uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

15 Nisan 2012 Pazar

18. Bölüm Sanki Dışarı da Ateş'li Fıstıklar Şehri Var








Çocuk ve Zeynep in arkadaşlıkları devam ediyordu. Çocuk Zeynep e çok bağlanmıştı, Babası Zeynep'i ne zaman çocuk esirgeme kurumuna getirse; Zeynep'in içi kıpır kıpır ediyordu. Zeynep çok yaramaz ve şımarık bir çocuktu fakat babası Zeynep in yaramazlık yapmaması için tek bildiği laf bir daha seni oraya götürmem oluyor bunu duyan Zeynep ise hemen susuyordu.
Çocuk ve Zeynep ilk okula başlamıştı; Zeynep özel bır koleje gederken çocuk ise esirgeme kurumunda bulunan okula gidiyordu. Çocuk ile Zeynep in arkadaşlığı devam ediyordu. Birbirlerine mektuplar yazıyorlar. Çocuk her aksam uyumadan Zeynep'e mutlaka bir mektup yazıyor onları biriktiriyor sonra zeynep geldiğinde çocuk hepsini birden Zeynep'e veriyordu Zeynep eve gidiyor ve çocuğun yazdığı bütün mektupların hepsini aynı gun içinde okuyordu Çocuk Zeynep'e seni seviyorumlu aşk mektupları yazmıyordu elbette o gun neler yaptığından bahsediyordu bazen yazacak bır şey bulamadığında ise şiir yazıyordu saçma sapan çocukça şiirler yasam tum hızıyla devam ediyor yıllar birbirini kovalıyordu.
Çocuk bazen saçma sapan konuşurdu. Tabiri caizle saçmalardı. Sadece Zeynep gülsün diye. Çocuk başarılı bir öğrenciydi. Matematik Fen derslerinde özellikle iyiydi.Çocuğun ani cevap verme özelliği öğretmenlerinin dikkatini çekiyordu. Söylediği cevap yanlışta olsa çocuk gene de söylemekten çekinmiyordu.
Çocuk en çok yaz aylarını sevmiyordu. Bir çocuk düşünün ki Kışı sonbahar ve ilk baharı sevip te yazları sevmesin. Yazları sevmemesinin tek bir sebebi vardı : Zeynep okullar kapanınca bütün yazı tatil köylerinde , Otellerde veya yazlıklarında geçiriyordu. Çocuk Zeynep i 3 ay boyunca hiç göremiyor hiç haber alamıyordu. Zeynep bütün yaz eğlenip denizin tadını çıkartırken çocuk ise bütün yazı çocuk esirgeme kurumunda çalışarak geçiriyor ve yazın bitmesini bekliyordu.
Okulların açılması ile birlikte Zeynep babası ile mutlaka çocuk esirgeme kurumuna geliyordu.Zeynep yaz boyu yaşadıklarını çocuğa anlatıyor çocuk ise onu dinlemekle yetiniyordu. Çocuğun bilmediği şeylerdi Zeynep in anlattıkları. Çocuğa saçma geliyordu fakat çocuk genede dinliyordu bıkmadan usanmadan. Çocuğun ise anlatacak hiç bir şeyi yoktu. Çocuk bütün yazı meslek edinme kurslarında harcadığı için Çocuğun anlattığı amele muhabbetleri de Zeynep e saçma geliyordu ama Çocuğun da anlattıkları Zeynep e saçma geliyordu. Çocuk yazları ağır sanayi olan gemi üretim tersanesinde çalışıyordu ufak yaşına rağmen bir kaç arkadaşı ile birlikte ağır sanayindeydi. O ağır iş çocuğu çok yoruyordu fakat Zeynep in yokluğu çocuğu daha da çok yoruyordu. Çocuk Ağır sanayide çalıştığı için yaşıtlarına göre daha kaslı ve daha iriydi.
27 Mart 2010 ( Günümüz )
Aniden radarlar alarmlar ötmeye başladı. Asit yataktan hızlıca fırladı. Yatağın diğer yanında yatan Pelin ise Asit in kalktığını fark etti kafasını kaldırdı ve tekrardan yattı. Asit pantolonunu ve gömleğini apar topar giydi ve ayakkabılarını da giyerek hızlıca odadan çıkarak koşmaya başlamıştı.  Asit odasından fırlayarak kontrol odasına doğru koşmaya başladı. Asit güvenlik kameralarını ve radarları incelemeye başlamıştı. Bu etrafta sayıları yüzleri bulan zombilerin gelişi olmadığını biliyordu. Alarm hassasiyetini ona göre kurmuştu çünkü. Beyaz bir kamyonet üzerlerine doğru geliyordu. Beyaz kamyonetin kaputundan dumanlar çıkıyor belli ki motorunda bir sorun vardı. Beyaz kamyonet saatte yaklaşık 5-10 kilometre hızla hareket ediyordu. Çok yavaş ilerliyordu.
Asit içinden ' Lanet Olsun İstanbuldaki bütün zombileri arkalarından bize doğru getiriyorlar! ! ' Allah Kahretsin diye mırıldandı.
Asit kontrol odasında ve kameralar yardımıyla nereden geldiğini bulmaya çalışıyordu. Sesi duyan Ölüm Meleği de Asit in yanına gelmişti.
Ölüm Meleği : Asit neden ötüyor bunlar ?
Asit : Patron büyük bir sorunumuz var .
Ölüm Meleği : Zaten olmasa şaşardım.
Asit : Patron bir tane kamyonet geliyor içinde büyük ihtimal ile siviller var. Kamyonet arızalı ve çok yavaş geliyor. Arkasına zombi ordusunu takarak bize doğru gelmekte.
Ölüm Meleği : Kaç dakika sonra burada olur.
Asit : En fazla 20 dakika . Durdurmamıza imkan yok. Arkalarından da zaten yüzlerce zombi takip ediyor. Belki de binlercesi. Aradaki mesafe çok kısa.
Ölüm Meleği : Kendileri ölmemek için bizi mi öldürmeye çalışıyorlar.
Asit : Sanırım öyle patron.
Ölüm Meleği : Bu radarlar beş kilometre de çalışmıyor muydu ?
Asit : Evet öyleydi ama Zombiler yerimizi bulduğundan sonra kilometre mesafesini düşürdüm. Çünkü her şeye çalmaya başlayacak ve sesi duyan zombiler yerimizi bulacaktı.
Ölüm Meleği : İyi yapmışında bu Lanet olasıca kamyonet nereden çıktı. Çocukları uyandır. Mirza ve Sebastian da dahil olmak üzere. Ufak yemekhanede bir plan yapalım.
Asit : Anlaşıldı patron.
10 dakika sonra ufak yemekhane :
Ölüm Meleği : Beyler büyük bir sorunumuz var.
Ateş : Olmasa şaşardım abi. Gene ne oldu ?
Ölüm Meleği : Beyler beyaz bir kamyonet içinde kaç sivil olduğunu veya ısırıldıklarını bilmediğimiz bir kamyonet dolusu insan bu tarafa geliyor.
Sebastian : Belki de zombiler araba kullanmayı öğrenmişlerdir ? Olamaz mı ?
Ölüm Meleği : Hiç komik değil Sebastian.
Asit : Beyler kısaca özetlemek gerekir ise ; Kamyonet bozuk saatte beş kilometre hızla geliyorlar. Arkalarında ise bir dünya zombi ye iz bırakıyorlar ve zombiler de kamyoneti takip ediyor. Kamyonette kiler bunun farkında mı değil mi bilmiyorum ama bu demektir ki kamyonet buraya ulaştığında zombiler de ulaşacak. O yüzden büyük bir problemimiz var.
Tuncay : Beyler buraya gelmeden onları durdurmalıyız.
Asit : Artık çok geç Tuncay 10 Dakikaya buradalar buda demek oluyor ki 1 kilometre den az kaldı. Kamyonetin içindekilerini öldürürsek zombiler gene de yolu takip edecekler. Kamyonetin içindekilerini kurtarırsak gene takip edecekler.
Ateş : İki ucu boklu değnek.
Asit : Aynen Öyle..
Ölüm Meleği : Kamyonetin içindekiler kim bilmiyoruz. Ne olduklarını bilmiyoruz. Bizi sikmeye gelen sapıklar mı ? Yoksa sapkınlar mı ? Onuda bilmiyoruz. Zombi bile olabilirler. Onu da bilmiyoruz. Bu bir belirsizlik. Ve ben belirsizlikten hiç hoşlanmam.
Ateş : Kurtaracak mıyız ? Öldürecek miyiz ? Ne yapacak isek çabuk yapalım.

O sırada dışarıdan kamyonetin korna sesi duyulmuştu. Bir kaç sivil bağırıyordu.
Lütfen yardım edin. Kapıları açın.
Lütfen..
İçimizden kimse ısırılmadı.
Biz zombi değiliz
Peşimizdeler.
Lütfen kapıları açın
Lütfen bize yardım edin
Lütfen bizi içeri alın
Kimse yok mu ?
Dışarıdan bağrışmalar yardım çığlıkları gelirken herkez şok olmuştu. Mirza ise sigarası ile oynuyordu.
Asit : Beyler dışarıdakileri orada bırakamayız. Zombiler etraflarını sarmaya başlamıştır. Kapıları açarsak ta zombiler peşlerinden içeri girecek ve ortalık kan gövdeyi götürecek. 100 tane olsa başa çıkarız. 500  tane olsa gene başa çıkarız ama dışarıda binlercesi var.
Ölüm Meleği : Aklındaki nedir ?
Asit : Adamlara megafonla seslenelim ileriye gitsinler. İlerideki büyük top sahasına. Oraya kamyonla yada arabayla gidip hepsini kurtarmayı öneriyorum. Belki içlerinden bir kaçı bize yardımı olabilir.
Ateş : Bir avuç korkan sivilin ne yardımı olacak ?
Asit : Adamsız kaldık. Ve günden güne gücümüzü ve hakimiyetimizi hapishanede yitiriyoruz Ateş. Yeni gelecek 10 hayat bile bu hakimiyetimizi tekrar kazandırabilir. İnsanlar bizden kurtulmak istiyorlar.
Ateş : Bende buradan kurtulmak istiyorum artık.
Lütfen yardım edin. Kapıları açın.
Lütfen..
İçimizden kimse ısırılmadı.
Biz zombi değiliz
Peşimizdeler.
Lütfen kapıları açın
Lütfen bize yardım edin
Lütfen bizi içeri alın
Kimse yok mu ?
Ölüm Meleği : Lanet olsun .. Asit haklı beyler. Tuncay ne durumda kanatlı kuşun ?
Tuncay : İyi durumda moruk uçuyor hiç yoksa.
Ölüm Meleği : Sivilleri yukarıdan helikopter ile alsak mı ?
Tuncay : Her türlü fark etmez adamım.
Asit: Birimiz helikopterden aşağıya doğru kamyonete iner kamyonetin çatısını keser ve hepsini yukarıya doğru alır.
Ateş : Kulağa harika bir fikir gibi geliyor.
Ölüm Meleği : Evet harika bir fikir . Sanırım gene içimizden birini daha kaybetme riski ile karşı karşıyayız.
Asit : Evet bir rüzgar bile zombilerin üstüne indirebilir helikopterden aşağı sarkacak adamı.
Sebastian : Tam bir cendere tam.. Bunlara ileriye park edin diyelim ve roket atarla havaya uçuralım.
Ölüm Meleği : Zombilere insan ızgara yedirelim diyorsun ?
Sebastian : Tam olarak öyle demiyorum ama öyle olsun.
Ölüm Meleği : Kamyonetin içinde çocuklarda olabilir.
Sebastian : Yapma Kanka sen çocukları sevmezsin.
Ölüm Meleği : Saçmalama çocuklara bayılırım ben !
Sebastian : Bana tanıdığın bir tane çocuğun ismini söylesene..
Ölüm Meleği : Kapat çeneni.
Ateş : Deniz abla nın getirdiği ısırılmayan kıyafetlerden giyeriz ve öyle ineriz aşağıya.
Ölüm Meleği : Tamamdır. Tuncay Kanatlı kuşu hazırla. Ateş bir tane testere bul. Kamyonetin tavanını kesmek için.
Asit : Kim inecek kamyonetten aşağıya.
Ölüm Meleği : Ben inerim.
Asit : Hafif ve çevik birisi olması lazım. Ben inerim patron.
Ateş : Asit haklı abi.
Ölüm Meleği : Peki öyleyse. Asit Ateş ve Tuncay Helikoptere. Mirza Sebastian ve Ben de karadan destek verelim size. Asit Anonsu geç sen şimdi. İlerideki boş arazide beklesinler bizi.

Lütfen yardım edin. Kapıları açın.
Lütfen..
İçimizden kimse ısırılmadı.
Biz zombi değiliz
Peşimizdeler.
Lütfen kapıları açın
Lütfen bize yardım edin
Lütfen bizi içeri alın
Kimse yok mu ?
Asit : Lütfen dışarıda yardım bekleyen arkadaşlar. Lütfen İlerideki boş araziye doğru gidiniz. Sizi oradan helikopter ile alacağız.
Tekrar ediyorum.
Lütfen dışarıda yardım bekleyen arkadaşlar. Lütfen İlerideki boş araziye doğru gidiniz. Sizi oradan helikopter ile alacağız.
Tekrar ediyorum. Lütfen talimatlara uyun.
Lütfen dışarıda yardım bekleyen arkadaşlar. Lütfen İlerideki boş araziye doğru gidiniz. Sizi oradan helikopter ile alacağız.
Yardım gelecektir. Lütfen bizi orada bekleyin.
Kamyonetin içindekiler çaresiz bir şekilde boş araziye doğru yöneldiler.
Ölüm Meleği : Tuncay ne durumdasınız ?
Tuncay : Hazırız kalkıyoruz ..
Ölüm Meleği : Biz arabayla arkanızdan geleceğiz.
Tuncay : Geride kim kalıyor.
Ölüm Meleği : Sebastian kalıyor.
Asit : Sivilleri helikoptere aldıktan sonra biz üste dönüyoruz. Ölüm Meleği ve Mirza ise dışarıdaki zombileri dağıtıyorlar.
Ölüm Meleği : Evet hepsi Asit tin anlattığı gibi basit ve kolay. Dikkatli olun. Sebastian yerini koru.
Helikopter bir anda hapishaneden kalktı. Ve doğruca sivillerin bulunduğu boş araziye doğru gitmeye başladı. Hapishane çevresindeki zombiler helikopterin sesine ve helikoptere şaşkın şaşkın bakarken bir anda Ölüm Meleği nin kullandığı Hummer Jeep Hapishaneden hızlıca çıkış  yaptı. Zombiler ne olduğunu bile anlamadan Mirza ve Ölüm Meleği de hapishaneden çıkmıştı.
Zombiler boş arazide bulunan kamyonetin etrafını sarmaya başlamışlardı. Tuncay helikopteri olabildiğince aşağı doğru indirdi. Helikopterin sesi kulakları sağır ediyordu sanki. Asit helikopterin ip merdiveni ile aşağı doğru hızlıca inerek omuzuna astığı benzinli testere ile Kamyonetin tavanını kesmeye başladı. Kamyonetin içindekiler yüzlerini kapatmış bekliyorlardı. Asit kamyonetin tavanını kesmeye çalışırken kamyoneti takip eden zombiler ise; kamyoneti sarmaya başlamışlardı. Sayıları 100 150 yi bulan zombiler kamyoneti sarmışlar ve kamyoneti sallamaya başlamışlardı bile. Bir kaç tanesi kamyonete tırmanmaya çalışıyorlardı. Bir kaç tanesi de kamyonetin kaputuna tırmanmış ve oradan da Asit te doğru gelmeye çalışıyordu. Asit ise hiç istifini bozmadan tavanı kesmeye çalışıyordu.
Bu sırada Ölüm Meleği ve Mirza da hummer la hemen kamyonetin yanına yanaştılar.
Mirza arabadan hızlıca inerek ellindeki Samuray kılıcıyla Zombilerin kafalarını uçurmaya başladı. Ölüm Meleği Şaşkın bir şekilde bakarak ;
Ölüm Meleği : O  hattori hanzo kılıcını nereden buldun ?
Mirza : Deniz yenge verdi.
Ölüm Meleği : Deniz 'e yenge demekten vazgeç. Sana bir tane de ben alacağım o kılıçlardan.
Mirza : Neden Deniz yengemiz değil mi ?
Ölüm Meleği : Eskiden di o..

Mirza Elindeki kılıçla Zombilerin kafalarını uçuruyordu. Yaklaşık 150 kiloluk biz zombi Mirza ya saldırmaya çalıştı. Mirza nın giydiği özel kıyafet ile kendine güveni daha da artmış gözüküyordu. Elindeki kılıçla zombinin kafasını kesti. Kamyonete doğru koştu ve kamyonetin üzerine çıktı. Mirza kamyonetin etrafını saran 100 - 150 arasında sayıları değişen zombileri elindeki kılıçla kesmeye doğramaya başladı. Ortalık kan gölüydü. Asit ise artık kamyonetin çatısında bir delik açmayı başarmıştı. Kamyonetin çatısına Mirza sertçe bir tekme attı ve çatı aşağıya doğru düştü. Mirza kafasını çatıdan aşağıya doğru sarkıttı. Wowww...
Asit : Ne oldu Mirza ?
Mirza : Sanki dışarıda ateşli fıstıklar şehri var.
Asit : Bu lafı Ölüm Meleği söyler hep.
Mirza : O nereden öğrendi sanıyorsun.
Ölüm Meleği; Mirza nın Kamyonetin etrafında kestiği zombilerin azalmasını fırsat bilerek Jeep i kamyonete sıfır yanaştırdı.

Asit içeriye doğru kafasını uzattı.
Asit : Mirza harbiden de haklısın. Dışarıda ateşli fıstıklar şehri kesinlikle var..
Asit : Bayanlar helikoptere çıkacaksınız hepinizi tek seferde almamız mümkün değil ama gene de kurtaracağız. Dikkatli ve yavaş bir şekilde birer birer helikoptere doğru tırmanın.
Tuncay : Ateş şu taraftan 100 lerce zombi geliyor . Geri püskürt !
Ateş : Tamamdır.
Ateş helikopterden zombilerin üzerine otomatik tüfek ile yaylım ateşine başladı. Bu pizza yemek kadar keyifli be adamım.
Tuncay : Helikopteri uçurmak gibi desene. Sanki orgazm oluyorsun.
Ateş : Kesinlikle öyle..
Ateş kamyonet'e ve hummer'aa gelmeye çalışan zombileri püskürtüyor. Kamyonetin içinden çıkanlar ise tek tek helikoptere doğru tırmanıyorlardı.
Tuncay : Helikopterin kapasitesi doldu. Gidip tekrar geleceğiz Asit. Ölüm Meleği. Mirza . Anlaşıldı mı ?
Mirza : Tamamdır.
Asit : Tamam.
Ölüm Meleği : Bekliyoruz.
Tuncay ve Ateş Helikoptere tırmanan siviller ile birlikte hapishane nin yolunu tuttu. ve tekrardan geri dönmeleri 3 dakikayı bulmuştu. Tuncay gene helikopteri ip gibi havada asılı tutmayı başarıyordu.
Ölüm Meleği : Bu tuncay harbiden de yetenekli bir pilot. Nasıl başarıyor bunu uçurmayı anlamıyorum.
Tuncay : Eksik olma kanka.
Mirza : Telsizden Ölüm Meleği Tuncay a kur yapıyor .. Deniz Yenge kıskanmasın bak..
Ölüm Meleği : Mirza...
Tuncay ve Ateş İkinci parti sivilleri de alıp tekrardan üste götürdüler. Üçüncü kez tekrardan geldiler. Her götürdüklerinde 10 sivili yanlarında götürüyorlardı.
Mirza : Kamyonetin içi ne bereketliymiş arkadaş.
Ölüm Meleği : Acele etmez isek etrafımızı iyice saracaklar. Asit kaç kişi daha kaldı.
Asit : Yaklaşık 15 kişi daha var.
Ölüm Meleği : Kamyonet kamyonet değil sanki .
Mirza : Sex treni ..
Tuncay : Bırakın şimdi sexi treni de.. Etrafınızı iyice sarıyorlar onlara çare bulun. İleride binlerce bir zombi grubu var. Çok yaklaştılar size.
Ölüm Meleği : Acele edin o zaman.
Asit : Acele edin . Hızlıca tırmanmaya devam edin.
Tekrar Tuncay ve Ateş üçüncü kez sivilleri alıp tekrardan hapishaneye götürdüler.
O sırada zombiler iyice sarmıştı etraflarını. Ölüm Meleği Jeep in içindeydi. Mirza ve Asit ise kamyonetin üzerine çıkmaya çalışan zombileri püskürtmeye çalışıyorlardı. Ölüm Meleği Jeep le birlikte biraz uzaklaştı. Ve Arabayı zombilerin üzerine döndürür döndürmez zombilere ateş etmeye başladı. Her ateş edişinde bir zombi yere düşüyordu. Silah seslerini duyan etraftaki zombiler de Kamyonetin ve Jeep in olduğu tarafa doğru gelmeye başlamışlardı. Helikopter tekrar geldi. Yüzlerce zombi kamyoneti çevirmiş ve kamyoneti sallıyordu. Kamyonetin kaputundan tırmanmaya bile başlamışlardı. Tırmanan bir zombiye Mirza bir tekme attı. Zombi aldığı darbe ile geldiği yere doğru uçtu. Mirza kamyonetin kaput kısmından gelen zombileri karşılıyordu. Başka bir zombinin önce kolunu kesti Mirza . Sonrada kafasını kesti. Bu sırada kamyonet iyice sallanıyordu. Zombiler kamyoneti devirmek istiyorlar gibiydi. Helikoptere binmeye çalışan 17 yaşındaki Tuğba birden dengesini kaybederek zombilerin içine doğru düştü ve zombiler onu parçalamaya yemeye başladılar. Tuğba nın ablası kardeşim diyerek kardeşini zombilerden kurtarma ümidi ile Asit in hemen yanından zombilerin içine doğru atladı. Asit sadece dur yapma diyebildi. Ve Tuğba dan sonra ablası da Zombilere yemek olmuştu. Mirza belinden silahını çıkartarak zombilerin parçaladığı iki kıza birden nişan alarak iki sininde kafasından vurdu.
Mirza : Sabah Kahvaltınızı mahvettiğim için özür dilerim arkadaşlar..
Asit : Mirza hadi gidiyoruz ..
Mirza : Sende tırmanmaya başla ben buradakileri oyalarım sonra bende gelirim.
Asit : Eminmisin ?
Mirza : Mirza yım..
Asitte helikoptere doğru tırmanmaya başladı. Beşik gibi sallanan kamyonet artık devrilmek üzereydi. Bir zombi Mirza nın ayağına yapıştı. Mirza nın ayağına öyle bir yapıştı ki zombi Mirza yı aşağıya doğru çekmeye çalışıyordu. Mirza diğer dizi ile zombinin kafasını ezdi. Zombinin dişleri arabanın tavanında kalmıştı. Beşik gibi sallanan kamyonetin üstünde dengesini yitirmemek için yere arabanın tavanına sağlam basmaya çalışıyordu. Mirza arabanın önüne doğru koşarak arabanın kaputuna sağ ayağı ile basarak birden öne attı kendini ve yukarıya doğru sıçradı  Havada takla atarak yüzünü arabaya doğru çevirdi. Bu sırada araba çoktan devrilmiş ve yana doğru yatmıştı. Mirza elindeki kılıçla birlikte üzerine gelen zombileri birer birer avlıyordu. Ölüm Meleği arabayı Mirza ya doğru sürdü. Mirza nın yanına yaklaşan bir zombi ye çarptı ve Mirza nın yanında durdu.
Ölüm Meleği : Hadi atla..
Mirza : Daha yeni eğlenmeye başlamıştım.
Ölüm Meleği : Sonra devam edersin..
Mirza Arabaya atladığı gibi Ölüm Meleği hızlıca gaza bastı. Helikopterin arkasından onlarda hapishaneye girmişlerdi. Üstü başı kandı Mirza nın.
Ölüm Meleği : Bugün iyi bir iş çıkardın Aferim.
Mirza : Sanırım.. Daha da iyi olabilirdi.
Ölüm Meleği ve Mirza hapishane den içeriye doğru girdiler.
Siviller ise helikopterden inmişler hepsi bekliyorlardı. Ölüm Meleği arabadan indi ve sivillerin yanına doğru yürümeye başladı.

Sevda : Tuğba ve ablası Tuğçe yi nasıl kurtaramazsınız ? Siz ne biçim askersiniz ?
Sebastian : Woww ateşli piliçleri severim..
Mirza : Üzgünüm arkadaşlarınızı kaybettiğiniz için.
Sevda : Onlar arkadaşım değil kardeşlerimdi.
Sebastian : Olabilir.

Sevda bir anda belindeki silah ı çekerek Mirza nın üzerine doğrultu.
Sevda : Televizyonda burası güvenli bir yer dendi. Nasıl güvenli burası.
Ateş : Siz gelmeden önce yeterince güvenliydi.
Ölüm Meleği : Televizyon da mı ?
Sevda : Evet televizyonda Trt 1 de güvenli yerler ve konumlarında burasıda vardı. Hiç zombi olmadığı söyleniyordu !
Asit : Bu nasıl olur..
Sebastian : Televizyon filan bilmem ben Eğer o tetiği çekersen ve o kurşun Mirza ya saplanır ise Hepinizi diri diri toprağa gömerim.
Sevda : Kes sesini. Ben kardeşlerimin intikamını alayım da sen ne yaparsan yap bana.
Sebastian : Benim için bir zevk olacak bu hanım efendi.
Mirza : Üzgünüm kardeşlerini kaybettiğin için ama bazen insan çaresiz kalabiliyor. Ve bazen insanın elinde olmayan sebeplerden dolayı sevdiklerini kaybedebiliyor. Böyle bir dünya da ne son kaybeden sensin yada artık hiç bir şey kaybetmeyeceksin. Şu anda dünya nın her yerinde insanlar Annelerini babalarını kardeşlerini arkadaşlarını kaybediyorlar.
Sevda : Hayır üzgün değilsin. Tanımadığın insanlar öldü diye neden üzgün olacaksın.
Mirza : Pardon siz beni yanlış anladınız. Ben kardeşlerinizin ölümüne üzülmedim. Kardeşlerin birbirlerini kaybettiğine üzüldüm. Titremesin elin çek tetiği !!
Ölüm Meleği : Sevda sakın yapma.
Doktor Deniz : Sevda sakın yapma onların bir suçu yok.
Sebastian silah ını Sevda nın kafasına doğru doğrultu. Silah ının horozunu kaldırdı.
Ölüm Meleği : Sebastian hayır.
Doktor Deniz : Sebastian sakin ol.
Sebastian : Bu kaltağın Mirza ya silah doğrultması bile ölmesi için bir neden.
Mirza : Şimdi Sevda ya ateş et yada bırak o silah ı. Böyle tiyatro oynamanın bir anlamı yok.
Sevda silah ını yere indirdi. ve aniden yorgunluktan bayılmıştı.
Mirza : Sebastian kıza mermi yerine uyku ilacı mı sıktın.
Sebastian : Yok kanka yakın bir gelecekte sıkacaktım.
Mirza : Bu kaosta iki şeyi sevmiyorum.
Sebastian : Nedir onlar.
Mirza : Evde kalmış ve bakire kızları.
Sebastian : O neden ki ?
Mirza : Et yiyen ölümcül virüsten korkup kaçarlar yanlarında babaları yense umurlarında olmaz topuklarlar. Ama bir asker bir erkek gördüler mi hemen dişi pantere dönerler. Bakire kızlar erkeklerden korkmuyorlar Moruk. Tecrübelerimden söylüyorum sana bunu.
Sebastian : Alfa Star dan herkes korkar kanka herkes.
Mirza : Evde kalmış ve bakire kızlar haricinde diyelim Sebastian ..
Sebastian : Zombilerin aklı olsa bizden korkarlar mıydı ?
Mirza : Zaten korkuyor onlar bizden. Bize saldırdıklarına göre. Korkuyorlar.
Sebastian : Hadi kanka git duş al .. Kasap hayri gibi kokuyorsun.
Mirza : Kasap Hayri de kim..
Sebastian : Kasap Hayri.
Mirza : Sen kaçık bir serserisin..
Ölüm Meleğinin odası o akşam..
Doktor Deniz : Bugün iyi iş çıkardınız. Gerçekten bravo.
Ölüm Meleği : Hayır iyi iş çıkartan Tuncay Asit ve Mirza idi. Ben sadece araba kullandım.
Doktor Deniz : Orada bile bulunman varlığın bile onlara güç veriyor. Eskiden banada veriyordu.
Ölüm Meleği : Eskiden di o..
Doktor Deniz : Yeniden başlayabiliriz.
Ölüm Meleği : Yeniden ?
Doktor Deniz : Evet yeniden. Aramızda bir sorun yokken birden hapishaneye girdin ve aramızda sorun oldu. Hapishane ye girmen Adrenalin den atılman sanki hepsi benim suçum..
Ölüm Meleği : Hiç biri senin suçun değildi. Ama eğer seni ömrünün sonuna kadar bekleteceksem bir suçun olmalıydı. Ama o suçu bulamadığım için hapishaneye girdiğim gün terk ettim kafamda seni.
Doktor Deniz : Şimdi özgürsün..
Ölüm Meleği : Aman ne özgürlük.
Doktor Deniz : Benimle gel. Birlikte yaşayabiliriz.
Ölüm Meleği : Ben Adrenalin 'e çalışmıyorum artık.
Doktor Deniz : Ben de onlara çalışmıyorum
Ölüm Meleği : Ha adrenalin ha DXN ne farkı var ?
Doktor Deniz : Eğer bir şeyi sevmiyorsan onu değiştir. Eğer değiştiremiyorsan kendini değiştir.
Ölüm Meleği : Aman ne güzel.
Doktor Deniz : Hatalar yapabilirsin. Sende hata yaptın bende. Ama eğer ki o suçu başkalarına yüklersen işte o zaman hatalısın.
Ölüm Meleği : Ben adrenalin yada DxN i suçlamıyorum. Sadece hayatta kalmaya çalışıyorum.
Ölüm Meleği Doktor Deniz'in dudaklarından öpmeye başladı ve yatağa doğru düştüler..
Asit odasında yatıyordu. Pelin ona masaj yapıyordu. Pelin in yaptığı masaj Asit ti rahatlatıyordu. Asit en çok bu hoşuna gidiyordu. Asit yüz üstü yatağa uzanmış ve Pelin ise onun sırtını ovuyordu. Asit birden Pelin i alıp yatağa doğru yatırdı. Asit Pelin i öpmeye başladı. Pelin i öperken Asit elleri ile kalçalarını sıkıp bırakıyordu. Pelin in bu çok hoşuna gidiyordu. Pelin Asit in altında inliyordu.
Dilara ile Tuncay Odalarına sevişiyorlardı.   Tuncay Dilara yı güçlü kollarına almış her yerini öpüyor seviyor kokluyordu.
Ateş ve Berna ise sarılmış uyuyorlardı.
Mirza mışıl mışıl uyuyordu..
Sebastian ise bugün kurtardıklarından bir bayanı odasına atmış ve zevkine bakıyordu..


29 Mart Akşam Üstü : ( Küçük Yemekhane  )
Asit : Beyler büyük bir sorunumuz var.
Ölüm Meleği : Dinliyoruz Asit.
Asit : Beyler zombiler hapishanenin kapısına dayandı. Artık buradan karadan giriş veya çıkış yok.
Ateş : İşte bu harika..
Tuncay : Evet bu paskalya..
Ölüm Meleği : Kaç tane zombi var ?
Asit : Yaklaşık 5000 tane. Sayılarıda ilerliyor dakikalar geçtikçe. Etrafımızı tamamen kuşatıyorlar.
Ateş : Lanet olsun.. Şimdi hapı yuttuk.
Asit : Sivilleri buradan tahliye edelim. Deniz Abla hepsini götürsün ?
Ölüm Meleği : Pınar ı almadan gitmeyecektir.
Asit : En son Pınar ı almak koşulu ile iki helikopter tahliye yaparlar buradan ?
Ölüm Meleği : Pınar bizim pazarlık anlaşmamız.
Asit : Oda doğru ya..  Bir çaresine bakacağız..


Bu sırada...
Berna yemekhanenin kapısından içeriye girer.
Ateş : Müsaadenizle beyler..
Ateş ve Berna dışarıya konuşmaya çıkarlar.
Berna : Aşkım sana bir şey söylemem gerekiyor.
Ateş : Tabikide canım.
Berna : İki aydır adet görmüyorum.
Ateş : Yani ?
Berna : Dün Deniz ablaya sorunumdan bahsettim.
Ateş : Evet canım.
Berna : Hamileymişim canım. Tebrikler baba oluyorsun.
Ateş : Baba mı oluyorum ?
Berna : Ne o sevinmedin mi ?
Ateş : Sevindim sevinmesine de şaşırdım.
Berna : Neden şaşırdın.
Ateş : Böyle bir dünya da..
Berna : Dünya mızı kendimiz kurabiliriz..
Ateş : Farkındayım ama abimleri de bırakamam.
Berna : Bırakamazsan ölüp gideceğiz  Ateş  bey.. Yeğenine sahip çıksın o zaman ..
Ateş : Sen odamıza geç ben abimle konuşacağım.
Berna : Tamam..

Ateş : Abi seninle bir şey konuşabilir miyiz ?
Ölüm Meleği : Bu Berna nın hiç derdi bitmiyor ki..
Ateş : Abi durum ciddi.
Ölüm Meleği : Eminim öyledir.
Ateş ve Ölüm Meleği Avluya çıktılar.
Ateş : Abi Berna Hamile..
Ölüm Meleği : Ne !
Ateş : Doğru duydun abi Berna Hamile.
Ölüm Meleği : Sen kafayı mı ? yedin bu dünyaya bir bebek getirmek ..
Ateş : Abi oldu işte..
Ölüm Meleği : Lanet olsun.
Ateş : Berna ile evlenmemiz lazım. Nikah ı kim kıyacak.
Ölüm Meleği : Nikah işlemleri için mi beni davet ettin ?
Ateş : Hayır. Biz Berna ile Deniz Ablanın üstüne gitmek istiyoruz. Çocuğumuz burada doğmasın.
Ölüm Meleği : Harika. Seni anlıyorum. Hiç Yoksa anlamaya çalışıyorum. Benden ne istiyorsun ?
Ateş : İznini almaya geldim. ve seninde benimle gelmeni istiyorum.
Ölüm Meleği : Seninle gelmeyeceğimi biliyorsun. Sana DxN üstünde mutluluklar.. Abin öldü say.
Asit : Ama sen benim abimsin.
Ölüm Meleği : Evet sonsuz a dek senin abin olarak kalmayacağım. Sana mutluluklar. Nikah ınıda Sebastian kaptandır o kıyar.
Ateş : Tamam abi...
2 Nisan 2010
Ateş ve Berna Hapishane avlusunda evleniyorlardı. Doktor Deniz  Ateş  ve Berna yıda yanında götürecekti düğünden sonra. Düğünü Sebastian kıyacaktı. Doktor Deniz Bütün sivilleri özellikle de Pınar ıda yanında götüreceği için zafer kazanmıştı. Ölüm Meleği veya Mirza nın bir saldırısına karşı sigorta olarak  Ateş Berna ve Yeni Doğacak Bebekleri DxN in arayıp da bulamadığı bir fırsat olacaktı.

1 yorum:

  1. Demek Hattori Hanzo kılıcı ha? Vay, süper. ^^ Yazar sen kesin "Kill Bill" i de izlemişsindir? ^^

    YanıtlaSil