uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

28 Nisan 2012 Cumartesi

20. Bölüm Altın Vuruş




1996 Yılı  İzmit
Zeynep in Annesi : Kızımızın bu doğum günü muhteşem olacak. Bütün komşular çatlayacaklar.
Doktor Bey : Zeynep artık genç kız oluyor.
Zeynep in Annesi : Hediyesini görünce gözlerine inanamayacak.
Doktor Bey : Çok aradık o hediyeyi.
Zeynep in Annesi : Kızımız artık 15 yaşına giriyor. Davetiyeler tamam mı canım ?
Doktor Bey : Evet hepsi tamam ve adreslere gönderildi.
Zeynep in Annesi : Açılışta piyano çalacak kızımız. Sonra dev bir pastayı keseceğiz. En sonra davetlilerle biz otururken kızımız ve arkadaşları havuz kenarında eğlenecekler.
Doktor Bey : Her şeyi tasarladık çok özendik. Gerçekten umarım her şey çok güzel gider.
Zeynep in Annesi : Kesinlikle her şey çok güzel gidecek.
Zeynep bir anda odadan içeri girer.
Doktor Bey : Güzel kızım benim.
Zeynep hem annesini hem babasını öpüp aralarına oturur.
Zeynep : Nasılsınız ?
Zeynep in Annesi : Senin doğum gününü planlıyoruz.
Zeynep : Umarım bu sene hava çok güzel olur.
Zeynep in Annesi : Bu sene her şey mükemmel gidecek.
Zeynep : Onuda çağırdınız mı ?
Zeynep in Annesi : Hayır Zeynep. Artık çocuk değilsin. Seçkin bir ailenin seçkin bir evladısın. Kimsesiz bir çocuk ile arkadaşlık etmen ne kadar doğru. Etrafta kiler ne der ?
Zeynep : Umurumda değil. Etrafın ne diyeceği. Eğer o gelmez ise doğum günümü unutun.
Zeynep in Annesi : O Senin hiç dengin mi ?
Zeynep : Evet beni koruyan kollayan dertlerimi dinleyen bana sevgi gösteren herkes benim dengim.
Zeynep in Annesi : Kahretsin. Ne yapmak istiyorsan onu yap. Sende bir şey desene ?
Doktor Bey : Gayet düzgün bir çocuk. Kızımız ne yaptığını biliyor. Ona karışamayız genç kız oldu artık.
Zeynep in Doğum Günü ..
Evlerinin havuzlu bahçesinde Zeynep in bütün arkadaşları gelmişti. Zeynep in gözleri ise onu arıyordu.
Zeynep in Annesi : Hadi artık Zeynep ciğim misafirlerimize bir piyano ziyafeti verirmisin.
Zeynep : O gelmeden başlamam
Zeynep in Annesi : Saçmala bütün misafirler seni bekliyor.
Zeynep : Off ya tamam anne.
Zeynep piyanonun başına istemeye istemeye oturdu. Piyanoyu çalmaya başladı. Zeynep piyano yu çaldığı andan itibaren havuz kenarlarında havayı fişekler patlamaya başladı. Davetlilerin meraklı bakışları altında Zeynep piyano ile bütün hünerlerini sergiliyordu. Aklı başka yerde ' Neden Gelmedi ' diye düşünüyordu.
Gözleri ile kapının açılmasını bekliyordu. Kapı açılmıyor Zeynep in gülen yüzü soluyordu.
Şarkı bitti.
Zeynep : Gelmeyecek gelmeyecek gelmeyecek işte diyebiliyordu.. içinden..
Zeynep in yüzü iyice asılmıştı. 
Zeynep : Baba o geldi mi? 
Doktor Bey : Gelmedi kızım. En azından ben görmedim. 
Zeynep : Ona aylar öncesinden söylemiştim ben.. Gelmesi gerekiyordu.. 
Doktor Bey : Bilmiyorum kızım başına bir şey gelmiş olmasın. En son ne zaman konuştunuz ? 
Zeynep : Bir ay önce konuştuk Baba. 
Doktor Bey : Çocuğun başına bir şey mi geldi acaba ? Bak bende telaşlandım şimdi. 
Zeynep in Annesi : Ne konuşuyorsunuz Baba kız fısır fısır. Hadi Zeynep Pastanı kes. 

Zeynep in doğum gününden 20 gün önce .. İzmit Çocuk Esirgeme Kurumu :  
Doktor Bey : Bu çocuğun bütün evraklarını tamamlayın. 
Komutan : Doktor Bey Emin misiniz ? Bu çocuktan asker filan olmaz. 
Doktor Bey : Bu çocuğun bütün eğitimini küçük yaştan bu yana ben veriyorum ve ben takip ediyorum. Sizden ricam ona bir şans vermeniz. Ayrıca üzerinde çalıştığım bir kaç kas yükleyici ve kemik geliştirici iğnemi ilk ona ejektör ettim. Yaşıtlarına göre üç kat daha kaslı daha uzun daha dayanıklı kemiklere sahip ve çok daha hızlı. Son derece zeki kurnaz ve mükemmel bir avcı. 
Komutan : Çocuk çok takıntılı. Bu bizim için büyük sorun. İleride böyle bir silah sorun olabilir. 
Doktor Bey : Hazreti İsayı aramıyorsunuz. 
Komutan : Çocuk askeri bir birliğe katılmak istemiyor. Evet bu dediklerinize harfiyen katılıyorum. Şu an 13 yaşında ama 18 yaşındaki bir çocuktan bile daha zeki daha kurnaz daha hızlı daha dayanıklı. Fakat kızınızı bırakıp gitmek istemiyor. Savaşmak istemiyor kimseyle. 
Doktor Bey : Savaşmak istememesi çok normal. Büyük bir merhameti karşısındakine saygısı var. 
Komutan : Çocuk esirgeme kurumundan kurtulmak istemeyen gördüğüm tek çocuk. Kızınızı bırakıp da başka yerde yaşamak istemiyor. Siz ikna edebilirseniz ve Siz eğer ki kefilseniz. Sorun yok alıyoruz. 

Çocuğu Doktor Bey yanına çağırdı. 
Doktor Bey : Kızlar nelerden hoşlanıyor sanırım buldum. 
Çocuk :  Nelerden Doktor Bey 
Doktor Bey : Yakışıklı genç askerlerden. 
Çocuk : Sahi mi ? 
Doktor Bey : Evet sahi. 
Çocuk : Tüh ben o şansı kaçırdım. 
Doktor Bey : Neden kaçırmışsın ? 
Çocuk : Bir hafta önce bir kaç asker geldi. Bana bebek yüzlü katil diye hitap ediyorlardı. 
Doktor Bey : Sonra ? 
Çocuk : Bir hanım efendi. Beni teste soktu. Bana 250 soruluk çok affedersiniz ama saçma sapan sorular ile dolu bir testi yaptırdı. Sonra ise saatlerce benden konuştuk. 
Doktor Bey : Sonra ? 
Çocuk : Çok sıkıldım hayatımdaki en kötü gündü. Sonra bana döndü ve dedi. Bebek yüzlü katil.  
Doktor Bey : Halt etmiş o. Ne anlar erkekten. 
Çocuk : Ben katil değilim Doktor Bey. 
Doktor Bey : Biliyorum. 
Çocuk : Zeynep in doğum günü var 20 gün sonra. Oraya kesin ve kesin gideceğimi söyledim. Gitmeme izin verirlerse asker olabileceğimi de ekledim. Onlar ise bana hayır 18 yaşına kadar hiç bir yere gidemeyeceğimi söylediler. Bende asker olmak istemediğimi söyledim. Verilen bir söz Asker olmaktan da zengin olmaktan da damarımdan akan kandan da çok daha önemli. Sonra beni günlerce aç bırakıp bir hücreye kapattılar. 
Doktor Bey : Sahi mi ? 
Çocuk : Ben yalan söylemem. Sonra da beni bizimle geleceksin diye dövdüler. Bende gelmeyeceğimi söyledim. 
Doktor Bey : Ama kızlar askerlerden hoşlanıyorlar. 
Çocuk : Hiç bir kız benden hoşlanmasın buna razıyım. Ama verdiğim sözden asla geriye dönmem ben. 
Doktor Bey : Seni akıllı çocuk.. Eğer istersen komutanlarla bir kere daha konuşup seni askeri birliğe almalarını sağlayabilirim. 
Çocuk : Teşekkür ederim. Kızınıza söz verdim Doktor Bey. O sözü tutamayacak isem Asker olmanın bir anlamı yok. 
Doktor Bey : O sözünü de tutacaksın. Gel komutanın yanına gidelim. 

Doktor Bey : Bebek yüzlü katil asker olmak istiyor ama tek bir şartı var
Komutan : Neymiş o . 
Doktor Bey : 20 gün sonra benim kızımın doğum günü var ona davetli. Orada olmak istiyor. Kızıma söz vermiş. Hayatta en büyük şey onur ve verilen söz diyor. 
Komutan : Aferin. Tamam gidebilir. 
Çocuk : Affedersiniz ama gitmeme o gün izin vermezseniz işte o zaman bebek yüzlü katil olurum..  Lütfen verdiğiniz sözde durun. 
Komutan : Söz asker sözü sana.. 
Çocuk : Anlaştık o zaman. Teşekkür ederim Doktor Bey.. Ben müsaadeniz ile hazırlanayım.  
Komutan : Hadi bakalım fırla. 

Bebek yüzlü katil koşar adımlar ile eşyalarını toplamaya gidiyordu. 

Komutan : İşte bundan söz ediyorum .
Doktor Bey : 20 gün sonra ona verdiğiniz sözü lütfen tutun. Size arkadaş dost tavsiyesi. 
Komutan : Prosedürler böyle değil biliyorsunuz. 
Doktor Bey : Siz bilirsiniz.  

20 Gün Sonra Zeynep in doğum günü partisi : 

Pasta kesilmişti.  Zeynep in ailesi ve ailesinin dostları dışarıya kahve içmeye giderlerken Zeynep ve arkadaşları ise Zeynep lerin evinde havuzun etrafında eğleniyorlardı. Zeynep o sıra hediyelerini açıyordu. Aklı çocukta olan Zeynep'in yüzü asıktı.
Dans müziği çalmaya başladı. 
Cüneyt : Hadi dans edelim Zeynep. 
Zeynep : Hiç havamda değilim başka bir zaman Cüneyt. 
Cüneyt : Olur mu hiç. Hadi bu senin partin. Kırma beni. 

Cüneyt ve Zeynep dans'a kalkmışlardı. 

Zeynep in en yakın iki arkadaşı Neslihan ve Derya ise aralarında konuşuyorlardı o sırada. 
Derya : Cüneyti görüyor musun ? Zeynep in etrafında pervane oluyor. 
Neslihan : Zeynep te istemem yan cebime koy yapıyor.. 
Derya : Tabi öyle yapacak güzelim. İstanbul un en büyük inşaat firması veliahttı seninle ilgileniyor. Balıklama atlarsan çantada keklik olursun. 

Zeynep Cüneyt ile dans ederken birden kapı açıldı. İçeriye üç numara saçları ve siyah takım elbisesi ile bebek yüzlü katil girdi. Zeynep in gözleri bir anda ondaydı. Cüneyt ile dans ediyordu fakat Bebek yüzlü katil den gözlerini alamıyordu. Bir aydır görmüyordu özlemişti. 
Çocuk içeriye doğru herkesin bakışlarında yürümeye devam etti. Elindeki çiçeği ile Zeynep e doğru bakıyordu. 
Dans bitmişti. Zeynep hızlıca çocuğa doğru koştu ve boynuna sarıldı. Seni çok merak ettim neredesin diyebildi. 
Çocuk : Özür dilerim sanırım piyano ile yaptığın o güzel gösteriyi kaçırdım. Şu iki kulağımın duyabileceği en güzel ses parmaklarından ve ağızından çıkanlar .. 
Zeynep : Önemli değil. Sana bant kaydını gönderirim dinlersin. Sen neden geç kaldın. Yoksa izin vermediler mi ? sana. 
Çocuk : Kışlada bir sorun çıktı o yüzden geç kaldım. 
Zeynep : Ne sorunu çıktı ? Ne kışlası 
Çocuk : Önemli bir şey değil. Ben Adrenalin Timine girdim Zeynep haberin yok mu?
Zeynep : Hayır. 
Çocuk : Sana bir aydır yedi mektup yazdım. Kapıdan içeri girdiğimde seni o çocukla dans ederken gördüğümde mektuplarıma bu yüzden cevap vermediğini düşündüm. 
Zeynep : Mektup filan gelmedi bana. Ah anne ! ben sana göstereceğim ! 
Çocuk : Önemli değil. Takma kafana. 
Zeynep : Her şeyi duymak istiyorum. Subay mı oluyorsun yoksa.. 
Çocuk : Bilmem .. 
Zeynep : Aferim benim yakışıklı meleğime.. Beni kıskandın mı ? o çocukla dans ederken görünce ? 
Çocuk cevap vermedi. 
Zeynep : Beni kıskandın mı ? 
Çocuk gene cevap vermedi. 
Zeynep : Çok mu zor kıskandım demek. 
Çocuk : Hayır çok zor değil. Kıskanmak nasıl bir duygu bilmiyorum. Ama o an hissettiğim kıskanmak ise evet kıskandım. 
Zeynep : Ne hissettin. 
Çocuk : Dans ettiğin çocuğun canını almak. 
Zeynep : Saçmalama canım. Okuldan bir arkadaşım o benim.  Benim şövalyem sensin bir kere yakışıklı.      
Zeynep çocuğun elini tutmak istedi. Çocuğun elinden akan kanı fark etti. 
Zeynep : Sen yaralısın. Ne oldu sana.. 
Çocuk : Kışlada ufak bir sorun çıktı dedim ya. O yüzden yaralandım. 

O sırada Doktor Bey ve eşi eve geldiler. Doktor Bey Çocuk ve kızına doğru yürüdü.. 

Doktor Bey : Hazır mısın ?
Çocuk : Evet sanırım hazırım. 
Zeynep : Ne oluyor ? Baba. Neye hazır mı ? 
Doktor Bey : Boş ver Kızım. Kışladan bekliyorlar onu. Ben bırakıp geleceğim. 
Zeynep : Gitme .. 
Çocuk : Geri geleceğim.. 

Zeynep i geride bırakıp Çocuk ve Zeynep in babası yürüdüler. 

Doktor Bey : Neden yaptın. 
Çocuk : Bana bir söz vermişti. 
Doktor Bey : Sana söz verdi  diye ölmesi öldürmen mi gerekiyordu. 
Çocuk : Sadece bana söz vermişti. Bedelini canıyla ödedi. 

1996 Yılında Sat Komandosu nun ölümü basit bir tinerci cinayeti diyerek üzeri örtülmüştü..  Tinerci sat komandosundan sigara istiyor. Komando sigarayı vermiyor ve tinerci bıçakladı diyerek olay kapatıldı. Çocuk 6 ay boyunca tek başına bir hücreye hapsedildi. Bütün gününü sınav mekik ve sanal dövüş ha raketleri yaparak geçirdi. 
Lağım kadar pis olan bu yerde dayanmak o yaştaki bir çocuk için yeterince zordu.. 



Günümüz İstanbul 
Düğüne 4 Saat Kala ..
Sebastian ile Mirza odalarında oturmuşlar bira içiyorlardı.
Sebastian : Bu adrenalin kız takımını katlettik. Fakat sanırım onlar bilmiyorlar.
Mirza : Evet bilmiyorlar bunu bende fark ettim.
Sebastian : Peki neden böyle büyük bir katliam yaptık masum insanların günahına girdik.
Mirza : Adrenalin'e DxN e göz dağı vermemiz için bazen yaşı da yakıyoruz biliyorsun.
Sebastian : Doktor Deniz in bilgisi var mı sence.
Mirza : Göreceğiz. Bekleyeceğiz. Bakacağız. Bu bir savaş Sebastian. Güçlü olanlar ayakta kalacak.
Sebastian : Burada mı kalacağız ?
Mirza : Hayır Adrenalin dişi mahkumlarına bir ziyarete gidelim. İzmir mortem üstü ile alakalı bir durum söz konusu mu bir bakalım.
Sebastian : Onların suçu var mı sence ?
Mirza : Bir yerden başlamamız lazım. Ayakta durmak için.
Sebastian : Hepsi gidiyorlar mı ?
Mirza : Ölüm Meleği hariç hepsi gidiyor.
Sebastian : O neden gitmiyor. Gitsin işte. Sevgilisi ile yaşayıp giderler.
Mirza : Sen fare olsan kedinin inine gider miydin ?
Sebastian : Ben eğer fare olsam. Kedinin benimle oynamasına izin verirdim.
Mirza : Kedi ve Fare oyunundayız. Kedi zaten bizimle oynuyor. Uygun zamanda uygun yerde. Kedi rehavete düşünce saldıracağız Sebastian.
Sebastian : Buradan ne zaman ayrılıyoruz.
Mirza : Düğünden hemen sonra sen hazırlıklara başla. Jeeplerden tekini erzak silah cephane ve benzin ile doldur. Gerekli hazırlıkları yap .
Sebastian : Tamam kanka.


Düğüne Bir Saat Kala .. 

Düğüne 1 Saat kala ... 

Bütün düğün hazırlıkları bitmişti. Doktor Deniz ve Ölüm Meleği Şahit olacaktı. Kenan odasından olan biteni izliyordu.. Ellerini yumruk yapmış. Dişlerini sıkıyor ve kendi kendine Eğlenin bakalım eğlenin.. Ben de sizinle eğleneceğim diye içinden geçiriyordu.. 


Mirza : Sebastian tüm hazırlıklar tamam mı ? 
Sebastian : Tamam kanka her şey hazır. Gidebiliriz ne zaman istersen. 
Mirza : Doktor Deniz i bulmaya gidiyorum. 
Sebastian : Ben buralardayım. 
Mirza : Durdur şu nikahı nikah memuru sebo .. 
Sebastian : Sen ve kötü şakaların.. 

Mirza Doktor Deniz'e doğru yürüyordu. 

Mirza : Doktor Deniz. Nasılsınız ? 
Doktor Deniz : İyidir Mirza Sen ? 
Mirza : İzmir Mortem Üstüyle bir alakanız var mı ? 
Doktor Deniz : Hayır Mirza. 
Mirza : Lütfen bana doğruyu söyleyin. 
Doktor Deniz : Doğruyu söylüyorum sana. 
Mirza : Orada çok değerli dört arkadaşımı kaybettim. 
Doktor Deniz : Duydum çok üzüldüm başın sağ olsun. 
Mirza : Size tekrar sormak istiyorum. Sizin bu konular ile ilginiz var mı ? 
Doktor Deniz : Ben bir doktorum. Mirza. Ve araştırmacıyım. 
Mirza : Peki. Şimdi yanında getirdiğiniz 4 adamınızın da Sebastian canını alacak. Ben ne çektiysem sizde çekmelisiniz. 
Doktor Deniz : Acını hafifletecek mi ? 
Mirza : Acımı hafifletmeyecek. Fakat siz benim acıma ortak olacaksınız. Ne hissettiğimi anlayacaksınız. 
Doktor Deniz : Lütfen Mirza..  Eğer ki adamlarımdan bir tanesi sana veya Sebastian a zarar vermek isterlerse ilk onları ben öldürürüm. Sana garanti ederim. Ama onların suçu günahı yok. Beni öldürsün Sebastian. 
Mirza : Sizi Ölüm Meleği nden başka kimse öldüremez. Siz onunsunuz. Teşekkür ederim içten cevaplarınız için. 
Doktor Deniz : İnanmana sevindim. 

Ölüm Meleği : Ne konuşuyordunuz Doktor Zombi ile ? 
Mirza : Havadan ve sudan Genellikle Alfa-Star dan.. 
Ölüm Meleği : Planınız nedir Sebastian ı toparlanırken gördüm. 
Mirza : Planımız şu . Biz artık buradan gidiyoruz. Bizi misafir ettin. Birlikte güzel vakitte geçirdik. Ama misafirlik bir kaç gündü bizim için bitti. 
Ölüm Meleği : Hepsi gidiyorlar bir ben kalacağım. 
Mirza : Biliyorum. Sende onlar ile gitmeni istiyorum. 
Ölüm Meleği : Mirza ne demek bu şimdi. 
Mirza : Dostum . Hala Doktor Deniz i çok seviyorsun. Bir daha bulmuşken kaybetme. Geçmişte aranızda ne yaşandıysa yaşandı. Yaşandı ve bitti. Artık kavuşun. 
Ölüm Meleği : Ben sizinle geliyorum dostlarım. 
Mirza : Hayır Ölüm Meleği .. Gelmiyorsun. Kardeşinin ve arkadaşlarının yanında kal. Sen onlara aitsin. Ve DxN de mutlu mesut yaşa. 
Ölüm Meleği : Sizinleyim dedim konu kapandı Mirza. 

Tuncay : Kanka seninle iki dakika konuşabilir miyiz ?
Ölüm Meleği : Tabi konuşabiliriz. 
Asit : Biz senden ayrılmak istemiyoruz. 
Ölüm Meleği : Asit bu konuyu konuşmuştuk. 
Asit : Olabilir biz senden ayrılmak istemiyoruz. 
Ölüm Meleği : Tuncay ? 
Tuncay : Evet adamım senden ayrılmak istemiyoruz. Ne yapacağız biz koca bir gemide ? 
Ölüm Meleği : Sivilleri taşıyın da bakarız duruma göre. 
Tuncay : Tamam Asit kalıyoruz. 
Asit : Teşekkürler Patron. 
Ölüm Meleği : Bakarız dedim.. 

Ateş : Hadi düğün başlamak üzere ..  Hala ne konuşuyorsunuz fısır fısır.. 




Sebastian Ateş ve Berna nın nikahını kıymıştı. Zombi terörünün başladığından bu yanaki en normal ve insani olay buydu. Herkes ama herkes eğleniyorlardı. Alkol su gibi gidiyor ve hapishane avlusunda gençler başta olmak üzere herkes dans ediyordu. 

Ölüm Meleği ve Doktor Deniz Dans ediyorlardı. Ölüm Meleği nin boynuna sarılmıştı Doktor Deniz. 
Doktor Deniz : Ne güzel eski günlerdeki gibi. 
Ölüm Meleği : Evet eski günler eski dünya eski insanlar.. 
Doktor Deniz : Mirza ve Sebastian ile kalmak istediğine eminmisin ? 
Ölüm Meleği : Evet eminim. 
Doktor Deniz : Onları bana tercih ediyorsun. 
Ölüm Meleği : Tercihlik sırası yok. Onların yanında kendimi daha güvende hissediyorum. 
Doktor Deniz : Ben burada boşuna nefesimi harcıyorum. Ne yapmak istiyorsan onu yap. Zombi Meleği ! 
Ölüm Meleği : Olur Doktor Zombi. 

Berna ve Ateş : 

Ateş : Çok güzel oldun.
Berna : Evet gerçekten çok güzel bir gece. Ve buradan ayrılmakta cabası her şey mükemmel. çok mutluyum Allah bozmasın mutluluğumuzu. 
Ateş : Daha da güzel olacak her şey. Çok daha güzel olacak.. 

Dilara ve Tuncay 

Dilara : Aşkım biz de evlenelim mi ? 
Tuncay : Olur evlenelim canım.
Dilara : Ama ben bir teklif almadım.
Tuncay : Hallederiz. her türlü. 
Dilara : Off Tuncay.. 
Tuncay : Ne dedim şimdi ben .. Aşk olsun..
Dilara : Aşk yok mu zaten.. 
Tuncay : Dilara şimdi sana bir şey söyleyeceğim. 
Dilara : Tabi aşkım. Dinliyorum. 
Tuncay : Sen DxN gemisine gidiyorsun. Ben ise burada Ölüm Meleği ile kalıyorum. 
Dilara : Şaka mı bu ? Şaka mı ? yapıyorsun. 
Tuncay : Son derece ciddiyim Dilara. 
Dilara : Lanet olsun sana Tuncay .. Beni onun için mi bırakıyorsun ? Başka bir bahane bulamadın mı ? 
Tuncay : Bahane değil gerçek Dilara. Özür Dilerim. 


Kenan kontrol odasındaydı. Kendine kalan 3 hummerdan bir tanesini ayarlamış. İçine erzaklarını silahlar koymuştu. Kız kardeşi Arzu ile oradan kaçacaktı. 
Yüksek sesten zombiler delirmişti. Adrenalin bayan mahkumları asıldıkları yerde zombiye dönmüş ve onlar da cağ resiz bir şekilde sesten etkilenmelerine rağmen sadece elleri hareket ediyordu. 
Kenan şifreyi girdi. Şifreyi kız kardeşi arzu dan almıştı. Dış kapının açılmasını talimat vermişti. Kapının hız ayarını yaparken de en yavaşta açılsın diye ayarlamıştı. Sayıları 5000 den fazla olan zombiler birden ilk kapıdan içeriye doğru girdiler. Kenan yakalanmamak için son derece dikkatli davranıyordu.  

Son Kapıyı da açtı..  Onunda açılma süresini en hızlıya ayarlamıştı. Yaklaşık 10 saniyede 2. Kapıda açıldı.  

Zombiler içeriye doğru girmeye başladılar. Zombileri fark eden küçük bir kız çığlık attı.  Müziğin sesinden küçük kızın çığlığı pek duyulmadı. Zombiler bir kaç sivili yemeye parçalamaya başladılar. Ölüm Meleği Silah ıyla önce müzik çaları vurdu. Bu arada Kenan ın kullandığı Jeep Zombileri ve sivilleri eze eze dışarıya çıkmıştı. Kenan ve kardeşi kaçıyorlardı. 
Kenan : Hepinizin canı cehenneme. 
Arzu : Abi bunu neden yaptık. 
Kenan : Sus senide atarım şimdi dışarıya kes sesini. 
Arzu : Nereye gidiyoruz. 
Kenan : Gidecek bir yer buluruz. 

Mirza : Sebastian !! ( Diye Var Gücüyle Bağırdı ) 
Sebastian ; Koşarak silahları aldı ve Mirza yada getirdi. 

Ölüm Meleği : Doktor Deniz 'e Hemen gitmelisiniz . Asit Tuncay !  Helikopteri çalıştırın ben sizi koruyorum. 
Doktor Deniz : Sende gel . Mirza ve Sebastian bu zombiler ile savaşır. 
Ölüm Meleği : Pınar ı istemiyor muydun . Ateş Berna Helikoptere . 
Doktor Deniz : Helikopteri çalıştırın çabuk alabildiğiniz kadar sivil alın özellikle ısırılmamış bayanları alın. 

Mirza : Sebastian Alfa-Star Işığı ( Diye var gücüyle tekrar bağırdı ) 
Sebastian : El bombasını çıkardığı gibi peş peşe atmaya başladı. Patlamaların biri başlıyor biri bitiyordu. 

Hapishane Müdürü helikoptere doğru koşarken ayağı takılarak yere düştü ve zombiler hapishane müdürünün üzerine çullandılar. Hapishane Müdürünün Eşi kocasını kurtarmak isterken oda zombiler tarafından ısırılmaya başlamıştı. Asit helikopterleri koruyor ve yaklaşan zombileri vuruyor sivilleri helikoptere bindiriyordu. Diğer helikopterde ise Doktor Deniz in adamı vardı. Damla Annesinin ve babasının zombiler tarafından ısırıldığını görünce helikopterden birden dışarıya doğru koştu. Zombiler ile babasını ayırmak istediği anda zombiler tarafından ısırılmaya başlandı. 
Zombiler hapishane müdürünün gözlerini oydular. Bir zombi dilini ısırarak kopardı. Başka bir zombi kulağını yiyordu. Etrafa kan fışkırıyordu. Barsaklarını bile yiyorlardı zombiler. Hapishane müdürünün her tarafında bir zombi ve zombiler hapishane müdürünün etlerini ısırıp ısırıp kopartıyorlar ve sonrada yiyorlardı. Hapishane müdürünün son sözleri Allah belanızı versin olmuştu. 
Damla nın ilk kolundan ısırdı bir zombi. Başka bir zombi ise boynundan ısırmaya başlamıştı. O güzel saçlarında ölülerin elleri geziyordu. Damla nın ölmesi hapishane müdürü kadar uzun ve işkence dolu olmadı. Çünkü Asit Damla nın zombiler tarafından ısırıldığını görünce o güzel kızı kendi elinden çıkan silah ile öldürmüştü. Ne tesadüftür ki Fulya ile kardeşi Damla Aynı adama aşık olmuşlar. Ve aynı adam tarafından vurulmuşlardı. 
Dilara Tuncay a kızmış ve odasına doğru gitmişti sesi duyduğunda avluya koştu ve avluda gördüklerine inanamadı. Bu görüntü ile sinir krizi geçirmeye başlamıştı. Dilara nın kuzeni Buket ise Bir kaç zombi tarafından etrafı sarılmış ve yenmeye başlanmıştı. Zombilerden teki Buket in göğüs uclarını ısırarak kopardı. Başka bir zombi ise Buketin karnında bulunan piercingi ısırıp kopardı. Buket in kaderi de sevdiği adam Sansar ile aynı olmuştu. 
Manken Esin Helikoptere doğru koşmaya çalışıyordu. Ama daracık süper mini eteği ve topuklu ayakkabısı ona müsaade etmiyordu. Bileğini burktu. Bir zombi sağ tarafından Esin in üzerine atladı. Esinin kafası kaldırıma çarptı. Esinin boynu kırılıp oracıkta ölmüştü. Esin in ölmesini bile sorun etmeyen zombi Esin i yemeye başladı. 

Doktor Deniz Bağışıklığı olan Pınar ı kız kardeşini ve erkek kardeşini DxN helikopterine bindirdi. Adamına Havalan dedi.  Helikopteri kullanan Dilek 
Dilek : Ama efendim siz olmadan kalkmam imkansız lütfen gelin dedi. 
Doktor Deniz : Ben Psko Soldiers ile giderim Siz beni düşünmeyin Pınar ve kardeşleri daha önemli. Bu bir emirdir 
Dilek : Emredersiniz.  Sezin Melda ve Esra Siz Doktor Deniz ile kalın. 

Dilek ve helikopterdeki 14 kişi DxN üstüne doğru havalandılar. 

Asit Elindeki silah ile bir çok zombiyi tek atışta yere seriyor ve zombiler bir daha kıpırdamıyorlardı. Berna helikopterde bekliyor. Helikopterin tüfeğini ise Ateş kullanıyordu. Mirza Sebastian ve Ölüm Meleği onlardan 15 metre kadar uzaktalardı. 

Bir den kapıdan hızlı haraket eden zombiler belirdi. 

Sebastian : Bu zombiler koşuyor kanka.. 
Mirza : Bizde koşuyoruz. Gazete sür manşeti gibi konuştun. Times gazetesi kesinlikle bunu haber yapardı. 
Ölüm Meleği : Bunlar nereden çıktı şimdi. 
Mirza : Teknoloji gelişti Zombi Meleği.. 
Doktor Deniz : Olamaz..  Ama ben .. 

Kapıdan giren 400 e yakın zombi çok hızlı hareket ediyor ve Sivillerin üzerlerine yağmur gibi çöküyorlardı. 

Mirza : Sebastian 8 de 5 .. 

Sebastian  Mirza dan aldığı emir ile Bir arabanın üzerine çıktı. Ve oradan zombilere ateş etmeye devam ediyordu. 

Mirza ise üzerine koşarak gelen zombilerin üzerilerine doğru koşmaya başladı. 
Bir zombi ile karşı karşıya koşuyorlardı. Tam Mirza yı zombi boğazlayacakken. Mirza öne doğru sıçrayarak zombinin diz kapağına pis burunla tekme attı. Sonra da diğer ayağı ile öbür diz kapağına pis vurunla gene vurdu. Zombinin diz kapakları kırılmıştı. Zombi yerde Mirza ya doğru sürünerek gelirken Mirza ayağını kaldırdı ve Tabanıyla Zombinin beynini ezdi. 

Ölüm Meleği : Üzerine gelen zombi nin direk boynunu kırdı. Öbürüne ise bir sol kroşe vurup yere serdi. Sonrada ateş etti. Diğer gelen zombinin ise kafasını kopardı. Ölüm Meleği Sebastian ve Mirza ön safta büyük bir direnç gösteriyorlardı. 

Doktor Deniz in Askerlerinden Sezin Zombilere yakalandı. Ve zombiler Senini olabildiğince hızlı yemeye parçalamaya başlamışlardı.  Doktor Deniz Sezin in daha fazla acı çekmesini önlemek için belinden çıkardığı silah ile sezin i öldürdü. 

Ölüm Meleği Sebastian ve Mirza nın etrafını yavaş yavaş sarmaya başlamıştı zombiler. 

Ölüm Meleği : Gidin diye bağırdı. 
Asit : Seni almadan gitmeyeceğiz ! 
Doktor Deniz : Gel artık etrafta kimse kalmadı. Kurtarılacak kimse de yok gel artık ! 

Ölüm Meleği : Mirza Sebastian Başaramayız hepsini öldürmeyi geldikçe geliyorlar. 
Mirza : Alfa-Star Osmanlı taktiği ! 

Ölüm Meleği Mirza Ve Sebastian geri çekiliyorlardı. Sebastian ı arkadan yakalayan Zombi Sebastian ı ısırmaya çalışıyordu. Sebastianın Sırtından tam ısıracakken Ölüm Meleği Zombi nin boynunu kırdı. 

Bu sırada sağ kalan herkes helikoptere binmiş Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian ı bekliyorlardı. Melda helikopterin en ucunda oturuyordu. Yan taraftan gelen Zombi meldanın boynundan ısırarak meldayı helikopterden aşağıya doğru düşürdü. Bunu gören Berna hadi gidiyoruz hadi hadi hadi diye bağırdı. Ve Tuncay havalandı. 

Helikoper semaya yükselirken .. Ölüm Meleği Mirza Ve Sebastian ı kuşatan zombiler cemberi iyice daraltmışlardı. 
Asit : Tuncay aşağıya in ! 
Tuncay : Nereye ineyim. 
Ateş : Nereye inersen in kurtarmamız gerekiyor abimi. 
Tuncay : İneceğim bir yer yok. Her yer zombi kaynıyor. Aşağıya inmeden ölürüz. 

Zombiler Ölüm Meleği Mirza ve Sebastian ın üzerlerine doğru geriyorlar çember iyice daralmış ve kuşatılmışlardı. 

Ateş in abisinden yana son görüntüsü ise ortada Mirza Sebastian Ve Ölüm Meleği . Etraflarında yüzlerce zombi ve çemberin tamamen kapandığı. Her yerin zombi olduğu ve zombiler oluşturdukları çemberin en ortasından bir et kapabilmek için birbirlerini ezecekleri olacaktı.. 

Bu cehennemden sağ çıkmayı başaran Asit , Ateş , Tuncay, Doktor Deniz ve Berna DxN üstüne doğru yola koyuldular.. 
Asit in gözünden akan bir kaç damla yaş ağzı kanla dolu bir zombinin gözüne gelmiş ve zombi helikoptere doğru bakmıştı. 
Doktor Deniz kendini zor tutuyordu. Hem bayılmamak için hem ağlamamak için. Asit gördüklerine gözlerini inandıramıyordu. Olamaz olamaz nasıl olur Ölüm Meleği Ölemez diyordu. Zombiler ellerindeki etleri et parçalarını ve kemikleri yerken Tuncay Asit ve Ateş . Ölüm Meleği Olmadan Yeni bir yaşama doğru yola koyuluyorlardı.. 

2 yorum:

  1. Cidden mi, yoksa yine aynı şeyi yapıp onları kurtaracak mısın yazar?

    YanıtlaSil
  2. kurtar lan ibne onları okumam

    YanıtlaSil