uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

2 Haziran 2012 Cumartesi

21. Bölüm Düş'üş ..


Ölüm Meleği, Sebastian ve Mirza zombilerin arasında kalmışlardı , Hızlı hareket eden zombilerden kurtulmalarını sağladılar diğerlerinin fakat kendileri kaçamamıştı. Tuncay , Asit , Ateş Berna ve Doktor Deniz DxN üstüne doğru havalanmıştı. Kapıları açan Kenan ve kardeşi ise hapishane den bir araba ile kaçmışlardı. Hapishanedeki yüze yakın sivil ise zombiler tarafından vahşiyce parçalanarak öldürülmüşlerdi. Kenan zafer kazanmıştı Psko Soldiers'e karşı.


DxN Üstü Marmara Açıklarında Bir Gemi ..

Helikopter geminin pistine indi ve sivilleri indirdi. Asit bağırarak

Asit: Tuncay geri dönüyoruz.

Tuncay: Evet herkes indiğine göre gidebiliriz.

Ateş : Hadi artık Tuncay uçur şunu.. Lanet olsun..

Helikopter tekrar havalanırken Doktor Deniz kararlı ve emin adımlar ile geminin kamara kısımlarına doğru yürüdü. Yanından geçtiği bütün askerler Doktor Deniz i görünce esas duruşa geçip selam duruyordu fakat Doktor Deniz onlar yokmuş gibi yolunda yürümeye devam ediyordu. Bir kamaranın kapısını açtığı gibi içeriye girdi.

Doktor Deniz : Seni lanet olasıca neden süper zombileri saldın üstümüze ? Kabul etmişlerdi. Kızı bize vereceklerdi.

Judas : Sen öyle söylediğin için.

Doktor Deniz : Evet söyledim ama o kabul etmedikleri için. Kargaşa çıkartmak adına 25 süper zombi dedim. 400 - 500 tane değil. Sonrada telsizle sana mesaj gönderdim zombileri geri çek diye.

Judas : Olabilir ama ben geri çekmedim.

Doktor Deniz : Mirza , Sebastian ve Ölüm Meleği çok iyi askerlerdi.. İşimize yarayabilecek en iyi 3 askerdi.

Judas : Evet ASKERLER Di . Mirza ve Sebastian Amerika da sıçradılar İzmir de sıçradılar İstanbul’da tombala. Ölüm Meleği için üzgünüm.

Doktor Deniz : Seninle hesaplaşacağız..

Judas : Türkiye sorumlusu benim. Haber vereyim. Bir saniyede yok ederim seni.

Doktor Deniz : Görürüz kim kimi yok edecek.

Judas : Türkiye sorumlusu benim sana tekrar hatırlatmak isterim Doktor Deniz !

Doktor Deniz : Kimin Türkiye sorumlusu olduğunu biliyorum.

Judas : İyi o zaman. Aşk ve işi birbirine karıştırma. Nilay ile ilgilenecek birilerini buldun mu ?

Doktor Deniz : Sen ilgilenirsin artık. Mirza nın ve Ölüm Meleği dışında onunla baş edebilecek asker var mı ? zeki judas

Judas : Onlar bizim isteklerimizi zaten yapmazlardı.

Doktor Deniz : Canın cehenneme..

Judas : Zaten cehennemdeyiz.



Tuncay Asit ve Ateş Helikopter ile hemen hapishaneye geri döndüler. Helikopter Adrenalin hapishanesinin üzerinde gezerken Ölüm Meleğin'den bir iz arıyorlardı.  Belki de bir umut. Zombiler oturmuş sivillerden kopardıkları etleri yiyorlardı. Zombiler etleri paylaşamıyorlardı bile. Zombiler için açık büfe bir alandı.

Ateş : İyice in aşağıya Tuncay.

Tuncay : Daha fazla inemem aşağıya. Helikopterin pervanesine bir zombi takılır ise helikopterinde bizimde sonumuz olur.

Asit : Ölemezsin.. Şimdi Olmaz..

Ateş : Bırakmayacaktık. Ah inadın yok mu. Ah Abi Ah.. İnat uğruna

Tuncay : Beyler hiç birinden bir iz yok.

Ateş : Bu yamyamlar parçalarını bile bırakmazlar ki.

Tuncay : Ne anlamı var ki artık..

Asit : Geri dönelim beyler.


Helikopter DxN in gemisine geri dönmüştü. Helikopter piste indi. Doktor Deniz helikoptere doğru yürüdü.


Doktor Deniz : Hiçbir iz yok mu ?

Ateş : Yok.

Doktor Deniz : Ölmüş olamaz.

Ateş : Çok üzgünüm Deniz abla..

Doktor Deniz : Ölseydi hissederdim. Gör bak çıkacak bir yerden..


Ateş ile konuştuktan sonra Doktor Deniz odasına doğru yürüdü . Odasını kilitledi. Lavabodaki çeşmeyi sonuna kadar açtı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

Doktor Deniz : Ölemezsin sen ! Seni aşağılık herif beni bırakıp nereye gidiyorsun. Seni tekrar bulmuşken nereye gidiyorsun.


Asit ve Tuncay Gemide aynı odada kalıyorlardı. Asit kitaplar okurken Tuncay ise hiç bir şey yapmıyordu. Tuncay ve Asit umutlarını kaybetmiş , Hatta tüketmiş iki asker olarak hatta ve hatta asker eskisi olarak kalmışlardı. Ateş ise onlardan çok daha üzgündü. Ağzını bıçak açmıyor hiç neşesi yoktu. Üç askerde etrafa kendilerini güçsüz göstermemek için yine de başları dik durmaya çalışıyorlardı. Ölüm Meleği nden konuşmamaya özen gösteriyorlardı. Berna ile Asit aynı kamarada kalıyorlardı. Berna halinden oldukça memnun geride kalan enkazın umurunda bile değildi.


14 gün sonra ..

16 Nisan 2010 Marmara Açıkları .. DxN Gemisi ..


Doktor Deniz in Kamarası :

Doktor Deniz : Asit , Ateş ve Tuncay..

Doktor Deniz : Biliyorum Ölüm Meleği nin Ardından çok zor zamanlar geçirdiniz. Acınıza da saygı duyuyorum. Arkadaşınızı , Komutanınızı Abinizi kaybettiniz bende Sevgilimi kaybettim. Ama hayat devam ediyor. O bizimle kaçmayı değil Mirza ve Sebastian ile Ölmeyi seçti. Saygıyı hak etti.

Ateş : Evet saygıyı hak etti.  Adrenalin hapishanesinden içeri giren ve koşan zombiler neydi öyle ? Bir insandan kadar hızlı olduklarını ilk defa gördüm.

Doktor Deniz : Yeni geliştirilmiş serum Ateş.

Ateş : Ne yani yeni geliştirilmiş serum u insanlara enjekte edip sokağa mı salıyorsunuz.

Doktor Deniz : Hayır tabi-kide bir tedavi arıyoruz. Ama yanlışlıkla tesisten kaçtılar. Bulgaristan'daki DxN üstünden. Türkiye ye de gelmişler tabi-kide. Neyse konumuza geri dönelim.

Doktor Deniz : Biliyorsunuz ki buradaki sivilleri alıp başka bir yere naklettik.

Asit : Toplama kamplarına evet biliyoruz.

Doktor Deniz : Toplama kampı değil Asit.   Hayatta kalabilmemiz için besine ihtiyacımız var. Silahlara ihtiyacımız var. Birilerinin bunları karşılaması lazım değil mi ? Onlara güvenli bir barınak üç öğün yemek ve iş veriyoruz. Hepsi de halinden memnun. Binlerce kişi çalışıyor o toplama kamplarında.

Asit : Onların tercihi bu değil sizde biliyorsunuz.

Doktor Deniz : Evet onların tercihi değil. zombilerin dünyasında kimsenin tercihi değil fakat böyle bir dünyada hiç kimse istediği hayatı yaşayamaz sen ben herkes de dahil.

Ateş : Asit bırak ta konuşsun Deniz abla.

Doktor Deniz : Teşekkür ederim Ateş. Bir üstümüz'e saldırı oldu bir kaç sefer. Yerlerini tespit ettik. Fakat yapılan operasyonda Tim komutanımızı kaybettik. Bir çok askerimiz ide. Yerlerini bulduk ve içeriye girdiğimizde bir bomba patladı ve çok zayiat verdik. Sizi bir teklifim var. Asit Seni yeni Tim komutanımız yapmak istiyoruz eğer kabul edersen. Tim yardımcıların da Ateş ve Tuncay olacak.

Asit : Kabul etmem için tek bir neden söyle ?

Doktor Deniz : Sen Ateş ve Tuncay bunun için eğitildiniz. Bu yüzden eğitildiniz. ve savaşıyorsunuz. Yeryüzündeki zombiler bitene kadar da savaşmaya devam edeceksiniz.

Asit : Saçma. Ben bunun için eğitilmedim diğerleri bunun için eğitilmiş olabilir ama ben eğitilmedim bunun için. Ben Ölüm Meleği ne bağlı kalmak ve onun yanında onurluca ölmek için eğitildim.

Doktor Deniz : Elinden geleni yaptın bu zamana kadar. Binlerce zombi girdi kapıdan. Binlerce zombiyle bırak sayı bakımından eşit olsan bile kurşun bakımından nasıl eşit olacaktık ? Zombilerle savaşmak zor. Çünkü her yerdeler. Onların olmadığı yer yok.

Asit : Ölüm hiçbir şeydir. Mağlup ve şerefsiz yaşamak her gün ölmektir. Orada zombiler Komutanımı yada Mirza ile Sebastian ı yemediler. Benim şerefimi yediler.

Doktor Deniz : Yapmayın Allah aşkına. Daha düne kadar Mirza ile Sebastian la birbirinizi öldürecektiniz. Onlar ölünce mi? kanka oldunuz.

Asit : Onlar kadar ''Ölüm hiçbir şeydir. Mağlup ve şerefsiz yaşamak her gün ölmektir.'' bu lafı benimseyen başka hiç bir ikili görmedim ben. Çok rahat kaçabileceklerini sende biliyorsun ?

Ateş : Ama kaçamadılar. Abim de onlar yüzünden öldü Asit.

Asit : Uzun sözün kısası şudur ki; Onlar ölümü tattılar. Bizde şerefsizliği tattık. Her nefis bir gün ölümü tadacaktır ya. Onlar tattı biz ise şerefsizliği. Onlar canlarını orada bıraktı biz ise şerefimizi. Binlerce kişilik ordu versen ne yazar ? vermesen ne yazar ? Şerefim olmadıktan sonra hiç bir şeyin anlamı kalmadı benim için.

Ateş : Çok duygusal davranıyorsun Asit. Çok duygusalsın. Abim için söylediklerin tamam fakat Mirza ve Sebastian yüzünden şu an abim aramızda yok. Onları bırakmadığı için.

Asit : Geri zekalı biz kaçalım diye feda ettiler kendilerini. Bunu göremeyecek kadar saf mısın? Biz karı gibi helikoptere koşarken onlar en önde zombileri tuttular. Yoksa kaçamayacaktık anlamıyor musun ?

Ateş : Doğru konuş.

Tuncay : Beyler yapmayın ayıp oluyor.  Deniz Yenge Lütfen bize biraz izin ver aramızda konuşalım sonra kararımızı size söyleriz.

Doktor Deniz : Bence de..

Tuncay Ateş ve Asit kafa kafaya verip her şeyi konuştular. Asit mantığını geri plana atıp duygusal davranıyordu. Asit için her şey bitmiş gibiydi. Tuncay içinde bitmişti aslında fakat genede zombilerin dünyasında hiç bir şeysin kendinden daha iyi bir şeyin parçası olmadıktan sonra diye düşünmüştü Asit. Bu kararını da 3 gün sonra Doktor Deniz'e söyledi.

Doktor Deniz : Gelin bakalım. Ne karar verdiniz.

Asit : Zombilerin dünyasında hiç bir şeysin kendinden daha iyi bir şeyin parçası olmadıktan sonra Tim kaç kişilik ?

Doktor Deniz  : Tim 100 kişilik.

Asit : Tim 100 kişilik ise zayiat vermeniz kaçınılmaz olur. Bu sayıyı azaltacağız. Görevlerim nedir peki ?

Doktor Deniz : Sana bir bölge vermek istiyoruz. O bölgedeki sivilleri korumanı ve kollamanı. Eğer yardıma ihtiyacımız olursa yada bölgende bir sorun çıkarsa da müdahale etmeni.

Asit : Teşekkür ederim. Bölge filan istemiyorum. 100 adam hiç istemiyorum.

Doktor Deniz : Fakat böyle olmaz ki.

Asit : Farkındayım. Dosyalarını okuyacağım ve 8 adam alacağım sizden. 8 tane de ne olur ne olmaz yedek asker seçeceğim. 100 tane yerine 8 kişi. Bölge isterseniz bölge de korurum ama nokta operasyonlar her zaman daha başarılıyızdır geldiğimiz konumdan dolayı biliyorsunuz. Sizin için çok önemli bir kaç tane yada bir görevi üstlenirim yaparım. Sonrada ben ve adamlarım için Marmara da Ege de Antalya'da yada dünyanın her hangi bir bölgesinde, bir adayı boşaltırsınız. Zombilerden temizlersiniz. Orada tarım hayvancılık yaparız hayatımızın sonuna kadar orada yaşarız.

Doktor Deniz : Bu dediğin çok zor. Virüs Türkiye ye gelmeden binlerce insan adalara kaçtı en ufak adada bile binlerce zombi var.

Asit : Anlaşma anlaşmadır Doktor Deniz.

Doktor Deniz : Bunun kararını ben veremem ama teklifini ileteceğim Asit. ve Tamam 100 adam içinden 8 tane asil 8 tane yedek  seçebilirsin.  Kız erkek fark etmez. İstediklerini seç.

Asit : Sekiz adamı seçtikten sonra ne olacağı ilgilendiriyor beni ?

Doktor Deniz : Vakti geldiğinde konuşuruz. Dosyaları gönderirim seçimini yap Asit. Yeni lider sensin.

Asit Doktor Deniz in getirdiği bütün bütün listeleri dikkatlice inceledi. Kafasında 8 kişiyi yazdı. 8 kişi daha seçti ama onları şu an istemedi. 16 Kişilik listeyi Doktor Deniz e verdi. Doktor Deniz listeyi inceledi ve sorgusuz sualsiz neden bunları istiyorsun bile demeden tasdik etti.


Doktor Deniz : 24 Saat sonra karşındalar Asit.
Asit : Ben burada olacağım..

24 Saat Sonra ...  21 Nisan 2010

8 kişi ip gibi dizilmişti. Asit ortada sağ tarafında Tuncay sol tarafında Ateş ile Geminin güvertesinde bulunan Sekiz kişiye doğru yürüdüler.

Asit : Merhaba Arkadaşlar ..
Hep bir ağızdan gür ve tok bir sesle 'Sol' sesi çıktı.

Asit : Arkadaşlar ben sizin bir komutanınız değil. Bir arkadaşınız bir kardeşiniz olarak görün. Sağ'a dön, Sol'a dön, Asker kalk yat çamura dal gibi devirler kapandı. Biliyorum daha önce çalıştığınız adamı tanıyorum. Sert bir mizacı vardı. Disiplinle yanındakileri yöneteceğini düşünen iyi bir askerdi. Ama ben onun gibi düşünmüyorum. Sizi yönetmek gibi bir fikre de asla kapılmak istemiyorum. Siz kendi kararlarını verebilecek bireylersiniz. Size disiplin vermeyeceğim çünkü disipline ihtiyacınız yok !
Size sevgi saygı vereceğim. Sizi seveceğim çünkü sizi aldatmayacağım. Size saygı duyacağım çünkü kardeşlerim olduğunuz için. Size güveneceğim arkamdan iş çevirme gibi bir şeye kalkışmayacağınızı düşündüğüm için. Şimdi Üç kuralım var.
Birincisi : Sevgi
İkincisi : Saygı
Üçüncüsü : Bağlılık

Bu üç kurala uymayacak var ise içinizden hiç tanışmadan aramızdan ayrılsın neden gitti demem. Birbirine güvenmeyen, sevmeyen, bağlı olmayan, saygı göstermeyen koca bir ordu yerine; 10 kişi ile her zaman her yerde huzurlu olacağımı düşünüyorum. Başka farklı düşünen var mı ? DxN askeri değilsiniz Bundan sonra Psko Soldiers siniz. Eğer bunu kabul etmeyen var ise lütfen aramızdan hemen ayrılsın.

Hiç kimseden ses çıkmamıştı. Asit sözlerine devam etti.

Asit : Size uzun bir yaşam vadetmiyorum. Kısa bir yaşamda . Size şerefinizle yaşamayı ve şerefinizle ölmeyi vadediyorum Tek vaadim de budur. Alfa-Star diye bir tim duymuşsunuzdur. Bende duydum. Biliyorsunuz ki Amerika ya giden tek Türk Tim'i. Ben hayatta kalan son iki Alfa-Star elemanı ile tanışma fırsatı buldum. Gözümün önünde Bir alfa star askeri tam adrenalinden 7 askeri birden tek başına öldürdü. Hemde elleri ile. Hiç bir silah kullanmadı. Adam ın kaybedecek tek bir şeyi var şerefi. Öyle insanlardı. Sizden de Alfa-Star şerefi bekliyorum. Bana sonunda ne olursa olsun yalan söylemeyin ve ne olursa olsun beni aptal yerine düşürmeyin. Şimdi sizlere kendimizi tanıtacağız.

Asit : Adım Asit. Bu adı bana Ölüm Meleği komutanım verdi. Kendimi bildim bileli adım Asit.
Kendimi bildim bileli Ölüm Meleği nin yanındaydım. Adrenalin timlerinden bir tanesindeydim. Sonra komutanımla beraber Serseri Ferit. Sansar. Cumali ve ben ceza evine girdik. Ceza evinden de buraya karşınızdayım. Diğer dört Silah arkadaşım öldü. Sadece ben kaldım. Dünyada bulamadıkları huzuru ölümlerinde bulduğuna inanıyorum. Huzur içinde yatsınlar.

Ateş : Ben Ateş. 1994 senesinden bu yana Adrenalin timin-deyim. Buradaki görevim çavuş. Bir sorunu bir derdi bir sıkıntısı olan arkadaşlar lütfen benimle konuşabilirler. Sizinle umarım iyi anlaşırız.

Tuncay : Ben Tuncay. Sıradan bir askerim. Tek özelliğim Helikopter ve Uçak ile her şeyi yapabilmemdir. Tek kabiliyetim budur. Sanırım bu da beni özel yapıyor.



Asit : Psko Soldiers şimdi ismini okuyacağım arkadaşım bir adım öne çıksın ve kendini tanıtsın.

Asit : Cebrail.

Cebrail : Emredin komutanım.

Asit : Kendini tanıt Psko Soldiers.

Cebrail : 1981 doğumluyum. Adrenalin izmir bölgesinde görev yaptım uzun bir süre. 2007 Yılında DxN e geçtim. Yakın dövüş Bomba imha uzmanlıklarımın yanı sıra her çeşit silah ı kullanabilmekteyim. Her türlü tuzak kurma yeteğine sahibim.

Asit : Şerefin Haysiyetin Kitabın ve Allah ın huzurunda sadece ama sadece bize bağlı kalacağına yemin eder misin ?
Cebrail : Şerefimin Haysiyetimin Kitabımın üzerine ve Allah ımın huzurunda sadece size bağlı kalacağıma ne pahasına olursa olsun canımı bile sizlerin uğrunuzda vereceğime yemin ederim.

Asit: Yerine geçebilirsin.

Cebrail : Emredersin Komutanım.




Asit : Puma ..

Puma : Emredin komutanım.

Asit : Kendini tanıt Psko Soldiers.

Puma : 1984 Antalya doğumluyum. Asıl adım Selin. Adrenalin ajanı olarak rusyada görev yaptım uzun yıllar. 2008 yılında DxN e geçtim. DxN de ki görevim Kamuflaj ve Suikast.

Asit : Neden sana Puma diyorlar.

Puma : Avımı 100 kere kovalayıp 1 kere öldürdüğüm için.

Asit : Şerefin Haysiyetin Kitabın ve Allah ın huzurunda sadece ama sadece bize bağlı kalacağına yemin eder misin ? Puma

Puma : Şerefimin Haysiyetimin ve 4 kitap üstüne  Allah ımın huzurunda sadece size bağlı kalacağıma ne pahasına olursa olsun canımı bile sizlerin uğrunuzda vereceğime yemin ederim.

Asit : Yerine geçebilirsin.Psko Soldiers

Puma : Emredersiniz komutanım.




Asit : Ali Arda

Ali Arda : Emredin komutanım.

Asit : Kendini tanıt Psko Soldiers.

Ali Arda : Emredersiniz komutanım. Sakaryalıyım. DxN den başka hiç bir yerde görev yapmadım. Zombilerle sıcak temas ve kaçma uzmanıyım.

Asit :   Şerefin Haysiyetin Kitabın ve Allah ın huzurunda sadece ama sadece bize bağlı kalacağına yemin eder misin ? Ali Arda

Ali Arda : Allah ımın huzurunda Kitabım üzerine yemin ederim.

Asit : Yerine geçebilirsin. Psko Soldiers.

Ali Arda : Sağol.




Asit : Kolera

Kolera : Emredin komutanım.

Asit : Kendini tanıt Psko Soldiers.

Kolera : Adım Derya. Kolera derler. Kolera demelerin sebebi izmir in kolera mahallesinde büyümüş olmamdır. Yakın dövüş uzmanıyım.

Asit :   Şerefin Haysiyetin Kitabın ve Allah ın huzurunda sadece ama sadece bize bağlı kalacağına yemin eder misin ? Kolera

Kolera : Her-şeyimin üzerine yemin ederim ki sizlere bağlı kalacağım.

Asit : Yerine geçebilirsin Psko Soldiers.

Kolera : Emredersin komutanım.





Asit : Tufan

Tufan : Emredin komutanım.

Asit : Kendini tanıt Psko Soldiers.

Tufan : Adım Tufan. Lakabım yok. İsim takma at sevmem. Tekirdağ çocuk esirgeme kurumunda büyüdüm. Adrenalin'e seçildim buradaki herkes gibi. Normal bir erdim Adrenalinde. DxN e geçtim. Araba sürüşümü beğendikleri için DxN e geldiğim söylendi. 3 yıldır buradayım.

Asit : Şerefin Haysiyetin Kitabın ve Allah ın huzurunda sadece ama sadece bize bağlı kalacağına yemin eder misin ?  Tufan

Tufan : Ederim. Allah ımın huzurunda yemin olsun ki sen benim komutanımsın. Diğerler-ide kardeşlerim.

Asit : Yerine geçebilirsin Psko Soldiers.

Tufan : Emredersiniz Komutanım.





Asit :  Mardinli

Mardinli : Emredin komutanım.

Asit : Kendini Tanıt Psko Soldiers.

Mardinli : Ben Mardinli. 1983 Mardin doğumluyum Mardinliyim. En iyi yaptığım şey öldürmek. ve hayatta kalmak. Bende öldürüyorum.

Asit : Şerefin Haysiyetin Kitabın ve Allah ın huzurunda sadece ama sadece bize bağlı kalacağına yemin eder misin ?  Mardinli.

Mardinli : Şerefim , Haysiyetim ; Kitabım üzerine Allah ın huzurunda yemin ederim ki sizlere bağlı kalacağım ve sizin yolunuzdan gideceğim yada o yolda öleceğim.

Asit : Yerine geçebilirsin Psko Soldiers.

Mardinli : Emredersin komutanım.




Asit : Kabil .. İlk katil.

Kabil : Emredin komutanım.

Asit : Kendini tanıt Psko Soldiers

Kabil : Emredersiniz komutanım. 1985 Balıkesir doğumluyum. Kabil lakabım. Neden bana kabil dediklerini anlatmak istemiyorum. Bu konuda da saygı bekliyorum. Adrenalin Timindeydim. Oradan Alfa-Star a seçildim. Alfa-Star da hiyerarşi den dolayı çavuş ile ringe çıktım. Ben çavuş olmak istemiştim. Çavuşla yaptığımız müsabakayı kaybettim. Kaybettikten sonra Adrenalin 'e geri döndüm 2009 yılında da DxN 'e seçildim. Özelliğim iyi bir askerim.

Asit: Kabil Şerefin Haysiyetin Kitabın ve Allah ın huzurunda sadece ama sadece bize bağlı kalacağına yemin eder misin ?

Kabil : Şerefimin üzerine yemin ederim. Milletimin üzerine yemin ederim. Şu anda olmayan Alfa-Star grubunun hepsi üzerine yemin ederim. Kitabım ve Allah ımın huzurunda sizlere söz veririm ki bundan sonra Asit sen benim komutanımsın.

Asit : Yerine geçebilirsin. Psko Soldiers

Kabil : Emredersiniz.




Asit : Cehennem !

Cehennem : Emredin.

Asit : Kendini tanıt Psko Soldiers.

Cehennem : 1982 İstanbul doğumluyum. Cehennem lakabını bana çok saygı duyduğum birisi verdi. Eski Alfa - Star askeriyim. Alfa-Star da Çavuş'a karşı geldiğim için ayrılmak zorunda kaldım. Oradan ayrıldıktan sonra DxN Türkiye sorumlusu Judas ın yakın korumasıydım bu zamana kadar. Siz beni isteyince Judas tan izin isteyerek tim'e katılmak istedim. Judas ta bana izin verdi. Aikido ve ninjitsu dövüşlerinde çok başarılıyım. Silahlarla da aram iyidir. Asıl uzmanlığım sivilleri korumaktır.

Asit:  Şerefin Haysiyetin Kitabın ve Allah ın huzurunda sadece ama sadece bize bağlı kalacağına yemin eder misin ? Cehennem

Cehennem : Yemin ederim ki Alfa-Star üzerine Sizler benim kardeşlerimsiniz. Canımın pahasına sizleri koruyup kollayacağım.

Asit : Yerine geçebilirsin Psko Soldiers



 
Asit karşısında duran sekiz askere birden baktı.

Asit : Bayanlar ve Beyler bundan sonra her birimiz birimiz için öleceğiz ve yaşayacağız. Umarım beni iyi anlamışsınızdır. Ben size sırtımı döneceğim sizde bana sırtınızı döneceksiniz. Ayrıca sizler artık DxN askeri değilsiniz. Siz artık Psko Soldiers siniz. Eğer kendini Psko Soldiers gibi hissetmeyen var ise şimdi buradan ayrılsın arkadaşlar.
Tekrar söylüyorum Eğer kendini Psko Soldiers in bir parçası olarak görmeyen birisi var ise ayrılsın. Asla sonunda ölüm olsa dahi kimseye yalan söylemeyeceksiniz. Benden başka hiç kimseden asla emir almayacaksınız. Anlaşıldı-mı Psko Soldiers.

8 Asker hep bir ağızdan : Emredersiniz komutanım diyebildi.

Asit : Güzel şimdi herkes kamaralarına çekilebilir. Güzelce dinlenin arkadaşlar.

8 Asker hep bir ağızdan : Emredersiniz komutanım.



O akşam Asit ve Doktor Deniz özel bir toplantı yapıyorlardı. Doktor Deniz bilgisayar ekranına yansıyan bir kadın hakkında konuşuyordu :

Doktor Deniz : DxN in En genç profesörü olan Nilay DxN in en önemli bilgilerini yanındaki askerler ile birlikte çalıp  ülkenin on-üç yanına parça parça dağıttı. Bu bilgiler bize çok lazım Asit. Zombilerin genetik kodları ile araştırmaların hepsi o on-üç parçada.  Nilay ve askerlerinin izini bulduk, ama şu anda onlara müdahale edersek parçaları tamamen kaybedebiliriz.Çünkü Nilay çok akıllı ve zeki biri. Dişiliğini kullanıp-ta etkilemeyeceği de hiç kimse yok. Nilay'ın yanında yüze yakın koruması var. en yakın korumaları da bayan.
Önce Nilay ı ele geçirirsek on-üç parçaya dağılmış parçaların hepsini havaya uçurabilir. O yüzden öncelikle on-üç parçayı sakladığı yerlerden almak gerekiyor. Termal kamera ve uydu sistemlerinden yapılan araştırmalar sonucu on-üç parçanın üç yeri tespit edilmiştir. Ayrıca Nilay ın ekibinde bir casusumuz vardı fakat casusumuzdan bir kaç gündür haber alamıyoruz. Muhtemelen kendini deşifre etti.
Birinci yer mevlananın mezar odasıdır.
Hazır olduğunuz zaman mevlananın mezar odasına girmenizi ve kayıp parçayı almanızı istiyoruz.

Asit : Mevlananın mezar odası mı ?

Doktor Deniz : Nilay ın ne kadar akıllı olduğundan bahsetmiştim sana.

Asit :  Gideceğimi kim söyledi ? Kendi kendinize bir ekip seçtirdiniz sonra kendi kendinize bir düşman var o belgeleri sakladı, git onları bul. Gelin güvey oluyorsunuz kendi kendinize..  

Doktor Deniz :  Gitmeni istiyoruz. Sen Mirza nasıl savaşıyor gördün. Ölüm Meleği ile uzun yıllar savaştın. Zombilere karşı çok iyi direnç gösterdiniz. Şu anda yaşayanlar arasında en tecrübeli sensin.

Asit : Ateş var. Ölüm Meleği nin kanından geliyor. Sonra Tuncay var.

Doktor Deniz : Ateş i çok severim Allah biliyor fakat gözü Berna dan başkasını görmüyor. Tuncay da ise boş-vermişlik söz konusu.

Asit : Her zaman şunu söylerim. Eğer ki bir işte iyi isen asla bedava yapma. İsteğim hala geçerlidir. Sonrada ben ve adamlarım için marmara da ege de Antalya'da bir adayı boşaltırsınız. Zombilerden temizlersiniz. Orada tarım hayvancılık yaparız hayatımızın sonuna kadar orada yaşarız.

Doktor Deniz : Bu konuyu konuşacağız dedim.

Asit : Konuşuyoruz işte..

Doktor Deniz : Bu istediğin bir krallık.

Asit : Kendimi ölene kadar korumaya almak istiyorum Doktor Deniz.

Doktor Deniz : Tamam bunu üstlerimle konuşacağım. Halletmeye çalışacağız.

Asit : Sizden haber bekliyorum. Olunca Nilay ın bütün dağıttığı parçaları tek tek toplarım.

Doktor Deniz : Tamamdır. Benden haber bekle..


Asit - Tuncay ve Ateş konuşuyorlar..

Asit : Görev budur arkadaşlar. Mevlananın mezar odasına gireceğiz.

Ateş : Kolaymış girelim.

Tuncay : Bir şeyi unutuyorsunuz beyler ;  Mevlana Celaleddin-i Rumi, 17 Aralık 1273 günü vefat etti.. Cenazesine yüz-binlerce insan katılmış. Naaşı, İplikçi Camii'nden, 500 metre ilerdeki bu türbeye 8 saatte getirilebilmiş. Müslümanlar Mevlana'nın naaşını defnedebilmek için gayrimüslimlerin cenaze cemaatinden çıkmasını istemiş. Ancak onlar, 'Bize İsa'yı da Musa'yı da Mevlana öğretti' diyerek bunu reddetmişler. Mevlana'nın kabrinin altına bir 'mezar odası' bulunuyor.

Tuncay yüksek bir ses ile '' MEZAR ODASINA 700 YILDA 1 KİŞİ İNDİ ''

ve devam etti konuşmasına ;

Tuncay : Eski Türklerde mezarların altına Farsça 'zir-i zemin' yani 'zeminin altı' denilen bir mezar odası yapılırmış. Mevlana'nın naaşı da böyle 241 metre karelik bir mezar odasına konmuş. Ancak o tarihten bu yana mezar odasına kimse inmemiş. Sadece bir kişi hariç.

Rivayete göre Sultan Dördüncü Murad, Mevlana'nın türbesini ziyarete geldiğinde, mezar odasının içinde ne olduğunu çok merak etmiş ve bu odaya girmek istemiş.
Ancak dönemin Mevlevi büyükleri, buna kesinlikle karşı çıkmış ve girmesini engellemişler. Bunun üzerine Sultan, elindeki tespihi, ağzı açık odanın içine atmış.

Veya düşürmüş.

Bu tespihi almak üzere 7 yaşında bir kız çocuğu mezar odasına indirilmiş. Bilinen tek şey, odanın iki tarafından aşağı doğru merdivenlerin indiğiymiş.
Kız çocuğu mezara inip çıktıktan sonra dili tutulmuş. Çocuğun dilinin neden tutulduğu hálá bilinemiyor. .

Bu olaydan sonra 'mezar odasının sırrı' iyice merak edilmeye başlanmış. Bir iddiaya göre, oda çok karanlık olduğu için çocuk çok korkmuş ve geçirdiği travmadan dolayı dili tutulmuştu. Ancak bir başka iddia daha var ki, o 'mezar odasının sırrını' daha da koyulaştırıyordu.

Selçuklu Türkleri o tarihte mumyalama tekniğini biliyorlarmış. Fatih Sultan Mehmed dahil 7 padişahın naaşı mumyalanmış. Mevlana'nın naaşı da mumyalandığı için muhtemelen öyle duruyordu.  Kız çocuğu orada yatan Mevlana'yı görünce bu hale gelmiş olabilirdi.
Bu olay dönemin önde gelen Mevlevilerini harekete geçiriyor ve 1640 yılında mezar odasının ağzı tuğlayla örülüp üzeri kurşunla kaplanıyor.
O tarihten sonra mezar odasının ağzındaki kurşun hiçbir zaman kaldırılmadı.
Mezar odası, sırlarıyla birlikte belki de ebediyete kadar sessizliğe gömüldü.

Tuncay : Ancak odanın hikáyesi burada bitmiyor. Aradan 300 yıl geçtikten sonra, Mısır'daki piramit sırlarına benzeyen bir dizi olay daha yaşanacaktı.

Bu olayın iki tanığı vardı.
Biri olayı yaşayan Yusuf Akyurt isimli biri.
Öteki de onun yaşadığını Murat Bardakçı'ya anlatan Abdülbaki Gölpınarlı Hoca.
1930'lu yılların güzel bir gününde, Mevlana Müzesi'nin Müdürü Yusuf Akyurt odasında tek başına otururken, aklına sandukanın altındaki mezar odası gelir.
İçinden 'Acaba şu odaya bir girsem de içinde ne olduğunu görsem' diye geçirir.
Ancak tepki çekeceğini düşündüğü için kararsızdır.
Tam o esnada kapı çalınır ve içeri, müzenin yaşlı odacısı girer.
Bu yaşlı adam aslında, Mevlevi dedesidir. Cumhuriyetin ilanından sonra tekke ve zaviyeler kapandığı için müzeye çevrilen türbede odacı olarak çalışmayı kabul etmiştir.
Yaşlı Mevlevi dedesi saygılı bir şekilde içeri girer ve Yusuf Akyurt'un tüylerini diken diken eden şu cümleyi söyler:

'Sakın oraya inmeyi düşünmeyin...'

Ancak bu şaşkınlık, müdürü kararından vazgeçirmez. Mezara inmek üzere kurşunla kaplı kapağın önüne gelir.
Halıyı kaldırır. Tam kapağı açmak üzereyken, bir adam haykırarak içeri girer:
'Müdür bey, yetiş evin yanıyor...'
Yusuf Akyurt gelinceye kadar evi kül olmuştur.
İşte tam o sırada eline bir telgraf tutuşturulur.
Müze müdürü başka bir yere tayin edilmiştir.

Konya-Ankara yolu o gün çok ıssızdı.

Gün batmış, alaca-karanlık etrafa hákim olmaya başlamıştı.
Uzaktan gelen kamyonun farları, henüz tam karanlık hale gelmemiş ufukta cılız iki nokta gibi duruyordu.
Şoförün yanında kapıya dayanmış şekilde oturan çocuk kim-bilir hangi hayallere dalmıştı.
Kamyon bir kavise girdiği sırada kapı aniden açılır ve çocuk alaca-karanlığın içinde kaybolur.
Kamyon durup, içindeki iki adam kapıdan uçan çocuğa ulaştıklarında iş işten geçmiştir.
Çocuk öteki dünyaya göçmüştür.
Çocuğun başında duran ikinci adam, başı ellerinin arasında hüngür hüngür ağlamaktadır.
O adam, Konya'dan tayini çıkan Müze Müdürü Yusuf Akyurt'tur.
Kimine göre, mezar odasının sırrı, onu hálá takip etmektedir.

Yusuf Akyurt oğlunun cenazesini alıp Konya'ya döner. Cenaze töreninden sonra doğruca Mevlana Müzesi'ne gider ve sandukanın başında ellerini açıp haykırmaya başlar:

'Yetmedi mi? Affet artık...'

Yaşlı odacı, müdürün kafasından geçen düşünceyi nasıl anlamıştı?
Bunların cevabı yok.
Ben bunları anlatan insanlardan dinledim.
Bildiğimiz tek şey var. Mezar odası 731 yıldan bu yana sırrını muhafaza ediyor.
Umarım bundan sonra da muhafaza etmeye devam eder.
Çünkü bilinmezliğin yarattığı bazı mistik duygulara ebediyen ihtiyacımız olacak.
Çünkü hepimizin içinde, sadece kendimize ait sırların saklandığı küçücük odalar var.
Üzerleri kurşunla kaplı küçücük odalar...


Tuncay 'ın anlattıklarını Şaşkınlık ve hayretle dinleyen Ateş ve Asit.


Ateş : Bunlar şimdi gerçek mi ?

Tuncay : Ben o kabre inmem dostum. Dünyadaki hiç bir kuvvette beni o kabre sokamaz.

Asit : Bunları bende duydum Tuncay. İnsan yiyen zombilerden daha mı gerçek sence bu ?

Tuncay : Zombilerin kanı akıyor ve ölebiliyorlar. Orada neyle karşılaşacağımız konusunda en ufak bir fikrim bile yok.

Asit : Benimde yok.

Ateş : Napacağız peki.

Asit : O kadın Nilay inipte  on-üç parçanın birini oraya saklayabiliyor ise. Onu yapabiliyor ise bizimde yapacağımıza eminim.

Tuncay : Ben o kabre inmem beyler. Sizi götürür ve getiririm. Benden sadece bu kadar .

Asit : Tamam Tuncay saygı duyuyorum. Kaç saatte gidebiliyoruz oraya Tuncay ?

Tuncay : Hesaplamalarıma göre 1 saat 10 dakika.

Asit : Cuma vaktinde gidelim. Mevlana nın kabrini koruyanlar namazda olacakları için bizi düşürmeye çalışmazlar bizde rahatlıkla bahçeye inebiliriz.

Tuncay : Aynen.. İyi bir plan.

Asit : Ekibe söyle Cuma günü 10:00 da yola çıkıyoruz bütün her-şeylerini tamamlasınlar.. Ama şu anda bir anlaşma bekliyoruz.

Ateş : Anlaşıldı. Asit.. Ne anlaşması Asit.

Asit : Biz bu on-üç parçayı bedavaya toplamayız değil mi Asit. Bu iş bitince bize bir ada verilmesini istedim. Verimli toprakları olan erzak olan ölene kadar huzur içinde yaşayabileceğimiz bir ada. O yüzden de kabul edilmesini bekliyorum.

Tuncay : İşte benim adamım.

Asit : Anlaşma anlaşmadır. Anlaşma olunca Cuma günü saat 10 da yola çıkıyoruz.



Ertesi Sabah. Judas ın kamarası ..

Judas : Gel bakalım Asit. Hangi adayı istiyorsun ?

Asit : Sadece toprakları verimli bir ada istiyorum sizden.

Judas : Tamamdır . İsteğin oldu bil. on-üç parçayı ve Nilay ı getir istediğini al.

Asit : Anlaşma kanla yapılır. Adrenalin anlaşması.

Judas : Artık DxN desin biz daha medeniyiz. Tokalaşmamız yeterli.


Asit belinden çıkardığı komando bıçağı ile avucunu kesti. Judas ın elini tuttu. Tokalaştılar.

Asit : Anlaştığımıza sevindim.

Judas : Bende sevindim. Ne zaman çıkıyorsunuz yola.

Asit : Cuma günü çıkacağız.

Judas : Neden cuma günü.

Asit : Mevleviler Cuma namazındayken rahat rahat inebilirim Mevlananın türbesine de ondan. Orada yüzlerce mevlevi vardır. Zombi olayı ortaya çıktığında oraya sığınıp türbeyi koruyanlar.

Judas : Anladım. Umarım başarırsınız.

Asit : Umarım..

Asit Judas ın kamara sından çıktı.  

Asit : Tuncay Ateş yarın gidiyoruz .. Adamlara söyleyin hazır olsunlar.

Ateş : Tamamdır..

Son hazırlıklarını yapan yeni psko soldiers Mevlana Celaleddin-i Rumi nin kabrine doğru hareket etme hazırlıklarına başladılar..


21. Bölümün Sonu ...



7 Şubat 2010 Sabah 06: 15 Tekirdağ Arama Kurtarma Polis İstasyonu Yolu. (4. Bölüm)



o death
Ah Ölüm

o death
Ah Ölüm

o death, won’t you spare me over another year
Ah Ölüm ,  bağışlayamaz mısın beni bir yıl daha ?

well, what is this that i can’t see with ice cold hands taking hold of me
Ama görünmeyen soğuk eller ile beni çeken şey de ne ?

when god is gone and the devil takes hold
tanrı gittiğinde ve şeytan hakimiyeti ele geçirdiğinde,

who will have mercy on your soul
kim merhamet edecek ruhuna?

no wealth, no ruin, no silver, no gold
ne dünya malı, ne yok oluş, ne gümüş ne altın,

nothing satisfies me but your soul
hiçbir şey tatmin etmez beni senin ruhundan başka!


well, i am death, none can excel
evet ben ölüm, kimse geçemez beni,

i'll open the door to heaven or hell
kapıyı ben açarım cennete de cehenneme de!

my name is death and the end is here
benim adım ölüm ve son geldi.



Ve tam o sırada Polis Memuru belindeki silahı çıkartı. Helikopteri almanıza izin veremem diyerek Tuncay ve Ölüm Meleğinin Üzerine doğrultu silahı. Diğer üç dört adam da silahlarına davranmışlar Tuncay ve Ölüm Meleği nin üzerlerine silahlarını cevirmişlerdi. Ya bizi de götürürsünüz yada helikopter burada kalır diye cevabını yeniledi.

Ölüm Meleği : Adın nedir ?

Polis Memuru : Ne önemi var ki ?

Ölüm Meleği tekrarladı adın nedir ?

Polis Memurunun arkasında duran kadın onun adı Nedim dedi.

Ölüm Meleği : Çocuğun var mı nedim ?

Polis Memuru : Evet var.

Ölüm Meleği : Sana neden ismini sordum biliyor musun nedim ?

Polis Memuru : Neden dedi ?

Ölüm Meleği : Öldüreceğim insanların genelde isimlerini bilmeden vururum derken silahını çıkardı ve Nedimi diz kapağından vurdu.
Nedim acı içinde yerde kıvranmaya bacağım bacağım demeye başladı. O arada .
Mustafa 9 yaşında olan bir erkek çocuğunun kafasına silahı dayadı. Ve etraftakilere seslendi.
Mustafa : Beyler bayanlar bu çocuk kimin bilmiyorum ama üçe kadar sayacağım eğer silahlarınızı yere bırakıp arkanızı dönmezseniz bu çocuğun beynini duvardan temizlemeniz için epey bir vaktiniz olur .






16. Bölüm Kurşun Daima Doğruyu Söyler. 



Mirza : Arkadaşlar içinizi döktünüz mü ? Kustunuz mu nefretinizi ?

5. Asker : Sen kimsin kide sana nefret duyalım ?

Mirza : Ben Mirza yım köpek ismini çağdaştır an Mirza..

Mirza : 30 çarpı 7 ne yapar ?

4. Asker : 210 yapar seni geri zekalı.

Mirza : Teşekkür ederim. Peki şunuda söylermisin ? 30 çarpı 5 ne yapar ?

7. Asker : Sen Mirza aptal mısın oda 150 yapar..

Mirza : Teşekkür ederim. Peki boğazı kesilen bir adam kaç saniye yaşar ?

7. Asker : 35-40 saniye arasında yaşar tahmini . nedir bu kim 500 bin ister yarışması mı bu piç kurusu.

Mirza : Teşekkür ederim de tam olarak kaç saniye yaşar ? biliyor musun

7. Asker : 40 Saniye kadar yaşar..

3. Asker : Neden soruyorsun ki bunları mal ?

Mirza : O kadar komik konuşuyorsunuz ki kafamda toplayamadım bir an.

3. Asker : Neyi lan !

Mirza : 3. Askeri elinden yakaladığı gibi boynundaki şah damarına iki parmağı ile üç kere değişik şekilde vurdu. 3. Askerin Üzerinden atladığı gibi. 6. Askere sol ayağı ile
suratına bir tekme attı. 2. Askeri yakaladığı gibi onunda boynundaki şah damarına 3 kere değişik şekilde vurdu. 2. Askeri tuttuğu gibi 7. Askerin üzerine doğru fırlatarak 1. Askeri yakaladı ve onunda boynundaki şah damarına 3 kere değişik şekilde vurdu. 5. Askerin de kalbine sağ yumruğu ile vurmuştu. Diğer iki asker yerde son nefeslerini verirken 6 ve 7. ci askerler aldıkları darbeler ile yerde kıvranıyorlardı. Mirza nın bu yaptıklarını anlatmak belki saatler sürerdi fakat Mirza askerler ile işinin başlayıp  ve bittiği 3 saniyeydi. 7. Askerin Boğazını kesti. 6. Askerinde boynunu kırmıştı.

Mirza : Hiç kıpırdanmayın. Siz artık Öldünüz. Yaklaşık şu an ile itibaren 24 saniyeniz kaldı. Hepinizi topluca öldürüyorum. Şanslısınız.

Doktor Deniz : Ben onlar adına sizden özür diliyorum kral mirza..

Mirza : Özrünüz kabul edildi.

Mirza : Yaklaşık 30 saniye de beş asker ölecek 5 x 30 : 150 Alfa - Star Askeri Yapar ! Boynunu kırdığım adam 1 saniye de öldü. Oda Sebastian ı simgeler.
Boğazını kestiğim adamın Ölüm Süresi 40 Saniye ! Ben doğduğumda Annem ile Babamın yaşlarının toplamı !

Mirza Belinden çıkardığı Komando bıçağı ile bütün askerlerin dillerini kesti hepsinin. Elleri kana bulanmıştı. Siviller iğrenerek bakıyorlardı.
Doktor Deniz in yanında bulunan bayan korumalar Mirza ya saldırmak istediler fakat Doktor Deniz izin vermedi.
Mirza herkese bakarak bağırdı .

Mirza : Varmı daha bana aileme silah arkadaşlarıma laf edecek biri ?

Mirza : Varmı benim kadar sizin yüreğinize korku salan !

Mirza : Saygısızlığın sonu saygıdır. Sen sen ve sen bunları gömün ! Büyüklük bende kalsın.








19. Bölüm Son'a Doğru 



Sevda : Biz Adrenalin grubundanız. Adrenalin eski mahkumlarız.

Sebastian : Birinci çinko..

Sevda : Üç gün önce takım elbiseli dört adam geldi. Sizleri tarif ettiler. Sizleri yok edersek tekrardan Adrenalin e geri dönmemiz için tek bir şans olacağını söylediler. Aramızdan bazılarımız karşı çıktı onlar bizimle gelmedi. Biz ise bir plan yapıp buraya geldik. Zaten sonrasını da biliyorsunuz.

Sebastian aniden belindeki silah ı çıkardı ve sevda yı kafasından vurdu.

Doktor Deniz : Sebastian ne yaptın sen ? kız doğruları anlatıyordu.

Ölüm Meleği : Sebastian !

Sebastian : Mirza ya silah doğrultan birinin bu dünya da yada öbür dünya da yaşama hakkı yok ! Uzatmaları oynuyordu konuştu yeterince ve onun için oyun bitti. Geri kalanlardan bir tanesi anlatsın burada sürtük mü yok !

Leyla :  Yemin ederiz doğruları söylüyoruz.

Mirza : Adrenalin Ruleti..

Sebastian 6 lı magnumu çıkarttı. Bütün kızlar şaşkınlık içerisinde bakıyorlardı. Sebastian sanki bir ressam gibi mermileri silahtan çıkartıp tek tek yerine koymaya başladı.

Mirza : Bay Sebastian ve silah ı ile tanışın. Şimdi size bir soru daha soracağız. İlk altınıza soracağız. Gördüğünüz gibi silah 6 mermi alıyor. Soruyu bir kez birine soracak Bay Sebastian ve sonra tetiği çekecek. Umarım anlamışsınızdır. Sebastian acımak yok Merhamet hiç yok. Ölümsüzdür bunların aşkları. Adrenalin imi daha çok seviyorlar yoksa kurşunları mı ? göreceğiz.

Sebastian : Siz ilk 6 bayan şöyle gelin duvara yaslanın.

Ayşe : Lütfen bize zarar vermeyin.

Sebastian : izmir deki mortem üstüne süikasti siz mi düzenlediniz ?

1. Bayan : Hayır. Bizim o konuda bir bilgimiz yok.

Sebastian duvara yasladığı kadının kafasına silah ının namlusunu dayadı. ve tetiği çekti.. Bir anda kurşun sesi ile birlikte kadının beyninden çıkan parçalar yemekhanenin duvarına saçılmıştı.

Sebastian : izmir deki mortem üstüne süikasti siz mi düzenlediniz ?

2. Bayan : Lütfen o konuda bizim bir bilgimiz yok. Biz düzenlemedik. İlk düzenlediğimiz yerde de içine ettik. Neden yalan söyleyelim size.

Sebastian : Sizleri dünyadan silmem için tek bir neden zaten var. Siz söyleyin ki biz de silmeyelim sizi.


Sebastian sözlerini tamamlar tamamlamaz tetiği çekti. Kadının beyni duvardaydı.












16. Bölüm Kurşun Daima Doğruyu söyler .. 



Mirza : Pes doğrusu..

Sebastian : Al benden de o kadarı..

Mirza : Çağır şu psko soldiersi avluya gelsinler Sebastian.. Sende çağırdıktan sonra çatıya çık.

Sebastian : Tamam kanka.

10 dakika sonra avlu..

Ateş : Neden toplandık abi burada ?

Ölüm Meleği : Bilmiyorum Ateş nedenini. Ama Mirza çağırmış.

Tuncay : Hepimizi mi ?

Asit : Dördümüzde burada olduğumuza göre hepimizi.

Ateş : Aha geliyor. Yanında kenan da var.

Mirza : Beyler davetime icabet gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Şimdi size bir kaç soru soracağım.

Ateş : Bize soru sormak için mi topladın buraya.

Mirza : Evet onun için topladım. Geldiğin için teşekkür ederim.

Ateş : Şuna bak ya..

Ölüm Meleği : Sakin ol Ateş. Sakin.

Ateş : Tamam abi.

Mirza : Beyler Kenan arkadaşımız diyor ki sizler 4 ünüz bir de yerde ölü yatan şu iki adamınızla birlikte bizi öldürmek istiyormuşsunuz doğru mudur ?

Ölüm Meleği : Mirza açıklamama izin ver !

Mirza : Açıklamayı lütfen sevgiline yapar mısın ? bu sorum benim doğru mu ? değil mi ?

Ateş : Doğru Lan ! Napacaksın Soytarı !

Ölüm Meleği : Ateş sakin ol.

Mirza : Eski usul silahsız dövüşeceğiz. Eğer ki Silah ına sarılan olur sa Çatıdaki Bay Sebastian Silah ına sarılanı mermiyle sarıltacak. Bir soytarıdan korkmazsınız sanırım ?

Ateş : Dördümüze karşı tek mi dövüşeceksin ?

Mirza : Sanırım evet . Başarabilir miyim bilmiyorum hepinizi öldürmeyi fakat gene de deneyeceğim.

Ölüm Meleği : Mirza dostum beni iki dakika dinler misin ?

Mirza : İki dakika Kenan ı dinledim seni de dinlerim Ölüm Meleği.

Ateş : Bundan mı korkuyorsun abi ? İki askeri 3 saniyede katletti diye. Hepsinin boşluğundan faydalandı.

Mirza : Benden korkmanıza gerek yok Ateş.

Ölüm Meleği : Mirza benim 3 kez hayatımı kurtardım. Sonuncusunda da zombiye dönüşecekken hayatımı kurtardın. Sana can borcum 3 oldu. Evet beni üstte çağırdılar
fakat komutanın istediğini ben kabul etmedim. Bu Kenan ın istediği bizi birbirimize düşürüp ya seni ya da beni öldürtmek. Evet Ateş Adrenalin e dönmeyi çok istiyor çünkü orada kız arkadaşı Berna nın daha iyi şartlarda yaşayacağını düşündüğü için. ve diğer arkadaşlar da öyle düşünüyorlardı. Fakat seni ve sebastian ı tanıdıktan sonra hiç birinin öyle bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum Mirza. İstersen kendilerine soralım.

Mirza : Kurşun daima doğruyu söyler Ölüm Meleği ! Rus Ruleti Oynayacağız. 5 imiz !

Ölüm Meleği : Gerek yok Mirza.. İçimizden birinin daha ölmesine hiç gerek yok.

Mirza : Kurşun  daima doğruyu söyler ..

Ölüm Meleği : Mirza sana üç can borcum var demi ?

Mirza : Sen öyle diyorsan vardır ..

Ölüm Meleği : O zaman Ateş Asit Tuncay ve Benim adıma 4 can borcum daha olsun sana ?

Mirza : Peki Ölüm Meleği. Sen nasıl uygun görürsen.

Ölüm Meleği : Birbirimizi yok yere öldürmemizin hiç bir anlamı yok Mirza.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder