uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

3 Mart 2012 Cumartesi

14. Bölüm Hiç Kimse Sağ Kurtulamaz

Kalabalık hala susuyordu.
Peki dedi Ölüm Meleği Ateş Tuncay gidelim. Bunları da bırakalım. Zombileri savurursak savururuz savuramazsak buradan basar gideriz bunları savunacak değilim.
Orta yaşlardaki bir polis memuru : Sizinle gelirdim fakat ailem var.
Ateş : Ne güzel bahane . 
Ölüm Meleği : Onlar buraya geldiklerinde ailen diye bir şey kalmayacak seni geri zekalı !
Yaşlı bir adam söze girdi .
Yaşlı Adam : Ben ateş edemem fakat araba kullanabilirim işinize yarayacaksam ben varım dedi.
Orta yaşlardaki polis memuru : Ölüm Meleği senin bu karakterin yüzünden; hiç kimse sana güvenmiyor ve o yüzden gelmiyor !
Ölüm Meleği : Karakterimi ve tavırlarımı birbirine karıştırmayın. Karakterim kim olduğumla ilgilidir.  Tavrım ise sizin kim olduğunuzla ilgilidir. Size olan tavrım budur. Hayatta kalmanızın sebebi de sadece korkaklıktan başka bir şey değildir. Korkaklara tavrım ise budur. Amca sen bizimle geliyorsun harika.
Üniversite öğrecileride bizde varız dediler. Polis memurları da bizde varız dediler. Gardiyanlarda bizde geliyoruz dediler. Toplamda 20 kişi gönüllü olmuştu. 
Kantinde toplandılar. Ölüm Meleği : Asit Fazla vaktimiz yok plan nedir diye sordu.
Asit : Zombiler güneyden bize doğru yaklaşıyorlar. Doğu tarafımız ormanlık. Fakat ormanlığın içinde arabaların sığacağı patika bir yol var. Pek sık ağaçlar yok. Geri çekilip ateş etmek için gerekli vaktin olabilecek bir yer. Doğu taraftaki ormanlığa ulaştığımız zaman. Zombiler yaklaşık buradan 2,5-3 kilometre arasında bir mesafede olacaklar. Zombilerin olduğu konumun 200 metre önünde savaşacak kişiler arabalardan inecekler. Araç şoförleri arabaları patika yollara çekecekler. Ondan sonra savaşacaklarımız ise zombileri beklemeye başlayacaklar ormanın içinde. Zombiler gözüktüğünde yaylım ateşi başlayacak. Yaklaşık zombiler le aramız 20 Metre olacak. Bu mesafeyi korumaya çalışın. Önde bize doğru gelmeye başlayan Zombiler 10 Metre mesafeye geldiğinde geri çekilmeye başlayacağız. Yaklaşık 1200 metre kadar geride patika yolda arabalar bizi bekliyor olacaklar. Arabaların içine bindiğimizde gene silahlarla zombilere ateş etmeye devam edeceğiz. Onları geldikleri yönlere doğru çekmeye başlayacağız böylelikle ormanlık alanda bazıları kaybolacak bazıları ölecek diğerleri de bizim peşimize takılacaklar böylelikle de bu pusuyu kuracağız. Herkes çok dikkatli olsun. Hepinize ufak telsizler dağıtılacak onlarla iletişime girebilirsiniz. Bazılarınızın şapkalarında kameralarda olacak burada kiler izleyebilecekler. 
Avluda toplanmak için 5 dakika silahlarınızı almak için 5 dakika toplamda 10 dakikanız var. Herkes Zombilerin kafasına hedef alsın. Alamayanlar diz kapaklarına ateş etsin ki yavaşlasınlar. 
Ölüm Meleği : Allah yardımcımız olsun beyler.
20 si erkek olan gönüllüler sevdiklerinin karşı çıkmasına rağmen bu zor görev için istemeyerek te olsa kabul ettiler.  Bayanlar dan da gönüllüler çıkmıştı fakat almadılar sayımız yeter diye. Fulya ve Dilara iyi araba kullandıkları için şoför olarak alınmışlardı sadece. Psko soldiers in bineceği iki arabayı da bayanlar kullanacaktı. 6 araçlık bir konvoy yaptılar. 6 kişi arabada kalacak. 22 kişide savaşacaktı. 
Ormanlık arana alalarında 10 ar metre mesafe olacak şekilde dağıldılar diğerleri ise arabalarda bekliyorlardı. Yaklaşık olarak cezaevinden 3 kilometre uzaklıkta ormanlık alanda pusuya yatmışlardı. Bazıların heyecandan ve korkudan elleri titriyordu.
Gözcü koşarak bağırdı geliyorlar diye.
Asit : Telsizle Herkes hazır olsun korkmayın. Ateş etmek için talimatımı bekleyin. 
Zombiler gözükmeye başlamıştı. Fakat içlerinden genç bir çocuk kendine hâkim olamayarak kaçmaya başladı zombiler bunu fark ettiler. Ormanlık alana girmeye başladılar zombiler çapraz şekilde ve düzensiz bir şekilde üzerlerine doğru geliyordu zombiler.
Ölüm Meleği  Emri mermi boş verin ateş edin demesiyle ormanda ateş sesleri başladı. Zombiler günlerdir aç oldukları için daha hızlı harekât ediyorlardı. Zombilerin geldiğini gören bir kaç kişide ateş etmeyi bırakıp kaçmaya başlamıştı. Direnç gösteremiyorlardı.
Ölüm Meleği bir kaç zombiyi vurduktan sonra bağırdı geriye doğru çekiliyoruz.
Askerler genellikle tek ateşte zombileri vuruyorlardı. Fakat siviller in oluşturduğu grup cephanelerini boşuna harcıyorlar genellikle 10-15 mermide bir zombiyi etkisiz hale getiriyorlardı. Polisler ve gardiyanlar ise Askerlerinki kadar iyi performans sergiliyorlardı.
Gardiyan Semih ateş ediyordu ateş etmeye devam etti. Geri geri çekilirken bir anda ayağı bir dal parçasına takıldı ve yere düştü. Ayağa kalktı fakat etrafını üç dört zombi sarmıştı bu sırada. Ateş etmeyi denedi silahında mermi bitmişti. Şarjörünü takmaya çalışırken heyecandan düşürdü ve o sırada zombiler saldırmaya başladılar. İlk zombi boynunu ısırdı. Gardiyan Semih korkunç bir çığlık atıyordu. Telsizle cezaevinden dinleyenler bu çığlıkla korkuları daha da artmış birbirlerine sarılıp dua ediyorlardı. 
İkinci zombi kolunu ısırmaya başladı. Üçüncü zombi ayağını ısırıyordu. Gardiyan Semih i yere yatırdılar 10 - 15 arasındaki zombi çömelmiş Gardiyan Semih i dişleri ile parçalayıp yemeye başladılar. Gardiyan Semih in her yerini ısırıyorlardı. Gardiyan Semih ten bir parça alan başından kalkıyor ve aldığı parçayı yiyordu. Gardiyan Semih in penisini bile yiyorlardı. Bir kaç dakika sonra Gardiyan Semih ten kalacak olan sadece kopmuş ve parçalanmış iskeletti olacaktı. Semih zaten çoktan ölmüştü. Artık çığlık sesi kesilmişti. Dilini bir zombi yedi. Yanaklarını yediler. Gözlerini oydular.
Üniversiteli Rıza zombilere ateş ediyordu ateş ederken de bir yandan zombilere küfürler ediyordu. O kadar heyecanlıydı ki arkasından yaklaşan zombiyi fark etmedi bile.
Zombi sırtından Rıza yı ısırmaya başladı. Rıza acıyla etrafına ateş etmeye başladı. Rıza rastgele nereye ateş ettiğini bilmeden ateş ederken bir polis memurunu ve iki sivili vurmuştu. Sonunda ısırıkların etkisiyle zombi Rıza yı yere düşürdü. Rıza yı yiyordu. Rıza bağırıyordu kurtarın beni diye. Kan kokusuna diğer zombilerde gelmeye başladılar her biri Rıza dan birer parça almak için birbirlerini eziyorlardı.
Vurulan Polis Memuru Karın boşluğundan vurulmuştu ve yere düştü bir kaç el ateş etti yerdeyken fakat kalabalık zombi sürüsü onu da ısırmaya ve yemeğe başlamıştı. Telsizlerden gelen çığlık sesleri Cezaevindekileri hüzne boğuyor oradan bir kaç akıllı ise ben onlara gitme dedim diye bir şeyler sayıklıyordu.
Vurulan iki sivilin bir tanesi baldırından vurulmuştu. Panikleyip kaçmaya başladı fakat fazla ilerleyemeden zombiler onu da yakalamış ve yemeğe başlamışlardı. Bağrışı ve haykırışı bütün ormanı inletiyordu. Ne olur yapmayın diye acıdan ve korkudan ağlıyordu. Ve bir süre sonra onunda sesi kesildi.
Diğer sivilin ise kurşun kafasını parçalamıştı. Zombiler yerde yatarken kafası parçalanmış kolay taze etti bir güzel yediler.
Çarpışmaya başlayalı en fazla 3 dakika olmuştu ve beş kişi hayatını kaybetmişti. Geriye doğru çekiliyorlardı fakat zombiler patika yol dışında etraflarını iyice sarmışlar ve çember kapanıyordu.
Ölüm Meleği nin yanına Asit geldi. Patron napacağız. Sıra olun ve benimle kalın. Sakin olun diye cevap verirken bir zombi nin kafasını dağıttı. O arada cebinden sigara çıkartıp yaktı. Beni sigara öldürsün siz değil orospu çocukları diyerek el bombası çıkartı pimini çekip uzağa doğru fırlattı. Bomba nın sarsıntısıyla herkes kendine gelmişti.
Bu sırada üniversite öğrencisi olan Ceyhun da zombiler tarafından yakalanmış parçalanıyordu. 42 yaşındaki Remzi de yakalanmıştı zombilere. Bağırıyordu. Ölüm Meleği Acısını dindirmek için tereddüt etmeden Remzi yi vurdu.
7 Kişi hayatını kaybetmiş. Ekibin kanatları tamamen çökmüş ortada sıkışmaya başlamışlardı. Asit yanlış yaptık patron kanatlara biz geçecektik dedi. Ölüm Meleği de aynen biz geçecektik fakat o lavukların kaçması bizi bitirdi. Ortadan geleceklerini düşündüğümüzden böyle oldu. Korkak orospu çocukları ne olacak.
Bu arada telsizden anons geldi. Dilara patikanın karşı tarafından zombiler geliyor diye anons geçti.
Ölüm Meleği : Allah kahretsin. Allah ım bir sürpriz yap diye bağırdı. Asit Ateş Tuncay Araçları koruyun. Mustafa Ben ve Sansar burada kalacağız.
Herkes istisnasız Ölüm Meleği nin emrine itiraz etmeden uydular. Asit Ateş Tuncay var güçleriyle 1000 metre mesafeyi koşarak geçmeye çalışıyorlardı. Arabalara bir şey olursa plan gerçekten sonuçlanmayacaktı. 
28 kişiden 6 sı arabaların başındaydı. Destek olarak 3 kişi onları korumaya gitmişti. 7 Kişi zombi saldırıları sonucu hayatını kaybetmiş 3 kişide korkarak arabaların yanına doğru kaçmıştı. Ön tarafta Ölüm Meleği , Mustafa , Sansar ile birlikte 6 kişi kalmıştı. Zombiler önlerinden sağlarından sollarından şimdide patika yolun öbür ormanlık arazisinden geliyorlardı. Korkup kaçanlardan bir tanesi yolunu kaybetmiş. Patika yolu fark etmeyerek korkudan öbür ormanlık alana girmiş. Silah seslerini duyan patika yolun arka tarafındaki köydeki zombilerde patika yola doğru hareket etmişti.
İlk kaçan Kişi Koşuyordu. O kadar çok korkmuştu ki arkasına bile bakmıyordu. Diğer ormanlık alana girdiğini fark etmedi bile. Çığlık sesleri kulağına geldiğinde içinden iyiki de kaçmışım aptallar savaşsınlar diye kendi kendine söyleniyordu kendini çok zeki sanıyordu. İkinci patika alana girdi. 2 dakika koştuktan sonra bir zombi üstüne atladı yerde yuvarlanmaya başladılar. Korkudan sesini bile çıkartamadı dili tutulmuştu çünkü. Zombi elleriyle boğazına yapıştı. Çocuk elleri ile zombiyi üstünden atmaya çalışıyordu başka bir zombi yürüyerek çocuğun yanına geldi eğildi ve çocuğun boynundan bir parça ısırık aldı. Çocuk acı içinde kıvranıyordu bağıramıyordu korkudan ve üzerindeki zombi de ısırmaya başladı çocuğu. Çocuk parçalanarak can veriyordu. Çok geçmeden diğer zombilerde başına üşüştüler çocuğun ve yemeye başladılar. Diğer kaçan iki kişi ise arabanın oradaydılar ve ağlıyorlardı. Birisi 17 yaşında bir çocuk diğeri ise 19 yaşındaydı. Gardiyan olan babalarına ne diyeceğiz diye ağlıyorlardı. O kadar çok korkmuştular ki korkudan elleri titriyordu.
Dilara üzerlerine gelen zombilerden bir kaç tanesini öldürdü. Sayıları saniyeler geçtikçe çoğalıyordu. Dilara ve Fulya başta olmak üzere 6 şoförde ateş ediyordu zombilerin üzerine. O sırada 17 yaşındaki çocuk arabanın kenarında ağlarken zombilerin hedefi oldu. Abisi zombilerden kaçarken kardeşi zombilere öğlen yemeği olmuştu. 17 Yaşındaki çocuğun etrafında 30 'a yakın zombi ondan biraz pay alabilmek için duruyordu. 17 Yaşındaki çocuk tam kaçacağı sırada bir zombi ayağını yakalamıştı. Çocuk bir anda kendini yerde buldu yüz üstü düşmüştü. Bunu fırsat bilen zombi çocuğun üstüne doğru çıktı ve çocuğun boynunu ısırdı. O ısırdığı andan itibaren diğer zombiler çocuğun başına üşüştüler. Çocuk yapmayın abi diye yalvarıyordu. Artık her şey için çok geçti. Bir kaç dakika sonra çocuktan geriye bir kaç parça elbise ve kemik parçasından başka hiç bir şey kalmayacaktı. 
Zombiler arabaya yaslanmış olan şoför görevindeki yaşlı adamı ısırmaya başladılar o sırada yaşlı adam bağırıyor küfürler ediyordu. İlk parçayı alan zombi yaşlı adamın parmaklarını ısırmıştı. Yaşlı adam silahını zombilere doğrultu. Zombiler üstüne doğru gelmeye devam ediyorlardı. Yaşlı adam hiçbir yere kaçamadı ve ateş ediyordu. Önden gelen bir kaç zombiyi yavaşlatmıştı sadece. Yaklaşan bir zombi yaşlı adamın boynuna doğru hamle yaptı o sırada yaşlı adamın silahı düştü. Yaşlı adam zombinin ısırığını engellemek için elleri ile yüzünü ittirmeye çalışıyordu zombinin. Zombi ise yaşlı adamın parmaklarını ısırdı yaşlı adam bağırıyor küfürler ediyordu. Yaşlı adam da zombiler tarafından yenmeye başladı.
O Sırada Fulya ile Dilara var güçleriyle zombileri geri püskürtmeye çalışıyorlardı. Zombilerin sayısı gittikçe kalabalıklaşıyordu. Asit Tuncay ve Ateş geldiler. Biraz daha direnç sağladılar. Fulya arabalara binip gidelim diye bağırdı. Asit ise arkada arkadaşlarımız var bırakamayız diyordu. Tam o anda kardeşini kaybeden 19 yaşındaki diğer çocuk ısırılmaya başladı. En arkada duran arabanın altına doğru kaçtı fakat zombiler ayaklarını ısırıyorlardı. Omzundan göğsüne doğru asılı olan 4 tane el bombasının pimlerini teker teker çekti acı içinde kıvranırken. Bir patlama sesi duyuldu. Bir patlama sesi daha. Peş peşe patlıyordu.
zombiler de olmak üzere etrafta bulunan herkes yere düştü.
Arka taraftaki arabada bulunan C-4 patlayıcı da patlamıştı. Patlamalar zaten arka arkaya park etmiş bütün arabaları etkilemişti. Kıyamet gibi bir sıcaklık vardı. Arabalar cayır cayır yanıyordu. Etrafta yanmış et kokuları. Kopmuş kollar bacaklar kafalar vardı. Ön tarafta bulunan Asit Tuncay Ateş Dilara ve Fulya da patlamanın etkisiyle yere düştüler. Bir bir arabalar patlıyordu. Ateş atik davranarak en öndeki arabaya bindi çalıştırdığı gibi 20 metre uzağa çekti ve durdu.
Fulya nın çığlığı geldi. Bacakları olmayan bir zombi Fulya yı sol kolunun pazusundan ısırmıştı. Fulya bağrırken Asit zombi nin kafasından vurdu. Fulya ağlamaya başladı. Asit dayana bildiğin kadar dayan Fulya demekle yetindi. Fulya tamam dercesine kafasını salladı.      
    
Ormanlık alanda ise Ölüm Meleği Sansar ve Mustafa nın başını çektiği grup Geri çekilmeye devam ediyorlardı. Mustafa ateş ederek geri çekilmeye devam ediyor. Gelin şerefsizler diyerek bağırıyordu. O sırada bir zombi yakasına yapıştı zombi Mustafa yı ısırmaya çalışıyordu fakat Mustafa elleri ile zombiyi engelliyordu. Zombi ağzını açıp kapatıyor kötü kokan nefesini ve et parçacıkları olan dişlerini Mustafa yı ısırmaya çalışıyordu. Zombi taze etti bu kadar çok yakınında görünce daha da hareketlenmiş ve daha da hızlı hamleler yapıyordu. Kuduz köpek gibi zapt edilemiyordu. Mustafa yı ısırmaya çok az kalmıştı. Artık Mustafa nında engellemeye hiç gücü yoktu Pelin in ölümünden sonra zaten Mustafa eskisi gibi değil uyumuyor ve sürekli içiyordu. Zombi ağzını açtı ve iyice Mustafa ya yaklaştı. Mustafa gözlerini kapattı. Fakat o sırada zombi kafasından vuruldu. Etrafına baktı Ölüm Meleği ona doğru göz kırptı. Mustafa gülerek karşılık verdi ve bir anda ayağında acı hissetti. Bir başka zombi sürünerek gelmiş Mustafa yı ayağından ısırmaya başlamıştı. Mustafa bağırdı ve silahıyla peş peşe 7 el zombinin kafasına ateş etti. 
Ölüm Meleği : Sansar koru bizi ! Sekiz de sekiz Sansar! Diye bağırdı.

Sansar el bombası attı. Koşarak Mustafa nın yanına geldi. Silahıyla nişan almadan hedef gözetmeksizin ateş ediyordu. Ölüm Meleği ise Mustafa nın yarasına baktı. Mustafanın sağ ayağının baldırında bir parça yoktu. Mustafa nın ayağını bir bez parçası ile Ölüm Meleği sardı. Sansar Mustafa nın koluna girip hızlıca arabaların olduğu yöne doğru çekilirken Ölüm Meleği de onları koruyordu. Sansar Mustafa yı düşe kalka geriye doğru çekti. Bir ağaca Mustafa yı yaslandırdı. Dinlen biraz diyerek su verdi.
Bu sırada Ölüm Meleğinin yanında bulunanlardan Gardiyan Sezai 2 oğlunun ölümünden habersiz savaşmaya devam ediyordu. Zombileri öldürmekten zevk alıyordu. Eskiden hapishane de de copuyla mahkûmları çok döverdi. Sadist bir adamdı. Oğullarını ve eşini de döven bir adamdı. Bir zombi üstüne atladı Sezai nin. Sezai zombiyi üstünden atmayı başardı. Hemen ayağa kalkarak ateş etti zombiye zombiyi etkisiz hale getirmişti. O sırada ensesinde acı hissetti. Başka bir zombi tarafından ısırılıyordu. Döndü arkasını ve zombiyi öldürdü. O Acıyla bile savaşmaya devam ediyordu.
Patika yola doğru çekilen grup 250 metre sonra patika yola ulaşacaktı. Fakat çember iyice daralıyordu. Zombiler bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle ve kalabalık olarak saldırmaya devam ediyorlardı. Bu sırada Kemal de kolundan ısırılmıştı. Her yerde olan zombiler yaklaşıyordu. Zombilerin yaklaşması bir yana ısırılmamak için ya çok iyi bir savaşçı olmak ya da çok dikkatli olmak gerekiyordu. Barut kokusu ile zombilerin çürümüş bedenlerinin kokuları birbirine karışıyordu. 
Ölüm Meleği : Sansar Mustafayı al ve patika yola geç
Sansar : Emredersiniz .
Sansar Mustafa yı da alarak patika yola doğru yürümeye başladı. Mustafanın sağ kolu Sansarın omuzundaydı. Mustafa topallıyordu. Ölüm Meleği sivillere ise hadi geri çekiliyoruz hızlıca patika yolla diye bağırdı. Siviller koşarak patika yola doğru gidiyorlardı. Ölüm Meleği yanında bulunan bir kaç tane el bombasını zombilerin üstüne doğru attı. Hızlıca koşarak patika yolla doğru ilerliyordu. 50 Metre kadar hızlıca koştuktan sonra cebinden çıkardığı bombaları sağa sola yerleştirdi. Zaman ayarlı bombaların zamanını beş dakika olarak ayarlamıştı.
Patika yola ulaşan Sansar Mustafa ve diğerleri tam bir hayal kırıklığı ile karşılaştılar. Arabaların hepsi patlamış ve ortalarda kimse yoktu.
Sansar : Ölüm Meleği burada bütün arabalar patlamış ve kimse yok ! Herkes ölmüş. zombiler patika yolun karşısından bize doğru geliyorlar. 
Ölüm Meleği duyduğu şok ile geliyorum diyebildi.
Ölüm Meleği koşarak Sansar ve Mustafa nın bulunduğu yere geldi aniden duraksadı gözlerine inanamadı bütün arabalar patlamış. Cehennem ateşi kadar yüksek bir sıcaklık yüzüne vuruyordu bu sırada ağaçlar yanmaya başlamıştı zombi mi insan mı olduğu belli olmayan cesetler kömür gibi yanmışlardı. Etrafta el kol kafa vücut ve ayak parçaları vardı. Ölüm Meleği dudağını büktü. Patika nın geldikleri yolun tam tersi istikamette gidelim diye emir verdi. Mustafa topallıyordu. Sezai ve Kemal in de durumları Mustafa dan daha iyi değildi. Soğuk soğuk terliyorlardı. Zombilerin ağız yoluyla bulaştırdığı virüs yavaş yavaş içlerine giriyordu.  Hızlıca patika yoldan yürümeye başladılar. Sansar Mustafa Ölüm Meleği ve 6 Sivilin 2 Si ısırılmış şekilde yürüyorlardı. O sırada Ölüm Meleğinin yerleştirdiği patlamalar duyuldu. Yer sarsılmıştı. Patlama sadece arkalarından gelen zombi ordusunu yavaşlatmıştı ama zombiler yinede geliyorlardı. Zombilerle Aralarındaki mesafe fazla değildi.  Bir kilometreye yakın koşarcasına yürüdüler. Zombilerle aralarındaki mesafeyi bir nebze olsun açmışlardı. Üniversite öğrencisi diyarbakır lı selim biraz duralım. Soluk alalım diye diğerlerini de durdurdu. Ölüm Meleği Fazla vaktimiz yok yola devam etmeliyiz. Sansar a Mustafa yı ben alırım devam dedi. Mustafa yı Bu sefer Ölüm Meleği taşımaya başladı. Bu sırada ormanlık alandan çıkan bir zombi selim i boynundan ısırmaya başladı. Sansar zombiye ateş ederek durdurdu. Selim ise elini boynuna götürdü ve çok şiddetli olmasa da kan akıyordu. Yürüyebilir misin diye sordu Ölüm Meleği. Selim evet diye karşılık verdi.
Biraz daha yürüdükten sonra önlerinden onlara doğru gelen yaklaşık 500 kişilik bir zombi grubu göründü. 
Ölüm Meleği Kafasını yukarıya kaldırdı ve Allah ım bir sürpriz lütfen diye haykırdı. Ormanlık alana kaçıyoruz beyler diyerek Patikanın öbür tarafındaki ormanlık alana girdiler. Burada izlerini daha iyi kapatacaklardı. 2 Kilometre yürüdükleri zaman bir köyle karşılaştılar. Aslında kaybolmuşlardı fakat çaresizdiler. Köy terk edilmişti.
Köyün ortasında bir kaç tane çocuk zombi bunlara doğru gelmeye başladı. Ölüm Meleği elinde tuttuğu silah ile çocukların hepsini vurdu.
Ölüm Meleği : Bir ev bulalım  orada saklanabiliriz Sansar en güvenli evi bul.
Sansar :  Emredersiniz Efendim . 
Sansar güvenli bir ev ararken Selimin durumu kötüye gidiyordu gittikçe kan kaybediyordu. Selim mi ev arkadaşı Ahmet tutuyordu. Ahmet Selim’i kenara doğru bıraktı. Selim çok kan kaybetmişti. Eğer erken ölürse zombiye daha çabuk dönüşecekti. Sansar yarım saat sonra bir tane ev buldum efendim diyerek geldi. 
Ölüm Meleği : Güzel hadi gidiyoruz beyler dedi.
O sırada Selim kan kaybından çoktan ölmüştü. Ahmet Selim’i almak için hamle yaptı. Fakat o sırada Zombiye dönüşen Selim Ahmet’i ısırmaya başladı. Ahmet can havli ile Selim i engellemeye çalışıyordu ama pek başarılı olamıyordu. Fıratta ev arkadaşları Selim’i Ahmet den kurtarmaya çalışıyordu. Selim Ahmet ti bırakıp Fırat tı da bir anda ısırdı. O sırada Sansar gelerek Selim mi vurdu. Sansar : Siz aptal mısınız ? Diye bağırdı. Ahmet ve Fırat Ellerini tutuyorlardı. Ellerinde ısırıklar vardı ve kanıyordu.
Sansar ın bulduğu güvenli eve girdiler. Biraz dinlendikten sonra çıkacaklardı. Ev Müstakil iki katlı bir evdi. Zaten buradaki evlerin çatıları birbirlerine yaklaşık 20 cm yakınlıkta ve iki katlıydı genellikle.
Sansar Mustafa nın yarasını güzelce sardı. Diğerleri de birbirlerine evde bulunan sargı bezleriyle tedavi etmeye çalışıyorlardı.
Mustafa : Eğer zombiye dönüşür isem beni öldürün.
Sansar : Saçmala dönüşmeyeceksin daha çok uzun vaktimiz var bir yolunu bulacağız.
Ölüm Meleği : Evet birazdan tekrardan yola çıkacağız ve anti serum ile seni tekrardan eski mustafa ya döndüreceğiz.
Mustafa : Ölüm Meleği Bana söz ver eğer dışarıdaki gibi zombilere dönüşürsem beni öldür.
Ölüm Meleği :  Söz veriyorum öldüreceğim. 
Sansar : Bir kaç dakika sonra çıkıyoruz beyler
Diğerlerinden pek bir cevap gelmemişti. Sansar pencereden dışarıya baktığında evin etrafı zombiler ile kaynıyordu. Durumu Ölüm Meleği yle paylaştı.
Ölüm Meleği : Allah ım bir süpriz yap.
Herkesi odaya topladı. Isırılmayan kim var dedi. Sadece Serkan vardı. Anlaşıldı diyerek düşünmeye başladı. Beyler çatıya çıkacağız ve diğer çatıya oradan da diğer çatıya doğru gideceğiz sonrada aşağıya ineceğiz. Herkes kabul etti.
Çatıya çıktıklarında zombiler iyice çıldırmıştı.
Ölüm Meleği Döndü ve üzgünüm beyler dedi.
Herkes şaşırdı ne için üzgünsün?
Ölüm Meleği : İşte bunun için üzgünüm
Ölüm Meleği Isırılan herkesi tuttuğu gibi aşağıya doğru attı. Sansar bile bu duruma şaşırmıştı. Sadece ısırılan Mustafa yı zombilere atmamıştı. Isırılmayan Serkan ve Sansar.
Serkan sen ne yapıyorsun diye Ölüm Meleğine saldırmaya kalktı. Ölüm Meleği Serkan ın boğazından tutarak Çatının kenarına doğru getirdi. Hayatta kalmaya çalışıyorum Serkan diyerek Serkan ıda Zombilerin olduğu yere doğru attı. 
Zombiler yere düşen 5 kişiyi yemekle meşgul olurken Sansar Mustafa ve Ölüm Meleği oradan uzaklaşıyorlardı. Arkalarına bile bakmadılar. Zaten günde artık sona eriyor güneş batıyor akşam oluyordu.
Yağmur hafiften çiseliyor ve şimşek sesi duyuluyordu. Biraz ilerledikten sonra telsizlerinin çalışmadığını fark ettiler. Dağ yolundan yukarıya doğru yürüyorlardı. Yağmur şiddetini artırmıştı. Yağmurun yağması işlerine gelmişti. Çünkü Yağmurda zombiler onları takip edemeyeceklerdi. 2 Saate kadar yürüdüler. Ondan sonra bir tane ev gördüler. Ev terk edilmişe benziyordu. Mustafa nın durumu gittikçe kötüye gidiyordu. Mustafa nın yüzü bembeyaz olmaya başlamıştı. Eve temkinli bir şekilde yaklaştılar eve girdiklerinde evin içindeki yaşlı adam Ölüm Meleği ve Sansarın üstüne doğru silahını doğrultu. Ölüm Meleği de yaşlı adamı hedef aldı. Arsamdan defolun diyerek çıkıştı yaşlı adam. Ölüm Meleği Defolmazsak ne olur.
Yaşlı Adam üçe kadar sayacağım derken Ölüm Meleği Silahıyla yaşlı adamın bacağından vurdu. 
Yaşlı adam acı içerisinde kıvranmaya başladı. Ölüm Meleği merak etme sadece sıyırdı kurşun birazdan bir şeyin kalmaz. İsteseydim kafana da denk gelirdi. Yaşlı adam Allah ın belaları nereden geldiniz diyordu. Ölüm Meleği Cehennem den diyerek karşılık verdi. Sansar Mustafa yı içeriye getirdi. Mustafa topallaya topallaya içeri girdi ve bir kanepenin üzerine Sansar ın yardımıyla uzandı. Yukarıdan bir tıngırtı geldi. Ölüm Meleği nedir bu diye yaşlı adama sordu. Yaşlı adam hiç bir şey faredir diye cevap verdi. Sansar ile Ölüm Meleği Yukarıya doğru hareketlendi. Bir kapıdan geliyordu tıngırtılar. Kapıyı kırdıklarında Zombiye dönüşmüş olan iki küçük kız bir erkek bir kadın gördüler. Zombiler karşılarında insan görünce üzerlerine doğru gelmeye başladılar. Ölüm Meleği ise silahını zombilere doğrultu ve dört el silah sesi duyuldu.
Sansar seni hasta piç diye yaşlı adama doğru bağırıyordu. Merdivenlerden aşağıya doğru inerken yaşlı adam Ölüm Meleği ve Sansarın üzerine tüfekle ateş etti. Ölüm Meleği ve Sansar tekrardan merdivenlerden yukarı doğru çıkıp siper aldılar. Sansar pencerelerden tekinden atlayacak bir yer arıyordu bu sırada Mustafa son gücüyle yaşlı adama doğru saldırdı. Yaşlı adamın elindeki silah ı almaya çalışan Mustafa yaşlı adama bir yumruk attı yaşlı adam yere düşerken tüfeğin tetik parmağına dokundu. Tüfeğinden çıkan kurşun mustafanın Sağ kaburgasının hemen altından girmişti. Mustafa aldığı kurşun yarasıyla birlikte ellerini kurşunun girdiği noktaya doğru yavaşça koydu. Bu sırada adama bakıyordu. Elini kurşun yarasına koyduktan sonra iki adım geriye doğru gitti. Bir adım daha geriye doğru gitti.
Ellini yavaşça yarasının üstünden çekti ve başını yavaşça öne eğdi. Ellindeki kanı gördü. Birkaç adım daha geriye doğru gitti yavaşça bir duvara dayandı ve aşağıya doğru duvara dayanarak oturdu. Yüzündeki ifade canının çok yandığı belliydi. Bu sırada onu vuran adamın pişmanlığı çok daha fazlaydı. Sansar ın gelişini fark etmedi Sansar adamın elindeki tüfeği alarak dipçiği ile karın boşluğuna vurdu adamın. Adam acı içinde yere doğru düştü. Sansar ve Ölüm Meleği hızlıca Mustafa nın yanına doğru koştular. Mustafa bir eliyle yarasını tutarken derin derin nefes alıp veriyordu.
Mustafa : Sigara versene moruk
Ölüm Meleği Cebinden çıkardığı sigarayı Mustafa ya doğru uzattı. Mustafa kan olmuş eliyle sigarayı aldı. Mustafa nın sigarasını Ölüm Meleği çakmakla yaktı. Mustafa bir nefes ama derin bir nefes sigarayı içine çekti. Sanki bir daha sigara içmeyecek gibi çekti ki sigaranın yanan kısmı kıpkırmızı bir kor gibi parlamıştı. Aldığı dumanı içinde tuttu ve dışarı doğru bıraktı.
Mustafa : Sağol kanka..
Ölüm Meleği : Hala
Mustafa Ölüm Meleğinin sözünü kesti
Mustafa : Yolun sonu buraya kadarmış. Yormayın kendinizi.
Ölüm Meleği : Sansar bir şırınga bul bulabilirsen iki üç tane bul. Yukarıdaki zombilerin kanını çek. Bu yaşlı lavuğu da bağla.
Sansar : Emredersiniz.
Sansar Ölüm Meleğinin isteklerini yapmak için harekete geçti.
Mustafa : Yaşlı adamın bir suçu yok. Ona zarar vermeyin.
Ölüm Meleği : Yanlış zaman yanlış yerde yanlış kişiye ateş etti. Arkadaşımın kanını döktü. Elbet bir bedeli olacak!
Mustafa : Kanka son isteğimdir bu!
Ölüm Meleği : Sansar geri gel hiçbir şey yapma diyerek bağırdı.
Mustafa : Ayaklarım uyuşmaya başladı kanka. Üşümeye de başladım.
Ölüm Meleği Ceketini çıkartıp Mustafa nın üstünü örttü.
Mustafa sigarasından bir duman daha aldı.
Ölüm Meleği Mustafa nın silah ını belinden aldı. Şarjörünü çıkartıp mermilere baktı.
Mustafanın elini tuttu. Bilek güreşi yaparmışçasına elini kavradı Mustafa nın gözlerinin içine baktı.
Ölüm Meleği : Her şey için sağol kanka. Seni asla üzmek incitmek istemediğimi bil.
Mustafa: Biliyorum kanka. Hakkını helal et.
Ölüm Meleği Mustafaya sarıldı. Helal olsun..
Ölüm Meleği silah ı Mustafa ya verdi.
Ölüm Meleği : Bunu kendin yaparsın değil mi ?  
Mustafa : Evet kanka hadi gidin artık.
Ölüm Meleği : Er yada geç görüşeceğiz kardeşim!
Mustafa : Görüşeceğiz kardeşim.
Ölüm Meleği Mustafa nın yanından ayrıldı ve kapıyı kapattı. Sansar ın omuzuna dokundu.
Sansar da donup kalmıştı.
Ölüm Meleği Kazma ve kürekle dışarıya doğru çıktı. Hava artık kararmıştı. Esen rüzgar içini ürpertti. Pantolonunun cebinden çıkardığı sigara paketi ezilmişti. Sigara paketinin içine baktı ve içinden bir dal sigara çıkardı. Çakmağını birkaç sefer yakmaya çalıştı yanmadı. Sonra arkasını dönerek ve çakmağına siper olarak sigarasını yaktı. Ölüm Meleği Evin önündeki kapıya oturmuş yıldızları seyrediyordu. Birkaç nefes aldı sigarasından. Sonra Sansar yanına oturdu. Hiç konuşmadan gökteki yıldızlara bakıyorlardı.
O sırada içeriden derin bir silah sesi geldi. Ölüm Meleği başını öne eğdi. Sansar ise kalkmak istedi fakat Ölüm Meleği Sansarın ayağından tutarak kalkma dercesine işaret yaptı.
Bir saat kadar hareketsiz olarak oturdukları yerden kalkmadan hiç konuşmadan oturdular.
Sansar : Nereye gömeceğiz Mustafayı ?
Ölüm Meleği : Ölü fazla beklemez evin bahçesine gömelim.
Sansar : İşinize karışmak gibi olmasın ama patron isterseniz hapishane ye götürüp orada gömelim. Evin arka tarafında eski bir kamyonet vardı onunla gidebiliriz. Ben anahtarları aramaya gidiyorum. Yaşlı bunağa sorayım.
Ölüm Meleği : Tamam sansar ben buradayım. Düz kontakta yapabiliriz ama gene de ara sen.
Sansar tekrardan evin içerisine girdi.
Ölüm Meleği Peş peşe içtiği sigaralardan dolayı ağzı çamur gibiydi. Kafasını sağa doğru çevirdi. Üstü tahtalarla örtülü bir bodrum gördü. Belki içecek bir şey vardır diye kilitli olan kapısını otomatik silah ının dipçiğiyle kırdı. Mahzene doğru indi. Etraf karanlıktı. Sallanan ipi fark etti ve onu aşağıya doğru çekti. Lamba bir anda yandı. Fakat lamba o kadar eskiydi ki kendini zor aydınlatıyordu. Tahmininde haklı çıkmıştı. Mahzende birkaç şişe içki vardı. Kapaklarına baktı. Hiç açılmamış eski bir viski buldu. Üzeri tozlu olan şişenin kıç tarafındaki tozunu hafifçe elleri ile sildi. Üretim tarihine baktı. Sanki üretim tarihi çokta umurundaydı.
Viskiyi alarak yukarı doğru çıktı. Tozunu üfledi. Ne zamandır orada olduğu viskinin belli değildi. Eliyle tuttuğu şişenin üzerindeki tozlar parmaklarına yapışmıştı. Parmak uçları tozdan simsiyah olmuştu. Kimin olduğu belli olmayan kanlar kollarında boynunda kuruyup kalmıştı. Yüzü kirden simsiyahtı. Tekrardan evin kapısına oturdu. Şişeyi açtı ve içmeye başladı. Çok yorulmuştu yorgunluktan dizleri titriyor kolları artık kalkmıyordu. Bir yudum aldı viskiden bir sigara daha yaktı. Ellerini saçlarının ön kısmından arka kısmına doğru yavaşça götürdü.  Arka kısma gelince yukarıya aşağıya saçlarıyla oynadı. Gözlerini kapattı. Gözlerinin önünde şimşek çarptı. Gözlerini kapattı Bir flaş parladı gözlerinin önünde. Bugün vurduğu zombileri gördü. Tek kurşunun zombiye saplandığını ve zombinin bir daha kalkmamak için yere düştüğü anları görüyordu. Zombilerin çürümüş bedenleri, yırtılan elbiseleri, yüzü ısırık içinde olanlar, ayakları kopmuş olanlar, kolları kopanları görüyordu sürekli. Sonra yanan arabalar aklına geldi. Arabalardan gelen cehennem sıcağını yüzünde hissetti. Ne olur ne olmaz diye arabayla birlikte getirdikleri anti serum yok olmuştu. Mustafa yı kurtarma ümidi o patlayan arabada cayır cayır yanmıştı tıpkı ümitleri gibi. Kardeşi Ateş neredeydi onu düşünüyordu. Asit ve Tuncay ıda merak ediyordu. Acaba onlara ne olmuştu. Düşünceleri o kadar karışık ve o kadar ümidi azalmıştı ki Ölüm Meleği nin. Sonra çatıdan aşağıya attığı ısırılmış sivilleri gördü. Onları kurtaramayacağını biliyordu. Çatıdan ısırılmayan Serkan ı zombilerin arasına attığını gördü. Serkan ın ve diğerlerin barışları çığlıkları zombilerin çatıdan aşağı attıkları sivilleri yerken ısırık seslerini duyuyordu.  Bir anda Serkan ın zombiye dönmüş bedenini gördü. Serkan bir anda hızlıca Ölüm Meleği nin boynuna sarıldı. Ölüm Meleği bir anda irkildi. Sıçrayarak oturduğu yerden kalktı ve elinde bulunan viski şişesi bir anda yere düşerek paramparça oldu. Viski şişesi param parça olmuştu.
Elliyle yüzünü sıvazladı. Evin kapısından içeriye baktı. Artık güneş batmış ve hava tamamen kararmıştı. Sansar diye seslendi. İçeriden ses gelmedi.
Belinden silahını çıkarttı. Dikkatlice evin kapısından içeri doğru girdi.
Evin ışıklandırması dışarıdaki zombi teröründen dolayı berbattı. Ölüm Meleği adımlarını dikkatlice atıyordu. Bir adım attığı an önce parmak uçları yere değiyor sonra ise ayağını kalan kısmını yere indirerek temkinli bir şekilde hareket ediyordu. Bir odadan sesler geldiğini fark etti. Yavaşça kapıyı sağ eliyle açtı. Kapı eskiydi ve gıcırdama sesi geldi. Gıcırdama sesiyle birlikte yaşlı adam yere oturmuş bir şeyler yiyordu. Işık azdı yaşlı adam olduğu sadece saçlarının beyazlığından anlaşılıyordu. Kapının gıcırdama sesine kafasını kaldırıp baktı sonra hiç istifini bozmadan kafasını eğip elindeki şeyi ısırmaya devam etti. Yemeğini yemeğe devam ediyordu. Ölüm Meleği ne olduğunu anlamadan iki adım daha attı ışığın fazla olmamasından dolayı yaşlı adamın ne yediğini göremiyordu. Üçüncü adımı da attı Ölüm Meleği yerde birisinin yattığını gördü. Yerde yatan kamuflajlı biriydi. Dördüncü adımı attı Ölüm Meleği Yaşlı adama doğru. Yaşlı adam Ölüm Meleği fark etti. Kafasını yediği şeyden kaldırdı ve ağzını açarak ellerini doksan derece ileriye doğru açtı. Yaşlı adamın ağzından kanlar damlıyor gözleri simsiyah olmuş ten rengi ise bembeyazdı. Yaşlı adam zombiye dönüşmüştü. Ölüm Meleği tereddüt etmeden silah ını kaldırdı ve yaşlı adamın alnının ortasından vurdu. Kurşun yaşlı adamın alnından girmiş kafasının arka tarafından çıkmıştı. Yaşlı adamın kafası parçalanmıştı. Bir kaç adım daha attı. Yediği şeyi görmek için. 
Yaşlı adam ne yiyorsa sırtı Ölüm Meleği ne doğru dönüktü. Ölüm Meleği temkinli bir şekilde yerde yatan insana doğru yürüdü. Tam önüne geldi. Eğildi. Sağ eliyle sırtı dönük adamı sırt üstü yatacak şekilde cevirdi. 
Yaşlı adam ın yediği şey Sansar dı! 
Sansar ın sırtı bir kaç yerinden ısırılmış boynu parçalanmıştı. Ölüm Meleği Sansar ın boynuna sağ işaret parmağı ve sağ orta parmağını dayadı. Sansar ın nabzı atmıyordu. Ölüm Meleği eğildiği yerden kalktı ve sol ellini suratına götürdü Avuç içini alnından aşağıya doğru indirdi. Baş parmağı ile işaret parmağıyla gözlerini kapattı. İşaret parmağı ve baş parmağı iki gözünü ayıran burun kemiğindeydi. Tozlu bir kanepenin üzerine oturdu. Başı öne eğil bacaklarını açmış dirsekleri baldırlarında bir süre durdu. Sansar ile geçirdiği güzel anılar gözlerinin önüne geliyordu. 
Sonra ayağa kalktı Sansar ın cansız yatan bedenine doğru yürüdü. Sansarın saçlarını okşadı. 
Ölüm Meleği : Özür dilerim seni asla yalnız bırakmamalıydım. 

Silah ını Sansar a doğru doğrultu. Sansar a doğru nişan aldı. Silah ının horozunu baş parmağı ile kaldırdı. Sansar zombiye dönüşmeye elleri kıpırdamaya başlamıştı. Ölüm Meleği bu zamana kadar gözlerini bile kırpmadan bir çok insan öldürmüştü fakat Sansar a hedef alırken gözlerini kapatmıştı. Tek el silah sesi duyuldu içeriden. Ölüm Meleği nefes dahi alamıyordu dışarı doğru hızlı adımlarla çıkıyordu. Kapısı açık bir odadan bir zombi hızlıca Ölüm Meleği nin arkasından sırtına doğru atladı. Ölüm Meleği ne olduğunu şaşırmıştı. Zombi elleri ile Ölüm Meleğinin boynuna arkadan sarılmıştı. Ölüm Meleği hızlıca zombiyi duvara vurdu fakat zombi Ölüm Meleğinin sırtına dişlerini geçirmişti. Ölüm Meleği nin sırtını zombi dişleri ile kanatmıştı. Zombi Ölüm Meleğinden bir parça alamasa bile Ölüm Meleğinin sırtına dişlerini geçirmişti. Ölüm Meleği bir kaç kere daha zombi yi duvara doğru vurdu Zombi sonunda o sarsıntının etkisiyle Ölüm Meleği ni bırakmıştı. Ölüm Meleği arkasını hızlıca döndü ve silah ını zombi ye doğru doğrultu. Karşısında onu ısıran adam Mustafa ydı. Mustafa nın sağ yanağı tamamen parçalanmış vaziyetteydi. Kurşun sağ yanağından çıkmıştı. Mustafa muhtemelen silah ı ağzından içeriye sokmuş tam ateş edeceği sırada korkudan elli kaymış ve kurşun yanağını delip geçmiş. 
Ölüm Meleği : Mustafa .. Lanet olsun.. 
Mustafa ayağa kalkarak Ölüm Meleği nin üstüne tekrar gelmeye başlamıştı. Ölüm Meleği tereddütsüz silah ını çekip Mustafa nın alnın ortasından vurmuştu. Elini sırtına doğru götürdü. Ellerine tekrar baktı. Kan vardı. 
Ölüm Meleği : Lanet olsun .. 

Ölüm Meleği ağır adımlarla evden çıktı. Evin merdivenlerine oturdu. Elindeki silah a baktı uzun uzun. Gözlerini kapattı. Anti - Serum ların hepsi arabalar ile birlikte yanmıştı.
Yanan arabalar değildi. Ölüm Meleği nin umutları yanmıştı. Silah ı yavaşça kafasına dayadı. 
5 yaşında bir çocuğun doğum günü partisindeydi. Etraf ışıl ışıldı. Mumları üflüyordu çocuk. Annesi ve Babası alkışlayıp çocuğu öpüyorlardı. Çocuk çok mutluydu gülüyordu. Annesi hediyesini verdi. Bir kolyeydi. Babası ise ileride takması için bir saat vermişti. Çocuğun gözleri gülüyordu.
Sonra Cumali yle birlikte kendisini gördü. Cumali nin gülmesini. Futbol oynadıkları hapishane avlusundaki Cumalinin gol sevinçlerini. 
Feritti gördü peşinden. Sokakta ayakkabı boyacılığı yapan 14 yaşındaki halini. Yüzü gözü kirden kapkara olan Feritti gördü. Ferit in kendisine abimsin diye sarıldığını gördü. 
Asit ti gördü peşine. Asit le kağıt oynarlardı. Hep Asit kazanırdı. Asit in kazandıktan sonra ki sevincini gördü. 
Tuncay ı gördü. Beraber içtikleri zamanı Tuncay ın farketmez bir şişe daha içelim dediğini kulaklarında hissetti. 
Sebastian ı gördü.. İzmir - Mortem üstünde yakalanıp sonrasında işkence edildiği ve Sebastian ı gördüğü o an geldi gözlerine. 
Mirza yı gördü.. Mirza nın sigarala sürekli oynamasını. Dünya nın en önemli şeyi sigarayla oynamakmış gibi davranışını. 
Mustafa yı gördü. Mustafa askeri lisede dayak yediğinde ağladığını. Mustafa yı dövenleri dövdüğünü. Mustafa nın ağlayarak boynuna sarıldığını. 
Sansar ı gördü .. Babası nı ve üvey annesini ve çocukları katlettiği günün sabah ında Sansar ın kafasını silah dayamışken ona engel olduğu o anı.. 
Annesi ni gördü .. 4 yaşında koşarken düşmüştü. Ayağı kanamıştı . Annesi ona pansuman yapıyordu. 
Baba sını gördü.. Birlikte balığa gittiklerini.. Hep balıkları babasının yakaladığını ve ben niye yakalamıyorum diye ağladığını. 
Ateş i gördü. Ateş le beraber evlerinin bahçesinde uçurtma uçurduklarını. Ateş le bir olup babalarını karşı güreştiklerini gördü. 
Silah ın horozunu baş parmağı ile açtı. Sonra işaret parmağını tetiğe götürdü .. 
En son da .. 
Bir kız gördü.. Ona sarıldığını.. 
Derin bir nefes aldı.. 
Zombiler ormanda et parçalarını yiyorlardı. Bazıları ise aylak aylak yürüyorlardı.. 
Uzaklardan bir silah sesi duyuldu. Zombiler kafasını çevirip silah sesinin olduğu yöne doğru baktılar. 
Orman silah sesinin yankısıyla inlemişti. 

1 yorum: