uyarı

Lütfen Dikkat. Mause ile aşağı inme sorunu yaşıyorsanız ; klavyenizdeki yön tuşları ile aşağıya inerek kitabı okuyabilirsiniz. Tarayıcınız Google Chrome ise böyle bir sorun yaşayabilirsiniz.
Site Yönetimi bu aksaklıktan dolayı sizlerden özür diler.
Eser Kanunu Koruma Yasasından : Bu Eser Yazar Tarafından İzin Alınmadan Başka Bir Yerde Yayınlanamaz. İsimler Ve Kişiler Değiştirilip Kopyalanamaz. Eserin İzinsiz Yayınlandığı Takdirde Yayınlayan Kişiler Hakkında Yasal Yollara Başvurulacağını Beyan Ederim.

Romanın Son Haberlerini Almak İçin www.facebook.com/zombilerindunyasi sayfasından bizleri takip edebilirsiniz.

İLETİŞİM : zombilerin.dunyasi@gmail.com

4 Şubat 2012 Cumartesi

(Ölüm ) 9. Bölüm


Sabah ın ilk ışıkları ile silivri ye geldiler. Ölüm Meleği nin kaşı patlamış üstü başı kan olmuş şekilde arabadan indi. Herkesin gözü Mustafa, Pelin ve Ölüm Meleğin deydi. Ölüm Meleğinin kollarında bile kan pıhtıları vardı. Zor yürüyordu. Hem aldığı darbelerden dolayı hemde bir gündür uyumadığından dolayı gerçekten yorgun gözüküyordu. Mustafa Pelin e sarılmış odasına götürüyordu. Mustafa Ölüm Meleği ne Teşekkür Ederim der gibi kafasını salladı. Ölüm Meleği de ona doğru bakarak göz kırpmıştı. 
Arzu koşarak Ölüm Meleği ne doğru geldi. Sarıldı. Ölüm Meleği bir an canı yanmıştı. Arzu kafasını Ölüm Meleği nin Omuzuna koydu seni çok merak ettim. 
Ölüm Meleği : İyiyim bir şeyim yok. 
Arzu : Çok acıyor mu ? 
Ölüm Meleği : İyiyim Arzu bir şeyim yok. 
Arzu : Yaralarına pansuman yapmalıyız.
Ölüm Meleği : Sen zahmet etme ben yaparım. 
Arzu : Olmaz öyle şey. 

O Sırada Tuncay Asit Sansar ve Ateş Ölüm Meleğine doğru geldiler. Arzu onların geldiğini fark edince Ölüm Meleği ne sarılmayı bıraktı. 
Ölüm Meleği : Bir kaç gün beyler sarılmasak iyi olur. 
Tuncay : Sanki 100 kiloluk bir zombiyle 12 raunt maç yapmış gibisin. 
Ölüm Meleği : Sanırım 15 raunt yaptım. 

Ölüm Meleği Duş alıyordu. Aslında kafası Mirza ve Sebastian da kalmıştı. Buradan daha güvenli bir yerde kalıyorlardı. Arkadaşları ile birlikte buradan izmir 'e rahat bir şekilde gideceklerini düşündü. Dağlık arazi ve geniş güvenlik önlemlerinin olduğu tesisin imkanları askeri ceza evine göre daha fazlaydı. Hepsi için orası daha sağlıklı olacağını düşünüyordu. Bir yandan da Mirza ve Sebastian ın orada olması bunun önemini iki kat artırıyordu. 
Ellerini duvara doğru şınav çekercesine yaslamış. Akan sular ensesinden sırtına doğru kayıp gidiyordu. Bıçakla aldığı yara acıyordu. Aslında bundan önce daha fazla yaralanmıştı ama gene de en çok en taze yara acırdı. 
Gözlerini kapattı. Tekirdağ polis istasyonundaki insanlar gözünün önüne geldi. 
Gözlerinin önünde Şimşek gibi fotoğrafları bir bir çakıyordu. 
AVM de dönüşen zombiler geldi aklına.. 
AVM de zombiye dönüşecekler geldi aklına. 
Köy de geçirdikleri bir gecede zombiye dönüşecekler geldi aklına. 
Sonra köy de zombiye dönüşecek olan kız geldi aklına. 
' Ölünce ben nereye gideceğim ' sözü geldi kulaklarına.. 

Duştan kendini bir anda attı. Üstünü giyindi. Yatağına uzandı. Gözlerini kapatır kapatmaz uyumuştu. 

O sırada Asit Fulya nın kardeşi  Damla ya dövüşmeyi öğretiyordu. Asit ile Damla baya bi yakınlaşmaya başlamışlar Fulya ise şüpheleniyor fakat genede ne kardeşine nede sevdiği erkeğe toz kondurmuyordu.
Mustafa ile Pelin sarılmışlar uyuyorlardı. 
Tuncay ise Dilara ile oturup sohbet ediyordu. Dilara ile Tuncay arasında bir şeyler oluyordu. 
Ateş ise abisinin sözünü dinlemiyor Berna ile görüşmeye devam ediyordu. Berna Her akşam Ateş in yanında kalıyordu. Berna nın erkek arkadaşı Kenan ise bu durumu anlamıştı. Fakat askerlerin tutumunu göz önüne alarak hiç bir şey yapamıyordu. 

Öğlen vaktine doğru Ölüm Meleği nin kapısı çalındı. Ölüm Meleği o kadar yorgundu ki uyuyordu. Kapıyı çalan ısrar ediyordu. Ölüm Meleği yataktan kalktı  ve kapıyı  açtı. 
Gelen kişi Arzu ydu. 
Ölüm Meleği : Efendim Arzu.. 
Arzu : Canım yaralarına bakmaya geldim. 
Ölüm Meleği : Olmaz dersen gidecek misin ? 
Arzu : Gitmeyeceğim. 

Ölüm Meleği mecbur kabul etmişti. Arzu yaralarına pansuman yapıyordu. 

Arzu : Canın yanıyor mu çok ? 

Ölüm Meleği nin canı yanıyordu. Ama gene de erkekliğe bok sürdürmemek için yanmıyor diyordu. 

Arzu : Seni bu hale kim getirdi ? 
Ölüm Meleği : Eski dostlar.. 
Arzu : Nasıl eski dostlarmış bunlar ? 
Ölüm Meleği : Bir daha bu dünyaya gelmeyecek kadar iyi eski dostlar.. 
Arzu : Sırtındaki rakamlar neyi ifade ediyor ? 
Ölüm Meleği : Hiç bir şeyi. 
Arzu : Neden o zaman yaptırtın ? 
Ölüm Meleği : Rakamlar hoşuma gittiği için. 
Arzu : Tamam söylemek zorunda değilsin. 
Ölüm Meleği : Söylenecek bir şey olsa söylerim.. 

Arzu bir anda Ölüm Meleği nin dudaklarından öptü. Ölüm Meleği tepkisiz kaldı. Arzu bu hareketinden dolayı çok utandı ve ' Özür dilerim ' diyerek odadan hızlıca koşar adımlarla çıktı. Ölüm Meleği şaşırmıştı.. Akşam olmuştu artık.. 
Ölüm Meleği nin Sağ üst kaşında ve kolunda olmak üzere iki beyaz yara banttı vardı. Boks maçlarından sonraki boksörler gibiydi. Gözleri morarmış rakuna benziyordu. 
Bütün ekip aşağıdaydı. Yemekler yendi. 
Birden Kenan hızlıca küçük yemekhane ye daldı. 
Kenan : Ölüm Meleği seninle konuşmamız gerek ! 
Ölüm Meleği : Seni dinliyorum ..
Kenan : Özel konuşmamız gerek önemli 
Ölüm Meleği : Sonra konuşuruz o zaman şimdi gördüğün gibi arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. 
Kenan : Hemen konuşmamız gerek !!! 

Ölüm Meleği Kenan ın ciddiyetini görünce. O pısırık adamın aslan gibi konuştuğunu görünce onu takdir etti ve onunla konuşmak için dışarıya çıktı. Ölüm Meleği elinde birasıyla Kenan la avluya çıkmışlardı. 

Ölüm Meleği : Seni dinliyorum. 
Kenan : Kardeşim sen geldiğinden beri ağlıyor ? Aranızda ne var ? 
Ölüm Meleği : Kardeşin ağlıyor ise benimle ne ilgisi var ? 
Kenan : Bilmiyorum. Bana ve Berna ya yada burada muhat tap olduğu herkese seni anlatıyor. 
Ölüm Meleği : Anlatılacak hiç bir şeyim yok benim .
Kenan : Sana hayran anlıyor musun ? Yaşı daha çok küçük. Senin gibi bir baba figürü onun hayatında hiç olmadı. Senin gibi bir abi de onun hayatında hiç olmadı. 
Ölüm Meleği : Sen var sın ya ? 
Kenan : Ben senin gibi barbar değilim. 
Ölüm Meleği : Ben barbar mıyım ?
Kenan : Evet öylesin. Senden ricam Arzu yu üzmemen. Eğer ki onu üzersen seni öldürürüm. 
Ölüm Meleği : Bu lafını kardeşini seven bir abi ; Kardeşini koruyan bir abi olduğunu düşünerek duymamazlığa geliyorum. 

Ölüm Meleği Kenan a çok sinirlenmişti. Arada Arzu olduğu için Kenan ı oracıkta boğmadı. 

Ölüm Meleği Yemekhane ye doğru yöneldi. Ağır ağır yavaş yavaş içeri girdi. Haydi eğlenme zamanı diyerek masanın tekinin üstüne çıktı. Her zaman söyledikleri marşı söylemeye başladı : Ölüm Meleği söylüyor. Psko Soldiers Tekrar ediyordu. 

Ben, hayaller hayal ediyorum.
Ben, dünyayı sürtüğüm ediyorum.
Yüksek kaleler inşa ediyorum.
Onlar yeniden doğduğunu sanarken ben öldürüyorum 
Günleri sayılı
Sadece tatlı bir kelebek gibi.
Ve gün ışığı doğuyor
Bu sabah yine gel.
Sonsuza kadar, hava kabarcıkları üflemeyi hayal 
Ben, her yerde baktım
Sonsuza kadar, hava kabarcıkları üfleme ediyorum
Asit in hava kabarcıkları var.
Ben sürekli baloncuklar çıkarıyorum 
Sevimli baloncuklar havada 
Çok yükseğe çıkıyorlar 
Neredeyse gökyüzüne yetişiyorlar 
Sonra, benim rüyalarım gibi 
Solup ölüyorlar 
Şans sürekli saklanıyor 
Her yere baktım. 
Ben sürekli baloncuklar çıkarıyorum 
Sevimli baloncuklar havada 

Psko Soldiers .. 

Hep bir ağızdan söylüyorlardı. Herkesin keyfi yerindeydi o akşam.. Olumsuz hiç bir şey yoktu. 

Pelin ile Mustafa ; Berna ile Ateş ; Fulya ile Asit Odalarına çıkmıştı. Sansar ve Ferit uyumaya gitmişlerdi. 
Ölüm Meleği ve Tuncay gene baş başa kalmışlardı.

Tuncay : Ne oldu izmir de ? 
Ölüm Meleği : Ne olmadı ki ? 
Tuncay : Suratının halinden belli kimle karşılaştınız ?
Ölüm Meleği : Alfa - Star ile .. 
Tuncay : Ney..
Ölüm Meleği : Evet doğru duydun Alfa - Star ile... 
Tuncay : Onlar en son .. 
Ölüm Meleği : Evet amerika nın götünü zombilerden kurtarmaya gittiler. Televizyondan gördük cehennemi oradan çıkmayı başarmışlar.. 
Tuncay : Way arkadaş.. 


Ateş ile Berna sevişmeye başlamışlardı o sıra. Kapı sert bir şekilde açıldı. İçeri giren Kenan dı.. 
Kenan ın elinde bir silah vardı. 
Kenan : Sizi şerefsizler. Sizi orospu çocukları diye bağırıyordu! 
Berna : Seni artık istemiyorum çık git. 
Ateş : Kendini öldürtmeden git buradan. 

Kenan Silah ı Berna nın üzerine doğrultu. Horozu kaldırdı. Sonra Ateş in üstüne doğrultu. Göğsüne doğru hedef aldı. 

Kenan : Biliyor musun ? Seni buraya attıran benim. 
Ateş : Nasıl yani ? 
Kenan : O çantandan çıkan uyuşturucuyu arkadaşına para ver ipte koydurtan benim. 
Ateş : Seni Orospu çocuğu.. 

Kenan silahı iki eliyle tuttu iyice nişan aldı. 

Kenan : Böylelikle Berna dan tamamen uzak duracaktın !  Ama lanet olası zombiler yüzünden tekrardan birleştiniz. 
Berna : Yeter artık git buradan 
Kenan : Sıra sanada gelecek sürtük 
Ateş : Doğru konuş ! 
Kenan : Zombilerden korktuğu için sana karılık yapıyor bu kaltak bunu anlayamayacak kadar salak mısın ? 

Kenan parmağını silah ın tetiğine götürdü ve .. 

Bir el silah sesi duyuldu.. 

Ölüm Meleği Kenan tam silah ına dokunduğu anda elinden tutup silah ı yukarıya doğru kaldırmış ve Kenan a bir yumruk atarak bayıltmıştı. 

Ateş : Teşekkürler abi. 

Ölüm Meleği  Ateş e göz kırptı. Kapınızı kilitleyin diyerek gülmeye başladı.. 

Ateş : Neden gülüyorsun ki ? 
Ölüm Meleği : Rolleri değiştiğiniz için gülüyorum.. 
Ateş : Kapa çeneni abi... 

Ölüm Meleği Kenan ı dışarıya aldı ve yatağına yatırdı. Kapısını da dışarıdan kilitledi. Anahtarını da Cebine attı. 

28 Şubat 2010
Psko Soldiers in yemek yediği ufak kantinde herkes oturmuş bir şeyler yiyordu. Bu sırada Ferit içeri girdi. Pelin ile Mustafa nın güldüğünü gördü. Onların oturduğu masaya doğru gitti. 
Ferit : Ne gülüyorsunuz lan komik bir şey mi var ?
Pelin : Delinin zoruna bak sana mı güldük ? 
Mustafa : Kardeşim aramızda bir şey konuşuyorduk yanlış anlama .
Ferit bir anda oturdukları masadaki yemek tepsilerini üstlerine döktü.

Ferit : İkinizi birden keserim lan ! Komik olan ne neye gülüyorsunuz?
Mustafa bir anda Ferit e doğru hamle yaptı fakat Ferit daha atik davranıp Mustafa ya bir kaç tane yumruk vurdu. Mustafa aldığı darbeler ile yere düşmüştü. Ferit belinden çıkardığı silah ı Pelin e doğru doğrultu. Pelinin gözlerinin içine bakıyordu! Bu arada aldığı darbelerle yere düşen Mustafa kafasını çarptığı için bayılmıştı.
Ferit : Sürtük ! Sen benle dalga geçersin ha.
Pelin : Lütfen yapma ben senle dalga geçmedim. Ölüm Meleği bir şey yap ölmek istemiyorum ne olur. 
Ölüm Meleği : Ferit yapma .
Ferit : Sen karışma Ölüm Meleği .
Ölüm Meleği : Ferit yapma dedim.
Üç el Silah sesi duyuldu.. Birisi kalbine birisi kafasına diğeri ise ciğerlerine isabet etmişti. Büyük bir sessizlik..

Ölüm Meleği tek başına Cuma nın mezarının hemen yanında bir mezar kazıyordu. Mustafa ise ağlıyordu. Bağırıyordu 'Hepsi Ölüm Meleğinin suçu'. Ferit i zamanında kollamasaydı. Öldürseydik. Şimdi bunların hiç biri olmayacaktı diyordu. Tuncay Sansar Asit ve Ateş Mustafa yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Mustafa Pelin in ölmüş bedenine sarılıyordu. Bütün var gücüyle Ölüm Meleği hepsi senin suçun diye haykırıyordu! Bütün hapishane halkı olayları uzaktan izliyordu. Fulya Dilara Arzu ağlıyorlardı.  
Hava buz dan daha soğuktu.. 

Ölüm Meleği elinde bir kürek ile mezar kazmaya devam ediyordu. Dışarıda çok şiddetli yağmur vardı. Şimşek çakıyordu. Ölüm Meleği nin kan olduğu için Üzerinde askeri pantolonu ve asker künyesinden başka hiç bir şey yoktu.  Yeterince kazdı. Kazdığı mezarın derinliği Ölüm Meleği nin belinden geliyordu.
Yerde yatan Ferit in üzerindeki kan yağmur la karışmıştı.  Ölüm Meleği Ferittin saçlarını okşadı. Yakında görüşeceğiz kardeşim diyerek Sansar ın yardımı ile Ferit i kabrine koydular. Toprakla vuslat etmişlerdi. Üzerine toprak atmadan önce künyesinden tekini biraz toprakla karıştırıp üstüne doğru attı Ferit'in.. Yağmur ise genç aşıkların ayrılığına ağlıyordu. Ya da Serseri Ferit in ölümüne ağlıyordu.

Ölüm Meleği Tuncay Asit Ateş ve Sansar Ferit i gömdüler. Mustafa ise hapishane avlusuna çıkmıştı Ölüm Meleğine doğru Hepsi senin suçun diye bağırıyordu. Bir yandan ağlıyor bir yandan Ölüm Meleğini suçluyordu. Ölüm Meleği Hapishaneye doğru yürümeye başladı.
Mustafa Belinden çıkardığı silah ı Ölüm Meleği ne doğrultu. Ölüm Meleği istifini bozmadan yürümeye devam ediyordu. 
Mustafa : Hepsi senin suçun !
Ölüm Meleği : Üzgünüm Mustafa. Başın sağ olsun.
Mustafa : Üzgün müsün ? Tek diyebileceğin bu mu? Neye üzgünsün Askerini kaybettiğin için mi?
Ölüm Meleği : Askerimi kaybettiğim için çok ama çok üzgünüm. Bunu sana tarif edemem.  Ama bunu sana söylemediğim bil. Askerimin sana verdiği zarar yüzünden üzgünüm.
Mustafa : Sen benden Aşkımı aldın Ölüm Meleği. Artık seninle kardeş değiliz. Senin düşmanınım.
Ölüm Meleği : Sen bilirsin Mustafa . Seni zorlayan yok. Ne yapmak istiyorsan onu yap.

Mustafa Silah ı ateşleyecek cesareti kendinde bulamamıştı. Ölüm Meleği yanından yürüyerek gitti..  
2 Saat Önce : 

Ferit Pelinin kalbine ve kafasına birer el ateş ettikten sonra Feritin hedefinde yerde yatan Mustafa vardı. Mustafa ya tam nişan aldığı sırada Ölüm Meleği Feritti ciğerlerinden vurmuştu. Ferit Yere düşerken Ölüm Meleği Feritti tuttu. 
Ferit ciğerlerine aldığı kurşundan dolayı kanı siyah akıyordu. Ölüm Meleği Sarıldı arkadan Feritte ve yerde duruyorlardı. 
Ferit Nefes nefeseydi. Nefes alıp verişi sıklaşmıştı.
Ferit : Huzurla ölmeme izin verdiğin için teşekkür ederim abi. 
Ferit : Beni kim vurdu abi ? 
Ölüm Meleği : Ben vurdum Serseri Ferit .
Ferit : Canın sağ olsun abi.  Hakkını helal et.
Ölüm Meleği : Helal olsun Ferit.
Ferit : Benden yana da helal olsun abi.
Ferit bir kaç dakika sonra Ölüm Meleğinin kolları arasında ölmüştü..







**********

document.addEvent('contextmenu',function(e){
e=new Event(e);
//alert('success');
e.stop();
});


function selectnone() {
document.body.ondrag = function () { return false; };
document.body.onselectstart = function () { return false; };
if(window.ie || window.opera){document.body.setProperty("unselectable","on");}
if(window.gecko){document.body.setStyle("MozUserSelect","none");}
if(window.webkit){document.body.setStyle("KhtmlUserSelect","none");}

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder