uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

1 Mayıs 2014 Perşembe

65. Bölüm Askerler Kadınlar ve Zombiler

284- Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.

285- Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”

286- Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara Suresi)

Regaip Kandiliniz mübarek olsun..


Önce ..

Ölüm Meleği '' Sansar arabayı hazırla. Yola çıkıyorum ''
Sansar '' Ekibi toparlayayım mı komutanım ''
Ölüm Meleği '' Yola çıkıyorum dedim.. Yola çıkıyoruz hazırlanın demedim ''
Sansar '' Nereye gidiyorsunuz komutanım ''
Ölüm Meleği '' Ateş'in yanına.. Onunla konuşmaya gidiyorum Sansar ''
Sansar '' Komutanım lütfen yalnız gitmeyin ''
Ölüm Meleği '' Hiç bir şey olmaz bana Sansar ''

Ölüm Meleği Arabasına atladığı gibi Anadolu yakasına doğru arabayı sürmeye başladı.. Arabayı sürüyordu son hızla.. Sonunda Ateş'in Zindan Kapısı gözüküyordu.. Arabayı yavaşlattı biraz.. Telsizden ses gelmeye başladı..

Asker '' Burası Zindan Kapısı ''
'' Kendini tanıt ''
Ölüm Meleği '' Ateş'e Abisinin geldiğini söyleyin ''
Asker '' Kendini tanıt ''
Ölüm Meleği '' Ateş'e Abisinin geldiğini söyleyin ''
Asker '' General Ölüm Meleği Üssümüze geliyor. Komutanımıza bildirin ''
Ateş '' Bende onu bekliyordum zaten ''
'' Açın kapıları ''
Cabbar '' Ama komutanım ''
Ateş '' Saçmalamayın. Adam savaşmaya gelmiyor ''
'' Savaşmaya gelse tek mi gelir ''
'' Tabi daha kafayı yemediyse ''

Ölüm Meleği Zindan Kapının önünden yüz metre uzakta arabayı durdurdu.. Arabadan dışarıya çıktı.. Gökyüzüne baktı.. Bembeyaz bir kartal gökyüzünde daireler çiziyordu.. Kendi kendine '' Allah Allah Kartal'ın burada ne işi var '' dedi.. O sırada Zindan Kapının Kapısı açıldı ve Ateş kapıdan dışarı çıktı.. Ağır adımlar ile yürüyordu Abisine doğru..

Ölüm Meleği '' Bugün Ayın 13'ü .. On üçüncü cuma..''
'' Güzel bir filmdi değil mi Ateş ? ''
Ateş '' Evet. Güzel filmdi ''
'' Annemiz ve Babamızın olmadığı bir akşam birlikte seyretmiştik ''
Ölüm Meleği '' Çok korkmuştun ''
'' Abi beni korurmusun demiştin bana ''
'' Bende evet korurum demiştim ''
'' Ama doğrusunu söylemek gerekirse senden daha fazla korkmuştum ben .. ''
'' Güzel günlerimiz oldu ''
'' Sivilken , Askerken , Mahkumken ''
Ateş '' Evet şimdi ise sen bir taraftasın ben bir taraftayım ''
Ölüm Meleği '' Böyle olması gerekmiyor Ateş ''
'' Konsey senin kelleni istiyor ''
Ateş '' Beni öldürmek içinde seni mi gönderdiler ''
Ölüm Meleği '' Hayır ben seninle konuşmaya geldim ''
'' Onları ikna ettim ''
'' Bu savaşın kimseye bir faydası yok Ateş ''
Ateş '' Gene bana abilik yaptın ''
'' Yüzüme vurmak için mi ? geldin ''
'' Bırak bir seferde kendi ayaklarım üzerinde durabileyim ''
'' Artık koruma beni ''
'' Yeter artık ''
Ölüm Meleği '' Saçmalama ''
Ateş '' Bu iş burada bitti. Sen yoluna artık ben yoluma ''
'' Annen ve Babanıda buldun ''
'' Artık bitti Ölüm Meleği ''
Ölüm Meleği '' Lütfen beni dinle ''
'' Gel beraber yönetelim Türkiye'yi ''
'' Beraber omuz omuza aynı safta savaşalım ''
'' Birlikte kafa tutalım dünyaya ''
Ateş '' Birlikte olmamız için onlardan vazgeç ve buraya gel ''
'' Burada savaşalım birlikte ''
Ölüm Meleği '' Onlar olmadan olmaz ''
'' Onca insan bana güveniyor Ateş ''
Ateş '' Hem sen demiyor muydun bana Adrenalin komutanı olmam diye ''
'' Neden tükürdüğünü yalıyorsun ''
Ölüm Meleği '' Memleket dünya insanlık elden gidiyor anlamıyor musun ? ''
Ateş '' Benim kararım kesin Ölüm Meleği ''
Ölüm Meleği '' O zaman burayı terk etmen için sana yirmi dört saat süre veriyorum Ateş. ''
'' O süre zarfında burayı terk etmezsen sana operasyon düzenleyeceğim ''
'' Tek başıma geleceğim ''
Ateş '' Sen kimsin , Neyimsin benim  ''
'' İki tane rütbeye tav oldun ''
'' Çocuk musun ? Abimisin ? Titan mısın ? Babamısın ? Eş misin ? Mahkummusun ? Teğmen misin ? General misin ? Arkadaş katilimisin ? Kardeş katilimisin ? ''
'' Nesin sen söylesene  ! ''
Ölüm Meleği '' Lan geri zekalı ben olmasaydım da seni gene seçmeyeceklerdi ''
'' Asit'ti seçeceklerdi ''
'' Asit'in gıkı çıkıyor mu ? ''
'' Hayır ''
'' Görevini yapıyor ''
'' Diğerlerinin gıkı çıkıyor mu ? ''
'' Hepsi görevini yapıyor ''
'' Senden başka herkes görevini yapıyor ''
Ateş '' Asit senin gölgende kaldı ''
Ölüm Meleği '' Benim gölgemde mi ? kaldı ''
'' Biliyorsun ki Asit ikimizden de daha iyi ''
'' Çünkü o benim yanımda kaldı ''
'' Sen ise ilk fırsatını bulduğun an yanımdan ayrıldın ''
'' Asit bir tim komutanı olabilirdi ''
'' Ama yanımda kalmayı tercih etti ''
'' Fakat sen ne yaptın Ateş, ilk fırsatta yanımdan ayrıldın ''
'' Sana izin vermeye bilirdim ''
'' Ama ben sana izin verdim ''
Ateş '' iyi bok yedin o zaman ''
'' Benim kararım bu ''
'' Benim yolumda bu ''
'' İster öldürsünler ister yaşatsınlar ''
'' Seçimim bu ''
Ölüm Meleği '' Karın ve çocuğunu da öldürecekler Ateş ''
Ateş '' Dayısı değil misin ? Çocuğuma ve karıma sahip çıkarsın ''
Ölüm Meleği '' Onların sana ihtiyaçları var bana değil ''
'' Tamam hangi yoldan gidiyorsan git ''
'' Antalya'da bir kale var ''
'' Oraya yerleş ''
'' Burayı askerlerinle birlikte terk et Ateş ''
'' Ben sana silah ve erzak yardımı yapacağım ''
'' Biraz güçlen, Türkiye'nin ihtiyacı olduğunda seni çağıracaklar gene ''
Ateş '' Ben kararımı verdim ''
'' Buradan hiç bir yere ayrılmıyorum ''
Ölüm Meleği '' Peki Ateş.. ''

Ölüm Meleği Zindan Kapının Bayrak direğine doğru baktı.. Bayrak direğinin olduğu yerde bir akbaba dikkatli bir şekilde Ölüm Meleği ve Ateş'e bakıyordu.. Ölüm Meleği kafasını yukarıya doğru kaldırdı. Kartal hala Ölüm Meleği ve Ateş'in üzerinde dönüp duruyordu..

Ölüm Meleği '' Tekrar görüşürüz küçük kardeşim ''
Ateş '' Bundan sonraki görüşmemizde sanırım birbirimizi öldürmek için savaşacağız ''
Ölüm Meleği '' Sanırım kardeşim ''
'' İyi olan kazansın ''

'' Birgün bana Ben Berna sayesinde iyi bir asker oldum demiştin..  ''
'' Bende sana keramet Berna'da olsaydı yanındaki kıl kuyrukta iyi bir asker olurdu demiştim ''
'' Ben senin sayende iyi bir asker oldum fakat iyi bir abi oldum mu bilmiyorum ''
'' Bana bağırdın ya sen nesin diye ''
'' Ben senin sadece abinim.. ''
'' Mutlu olmanı herkesten çok isterim ''
'' Lütfen dediğimi yap ve Antalya'ya yerleş ''
'' Şu DxN savaşı bitsin bende senin yanına geleceğim ''
Ateş '' Hakkımı helal ediyorum Abi sana ''
Ölüm Meleği '' Benden yanada helal olsun ''

Ateş arkasını dönüp giderken Ölüm Meleği ise arabasına bindi.. Arabanın kaputuna Kartal konuverdi.. Kartal hareketsizce duruyordu.. Ölüm Meleği '' Gece ve Gündüz Titanı beni takip etmek istiyor '' arabadan indi Ölüm Meleği.. Kartal hala hareketsizce duruyordu..

Ölüm Meleği '' Gece ve Gündüz titanı ''
'' Yada Ay ve Güneş titanı ''
'' Herkimsen kendin gel ''
'' Hayvanını yollama ''
Kartal '' Sana Ölüm Adasından bir haber getirdim ''
Ölüm Meleği '' Neymiş o ''
Kartal '' Geliyorlar .. ''
Ölüm Meleği '' Kim geliyor '' demeye kalmadı Kartal uçmaya başladı çoktan.. Ölüm Meleği yanına silah almadığı için Kartal'a ateş edemedi.. Kartal hızlı bir şekilde uçarak uzaklaştı..

Şimdi..

Yaşı otuza dayanmıştı. Fakat vücudundaki yaralar onu çok daha yaşlı gösteriyordu. Saldırı ve suikast ustası olarak nam yapmıştı. Türkiye devleti ona bir tim verecek kadar güveniyordu.
İRA komutanı aynada kendisine bakıyordu. Elindeki içki şişesini bardak kullanmadan bir şarapçı gibi içiyordu.  Yatağındaki kadın '' Hadi yatağa gel , üşüyorum '' diyordu. Diğer kadın ise öbür taraftan omuzunu okşuyordu İRA komutanı ingiliz'in. Lakabı '' İngiliz '' di. Bu adı ona kim neden taktığı bilinmiyordu. Fakat ingilizler kadar acımasızlığı ile tanınıyordu. İnsanlar zombilerin dünyasında ekmek bulamazken o varlık içinde yüzüyordu..

Kadınlardan sarışın olanın saçından tuttu ve onunla öpüşmeye başladı ingiliz.  Kapısı çaldı o sırada. İngiliz '' Gir '' dedi ve kadınla öpüşmeye devam ediyordu. Gelen ingiliz'in çavuşuydu.
İngiliz '' Söyle çavuş ''
Çavuş '' Konsey üyeleri sizi bekliyor ''
İngiliz '' Çok önemli değil ise beklesinler ''
Çavuş '' Önemliymiş komutanım. Yüce konsey sizi bekliyor ''

İngiliz onu öpen iki kadınıda üzerinden aldı. Yerde duran içki şişesinden bir yudum daha aldı. Üstünü giymeye başladı. Kadınlar ise birbirlerine sarılmışlar ve '' hadi yatağa gel '' diyorlardı. İngiliz ise '' Dünya var oldu Fahişeler , Dünya yok oluyor Fahişeler .. Her zaman aynı '' dedi ve ayakkabılarını giyerek Çavuş'u ile birlikte yürümeye başladı.  İngiliz yürürken bile kendine olan özgüveni belliydi. Kendinden çok emin yürüyordu. Yaşayan koca bir ordu gibiydi. Konseyin karşısına çıktı.

Konsey Üyesi 17 '' Hoş geldin İngiliz. ''
İngiliz '' Hoş bulduk ''
Konsey Üyesi 17 '' Ölüm Meleği'nin kardeşi Ateş'i indirmeni ve karargahı almanı istiyoruz ''
İngiliz '' Ölüm Meleği ben konuşacağım demişti. En son. Konuşmadan bir şey çıkmadı mı ? ''
Konsey Üyesi 2 '' Kesin bir sonuç çıkmadı. Ölüm Meleği'ne verilen 48 saatlik sürede doldu. Gerekli hazırlıklarını yap. Ateş'i oradan indir ''
İngiliz '' Ateş'in Zindan Kapısını onun elinden almak basit. Fakat abisi var. Ölüm Meleği ile karşı karşıya geleceğimi biliyorsunuz. ''
'' Onunla karşı karşıya gelmek istemiyorum ''
Konsey Üyesi 9 '' Merak etme. Ölüm Meleği bunu anlayışla karşılayacaktır. ''
'' Ayrıca demokrasi ile yönetiliyoruz. Sen ise bir askersin. Emirleri yerine getiriyorsun. ''
'' Emirler konsey tarafından alınıyor ''
İngiliz '' Ağabey'in haberi var mı ? ''
Konsey Üyesi 16 '' Evet var ''
'' Operasyonu bizzat senin tarafından yönetilmesini istedi ''
'' Zindan kapının yönetimide sana geçecek. ''
İngiliz '' Emredersiniz ''

İngiliz kafası karışık bir şekilde dışarıya çıktı. Çavuş '' Komutanım ne istiyorlar '' diye sordu. İngiliz '' Kellemizi istiyorlar '' diye cevap verdi. Çavuş'u bundan hiç bir şey anlamıştı. 
İngiliz hazırdaki adamlarını etrafında topladı. ikibin'e yakın askeri vardı. Hepsinin suratına teker teker bakıyordu. 

'' Kardeşlerim  Yiğitlerim Aslanlarım. Bu gece savaşa hazır olun ''
'' Konsey'in emri ile Komutanımız Ölüm Meleği'nin kardeşinin elinde olan Zindan Kapıyı almaya gidiyoruz ''
'' Bize ait olanı geri almaya gidiyoruz '' 
'' Birbirinizle helalleşin ''
'' Sabahı göremeyecek olanlarımız için son fırsattır bu ''

Asker birden silahlarını havaya kaldırarak bağırmaya başladılar..

İngiliz ve askerleri gece yarısı hazırlıklarını tamamlayarak Zindan Kapıya doğru harekete geçmişlerdi. Zindan kapıya varmalarına Yirmi kilometre kala ormanlık alanda kamp kurdular. İngiliz çok temkinli biri olduğu için önden askerlerinin yarısını keşif için gönderdi. En çürük askerlerini önden gönderiyordu. Ölüm Meleği Asit ve Ateş'in birleşmiş olma ihtimaline karşı canını güvene alıyordu.. bin kişilik tim ve tim komutanı Ateş'in inine Zindan Kapıya doğru harekete geçtiler..

2 Saat sonra ..

Çavuş hızlı adımlar ile ingiliz'in çadırına doğru yürüdü. İngiliz çadırında yatıyordu.. Çavuş çadırın önünde duran iki askere selam vererek çadırın içine girdi. 

Çavuş '' Komutanım öncü birlikle irtibatı kaybettik ''
İngiliz '' Nasıl yani ? ''
Çavuş '' Bir anda bağlantı kesildi ve haber alamıyoruz ''
İngiliz '' Hiç birinden mi ? ''
Çavuş '' Hiç birinden komutanım ''
İngiliz '' Bağırma silah sesi hiç bir şey  ? ''
Çavuş '' Hiç bir şey komutanım ''
İngiliz '' Güneşin doğmasına bir saat var ''
'' Hazırlıklarını yap. ''
'' Harekete geçiyoruz ''
Çavuş '' Emredersiniz ''

İngiliz düşünceli bir şekilde çadırından dışarıya çıktı. Güler yüzü ile bilinen ingiliz çok düşünceliydi. Çadırdan çıkarken aldığı birayı açtı. Birayı bir dikişte içti ve yere attı. Çavuş koşarak yanına geldi.

İngiliz '' Eğer askerlerimin kılına dahi zarar geldiyse o ateş'i cehenneme yollarım çavuş ''
'' Bir ses var mı ? ''
Çavuş '' Yok komutanım ''
İngiliz '' Zindan kapının tek bir ana kapısı var ''
'' Öncü birliği gönderdiğimiz gibi arka kapıdan değil ön kapıdan gireceğiz. ''
'' Tank ve roket atarları hazırla. ''
'' Onları koruyacak askerleri iyi seç ''
'' Hata istemiyorum ''
'' Gerekirse yıkacağız Zindan Kapıyı ''
Çavuş '' Emredersiniz komutanım ''

İngiliz ve askerleri güneşin doğuşu ile birlikte Zindan Kapının ana kapısına dayanmışlardı. Giriş kapısı sonuna kadar açıktı. Etrafta hiç bir hareket yoktu. En öndeki araçta ilerliyordu İngiliz. Arabayı birden durdurdu. Arkasından gelen tank ve roket atarlı ağır silahlarla donanmış araçlarda durmuştu. İngiliz aracından indi. Zindan kapıya doğru bakıyordu. İngiliz kulaklarını dikmiş gözlerini kısmıştı. İngiliz '' Ne oluyor burada çavuş '' diye bağırdı. Çavuş koşarak geldi ve dürbünü uzattı. İngiliz dürbünü aldığı gibi Zindan kapının içerisine doğru baktı. Sabah'ın ayazından oluşan sis görüşü azaltsa da hiç bir hayat belirtisi yoktu. Terk edilmiş gibiydi Zindan Kapı.
İngiliz bu görüntüye çok şaşırmıştı. Ağır ağır adımlarla yürümeye devam etti. Bütün orduda temkinli bir şekilde onu takip ediyordu. Ordusunun başında ilerlemeye devam ediyordu. Parmağı silahının tetiğindeydi. Yavaşça zindan kapıdan içeriye girdi.

Yoğun sis görüşünü engelliyordu.

Yerde yatan adamları sonunda görmüştü..

İngiliz '' Ama bunlar .. ''

Kendi adamlarından başkası değildi hepsi yerde yatıyordu. Çavuş bir tanesinin yanına gitti ve şah damarına dokundu. Kalbi atıyordu. '' Yaşıyorlar '' diye bağırdı.. İngiliz yerde yatan adamlarının arasından ağır ağır binaya doğru yürüyordu. İngiliz bir şeylerden şüphelenmişti. Adamlarını bayıltan şey neydi ? Uyku bombası mı ? kullanılmıştı yoksa. Çavuş '' Komutanım ne yapalım '' diye sordu.. İngiliz '' Adamları bırakın ve benimle kalın. İlerliyoruz '' dedi ve ilerlemeye devam etti.

İngiliz'in adamlarıda bayılan askerlerin arasından temkinli bir şekilde yürümeye devam ettiler. O Sırada yerde yatan askerlerden biri uyandı ve hemen önünden geçen askerin bacağını yakaladığı gibi ısırdı. Askerin eli tetikteydi. Canı yandığı için birden tetiğe dokundu ve önünde yürüyen bir kaç askeri vurdu. İngiliz '' Ne oluyor amına koyayım '' diyerek hızlı adımlarla baygın adamların yanından geçti ve kendini hemen sakladı. Çavuş ise hemen yanına geldi. Yerdeki askerlerin hepsi zombiye dönüşmüştü. Ayaktaki adamlar ne olup bittiğini anlamadan kaçamadan zombiler tarafından ısırılıyordu. İngiliz '' Çavuş'una baktı ''  Lan hani nefes alıyordu bunlar !! !! '' diye bağırdı.
 Ateş'in oyunuydu bu.. Ateş yerde yatan adamlara ne yaptıysa zombiye cevirmişti. 

Zombilerin ısırdıklarıda on saniye içinde zombiye dönüyordu. Askerler ne olduğunu bile anlamadan zombiye dönmüşlerdi. İngiliz ve Çavuştan başkası kalmamıştı..

Çavuş '' Ne yapacağız komutanım ''
İngiliz '' Ne yapacağız amına koyayım kaçacağız ''

İngiliz siper aldığı yerden çıktı ve koşmaya başladı büyük merdivenlere doğru. Onu fark eden zombilerde ingiliz ve çavuş'un peşinden koşuyorlardı. İngiliz iki silah'ı ile arkasını dönüp ateş etmeye başladı. Önden koşan bir kaç zombi yere düştü. İngiliz kafalarından vurarak yere sermişti zombileri. Fakat genede zombilerin hızlı hareket etmesini engelleyemiyordu.  Merdivenlerden koşuyordu ingiliz. Fakat zombiler bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile ingiliz'in peşinden geliyorlardı. İngiliz arkasını dönüyor ve üzerine gelen kalabalık zombi grubuna ateş ediyordu. Fakat bu zombileri pek yavaşlatmıyordu. Fakat ingiliz'e de zaman kazandırıyordu. Çünkü en öndeki zombileri vuruyordu İngiliz. Arkadan gelenler birazda olsa yavaşlıyor fakat genede pek bir fayda etmiyordu. Şarjörünü değiştiriyordu koşarken ingiliz. tekrar arkasını dönüyor ve ateş ediyordu. Sonunda aradaki mesafeyi birazda olsa açmıştı. Ve yukarıda olmanında avantajını kullanarak sırtında asılı olan iki yüz mermi kapasiteli full otomatik makineli tüfeğini sırtından aldı. Ateş etmeye başladı. Zombileri yere seriyordu. Silahın çıkarmış olduğu sesi umursamadan kendi askerlerini kendi yetiştirdiği adamları öldürüyordu son kez..

İngiliz zombiye dönüşmüş  olan askerlerini kurşuna diziyordu..  İngiliz'in mermileri tükenmişti. Çavuş'un daha fazla mermisi vardı. Çavuş hemen dört şarjör mermi getirdi İngiliz'e. İngiliz mermileri tüfeğe taktığı gibi ateş etmeye devam ediyordu. Artık silah'ının ucu kızarmıştı. Daha fazla ateş edemezdi tüfeği ile. Silahını okadar fazla ateşlemişti ki artık daha fazla kullanamayacağını anlamıştı. Namlu nar gibi kızarmıştı. Otomatik Tüfeği yere attı ve Çavuş'un silahını aldı. Çavuş'un silahı ile ateş etmeyi sürdürdü. İngiliz ve Çavuş'u o gün ikibin'e yakın zombiyi otomatik tüfek ile öldürmeyi başarırken tek bir yara bile almamışlardı.  
Zombiler merdivenlerde yığılmışlardı. Bir dağ olmuştu cesetler..

İngiliz '' ATEŞ SENİ OROSPU ÇOCUĞU SENİ ÖLDÜRECEĞİM ! ! ! '' diye bağırıyordu.. Bütün etraf İngiliz'in bağırması ile yankılanıyordu.. İngiliz zombilerin dünyasında her şeyini kaybetmişti.
Diğer merdivenlerden ağır ağır indi. Yavaşça avludan geçti.. Geçerken ayaklarının tamamını kaybetmiş bir askerini gördü..  İngiliz askere doğru baktı. Daha fazla öldürecek gücü kalmamıştı. '' Çavuş askeri uğurla '' diye emir verdi. Çavuş'ta bir kurşunla zombinin beynini dağıtmıştı. İngiliz askeri jeepine bindiği gibi karargaha geri dönüyordu. Bu büyük bir pusuydu çünkü. Pusuya düşmüştü. Bütün her şeyini kaybetmişti. Çavuş'ta arabaya binmek istedi. İngiliz ona sert gözler ile baktı. Çavuş arabaya binmeden kapıyı kapattı.  İngiliz çavuş'unun yanına doğru geldi ve omuzundaki çavuş rütbelerini sökerek yere attı.

İngiliz '' Komutanım nefes alıyorlarmış mış mış '' diyerek arabayı çalıştırdı ve karargaha doğru ilerlemeye başladı.

1 Saat yedi dakika Sonra .. Avrupa Yakası Adrenalin Karargahı ..

İngiliz kapıdan içeriye girdi. Askerler birden etrafını çevirdi.

Asker '' DUR !  ''
'' Ellerini görebileceğimiz şekilde öne doğru uzat '' 
'' Arabadan in ''
İngiliz bu uygulama karşısında şaşkınlığını gizleyememişti. İngiliz Ellerini uzatarak Arabadan aşağıya indi ellerini başının üzerine koydu ve diz çöktü.
Askerler ingiliz'i kelepçelediler.

İngiliz '' Ne oluyor lan burada ''
'' El mi değiştirdi karargah ''
'' Ben ingiliz ''
'' İRA nın komutanı ingiliz ''
Asker '' Kim olduğunuzu biliyoruz ''
'' Götürün ''

Askerler İngiliz'in kollarına girmiş şekilde götürüyorlardı. İngiliz bir diğer şoku ona bu emri veren konsey üyelerinin olayı seyrederken gördüğünde yaşıyordu, tam o sırada '' Durun '' diye bir ses geldi.. Ölüm Meleği'nden başkası değildi bu.. Askerler birden durdular. Ölüm Meleği yürüyerek İngiliz'e doğru geldi.

Ölüm Meleği '' Ne oldu anlat ''
İngiliz ''  Komutanım. Ben İRA 'nın komutanı İngiliz ''
'' Emir ve görüşlerinize hazırım komutanım ''
Ölüm Meleği '' Ne oldu anlat ingiliz ''
İngiliz '' Komutanım konsey üyelerinden emir aldım. ''
'' Ateş'in anadolu yakasındaki karargahı Zindan Kapı'yı ele geçirmek için ''
'' Askerlerimi ikiye böldüm. Birincisini önden gönderdim ''
'' İkincisini de bıraktım ''
'' Sonra öncü birliğim ile bağlantı kesilince oraya doğru geri kalan askerlerimle intikal ettim ''
'' Öncü birliğim yerde yatıyordu. Çavuş'un nefes aldıklarını söyledi ''
'' Sonra birden zombiye dönüştü öncü birliğim ''
'' Sonrasında da buradayım işte ''
Ölüm Meleği '' Anlıyorum ''
'' İkibine yakın askerini kaybettin yani ? ''
İngiliz '' Evet komutanım. ''
'' Sanki Ateş daha önce geleceğimi biliyordu ''
Ölüm Meleği '' Ateş ve askerlerinden bir iz var mı ? ''
İngiliz '' Yok komutanım. Kimseyi görmedim ''
Ölüm Meleği '' Çözün ellerini ''
'' İngiliz bundan sonra benim askerlerimin arasındadır. ''
Konsey Üyesi 17 '' İçimizde bir hain var ''
'' Beyefendi'ye ve DxN'e muhbirlik yapıyor ''
'' Oda İngiliz''
'' Başkası değil '' 
Ölüm Meleği '' Saçma sapan konuşma lan ''
'' Ateş'in ne işi olur Beyefendi ile. Ne işi olur DxN ile ''
Ağa Bey '' Ölüm Meleği isterseniz özel görüşelim ''
Ölüm Meleği '' Olur ''
'' Sansar ''
Sansar '' Emredin Komutanım ''
Ölüm Meleği '' İngiliz bundan sonra benim onbaşım ''
'' Gerekli bilgileri yükle. Bundan sonra kalacağı yeri göster ''
Sansar '' Emredersiniz komutanım ''
'' İngiliz hazır mısın ? ''
İngiliz '' Hazırım Komutanım ''
Sansar '' Gidelim ''

Ölüm Meleği ise Ağa Bey ve Konsey üyeleri ile toplantıya gidiyordu..

Ağa Bey '' On dakika önce uydu görüşmeleri geldi Ölüm Meleği ''
Ölüm Meleği '' Nedir bunlar ''
Ağa Bey '' Ateş ve Beyefendi arasında ''
'' Dün yapılmış ''
'' Yüksek sesle okurmusun ''
Konsey Üyesi 3 '' Emredersiniz ''

Beyefendi '' Ölüm Meleği seni ortadan kaldırmak istiyor Ateş. Çünkü komutanlığın sonraki adayı sensin. Eğer sen olmazsan Ölüm Meleği tek başına kalacak ve Türk Konseyi ona mecbur kalacak ''
'' O yüzden İRA 'nın komutanı İngiliz ve birliği senin üstüne gelecek ''
'' Bir kaç saate yola çıkacaklar. ''
'' Sana ekibimi yolluyorum ''
'' Ateş bizlemisin değil misin ? ''
Ateş '' Abim böyle bir şey yapmaz. Asla izin vermez ''
'' Benim ölmeme , bölüğümün yıkılmasına asla izin vermez. ''
'' Asla yeğeni ve kardeşi ve yengesini riske atmaz. ''
Beyefendi '' Keşke haklı olsan Ateş ''
'' Sana görüntü gönderiyorum ''
'' izle ve bana kararını bildir ''
'' Ona göre seni oradan çıkartacak ekibi göndereceğim ''
Ateş '' Bekliyorum ''


Konsey üyesi 3 '' IRA komutanının askeri ile konuşmasını ve hareket etmesi görüntüleri var bu videoda '' İzlersiniz sonra. IRA Komutanı İngiliz açık bir şekilde Yüce Türk Konsey'inin kararı ile Komutanımız Ölüm Meleği'nin kardeşinin elinden zindan kapıyı almaya gidiyoruz diyor.


Yarım saat sonraki ikinci görüşme .

Ateş '' Beyefendi Ekibiniz kaç saat sonra burada olur ? ''
Beyefendi '' Bir saat sonra orada ''
'' Görüşürüz ''
'' Bu arada telefonu kapatmadan bir mesaj göndereceğim birisine. ''
Ateş '' Kapatmıyorum ''
Beyefendi '' Telefon konuşmaları bir kaç saat sonra Ağa Bey'in eline geçer ''
'' Ağa Bey yaktığın ateşi söndürecek olan Ateş bende ''

Ölüm Meleği '' Lanet olsun ''
'' Nasıl benden habersiz saldırırsınız kardeşime ? ''
'' Ağa Bey '' Size bekleyin demedim mi ben ! ''
'' Binlerce insan ölür demedim mi ? ''
'' Siz nasıl olurda beni dinlemezsiniz ''
Konsey Üyesi 17 '' Ölüm Meleği kardeşin bir hain bunu kabullensen iyi olur ''
Ölüm Meleği '' Sen kimsin ki bana ismimle hitap ediyorsun. ''
'' Bana komutanım diyeceksin !''
'' Asıl hainlik ne biliyor musun ? ''
'' Senin yaptığın ''
Konsey Üyesi 17 '' Sen ne demek istiyorsun ! ''
'' Sen beni neyle suçluyorsun ! '' ( Bağırıyor )
Ölüm Meleği '' Bu olayı iyi kullanan Beyefendi.'' 
''Sizin aptallığınızdan faydalandı. İçinizde de bir hain olduğu doğru fakat bu hain İngiliz değil.''
''İkibine yakın eli silah tutan askeri ile sizin emrini uygulamak için harekete geçti. ''
'' Onları boşu boşuna neden feda etsin ''
'' Hadi feda etti diyelim. Buraya neden gelsin ''
'' Siz geri zekalısınız ! ! ''
Konsey Üyesi 17 '' Seni bu göreve getirenlere hakaret edemezsin ''
'' Kimsin lan sen ''
Ölüm Meleği birden oturduğu yerden kalktı ve konsey üyesi 17 nin boynunu kırıverdi. Ağa Bey ve diğer üyeler donup kaldılar..  Ölüm Meleği kızgın bir şekilde Ağa Bey'e doğru baktı.
Ölüm Meleği '' Ben size demedim mi ? Kardeşime saldıracak insan bana saldırır diye Ağa Bey ''
'' Hadi bana inanmadınız. Geçmişimden demi hiç ders almadınız. Kardeşimi bulacağım ve bu yanlıştan geri döndüreceğim. Aramızda yanlış anlaşma olduğu kesin ''  
'' bundan sonra her tarafa haber geçin benim adım Ölüm ! ! ''  

Ölüm Meleği odadan çıktığı gibi aracına bindi ve Zindan Kapıya doğru gitti. Zindan kapıya geldiğinde heryer kan revandı.. İlerledi. Zombilerin arasından geçti ve kontrol odasına gitti. Kontrol odasından videolara baktı.

Bir gün önce ..

Ateş '' Abim bana saldırı düzenlemez Berna. ''
Berna '' Kesinlikle haklısın ''
'' Abin böyle biri değil ''
'' Seni korur kollar o ''
Ateş '' Beyefendi'nin ekibine teşekkür edeceğim ve geri göndereceğim ''
Berna '' En doğrusuda bu ''

Cabbar '' Komutanım. Beklediğiniz misafirler geldi ''
Ateş '' İçeriye al. ''
'' Berna sen oğlumla kal ''
'' Ne olursa olsun içeriden çıkma. ''
'' Ve eğerki bir sorun olursa gizli geçitten çıkın ''
Berna '' Ama Ateş .. ''
Ateş '' Cabbar Berna Hanım'ı güvenli yere götür ''
Cabbar '' Emredersiniz komutanım ''

Cabbar güvenli yere götürdükten sonra misafirleri aldı içeriye.
Argo '' Buraya savaşmaya gelmedim ''
'' Önce şu görüntüleri izlemeni istiyorum ''

İlk Konsey görüntülerini montajlamıştı Beyefendi ve Ekibi.

Ölüm Meleği '' Kardeşime IRA'yı gönderiyorum ''
'' Ben öldüremem kardeşimi ama bir başkası yapabilir ''
'' Vatan Hainliğinin sonu ölümdür ''

Ateş '' İnanmıyorum.. ''
'' Abi.. ''

Argo '' Dışarıda ekip seni bekliyor ''
'' Askerlerinle birlikte yeni yere geçiyorsunuz ''
'' Biz ise gelen IRA'nın icabına bakarak sahibine iade ediyoruz ''
'' Siz karışmayın ''
'' Beyefendi'de yeni yerinizde sizi bekliyor olacak ''

Ölüm odadan çıkıyordu.. Arabasına bindi..  Telsiz ile Ağa Bey'e bağlandı. '' Zindan kapı temiz. Gelip temizleyin ve oraya yerleşin '' dediği gibi telsizi kapattı. Arabanın gaz pedalına bastığı gibi son sürat hızla geriye doğru dönüyordu..

Hala Anlamadın mı ? Ölüm.. Kıyamet Zombilerin Gelmesi Değil !! Kıyamet Zombiler Tarafından ısırılarak ve parçalanarak Ölmendir..  Ondan Daha da kötüsü bu dünyadaki cehennem Zombiye Dönmendir..

Beyefendi '' Hoş geldin Ateş ''
'' Buradan Türkiye'yi çok daha iyi yöneteceksin. ''
'' Geçmişteki kavgaları bir kenara bırakalım. ''
'' Geçmiş geçmişte kaldı ''
'' Ayrıca Nilay ve Ares'te bize katılıyor ''
'' Üçünüz güzel bir ekip olacaksınız ''
'' Sana Kenan gibide bir hediyem var ''
'' Kenan yaşıyor ve edirne de. ''
'' Ne zaman istiyorsan tepesine binebilirsin ''
'' Bütün ganimette senin ''
Ateş '' Siz nasıl uygun görürseniz efendim ''

1 yorum:

  1. Bu seferde çok güzel yazmışsın.Ellerine sağlık fakat biraz kısa mı olmuş ne ?
    :D

    YanıtlaSil