uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

18 Mart 2015 Çarşamba

71. Bölüm Gönülsüz Köpek

Ceyhun Çağıl bir sitede oturuyordu. Duvarları yeterince kalın ve yüksekti. Kaosa evde yakalanmışlardı. 3 Metreye ulaşan sitenin güvenlik duvarı zombileri onlardan uzak tutmaya yetiyordu. Ceyhun'un babası Site yönetimindeydi. Zombilerin geleceğini ön gören site yönetimi tedbir amaçlı erzak stoğu yapmış kapıları güçlendirmişti. Kalabalık bir site olduğu için erzaktan yana sıkıntıları yoktu. Para toplayarak silah ve cephane bile almışlardı kendilerine.
Mağaza ve Eczaneler ile doluydu. Sitenin içi zaten.

Beklendiği gibi zombiler istanbula girdiği haberleri yayılmaya başlandı. O sırada Site yönetimide kendi önlemlerini aldılar. Dış dünyada neler olup bittiğinden habersiz tabiri caiz ise kaplumbağa gibi kabuklarına çekildiler.
Gerekmedikçe sokağa bile çıkmıyorlardı..
Sadece telefon ve apartman içi toplantılar oluyordu.
Geçen helikopterlerin onları fark etmesini bile istemiyorlardı.
Duvarların üstüne jilet tellerden bile çekmişlerdi. Yaklaşık boyu iki metreydi. istemedikleri zaman dışarıdan hiç kimse içeriye giremezdi. ve kimsede çıkamazdı.

Aylar bu şekilde geldi ve geçti. Ceyhun antrenmanlarını eksiksiz yapıyordu. Ceyhun'un arkadaşları Ertuğrul Osman ve Damla sitedeki en iyi arkadaşlarıydı.

Ertuğrul '' Burada sıkışıp kaldık. Canım sıkılıyor ''
Ceyhun '' Sende benim gibi eğitim yap ''
Ertuğrul '' Benim eğitimim tam ''
Osman '' Kesin tamdır , Bütün gün bilgisayar oyunundan başka hiç bir şey yapmıyorsun ''
Damla '' Babam söyledi. Yakında bir keşif ekibi oluşacakmış , Erzaklar bitmiş ''
Ceyhun '' Siz benim neden çalıştığımı sanıyorsunuz. İşte bugün için. Macera için. Savaşmak için ''
Ertuğrul '' Zombiler ile savaşmak için antrenman yapmaya gerek yok ''
Ceyhun '' Sende haklısın ''

Bir Hafta sonra Site yönetimi toplantısı .

Başkan '' Erzaklarımız hızla tükeniyor, Buna bir çözüm bulmalıyız benim tavsiyem bundan sonra iyi yemek yapanlar ile toplu bir yemek tüketimidir ''
Apartman Sakini 1 '' Doğru diyorsunuz ama bu seferde israf çok olacak , Toplu yemeklerde biliyorsunuz ki israf çok olacak ''
Apartman Sakini 2 '' Öyle yapacağımıza herkese eşit miktarda aile bireyine göre erzak verelim. Bir ay boyunca başka hiç bir şey vermeyelim. Herkes idare etsin ''
Apartman Sakini 3 '' Bencede ; En güzeli bu. Ve depoyu da belirleyecek bir ekip kontrol etsin ''
Başkan '' Mantıklı .. Kabul edenler ? ''
'' Kabul edilmiştir. ''
Başkan '' İkinci konumuza geçiyorum. ''
'' Arkadaşlar hepimizde bildiği gibi bir keşif grubu kurmalıyız ''
'' Erzağımız bitiyor. Erzak aramaya çıkacak kabiliyetli gençlere ihtiyacımız var ''
'' Etrafı iyice taramalı ''
'' Ayrıca askeri birlik ve polis istasyonundan belki silahlar bulabiliriz ''
'' Askeri araçlarda olabilir ''
'' Sizler ne dersiniz ? ''
Apartman Sakini 5 '' Bu keşif grubunu kimlerden ve nasıl seçeceğiz ? ''
Apartman Sakini 6 '' Dışarıya çıkmak istemeyen bir insanı bu keşif gurubuna dahil etmemiz mantıklı mı ? ''
Apartman sakinleri '' Kesinlikle. Aramızda dışarıya çıkmayanlarda olabilir ''

Apartman sakinleri kendi aralarında tartışmaya başlamışlardı. Toplantı amacından çıkmış ve kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı. Büyük bir uğultu kopuyordu.

Başkan '' Lütfen sakin olun arkadaşlar ''
'' Lütfen ''
'' Herkes bir sussun ve beni dinlesin ''

Başkan'ın bu lafından sonra salonda büyük bir sessizlik hakim oldu.

Başkan '' Hepinizin korktuğunu biliyorum. Ailenizi riske atmak istemeyeceğinizi de anlıyorum ''
'' Bu iş için kendi oğlum ''
'' Ceyhun'u çağırıyorum ''
'' Ekibi yönlendirecek kişi Ceyhun'dur.. Yanına katılmak isteyen katılır. Katılmaz ise kendi gider ve her türlü bize bakacaktır ''

Kalabalığın meraklı gözleri ile Ceyhun birden Babasının yanına doğru yürüdü.

Ceyhun '' Merhaba. Hepiniz beni tanırsınız. Beni bilirsiniz. ''
'' Gelmek isteyen gönüllü olan kişiler ile çalışacağım. Gönlü olmayan zaten gelmesin ''
'' Gönülsüz köpek sürüye kurt salarmış ''
'' Bu işte gönüllü olanlar beni nerede bulacağını biliyorlar ''
'' Hadi iyi akşamlar ''

Ceyhun'un bu çıkışı ile birlikte bütün salon suskunluğa hakim olmuştu. Başkan tekrardan mikrofonu eline aldı ve..

Başkan '' Görüyorsunuz. Oğlumu ortaya koyuyorum ''
'' Benden daha ne gibi fedakarlık bekliyorsunuz ''


Başkan bu sözlerden sonra salondan ayrılmıştı.

Yarım saat sonra :

Ceyhun ve Babası evde ..

Ceyhun'un Babası : '' Eminmisin oğlum böyle bir görevi kabul etmeye. sırf benim oğlumsun diye böyle bir görevi kabul etmeni kabul edemem ''


Ceyhun '' Olsun baba. Birisinin bu görevi kabul etmesi gerekli. Ben kendimi hazır hissediyorum ''
'' Hiç bir şey olmaz bana ''
'' Beraber seninle poligonlarda çok ateş ettik , kendimi korurum ve riske atmam ''
'' Önce şu polis karakoluna gidip bakayım. İşimize yarayacak silah ve mühimmat var mı ''
'' Sonrada askeri birliğe gideceğim ''
'' Haritada sana güzergahımı da söyleyeyim. Eğer 12 saat içinde gelmezsem bir ekip yollarsın ''

Ceyhun'un Babası '' Yalnız mı gideceksin ? ''

Ceyhun '' Evet yalnız gideceğim. Hem kimseyi riske atmamış olurum. Hemde başkalarını korumak ile kendimi tehlikeye atmamış olurum ''
'' Hızlı çevik ve güçlüyüm ''
'' Son üç aydır hızımı iyice arttırdım ''

Ceyhun'un Babası '' Tamam iyice düşün. Güzel de bir plan yapalım. Sonra git o zaman. Fikrin değişmeyecek ''

Ceyhun '' Değişmeyecek ''


2 Gün sonra.. Kimse başvurmak için gelmemişti.

Ertuğrul '' Yalnız başına gitmene gönlüm razı değil seninle bende geliyorum ''
Ceyhun '' Ben tek bir gideyim. Bir dahaki sefere beraber gideriz ''
Osman '' Olmaz öyle şey , anca beraber kanca beraber ''
Damla '' Bizde geliyoruz ''
Ceyhun '' Dışarıda ne var bilmiyoruz. Bİzi ne bekliyor onuda bilmiyoruz Lütfen arkadaşlar ben gideyim sonra söz veriyorum beraber gideriz ''
Osman '' Bizde geliyoruz ''
Damla '' Aynen ''
Ertuğrul '' Bizde seninleyiz ''
Ceyhun '' Sizi tehlikeye atamam ''
Damla '' O zaman sende gitme ''
Ceyhun '' Buradaki insanlara yiyecek ve içecek lazım kim temin edecek bunları ''
Damla '' Tek başına sen nasıl yapacaksın bunu ? ''
Ceyhun '' Ben keşif için gidiyorum arkadaşlar sadece bakıp geleceğim. Tehlikeli bir iş yok ''
Ertuğrul '' O zaman bizde senleyiz ''
Ceyhun '' Tamam Yarın sabah 9 da burada buluşalım. Saat 10 da hareket edeceğiz ''
'' Gidin ve hazırlanın ''

Ertesi gün sabah 05.00 saat çaldı ve Ceyhun yatağından kalktı. Bütün gece zaten doğru düzgün uyuyamamıştı. Saat onu uyandırmadı. Sadece bir uyarı verdi. Vakit geldi diye. Bir şeyler atıştırdı. Sonra ise Babasını uyandırdı. Babası Ceyhun'un gözlerine baktığında Ceyhun'un gözleri Babasına sadece tek bir şeyi anlatıyordu '' vakit tamam  '' Ceyhun son kez belkide uyuyan kardeşlerine sarıldı.

Ceyhun ve Babası arabaya indiler. Babası '' Benzini doldurdum. Depoda da yedek benzin var. İki tanede silah. Bir tanede otomatik tüfek. Belki ihtiyacın olur '' dedi.

Ceyhun ve Babası birbirlerine sarıldılar.  Babası kapıdaki görevlilere kapıyı açmalarını söyledi ve Ceyhun siteden çıkarak Onlara 30 kilometre uzaklıktaki karakola dolu gidiyordu..

Ceyhun arkadaşlarına yanlış saati söylemişti. Onlar bu olayı fark ettiklerinde Ceyhun çoktan polis karakoluna varmış olacaktı. Ertuğrul Osman ve Damla yı tehlikeye atamazdı. Ona belki çok kızacaklardı döndüğünde fakat belkide hiç dönemeyecekti Ceyhun..

Ceyhun yolda ilerlemeye devam ediyordu. Çok gergindi. Yollarda birbirine çarpmış arabaları , yanmış arabaları görüyordu. Zombileri görmeye başladı. Onlara tiksinerek baktı. Sabahın erken saati. Hafiften yağmur çiseliyor. Bir yandan ise hava soğuk. Arabanın kliması çalışmıyor. Camlar buğu yapmaya başladı çoktan. Camları hafif araladı Ceyhun. Bu seferde soğuk hava arabadan içeri giriyor. Rahat hareket etmek istediği içinde ince giyinmiş Ceyhun. Üşüyor..

Çok üşüyordu..

Polis karakolunun kapısı ağzına kadar açıktı.. Yerde kanlı iki tane silah vardı. Ceyhun arabanın içinde duruyordu. Hiç de düşündüğü gibi kolay değildi. Filmlerdekine benzemiyordu. Üşüyor ve korkuyordu. Bir cesaretle çıktı arabadan. Yerdeki silahları kontrol etti. İkiside doluydu. Temizlenmesi  gerekiyordu sadece.
Arabaya attı.
Elindeki tabancasının emniyetini açtı ve polis karakolundan içeri girdi. '' Ne yapıyorum ben '' diyordu kendi kendine. '' İçeride ne bulacağımı sanıyorum ki '' diye geçiriyordu. Ağır ağır yürüyordu karakolun içinde. Karakolun içi savaş alanı gibiydi. Her yer dağılmıştı. Duvarlarda yerlerde her yerde kan lekeleri ve insan artıkları vardı.
Ceyhun ne bir silah görebiliyordu nede yaşam formu. Ceyhun elektrikleri açmak istedi. Fakat elektriklerde kapalıydı. Cebinden çıkardığı feneri yaktı. Daha ileriye gitmek istiyordu. Zombilerin olmayışı ona cesaret getirmişti.
Bir kaç adım attığı zaman uğultuları duymaya başladı. Zombilerin yakarışlarıydı bunlar.. Ceyhun bir adım daha attı temkinli bir şekilde. Bir iki tane ise halledebileceğini düşünüyordu.
Bekliyordu. Silahını boş koridora uzatmıştı. Bekliyordu. Elleri titriyordu heyecandan.
Zombiler karanlıktan gelmeye başladılar.
Ceyhun hiç düşünmeden ateş etmeye başladı.
İlk defa canlı bir hedefe ateş ediyordu.
Ateş etti Ceyhun. Fakat isabet ettiremedi.
İkinci kez tetiğe dokundu. Fakat bu seferde öndeki zombinin omuzuna geldi.
Üçüncü kez tetiğe dokundu bu sefer gene karavana..
Dört
Beş
Yavaşça arkasına doğru adım atmaya başlamıştı. Zombiler yaklaşıyordu çünkü. Bir kaç adım attı gerisin geriye. Bir el daha ateş etti. Fakat gene vuramamıştı. Arkasını döndü oradan çıkmak için fakat silah seslerine ve arabanın sesini duyan zombiler karakolun kapısından çoktan girmeye başlamışlardı. Ceyhun köşeye sıkışmıştı. İki taraftan da zombiler geliyordu. Zombiler kalabalıktı.
Tam sağ tarafında duran kapıdan içeriye girdi ve kapıyı kapattı Ceyhun. Yeşil bir kapıydı.Ceyhun hemen orada duran dosya dolabını kapının arkasına çekti. Boncuk boncuk terlemişti.
Zombiler ise kapıya çoktan ulaşmışlar ve kapıya elleri ile vuruyorlardı. içlerinde kalan belkide son insani İç güdüyle.
Soğuk soğuk terliyordu Ceyhun. Ayağa kalktı ve camdan atlayabileceğini düşündü.  Yavaşça cama doğru yürüdü Pencereyi açtı. Oradan atladı. Koşarak arabanın içine girdi. Derin bir nefes aldı. Terini sildi. Zor bir yarım saat geçirdi. Arabayı direk sürdü..

Sakinleşmeye çalışıyordu fakat sakinleşemiyordu. Elleri titriyordu. Sakinleşemiyordu.. Hiç düşündüğü gibi gitmiyordu. Korkuyordu.
Sonunda bir AVM ye geldi. AVM de kimsecikler yoktu ve kolaylıkla içeriye girilebilirdi. Fakat genede temkinli olabilmek için girmedi. Tek başına bu işleri yapamayacağını anlamıştı.
Eve dönmeye karar verdi iyice AVM yi gözlemledikten sonra.
Buradaki kıyafetler ve yemekler uzun bir süre yetebilirdi.
İyice araştırdıktan sonra geriye döndü.

Ceyhun Önce durumu babası ile paylaştı. Sonra ise herkese söyledi. Bir ekip oluşturuldu. Üç araba ile AVM 'ye giderek AVM de işe yarayan herşeyi oraya gelmiş sevkiyat tırlarına koyarak evlerine götürdüler. Oradan ise başka bir depoyu daha soydular.

Soymaya alışmışlardı. Zombilere karşı verdikleri savaşta bazen kayıplar yaşasalar da genede devam ediyorlardı..

Bir akşam üstü Osman'ın odası..

Osman '' Ceyhun ; Bir sinyal aldım. Şifreli bir sinyaldi. Onu çözmek zaman aldı. Fakat sonunda çözdüm. Askeri telsizi dinlemeye başladık. Bir kaç bir şey bulduk ''
Ceyhun '' Ne gibi ''
Osman '' Elektrik ve güç kesintileri olacakmış, Uydu düşmüş ''
'' Ölüm adası gibi bir yerden gelenlerden bahsediyorlardı orada dinleniyoruz dediler ve görüşme kesildi ''
'' Çok önemli birileri geliyormuş ''
'' Kızıl Yıldız diye askeri birlik bunları bekliyormuş ''
Ceyhun '' sizde duydunuz mu ? ''
Damla '' Duyduk tabi ''
Ertuğrul '' Duymazmıyız ''
'' Kaydetmedin mi ? Osman sen bunu ? ''
Osman '' Dur bekle sende dinle ''
Ceyhun '' Bekliyorum ''

Osman bilgisayarından bir kaç işlem yaptı ve bilgisayarının sesini açtı.

Asker 1 '' Uydumuz düştü. Tekrar ediyorum uydumuz düştü ''
Sansar '' Düştü mü düşürüldü mü ? ''
Asker 1 '' Düştü efendim. Güç kesintisi oldu ''
Sansar '' Elektrikler kesileceği söylendi, Dünya eskiye dönüyor ''

Konuşma 2

Asit '' Komutanım. Ölüm Adasından geliyorlar ''
Ölüm Meleği  '' Kim bunlar öğrenebildin mi ? ''
Asit  '' Muhbirimizden aldığımız bilgiye göre öğrenememiş. Fakat kara yolu ile edirneye doğru geliyorlarmış ''
'' Komutanım Kızıl Yıldız Askeri birliği bunları Edirnede bekliyor ''
'' Pusuya yattılar ''
Ölüm Meleği '' Anladım ''
Asit '' Komutanım. Nilay'ın yerini bulduk. Antalya olimposta ''
Ölüm Meleği '' Asit birlik hazırlansın yarın yola çıkıyoruz ''
Asit '' Komutanım dinlenme tespiti ettik , Kırmızı hat ''

Yoğun bir cızırtı sesi duyuldu..

Ceyhun '' Oğlum bunlar ne  ? Ne bunlar ?  Ne diyor bunlar ? ''
Osman '' Bilmiyorum . Ama bir tuhaflık söz konusu ''
Damla '' Bu nedir helikopter sesi mi ? ''
Ertuğrul '' Bu sesler de ne ''
Ceyhun '' Osman seni tespit mi ettiler bunlar ? ''
Osman '' Kahretsin ''

Ceyhun ve arkadaşları dışarıya çıktılar.. Dışarıda İRA komutanı vardı.

İRA komutanı..

'' Kapıları açın ve teslim olun '' diye bağırdı.

Ceyhun ile babası göz göze geldi.

İra Komutanı

'' Kapıları açın . Zorla bir şey yapmak istemiyoruz , Kimseye zarar gelmesine gerek yok ''

'' Türkiye Devleti Ordusuna Karşı gelmeyin ''

'' TESLİM OLUN ''

Babası kapıyı açın talimatı verdiği anda . Kapıdan içeriye kar maskeli askerler çoktan girmişlerdi. Herkesi yerlere yatırdılar.

İRA Komutanı '' Bizi dinleyen kim ''
'' Kim dinliyor bizi ''

Ceyhun ile Osman birbirlerine baktılar.

Ceyhun '' Ben dinledim '' diyerek bağırdı..

İRA komutanı askerlerine Alın bunu dedi. Osman bende dinledim diyerek atıldı. Bunuda alın dedi. Ertuğrul ve Damla '' bizde dinledik '' dediler.. Onlarıda aldılar..

İRA Komutanı '' Önemli güvenlik bilgilere ulaşmış sizin evlatlarınız ''
'' İstihbarat için onları almak zorundayız ya zorla ya güzellikle ''
'' Basit bir dinleme olayı ise güvenliğimizi nasıl kırdıklarını öğrenmek zorundayız ''
'' Bize telefondan 112 'yi aradıktan sonra 258 yıldız 951 kare ye basarak ulaşabilirsiniz ''
'' Bir şey çıkmazsa evlatlarınızı geri getirir bırakırız ''
'' Burada yaşamakta zorlanıyorsanız ileride bize ait bir askeri kamp var. oraya intikalinizi sağlayabiliriz ''
'' Profesyonel bir koruma isterseniz kapımız açık ''
'' Şimdi gidiyoruz ''

Ceyhun'un babası '' Evlatlarımızın başına bir şey gelmeyecek değil mi ? ''
İRA '' Dediğim gibi gelmeyecek ''


Ceyhun Ertuğrul Osman ve Damla yıda yanlarına alarak IRA komutanı oradan uzaklaşırken. Diğerleri ise Askeri birliğe sığınıp sığınmamanın planlarını yapıyorlardı. Bir hafta sonra Ceyhun ve arkadaşları geri dönerken. İRA komutanı onları koruması için bir Adrenalin birliğini oraya göndermişti.


Zombilerin Dünyası adına Ceyhun Çağıl ve arkadaşları Ertuğrul Osman ve Damla  'ya teşekkür ederiz..

2 yorum: