1988 İzmit Çocuk Esirgeme Kurumu
Doktor Bey : Çocuğun durumu nasıl ?
Esirgeme Kurumu Müdürü : Sayenizde çok
daha iyi .
Doktor Bey : İlaçlarını al. Ayağındaki
kırık çok fazla derin değil. Hemen iyileşmek istiyorsan buradakilerin sözünden
çıkmamalısın ufaklık.
Çocuk : Teşekkür ederim efendim.
Esirgeme Kurumu Müdürü : Ne kadar da
masumlar öyle değil mi ?
Doktor Bey : Kesinlikle Haklısınız . Bana
müsaade artık.
Esirgeme Kurumu Müdürü : Otursaydınız bir
çay içseydik.
Doktor Bey : Kızımı piyano kursuna
götüreceğim götürmezsem karım cinayet çıkartır.
Esirgeme Kurumu Müdürü : Peki . Haftaya
gene çocuklarımızı ziyarete gelecek misiniz ?
Doktor Bey : Kesinlikle her hafta ben
kontrol edeceğim hasta çocukları.
Esirgeme Kurumu Müdürü : Size ne kadar
teşekkür etsek azdır.
Doktor Bey : Ne önemi var . Onlar bizim
geleceklerimiz.
Doktor Bey dışarıya doğru çıktı. Dışarıda
kızı ile birlikte oynayan bir çocuk gördü. Çocuk Esirgeme Kurumu Müdürü Çocuğa
bağırmak istedi. Doktor Bey engel oldu lütfen onlar daha çocuk. Doktor Bey
Altın sarısı saçları olan güzel elbiseli kızına doğru baktı ve ;
Doktor Bey : Zeynep hadi kızım.
Zeynep üstündeki kumları temizledi. İki
çocuk masumca bir misketle oyun oynuyorlardı. Küçük zeynep babasına doğru
koştu. Ufak çocukta Zeynep in peşinden doğru yürüdü. Babası Zeynep i kucağına
alıp arabanın arka koltuğuna oturt du. Ufak çocuk ise arabanın beş metre
uzağından babasına ve Zeynep e bakıyordu.
Doktor Bey : Onu etkilemek için kumdan
kale den daha fazla şeyler yapmalısın.
Çocuk : Mesela amca ne yapmalıyım lütfen
bana yardım eder misin ?
Çocuğun bu sözleri Doktor un hoşuna
gitmişti. Çocuk yaşına göre gerçekten de çok kibardı.
Doktor Bey : Mesela Futbolcu ol. Yada
Müzisyen ol. Kızlar Futbolcu ve sporcu erkeklerden veya müzisyenlerden
hoşlanırlar evlat
Çocuk : Tavsiyeniz için teşekkür ederim.
Elimden gelebilen şeyler ise yapmaya çalışacağım. İyi günler bayım.
Doktor Bey : İyi günler.
Doktor arabasını çalıştırdı. Arka
koltukta oturan şımarık Zeynep
Zeynep : Baba arkadaşımı da eve götüremez
miyiz ?
Doktor Bey : Olur mu öyle şey kızım o
oyuncak mı ?
Zeynep : Olsun ben onla hep oynamak
istiyorum tek arkadaşım o. Aptal piyano dersi değil.
Doktor Bey : Annen bu söylediğini
duymasın. Hayır arkadaşını eve götüremeyiz o oyuncak bebek değil.
Ertesi Hafta
Çocuk : Müzik öğretmenim bu sesle sadece
rap söyleyebileceğimi söyledi bana bayım.
Doktor Bey : O halt etmiş.
Çocuk : Bende Futbol oynamaya çalıştım
ama beni kaleye koydular. Çok gol yiyorum diye kızdılar. Sonra basketbol
oynamak istedim onda da başarılı olamadım.
Doktor Bey : Başarmak göreceli bir kavramdır
evlat.
Çocuk : Göreceli ne demek efendim.
Doktor Bey : Sana göre başkadır bana göre
başkadır.
Çocuk : Teşekkür ederim Bayım bana bir
kelime öğrettiğiniz için.
Doktor Bey : Rap müzik ne demek biliyor
musun peki ?
Çocuk : Sanırım opera gibi bir şey ama
bilmiyorum.
Doktor Bey : Ben sana bulayım bir kaç rap
müzik te onları dinle olur mu ?
Çocuk : Teşekkür ederim bayım. Çok
naziksiniz.
Doktor Bey verdiği sözü tutmuş çocuğa rap
müzik ve yeni çıkan volkmen getirmiştir. Çocuk sürekli rap müzik dinlemektedir.
Ertesi Ay ..
Çocuk : Bayım bunların sözleri gâvurca.
Ben bir şey anlamıyorum. Ama beni uçuruyor kalbime işliyor.
Doktor Bey : Gâvurca denmez ona yabancı
denir.
Çocuk : Teşekkür ederim bayım. Yabancı
tanımadığımız adam gibi mi ?
Doktor Bey : Bir bakıma evet. Ama Türkiye
den bakarken yunanistan gibi.
Çocuk : Anladım. Yunanistan bize yabancı.
Doktor Bey : Aferim Sana..
2 Ay sonra ..
Zeynep tekrar gelmiştir. Çocuk ve Zeynep
gene oynamaktadır. Bu sefer Doktor Bey in yanında eşi de çocukları ziyarete
gelmiştir. ziyaret bittiğinde
Zeynep ve çocuğun oynadığını gören Zeynep
in annesi
Zeynep in Annesi : Zeynep çabuk buraya
gel ! Seninle evde konuşacağız. Yeni aldığımız kıyafetin her tarafını çamur
etmişsin. Bir hanım efendi gibi davran !
Zeynep : Off anne off
Zeynep in Annesi : Seninle evde
konuşacağız Zeynep ! O çocuklardan birine yaklaşma demedim mi ben sana
mikroplulardır
Çocuk : Hanım efendi sadece oynuyorduk
hepsi bu. Ben mikroplu değilim hanım efendi.
Zeynep in Annesi : Haddini bil !
Çocuk : Peki efendim.. Özür dilerim.
Doktor Bey : Onlar sadece çocuk ! Bu
kadar sinirlenmene gerek yok !
Doktor beyin eşi ve zeynep arabaya
binmişlerdi. Çocuk uzaktan onlara bakıyordu. Doktor Bey çocuğun yanına geldi.
Çocuk : Sanırım eşiniz hanım efendi ben
futbolcu yada müzisyen olmadığım için kızınızla oynamama izin vermedi. Özür
dilerim.
Doktor Bey : Sanırım diyerek karşılık
verdi.
1989 İzmit çocuk esirgeme kurumu :
Çocuk : Doktor Bey Atfedersiniz bir şey
sorabilir miyim ?
Doktor Bey : Tab ikide evlat.
Çocuk : Kızınız artık neden buraya
gelmiyor ? O benim sahip olduğum tek arkadaşımdı ? diğer çocuklar benden
büyükler ve benimle oynamak istemiyorlar.
Doktor Bey : Annesi izin vermiyor
gelmesine.
Çocuk : Anlıyorum. Haklı tab ikide hanım
efendi. Kim ister çocuğunun oyun arkadaşının annesiz babasız evsiz biri
olmasını.
Doktor Bey : Öyle düşünme.
Çocuk : Bana söyledikleriniz hiç birinde
başarılı değilim ben. Rap müzik yapmak istiyorum ama dinlediğim parçalar
yabancı kelimeler kullanılıyor. Ama bir gün bir şarkı yazacağım. Futbol oynamak
çok istiyorum ama çocuklar beni aralarına kabul etmiyorlar.
Doktor Bey : Bizde seninle bir hafta sonu
beraber oynarız futbol olur mu ? Belki Zeynep te gelir.
Çocuk : Çok mutlu olurum ..
6 Hafta Sonra 1989 Asar dere piknik alanı
Gölcük ..
Doktor Bey : Hadi al bakalım topu.
Çocuk : Aldım.
Doktor Bey : Hadi oynayalım beraber
seninle.
Çocuk : Tamam.
Doktor Bey ve Çocuk saatler boyu futbol
oynadılar. Çocuk o kadar mutluydu ki hayatta hiç olmadığı kadar. Çocuk
hayatında ilk kez arabaya binmiş ve hayatında ilk kez çocuk esirgeme kurumunun
dışına çıkmıştı doğduğundan bu yana. Belki hayattın da tek anlatacağı anıda bu
olacaktı çocukluğuna dair.
1 ay sonra
Doktor Bey : Al işte Zeynep zeynep
diyordun bak bugün oda geldi.
Çocuk : Teşekkür ederim.
Zeynep : Merhaba ..
Çocuk : Merhaba..
Doktor Bey : Siz hadi uslu uslu oynayın
ben içerideki hastalara bakıp geleceğim.
Zeynep : Sen neden burada yaşıyorsun ?
Çocuk : Beni sanırım kimse sevmediği için
buradayım.
Zeynep : Seni kimse sevmiyor mu ?
Çocuk : Sanırım beni kimse sevmiyor.
Zeynep : Olsun üzülme.
Çocuk : Üzülmek ne demek ?
Zeynep : Bilmem ki. Böyle mutlu olmanın
tam tersi.
Çocuk : Mutlu olmak ne demek ?
Zeynep : Babam gelince ona sorarsın oldu
mu ben anlatamayacağım.
Çocuk : Peki. Doktor Bey gelince ona
sorarım.
Zeynep : Hadi oynayalım..
Çocuk : Hadi..
Zeynep ve Çocuk .. Çocuk esirgeme
kurumunun bahçesinde doyasıya oynadılar. Saklambaç oynadılar. Yakalamaca
oynadılar. Doktor Bey de çocuklar daha fazla oynasın diye müdür ün odasında
oturmuş onları izliyordu.
Çocuk Esirgeme Müdürü : İstediğiniz dosyayı getirdim.
Doktor Bey : Teşekkür ederim. Bu lütfen aramızda
kalsın.
Çocuk Esirgeme Müdürü : Tab ikide Doktor
Bey. Ben müsaadenizle biraz etrafa bakayım.
Doktor Bey : Tab ikide lütfen ben varım
diye işinizden geri kalmayın.
Doktor Bey in istediği dosya çocuğun
dosyasıydı. Dikkatli ve uzun uzun inceledi.
Dosyayı çantasının içine koydu ve siyah
deri çantasını aldığı gibi odadan çıktı. Zeynep hadi kızım gidiyoruz diye
seslendi.
Zeynep : Ne olur baba biraz daha kalalım.
Çocuk : Gidiyor musunuz ?
Zeynep : Evet gitmek zorundayız. Sen
babama mutluluk ve üzülmeyi soracaktın ?
Çocuk : Yok ikisini de anladım.
Zeynep : Nasıl ?
Çocuk : Mutluluk senin yanımda olup
beraber oynadığımız an.. Üzülmek te senin buradan gidişin.
Zeynep : Görüşürüz.
Çocuk : Görüşürüz.
Çocuk ve Zeynep in arkadaşlıkları devam
ediyordu. Çocuk Zeynep e çok bağlanmıştı, Babası Zeynep'i ne zaman çocuk
esirgeme kurumuna getirse; Zeynep'in içi kıpır kıpır ediyordu. Zeynep çok
yaramaz ve şımarık bir çocuktu fakat babası Zeynep in yaramazlık yapmaması için
tek bildiği laf bir daha seni oraya götürmem oluyor bunu duyan Zeynep ise hemen
susuyordu.
Çocuk ve Zeynep ilk okula başlamıştı;
Zeynep özel bır koleje gederken çocuk ise esirgeme kurumunda bulunan okula
gidiyordu. Çocuk ile Zeynep in arkadaşlığı devam ediyordu. Birbirlerine
mektuplar yazıyorlar. Çocuk her aksam uyumadan Zeynep'e mutlaka bir mektup
yazıyor onları biriktiriyor sonra zeynep geldiğinde çocuk hepsini birden
Zeynep'e veriyordu Zeynep eve gidiyor ve çocuğun yazdığı bütün mektupların
hepsini aynı gun içinde okuyordu Çocuk Zeynep'e seni seviyorumlu aşk mektupları
yazmıyordu elbette o gun neler yaptığından bahsediyordu bazen yazacak bır şey
bulamadığında ise şiir yazıyordu saçma sapan çocukça şiirler yasam tum hızıyla
devam ediyor yıllar birbirini kovalıyordu.
Çocuk bazen saçma sapan konuşurdu. Tabiri
caizle saçmalardı. Sadece Zeynep gülsün diye. Çocuk başarılı bir öğrenciydi.
Matematik Fen derslerinde özellikle iyiydi.Çocuğun ani cevap verme özelliği
öğretmenlerinin dikkatini çekiyordu. Söylediği cevap yanlışta olsa çocuk gene
de söylemekten çekinmiyordu.
Çocuk en çok yaz aylarını sevmiyordu. Bir
çocuk düşünün ki Kışı sonbahar ve ilk baharı sevip te yazları sevmesin. Yazları
sevmemesinin tek bir sebebi vardı : Zeynep okullar kapanınca bütün yazı tatil
köylerinde , Otellerde veya yazlıklarında geçiriyordu. Çocuk Zeynep i 3 ay
boyunca hiç göremiyor hiç haber alamıyordu. Zeynep bütün yaz eğlenip denizin
tadını çıkartırken çocuk ise bütün yazı çocuk esirgeme kurumunda çalışarak
geçiriyor ve yazın bitmesini bekliyordu.
Okulların açılması ile birlikte Zeynep
babası ile mutlaka çocuk esirgeme kurumuna geliyordu.Zeynep yaz boyu
yaşadıklarını çocuğa anlatıyor çocuk ise onu dinlemekle yetiniyordu. Çocuğun
bilmediği şeylerdi Zeynep in anlattıkları. Çocuğa saçma geliyordu fakat çocuk
genede dinliyordu bıkmadan usanmadan. Çocuğun ise anlatacak hiç bir şeyi yoktu.
Çocuk bütün yazı meslek edinme kurslarında harcadığı için Çocuğun anlattığı
amele muhabbetleri de Zeynep e saçma geliyordu ama Çocuğun da anlattıkları
Zeynep e saçma geliyordu. Çocuk yazları ağır sanayi olan gemi üretim
tersanesinde çalışıyordu ufak yaşına rağmen bir kaç arkadaşı ile birlikte ağır
sanayindeydi. O ağır iş çocuğu çok yoruyordu fakat Zeynep in yokluğu çocuğu
daha da çok yoruyordu. Çocuk Ağır sanayide çalıştığı için yaşıtlarına göre daha
kaslı ve daha iriydi.
1996 Yılı
İzmit
Zeynep in Annesi : Kızımızın bu doğum
günü muhteşem olacak. Bütün komşular çatlayacaklar.
Doktor Bey : Zeynep artık genç kız
oluyor.
Zeynep in Annesi : Hediyesini görünce
gözlerine inanamayacak.
Doktor Bey : Çok aradık o hediyeyi.
Zeynep in Annesi : Kızımız artık 15
yaşına giriyor. Davetiyeler tamam mı canım ?
Doktor Bey : Evet hepsi tamam ve
adreslere gönderildi.
Zeynep in Annesi : Açılışta piyano
çalacak kızımız. Sonra dev bir pastayı keseceğiz. En sonra davetlilerle biz
otururken kızımız ve arkadaşları havuz kenarında eğlenecekler.
Doktor Bey : Her şeyi tasarladık çok
özendik. Gerçekten umarım her şey çok güzel gider.
Zeynep in Annesi : Kesinlikle her şey çok
güzel gidecek.
Zeynep bir anda odadan içeri girer.
Doktor Bey : Güzel kızım benim.
Zeynep hem annesini hem babasını öpüp
aralarına oturur.
Zeynep : Nasılsınız ?
Zeynep in Annesi : Senin doğum gününü
planlıyoruz.
Zeynep : Umarım bu sene hava çok güzel
olur.
Zeynep in Annesi : Bu sene her şey
mükemmel gidecek.
Zeynep : Onuda çağırdınız mı ?
Zeynep in Annesi : Hayır Zeynep. Artık çocuk
değilsin. Seçkin bir ailenin seçkin bir evladısın. Kimsesiz bir çocuk ile
arkadaşlık etmen ne kadar doğru. Etrafta kiler ne der ?
Zeynep : Umurumda değil. Etrafın ne
diyeceği. Eğer o gelmez ise doğum günümü unutun.
Zeynep in Annesi : O Senin hiç dengin mi
?
Zeynep : Evet beni koruyan kollayan
dertlerimi dinleyen bana sevgi gösteren herkes benim dengim.
Zeynep in Annesi : Kahretsin. Ne yapmak
istiyorsan onu yap. Sende bir şey desene ?
Doktor Bey : Gayet düzgün bir çocuk.
Kızımız ne yaptığını biliyor. Ona karışamayız genç kız oldu artık.
Zeynep in Doğum Günü ..
Evlerinin havuzlu bahçesinde Zeynep in
bütün arkadaşları gelmişti. Zeynep in gözleri ise onu arıyordu.
Zeynep in Annesi : Hadi artık Zeynep
ciğim misafirlerimize bir piyano ziyafeti verirmisin.
Zeynep : O gelmeden başlamam
Zeynep in Annesi : Saçmala bütün
misafirler seni bekliyor.
Zeynep : Off ya tamam anne.
Zeynep piyanonun başına istemeye istemeye
oturdu. Piyanoyu çalmaya başladı. Zeynep piyano yu çaldığı andan itibaren havuz
kenarlarında havayı fişekler patlamaya başladı. Davetlilerin meraklı bakışları
altında Zeynep piyano ile bütün hünerlerini sergiliyordu. Aklı başka yerde '
Neden Gelmedi ' diye düşünüyordu.
Gözleri ile kapının açılmasını
bekliyordu. Kapı açılmıyor Zeynep in gülen yüzü soluyordu.
Şarkı bitti.
Zeynep : Gelmeyecek gelmeyecek gelmeyecek
işte diyebiliyordu.. içinden..
Zeynep in yüzü iyice asılmıştı.
Zeynep : Baba o geldi mi?
Doktor Bey : Gelmedi kızım. En azından
ben görmedim.
Zeynep : Ona aylar öncesinden söylemiştim
ben.. Gelmesi gerekiyordu..
Doktor Bey : Bilmiyorum kızım başına bir
şey gelmiş olmasın. En son ne zaman konuştunuz ?
Zeynep : Bir ay önce konuştuk Baba.
Doktor Bey : Çocuğun başına bir şey mi
geldi acaba ? Bak bende telaşlandım şimdi.
Zeynep in Annesi : Ne konuşuyorsunuz Baba
kız fısır fısır. Hadi Zeynep Pastanı kes.
Zeynep in doğum gününden 20 gün önce ..
İzmit Çocuk Esirgeme Kurumu :
Doktor Bey : Bu çocuğun bütün evraklarını
tamamlayın.
Komutan : Doktor Bey Emin misiniz ? Bu
çocuktan asker filan olmaz.
Doktor Bey : Bu çocuğun bütün eğitimini
küçük yaştan bu yana ben veriyorum ve ben takip ediyorum. Sizden ricam ona bir
şans vermeniz. Ayrıca üzerinde çalıştığım bir kaç kas yükleyici ve kemik
geliştirici iğnemi ilk ona ejektör ettim. Yaşıtlarına göre üç kat daha kaslı
daha uzun daha dayanıklı kemiklere sahip ve çok daha hızlı. Son derece zeki
kurnaz ve mükemmel bir avcı.
Komutan : Çocuk çok takıntılı. Bu bizim
için büyük sorun. İleride böyle bir silah sorun olabilir.
Doktor Bey : Hazreti İsayı aramıyorsunuz.
Komutan : Çocuk askeri bir birliğe
katılmak istemiyor. Evet bu dediklerinize harfiyen katılıyorum. Şu an 13
yaşında ama 18 yaşındaki bir çocuktan bile daha zeki daha kurnaz daha hızlı
daha dayanıklı. Fakat kızınızı bırakıp gitmek istemiyor. Savaşmak istemiyor
kimseyle.
Doktor Bey : Savaşmak istememesi çok
normal. Büyük bir merhameti karşısındakine saygısı var.
Komutan : Çocuk esirgeme kurumundan
kurtulmak istemeyen gördüğüm tek çocuk. Kızınızı bırakıp da başka yerde yaşamak
istemiyor. Siz ikna edebilirseniz ve Siz eğer ki kefilseniz. Sorun yok
alıyoruz.
Çocuğu Doktor Bey yanına çağırdı.
Doktor Bey : Kızlar nelerden hoşlanıyor
sanırım buldum.
Çocuk :
Nelerden Doktor Bey
Doktor Bey : Yakışıklı genç askerlerden.
Çocuk : Sahi mi ?
Doktor Bey : Evet sahi.
Çocuk : Tüh ben o şansı kaçırdım.
Doktor Bey : Neden kaçırmışsın ?
Çocuk : Bir hafta önce bir kaç asker
geldi. Bana bebek yüzlü katil diye hitap ediyorlardı.
Doktor Bey : Sonra ?
Çocuk : Bir hanım efendi. Beni teste
soktu. Bana 250 soruluk çok affedersiniz ama saçma sapan sorular ile dolu bir
testi yaptırdı. Sonra ise saatlerce benden konuştuk.
Doktor Bey : Sonra ?
Çocuk : Çok sıkıldım hayatımdaki en kötü
gündü. Sonra bana döndü ve dedi. Bebek yüzlü katil.
Doktor Bey : Halt etmiş o. Ne anlar
erkekten.
Çocuk : Ben katil değilim Doktor Bey.
Doktor Bey : Biliyorum.
Çocuk : Zeynep in doğum günü var 20 gün
sonra. Oraya kesin ve kesin gideceğimi söyledim. Gitmeme izin verirlerse asker
olabileceğimi de ekledim. Onlar ise bana hayır 18 yaşına kadar hiç bir yere
gidemeyeceğimi söylediler. Bende asker olmak istemediğimi söyledim. Verilen bir
söz Asker olmaktan da zengin olmaktan da damarımdan akan kandan da çok daha
önemli. Sonra beni günlerce aç bırakıp bir hücreye kapattılar.
Doktor Bey : Sahi mi ?
Çocuk : Ben yalan söylemem. Sonra da beni
bizimle geleceksin diye dövdüler. Bende gelmeyeceğimi söyledim.
Doktor Bey : Ama kızlar askerlerden
hoşlanıyorlar.
Çocuk : Hiç bir kız benden hoşlanmasın
buna razıyım. Ama verdiğim sözden asla geriye dönmem ben.
Doktor Bey : Seni akıllı çocuk.. Eğer
istersen komutanlarla bir kere daha konuşup seni askeri birliğe almalarını
sağlayabilirim.
Çocuk : Teşekkür ederim. Kızınıza söz
verdim Doktor Bey. O sözü tutamayacak isem Asker olmanın bir anlamı yok.
Doktor Bey : O sözünü de tutacaksın. Gel
komutanın yanına gidelim.
Doktor Bey : Bebek yüzlü katil asker
olmak istiyor ama tek bir şartı var
Komutan : Neymiş o .
Doktor Bey : 20 gün sonra benim kızımın
doğum günü var ona davetli. Orada olmak istiyor. Kızıma söz vermiş. Hayatta en
büyük şey onur ve verilen söz diyor.
Komutan : Aferin. Tamam gidebilir.
Çocuk : Affedersiniz ama gitmeme o gün
izin vermezseniz işte o zaman bebek yüzlü katil olurum.. Lütfen verdiğiniz sözde durun.
Komutan : Söz asker sözü sana..
Çocuk : Anlaştık o zaman. Teşekkür ederim
Doktor Bey.. Ben müsaadeniz ile hazırlanayım.
Komutan : Hadi bakalım fırla.
Bebek yüzlü katil koşar adımlar ile
eşyalarını toplamaya gidiyordu.
Komutan : İşte bundan söz ediyorum .
Doktor Bey : 20 gün sonra ona verdiğiniz
sözü lütfen tutun. Size arkadaş dost tavsiyesi.
Komutan : Prosedürler böyle değil
biliyorsunuz.
Doktor Bey : Siz bilirsiniz.
20 Gün Sonra Zeynep in doğum günü partisi
:
Pasta kesilmişti. Zeynep in ailesi ve ailesinin dostları
dışarıya kahve içmeye giderlerken Zeynep ve arkadaşları ise Zeynep lerin evinde
havuzun etrafında eğleniyorlardı. Zeynep o sıra hediyelerini açıyordu. Aklı çocukta
olan Zeynep'in yüzü asıktı.
Dans müziği çalmaya başladı.
Cüneyt : Hadi dans edelim Zeynep.
Zeynep : Hiç havamda değilim başka bir
zaman Cüneyt.
Cüneyt : Olur mu hiç. Hadi bu senin
partin. Kırma beni.
Cüneyt ve Zeynep dans'a kalkmışlardı.
Zeynep in en yakın iki arkadaşı Neslihan
ve Derya ise aralarında konuşuyorlardı o sırada.
Derya : Cüneyti görüyor musun ? Zeynep in
etrafında pervane oluyor.
Neslihan : Zeynep te istemem yan cebime
koy yapıyor..
Derya : Tabi öyle yapacak güzelim.
İstanbul un en büyük inşaat firması veliahttı seninle ilgileniyor. Balıklama
atlarsan çantada keklik olursun.
Zeynep Cüneyt ile dans ederken birden
kapı açıldı. İçeriye üç numara saçları ve siyah takım elbisesi ile bebek yüzlü
katil girdi. Zeynep in gözleri bir anda ondaydı. Cüneyt ile dans ediyordu fakat
Bebek yüzlü katil den gözlerini alamıyordu. Bir aydır görmüyordu özlemişti.
Çocuk içeriye doğru herkesin bakışlarında
yürümeye devam etti. Elindeki çiçeği ile Zeynep e doğru bakıyordu.
Dans bitmişti. Zeynep hızlıca çocuğa
doğru koştu ve boynuna sarıldı. Seni çok merak ettim neredesin diyebildi.
Çocuk : Özür dilerim sanırım piyano ile
yaptığın o güzel gösteriyi kaçırdım. Şu iki kulağımın duyabileceği en güzel ses
parmaklarından ve ağızından çıkanlar ..
Zeynep : Önemli değil. Sana bant kaydını
gönderirim dinlersin. Sen neden geç kaldın. Yoksa izin vermediler mi ? sana.
Çocuk : Kışlada bir sorun çıktı o yüzden
geç kaldım.
Zeynep : Ne sorunu çıktı ? Ne kışlası
Çocuk : Önemli bir şey değil. Ben
Adrenalin Timine girdim Zeynep haberin yok mu?
Zeynep : Hayır.
Çocuk : Sana bir aydır yedi mektup
yazdım. Kapıdan içeri girdiğimde seni o çocukla dans ederken gördüğümde
mektuplarıma bu yüzden cevap vermediğini düşündüm.
Zeynep : Mektup filan gelmedi bana. Ah
anne ! ben sana göstereceğim !
Çocuk : Önemli değil. Takma kafana.
Zeynep : Her şeyi duymak istiyorum. Subay
mı oluyorsun yoksa..
Çocuk : Bilmem ..
Zeynep : Aferim benim yakışıklı
meleğime.. Beni kıskandın mı ? o çocukla dans ederken görünce ?
Çocuk cevap vermedi.
Zeynep : Beni kıskandın mı ?
Çocuk gene cevap vermedi.
Zeynep : Çok mu zor kıskandım demek.
Çocuk : Hayır çok zor değil. Kıskanmak
nasıl bir duygu bilmiyorum. Ama o an hissettiğim kıskanmak ise evet kıskandım.
Zeynep : Ne hissettin.
Çocuk : Dans ettiğin çocuğun canını
almak.
Zeynep : Saçmalama canım. Okuldan bir
arkadaşım o benim. Benim şövalyem sensin
bir kere yakışıklı.
Zeynep çocuğun elini tutmak istedi.
Çocuğun elinden akan kanı fark etti.
Zeynep : Sen yaralısın. Ne oldu sana..
Çocuk : Kışlada ufak bir sorun çıktı
dedim ya. O yüzden yaralandım.
O sırada Doktor Bey ve eşi eve geldiler.
Doktor Bey Çocuk ve kızına doğru yürüdü..
Doktor Bey : Hazır mısın ?
Çocuk : Evet sanırım hazırım.
Zeynep : Ne oluyor ? Baba. Neye hazır mı
?
Doktor Bey : Boş ver Kızım. Kışladan
bekliyorlar onu. Ben bırakıp geleceğim.
Zeynep : Gitme ..
Çocuk : Geri geleceğim..
Zeynep i geride bırakıp Çocuk ve Zeynep
in babası yürüdüler.
Doktor Bey : Neden yaptın.
Çocuk : Bana bir söz vermişti.
Doktor Bey : Sana söz verdi diye ölmesi öldürmen mi gerekiyordu.
Çocuk : Sadece bana söz vermişti.
Bedelini canıyla ödedi.
1996 Yılında Sat Komandosu nun ölümü
basit bir tinerci cinayeti diyerek üzeri örtülmüştü.. Tinerci sat komandosundan sigara istiyor.
Komando sigarayı vermiyor ve tinerci bıçakladı diyerek olay kapatıldı. Çocuk 6
ay boyunca tek başına bir hücreye hapsedildi. Bütün gününü sınav mekik ve sanal
dövüş ha raketleri yaparak geçirdi.
Lağım kadar pis olan bu yerde dayanmak o
yaştaki bir çocuk için yeterince zordu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder