uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

10 Mart 2012 Cumartesi

15. Bölüm Milyon Dolarlık Bebek

Ölüm Meleği Silah ı kafasına dayamıştı. Gözlerini kapattı ve tetiği çekti. Silah ın sesi bütün ormana yayıldı. Ölüm Meleği silah ı tam ateşlerken  bileğini tutan bir el Ölüm Meleği nin kafasına sıkmasını engellemişti. Ölüm Meleği gözlerini açtı. Karşısında Mirza ve Sebastian ı gördü.
Ölüm Meleği : Öldüm mü cehennem demiyim hiç değişmemiş ortam.
Mirza : Yok cennettesin. Buda huri sebo .
Ölüm Meleği : Lanet olsun.. Ne diye kurtardınız beni ?
Mirza : Öleceksen onurunla öl! Kendi kafana sıkarak değil.
Ölüm Meleği : Isırıldım seni lanet olasıca ısırıldım.
Sebastian : Anti serum var .
Ölüm Meleği : Biliyorum evet var fakat  bütün anti serumlar arabayla birlikte yandı. Siz iki akıllıda beni bunun için kurtardınız.
Mirza : Sanki son serumlar patladı.
Ölüm Meleği : Seri üretim tesisi varda ben mi bilmiyorum.
Sebastian : Tekirdağ Mortem üstü var . İstanbul anadolu mortem üstü var . Mortem Avrupa üstü  var.
Ölüm Meleği : Tamam planı yaptık. Elimize bir kap alalım tık tık tık diye kapılarını çalıp komşu komşu anti serum lazım bana mı diyelim ?
Mirza : Yok amına koyayım öyle demeyelim Annem bir tüp anti serum istedi diyelim.
Ölüm Meleği : Siz ikiniz anlamıyorsunuz. Yoruldum artık. Daha kaç hayat biz yaşayacağız diye ölecek ?
Mirza : Öldürelim ki ölmeyelim
Mirza : Sebastian kanka Ölüm Meleği nin kafasını bi kontrol et. Sanırım zombiler beynini de yediler.
Ölüm Meleği : Geç dalganı amına koyayım geç.
Mirza : Sebastian Moruk aşısı gelmiş meleğinin. Vur aşısını da ısırmasın ..
Ölüm Meleği : Anlamadım Mirza !
Mirza : Bizde aradığın şey var duygusal soldiers.
Sebastian anti serumu alıp getirdi. Sol kolunun damarına anti serum enjekte edildi.
Ölüm Meleği : Hepsi bu kadar mıydı beyler ?
Mirza : Hepsi bu kadar değil .
Sebastian : Kanka 3 gün boyunca 12 şer saat aralıklar ile bu aşıyı olacaksın. Ne geç ne erken. Saatini kur sen kanka..
Mirza : Saat gibi kuralım Ölüm Meleği seni tam zamanında çalarsın..
Ölüm Meleği : Piç kurusu..
Ölüm Meleği Tekrardan eve girdi ve bir omuzuna Mustafa yı bir omuzuna Sansar ın cansız bedenini aldı. Onları dışarıya çıkarttı. 
Ölüm Meleği : Gidelim mi artık ? 
Mirza : Nereye gidelim mi artık ? 
Ölüm Meleği : Eve .. 
Sebastian : Ev mi var ? da gidelim.. 
Ölüm Meleği : Lanet olasıcılar siz beni delirtmek mi istiyorsunuz ? 
Sebastian : Muhtemelen hayır .
Mirza : Muhtemelen evet..  
Ölüm Meleği : Arabanız nerede ? 
Sebastian : Üstümüz yandı oradan kaçtık Senin yanına doğru geliyorken silah seslerini duyduk duyunca da arabaları evin arka tarafındaki patika da bıraktık. 
Ölüm Meleği : Arabaları ? 
Sebastian : Evet senin bize bıraktığın jeep ve bir erzak dolusu tır. 
Ölüm Meleği : Allah ım sürprizini sona bıraktığın için sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim.. 

Sebastian jeep i getirdi. Ölüm Meleği Sansar ı ve Mustafa nın cansız bedenlerini arabanın arka koltuğuna dikkatlice koydu. Ölüm Meleği ve Sebastian bir arabada erzak dolusu tır'a da Mirza geçti. Ölüm Meleği ni takip ediyordu Mirza.. Bir süre sonra hapishanenin ön tarafına geldiler. Ölüm Meleği Telsiz ile içeridekilere seslendi. Kapı açıldı. Bir müddet bekledikten sonra tampon bölgedeki ikinci kapı açıldı.. Hapishanenin avlusundaki sivil halk dışarıya çıkmış gelenleri merak ediyordu. 
Tampon bölgeden bir tır ve bir jeep içeriye doğru girdi. Jeep sağ tarafa Cumali Ferit in gömülü olduğu yere doğru dönerken Tır ise yüz metre sonra durdu ve içinden Mirza tek başına indi. Mirza nın hemen yanına siviller geldi. Siviller yakınlarını soruyorlardı. Mirza ise mahcup bir şekilde bilmiyorum tanımıyorum haberim yok diyordu. Üzgünüm diyerek etrafını saran sivillerin yanından ayrılıyor Ölüm Meleği ve Sebastian ın bulunduğu yere doğru gidiyordu. Ölüm Meleği arabadan indi. Mustafa ve Sansar ın cansız bedenlerini arabadan indirip yere doğru yatırdı. O sırada yanına Ateş Tuncay ve Asit de geliyordu. Ölüm Meleği onlara aldırış etmeden Mustafa ve Sansar ı yan yana yatırdı. 
Ölüm Meleği : Sebastian garajda kazma ve kürek var birazda su alıp gelir misin?
Sebastian : Tamamdır .. 
Asit : Hoş geldin patron.. 
Ölüm Meleği hiç ses vermedi. Tuncay Ateş ve Asit yerde yatan Mustafa ve Sansar a doğru bakıyorlardı. Hepsi gördükleri manzara karşısında şaşkındı. 
Tuncay : Nasıl oldu bu kanka ? 
Ölüm Meleği : Direncimiz kırıldığı ve ayrıldığımız an her şey oldu bitti. İlk defa bir operasyondan eli boş döndük. 

Bu arada Mirza Ölüm Meleği ne doğru yaklaştı.. 

Ateş : Bu iki asker de kim? 
Ölüm Meleği : Şu gelen Mirza .. Kürekleri almaya giden de Sebastian.. Alfa - Star dan geriye kalan son iki kişi. Arkadaşlarım.. 
Ateş : Sen kafayımı yedin. Adamlar bizim için geri dönmek için tek şans sen onları buraya getirip birde besleyecek misin ? 
Ölüm Meleği : Birincisi o adamlar benim hayatımı kurtardı şu anda abinle konuşabiliyorsan bunu onlara borçlusun. Sen korkak bir tavuk gibi kaçarken onlar beni kurtardılar. Abin hayat tamı diye düşünmeden kaçtın. İkincisi bir tır dolusu bizi bir kaç ay idare edecek erzakla geldiler. Onlar seni besleyecekler. Sen onları değil. 
Ateş: Sen kendini koruyabilecek kapasitedesin ! 
Ölüm Meleği : Evet kendimi koruyacak kapasitedeyim fakat gene de beni aramanı beklerdim buraya kaçmanı değil ! Şu yerde yatan iki asker siz kaçtınız diye şu anda yerde yatıyorlar. Beni bir çok kez hayal kırıklığına uğrattın fakat bu en ağırıydı. 
Ateş : Sansar ı ve Mustafa yı öldüren Alfa-Star ı ele geçirmememizdir . Ben değil ! 

Bu sırada Sebastian Kürek ve kazmaları getirmişti. Mirza küreğin tekini alıp sanki o tartışmadan bir haber mezarları kazmaya başladı. Sebastian da Mirza ya yardım ediyordu..  Ölüm Meleği de onlara yardım etmeye başladı. Tuncay ve Asit te onlara yardım ediyordu.. Ateş sinirli sinirli Hapishane ye geri dönüyordu. O sırada yakınlarını kaybeden siviller toplandılar ve Ölüm Meleği nden hesap sormak için hızlıca ona doğru geliyorlardı. 

Hapishane Müdürü : Senin yüzünden bunca insan öldü ? 
Ölüm Meleği : Şu an hiç havamda değilim. 
Hapishane Müdürü : Kendi ölülerini getirebiliyorsun da bizim ölülerimizi neden geride bıraktın ? 
Ölüm Meleği : Şu an hiç havamda değilim. Arkandakileri de al kaybol ! 
Hapishane Müdürü : Kızım nerede 

Diyerek Ölüm Meleği nin yakasına yapıştı. 

Hapishane Müdürü : Kızım nerede seni kahrolasıca kızım nerede ? 
Ölüm Meleği : Kızının nerede olduğundan haberim yok. 

Ölüm Meleği Hapishane Müdürünün acısına saygı duyduğundan yakasına yapışmasına aldırış etmedi. Hapishane Müdürü Ölüm Meleği ne vurmak için elini kaldırdı. Tam o sırada Mirza Hapishane Müdürünün Elini tuttu. Mirza Hapishane Müdürüne bakarak 
Mirza : Hiç tavsiye etmem ! 
Hapishane Müdürü : Sende kimsin ? Bunlarda kim ? 30 kişi senin yüzünden ölüyor yerine 2 tane çapulcuyu mu getiriyorsun ? Adam diye. 
Mirza Hapishane Müdürü nün bu laflarına sırıtarak karşılık verdi. 
Mirza : Çapulcu Sebo ! 
Sebastian : Offf kanka offff 
Hapishane Müdürü : Buradan defolun gidin ! 
Mirza : Ölüm Meleği burada kiler çok misafir perver ! 
Ölüm Meleği : Sorma .. 

Hapishane Müdürü : Allah belanızı versin bunun hesabını hepinizden soracağım.. Fitil fitil burnunuzdan getireceğim. diyerek oradan ayrıldı.. Siviller de hapishane müdürünün peşinden çaresiz bir şekilde oradan ayrıldılar. Siviller ağlıyorlar üzülüyorlardı. Ölüm Meleği , Tuncay , Asit , Mirza ve Sebastian Mezar kazmaya devam ediyorlardı. Mezarlar yeterince kazılmıştı.. Ölüm Meleği Sansar ın baş ucundaydı. Sansar ın saçlarına dokunuyordu. Huzur içinde yat kardeşim. Üzgünüm seni yalnız bırakmamalıydım diyordu. Bu hayattan Kurtulduğuna sevindim ama bencilce düşünmek gerekir böyle zamanlarda gerçekten de üzüldüm. bir dostu kaybetmekten se canımı kaybetmeyi tercih ederdim. Gitmek değil kalmak çok zor sansar kalmak çok zor .. Dedi. 
Yüzü asılmış Ölüm Meleği ağlamamak için zor tutuyordu kendisini. Tuncay ın gözleri dolmuş Asit ise dokunsalar ağlayacak gibiydi. Ateş ise odasında yalnız başına hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ölüm Meleği Sansar'ın asker kolyesini boynundan söküp aldı. Kolyenin tekini Sansar ın dişlerinin arasına yerleştirdi. Tuncay ve Asit in yardımı ile Sansar'ı mezarına yerleştirdi. Sansar'ın son durağı böyle olacaktı. Buket ise Dilara ya sarılmış ağlıyor baygınlık geçiriyor kendini yerden yere atıyordu. Sebastian hiç tanımadığı Sansar ve Mustafa için üzülüyor yüzünde onlara acır bir ifade vardı. Mirza nın suratında hiç bir ifade yoktu. Onun ne düşündüğünü anlamak zaten imkansızdan da öteydi. Mirza yavaşça eğilmiş olan Ölüm Meleği nin omuzuna dokundu. Ölüm Meleği irkildi bir anda. 
Mirza : Toprak fazla beklemez.. Sansar ile Mustafa yı toprağa kavuşturalım.. 
Buket bir anda Mirza ya doğru bağırmaya başladı .. 
Buket : Senin hiç saygın yok mu be adam ? 
diyor ve bağırıyordu. 
Mirza ise sakin bir şekilde ;
Mirza : Saygım olduğu için Mustafa ile Sansar ın toprakla kavuşmasını bekletmemek istiyorum. Saygı hak ettiğini almaktır. 
Buket : Allah belanı versin. 
Mirza : Verdi zaten daha ne verecek ? 
Ölüm Meleği : KESİN ... 
Buket : Askerine bir şey söyle.. 
Sebastian : Asker de asker .. Öncelikle şunu açığa kavuşturalım biz Ölüm Meleği nin askeri değiliz! Biz Alfa - Star ız. Seçilmişlerin en seçilmişiyiz. 
Dilara : Lütfen.. 
Buket : Umarım ikinizde tez zamanda geberip gidersiniz. Zombiye dönüştüğünüzde kafanıza o kurşunu ben sıkacağım. 
Mirza : Fark etmez kimin bize ne sıkacağı. Adrenalin bizi öldürmek istiyor. Zombiler bizi yiyerek öldürmek istiyor. Siviller bizi öldürmek istiyor. Eski mahkumlar bizi öldürmek istiyor. Demek ki biz bir yerde yanlış yapıyoruz ki herkes bizi öldürmek istiyor Sebastian.. Bunlar bilmiyorlar .. 
Sebastian : Evet bilmiyorlar.. 
Mirza :   1000 yılda yaşasan 10 yılda yaşasan zaman hep aynı. İnsanoğlu doymaz Moruk.. 
Sebastian : Doyarlar bir gün kanka doyarlar.. 
Ölüm Meleği Bir hışımla ayağı kalktı.. 
Ölüm Meleği: YETER !!! Dilara ve Buket Susun artık..  Dilara Buket'i al ve odasına götür .. 
Buket : Gitmiyorum napacaksın. Sansar'ı koruyamayıp öldürdüğün gibi beni demi öldüreceksin ! 

Ölüm Meleği hiç oralı bile olmadı Buket in son söylediklerine. Arkadaşına sok kez baktı. Silah ından çıkardığı bir mermiyi mezarın içine doğru yavaşça attı. Alacağım olsun senden kardeşim diyebildi. Elleri ile üzerine toprak atıyordu. Sansar ı defnettikten sonra Mirza ve Sebastian - Sansar ın kabri başında dua ediyorlardı. 
Ölüm Meleği ise Mustafa nın yanındaydı bu sefer. Tuncay ın gözünden bir kaç damla yaş gelmişti. Asit ise kendisini hiç iyi hissetmiyordu. 
Tuncay Mustafa nın başının hemen ucundaydı. Gözlerinden bir kaç damla yaş süzülüyordu. Sesi dahi çıkmıyordu. Söyleyecek tek bir kelime bulabilseydi o an söylerdi Tuncay ama boğazına düğümlenmişti her şey.. Zorda olsa bir iki kelime edebildi dostunun arkasından.. 
Tuncay: Üzgünüm dostum. Hiç mutlu olamadın bu hayatta.. Gerçekten de çok üzgünüm.. 
Ölüm Meleği : Özür dilerim Mustafa .. Seni asla üzmek istememiştim.. Şimdi Pelin le beraber cennetten bize bakıp gülüyorsun bunu biliyorum. seni şanslı asker.. Umarım gittiğin yerden bize hep gülersin. Hep mutlu olun Pelinle birlikte gene görüşeceğiz. 
Mustafa nın da üzerini toprakla örterlerken Ölüm Meleği bir mermide onun mezarına doğru yavaşça attı. Alacağım olsun kardeşim. Bir mermi bana sıkacak borcun olsun diyebildi. Bir mermi de Pelin için attı sonra.. 
Artık gün iyice bitmiş gece olmaya başlamıştı. Ölüm Meleği odasında ikinci anti serumu da kendisine enjekte etti. Ölüm Meleği odasına gitmiş soğuk suyun altına girmişti. Sansar dan ve Mustafa dan boşalan odalara ise Mirza ve Sebastian geçmişti. 
Hapishanede bulunan siviller sevdiklerini kaybetmenin acısı ile büyük bir hüzne boğulmuşlardı. Bunlara sebep olanın Psko soldiers olduğunu düşünüyorlar onlara yakınlarının verdiği acıyla birlikte büyük bir öfke duyuyorlardı. Fakat birlikte yaşamak zorunda olduklarını her iki tarafta biliyordu. İki tarafta birbirlerine muhtaçtı bir bakıma bakılırsa. Fulya nın ölümü Asit in elinden gelmişti. Fulya ısırıldıktan sonra anti serum bulamadıklarından dolayı Fulya yı Asit kafasına tek kurşun sıkarak vurmuştu. Damla ise ablasının ölümünden Asit i değil Ölüm Meleği ve yeni gelen Mirza ve Sebastian ı sorumlu tutuyordu. Damla teselliyi ölen ablasının aşkı Asit'in kollarında arıyordu. 
Mirza ve Sebastian genelde odalarından dışarı çıkmıyorlar ve etrafla ilgilenmiyorlardı. Mirza gündelik yaşantısına devam ediyordu. Dünya da zombiler varmış yok muş onun umurunda bile değildi. Sabah kalkıyor spor yapıyor duş alıyor kitap okuyordu. Mirza'nın bu rahat tavırları insanların sinirini bozuyordu. Sebastian ise Mirza dan farksız değildi. Oda sadece kendisiyle ilgileniyordu insanların sinirini bozmakta Mirza dan alta kalır bir yanı yoktu. Ölüm Meleği ise 15 raunt yapmış boksörler gibi köşesine çekilmiş olan biteni uzaktan izliyordu. Tuncay ise Dilara ile birlikte olup bitenlerden sonra iyice umudunu yitirmiş bir halde keyfine bakmaya çalışıyordu. Herkes korkuyor herkes üzüntüsünü atmaya bir nebzede olsa tekrardan yaşama sevincini tad maya çalışıyorlardı. 
Ateş in odası ; 
Berna sanki hayatındaki en önemli şeyi kaybetmiş gibi çekmeceleri karıştırıyordu. Ateş ise Berna nın çıkardığı gürültüye yeni uyanmış ve uyku sersemi olduğundan ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. 
Berna : Yok yok yok yok işte 
diye bağırdı ve ağlamaya başladı. Ateş ise şaşırmıştı Berna nın bu durumuna. Ateş yataktan Berna ya ; 
Ateş : Ne yok canım. 
Berna : Sara nöbetleri geçirmemem için gerekli ilaçlarım yok kahretsin. Hepsi yanımdaydı bu çekmecedeydi oysaki. 
Ateş : Nasıl yok daha geçen gün orada duruyordu. 
Berna : Yok işte ne bileyim yok. 
Ateş : İyi baktın mı ? 
Berna : Her yere baktım her yeri aradım yok. Ben mahvoldum. Gene sara nöbetleri geçireceğim ve bir nöbet esnasında ölüp gideceğim. 
Ateş : Sakin ol. 
Berna : Nasıl sakin olayım. İlaçlarım yok. Nasıl sakin olmamı beklersin benden. 
Ateş : Tamam diyorum sakin ol ben çaresine bakacağım. 
Berna : Hayır bakmayacaksın. İlaçlar yok yok yok işte .. 
Ateş : Hangi ilaçlara ihtiyacın var ise yaz gidip alıp gelirim. 
Berna : Hayır tekrar tekrar kendini riske atmanı istemiyorum senin için endişeleniyorum. 
Ateş : Yaz canım bir şey olmaz diğerlerinden de yardım alırım. 
Berna : Bana söz ver tek başına gitmeyeceksin. 
Ateş : Tamam canım söz tek başıma gitmeyeceğim. Sen nelere ihtiyacın olduğunu yaz bir kağıda ben de gideyim organizasyonu sağlıyım. 

Ateş hızlıca ufak yemekhaneye doğru yöneldi. Ufak yemekhane de Tuncay, Ölüm Meleği , Asit oturuyorlardı. 

Ateş : Bir ilaç fabrikasına gitmem gerek  
Tuncay : Hayırdır ? 
Ateş : Berna nın ilaçları bitmiş. Onları almam lazım. 
Asit : Şu sivillerin de ilaçları var onları da alırız gitmişken hiç yoksa aradaki buzları bir nebzede eritmiş oluruz. Ben gideyim de duyuru yapayım. Herkes yazsın hangi ilaca ihtiyaçlarının olduğunu. 
Ateş : İyi düşündün Asit. 
Tuncay : Aynen Asit. İyi düşündün bunu.. 
Ateş : Abi sen gelmiyor musun ?
Ölüm Meleği : Gelmiyorum Ateş. 

Ölüm Meleği nin gelmiyorum demesi Tuncay Asit ve Ateş te şok etkisi yaratmıştı. 

Ölüm Meleği : Yoruldum artık Ateş. Arkadaşlarımın bir bir ellerimden kayıp gitmesini görmekten. Kollarımda son nefesini vermelerini. Onları öldüren son kurşunun benim silahımdan çıkmasından yoruldum artık. Üzgünüm ben gelmiyorum. Burada kalıp günlerimi geçirmek istiyorum artık. Kusura bakma. 
Ateş : Alfa - Star gelir mi bizimle ? 
Ölüm Meleği : Alfa - Star a gösterdiğiniz misafir perverlikten sonra kesin gelirler sizinle. 
Ateş : Ben Tuncay Asit yeteriz. Size ihtiyacımız yok. 
Ölüm Meleği : Bende öyle düşünüyorum. Bir kaltak için öldürt kendini.  Artık sana yapma etme demeyeceğim. O yüzden serbestsin. 
Ateş : Abi sevdiğim kız hakkında doğru konuş. 
Ölüm Meleği : Olur konuşurum. 

Bir kaç saat sonra hazırlıklarını tamamlayan Ateş, Asit ve Tuncay yola çıkmışlardı. 50 Kilometre ilerideki büyük bir ilaç deposuna doğru yola çıktılar. Son kalan üç Hummer dan biriyle yola çıkmışlardı. 
Ateş : Bu Alfa-Star hakkında ne düşünüyorsunuz ? 
Asit : Tehlikeliler. Çok tehlikeliler. İnan bunu onların gözlerinden okuyabiliyorum. Hiç bir duyguları yok kendilerinden başka. 
Tuncay : Kesinlikle haklısın Asit. Kesinlikle. 
Ateş : Bu Alfa - Star ı Mortem üstüne teslim etsek.. Adrenalin e geri dönmek en mantıklısı. Ama abim kabul etmez bunu. 
Asit : Abin asla o ikisini Mortem e teslim etmez. 
Ateş : O etmez ama biz ederiz. 
Tuncay : Ondan sonra ne olacak ? 
Ateş : Nemi olacak Mortem Adrenalin timlerinden birisine geçip Zombiler ile daha sistematik bir şekilde savaşma imkanı bulacağız. 
Asit : Fakat Alfa - Star dan o iki kişi hastalık derecesinde birbirlerine sağdıklar. Bildiğin hastalar. 
Ateş : Eee ne demek istiyorsun. 
Asit : İşte demek istediğim de o onları ölü olarak teslim etmeliyiz. Yoksa mortem üstünde onlar fazla kalacaklarını sanmıyorum. Onları kimse kafeste zorla tutamaz. Şeytanın bile aklına gelmeyecek bir plan yapar gene kaçarlar . Bu seferde bizim peşimize düşerler. 
Ateş : Bu sefer de biz öldürürüz onları. 
Asit : İlk başta temkinsizlerken öldürürsek daha kolay olur. Sonra dan öldürmeye çalışırsak zor olacaktır çünkü her şeye hazırlıklı gelecekler. 
Ateş : Sanırım haklısın.
Tuncay : Neyse gelmek üzereyiz arkadaşlar. İlaç deposunun önünden ve arkasından bir dolaşalım ne olur ne olmaz.
Asit : Herkes içeride dikkatli olsun. Neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz sonuçta. Tuncay sen ve ben ön kapıdan Ateş sende arka kapıdan giriyorsun herkes dikkat etsin kendine. 
Tuncay : Tamam. 
Ateş : Tamam merak etme sen.

Tuncay ve Asit Ön kapıya yaklaştılar. Arka kapıya da Ateş hızlıca koşarak geldi. Etrafta zombilerden iz bile yoktu. Tuncay kapıyı zorladı. İçeriden kilitliydi kapı. Asit içeriye doğru bağırdı. 
Asit : İçeride birileri var mı ? Yardım getirmeye geldik. Sesimi duyan var mı ? Ben Teğmen Asit. 
Tuncay : Sen ne zaman teğmen oldun Asit. 
Asit : Şiit çaktırma ! 
Asit telsizle Ateş e doğru seslendi. 
Asit : Ateş arka taraftan giriş var mı ? 
Ateş : Yok arka tarafta içeriden kilitlenmiş ama içeriden insan sesleri duyuyorum. 
Asit : Tamam ateş bu tarafa doğru gel istersen sende 

Asit : Sesimi duyan var mı ? Orada kimse var mı ? 

Asit in içeriye bağırmalarından sonra hiç bir ses gelmemişti. Tuncay bağırarak Plastik patlayıcıları koyalım ve kapıyı havaya uçuralım alacaklarımızı alıp buradan gidelim öyleyse diyerek içeriye sesini duyuracak şekilde bağırdı. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anlarcasına. 
Bir müddet daha beklediler. 
İçeriden bir ses geldi. ' Ateş etmeyin yada kapıyı patlatmanıza gerek yok kapıyı açacağız içeriden ne isterseniz alabilirsiniz ama lütfen bize zarar vermeyin. ' 
Asit : Söz veriyoruz size zarar vermeyeceğiz. Lütfen birliğimizdeki iki askerin ilaca ihtiyacı var onları alıp gitmek istiyoruz. 

Kapı bir anda açıldı. Kapının açılmasıyla 5 tane erkek silahlarını Tuncay Asit ve Ateş in üzerlerine doğrultular. Asit Ateş ve Tuncay hazırlıksız yakalanmışlardı. 
İçlerinden adının Erkin olduğunu söyleyen adam Tuncay Asit ve Ateş in silahlarını yere attırtmış. Onur a ise emir vererek Tuncay ın Asit in ve Ateş in üstlerini arattırmıştı. 
Ellerini arkadan bağladılar Tuncay Asit ve Ateş in. İçeriye aldıktan sonra hepsini kapıyı gene içeriden kilitlemişlerdi. Grup lideri olduğu anlaşılan Erkin Şunları birer sandalyeye oturtun diye yanındakilere emir verdi. 
Erkin : Nereden geldiniz ?
Asit : Askeri üsten. 
Erkin : Onu anladık Nereden geldiniz ? 
Asit : Buraya 60 km uzaklıktaki silivri askeri üstünden 
Mesut : Orada askeri üst mü var ? 
Asit : Evet var. 
Erkin : Buraya neden geldiniz ?
Asit : Askerlerimizden bir kaçı hasta onlara ilaç almaya geldik. İlaç isimleri ve kağıtlar arkadaşımda. 
Erkin : Hangi cebinde.
Ateş : Sağ cebimde alabilirsin. 
Erkin Ateş in cebindeki kağıdı alıp dikkatli bir şekilde incelemeye başladı. 
Erkin : Ne bunlar bir şey anlamadım. Sibel sen anladın mı ? 
Sibel : Ver bi bakayım. 

Erkin Sibel in elindeki kağıdı aldı. Sibel dikkatlice kağıtta yazılanları okudu. 

Sibel : Bunlar kronik hastalıklar Kalp tansiyon sara nöbeti gibi. Doğru söylüyor sanırım da bu hastalıkların çoğu gençlerde gözükmez. 
Erkin : Bu ilaçları kimin için alacaksınız ? Doğruyu söyleyin. 
Ateş : Söyledik size . Üstümüzde bir kamp var. Oradaki askerlere ve yaşlı insanlar için. Güvenli bir yer sizleri de oraya götürebiliriz. 
Erkin : Siz kendinizi güven demi sanıyorsunuz.. 
Ateş : Bizi aramaya gelecek bir tabur asker o zaman napacaksınız ? 
Erkin : Size napacağımızı bir düşünelim ondan sonra onlarada yapacak bir şey buluruz. 
Ateş : Araba yerimizi gösteriyor. Artık çok geç ya bizi bırakın ilaçları alıp gidelim yada bizimle gelin ! Size seçenek sunuyorum. Ama biz bir kaç saat içinde geri dönmezsek buraya elleri silahlı bir çok asker gelecek onlar sizinle bu kadar arkadaş canlısı konuşacaklarını sanmıyorum. 
Erkin : Kes sesini. 

Ateş in sözlerinden oradaki herkes etkilenmişti. Erkin ve yanında bulunan 3 ü yaşlı 11 erkek ve 8 bayan ve 3 çocuklardan oluşan grup konuşmak için arka tarafa doğru gittiler. 
Kalabalığın fikri onlarla birlikte Askeri üste gitmekti. Çünkü orasının daha güvenli ve geniş imkanları olduğunu düşünüyorlardı. Grup lideri Erkinin fikri ise onlara güvenmemekten yanaydı. Ama genede çoğunluk o askerler ile gitmek istediklerinden dolayı Erkin de istemeye istemeye kabul etti. 
Erkin geri döndü ve şunları söyledi : 
Erkin : istediğiniz ilaçlardan birer koli alacağız yanımıza bakalım neresiymiş bu üst. numara yapmaya çalışırsanız hepinizi öldürürüm. 

İlaç deposunun etrafında bulunan dört araba ve hummer jeep ile birlikte Tuncay Asit ve Ateş ide alıp Silivri ceza evine doğru yola çıktılar. Silivri ceza evine geldiklerinde Telsizden Asit Seslendi 
Asit : Biziz sorun yok .. Kapıları açarmısınız .  

Kapılar Asit in sözlerinden sonra açılmıştı. Tampon bölgeye geldiler 5 araba. Sonra tampon bölgenin de kapısı açıldı. içeriye kadar girdiler. Avlu bomboştu. Erkin hızlı adımlarla arabadan indi. ve Adamlarından iki tanesine Asit Tuncay ve Ateş i getirmelerini istedi. Erkin in adamlarının  ikisi Asit Tuncay ve Ateş i getirdiler. 
Adamdan teki silah ını Ateş in kafasına dayamış. Öbür adam ise silah ını Tuncay ın kafasına dayamış ve adamlar Ateş ve Tuncay a arkadan sarılmışlar . Her hangi bir önden gelecek ateşte kendilerine siper olarak Tuncay ve Ateş i yapmışlardı. 
Erkin ise Asit in dizlerinin üstüne çökertmiş ve kafasına silah dayamıştı. 
Erkin : Burada kimse var mı?
Avlu Erkin in sözleri ile yankılanıyordu. Erkin tekrarladı. 
Erkin : Burada kimse var mı? 
Gene hiç bir cevap gelmemişti. Hapishane nin kapısı bir anda açıldı. Kapıdan çıkan Ölüm Meleği ydi. Silahsız olarak Erkin in üstüne doğru geliyordu. 
Ölüm Meleği : Adamlarına söyle silahlarını bıraksınlar . Sende silah ını bırak. 
Erkin : Silah benim elimde ama. 
Ölüm Meleği : Silah ını bırak.. 
Erkin : Bırakmazsam ne olur. 
Ölüm Meleği : Sizlere zarar vermek istemiyorum. 
Erkin : Bir araba boyutunda olman bize zarar verecek durumda olacağının göstergesi değildir hiç bir zaman unutma. 
Ölüm Meleği : Kendine güvenin tam bakıyorumda. 
Erkin : Evet kendime güveniyorum. 
Der demez . Silah ını Ölüm Meleğine doğru doğrultu. 
Erkin : Ben cehennemden geldim .. 
Dediği sırada üç el silah sesi duyuldu. Erkin bir anda yere yığıldı. Arkasından Erkin in emir verdiği iki adam da yere yığılmıştı. Kimse ne olup bittiğini bile anlamadan Erkin ve adamlarının cansız bedenleri bir anda yerdeydi. 
Ölüm Meleği Hapishanenin çatısına doğru baktı. 
Çatıda Erkin ve Adamlarına ateş eden Mirza dan başkası değildi. 
O sırada Erkin ve adamlarının yanında gelen siviller den bir kız abi diye bağırarak Erkin in hemen arkasında yatan sarışın çocuğa doğru sarıldı. 
Ölüm Meleği Kızın kolundaki zombilerden hatıra kalmış ısırık izini fark etmesi çok geçmedi. Kızın sol kolunda bir insanın ısıracağı kadar et parçası yoktu. Ölüm Meleği Kızın acısını hiçe sayarak hızlıca kolunu tuttu. Ağlayan kızı sarsarak bu ne zaman oldu diye sordu Ölüm Meleği. 
Kız kardeşi öldüğü için şoktaydı ve konuşamıyordu..  En arka arabadan inen yaşlı bir adam . Ölüm Meleği ne Virüs salgının başladığı ikinci gün ısırıldı. Onunla birlikte ısırılan herkes zombiye dönüştü fakat o dönüşmedi. Bizde anlamadık diyebildi. Yaşlı adamın bunları söylemesinin sebebi Ölüm Meleği nin o kızı zombiler tarafından ısırıldığını fark etmesi ve üç gün içinde zombiye dönüşeceği için vurma ihtimali idi. 
Ölüm Meleği : Anti serum aldı mı peki ? 
Yaşlı Adam : Bildiğim kadarıyla hayır. 
Ölüm Meleği : Bu ölen adamları tanıyor musunuz ? 
Yaşlı Adam : Erkan ve diğer çocukla dört gün önce tanıştık. Bizim hayatımızı kurtardılar ve ilaç deposuna geldik.
Ölüm Meleği : Peki kızın kardeşi ? 
Yaşlı Adam : Kendisi Oğlumdur.. 

Yaşlı Adam ın bu sözlerinden sonra Tuncay Asit Ateş ve Ölüm Meleği Donup kalmıştı. 

Mortem Üstü ( İstanbul Anadolu Yakası ) Üç Gün Sonra.. 

Komutan : Alfa - Star dan geriye kimsenin kalmamasına sevineyim mi üzüleyim mi bilmiyorum. 
Doktor Deniz : Fikrimi sorarsanız üzülün bence iyi askerlerdi. Bir inat uğruna.. 
Üst Teğmen Nil : Efendim MOBS kameralarından yeni bir şey tespit ettik. 
Komutan : Nedir o ? 
Üst Teğmen Nil : Efendim Psko Soldiers ten üç kişi bir ilaç deposuna girdikleri gözlemledik. 
Komutan : Sonra ?
Üst Teğmen Nil : Edindiğimiz bilgilere göre ilaç deposunda saklanan kızlardan biri zombiler tarafından aylar önce ısırılmasına rağmen zombiye dönüşmemiş. 
Komutan : Bu nasıl olabilir. 
Doktor Deniz : Sanırım kızın bağışıklığı var.. 
Komutan : Böyle bir şey nasıl olabilir .
Doktor Deniz : Eğer böyle bir şey varsa Zombi salgının önüne geçebiliriz. 
Üst Teğmen Nil : Efendim Operasyon yapmamızı ister misiniz ? 
Komutan : Evet bir operasyon yapacağız. Güvendiğin en iyi 50 Askeri topla yarın sabah a hazır olsunlar. 
Doktor Deniz : Siz daha önce operasyon yaptınız ama sonuç alamadınız. Ben şansımı denemek istiyorum. 
Komutan : Ama Deniz ?? 
Doktor Deniz : Albayım sizden izin istemedim. 
Komutan : Üst teğmenim. Operasyon iptal. Deniz ve Ekibine bırakıyoruz bu işi.. 
Doktor Deniz : Teşekkür Ederim Albayım.. 
Doktor Deniz : Dünya küçük Ölüm Meleği.. Dünya Küçük.. Gene Karşılaşıyoruz.. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder