem Cüneyt in ailesi de orada olacak. Cüneyt de gelecekmiş.
Zeynep :  Ee banane ?
Zeynep’in Annesi :  Öyle deme kızım. Hayatını ona borçlusun sen.
Zeynep : Bıraksaydı da ölseydim o zaman. Yüzüme bu kadar vurulacağına ölseydim. Bu kadar acı çekmezdim.
Zeynep’in Annesi :  Hala o Mirza denen katilimi düşünüyorsun ?
Zeynep : Evet katil matil onu düşünüyorum.
Zeynep’in Annesi :  Bir tarafta Türkiye nin sayılı zenginlerinden Cüneyt. Çakıroğlu İnşaatların veliaht tı. Bir tarafta ise katil.
Zeynep : Katil de olsa ben Mirza yı seviyorum. Ve bu bir gerçek. Bu gerçeği de kimse değiştiremez.
Zeynep’in Annesi :  Sevgi karın mı doyuruyor. 5 Yıldır yüzünü görmüyorsun, Haber almıyorsun. Cüneyt her zaman yanında. Her zaman seninle. Sen gitmiş senede bir kez gördüğün bir adamı bekliyorsun beş senedir de ortalarda yok.
Zeynep : İsterse hayat boyu gelmesin gene de onu bekleyeceğim.
Zeynep’in Annesi :  Aklını başına al artık.
Zeynep : Aklım yeterince başımda.
Zeynep’in Annesi :  Zeynep Aklını başına al. 5 yaşında çocuk değilsin kumda oynayan. Adam bıktı senden ve çekti gitti. İşte bunu gör artık. Senden daha zengini buldu ve çıktı gitti hayatından anla bunu artık.
Zeynep : Yeter anne yeter !!!!! Beni artık rahat bırak !
Zeynep’in Annesi :  Hayatın boyunca mutsuz olacaksın ! Hayatın boyunca. Sen kendi seçimlerini kendin yapamayacak kadar kendini bilmez birisin. Asla mutlu olamayacaksın.
Zeynep :  Senin tercihin ile mutlu olacağıma kendi seçimlerim ile mutsuz olurum daha iyi. Gelmezse gelmesin ben bekleyeceğim.
Zeynep’in Annesi :  Sen daha çok beklersin. Hayat boyu beklersin onu. Hapishane ye sigara temiz atlet götürürsün. Ömrüm yettiği sürece seni ona vermem ben !

Zeynep’in Annesi aniden fenalaşarak yere düştü. Baygınlık geçirdi. Zeynep koşarak Annesinin yanına gitti. Bayılan Annesinin nabzını kontrol etti ve hemen bir ambulans çağırdı. Zeynep Annesini babasının çalıştığı hastaneye götürdü. Doktorlar hiçbir şey bulamamışlardı. Zeynep rahatlamıştı. Fakat doktorlar annesinin üzülmemesi gerektiğini söylemişlerdi. Zeynep artık annesini kıramıyordu. Karşı gelemiyordu.
Annesi doktorları ayarlamış. Beyninde tümör olduğunu ve ani üzülmelerde bunun kötüye dönüşeceğini söylemişti. Zeynep ise bu yalana inanmıştı. Zeynep ve Annesi bodrumdaki yazlığa gittiler. Cüneyt ise peşlerinden gitmişti. Cüneyt ve ailesi Zeynep’i istemeye gelmeye ciddi ciddi düşünüyorlardı. Zeynep genellikle yazlıkta odasından çıkmıyor Mirza dan seneler evvel gelen yazıları tekrar tekrar okuyordu. Birlikte çekildikleri tek resme bakıyor ve ağlıyordu. İçten içe Mirza ya kızıyordu. Mirza 5 yıldır ortalarda gözükmüyordu. Hiç bu kadar uzun ortadan kaybolduğu olmamıştı. Aklından bir sürü şey geçiyordu. Acaba ölmüş müydü. Ama ölmüş olsa Annesi bunu ona kesinlikle söylerdi o yüzden öldüğünü düşünmüyordu. Zaten ölseydi hissederdi.  Birilerinin ondan bir şeyler sakladığından şüpheleniyordu ama gene de ispat edemiyordu.
Zeynep 'in Annesi ne istiyorsa onu yapıyordu artık. Mirza nın geri döneceğinden tamamen ümidi zaten kesmişti.


Türkiye 2004 YILI KRİZİ VE KAMU BANKALARI ANKARA

2001 yılında iş adamlarının bankalardan aldığı düşük faiz oranı ile krediler ile örtülü ödenek adında bazı kişi ve kurumlara ödenen paralar ve bankaların içini boşaltılmasından doğan zarar : 1 katrilyon 365 milyar liradır

2001 Şubat Ekonomik Krizi Türkiye yi 50 yıl geriye götürdü. Bankalardan kriz öncesi alınan paralar; bankaların batmasına neden olan banka hortumcuları, devlet tarafından belirli kişilere neden ödendiği belli olmayan örtülü ödenekler devleti çok zor durumda bırakmıştı. Devlet Adrenalin Tim inden yardım isteyecek kadar zor durumdaydı.

Ankara Bakanlık : Dosyanın içinde devletten haksız kazanç yapanların ismi var. Banka hortumcuları, Merkez bankasının içini boşaltanlar.
Adrenalin Komutanı : Bizden ne istiyorsunuz
Ankara Bakanlık : Sizden bu paraları almanızı istiyoruz. Alamadıklarınızı da öldürmenizi. Birkaç tane de devletin eskiden bazı işlerini yaptırdığı adamları yok etmenizi istiyoruz. Böyle bir tim var mı ? elinizde.
Adrenalin Komutanı : Olmasına var. Fakat bu söylediğiniz isimlerin hepsi ülke çapında hatta avrupa da tanınan isimler. Medya ya sızar ise zor durumda kalırız bunu biliyorsunuz ?
Ankara Bakanlık : Evet farkındayım. O yüzden size müracaat ettik.
Adrenalin Komutanı :  Bunu bizde yapamayız. Böyle bir şeyin altına giremeyiz. Bu ortaya çıkar ise yanarız biliyorsunuz.
Ankara Bakanlık : Devlet güvencesinde olacaksınız.
Adrenalin Komutanı : Devletimize güvenimiz tam. Fakat şöyle bir şey var biz devletimiz var olsun diye ayaktayız. Devlet için vatan haini de oluruz fark etmez ama sizler de zor durumda kalırsın Avrupa da ve dünyada.
Ankara Bakanlık : Peki bir fikriniz var mı ?
Adrenalin Komutanı :  Evet var. Mirza diye bir çocuk var. Şu an Amerikada hapishanede. Onu geri çağırtalım. Yaşadığını bile ispat edemez kimse. Çünkü kayıtlara göre ölü. Dosyası burada buyrun.
Ankara Bakanlık : Adrenalin Komutanını öldürme . 14 yaşındayken. Nedeni : Doğum günü partisine gitmedi diye.
Adrenalin Komutanını ve 4 askeri öldürme 16 yaşındayken Nedeni :Depremde Gölcüğe gidilmesine izin verilmedi diye.
Depremde 7 Polis Memurunu öldürme. Nedeni Ambulansı vermediler diye.
Ankara Bakanlık : Bu çocuk canlı bomba. Bu çocuk bizi dinlermi ? hiç. Ve 5 yıldır içeride.Bunların eğitimleri 20 yaşına kadar devam ediyor benim bildiğim.
Adrenalin Komutanı : Bu çocuk çabuk öğrenen tiplerden. Bir kere baksın ne yaptığınıza öğrenir. 2 yılda çok şey öğrendi. Ayrıca Hapishane de kendisine dünyanın en iyi dövüş hocasını yanına yerleştirdik. Eğitilsin diye. Ve çok iyi eğitildi. Hesaba katmadığımız bir şey oldu. Hocası öldü. Ve yalnız kaldı ve şu an para için dövüşüyor. Hapishanede. Attığı her adımdan haberim var.
Ankara Bakanlık : Bu çocuk bize sorun çıkartmaz mı ?
Adrenalin Komutanı : Çıkartmaz. Bu çocuk çok iyi bir eğitim aldı. Alfa-Star dan daha iyi bir eğitimle yetişti.
Ankara Bakanlık : Peki konuşun. Ve getirin o zaman . Hemen şu paraları tahsil etsek iyi olacak..

O Sırada Bodrum Zeynep'in Yazlığı :

Zeynep in Annesi : Ölmeden de senin mürüvvetini görsem çok iyi olacak
Zeynep : Öyle deme anne sen daha uzun yıllar yaşayacaksın.
Zeynep in Annesi : Şu Cüneyt e iyi çocuk hani. Okumuş etmiş.
Zeynep : Hayır Anne. Ne Cüneyt ne bir başkası istemiyorum. Evlenmeyi de düşünmüyorum.
Zeynep in Annesi : Tamam kızım bir şey demedim ama yani Cüneyt te okumuş etmiş. Kültürlü bir çocuk
Zeynep :  Cüneyt ile ben arkadaşız anne.
Zeynep in Annesi : Babanla bizde arkadaştık. Sonra sevdik birbirimizi.
Zeynep : Ben onu sevmiyorum Anne.
Zeynep in Annesi : Mirza sana hiç uygun birimi ? Seni beş yıldır aramıyor sormuyor nerede olduğu bile belli değil. Eskiden sana mektuplar yollardı. Çocukça bir hevesti ve sıkıldı senden bıraktı gitti seni.
Zeynep : Yeter anne.
Zeynep in Annesi : Sen bilirsin kızım ben senin iyiliğin için söylüyorum. Anne baba olunca sende anlarsın benim ne demek istediğimi.
Zeynep : Ben anne olunca konuşuruz o zaman Anne.
Zeynep in Annesi : Sen seçimlerini yapamıyorsun Zeynep. Sen bilirsin genede. Sen hep yanlış seçimler yapıp mutsuz oluyorsun. 5 koca yıl. Seni unuttu bu çocuk sen hala Mirza mirza mirza diye sayıkla dur buralarda belki duyarda gelir.
Zeynep : Başına bir şey gelmiş olamaz mı ? Ölmüş olamaz mı ?
Zeynep in Annesi : Ölmüş olsaydı kesinlikle duyardın. Yeri yurdu belli işte. Başkasını seviyor artık sevmiyor seni. O orada gününü gün etsin sen burada onun için ağla endişelen acı çek sana müstahak kabahat bendeki senin iyiliğini istiyorum 5 değil 50 sene beklersin artık.
Zeynep : Gerekir ise beklerim yeter artık sus
Zeynep in Annesi : Susmayacağım işte. Senin iyiliğin için susmayacağım. Artık aklını başına al . ve Cüneyt le evlen yuva kur.
Zeynep : Ben odama gidiyorum. Beni rahat bırak.
Zeynep in Annesi : Daha seninle konuşmam bitmedi.
Zeynep : Benim seninle konuşmam bitti.
Zeynep in Annesi : Gel buraya Zeynep .

Zeynep odasına hızlı bir şekilde çıktı ve odasının kapısını kilitledi. Yatağına yatarak ağlamaya başladı. Yastığa vuruyordu ağlıyordu. Çok ağladı. Akşam yemeğine de gelmedi. Sabah kahvaltısına da inmedi. Zeynep Akşam üstü odasından gözleri ağlamaktan şişmiş olarak çıktı. Annesi ve Babası yemek yiyorlardı. Bir hayalet gibi çıplak ayakları ile merdivenlerden yavaşça indi. Babasının ve Annesinin şaşkın bakışları altında. Masaya oturdu. Annesi ne döndü. Annesi bir şey söylemeyecekken ;

Zeynep : Sakın bir şey söyleme. Çağırın Cüneytin ailesini yarın gelsin istesin. Müsait bir zaman da da Nişanlanalım. Okul bitince de evleniriz.
Zeynep in Annesi : Canım kızım. Süper. Cüneyt e sen söylesen çok daha iyi değil mi ?
Zeynep : Tamam anne nasıl istersen. Ben arar söylerim.

Zeynep önce Cüneyt'in Babasının yanına gitti. Cüneyt'in Babası Zeynep'i görünce şaşırdı.

Cüneyt'in Babası : Buyur kızım bir sorunun mu var ?
Zeynep : Evet var. Benim bir arkadaşım var Mirza adında. Biliyor musunuz ?
Cüneyt'in Babası : Evet Cüneyt'en bir kaç seferlik duymuştum. Ne olmuş ona ?
Zeynep :  5 yıldır kayıp. Onun ölüsünü yada dirisini bulabilirseniz ? Oğlunuz ile evlenmeyi kabul edeceğim. Muhtemelen şu anda işlediği bir suç yüzünden hapishanededir. Yada Ölmüştür. Yoksa mutlaka bu beş yıl içinde kendini gösterirdi bana.
Cüneyt'in Babası : Seninle bir anlaşma yapalım ?
Zeynep : Tabi olur.
Cüneyt'in Babası : Oğlum seni çok seviyor. Ve seninle çok mutlu. Onun mutlu olması için her şeyi yaparım.  Bu Mirza yı ben bulduğu delikten çıkartır sana getiririm. Ölüyse cesedini. Yaşıyorsa da ve hapiste yada herhangi bir yerde ise benim çıkartığımı bilmeden kendisini. Bunun karşılığında Oğlumla ne pahasına olursa olsun evleneceksin. Söz mü ?
Zeynep : Söz.


Bir kaç gün sonra Amerika :

Antrenör : Solunu Kullan Mirza .. Solunu kullan. Köşeden çık Mirza. Daireler çiz çiz. Uç Dans et.
Mirza : Bu kadar yeter sıkıldım.
Antrenör : Şu ağırlıkları çıkarsana ayağından ve kollarından ?
Mirza : Onlara karışma demedim mi sana ?
Antrenör : Sen bu Marciano yu diğer serseriler gibi mi sanıyorsun. Bu adam 20 yaşından beri 10 senedir Dünya ağır siklet boks şampiyonu. Maç kasetlerini izledin. 3 raunt dayanan yok adama. 1 Hafta kaldı Maça ? Farkında mısın ? Bu adam seni parçalar.
Mirza : Parçalasın o zaman. Yeter
Antrenör : Dışarıda çıkmak istemiyormusun sen ?
Mirza : Dışarı çıksam nereye gideceğim ? Hava alanında havai li bir kız boynuma çelenk koyup alkışlanacak mıyım ? Marciano yu dövdüğüm için.
Antrenör : Hiç mi özlediğin biri yok ?
Mirza : Var.. Mustang Arabam..
Antrenör : Git duş al kafanı toparla. Yarın devam edeceğiz. Taktik olarak hazır ol bari.
Gardiyan : Mirza ziyaretçin var.
Mirza : Bahis şirketiyse Antrenörüm konuşsun.
Gardiyan : Türkiye den Adrenalin Komutanı.
Mirza : Hangi dağın kurt'u öldü ki . Tamam geliyorum.
Mirza 6 metrekarelik bir odaya girdi. Odada Adrenalin Komutanı ve Yaveri oturuyordu. Adrenalin Komutanı ayağa kalktı ve elini uzattı. Mirza Komutanın yüzüne bile bakmadan elini sıktı ve oturdu.
Adrenalin Komutanı : Nasılsın ?
Mirza : Teşekkür ederim iyiyim. Sadette gelelim komutanım.
Adrenalin Komutanı : Artık bizimle geri geliyorsun ?
Mirza : Neden ?
Adrenalin Komutanı : Ülkenin sana ihtiyacı var ?
Mirza : Ülkemin ? Amerika nın mı ?
Adrenalin Komutanı : Hayır senin ülken Ayyıldızlı bayrağın dalgalandığı Türkiye.
Mirza : Sonra ?
Adrenalin Komutanı : Bizimle geri geliyorsun yapmamız gereken işler var.
Mirza : Özür dilerimde hafta sonu burada maçım var.
Adrenalin Komutanı : Ülkeninde sana ihtiyacı var
Mirza : Özür Dilerim hafta sonu burada maçım var. Söz verdim ve kazanırsam buradan çıkacağım. Kendi emeğimle ve kendi hakkımla. Size ihtiyacım yok benim.
Adrenalin Komutanı : Saçmalama. O maçtan sağ çıkamayacağın için sana serbest bırakma vaadi veriyorlar. Aptal olma.
Mirza : Bir aptal olarak ölebilirim. O kadar da kötü bir şey değil.
Adrenalin Komutanı : Seni kullanıyorlar senin üzerinden milyon milyon dolarlar kazanıyorlar.
Mirza : Onlar genede karşılığında bana para veriyorlar. Özür dilerim boşuna buraya kadar zahmet etmişsiniz. Ama sizinle gelmeyeceğim.
Adrenalin Komutanı : Seni yetiştiren büyüten herşeyi öğreten Ülkene sırtını mı dönüyorsun ? Seni ölüme bırakmayıp büyüten Annene ?
Mirza : Devlet Ülkem benim Annem doğru. O benim yüzümden utanmasın diye 5 yıldır bu lağım çukurunda yaşıyorum. Ben 15 sene daha burada yatarım Ülkem benim yüzümden utanmasın diye. Ama ben istemiyorum Adrenalin yada Alfa-Star yada her hangi bir örgüt grup. Ben istemiyorum. Çok param var. Yaşamak için öldürmek zorunda kalmayacağım artık. Adam öldürmek kötü bir şey.
Adrenalin Komutanı : Sen delirdin mi ? Sen Mirza sın. Sana ne oldu ?
Mirza : Büyüdüm hepsi bu. Söz verdim en önemli sebep bu. O Söz için ölürüm gene de tutarım.
Adrenalin Komutanı : Ya o Zeynep'e verdiğin söz ne olacak ?
Mirza : O konuda seninle konuşmuyorum.
Adrenalin Komutanı : Sanki onun ne durumda olduğunu biliyorsun. Ne yapıyor neler yaptı üniversiteye gitti mi mutlu mu ?
Mirza : Dediğim gibi söz verdiğim gerçeğini değiştirmiyor bunların hiç biri. Ben söz verdim ve o maça ne olursa olsun çıkacağım.
Adrenalin Komutanı : 4 Temmuzda Zeynep ve Cüneytin Nişan'ı var. Sen burada dövüşürken onlar dans edecek.
Mirza : Sahi mi ? o nişanlanıyor mu ?
Adrenalin Komutanı : Al buda nişan davetiyeleri.
Mirza : Allah mesut etsin bir sözüm olmasa giderdim ama benimde burada Marciano ile nişanım var.
Adrenalin Komutanı : Sen burada Zeynep tekrar hayata dönsün diye 5 senedir yatmıyormusun. Bak bu dosyanın içinde Zeynep in beş yıldır neler yaptığının tek tek her şeyiyle yazıyor. Sen Zeynep için katil oldun defalarca.
Mirza : Aşk hayattaki en büyük katildir komutanım. Nefesinizi daha fazla tüketmeyin. Ben tükürdüğümü yalamam.
Adrenalin Komutanı : Peki Mirza.. Dosyayı bırakıyorum. Bakarsın. Pazar günü seni almaya geleceğim eğer maçtan sağ sağ lim çıkarsan. Zeynep'e söyleyeceğin bir şey varsa kart'a yaz ben ona veririm.
Mirza : Ölü bir şekilde yere düşene kadar diyeceğim bir şey yok.
Adrenalin Komutanı : Peki sen bilirsin.
Mirza : İyi günler komutanım. Buraya kadar geldiğiniz için de teşekkür ederim. Sağ olun. 5 Yıldan sonra tanıdık bir yüz görmek sevindirdi beni.
Adrenalin Komutanı : Beni de sevindirdi. Cumartesi gecesi burada dövüşmeni seyredeyim sonrada beraber Vatanına ait olduğun yere dönüyorsun.
Mirza : Zahmet etmeyin.
Adrenalin Komutanı : Ne zahmeti hadi sen dinlen dört gün sonra maça çıkacaksın. Yolda uzun uzun konuşuruz.  Dosyada sende kalsın olur mu ? Sana hediye olarak getirdim zaten o dosyayı. Kabul etsende görevi etmesende o senin.
Mirza : Teşekkür ederim komutanım çok incesiniz.. Müsaadenizle.
Adrenalin Komutanı : Görüşürüz.

Mirza görüşme odasından çıkmıştı.

Adrenalin Komutanı : Bu çocuğu sadece bu aşk öldürecek hemde tek seferde değil parça parça öldürecek.
Yaver : Kabul etmedi komutanım ? Ben onun  yerinde olsam tepki gösterirdim.
Adrenalin Komutanı : Büyük savaşçılar asla dert etmezler. Dert yanmazlar. Hep güçlü gözükürler. Bu kız için kaç kez öldürdü biliyor musun ? Ama nişanlandığını duydu gram bir tepki göstermedi. Bu bir erdemdir. İçinde fırtınalar da kopsa dışarıya yansıtmama.
Yaver : Anlıyorum. Şimdi napıyoruz.
Adrenalin Komutanı : Cumartesi ye kadar güzel bir otel buluyoruz. Sonra ise Mirza nın son durumunu izliyoruz. Ondan sonra da Mirza yı alıp dönüyoruz.
Yaver : Güzel bir plana benziyor.

Mirza kendi kendine boks çalışıyordu o gece kodesinde .. ve kendi kendine şunu diyordu

Söylemedi mirza daha son sözü
Deccal dahi korkar benden
Bu cumartesi gecesinden sonra çıkacağım
Bu cumartesi gecesinden sonra çıkacağım
Çıkacağım
Bu cumartesi gecesinden sonra çıkacağım
Buradan çıkacağım.
Bu cumartesi gecesinden sonra çıkacağım
Tam üç gün sonra
Çıkacağım.

Mirza Zeynep in resmini kodesinde bulunan aynaya asmıştı ve hayali dövüşüyordu. ve tekrarlıyordu durmadan.

Söylemedi mirza daha son sözü
Deccal dahi korkar benden
Bu cumartesi gecesinden sonra çıkacağım
Bu cumartesi gecesinden sonra çıkacağım
Çıkacağım
Bu cumartesi gecesinden sonra çıkacağım
Buradan çıkacağım.
Bu cumartesi gecesinden sonra çıkacağım
Tam üç gün sonra
Çıkacağım.

Maç Günü 4 Temmuz 2004 Cumartesi Gecesi Amerika Saatiyle Gece 02:30 Türkiye Saatiyle Pazar Sabah'ı 12:30

Marciano Soyunma Odası :

Marciano Antrenörü : Şu dışarıdaki sesleri duyuyormusun. Bir zencinin bir beyaz'ı dövmesi için atılan çığlıkları. Sen seçilmişsin. Karşındaki beyaz kıçlı ödleğin teki. Ciğerini sök onun Marciano. Hapishanedeki gangstalardan daha tehlikeli olduğunu herkese kanıtla. Yıllardır içeride o pislik. Sen bu maç için buradasın. Ve yarın seninle birlikte güzel kızlarla yatta yatıyor olacağız. Ve bu maç kasetini izleyeceğiz. Ona sakın acıma. O bir Türk. Osmanlı soyundan. Sakın acıma ona. Tek yumrukta işini bitir. Senden bütün kuvvetinle ona vurmanı istiyorum. Bütün gücünle. Sen şampiyonsun. Sen en iyisisin. Muhammet Ali , Mike Tyson bugün burada karşında olmadıkları için Tanrıya dua ediyorlar. Seninle karşılaşmadıkları için. Ama bu beyaz seninle maç yapma cesaretini nereden buluyor. Biz siyah ırkız. En mükemmel ırkız.Tanrı bizlere karanlıkta görünmeme gücü vermiş. Halkımız için savaş. Tüm ezilen aşağılanan zenciler için savaş. Sakın ondan korkma. Sakın. Pislik bir katil. Sadece bir katil. Bıçağı ve silahı yokken o bir hiç. Onun gücü yalnız zayıf kadınlara çocuklara yeter. Öldür Onu Marciano. Öldür Onu. Marciano Öldür Beyazı ..


Mirza soyunma odasında ısınırken Antranör'ü de ona son taktik yüklemelerini yapıyordu.
Antrenör : Mirza şu sesleri duyuyormusun ? Kalabalık seni istiyor. Anlıyor musun ? Seni istiyorlar şampiyon.
Mirza : Birazdan buradan çıkacağım ..
Antrenör : Mirza kızlar senin yumrukların için hasta oluyorlar evlat. Sen bir serserisin. Pislik bir serserisin.
Mirza : Birazdan buradan çıkacağım ..
Antrenör : Çirkin ama yakışıklısın evlat. bu gece çok yakışıklısın.
Mirza : Birazdan buradan çıkacağım ..
Antrenör : O dışarıda kral olabilir ama burada kral sensin Mirza .. Kral sensin. Senden korkuyor. Çok korkuyor. Buraya bile yanında 15 tane zenci adam ile birlikte gelmiş. Onu zaten korkutuyorsun. Yeterince korkuyor. Onun kalbini çiğ çiğ ye bugün Mirza. Kral sensin.
Mirza : Birazdan buradan çıkacağım ..

Spiker : Bayanlar Baylar işte beklediğiniz büyük gün geldi. Tüm dünyada yasa dışı oynanan bahislerin en büyüğü sizlerle. Dünyanın en değerli iş adamları bugün burada. ve Tam güvenlikli internet sitemizden giriş yapan üyelerimizde burada. Bugün kü boks maçına oynanan bahis miktarı tam olarak 15 Milyar 950 Milyon Dolar. Bu dünya üzerinde bir maça oynanmış en büyük bahis miktarı. Sabırsızlandığınızı biliyorum sizi daha fazla bekletmeyeyim. Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu bugün deplasmanda
30 yaşında 2 Metre 14 santim boyunda 147 kiloda 144 Maç 144 nakavt. Öldüren Sol yumruğu hepimizin gözünün önünden gitmiyor. Bugüne kadar hiç bir maç kaybetmedi. Ringlerin yok edicisi Ringlerin Panzeri Marciano ..

Spikerin bu laflarından sonra seyirciler bir anda çılgına döndü. Marciano 15 tane zenci korumasının arasında ringe doğru yürümeye başladı. Ve arkada rap parçası çalıyordu. Korkunç Kalabalık çığlıklar atıyor deliriyordu. Marciano yu görebilmek için birbirlerini eziyorlardı. Şarkıyı The Game adlı rapçı sahnede canlı okuyordu. Ona özel olarak hazırlamıştı.

Mirza ve Antrenörü ringe çıkacakları uzun koridorda sıralarını bekliyorlardı. Yanlarında 10 tane pompalı tüfekli gardiyan vardı.

Antrenör : Bu şarkıdan nefret ediyorum Mirza ..
Mirza : Birazdan buradan çıkacağım..
Antrenör : Beni duyuyormusun sen ?
Mirza : Hayır ..
Antrenör : Şimdi nasıl duydun ?
Mirza : Sanırım duymak istedim
Antrenör : Lanet bir zenci müziği bestelediğine inanmıyorum. O çalacak şimdi değil mi ?
Mirza : Hey Lanet bir zenci müziği değil o. O bir sanat. Onun adına Rap deniyor. Bu gece onu gerçek bir gangsta okuyacak.
Antrenör : Kim miş o gangsta ?
Mirza : Birazdan buradan çıkacağım ..
Spiker : Hoş geldin şampiyon.. Evet evet evet.. Sabırsızlandığınızı biliyoruz. Me - İ - Re ve Ze ve A ; Gerçek bir gangsta. Bugüne kadar hapishanedeki maçlarının hiç birinde yenilmedi. 86 maç 86 galibiyet. 1 metre 93 santim boyunda 90 kilo Son olarak ölüm kafesinden canlı çıkan tek kişiydi. Bir çok çocuğu babasız bıraktı. Bir çok anneyi oğulsuz bıraktı. Bir çok kadını kocasız bıraktı. Bir çok kişiyi evlatsız bıraktı. O bir halk düşmanı. O hepinizin korkulu rüyası. Gerçek Gangsta .. Me - İ - Re ve Ze- ve A ; Mirza şimdi ringe geliyor.  Kalabalık bir anda yuhalamaya başladı.

Mirza : Bende sizi sevmiyorum hepinizi öldürürdüm ama birazdan buradan çıkacağım..
Antrenör : Konsantre ol artık Mirza ..

Bir piyano sesi yükseldi.

5 Yıldır buradayım.
Bu kulağa uzun bir süre gibi geliyor değil mi ?
16 yaşındaydım buraya geldiğimde. ama şu an 21 yaşında değilim bunu yanındakine söyle.
Aksanım berbat bunu biliyorum. En iyisi anlamaya çalış tekrarı yok bunun.
Eğer bir gün beni burada bu ring te öldürürlerse beni bir gangster olarak gömün.
Şu ringi ne zaman görsem ölümü görüyorum
Öldüren ellerimi görüyorum.
Kalabalık çok ses çıkartıyor. Antrenörümü bile duyamıyorum
Birine bir yumruk atar isem hemen bir misilleme beklerim.
Burada ölmemeye çalışıyorum. kimse sonsuz'a kadar yaşamıyor zaten.
Zaten kaderim doğduğum günde çizilmiş ölmek.
Ben hastalıklı bir manyak mıyım ? Bana doğruyu yalnızca doğruyu söyleyin lütfen.
Paranoyak mıyım? - Bana lütfen doğruyu söyleyin
Burada savaşmak beni sıkıyor. baskı beni sıkıyor. bu kalabalık beni delirtiyor.
Yaşadığım gibi ölmeyi umut ediyorum.
Ve bugün burada ölsemde kimin umurunda ?
Tek sahip olduğum şey öldürme yeteneği buda öldürmek istediğimin dışında kimin umurunda ?
Bu hücrelerin içinde bir günde vietnam da ölen askerlerden daha fazlası ölüyor.
Sonra yeniler geliyor sonra yeniler gelmeye devam ediyor

Nakarat :

Ben cehennem den geldim.
Deccal bile korkar benim ateş'imden ..
Bugün buradan çıkacağım.
Karşımdakini öldürmek zorunda kalsam bile


Ben cehennem den geldim.
Sıcak yatağımdan değil.
Siz buraya çocuklarınızı yatırdınız onlara ninni okudunuz.
Ben ise cehennem iblislerine göz kırptım son kez cehennem çukuruma baktım
Her dövüşün ertesi günü
Bir değişiklik göremiyorum kendime soruyorum
Bu hayat yaşamaya değer mi kendimi hücremde asmalımıyım ?
Başka birini daha öldürmek zorunda kalmadan hücremde asılmak istiyorum.
Çocukken oyun oynadığımız zamanlara dönmek isterdim
Ama bu kanlı ellerim sadece zamanı geri almaya yaramıyor hayat böyle
ama her şey değişti, ve bu böyle kabul etsek iyi olur
ve sakinleştiğimi sandığım tek an karşımdakinin beni öldürmek istediği zaman
Asla bazı gerçekler değişmeyecek beni bulup bir gün yok edecekler
İşlemek zorunda olmadığım hiçbir suçu işlemedim bu lafa kendim bile bazen inanmıyorum
Öldürmek benim doğamda var sanki
Onlar saldırmaya çalıştıklarında güçleniyorum
Asla geri çekilmem
Biliyorum ölmekten korkmuyorsunuz sözde ama neden hepiniz ölüm döşeğindeyken korkuyorsunuz;
Hepimiz ölücez, biliyorsun?


Nakarat :

Ben cehennemden geldim.
Tekrar oraya geri döneceğim.
Muhtemelen cehennemde çok kişiyi tanıyor olacağım
Çünkü onları oraya ben postaladım.
Bugün buradan çıkacağım .
Karşımdakini öldürmek zorunda kalsam bile ..

Mirza şarkıyla birlikte ringe geldi. Kalabalık pet şişesi su şişesi atıyordu. Kalabalık onu Marciano dan önce öldürmek istiyordu sanki. Yuhalıyorlar ve ellerinde ne varsa Mirza ya doğru atıyorlardı.

Antrenör : Şarkı güzelmiş beğendim evlat.
Mirza : Kalabalığın pek hoşuna gitmedi.
Antrenör : Onlar ne anlar şarkıdan.
Mirza : Bende olsam sanırım bende benim yazdığımı sevmezdim..

Gonk çaldı. ve iki boksör ringin ortasında hakem ile baş başa kaldılar. Marciano Mirza ya çok sert bakıyordu. Hakem kuralları anlatırken Mirza normal bakıyordu fakat Marciano çok sert bakıyordu. Boksör selamı verdiler. ve köşelerine gidip ağızlıklarını takıyorlardı.

Mirza : Bu adam beni yiyecekmiş gibi bakıyor. ve bu adam bir araba boyutunda. televizyondan o kadar da iri gelmemişti gözüme.
Antrenör : Sende ona sert baksaydın.
Mirza : Neden ?
Antrenör : İşin raconu böyle.

Gonk çaldı ve maç başladı ..

Marciano ve Mirza ringin ortasına geldiler. İkiside gartlarını almışlar ve birbirlerinin üzerine doğru gelmişlerdi. İlk yumruğu Mirza vurdu. ve Marciano nun etrafında bir sinek gibi dönüyordu. ikinci yumruğu da Mirza vurdu. Ama Mirza nın vurduğu yumruklar Marciano nun eldivenlerinden öteye bir etki vermiyordu. üçüncü dördüncü beşinci altıncı yumruklarıda eldivenine vurdu Mirza. ve Mirza Marciano nun etrafında dönmeye devam ediyordu. Marciano bir açığını buldu Mirza nın ve kaburgasına bir sağ kroşe vurdu. Mirza bir anda vücudu sağa doğru geldi ve Marciano ikinci yumruğunu ise Mirza nın kaşına vurdu. tekrar vurdu Marciano ve tekrar Mirza yere düşer gibi oldu kalkarken Marciano  Mirza nın kalkmasına fırsat vermeden tekrar vurdu ve Mirza yere düştü. Hakem geldi ve saymaya başladı. 1 - 2 derken Mirza hafiften ayağa kalktı ve Gonk çaldı.

Antrenör : Mirza napıyorsun ?
Mirza : Bilmiyorum. Adam gördüğüm en iyi dövüşçü. Çok profesyonel
Antrenör : Dengede dur. Dengede daireler çiz adamın etrafında.
Mirza : Başım dönüyor ..
Antrenör : Dengede dur ve daireler çiz ve fırsatını bulduğunda adama yumruk at. her zaman değil.

Gonk sesi ile tekrar ringe geldiler.

Mirza Marciano nun etrafında dönmeye tekrar başladı. Marciano bir yumruk salladı ama isabet etmedi. Bir yumruk daha salladı Marciano oda isabet etmedi. Marciano nun peş peşe attığı yumruklar Mirza ya isabet etmemesi Marciano nu kızdırmaya başlamıştı. Marciano dengesizce bir yumruk daha attı ve gardı boşa çıktı. Mirza bundan faydalanarak bir sol kroşe indirdi Marciano ya . Marciano  bundan fırsat bularak Mirza nın karın boşluğuna vurdu. Mirza da sağ yumruğu ile karşılık verdi ve Marciano Mirza ya sarıldı. ve o sırada gonk çaldı.

Antrenör : İyi bir maç çıkartıyorsun.
Mirza : Bu kız gibi sarılmakta ne oluyor. hayatımda ilk kez biri bana sarıldı. İbne mi? bu Marciano
Antrenör : Bunu sen sokak dövüşü mü sandın. bu bir boks. sarılma olacak.
Gonk sesi ile tekrar geldiler.

Mirza hızlı bir şekilde Marciano nun üzerine gitti ve direk bir yumruk çıkardı. Marciano nun bu yumruk kafasına gelmişti. hafiften kafası geriye doğru gitti geldi. Bir yumruk daha attı. Marciano bu yumruğa cevap olarak bir sol direk çıkardı. Ama Mirza ya gelmemişti Mirza sağ kroşe yumruğu ile marciano nun kulağının arka kısmana vurdu. Mirza bir tane daha yumruk atarken Marciano eğildi ve Mirza nın karın böbrek ve kaburgalarına seri şekilde dört tane yumruk attı. Sonra da Mirza ya bir sol kroşe vurdu. Mirza nın toparlanmasına fırsat vermeyen Marciano bir yumruk daha bir yumruk peşine bir yumruk daha vurdu. Mirza yı iplere sıkıştıran Marciano ; Mirza yı yumrukları ile bunaltıyordu. Mirza ringin ipine dayanmış ve Marciano dan gelen güçlü yumruklara karşı kendini savunmaya çalışıyordu. Hiç bir tecrübesi yoktu Mirza nın. Gonk çalarak Mirza yı kurtarıyordu.

Antrenör : Bütün sözlerimi geri alıyorum.
Mirza : Adamın sol yumruğu balyoz gibi.
Antrenör : Dans et etrafında dans et. ve devam et. Canı yanıyor onunda senin gibi. O zaman indirebilirsin. Dengeni koru. Fazla uzak dövüşme. Adam senden uzun. Yakınına gir ve vur sonra tekrar uzaklaş sonra tekrar yaklaş ve vur.
Mirza : Kenardan izlemesi zevkli demi.

Gonk sesi 4. Raunt

Marciano ve Mirza ringin ortasında buluştular. Mirza nın ani bir direk yumruğu Marciano nun alnına geldi. İkinci direk yumruğu da Marciano nun alnına geldi. Mirza Marciano nun etrafında bir sinek gibi dönüyordu. Marciano Mirza ya vurmaya çalışıyor fakat isabet ettiremiyordu. Mirza sürekli etrafında dönüyordu Marciano nun. Ve gonk çaldı.

Antrenör : Böyle devam et.
Mirza : Olur tabikide. Onun yumruklarından kaçabiliyorum ama bu seferde ben yumruk atamıyorum.
Antrenör : Sinirlenecek bir müddet sonra sen dön etrafında devam et. Sinirlenip kontrolü kaybedecek sen ufak ufak vurmaya devam et.

Gonk Sesi 5. Raunt

Mirza Marciano nun etrafında dönmeye devam ediyordu. Her dönüşünde Marciano nun sinirleri biraz daha geriliyordu. Mirza ise ufak ufak vuruyordu Marciano ya. Marciano Mirza çok hızlı hareket edip etrafında döndüğü için savurduğu bütün yumruklar dengesizdi. 5. Raunt da böyle geçiyordu.

Antrenör : 6. Raunt. ilk defa birisi Marciano ya 6 raunt dayanıyor.
Mirza : 5 raunt dayanan kaç kişi var ki ?
Antrenör : 1 kişi.
Mirza : Maç sonrasında ona ne olmuş ?
Antrenör : Bilmiyorum.

Gonk sesi 6. Raunt

Mirza Marciano dan kaçmayı çok iyi başarıyordu. Marciano ya yaklaşıp vuruyordu. Marciano Mirza ya vuramadığı her an daha da sinirleniyordu. ve Sonunda Mirza ya savurduğu yumruk Mirza nın kaşına gelmişti. Marciano vurmaya başladı. O kadar hızlı ve seri vuruyordu ki Marciano Mirza yı bir anda yere düşürmeye yetti. Kalabalık çılgınca ayağa kalkarak alkışlıyordu. Mirza toparlanmak istiyor ama toparlanamıyordu. Ayağa kalkmakta zorlanıyordu. Hakem ise saymaya başlamıştı.
Hakem 9 a kadar saydı ve Mirza yerden kalktı. ve dövüşmeye tekrar başladılar Marciano gene vurmaya başladı Mirza ya. Mirza ya bütün gücü ile vuruyordu. Gonk sesi çaldı ama Marciano vurmaya devam ediyordu. Mirza aniden Marciano ya kafa attı. Mirza kafasını sağ omuzuna doğru eğdi ve bir anda yukarıya doğru hızlıca kaldırdı ve Marciano aldığı kafa darbesi ile yere düştü. Mirza ve Marciano yu ayırmaya çalışan adamlar bile kavganın ortasında bulmuşlardı kendilerini. Ve sonunda iki boksörde yerlerine geçtiler.

Antrenör : Mirza - Marciano ya attığın kafa onun tüm dengesini bozdu. ve çok sinirlendi. Dengesizce üzerine gelecektir.
Mirza : Ben daha sinirlenmedim.

Gonk Sesi ile 7. Raunt başladı.

Marciano hızlı bir şekilde Mirza nın üzerine geldi ve sol kroşe savurdu. Mirza eğildi ve sağ kroşe ile Marciano nun kaburgalarına bir yumruk attı. Marciano bu aldığı darbe ile canı yandığı belliydi. Mirza aynı kaburgaya bir yumruk daha attı. Marciano nun sağ tarafı korunmasızdı ve oraya da sol kroşesini indirdi Mirza. Marciano yu dövmeye başlamıştı Mirza. Marciano nun kafasına vuruyordu. Marciano aldığı yumruk darbeleri ile gözleri şişmiş dudakları patlamıştı. Ama Marciano o kadar güçlüydü ki yere düşmüyordu. Kroki durumuna düşen Marciano ya Mirza vurmaya devam ediyordu. Gonk sesi Marciano yu Mirza nın elinden kurtarmıştı. Marciano nun yüzü gözü şişmiş her tarafı kanlar içindeydi.

Antrenör : Mükemmel bir yedinci raunt du.
Mirza : Birazdan buradan çıkacağım. Hissediyorum.
Antrenör : Kalbini ciğerini sök evlat onun.

Gonk Sesi 8. Raunt

Mirza Marciano nun etrafında dönerek 8. raunda başladı. Seri bir şekilde yumruklarını vurmaya devam ediyordu Mirza. Öldürücü yumruk darbelerini Marciano nun vücudundaki her bir bölgeye bütün gücü ile indiriyordu. Marciano nun hayatındaki en zor dakikalardı. Mirza Marciano ya bir aparkat vurdu ve Marciano hayatında ilk defa yere düştü. Hakem saymaya başladı ve Marciano yerden kalktı. ve sonrasında dövüşemeden gonk çaldı.

Antrenör : Teşekkür ederim Evlat.
Mirza : Ne için seni zengin ettiğim için se unut gitsin onu ben yapmadım.
Antrenör : Hayır onun için değil seni gerzek.  61 yaşındayım evlat. Bu gece seninle birlikte son kez ringlerin kokusunu alıyorum. Seninle birlikte tekrarlardan dövüşüyorum bende.
Mirza : Daha maç bitmedi duygusala bağlama. Tamam ihtiyar bu maçtan da kazandığımın yarısını sana vereceğim emekliliğini güzel geçir.
Antrenör : Sen pislik bir serserisin.
Mirza : Sanırım öyleyim. Ama sakın kimseye söyleme

Gonk Sesi 9. Raunt

Marciano bir anda Mirza ya saldırmaya başladı. Mirza ne olduğunu bile anlamadı. Mirza ya Marciano seri yumruklar vurmaya başladı. Mirza ise kaçmaya çalışıyordu. Marciano vurdukça vuruyordu. Mirza sağa sola hareket ediyordu. Marciano bütün gücüyle sağ en direk yumruğunu Mirza ya doğru vurdu. Mirza o yumruktan kaçarak Marciano ya vurmaya başladı. Marciano yu çok kötü bir şekilde dövüyordu. Marciano da ona karşılık veriyordu. Gonk çaldı fakat iki boksör gene gongu aldırmadan dövülmeye devam ediyorlardı. ve sonunda ayrılıp köşelerine gittiler.

Antrenör : İyi gidiyorsun. Az kaldı hissediyorum.
Mirza : Evet az kaldı biraz sonra çıkacağım.
Antrenör : Hep aklında çıkmak var. Çok mu berbat bir yer.
Mirza : Dışarıdan bakılınca güzel bir yer ama içeriden evet berbat.

Gonk Sesi 10. Raunt.

Mirza ile Marciano ringin ortasına geldiler. Bir Marciano vuruyor bir Mirza vuruyordu. Karşılıklı birbirlerini öldürüyorlardı. Bir Marciano vuruyor bir Mirza vuruyordu. Maçı izleyenler heyecandan öleceklerdi. ve gonk sesi geldi. Ama gene birbirlerine vurmayı bırakmadılar. Gene ring karışmıştı.

Mirza : Adam gerçekten de çok güçlü. Ve oyunu onun kurallarına göre oynuyoruz.
Antrenör : Sen ondan çok daha güçlüsün. Yüreğini ortaya koy ve kazan. Hadi beraber söyleyelim evlat. Biraz sonra buradan çıkacağım hadi
Mirza ve Antrenör : Biraz sonra buradan çıkacağım.

Gonk Sesi 11. Raunt

Mirza ve Marciano gene ringin ortasında karşılaştılar. Birbirlerine vuruyorlardı. Mirza kendini geri çekti ve Marciano nun yumruğundan sıyrıldı ve sağ sol sağ sol kroşeler ile Marciano yu bir anda sersemletti. ve ani bir aparkat ile dev Marciano yu iplere uçurdu. iplere ucan Marciano bir anda yere düştü. Hakem saymaya başladı

Hakem : 1   ( Mirza nın gözüne Zeynep i ilk gördüğü an geldi )
Hakem : 2   ( Zeynep ile oynadıkları oyunları gördü )
Hakem : 3   ( Zeynep in doğum gününde gördüğü o anı tekrar gördü )
Hakem : 4   ( Zeynep in yazdığı mektuplar geldi )
Hakem : 5   ( Zeynep in sesi kulaklarında çınladı )
Hakem : 6   ( Zeynep e yazdığı şiirleri gördü ) 
Hakem : 7   ( Zeynep in liseye başladığı günü gördü )
Hakem : 8   ( Zeynep in lise mezuniyetinde olduğu anı gördü )
Hakem : 9   ( Sebastian ile birlikte Zeynep'in evine bıraktıkları mektuplar şiirler ve kapısının önüne benzinle yazıp çakmakla yaktığı Zeynep yazısı geldi )
Hakem : 10 ( Hastanede Zeynep i son gördüğü geldi aklına )


Ve maç bitmişti. Yenilmez şampiyon Marciano yu Mirza yenmişti. Ring bir anda ana baba gününe döndü. Mirza ise antrenörü ve gardiyanlar eşliğinde soyunma odasına gitti. Hapishane Müdürü Alkışlayarak soyunma odasından içeri girdi.

Hapishane Müdürü : Tebrikler Mirza. Özgürsün. Tedavin yapıldıktan sonra ve bu kalabalığın hepsi gittikten sonra limandaki yat seni istediğin yere götürecek.
Mirza : Teşekkürler.

Zeynep in söz hazırlıkları bitmiş davetliler salona gelmeye başlamıştı. Mirza ise o sıra yıkanıyordu son kez. Zeynep ise kuafördeydi arkadaşları ile birlikte. Turuncu katilleri simgeleyen tulumunu giydi Mirza. Zeynep ise Söz kıyafetini giyiyordu. Mirza uzun up uzun koridordan iki yanında iki polis elleri ve ayakları kelepçede ağır ağır yürüyordu. Zeynep Cüneyt'in koluna girmiş deniz manzaralı otelin salonuna doğru yürüyorlardı. Mirza ve yanındakilerle yürüdü , hapishanenin tek limanına doğru geldi. Zeynep ve Cüneyt ise havuz kenarına davetlilerin meraklı bakışları altında havuzun kenarına gelmişlerdi. Mirza nın elindeki kelepçeler ayağındaki prangalar çıkartıldı. Mirza keskin gözleri ile beş yılını geçirdiği hapishaneye doğru baktı. Zeynep ile Cüneyt'in yüzükleri takılmıştı. Zeynep gözlerini kapıya çevirmişti ve kapıya doğru bakıyordu.Kurdeleleri kesilmişti. Davetliler alkışlıyorlardı. Zeynep ve Cüneyt Ailelerinin ellerini öperlerken Mirza ise gardiyanlar ve hapishane müdür'ü ile vedalaşıyordu. Cüneyt ve Zeynep'e altın kolyeler bilezikler saatler pırlantalar takıyordu. Gardiyan ise Mirza ya bir çanta dolusu son maçından kazandığı paraları vermişti. Cüneyt ile Zeynep dans etmeye başlamışlar ve havai fişekler patlıyordu. Mirza ise tekneye binmişti. Asker selamı ile 5 yıl kaldığı hapishaneyi saygıyla selamlıyordu. Son model tekneye bindi Mirza .. Antrenörü de teknedeydi. ve Adrenalin komutanı ve yaveri de teknedeydi. Mirza üçüne birden baktı ve uyumak istiyorum beni yalnız bırakın diyerek kamerasına gitti. Zeynep ile Cüneyt ve diğer davetliler ise eğlenmeye devam ediyorlardı. Mirza 5 yıl aradan sonra Türkiye topraklarına ayak basacaktı.

7 yorum:

  1. biraz uzun olmamış mı diğer bölümlere göre

    YanıtlaSil
  2. Eline sağlık harika olmus tahminimde yanılmamısım :))

    YanıtlaSil
  3. Çok güzeL olmuş ve çok uzun olması dikkatimi çekti bu bize büyük bir jest oldu teşekkürler devamını büyük bir merakla bekliyorum

    YanıtlaSil
  4. mükemmel bir kurgu

    YanıtlaSil
  5. yazdığınız rap şarkısına bayıldım

    YanıtlaSil
  6. Mirzanin yerinde olsam kizin annesini ve cuneyti bogarim ;) yazar eline saglik

    YanıtlaSil
  7. Yazar gibi yazar beeeeeee

    YanıtlaSil