uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

30 Haziran 2012 Cumartesi

25. Bölüm Azazil'in Kanı

O geceyi Nemrutta geçirdiler. Nemruttun gündüzleri yakan kavuran sıcağı akşam güneş battıktan sonra ise dondurucu bir buzdolabına cevirmişti etrafı. Asit DxN üstünden Doktor Deniz 'den Hattuşaş 'a ait gerekli görüntüleri gerekli bilgileri alıyordu. Tuncay ve Ateş ise konuşuyorlardı.


Tuncay : Bundan sonra ne olacak çok merak ediyorum. Önümüzde bir hedef ve bir düşman var. O bitince peki

Ateş : Onu bende merak ediyorum. Eninde sonunda ya öleceğiz yada bu düşmanı da yok edeceğiz.

Tuncay : Bir yerlerden başlamanın zamanı geldi artık.

Ateş : Ne istiyorum biliyormusun ? Kendime ait korunaklı bir yer içinde çocuklarım koştursun eşimle mutlu bir şekilde yaşayayım. Tarım yapayım hayvancılık yapayım hayatımın geri kalanını bu şekilde geçireyim.

Tuncay : Bundan bir yıl önce bunları bana deseydin yap derdim çünkü imkanın vardı. Ama şimdi böyle bir imkan neredeyse hiç yok. Ve zombiler her yerde.

Ateş : Asit eğer ki istediği adayı alırsa bu zor değil.

Tuncay : Sanmıyorum alacağını o adalardan birini. Adalar çok kıymetli. O adalardan birini temizleseler zaten üstüne konacaklar.

Ateş : Bende biliyorum. Aslında biz temizleyebilirdik. Güçlüydük. Ama çok adam kaybettik.

Tuncay : Evet haklısın. Önce Cumali Sonra Serseri Ferit Sonra Mustafa ve Sansar Sonra Ölüm Meleği Sebastian ve Mirza ..  Şimdi yaşıyor olsalardı ve diğer yeni gelenler ile birlikte bir adayı kolaylıkla temizlemiştik. Zombilerden arındırırdık.

O sırada Asit geldi ve yanlarına oturdu.

Asit: Kesinlikle haklısınız. Cumali Ateş yüzünden öldüğü sanılsa da dikkatsiz bir askerdi. Serseri Ferit ise geçmişi yüzünden öldü. Mustafa yı öldüren Pelin'e duyduğu aşktı. Sansar'ı Mustafa Öldürdü. Sansar iyi bir çavuştu ama her zaman emir alır ve uygulardı. Ölüm Meleği Kahramanca savaştı.  Sebastian ve Mirza Onurları ve Gururları yüzünden öldüler. Kaçmayı kendilerine yediremediler. Hepside iyi askerlerdi.

Ateş : Şu anda başımızda abim ve bu askerler olsaydı bir adayı alırdık.

Tuncay : Kesinlikle. Bazı insanlar yönetmek için bazıları ise savaşmak için gelmişler dünyaya..

Asit : Peki ya sen Ateş hangisi için geldin  ya sen Tuncay ?

Ateş : Abime kalsa ben kendimi bile yönetemiyorum ama ben yönetmek için geldim dünyaya.

Tuncay : Sadece yaşamak için ..

Ateş : Peki ya sen Asit ?

Asit : Bunu bildiğim zaman hayat benim için anlaşılır bir hal alacak..

Tuncay : Ne söylediler DxN den ?

Asit : Geçmiş zahirden bakıldığında bir ayrıntıdan ibaretmiş gibi görünür. Zaman'a hükmeden tek şey geride bıraktıklarımızdır.

Tuncay : Ee yani ?

Asit : Ateş .. Buradan DxN ene dönüyorsun tamamen.

Ateş : Nasıl yani ?

Asit : Seni DxN - İstanbul Avrupa Yakası Mortem Üstü - Adrenalin komutanı olarak istiyorlar.

Ateş : Şaka mı bu ?

Asit : Şaka değil..

Ateş : Bu ani oldu.

Asit : Gitmek istiyorsun dostum. Bunu ikimizde biliyoruz. Hatta üçümüzde biliyoruz. O yüzden buradan alacağımız belge ile DxN gemisine döndükten sonra yollarımız ayrılıyor.

Ateş : Benim yerime sakın karar verme !

Asit : Kendi yerine karar ver o zaman.

Ateş : Düşünmem gerekiyor !!

Asit : Düşün ve karar ver. Seninle birlikte buradan Cehennem ve Ali Arda yı da istiyorlar. Yakın korumaların olarak .

Ateş : Zaten iki kişi seçseydim onları seçerdim.

Asit : Tamam buradan da sağ sağlım çıkarsak görev senin . Allah utandırmasın.

Ateş : Daha kabul etmedim Asit.

Tuncay : Neyse neymiş bu Hattuşaş ın varyetesi ?

Asit : Hitit Devleti'nin başkenti olan Hattuşaş sanat ve mimarlık alanında gelişmeler göstermiştir. Hattuşaş sözcüğü Hattus sözcüğünden yani Hatti insanlarının verdiği orijinal addan gelir. Hattuşaş çok geniş bir alana yayılmıştır. Yapılan kazılarda 5 kültür katı ortaya çıkmıştır. Bu katlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntılar bulunmuştur. Kalıntılar Aşağı Kent, Yukarı Kent, Büyük Kale (Kral Kalesi), Yazılıkaya'dan oluşmaktadır.

Tuncay : Büyücüler ?

Asit : Boğazköy'de en önemli mimari alanlardan birisi de Büyük Mabet'tir. Hattuşaş'ta kuzey şehrin merkezini oluşturan Büyük Mabet, Hati'nin Fırtına Tanrısı ve Arinna Şehri Güneş tanrıçasının evi olarak yapılmıştır. Tapınağın çevresinde kaldırım taşlı yollar, meydanlar ve bunların arkasında bu yollara açılan dört yönde depo odaları yer almaktadır. Büyük Mabet, Aşağı Şehir mahallelerinden bir duvarı ile ayrılmaktadır. Taş bir teras üzerine kurulan Büyük Mabet'in, kutsal bir merkez olduğu kadar, ekonomik bir merkez olarak da kullanıldığı magasinlerde açığa çıkarılan büyük küplerden anlaşılmıştır. Yine mabedin doğu magasinlerinde tabletlerin bulunması burada bir arşivin olduğunu da ortaya koymuştur. Hala var olduğu hatta yaşadığı sanılan büyücülerin olduğu söyleniyor. Ama sadece söylenti.

Ateş : Ateş'e tapanlardan sonra birde Büyücüler. Türkiye ye bak.

Tuncay : Aynen.. Şamanizm - Büyücülük- Zombicilik ..

Asit : Herkes hayatta kalmaya bakıyor. Biz işimize bakalım..

Tuncay : Hadi yatalım artık.. Sabah işimiz var.

Ertesi gün olduğunda gün daha aydınlanmadan Hattuşaş'a gelmek üzereydiler. Şehrin etrafında helikopter tur atarken aşağıda hiç bir yerde zombi olmadığını gördüler. Bu gerçekten de çok enteresandı.

Asit : Burada hiç zombi yok ?

Tuncay : Fark etmedim sanma yok.

Ateş : Bu iyi bir şey mi ?

Asit : Sanmıyorum ne kadar iyi ne kadar kötü ..

Ateş : Zaten iyi bir şey gelmez ki .. Kafamıza bir ebabil kuşlarının sıçmadığı kaldı. 

Tuncay : Hattuşaş tayız Büyük Mabette doğru iniyorum beyler bayanlar. İnişe hazırlanın.

Büyük mabedin 500 metre uzağında düzlük taşlarla çevrili bir yola indiler.  Psko Soldiers dışarıya doğru çıktı.

Asit : Etraf ölüm kokuyor.. Kabil - Cehennem önden giriyorsunuz .. Dikkatli olun.

Kabil ve Cehennem : Emredersiniz efendim.

Kabil ve Cehennem önden emin adımlarla içeriye doğru girdiler. Karanlık olan piramidin biçimindeki giriş kapısını örümcek ağı bağlamıştı. Aylardır girilmiyor gibiydi.  Kulaklık mikrofonunun konusma düğmesine bastı Cehennem.

Cehennem : Komutanım  buradan aylardır giriş yapılmamış. Örümcek ağları hiç bozulmamış.

Asit : Aylardır mı ? Cihazın gösterdiği yer burası. Temizleyin ve ilerleyin .

Cehennem cebinden çıkardığı bezi bir sopaya sardı. Cebinden çıkardığı Zippo çakmağının gazını beze döktü ve bezi yaktı. Örümcek ağlarını yakarak ilerliyordu önden. Kabil ise onu koruyordu. Psko soldiers in geri kalanları ise geriden takip ediyorlardı Kabil ve Cehennem'i. Piramit kapıdan geçen Kabil ve Cehennem Gözlerine inanamadan büyük mabette doğru bakıyorlardı. Piramit şeklindeki büyük mabet büyüleyiciydi. Üç başlı köpeklerin olduğu mabet insan kafalarından oluşan kayalar tam da ölüm kokuyordu.

Asit : Neden kitlenip kaldınız ? 

Cehennem : Komutanım..

Asit : Efendim Cehennem.

Cehennem : Özür dilerim komutanım etkilenmemek mümkün değil.

Asit : Puma ile Kolera dese bunu tamam diyeceğim ama ya siz ?

Kolera : Alındım Komutanım.

Cehennem : Özür Dilerim Komutanım.

Asit : Önemli değil Asker.

Piramittin merdivenlerinden yukarıya doğru çıktılar. Üç başlı heykel köpekleri geçtiler. Üç başlı köpekler cehennem bekçileriydi inanışa göre. Kapıyı eliyle ittirdi Ali Arda. Ve kapı açıktı. İçeriden Tef sesi geliyordu. Müzik çalıyor birileri oynuyordu.

Asit : Neyin kafasını yaşıyorlar bunlar.

Tuncay : Büyücüler.. Esrar kokuyor içerisi.

Asit : Ateş Cebrail Cehennem Ali Arda Tuncay Tufan Kabil Dışarıda kalın beni koruyun. Puma ve Kolera benimle geliyorsunuz.

Herkes şaşırmıştı. Ama ses etmeden uydular Asit'in dediğine. Asit içeriye doğru girdi. Puma ve Kolera da arkasından geliyordu. Up uzun meşalelerin yandığı koridordan geçtiler. Tahtadan büyük bir kapı geldi. Kolera ve Puma Kapıdan baskına girer gibi pozisyon aldılar. Asit ise ikisinin birden omuzuna dokunarak sakin dedi.
Asit kapıyı açtı ve içeriye doğru girdi. İçeriye girdiğinde genç ve güzel kızlar çırıl çıplak dans ediyorlar. Başka bir tarafta Kızlar birbirlerinin dudaklarını öpüp birbirlerinin vücutlarını okşuyorlardı. Zevk çığlıkları yükseliyordu her tarafta.  Tahta ise 18 yaşında 1.80 cm boyunda 50 kiloda mini etek ve askılı bir body giymiş makyajlı parmaklarında siyah ojesi olan gözleri simsiyah olan bir kız oturuyordu.Asit Kolera ve Puma ya siz burada kalın diye emir verdi. Asit emin adımlar ile genç kızın yanına doğru yürüdü.

Asit : Senmisin bu cehennem çukurunun sahibi.

Büyücü : Benim asker. Ne istiyorsun. Tadıma bakmaya mı geldin ?

Asit : Türk filmi çevirmiyoruz. Sizde bizansın 40 bakiresi değilsiniz.

Büyücü : Evet biz bizansın 40 bakiresiyiz.

Asit : Bende Adrenalin şövalyesiyim.

Büyücü : Senin de canın beni istiyor.. Bunu gözlerinden anlayabiliyorum.

Asit : Hadi diyelim ki sen beni etkiledin. Senin kadar güzel bir kadın herkesi etkileyebilir. Şu arkadaki askerlerimi bile etkileyebilir. Fakat seni Nilay nasıl etkiledi onu merak ediyorum. Yüzlerce yıldır sizlerle bizler barış içinde yaşıyorduk. Sizin varlığınızdan bile daha dün'e kadar haberim yoktu.

Büyücü : Nilay ın beni etkilediği fikrine de nereden kapıldın ? Onunla bir anlaşma yaptık sadece .

Asit : Nasıl bir anlaşma ?

Büyücü : Neden anlaşmamı sana söyleyeyim ki ?

Asit : Anlaşma filan yok ki söyleyesin. 40 Bakire yi bir ölümlü Nilay etkilemiş anlaşma yaptık diye bizi yiyorsun burada. Bende seni bir şey sanmıştım gözümde çok büyütmüşüm seni.

Büyücü : Sen öyle san aptal.. Arkana bak..

Asit : Ne var ki arkamda ? İki yılan gelip te sokacak mı beni ?

Büyücü : Sen benim gücümü fazla hafife alıyorsun ! Asker !! Arkana bir bak.

Asit kafasını çevirdi. Gördüğü manzara karşısında hayretler içindeydi. Kolera ve Puma büyücünün kırk bakiresinden iki tanesi ile sevişiyordu. Puma ve Kolera güzellikleri ile 40 bakireye taş çıkartırlardı. Asit tebessümle izliyordu.

Büyücü : Etkilendin mi ?

Asit : Beni etkilemek istiyorsan iki adamımı adamlarınlarınla seviştirmekten daha fazlasını yapman gerekir. Şimdi konumuza dönelim. Nilay sana ne teklif ettide Nilay için koruyorsun belgeleri ? Merakımdan soruyorum. Adamlarımı da etkilemeyi başardın ve ben silahsızım.

Büyücü : Bizde büyücülük kan bağı ile geçer. Bazısı bu özelliği kabul eder bazısı ise etmez. Ama hepimizin kaderinde eninde sonunda bu vardır. Bundan seneler seneler önce. Bu topraklara daha Türkler gelmeden önce Roma imparatorluğu yükselmişken Büyük İskender bu topraklara tekrardan kan getirdi. Geleceği görme yeteneğine sahip olan rahibe  Calipso ya tecavüz ederek gözlerini kör etti. Çırıl çıplak sokaklarda gezdirdi. Güzel Calipso İskenderin kurmaylarını eğlendirdi. Raks etmeye zorlandı. Gözleri kör olan Güzel Calipso nun bir kızı oldu iskender den. Calipso yüzündeki yanık izleri. Vücudundaki bıçak izleri. Suratındaki ustura façaları yüzünden büyük mabede kapandı. Büyük mabette dualar etti. Dualarını kabul eden Azazil bir şövalye kılığında Calipso ya göründü. Calipso önce korktu. Azazil korkma sana zarar vermek istemiyorum dedi. Calipso Azazil in ses tonunda aradığı huzuru bulmuştu. Azazil Calipso nun yüzünü okşadı. Azazil Calipsonun yüzünü okşadı ve Calipsonun yaraları iyileşti. Calipso bu nasıl olur dedi. Azazil daha önce inandığın Zeus Apollo sen iskender e sunulurken neredeydi ? yüzlerce kez onlara ibadet ettin. Onlardan korktuğun için bakireliğini korudun. Onlar neredeydi. Zeus neredeydi sen iskenderin yatağındayken. Geleceği görme özelliğini senin elinden alan iskenderi neden cezalandırmadılar Calipso ? Calipso Azazil'e inandı. Azazil e secde etti Calipso. Ömrü boyunca ona hizmet edeceğine yemin etti. Azazil'in kanını içti. Azazil ona kitaplar başetti. Kimsede olmayan kitaplar. Gündüzleri izini kaybolma gece rahat uyuma özellikleri verdi. Bizansın 40 güzel bakiresini hizmetine sundu.

Asit : Sen şimdi o Calipso musun ?

Büyücü : Hayır ben torunuyum.

Asit : Sonsuz diyordun ? Sonsuz'a kadar bir hayat verdiğini söylüyordun nerede o şimdi ?

Büyücü : İzin verde bitireyim.

Asit : Tab ikide..

Büyücü : Calipso da çok yaşlandı. Osmanlı bu toprakları aldıktan sonra Calipso islamiyetin gelişine dayanamadı ve ağır ağır yavaş yavaş öldü. Ondan kızına ondan sonra onun kızına yüzlerce yıl böyle gitti.

Asit : Peki siz nasıl çoğalıyorsunuz ? Kayalara sürtünerek mi ?

Büyücü : Hayır Her büyücü 30 yaşına geldiğinde seçtiğimiz bir erkekle birlikte oluyor. Onu etkiliyor sonra da onu öldürüyor ve kanını içiyoruz.

Asit : Güzel bir hikaye. Nilay ile nasıl bir anlaşma yaptın ?

Büyücü : Bana yer yüzünde hakimiyet sözü verdi. Hattuşaş büyük mabet ana merkez olma sözü verdi.

Asit : Sen ona ne verdin peki karşılığında ?

Büyücü : İnsanları etkileme , İnsanları kandırma , Yılan büyüsü yaptım ona. ve bütün büyü yeteneklerimi ona kan transferi yaparak geçmesini sağladım. Onunda soyu bize dayanıyor. Üvey Kız kardeşim olur kendisi. Babalarımız bir.

Asit : Peki o belgeleri senden almak istiyorum. Nilay ile hiç bir derdim yok. Ona da zarar vermeyeceğim sanada.

Büyücü : Bunu neden yapayım ?

Asit : Birincisi ben Allah'a inanıyorum. İkincisi şeytan'a inanıyorsanız Allah'ında varlığından haberiniz olması gerekiyor. Ve bizler Allah ın aslanlarıyız. Yeryüzüne tekrar barışı adaleti düzeni sağlamak için canlarımızı veriyoruz. Bizde senin gibi bir tapınakta 40 tane karı alıp burada esrar yakıp kafayı bulup yedi yirmi dört sevişmesini biliriz. Ama yapmıyoruz. Eğer insanlara biraz değer veriyorsan verebiliyorsan barışçıl yollarla o belgeleri bana verirsin. Satanizm ile bu dünya düzelmez.

Büyücü : Bunun mümkün atı yok Asker.

Büyücü yavaşça Asit in yanına yaklaştı. Ellerini Asit'in göğüslerinde gezdiriyordu. Asit'in Asker ceketinin düğmelerini teker teker çözdü. Ve göğüslerini öpmeye başladı Asit'in. Asit in pantolonunu çözmeye kalktı. Asit ellerini tuttu. Sonra ise tamam diyerek Asit in Fermuarını indirdi. Asit'e oral sex yapmaya başladı Büyücü. Asit'in penisinin hepsini ağzına alıp sonrada çıkartıyordu. Asit'in çok hoşuna gittiği belliydi. Asit Orgazm olmuştu. Büyücü ayağa kalktı. Asit ise fermuarını çekti.

Büyücü : Hoşuna gittiğini biliyorum Asker..

Asit : Hıhım.. Çenen düşük ama Ağızınlada marifetlisin.

Büyücü : Artık zevkini aldın. Erkeklik egonuda tatmin ettim buradan gitmelisin.

Asit : Belgeleri almadan gitmeyeceğimi biliyorum. Belgeleri alırsam söz veriyorum sana da Nilay'ada zarar vermeyeceğim.

Büyücü : Burayı terk etmezsen adamlarının hepsi ölecek. Dışarıdaki adamlarının da hepsi ölecek. Emrimdeki 100 lerce zombiyi buraya doğru yönlendirdim. Hepiniz zombi yemi olacaksınız ve bu zombiler gerçekten de çok hızlı. HAHAHAHAHA


Asit belinden çıkardığı silah ile büyücüyü tek atışta kalbinden sonra da kafasından vurdu. Büyücünün kafası dağıldı. Büyücüden sonra ise 40 bakireyi teker teker vurdu. Silah seslerini duyan Psko Soldiers içeriye girdi. Büyünün etkisinden kurtulan Kolera ile Puma apar topar giyiniyorlardı.

Asit : Puma ve Kolera Çabuk bir şekilde giyinin. Beyler direk çıkıyoruz buradan belgeler bende

Ateş : Hadi beyler hadi hadi hadi ..

Hızlı bir şekilde koşarak büyük mabetten çıktılar ve helikoptere bindiler. Helikopterden aşağıya bakan Asit zombilerin mabetten içeriye doğru hızlıca girdiğini gördü.

Asit : Doktor Deniz; Doktor Deniz Cevap Ver Tamam ..

Doktor Deniz : Dinlemede Asit ..

Asit : Hattuşaş tan ilerliyoruz. Dönüyoruz. Aldık belgeyi tamam.

Doktor Deniz : Dönmeden bir de Bayburt Saklışehir'e geçin. Bilgisayarına gerekli bilgileri yüklüyorum Asit. Onu alıp öyle gelin.

Asit : Sanki bakkaldan ekmek al diyorsun bana Doktor Deniz.

Doktor Deniz : Dediğin gibi Asit . Anlaşma Anlaşmadır.

Asit : Anlaşıldı tamam. Koordinatları gönder direk. Uydu resimlerini de atta geceyi geçirecek bir yer bulalım. Sürekli oradan oraya savaşacak gücümüz kalmadı.

Doktor Deniz : Yüklendi bile koordinatlar.

Asit : Teknolojiye bak..  Tuncay Saklı Şehir Bayburt.

Tuncay : Duydum adamım oraya çevirdim rotayı.

Asit : İyimiş bu.  Nereye ineceksin.

Tuncay : 20 Asırlık Bayburt Kalesinin içine..


Saklı şehir Bayburt kalesinin içine helikopteri indirdiler.

Asit : Bu gece buradayız. Herkes kalenin içini kontrol etsin. bu gece buradayız beyler. Güvenli haldemi bir bakın.  Puma ve Kolera siz kalın.

Puma : Efendim..

Kolera : Komutanım..

Asit : Ne oldu ? Orada.. Sex tanrıçası gibiydiniz birbirinize ?

Puma : O an hayatımın en farklı duygularını yaşadım..

Kolera : Al benden de o kadar.

Ateş : Asit biraz konuşabilir miyiz ?

Asit : Kızlar siz etrafı kolaçan edin bir şey varmı bir bakın. kapılar kilitlimi diye.

Kolera : Emredersiniz Komutanım.

Puma : Emredersiniz Komutanım.

Asit : Efendim Ateş ?

Ateş : Dünden beri söylediğini düşünüyorum.

Asit : Kararını verdin mi ?

Ateş : Hayır vermedim Seninle konuşmam gereken başka bir şey var. DxN benden ne istiyor ?

Asit : Onlar değil. Adrenalin seni istiyor. Eski ekibin. Tim komutanları ölmüş.

Ateş : Ölmüş mü Komutanım. Nasıl ölmüş ?

Asit : Bilmiyorum. Ama Senin geri dönmeni istiyorlar.

Ateş : Siz ne yapacaksınız ? Bunlar size yanlış yaparlar ?

Asit : Bilmiyorum ama yaşamaya çalışacağız. Sen bu Zombilerin Dünyası nda kendini kurtar. Bizi düşünme.

Ateş : Artık bize kimse hiç bir yanlış yapamaz. Güç Bizde. Biz olmasak bunlar artık hiç bir şey yapamazlar. Adrenalin dağıldı. O imrenerek baktıkları Adrenalinin eski gücü yok. Alfa-Star takımı tamamen yok.  Onları koruyacak artık Türkiye de düzgün bir ekipleri yok.

Asit : Biraz küçümsüyorsun aslına bakarsan çok küçümsüyorsun. Bize ihtiyaçları var. Fakat Ellerinde de iyi askerler var. Onlar bu adamların her istediğini yapıyorlar. O yüzden bizi kullanıyorlar. Alfa-Star -B takımı var. Onlarda en az Mirza ve Sebastian kadar tehlikeli. Ama onlar DxN e ve Adrenalin komutanlarına çok bağlılar.

Ateş : Bunu ne zaman öğrendin ki ?

Asit : Cehennem ve Kabil Söyledi. Alfa-Star - B takımını. Avrupa da eğitim gören psikopat bir takım. Sen bizi düşünme kabul edeceksen et.

Ateş : Güvendiğim kimse olmayacak ki yanımda..

Asit : İstediğini alabilirsin yanına.

Ateş : Aslında Tuncay ı almak isterdim.

Asit : Tuncay'ı alabilirsin. Ben yeni bir pilot bulurum kendime.

Ateş : Ciddimisin ?

Asit : Hıhım ciddiyim. Başka ?

Ateş : Bilmem bir tane daha alabilirim. Döndüğümüzde konuşalım. Bakalım Tuncay benimle gelmek isteyecek mi ?

Asit : Sen bilirsin. Ben şu bilgisayardan nereye gideceğimize bakayım.

Ateş : Tamamdır.

Akşam olmuştur artık. Asit herkesi etrafına toplamıştır. Herkes dikkatle Asit'i Dinliyordu ;

Asit : İtalyan gezgin Marco Polo’nun, ‘dünyanın en güzel yerlerinden biri’ dediği bu yerden nefret ettim. 20 asırdan beri ayakta bir kale . yer altı şehirleri var. Gene bir yer altı şehrindeyiz.  Şehitlere serdar olan Genç osman da buralı...

Tuncay : Şehitlere Serdar Olmuş Genç Osman mı ?

Asit : Ne bileyim ben. Gönderdiler bilgileri aklımda kalanları paylaşıyorum. Neyse ;
1988 yılında yapılan bir inşaat kazısı sırasında yeraltı şehrinin varlığı anlaşılıyor, Yapılan çalışmalarla, şu ana kadar 1 kilometrelik kısım açılmış. Yeraltı şehrinin çok daha büyük olduğu, tahmin ediliyor, kalan kısımların da bulunması için çalışmalar yapılıyor. Yer altı şehri, ana kayaya oyulmuş galeriler, tonozlu odalar ve bu odaların açıldığı daha geniş mekanlardan oluşmuş. Gözetleme mekanları, havalandırma bacaları, duvarlara açılmış aydınlatma oyukları, su toplama ve tahliye sistemleri gibi mühendislik bilgisi gerektiren özellikler var. Ruslar 1918’de Bayburt’u işgal edince, Ermenilerle birlikte büyük bir kıyım ve vahşet başlatmışlar. Yardım dağıtılacak diye halk arasına, hatta köylere haber salınmış. Uzun süren savaş sebebiyle, kıtlıktan bitap düşmüş halk bunlara inanır, bir parça ekmek bulmak ümidiyle gelir. Gelenleri Taşhan’a doldururlar. Hadiseyi Ahmet Yavuz’a anlatan babası Mahmut Yavuz ve akrabası Kibar Yavuz da bu kalabalık arasında, ama tahta götürmek bahanesiyle kapıdan çıkar kaçarlar. İçerideki bütün Müslümanların üzerine gaz dökülür, diri diri yakılırlar. Bayburt sokaklarında kan akar, Çoruh nehri Müslümanların cesetleriyle dolup taşar. Sonra Şehit Osman tepesinden top sesi gelir; düşman kuvvetleri Osmanlı’nın geldiğini sanarak şehri hızla terk eder...

Asit : Şimdi beyler bayanlar yer altı tünellerine gireceğiz. Ama çok karışık. Şunu demek isteyeyim herkes birbirinden ayrılmadan devam edecek. Herkes gözlerini dört açsın.  İşimiz çok zor. Diğerleri gibi kolay bir yer değil burası. Yer altı tünellerinden çıkamayabiliriz beyler bayanlar. Anlaşıldı mı ?

Psko Soldiers : Emredersiniz komutanım.

Asit : Cehennem her yer kilitlimi ? Güvende miyiz ?

Cehennem : Kilitli Komutanım.

Asit :Tamam herkes uyusun ama dikkatli olun beyler ve bayanlar .


Herkes uyumuştu..  Gece olmuştu artık.  Karanlığın içinde iki çıplak beden birbirlerini öpüyorlardı. Dudakları dudaklarına deyiyor dolunay ışığında birbirlerini öpüyorlar okşuyorlardı.  Asit ise onları seyrediyordu. Sevişen iki beden Puma ile Kolera dan başkası değildi. Puma ve Kolera birbirlerini deli gibi öpüyorlar bir yandan da birbirlerini okşuyorlardı. Asit te bir an aralarına katılmayı düşündü. Puma ve Kolera birbirlerine o kadar kaptırmışlardı ki Asit in orada olup olmadığından haberleri bile yoktu. Asitte aralarına katıldı. üçü birden sabaha kadar seviştiler..

Ertesi Sabah ;

Tuncay : Ne o Asit yorgun gibisin ?

Asit : Gece uyuyamadım.

Tuncay : Hayırdır ? 

Asit : Ya o büyük  mabet beni çok etkiledi sanırım. Rüyalar kabuslar gördüm.

''Puma : Günaydın..''  diyerek Asit ve Tuncay ın yanlarından uzaklaştı.. Günaydın derken de Asit e bakıp gülmüştü. 

Asit : Günaydın.

Tuncay : Ne oluyor ? Bu dişi zeyna durduk yere günaydın mı der adama ?

Asit : Ne bileyim ben ..

Tuncay : Dişiliğinin farkına vardı herhalde.

Asit : Sanırım..  Hadi beyler bayanlar toplanıyoruz.. Hadi hadi hadi .. Saklı şehir'e doğru giriyoruz  Herkes dikkatli olsun.

Psko soldiers hazırlandı ve Saklı Şehir 'e doğru yola koyuldular. İlerlediler. Ortalarda hiç bir şey yoktu. Zombilerden de insanlardan da iz yoktu. Bir kaç kilometre daha ilerledikten sonra saklı şehirin içene doğru girdiler. Ufak bir tünelden geçerek yer altı kentine inmişlerdi. Şu anda gündüz olmasına rağmen hiç bir yerden ışık almayan bu şehir aydınlıktı.

Tuncay : Bu adamlar neyden kaçıyorlarmış ki böyle yerlere saklanacak kadar psikopatlarmış. Anlamadım gitti.

Asit : Sen mi anlamadın yoksa ben mi bilmiyorum ama cidden sana hak vermemek elde değil. Cehennem Kabil Kolera ve Tufan Ön taraf sizin. Puma Cebrail Ateş Sağ tarafta sizin. Ali Arda ben ve Tuncay da sol tarafı alıyoruz. Hafif aydınlık olan bu eski köhne yer altı şehirinde ilerlemeye devam ettiler. Ellerindeki cihaz olmasa bu şehrin içinde kaybolabilirlerdi. Şehir çok büyüktü. İlerlediler ve Cehennem durdurdu.

Cehennem : Komutanım. Cihaz şuradaki büyük evi gösteriyor.

Asit : Sarın evin etrafını. Sessizce yaklaşın.

Cehennem Kabil ve Tufan Evin ön kapısına doğru geldiler. Kabil kapıyı zorladı içeriden kilitli bu komutanım.

Asit : Kırılmayacak şekilde mi kilitli ?

Kabil : Kırılırda. İçeriden ne çıkacağı bir anda pek belli değil.

Asit : Cebrail kapıyı patlat.. Herkes pusuya geçsin.

Cebrail : Emredersiniz efendim..

Cebrail kapıya zaman ayarlı bir bomba koydu. Cebrail kapıdan hızlıca uzaklaşırken. Bomba bir anda patladı.

Asit : İçeriye girin Kabil ve Cehennem..

Kabil ve Cehennem İçeriye doğru hızlıca girdiler. İçeriden kadın çığlıkları geldi.

Asit : Hadi beyler bayanlar hadi hadi hadi diyerek içeriye doğru hızlıca Psko Soldiers de girdi.

Kabil ve Cehennem silahlarını dört tane sivilin üstüne doğrultmuşlardı. Sivillerdeki tek erkek olan kişi ise tüfeğini Kabil ve Cehenneme doğrultmuştu. Silahı tutan adam 45 yaşlarında biriydi. Yanındaki 40 yaşlarında kadın ise eşiydi. Öbür iki kız da akrabasıydı.

Asit : Kabil ve Cehennem indirin silahlarınızı.

Kabil : Emredersiniz.

Cehennem : Emredersiniz.

Kabil ve Cehennem silahlarını indirmişti.

Mithat : Kimsiniz siz ?

Asit : Biz askeriz. Burada bize ait önemli bir parça var. Onu almaya geldik. Peki ya siz ?

Mithat : Biz ise turistiz. Salgın başladığında buraya geldik.

Asit : Anlıyorum. Kolera arkadaşlara yiyecek bir şeyler ver.

Mithat : Hayır hayır aç değiliz.

Asit : Sen genede ver Kolera .

Kolera : Emredersiniz komutanım.

Asit : Ben bu grubun Psko Soldiers in komutanıyım.  Sağ tarafında duran adam Tuncay. Diğer yanımdaki Ateş. Şurada sana silah doğrultanları zaten tanıdın. Şu Ali Arda yanındaki Tufan öbürüsü ise Cebrail. Şuradaki dişi zeyna ise Puma. Türk askeriyiz.

Mithat : Memnun oldum Komutanım. Buda benim eşim kızım ve baldızım. Adım Mithat. Eşimin ismi sibel kızımın adı sevim baldızımın ismi ise burcu.

Asit : Memnun oldum. Cehennem Kabil. Bize ait olan parçayı bulun. Nasıl olduda buraya kaçabildiniz.

Mithat : Biz erzurum da tatildeydik. Zombiler bir anda geldiler. Herkesi yiyorlardı. Tatilde yeni tanıştığımız balayında olan yeni evli çifti bile parçalayarak yediler. Biz ise canımızı zor kurtardık.

Asit : Anlıyorum. İstersen bizimle gelebilirsiniz ?

Mithat : Sahimi ? Gelebilir miyiz ?

Asit : Evet gelebilirsiniz.

Mithat : Siz diğer gelen askerlerden çok daha merhametlisiniz.

Asit : Diğer gelen askerler ?

Mithat : Bir kaç hafta önce buraya başlarında bir bayan komutan olan bir grup asker geldi. Buraya bir şey sakladılar. ve işin garibide bizi de buraya kilitlediler.

Asit : Neden sizi buraya kilitlediler peki ?

Mithat : O konuda hiç bir şey söylemediler. İçeriden de kilitlememiz gerektiğini ve dışarıdan da onların kilitleyeceğini geldiklerinde ise bizi de alacaklarını söylediler. Ama biz gelmeden başkaları gelirse özellikle zombiler asla sesinizi çıkarmayın hepinizi öldürürler dediler. Bizde o yüzden sesimizi çıkartmadan kaldık burada.

Asit : Allah Allah bu işte bir gariplik var..

Tuncay : Bencede kesinlikle var.

Asit : Herneyse varsa var. Cehennem Kabil bulamadınız mı daha ?

Cehennem : Bulduk komutanım.

Asit : Hadi çıkıyoruz buradan.

Psko Soldiers ve Mithat ın ailesi evden dışarı çıktılar. Mithat ve ailesi artık kurtulduk diye seviniyorlardı. Psko Soldiers grubu önde Mithat ve ailesi arkadan yürümeye başladı. Saklı Kentten in girişine doğru yürümeye başladılar. Yürümeye devam ettiler. Dar yollardan geçiyorlardı.

Mithat : Bu kadar uzun muydu burası Sibel .

Sibel : Bilmiyorum ki bir can korkusuyla geldik buraya.

Arkadan yaklaşan zombileri fark etmeyen Mithat. Bir zombi tarafından Boynundan ısırılmaya başladı. Zombiler çok kalabalıktı ve Mithatı hemen aralarına aldılar. Mithatı ısırıyorlardı. Mithat bağırıyordu. Eşi Sibel de kaçamadan Mithat gibi zombiler tarafından ısırılmaya başlanmıştı. Mithatın Baldızı çığlık atıyordu. Psko Soldiers ise şaşırmıştı. Çünkü hiç bir yerde zombi izine rastlanmamıştı. Şaşkınlıktan Ateş etmeye bile çok geç başladılar zombilerin üstüne. Ama Mithat ve Sibel için artık çok geçti. Sevim i Cebrail aldı ve zombilerden uzaklaştırmaya çalışıyordu. 15 yaşlarında olan sevim ise şokta Anne baba diye bağırıyordu. Sesleri duyan Zombiler ise daha hızlı bir şekilde Psko Soldiersin üzerine doğru yürüyorlardı. Bu sırada şoka giren Mithat'ın baldızını da yaşlı bir zombi yakaladı ve etini dişleri ile kopardı. Zombilerin arasında kalan Burcu nun her yerini zombiler ısırıyor ve kopartıyordu. Burcunun yanaklarını bile ısırıyordu zombiler.

Asit : Hızlı bir şekilde kaçıyoruz buradan. Çatışma yok. Sıcak temas yok. Tekrar ediyorum Sıcak temas yok. Kabil Sen o kızı taşıyabilir misin ?

Kabil : Taşırım Komutanım !

Asit : Aman dikkat et . Annesi ve Babası gözlerinin önünde parçalanarak öldü. Her an bir çılgınlık yapabilir.

Kabil : Dikkat ederim komutanım.

Asit : Hızlıca çıkıyoruz. Hadi Beyler Bayanlar koşuyoruz. 

Psko Soldiers hızlıca dışarıya doğru koşarken Zombiler ise peşlerinden geliyordu. Zombiler hızlı değillerdi. Bir insan yürüyüşünden biraz daha hızlı yürüyorlardı hepsi bu. Koşarak devam etti Psko Soldiers. Ve geçitten çıktılar.

Asit : Cebrail hemen geçiti kapat. Üç saniyede.

Cebrail : Emredersiniz komutanım..

Cebrail hemen bomba düzeneği hazırlayarak geçiti havaya uçurdu. Ve saklı kentin giriş kapısını kıyamete kadar kapatmış oldu. İçeride kalan binlerce zombi ise orada dünya tamamen yok olana kadar orada mahsur kalacaklardı. Zombiler içeride kilitli kalmışlardı. Psko Soldiers ise Helikopterine çoktan ulaşmış ve DxN üstüne doğru uçmaya başlamıştı. Saklı Kentin üzerinden geçerken helikopter içeride mahsur kalan zombiler helikopter sesini duyuyorlardı. kafalarını yukarıya doğru kaldırıyorlardı. Başka kafasını kaldırmaya çalışanlarda vardı. Bunlardan bir tanesi de Mithat dı. Ayakları ve kolları tamamen yok olmuş. Boynu kırılmış. İç organları sökülmüş şekilde zombi olmuştu. Eşi o kadar şanslı değildi. Çünkü eşinin her tarafını yemişlerdi. Eşinden geriye sadece elbiseler ve kemik parçaları kalmıştı. Baldızı Burcu da ablasından farklı değildi. Onunda her tarafı tamamen parçalanmış ve yenilmişti. Zombiler o karanlıkta kalmışlardı..

Asit : Bu zombiler nereden çıktılar ?

Tuncay : Bilmiyorum ama. Yavaşın hızlısıydılar. Delirdiler bizi görünce.

Asit : Evet bende farkettim.

2 Hafta Önce :

Nilay : Zombileri o kuyudan içeriye atmayı başardınız mı ?

Asker : Evet Komutanım bütün bayburtaki zombileri alarak hepsini o kuyunun içine attık. Ama bir kaç tane asker zayiat verdik.

Nilay : Güzel olsun. Bizde askerden çok ne var.  Şimdi düzeneği hazırlayın. O Aileyi de içeride mahsur bırakın. Psko Soldiers geldiğinde o kapıyı ne şekilde açarsa açsın zombilerin düştüğü kuyuda Saklı kentin içinde olan kapısı açılsın. Ve o kapı açılınca bu zombiler yavaşça gelecekleri için Aile yi orada bırakın ki Psko Soldiers kimsiniz neyin nesisiniz diye sorarken Zombiler etraflarını sarsınlar. ve oradan sağ çıkmasınlar artık. Kız kardeşimi zaten geçeceklerini düşünmüyorum ama genede olsun. Evin içine de zombileri azdıracak kokulardan koyun.

Asker : Emredersiniz efendim. 

Nilay : Kuyudaki binlerce zombiye ; Şu kamyonette olan zombilerden alınmış etleri atın. Biraz zekaları filan artar belki.

Asker : Emredersiniz Efendim..

Şimdi :

Helikopter DxN üstüne inmişti. Asit topladığı belgeleri Doktor Deniz'e teslim etti.

Doktor Deniz : Kim bu kız ?

Asit : Annesini ve babasını kaybetti. Anlıya cağın kötü bir gün geçirdi. Onu başka bir zaman kampa gönderirsin. Bir süreliğine burada kalsın.

Doktor Deniz :Kalsın tamam.

Asit : Ateş le konuştum. Kararını verir bir kaç güne. Sizlere söyler. Ben çok yorgunum İzin verirsen yatacağım.

Doktor Deniz : Tab ikide. Dinlen bugün yarın konuşuruz.

Asit Gemideki kamerasına çekildi. Duş aldı. Duş alırken bir gölge gördü. Gölge duşun kapısını açtı ve Asit şaşırdı. Gelen kişi Puma dan başkası değildi. Asit ve Puma birlikte yıkanırlarken duş'un kamerası tekrar açıldı ve bu sefer de gelen koleraydı. Asit Kolera ve Puma için gece şimdi başlıyordu..

7 yorum:

  1. evet çok mükemmel ama devamıni bekliyoruz

    YanıtlaSil
  2. allah rızası için 26. bölümü faceyede verin mobil olcam o saatte lutfeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeennnnnnnnnnnnnnnnnn

    YanıtlaSil
  3. İşte ünlü satanist grubun parçasını şarkı diye millete dinletiyor ve millette inanıyor ..

    Ah Ölüm
    Ah Ölüm
    Ah Ölüm , bağışlayamaz mısın beni bir yıl daha ?
    Ama görünmeyen soğuk eller ile beni çeken şey de ne ?
    tanrı gittiğinde ve şeytan hakimiyeti ele geçirdiğinde,
    kim merhamet edecek ruhuna?
    ne dünya malı, ne yok oluş, ne gümüş ne altın,
    hiçbir şey tatmin etmez beni senin ruhundan başka!
    evet ben ölüm, kimse geçemez beni,
    kapıyı ben açarım cennete de cehenneme de!
    benim adım ölüm ve son geldi.

    YanıtlaSil
  4. çok güzel bir bölüm daha eline sağlık

    YanıtlaSil
  5. sen kardeşim satanist misin bu genç insanları satanizme neden özendiriyorsun

    YanıtlaSil
  6. Burada satanistliye yonlendirecek bir durum yok beyenmezseniz okumayin eline saglik kardewim

    YanıtlaSil