uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

27 Haziran 2012 Çarşamba

Özel Bölüm 6. 17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminde Kaybettiklerimin Anısına


17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminde Kaybettiklerimin Anısına .. Aslında Bizler Kaybettiklerimiziz.

1998 İzmit

Çocuk Zeynep in babası tarafından verilen kas geliştirici ve kemik güçlendirici iğnelerle daha bir gelişmişti. Çocuk komutanını öldürdükten sonra son derece değişmişti ruh yapısı. 6 ay kaldığı hücrede aklı başına geldiğini sananlar sadece sanacakları ile kalacaklardı. 
Adrenalin Grubu üyesi olan çocuk tam bir profesyonel katildi. Zeka testlerinden üstün zekalı çıkan ender çocuklardandı.
Alfa-Star ın seçimlerine katılmış fakat Alfa-Star a komutanını öldürdüğü için alınmamış sonra ise Alfa-Star a dahil edilmişti. ninjutsu naruto ve Aikido da harikalar yaratan bir asker olmuştu Çocuk. Hem vücut yapısı hemde hızlı olması saldırı ve savunma sporunda ona büyük avantaj sağlıyordu. Uzun bir süre Zeynep çocuk tan haber alamamıştı. Zeynep tamamen çocuğu düşünüyordu.
Zeynep lise iki de okuyordu o zamanlar. Bir okul çıkışı Zeynep ve arkadaşları her zaman gittiği kafeye gitmişlerdi. Hep arka taraftaki masaya oturuyorlardı. Gene en arkadaki masaya oturmak istediler. Fakat masada güller vardı.. 6 adet gül.

Derya : Abi bizim masamızda bu güller ne ?

Kafeci : Derya cığım bilmiyorum Zeynep e geldi.

Neslihan : Kesin Cüneyt en gelmiştir.

Zeynep gülleri eline aldı.

Derya : Karta ne yazıyor Zeynep ..

Zeynep kartı hemen cebine koydu.

Zeynep : Özel. Boş verin ne içiyoruz ?

Derya : Şuna bak aylar sonra yüzü gülüyor Hayırdır Zeynep Hanım ?

Zeynep : Önemli bir şey değil. Boş verelim.

Derya : Cüneyt en mi ?

Zeynep : aa sıkıldım ne içiyoruz ?

Neslihan : Kartta ne yazıyor bari onu söyle çok merak ettim.

Zeynep : Karta ne yazdığını söylersem bitecek mi bu sorular ?

Neslihan : Bitecek söz

Derya : Evet söz.

Zeynep : Karşında yıkılmış bir duvar gibiyim
Beni sarhoş etme, başım dönüyor
Üstüme varma Kocaeli , kederliyim..

Derya : Kim bu şair..

Zeynep : Yeter ama artık soru yok.

Derya : Tamam tamam kızma.

Zeynep in bedeni orada fakat düşünceleri farklı yerdeydi. Aklı tamamen çocuktaydı.  Doğum gününden bu yana görememişti çocuğu. Acaba napıyordu çocuk.Çocuk ise Alfa-Star timinde Türkiye yi geziyor ve eğitimlerine aralıksız devam ediyordu. Çocuk Zeynep in doğum gününde 6 adet gül gönderiyordu her sene. Her tanıştıkları gün 6 adet gül geliyordu gene Zeynep'e. Zeynep'e gelen güller inşaat imparatoru veliahttı Cüneyti çok rahatsız ediyor. Bu gülleri kimin gönderdiğini araştırıyor ama bulamıyordu. Çünkü karta isim yazmıyordu hiç bir zaman. 1999 senesine gelmişti günler.. Zeynep artık liseden mezun olacaktı. Zeynep Çocukla ilgili planlar yapıyordu. Çocuğun mutlaka mezuniyete geleceğini düşünüyordu. O yüzden Cüneytin ısrarlarına rağmen baloya yalnız gidecekti. Çünkü çocuğun geleceğine emindi.
Zeynep 'i baloya babası bıraktı. Zeynep Baloda arkadaşları Neslihan ve Derya ile aynı masada oturuyordu. Neslihan ve Derya nın yanında sevgilileri ve yalnız Zeynep vardı. Zeynep in gözleri balo salonunun kapısındaydı hep. Bir saate yakın geçmişti ama çocuk gelmemişti. Zeynep çocuğa kızıyordu. Zeynep sonra çocuğa olan hıncını ve kızgınlığı ile Cüneytin ısrarlı dans etme talebini kabul etti. Saatlerce Zeynep Cüneyt ile dans etti.  Cüneyt ile saatlerce dans etti Zeynep. Çocuğa çok kızmıştı. Saatler nasıl geçti anlamadı bile. Balonun kraliçesi Zeynep Kral'ı da Cüneyt seçilmişti. Zeynep babasına telefon etti. Baba beni almaya gelme. Cüneyt beni bırakacak. Zeynep kızgınlık ve mutluluk arasında kaybolmuştu. Cüneyt Zeynep'i bıraktı.

Zeynep in Annesi : Kızım seni Cüneyt mi bıraktı ?

Zeynep : Evet Anne.

Zeynep in Annesi : O serseri ve katilin orada olacağını düşünüp endişelenmiştim. Cüneyt çok düzgün bir çocuk gerçeği gördüğüne sevindim.

Zeynep : Ne alakası var ? Cüneyt ile biz arkadaşız.

Zeynep in Annesi : O katil gelmedi dimi baloya seni gene yarı yolda bırakıp bekletti.

Zeynep : Yeter Anne. Çok yorgunum.

Zeynep in Annesi : Yat kızım bir şey mi ? Diyorum. Senin için en iyisini istiyorum.

Zeynep : Benim için en iyisi uyumak Anne.

Zeynep odasına çıktığında 6 tane gül gördü. Hepsi ayrı ayrı odasının kapısının önünden başlayarak penceresine kadar gidiyordu. Zeynep eğildi ve kırmızı gülü aldı. Gül'de bir kart vardı.  Kartı okudu.. ' Dünyanın neresinde olursan ol, bulunduğun yerde değil düşündüğüm yerdesin ' Zeynep ne olduğunu anlamadı. İkinci gül'ü eğildi ve aldı. İkinci gül'de ise ' yoksa,saçlarını toplayacak toka bulamayışın mı? hala tek derdin. ' yazıyordu. Zeynep sırıttı. Üçüncü güle yöneldi ve üçüncü gül'ü de aldı. ' En azından bir yerlerde yaşadığını bilmek.. Yetti bana bu hayat böyle ' yazıyordu. Dördüncü gül'ü aldı ve karta baktı. ' Mutlu olduğumu düşündüğüm anlarda yanımda sen oluyorsun '
Beşinci gül'ü aldı ve karta baktı Zeynep ' Bugün balo kraliçesi oldun kutlarım' Zeynep çok şaşırmıştı. Altıncı gül ve kart kalmıştı. Zeynep Altıncı gül'ü eline aldı kartın kapağını açtı Elleri titriyordu.. ' Pencerenden dışarıya bak ' yazıyordu. Pencereden dışarıya baktı Zeynep.. Zeynep gözlerine inanamadı. Kaldırımda Zeynep yazıyordu. Boyayla yazılmamıştı. Alev alev yanıyordu bütün sokak. Benzin ile yazılmıştı Zeynep yazısı. Zeynep Elleri ile yüzünü tuttu. Gözlerinden yaşlar geldi. Kalbi kıpır kıpır atıyordu.

Zeynep : Sen serseriden başka hiç bir şey değilsin. Ama seni çok seviyorum..

O sırada kırmızı bir spor ford mustang arabanın içinde çocuk ve arkadaşı konuşuyorlardı

Çocuğun Arkadaşı : Anlamadığım tek bir şey var ?

Çocuk : Nedir ?

Çocuğun Arkadaşı : Biz bunları neden yaptık ?

Çocuk : Zeynep için.

Çocuğun Arkadaşı : Neden hırsız gibi saklandın ?

Çocuk : Öyle olması gerekiyordu.

Çocuğun Arkadaşı : Sebep ?

Çocuk : Her ondan uzak kalışımda hayalleri tekrar tekrar yıkılıyor.

Çocuğun Arkadaşı : Böyle yapıp sonra da ondan uzak kalman ona napacak ?

Çocuk : Onu mutlu edecek.. En azından bir yerlerde yaşadığımı bilecek.

Çocuğun Arkadaşı : Ne zamandır tanıyorsun onu ?

Çocuk : Ufak çok küçük bir çocukken tanıdım. Seni tanıdığımla eş değer

Çocuğun Arkadaşı : Çok mu seviyorsun ?

Çocuk : Hayatta ondan başka hiç bir şeyi sevmedim ki. 

Çocuğun Arkadaşı : Başka bir şeyi sevmedin mi ? hiç mi ?

Çocuk : Hiç ..


17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi

1999 Gölcük Depremi, İzmit Depremi, Marmara Depremi ya da 17 Ağustos 1999 depremi, 17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02'de gerçekleşen, Kocaeli/Gölcük merkezli deprem. Mw ölçeğine göre 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur.
17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesi'nde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17.480 ölüm, 23.781 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 konut, 42.902 iş yeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölüm, ağır-hafif 100.000'e yakın yaralı olmuştur. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu nedenle Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir.


Cudi Dağında Mayın Döşeyen Adrenalin Grubu 17 Ağustos 1999

Çocuk : Kocaeli de deprem olmuş. Ben gidiyorum.

Komutan : Nereye gidiyorsun. Her yere mayın döşedik. Her tarafta teröristler var.

Çocuk : Umurumda mı ? sizin mayınınız. Teröristler umurumda mı ?

Komutan : Hayır gitmene izin vermemem Asker! Şimdi yerine geri dön.

Çocuk : Ben sizden izin aldığımı hatırlamıyorum. Siz hatırlıyor musunuz ?

Komutan : Asker kendine gel.

Çocuk : Ben gidiyorum.

Komutan : Nöbetçiler..

Çocuk bir anda nöbetçilerden tekine bir yumruk attı. Öbür nöbetçinin belindeki silah'ı alarak komutanının kalbine ateş etti. Diğer iki nöbetçiyi de bayıltdı. Helikopteri kaçırmak için iki helikopter pilotunu da öldürdü çocuk.

Çocuk helikopter ile her yer yıkılan kocaeli de. Kocaeli stadının tam ortasına indi. Helikopter kullanmayı bakarak öğrenmiş ve hayatında ilk defa helikopter kullanmıştı. Çok ta zor olmadığını anladı. Oradan çaldığı bir motosiklet ile Zeynep in evine gitti. Zeynep in evine vardığında gördüğü manzara karşısında şok olmuştu. Zeynep in evi yıkılmıştı.
17 Ağustos sabah saatleri etraf siren seslerinden geçilmiyordu. Enkazın üstüne doğru çıktı elleri ile kaldırmaya çalıştı enkazı. Zeynep in odasını bildiğinden orayı kaldırmaya çalışıyordu. Aradan iki saat geçti kaşıkla mezar kazacak kadar ağır ilerliyordu Zeynep in odasına ulaşma çabası. İki sokak ötede Kepçe nin çalıştığını gördü. Kepçe ye doğru gitti.

Çocuk : Bu kepçe nasıl kullanılıyor ?

Kepçe Operatörü : Git başımdan Asker işim var görmüyor musun ?

Çocuk : Bu kepçe ye ihtiyacım var.

Kepçe Operatörü : Herkesin ihtiyacı var.

Çocuk : Benim daha çok var.

Çocuk silahını çıkardı ve kepçe operatörünün kafasına dayadı. Ya benimle gelirsin yada ölürsün !

Kepçe Operatörü : Tamam sakin ol seninle geliyorum. Lütfen çoluğum çocuğum var benim.

Çocuk : Eğer dediklerimi yaparsan sana hiç bir şey yapmam. Çocuklarına kavuşup uzun yıllar onlarla yaşayabilirsin. Anlaştık mı ? Ama bana bir oyun oynamaya kalkarsan seni de aileni de öldürürüm ve evini de yakarım. Anlaştık mı ?

Kepçe Operatörü : Anlaştık.

Kepçe operatörü Zeynep in evine doğru giderken Diğer enkazın kaldırılmasını bekleyen yakınlarını kurtarmak isteyen aileler sinirlendi. Çocuğa saldırmak istediler. Çocuk belinden silah ını tekrar çıkartıp üç kişiyi sağ diz kapağından vurdu. Diğerlerini de ölümle tehdit etti. Çocuğun bu davranışından sonra öfkeli kalabalık can korkusundan sakinleşmişti.

Kepçe operatörü yıkıntıları kaldırıyordu . Çocuk ise kepçe operatörünü yönlendiriyordu şurayı kaldır burayı kaldır diye. Arada bir Zeynep Zeynep diye bağırıyordu.
Zeynep ten hiç bir iz yoktu. Kepçe operatörü can korkusuna binanın enkazını kaldırmaya devam ediyordu. Çocuk ise umutla kızgın güneşin altında Zeynep i bulmaya çalışıyordu hiç bir şey umurunda değildi ne açlık ne susuzluk nede kızgın güneş. bitmek bilmeyen bir enerji ile çocuk Zeynep'i aramaya devam ediyordu. Zeynep in ölüsünü yada dirisini bulmadan enkazı bırakmaya niyeti yoktu. Saatler birbirini kovalıyordu. Zeynep in annesi ve babası son model arabaları ile koşarak enkaza doğru geldiler. Deprem olmadan önceki akşam Zeynep'in Babası Tıp ödülü alacaktı. O yüzden de davetteydiler İstanbul Avrupa yakasında. Deprem olduktan sonra yollar tıkandığı için anca gelmişlerdi. Zeynep in Annesi Arabadan koşar adımlarla inerek kızım diye haykırdı. Babasının da yüzü bembeyazdı. Hayattaki tek evlatları olan Zeynep enkazın altındaydı.

Zeynep in Annesi : Lütfen kızımı kurtar ne istersen veririm

diye çocuğa yalvarıyordu.  Ayağına kapanıyordu.

Zeynep in Babası : Lütfen hayatım bırakta aramaya devam etsin.

Çocuk : Kurtaracağım kızınızı. Lütfen izin verin.

Zeynep in annesi ve babası cağ resizce enkazın başında bekliyorlar çocuk ise Zeynep i aramaya devam ediyordu. Artık akşam oluyordu. Bir kaç saat kadar çalışmalar sürmeye devam etti. Sonunda Zeynep i buldu Çocuk. Zeynep in şah damarını eliyle kontrol eden Çocuk Zeynep in nefes aldığını anladı. Zeynep i elleri ile kazıya kazıya enkazdan çıkardı. Zeynep in eline yüzüne su serpti. Etraf çok sıcaktı. Zeynep in elini yüzü yıkadı. Zeynep biraz olsun kendine gelir gibi oldu. Zeynep in Annesi ve babası da Koşarak Zeynep in yanına doğru gelmişlerdi. Çocuk Zeynep i kaldırdığı gibi yıkılmış evden aşağıya doğru yürüdü ve Zeynep i kaldırıma yatırdı.

Çocuk : İyimisin ..

Zeynep :  Ayaklarım .. Ayaklarımı hissetmiyorum.

Zeynep in Annesi ve babası ağlamaya başlamışlardı.

Çocuk : Sen burada bekle ben hemen geliyorum. Lütfen Zeynep in başından ayrılmayın.

Zeynep in Babası : Tamam sen git.

Çocuk koşarak etrafta ambulans arıyordu. Her tarafa bakıyordu. Gölcük polis istasyonu yıkılmamıştı. Polis istasyonunun önüne geldi. Polisler, polis arabaları ve ambulans vardı. Çocuk belindeki iki silahla birlikte Polis istasyonuna yöneldi.

Çocuk : Ambulansa ihtiyacım var.

Polis Memuru : Bizimde var.

Çocuk : Lütfen ambulansı bana verin . Vaktim yok.

Polis Memuru : Oldu olacak başka ne verelim sana ?

Çocuk : Vaktim yok. Rica ediyorum Lütfen Memur bey. Durumum çok acil.

Polis Memuru : Bizim de çok acil. Burası hastane değil çocuk burası polis istasyonu ve buradaki ambulans emniyet müdürleri ve ya üst düzey yetkililer için.

Çocuk : Ben de üst düzey bir askerim.

Polis Memuru : Siktir git lan oradan üst düzeymiş.

Çocuk belinden çıkardığı silahlarla Polis memurlarını vurmaya başladı. 7 Polis memuru oracıkta hayatını kaybetmiş ambulans şoförünü de görgü tanığı olsun diye sadece yaralamıştı. Çünkü etrafta başka hiç kimse yoktu. Ambulansı aldığı gibi Zeynep in olduğu yere gitti. Ambulansı kim görürse görsün el kaldırıyor yardım istiyordu fakat Çocuk umurunda bile değildi. Ambulansın durmadığını görenler Çocuğa küfürler savuruyorlardı. Çocuk ise aldırmadan devam ediyordu yoluna. Boşuna kızma haklılar diyordu içinden.  Sonunda Zeynep'in yanına getirmişti ambulansı. Ambulanstan indi arka daki sedyeyi çıkartı. İri yarı bir adam elini tuttu Çocuğun

İri Yarı  Adam : Lan şerefsiz neden durmuyorsun. Benim de hastam var.

Çocuk : Şerefsiz ? Lan ? Hastan mı ? Var.

İri Yarı Adam : Yürü gidiyoruz önce benim hastamı alıp hastaneye götüreceksin. O kızın durumu iyi yerde yatıyor yaşayabilir.

Çocuk : Önce o kız gidecek sonra senin hastan gidecek.

İri Yarı Adam : Oğlum ölüyor diyorum lan sana duymuyormusun ?

Çocuk : Umurumda gibi mi duruyor oradan bakılınca.

İri Yarı Adam : Senin ananı avradını yedi sülaleni sikeyim orospu çocuğu hadi dedim öldürtme kendini.

Çocuk : Siktin rahatladın şimdi bırak beni de Kızı kurtarayım.

İri Yarı Adam : O kızın da amına koydurtma şimdi.

Çocuk Adamın kolunu kaptığı gibi kırdı. Öbür kolunu da kırdı. İki Kolunu kırdığı adamın saçından tutarak adamın çok acil dediği oğlunun yanına getirdi. iri yarı adam kolum diye bağırırken.

Çocuk : bu mu acil  ?

İri Yarı Adam : Abi özür dilerim bu acil değil. O kız daha acil.

Çocuk : Yok yok bu daha acil. Hatta sen daha acilsin. Çıkart lan dilini dışarıya.

İri Yarı Adam : Abi sana yalvarıyorum. Lütfen yapma abi. Çoluğum çocuğum var abi benim.

Çocuk : Çoluğu çocuğu olan biri böyle kelimeler edermi ? Şaka mı yapıyorsun ?

İri Yarı Adam : Özür dilerim abi bir daha hiç bir şey demeyeceğim .

Çocuk : Yok yok gene de dilini keseceğim.

Çocuk Adamı yere yatırdı ve dilini dışarıya doğru çıkarttırdı. Sağ ayağından çıkardığı bıçak ile adamın dilini tam kesiyorken iri yarı adamın küçük oğlu yapma babamı öldürme diyerek bağırdı. Çocuk adamın oğlunun söylediklerinden sonra adamı bıraktı. Çocuk sedyeyi aldığı gibi Zeynep in yanına geldi. Ve Zeynep i kaldırdığı gibi sedyenin içine koydu. Sonra ise Sedyeyi ambulansa Zeynep in babası ile koydular.

Zeynep in Babası : Kızım  hemen ameliyat olması lazım yoksa sakat kalabilir.

Çocuk : Nerede ?

Zeynep in Babası : Kadıköy deki özel hastane var orada yolu biliyorum.

Çocuk : Helikopter var. En yakın yere ineriz.

Zeynep in Babası : Nerede helikopter.

Çocuk : Stada.

Zeynep in Babası : Hadi gidelim o zaman. Ayrıca 0 Rh negatif kan'a ihtiyacımız olabilir.

Çocuk : Benim kan grubum hallederiz.

Zeynep'in Babası : Hayır Senin olmaz. Neyse gidelim hallederiz.

Çocuk Ambulansı sürerken Zeynep , Zeynep'in Babası , Zeynep'in Annesi ambulansın arka tarafındaydı. Çocuk stadyuma geldiğinde 7 Asker in onu beklediğini gördü.
Çocuk onları umursamadan hızlıca Zeynep i helikopterin arka tarafına bağladı. Askerlere bakmadı bile çok acele ediyordu.

Togay : Gene karıştırmışın her yeri ?? ( Alaycı bir ses tonuyla )

Çocuk : Togay Ne alaka ya .. Siz neden buradasınız ?

Serhat  : Hakkında yakalama ve öldürme emri çıktı. O yüzden seni korumak için buradayız. Alfa-Star Sebastian gönderdi bizi.

Çocuk : Sadece yedinizi mi ?

Samet : Ne o Beğenemedin mi ?

Mustafa Şimşek : Haspama bak beğenmiyorda bizi.

Yusuf : Neden beğenmiyon la bizi.

İsmail : Beğenir beğenir o .. 

Çocuk : Beyler ben kadıköy'deki hastaneye gidiyorum.

Samet : Tamam kardeşim git bizde helikopterle peşinden geleceğiz.

Çocuk : Tamamdır.  0 Rh negatif kan lazım. ve bir helikopter şöförü. Benim kullanmam sorun olabilir.

Samet : Tamam moruk ben kullanırım.

Yusuf : Hallederiz moruk. Rahat ol.


Çocuğun arkadaşı Samet helikopteri çalıştırdı Zeynep i babasını ve annesini de alarak hızlıca hastaneye doğru ilerledi. Arkadan gelen 7 alfa star elemanı da Çocuğu takip etti. Hastane ye indiler peş peşe . Ve Zeynep direk ameliyat haneye kaldırıldı.

Zeynep in Babası : Çok teşekkür ederim. Uzman bir cerrah var onu da alabilir miyiz ?

Çocuk : Alırız adresi nedir ?

Zeynep in Babası : Kağıtta yazıyor.

Çocuk : İsmail Samet şu adamı bir zahmet buraya getirin. Ne pahasına olursa olsun buraya gelsin.

Samet : Tamam .

Bir saat sonra ;

Çocuk : Durum nedir ?

Samet : Geliyoruz . Bütün yollarda cevirme var seni arıyorlar.

Çocuk : Çabuk olun Zeynep in iyi olduğunu görmeden teslim olmayacağım.

İsmail : Tamam biz gelene kadar öldürtme kendini.

Samet İsmail ve Cerrah gelmişlerdi.

Çocuk : Teşekkür ederim Cerrah bey.

Cerrah : Bide teşekkür ediyor. Ameliyathane yi basıp getirdiler beni buraya.

Çocuk : Anlıyorum. Karşılarız telafisini. Zeynep düzelir ise istediğini iste benden.

Cerrah : Biz doktoruz tefeci fırsatçı değiliz. Çekil yolumdan da direk bakayım..

Çocuk : Doktor Bey'i Ameliyathaneye götürün İsmail.

İsmail : Tamamdır.


Doktorlar Zeynep 'i Ameliyatta almışlardı. Zeynep'e kan gerekiyordu. Zeynep'in kan grubu sadece çocuğa uyuyordu. Zeynep'in babası çocuktan istemeye istemeye de olsa kan vermesini kabul etti. Zeynep'in ameliyatı tam 11 saat 40 dakika sürmüştü.

Çocuk : Zeynep Düzelecek mi ?

Cerrah : Omurgasında çok ciddi zedelenme var. Çok zor. Ben elimden geleni yaptım evlat. Gerisi takdir ilahi.

Çocuk : Onu görebilir miyim ?

Cerrah : Şimdi olmaz..


Alfa-Star dan sorumlu komutan Çocuğa doğru yürüyordu.. Alfa-Star ın Komutanının yanında 20 ye yakın asker vardı.

Alfa-Star Komutanı : Sen Ne yaptın evlat.

Çocuk : Hiç bir şey yapmadım. İzin istedim vermedi. Helikopteri istedim vermedi. Ambulansa ihtiyacım vardı alay edip vermediler.

Alfa-Star Komutanı : Anlıyorum.

Çocuk : Sahiden mi ?

Alfa-Star Komutanı : Evet sahiden anlıyorum. Sende beni anlar mısın ?

Çocuk : Tab ikide.

Alfa-Star Komutanı : Sen çok özel bir askersin. Yeteneklerinle olsun kişiliğinle olsun. Sen bazı kişilerden bir şeyler istedin ama karşılığında hiç bir şey yapmadılar sende onlara bunu canlarını alarak ödedin. Etkiye tepki yani.

Çocuk : Evet biliyorum.

Alfa-Star Komutanı : Sen ise onların canlarını alarak bir etki daha yaptın. Şimdi tepki sırası sende ?

Çocuk : Anladım.

Alfa-Star Komutanı : Alfa-Star ın adını çıkartmamak için Gazeteciler zaten bizi çarmağa germek için fırsat kolluyorlar. Seni amerika daki bir adaya gönderiyoruz. Ada bildiğin hapishane. Dünyanın dört bir yanından manyakların olduğu bir hapishane. Senin cezai süren yok sadece orada hayatta kalmak çok zor ve bunu da öğreneceğini düşünüyorum. Orada geçireceğin bir yıl buradaki bütün hapishanelerde geçireceğin 100 lerce yıla bedel. Okyanusun ortasında bir adada elleri silahlı adamlar ve acımaları yok.

Çocuk : Yani beni ölüme gönderiyorsunuz ? Doğru mu ?

Alfa-Star Komutanı : Hayır. Ölmemeyi öğrenmeni istiyorum. Taktik plan strateji geliştirmeni. Hayatta nasıl kalınır öğrenmeni istiyorum. Her sorununu öldürerek çözmek yerine başka bir şeylerin de olduğunu öğrenmeni istiyorum. Orada kalacaksın ve eğer hayatta kalmayı başarır isen seni vakti geldiğinde oradan aldırtacağım. Alfa-Star üst kurmayları cezanı çekmeni istiyorlar.

Çocuk : Ben buradaki bir hapishane de kalmayı tercih ederim.

Alfa-Star Komutanı : Benim de hoşuma gitmiyor senin gibi değerli birinin oraya gitmesini ama gitmezsen Alfa-Star ın ismi karalanacak. Alfa-Star ın ismini karalamayı göze alıyor musun ?

Çocuk : Hayır.. Sizden son bir isteğim var tamam gideceğim ..

Alfa-Star Komutanı : Nedir ?

Çocuk : Zeynep le vedalaşmak istiyorum..

Alfa-Star Komutanı : Acele et.. Helikopter seni çatıda bekliyor. İçinde Turuncu renkte amerikalı katillerin giydiği tulum ve ayakkabılar var. Yaklaşınca kafana siyah çuval ve ellerini zincirleyecekler sorun çıkartma.

Çocuk : Emredersiniz.

Alfa-Star Komutanı : Gene karşılaşacağız Asker..


Çocuk hemşire ve doktorların meraklı bakışları ardında koridordan ağır ağır yürüyordu. Erkekler tuvaletine girdi. Saçlarını ellerini yıkadı. Kan olmuş ellerini , kirden kapkara olmuş suratını güzelce yıkadı. Saçlarını taradı. Yoğun bakımdaki Zeynep in yanına gitti. Hasta bakıcılardan teki Engel olmak istedi. Kolunu tuttu çocuğun. Çocuk yan yan keskin gözleri ile hasta bakıcıya doğru bakmasından sonra hasta bakıcı özür dilerim diyerek yanından ayrıldı. Yoğun bakımdaki Zeynep in yanına doğru geldi. Fazla yaklaşmadı. Diz çöktü.

Çocuk : Büyük ihtimal ile bir daha seni göremeyeceğim. Büyük ihtimal ile o adadan buraya bir daha hiç gelemeyeceğim. Çünkü ne zaman bu komutanı görsem sırtımı sıvazlıyor bana güzel ve havalı iki laf söylüyor beni kandırıyor. Bu seferkide onlardan bir tanesi. ve şimdi seninle veda etme zamanı. Küçükken çok küçükken sen ve ben kumda oyunlar oynardık. Oyunun en güzel yerinde Annen yada Baban seni çağırırdı. Sen yarım saat daha durayım diye nazlanırdın. Oyunun en güzel yerinde sen giderdin. Canımdan koca bir ısırık olarak giderdin. Şimdi sen burada kalıyorsun bu sefer ben gidiyorum. Gene canımdan koca bir ısırık gidiyor. Değişen bir şey olmuyor. Asmaya vurmaya yok etmeye öldürmeye delikanlıyız ama ' Seni Seviyorum ' demeye gelince değiliz sanırım. Hoşça kal Zeynep.. Mutlu Kal.. '' Allah 'a senden kalan her anı için teşekkür ederim.. '

2 Gün Sonra

Cerrah : Kızınız hızlı bir şekilde iyileşiyor. Şaşırtıcı bir şey. Ne yalan söyleyeyim bir daha yürüyeceğini dahi düşünmüyorduk. Ama sanki çok hızlı bir şekilde kemikleri ve omuriliği iyileşti.

Zeynep'in Babası : Bu harika bir haber.

Cerrah : Eşiniz ve oğlunuz kızınızın yanında.

Zeynep'in Babası : Oğlum ?

Cerrah : Pardon Doktor Bey. Ağız alışkanlığı eşiniz hep oğlum diye bahsedince ondan.

Zeynep'in Babası : heee anladım.

Cerrah : Öbür kan veren çocuk nerede peki ?

Zeynep in Babası : O asker zaten görevi vardı oraya gitti.

Cerrah : Üstadım kızını sizde görebilirsiniz fakat fazla yormayın. Sizde iyi biliyorsunuz ama hatırlatmak isterim onu üzecek ani haberlerden sakının.

Zeynep'in Babası : Çok teşekkür ederim Üstadım.

Zeynep in Annesi ve Cüneyt Zeynep in yanı başındaydı. Zeynep in kolunda serum vardı. 

Zeynep : Ne oldu bana ?

Zeynep'in Annesi : Güzel kızım deprem oldu. Enkaz altında kaldın. Enkazdan seni Cüneyt kurtardı. Kızımı saatlerce enkazın başında çalışıp kurtardığın için minnettarım yavrum sana. 

Cüneyt : Beni Zeynep'in yanında utandırıyorsunuz Teyzecim.

Zeynep : O nerede ?

Zeynep'in Annesi : Şeytan görsün yüzünü nerede olduğu belli mi ? hala onu soruyorsun. Senin kahramanın yanında. Seni o çocuk değil Cüneyt kurtardı. Adam olsaydı da seni o kurtarsaydı. Çok teşekkür ederim yavrum.

Cüneyt : Önemli değil teyzecim. Gene olsa gene yapardım. Zeynep'e canım feda benim.

O sırada içeriye Zeynep'in Babası girdi. Zeynep in babası kızını yanaklarından öptü.

Ana haber bülteni yayınlanıyordu her kanalda deprem görüntülerinden sonra Şehit olan 7 polis memurunun resimleri geldi ekrana. Ambulansı vermedikleri için canından oldular. Saldırgan her yerde aranıyor. Zeynep'in babası dona kalmıştı. Zeynep , Annesi ve Cüneyt kendi aralarında konuşmaya daldıklarından televizyonu izlemiyorlar televizyonda çıkan haberi duymuyorlardı bile. 16 yaşlarında 1.81 boylarında 80-85 kilo ağırlığında askeri üniforma giyen saçları arkaya doğru taranmış ve güneş gözlüğü takan şahsı yetkililer her yerde arıyorlar. Saldırganın kaçırdığı ambulans Kocaeli izmit ismet paşa stadının önünde bulundu. Görgü tanıklarının ifadeleri alındı. Soruşturma sürüyor. Emniyet müdürü saldırganı tüm yurtta aradıklarını bu eylemi neden yaptığını araştırdıkları. Polis memurlarını şehit eden saldırganın en kısa sürede yakalanacağını ve adaletin yerini bulacağını söyledi. Bizde böyle acılı bir günde böyle bir saldırıyı kınıyor Şehitlere Allah tan rahmet ailelerini sabır diliyoruz.

O Sırada Amerika Okyanus Açıkları :

Koruma : Vakit geldi. Özür dilerim Artık kelepçelerini takmak zorundayım ve kafana çuval geçirmek zorundayım.

Çocuk : Yap vazifeni. Benden korkmana gerek yok. Anlaşma anlaşmadır.

Helikopter hapishanenin avlusuna indi. Çocuk kafasında çuval elleri ve ayakları zincirlenmiş ve turuncu tulumuyla Korumaların yardımı ile helikopterden indi. İki yanında iki koruma ile ağır ağır yürüyordu. Biraz yürüdükten sonra Amerikalı gardiyanlara teslim ettiler.

Koruma : Bizden bu kadar.

Çocuk : Allasmardık.

Amerikalı gardiyanlar çocuğun koluna girerek çok sıkı korunan hapishanenin avlusundan vuslat ta doğru yürütüyorlardı. Diğer mahkumların meraklı bakışları altında ağır ağır yürüyordu. Oraya çok mahkum gelmişti ama ilk kez böyle bir muamele yapıldığı ilk kez görülmüştü.
Tazyikli su ile yıkarlarken çocuğu Hastanede; Zeynep , Annesi Babası ve Cüneyt gülüyorlar sohbet ediyorlardı. Ellerini bağlayıp bir temiz dövdüler Çocuğu gardiyanlar. Morarmasın diye tazyikli su ile önce yıkamışlardı. Elleriyle yukarıya astıkları çocuğu var güçleri ile dövüyorlardı.  Çocuk dayak yerken işkence görürken Zeynep ailesi ile mutluydu. Hiç bir yerden ışık görmeyen bir odaya hapsettiler çocuğu. 3 metrekare olan bu oda sanki kabristandı.

Çocuk Okyanusta bir hapishane de fare gibi bir deliğin içinde  .. Zeynep Üniversite de istanbul'da . Cüneyt te onla beraber istanbul'da ..

Herkesin bir hesαp günü vαrdır .

17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminde Kaybettiklerim Anısına .. Aslında Bizler Kaybettiklerimiziz.

















3 yorum:

  1. özel bölümler çok duygusal ama çok güzel en çok özel bölümleri bekliyorum çünkü herkesin geçmişini çok merak ediyorum ben

    YanıtlaSil
  2. yeni özel bölüm ne zaman gelecek

    YanıtlaSil
  3. Elimde olsa o cuneyti ve annesini parcalardim be

    YanıtlaSil